İmamoğlu Ve Ekibinin Sızan Toplantısı: Kılıçdaroğlu, “Kabul Edilemez” Dedi

İBB Başkanı İmamoğlu’nun CHP’li bazı kurmaylarla yaptığı toplantı kaydının sızdırılması sonrası gözler CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na çevrilmişken, Kılıçdaroğlu’nun söz konusu videoyu “kabul edilemez” olarak nitelediği öğrenildi.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun, kurmaylarından parti içi tartışmaların kamuoyu önünde yapılmamasını istediği de belirtildi.

Gazete Duvar’dan Serkan Alan’ın haberine göre CHP’nin kritik MYK toplantısında gündeme online toplantıya katılan isimler geldi. Bazı MYK üyeleri CHP Grup Başkanı Özgür Özel ve CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın’ın görevden alınması gerektiğini belirterek Kılıçdaroğlu’ndan bunu talep etti.

Bu iki ismin Meclis’te Kılıçdaroğlu’nu temsil ettiğini belirten kurmaylar kendilerinin istifasının birinci talep olarak dile getirilmesini istedi. CHP’li kurmaylar Özgür Özel’i kastederek “Sizi Meclis’te temsil eden ismin böyle bir işe girişmesi kabul edilemez, burada konuşulanları aktarmadığı ne malum, istifa etmeli” ifadelerini kullandı.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun söz konusu videoyu “kabul edilemez” olarak nitelediği öğrenilirken kurmaylarından parti içi tartışmaların kamuoyu önünde yapılmamasını istediği belirtildi.

“CHP kurmayları videonun “bilinçli” yayınlandığını söylüyor”

CHP’li kurmayların aktarımına göre İmamoğlu’nun ve CHP’li isimlerin yer aldığı videodan genel merkez de yayınlanınca haberdar oldu.

Videonun kırpılarak yayınlandığına dikkat çeken CHP’li kurmaylar İmamoğlu kanadından söz konusu videonun “bilinçli” yayınlandığını düşündüklerini ifade etti. Bir kurmay, “İmamoğlu kanadı neden sızdırmış olmasın? Bu bizim hoşumuza giden bir durum değil ki. Sabahtan bu yana gündemi belirleyenler onlar” ifadelerini kullandı.

“Değişim sürecinde olan arkadaşların metodolojik sorunu var”

Değişim sürecinin bu tarz videolarla yapılamayacağını ifade eden bir CHP’li üst düzey yönetici, “Parti Meclisi üyesi belediye başkanından talimat alamaz” dedi.

İmamoğlu’nun toplantısına katılan isimleri “ekip bomba” olarak niteleyen CHP’li isim, “Bülent Tezcan, Tekin Bingöl gibi isimler CHP tabanının nefret objesi” diye konuştu.

Söz konusu açıklama ve toplantının parti tüzüğüne aykırı olduğunu belirten kurmay, “Değişim sürecinde olan arkadaşların metodolojik sorunu var. Kılıçdaroğlu karşıtlığını ideolojik olarak besleyemediler ve kutuplaştırdılar. Buradan nasıl bir değişim çıkacak? CHP’nin tepki çeken son milletvekili listelerini hazırlayan bütün arkadaşlar orada” ifadelerini kullandı.

İmamoğlu’nun değişim talebini yadırgadığını ifade eden CHP’li isim, “Bu kadar temiz bir yola çıkış bu insanlarla yol yürümek. Bu arkadaşlarla yol yürünmez. Tertemiz birileriyle yola çıkması lazımdı” diye konuştu ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“Toplantı yapılıyorsa yapılır normaldir fakat Muharrem İnce de aday olduğunda görevinden istifa etmişti. Bu isimlerin görevdeyken bunları yapmaları kabul edilemez.”

Paylaşın

İmamoğlu Ve Ekibinin “Değişim” Toplantısı: Kılıçdaroğlu’ndan Karşı Hamle

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun bazı üst düzey Cumhuriyet Halk Partili (CHP) yöneticilerle yaptığı online toplantının internete sızdı. Kılıçdaroğlu, İmamoğlu öncülüğünde yürütülen olağanüstü Parti Meclisi (PM) toplantısı çağrısına karşı Pazar günü PM’yi olağan toplantıya davet etti.

Bugün içinse Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Ekrem İmamoğlu ekibi tarafından kamuoyuna açıklama yapılacağı yönündeki hazırlığı öğrenerek MYK’yı sabah toplantıya davet etmesi de dikkat çekti. CHP MYK toplantısı yaklaşık 2 saat sürdü.

VOA Türkçe’den Yıldız Yazıcıoğlu’nun haberine göre; 14 ve 28 Mayıs’ta yapılan seçimlerin ardından Cumhuriyet Halk Partisi’ndeki (CHP) “değişim” tartışması, Kemal Kılıçdaroğlu’nun görevden ayrılması amacıyla nasıl bir çalışma yürütüldüğüne ilişkin bir toplantının videosunun sızdırılmasıyla yeni bir boyut kazandı.

Ana muhalefet partisi CHP”de 14 Mayıs’ta parti oyu dolayısıyla milletvekili sayısında artış sağlanamaması ve 28 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı Seçimi’nin kaybedilmesiyle “değişim” talebi gündemde. CHP tabanındaki seçim sonuçlarına yönelik eleştiriler üzerine “değişime hazırım” diyen Kılıçdaroğlu, ilk önce Merkez Yürütme Kurulu (MYK) yani yakın çalışma ekibini yenileyerek, “kaptan” olarak gemiyi güvenli limana ulaştıracağını söyledi.

Bu yaklaşımı yeterli olmayınca Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanılığı seçiminde aldığı yüzde 48 oyla toplumdaki ulusalcı, Kürt, muhafazakar, ülkücü farklı kesimleri barıştırdığı ve böylece aslında değişimi gerçekleştirdiği görüşünü paylaştı.

“Başörtülüsü, başı açığı, seküleri, Atatürkçüsü, milliyetçisi biraraya geldiyse büyük bir değişimi zaten başlatmışız demektir. Ama biz toplum olarak neyin değiştiğine değil, neyin değişmediğine bakarsak hata yapmış oluruz. Değişen şeyler yüzde 20’lerden yüzde 48’lere uzanan kitlelerdir. Değişen şeyler, asla görüşülemez denilenle görüşmek, ittifak yapmaktır” sözleriyle genel başkanlıktan ayrılmayacağı şeklinde yorumlanan Kılıçdaroğlu’na karşı lider değişimi talebi ise hız kazandı.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu öncülüğünde, olağanüstü Parti Meclisi (PM) toplantısı ve ilçelerdeki kongre sürecine Kılıçdaroğlu yönetimince müdahale edilmesini engelleme hazırlığı yapıldığı kamuoyuna taşındı. Kılıçdaroğlu’yla seçim öncesinde MYK üyesi olarak görev alan bazı isimlerin katılımıyla yapılan çevrimiçi toplantı, Youtube’da “Değişim Gerçeği” adlı bir hesaptan paylaşıldı.

Parti Meclisi pazar günü toplanıyor

Kemal Kılıçdaroğlu ise, İmamoğlu öncülüğünde yürütülen olağanüstü PM toplantısı çağrısına karşı Pazar günü PM’yi olağan toplantıya davet etti. Bugün içinse Kılıçdaroğlu’nun, İmamoğlu ekibi tarafından kamuoyuna açıklama yapılacağı yönündeki hazırlığı öğrenerek MYK’yı sabah toplantıya davet etmesi de dikkat çekti. CHP MYK toplantısı yaklaşık 2 saat sürdü.

İmamoğlu’nun hazırlığı “ihanet” suçlamasıyla sızdırıldı

“İşte yüzyılın ihaneti. Kılıçdaroğlu’na tarihi ihanet” başlığıyla sızdırılan videonun altında açıklama bölümünde yer alan yazıdaki, “İmamoğlu’nun Değişim A Takımı ile gizli darbe toplantısı” ifadesi dikkat çekti.

Yazıda, “Tamamı partiye çökmüş, dönemlerdir her türlü malı götürmüş, son seçimde milletvekili listesini yapmış kişiler. Değişim manifestosunu Bülent Tezcan yazıyor, örgütleri Tekin Bingöl ayarlıyor” ifadesiyle geçmişte Kılıçdaroğlu’nun yakın çalışma arkadaşı olmalarına vurgu yapıldı. Yazıda ayrıca, “Ayağa kalk CHP örgütü, ihaneti gör, partine sahip çık” denilmesi de göze çarptı.

Video kapsamında olağanüstü PM çağrısı hazırlığına eski MYK üyeleri Bülent Tezcan, Tekin Bingöl, Engin Altay, Onursal Adıgüzel, Muharrem Erkek ve Selin Sayek Böke ile CHP Grup Başkanı Özgür Özel’in destek verdiği görüldü. Videoda yer almamalarına rağmen tanıtım yazısında, Hakkı Süha Okay, Pınar Uzun, Sevgi Kılıç, Gökan Zeybek ve Ahmet Hakan Uyanık’ın da ekipte bulunduğu açıklandı.

14 Mayıs’ta İstanbul milletvekili olduktan sonra CHP Grup Başkanvekili olan Gökhan Günaydın’ın doğrudan hazırlık sürecini yürüttüğü de görüldü. Ayrıca PM üyeleri Hasan Baltacı, Umut Akdoğan, Yaşar Selman, Erbil Aydınlık ve Turan Aydoğan’ın da sürece katıldığı öne sürüldü.

“Aile meselesi gibi konuşuyoruz”

İBB Başkanı İmamoğlu ise bugün, kendisi ile CHP’li bazı kurmayların çevrimiçi yaptıkları toplantı kaydının sızdırılması hakkında yaptığı açıklamada, bu görüşmelerin hiçbir gizli tarafı olmadığını belirterek, “Biz partimizle ilgili mevzuları partimizin yetkilileriyle çekinmeden açık ve seçik kalbimizde ne varsa birarada, bir aile meselesi gibi konuşuyoruz, konuşmaya da devam edeceğiz. Oradan sağlıklı karar çıkması için de yapılan her işlemi takip etmeye devam edeceğiz” dedi.

Toplantı videosunu kimin, nasıl sızdırdığını araştıracaklarını söyleyen İmamoğlu, sızdırma meselesiyle ilgili soruya, “Bugün bile buna benzer toplantılarımız var. Konuşulan konular partinin konularıdır. Bunlarla ilgili hiçbir kelimesini sizin huzurunuzda konuşmayacağım. Ama masalarda konuşmaya devam edeceğim” yanıtını verdi.

Paylaşın

CHP Sözcüsü Faik Öztrak: Etik Olmayan Toplantıları Doğru Bulmayız

İBB Başkanı İmamoğlu’nun CHP’li bazı kurmaylarla çevrimiçi yaptığı toplantı ya ilişkin konuşan CHP Sözcüsü Öztrak, “Millet zulüm altıdayken Zoom konuşmayı doğru bulmayız. Partimizin geleneklerine uymayan, partinin hiyerarşisini dikkate almayan, etik olmayan toplantıyı doğru bulmuyoruz” dedi ve ekledi:

“Yarışmaya ‘Evet’ diyoruz ama bu süreçte partimizin yıpratılmasını doğru bulmuyoruz. Genel merkezimizin de bu görüşmeden haberi yoktu. Partimizin yönetimi 100 yıllık partimizi limana yanaştırmaya kararlıdır.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında bu hafta ikinci kez toplandı.

Toplantının ardından kameraların karşısına geçen CHP Sözcüsü Faik Öztrak, ekonomideki gelişmelerinin MYK toplantısında konuşulduğunu belirterek şunları kaydetti:

“Hükümetin zulme dönen zamlarına karşı çıkarmak amacıyla bu MYK’mizde almış olduğumuz ve bundan sonra da alacağımız tedbirleri gözden geçirdik. Bildiğiniz gibi, 81 il başkanımız bu zamları protesto etti, basın toplantılarıyla bu zamlara karşı çıktı.

Ayrıca mutfaklar yanarken milletimize kemer sıktıranlar saraylarında sefa sürerken, millet iradesini tecelligahı TBMM tatil yapmamalı dedik, Meclisimizi olağanüstü toplantıya çağırma kararını da almıştık.”

“Bundan sonra da zamma, zulme karşı çıkmayı sürdüreceğiz. Milletimizin sesi olmaya, bu gidişe dur demeye devam edeceğiz” diyen Öztrak, pazartesi günü (17 Temmuz) yapılan MYK toplantısında eksik kalan bazı il ve ilçe örgütlerine de atamaların yapıldığını söyledi.

“Etik olmayan toplantılar”

Öztrak’ın bu açıklamalarının ardından soru-cevap bölümüne geçildi.

“CHP’de ‘değişim’ tartışmaları devam ederken İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, partinin ileri gelen isimleriyle internet üzerinden toplantı düzenledi. Bu toplantının görüntüleri de sızdırıldı. Toplantıya ilişkin görüşlerinizi alabilir miyiz? Genel Merkez’in bu toplantıya bakışı nedir? Bir ek olarak da Genel Merkez’in bu toplantıdan önceden haberi var mıydı?” sorusuna Öztrak şu yanıtı verdi:

“Ülke yangın yerine dönmüşken, millet zam-zulüm altında inlerken zoom konuşmayı doğru bulmayız. Partimizin kongreler süreci hızla ilerlerken, partimizin geleneklerine uymayan, hiyerarşisini dikkate almayan, etik olmayan toplantıları doğru bulmayız.

Yarışmaya evet diyoruz ama bu süreçte partimizin yıpratılmasını da doğru bulmuyoruz. Partimizin Genel Başkan’ı ve Merkez Yönetim Kurulu yüz yıllık Cumhuriyet Halk Partisi’ni limana hasarsız yanaştırmaya kararlıdır. Bunu da yapacaktır.

Bir de ‘Genel Merkez’in haber var mıydı’ şeklinde bir soru vardı. Hayır haberimiz yoktu.”

Paylaşın

İmamoğlu Ve Ekibinin Toplantısı Sızdı: Kılıçdaroğlu Önceden Öğrenmiş

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun CHP’li bazı kurmaylarla çevrimiçi yaptığı toplantı kaydının sızdırılması sonrası gözler CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na çevrilmişken, Kılıçdaroğlu’nun toplantıdan aynı gün haberdar olduğu ortaya çıktı.

Diken’den Altan Sancar’ın haberine göre dört gün önceki toplantıdan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun aynı gün haberi oldu. Parti meclisinin imza toplanarak olağanüstü toplantıya çağrılacağını öğrenen Kılıçdaroğlu, bu pazar parti meclisini toplama kararı aldı.

Cumartesi Ankara’da yapılacak belediye başkanları toplantısı sonrası, CHP’nin parti meclisi için toplantı kararı alındı. Normal şartlarda pazartesi toplanan CHP Merkez Yürütme Kurulu da bugün bir kez daha toplanma kararı aldı. Toplantı kararı videonun sızmasından üç saat önce basına bildirildi.

Ne olmuştu?

CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu öncülüğünde yapıldığı anlaşılan ve partiyi olağanüstü kurultaya götürme konusunun görüşüldüğü online toplantının görüntüleri internete sızdırıldı.

Engin Altay, Gökhan Günaydın, Tekin Bingöl, Onursal Adıgüzel ve Bülent Teczan gibi üst düzey CHP’li isimlerin katıldığı kapalı devre toplantıda Parti Meclisi’ni toplantıya çağırmak için imza toplama ve olağanüstü kurultayın yapılmasıyla ilgili konular konuşuluyor.

Toplantının başında görüşmenin ana çerçevesini anlatan İmamoğlu, “Parti Meclisi süreciyle ilgili bir zemin oluşturmaya dönük bir kararlılık göstermiştik…İkincisi yine bu özellik ile alternatif bir olağanüstü kurultay süreci olabilir mi olgunlaşabilir mi buna dair bir zemin var mı? Elimizdeki veriler üzerinden bir heyet konuşulmuştu. O konuda da katkısı olacak olan burada olan ve olmayan arkadaşların da katkılarıyla birlikte bir çalışma, bir öngörü zemini oluşacaktı. Bu konuda da bir çalışma sürdürüldü diye biliyorum” ifadelerini kullandı.

Online toplantıya katılan CHP’liler Parti Meclisi’nin toplanması için kaç imza gerektiği ve kimlerin imza verdiğini veya vereceğini tartışıyor. Konuşmalardan Parti Meclisi’nde görevden alınan il ve ilçe başlanlarının itirazlarının görüşülmesinin hedeflendiği anlaşılıyor. Genel Başkan katılmadığı takdirde söz konusu Parti Meclisi toplantısının yapılamama ihtimalini de değerlendiren CHP’liler, buna karşı alınabilecek tedbirleri de tartışıyor.

Gerekli imzalar toplandıktan sonra Parti Meclisi’nin toplanması için dilekçeyi genel merkeze kimin sunacağının da tartışıldığı görüşmede söz alan Bülent Tezcan, “Bu dilekçenin verilmesini çok özel bir törene dönüştürmemek lazım. İlerde olur da başka bir dilekçe verilecek olursa olağanüstü kurultay istemeyle ilgili falan, onun özel bir durumu vardır ama bunun basına geçilmesi yeterlidir” ifadelerini kullanıyor.

14 dakikalık videonun sonunda gerekli imzalara pazartesi gününe kadar ulaşılacağı, bunun ardından dilekçenin gecikmeden genel merkeze sunulması gerektiği konuşuluyor.

Paylaşın

Ekrem İmamoğlu’ndan Sızdırılan Videoya İlişkin İlk Açıklama: Araştıracağız

CHP’li bazı kurmaylarla çevrimiçi yaptığı toplantı kaydının sızdırılması hakkında açıklama yapan İBB Başkanı İmamoğlu, “Partinin mevzuları partililerle konuşulur. Partinin yöneticileriyle parti meclisi üyeleriyle konuşulur. Eski yeni milletvekilleriyle konuşulur ilçe başkanlarıyla konuşulur. Bundan daha doğal bir şey yoktur” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Bu ve benzeri 200e yakın toplantımız olmuştur diyebilirim seçimden bu yana. Bugün bile buna benzer toplantımız var. Gizli bir bilgi yok. Sızdırılmasını araştıracağız bunu seven kimler var parti içinden mi dışından mı? Kalbimizde ne varsa aile meselesi gibi konuşmaya devam edeceğiz, oradan sağlıklı karar çıkması için de yapılan her işlemi takip edeceğiz.”

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul Elektrik Tramvay ve Tünel İşletmeleri’nin (İETT) ‘125 Yeni Otobüs Temini Sözleşme Töreni’nde konuştu.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, kendisi ile CHP’li bazı kurmayların çevrimiçi yaptıkları toplantı kaydının sızdırılması hakkında açıklama yaptı.

İmamoğlu şöyle konuştu: “Partinin mevzuları partililerle konuşulur. Partinin yöneticileriyle parti meclisi üyeleriyle konuşulur. Eski yeni milletvekilleriyle konuşulur ilçe başkanlarıyla konuşulur. Bundan daha doğal bir şey yoktur. Bu ve benzeri 200e yakın toplantımız olmuştur diyebilirim seçimden bu yana.

Bugün bile buna benzer toplantımız var. Gizli bir bilgi yok. Sızdırılmasını araştıracağız bunu seven kimler var parti içinden mi dışından mı? Kalbimizde ne varsa aile meselesi gibi konuşmaya devam edeceğiz, oradan sağlıklı karar çıkması için de yapılan her işlemi takip edeceğiz”

Ne olmuştu?

CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu öncülüğünde yapıldığı anlaşılan ve partiyi olağanüstü kurultaya götürme konusunun görüşüldüğü online toplantının görüntüleri internete sızdırıldı.

Engin Altay, Gökhan Günaydın, Tekin Bingöl, Onursal Adıgüzel ve Bülent Teczan gibi üst düzey CHP’li isimlerin katıldığı kapalı devre toplantıda Parti Meclisi’ni toplantıya çağırmak için imza toplama ve olağanüstü kurultayın yapılmasıyla ilgili konular konuşuluyor.

Toplantının başında görüşmenin ana çerçevesini anlatan İmamoğlu, “Parti Meclisi süreciyle ilgili bir zemin oluşturmaya dönük bir kararlılık göstermiştik…İkincisi yine bu özellik ile alternatif bir olağanüstü kurultay süreci olabilir mi olgunlaşabilir mi buna dair bir zemin var mı? Elimizdeki veriler üzerinden bir heyet konuşulmuştu. O konuda da katkısı olacak olan burada olan ve olmayan arkadaşların da katkılarıyla birlikte bir çalışma, bir öngörü zemini oluşacaktı. Bu konuda da bir çalışma sürdürüldü diye biliyorum” ifadelerini kullandı.

Online toplantıya katılan CHP’liler Parti Meclisi’nin toplanması için kaç imza gerektiği ve kimlerin imza verdiğini veya vereceğini tartışıyor. Konuşmalardan Parti Meclisi’nde görevden alınan il ve ilçe başlanlarının itirazlarının görüşülmesinin hedeflendiği anlaşılıyor. Genel Başkan katılmadığı takdirde söz konusu Parti Meclisi toplantısının yapılamama ihtimalini de değerlendiren CHP’liler, buna karşı alınabilecek tedbirleri de tartışıyor.

Gerekli imzalar toplandıktan sonra Parti Meclisi’nin toplanması için dilekçeyi genel merkeze kimin sunacağının da tartışıldığı görüşmede söz alan Bülent Tezcan, “Bu dilekçenin verilmesini çok özel bir törene dönüştürmemek lazım. İlerde olur da başka bir dilekçe verilecek olursa olağanüstü kurultay istemeyle ilgili falan, onun özel bir durumu vardır ama bunun basına geçilmesi yeterlidir” ifadelerini kullanıyor.

14 dakikalık videonun sonunda gerekli imzalara pazartesi gününe kadar ulaşılacağı, bunun ardından dilekçenin gecikmeden genel merkeze sunulması gerektiği konuşuluyor.

Paylaşın

Ekrem İmamoğlu Ve Ekibinin “Değişim” Toplantısı İnternete Sızdı

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun bazı üst düzey Cumhuriyet Halk Partili (CHP) yöneticilerle yaptığı online toplantının internete sızdı. Engin Altay, Gökhan Günaydın, Tekin Bingöl, Onursal Adıgüzel ve Bülent Teczan gibi üst düzey isimlerin katıldığı kapalı devre toplantıda Parti Meclisi’ni toplantıya çağırmak için imza toplama ve olağanüstü kurultayın yapılmasıyla ilgili konular konuşuluyor.

Toplantının başında görüşmenin ana çerçevesini anlatan İmamoğlu, “Parti Meclisi süreciyle ilgili bir zemin oluşturmaya dönük bir kararlılık göstermiştik…İkincisi yine bu özellik ile alternatif bir olağanüstü kurultay süreci olabilir mi olgunlaşabilir mi buna dair bir zemin var mı? Elimizdeki veriler üzerinden bir heyet konuşulmuştu. O konuda da katkısı olacak olan burada olan ve olmayan arkadaşların da katkılarıyla birlikte bir çalışma, bir öngörü zemini oluşacaktı. Bu konuda da bir çalışma sürdürüldü diye biliyorum” diye konuşuyor.

Online toplantıya katılan CHP’liler Parti Meclisi’nin toplanması için kaç imza gerektiği ve kimlerin imza verdiğini veya vereceğini tartışıyor. Konuşmalardan Parti Meclisi’nde görevden alınan il ve ilçe başlanlarının itirazlarının görüşülmesinin hedeflendiği anlaşılıyor. Genel Başkan katılmadığı takdirde söz konusu Parti Meclisi toplantısının yapılamama ihtimalini de değerlendiren CHP’liler, buna karşı alınabilecek tedbirleri de tartışıyor.

Gerekli imzalar toplandıktan sonra Parti Meclisi’nin toplanması için dilekçeyi genel merkeze kimin sunacağının da tartışıldığı görüşmede söz alan Bülent Tezcan, “Bu dilekçenin verilmesini çok özel bir törene dönüştürmemek lazım. İlerde olur da başka bir dilekçe verilecek olursa olağanüstü kurultay istemeyle ilgili falan, onun özel bir durumu vardır ama bunun basına geçilmesi yeterlidir” ifadelerini kullanıyor.

14 dakikalık videonun sonunda gerekli imzalara pazartesi gününe kadar ulaşılacağı, bunun ardından dilekçenin gecikmeden genel merkeze sunulması gerektiği konuşuluyor.

Söz konusu videoda konuşulanlar ise şöyle:

Ekrem İmamoğlu: Birkaç hususta ilk planlamamızı yapmıştık aslında. Hem bu parti meclisi süreci ile ilgili bir zemin oluşturmaya dönük bir kararlılık göstermiştik. Bunun da özellikle örgütün görevden alma sürecine dair bir hazırlık olacaktı. Bu konuda en son Gökhan Bey bir süreç başlattı. İkincisi, yine bu özellikle alternatif bir olağanüstü bir kurultay süreci olabilir mi, olgunlaşabilir mi, buna dair bir zemin var mı, elimizdeki veriler üzerinden bir heyet konuşulmuştu. O konuda da katkısı olacak olan, burada olan ve olmayan arkadaşların da katkılarıyla birlikte bir çalışma bir öngörü zemini oluşacaktı. O konuda da bir çalışma sürdürüldü diye biliyorum. Bir de malum aslında Selin Hanım zaten Amerika’dan gelir gelmez içine eklenecek olan bir çalışma yapılacaktı. Biz de onu yürütüyoruz aslında ve bugün de öyle bir toplantının içinde şu anda Selin Hanım. Böyle bir aşamaları var…

İsterseniz bu PM’den başlayalım, sonra olağanüstü kurultay zemini ya da ihtimali, alternatifi nasıl bir bakış diye devam edelim. Selin Hanım katıldığında biraz içerik detayına girebiliriz. Ardından da önümüzdeki günlere dair, hem mahalle seçimleri nasıl bir akışla gidiyor… Sonrasındaki genel kurullara, kongrelere dair var mı ön tespiti olan… Biraz da ona bakmak lazım. Nasıl bir zemin yürüyor diye tartışalım. Bu şekilde sonlandıralım. yani uygun görürseniz de böyle yaklaşık bir saat gibi bir süre koyarsak toplantımıza, makul bir zeminde toparlarız diye düşünüyorum. Önce Gökhan bey, PM işi galiba sizin tarafta yürüyordu? Değil mi yanlış mı biliyorum?

Gökhan Günaydın: Şöyle söyleyeyim, bir bilgi sunayım ben o konuda. Bülent Bey de burada… Kendisi sağolsun bir metin hazırladı ve metin hazırladıktan sonra da çeşitli imzaları… onun da aldığı imzalar var benim de aldığım imzalar var. Şu andan itibaren durum şudur, 7 kişi imzaladı.

Sayıyorum izninizle, Bülent Tezcan , Gökhan Zeybek, Tekin Bingöl, Hasan Baltacı, Umut Akdoğan, Hakan Uyanık ve Erbil Aydınlık. Biraz evvel ben metni bir zarf içerisinde Selin Hanım’a gönderdim. Selin Hanım da imzalamış olacak…

Böylece 8 imza olacak. Bu akşam 20’de bizim İstanbul içine yönelik bir toplantımız var. Orada Onursal Adıgüzel, Sevgi Kılıç, Pınar Uzun ve Turan Aydoğan da imzalamış olacaklar. Geriye Muharrem Bey, Hakkı Süha Okay Bey ve Yaşar Selman Hanım kalacak. Ben yarın sabah bir arabayla erkenden uygun görürse Çanakkale’ye Muharrem Bey’e göndereceğim imzayı… Oradan galiba Burhaniye’deymiş şey.. Bizim Yaşar Hanım. Yaşar Hanım imzalayacak. Oradan da Bodrum’a geçecek ve Hakkı Abi imzalayacak. Böylece imza sayısı pazartesi akşam itibarıyla on beşe ulaşacak.

Engin Altay: Bir şey söyleyeyim mi… Bence tüzüğün öngördüğünden bir fazla bile olmasın. 15 şey yapar… İşte ‘hepsi 15’ algısı oluşur.

G. Günaydın: Ya şöyle bunu tartıştık. Bunu tartıştık şöyle, bizim Hakkı Abi’nin önerisidir bu. Ben imza atanların hiçbirisinin geri çekeceğini düşünmüyorum ancak, dedi ki ‘insanlık halidir lastik patlar, şoför atlar’…

E. İmamoğlu: Şu katılımcı kim acaba?

G. Günaydın: 2-3 fazla yazmak iyi olur dedi. Zaten bir hafta içerisinde toplayacakları için sayımızın ne olduğunu görecekler yani… Ben 15-16’nın bu düşünce temelinde Engin (Altay) Başkanım..

E. Altay: Hayır Bodrum’a kadar araba göndermeye gerek yok onu diyorum aynı zamanda. Dinliyorum.

G. Günaydın: Ya ben hatta ilave bir şey daha söyleyeceğim. Özgür (Özel) Başkanım da burada… Eğer uygun görürseniz Veli Ağbaba ya da Murat Emir’den birinin de imzasını alalım buraya.

Muharrem Erkek: Evet. İyi olur.

G. Günaydın: Böylece 16 sayısı ile veririz. şöyle bir düşünce var. Bülent bey kendisi de ifade eder: eğer genel başkan toplantıya katılmaz ve başkanlık etmez ise. PM bu çerçevede toplanamayabilir iddiası var. Geçmişte de böyle şeyler olmuştu. Biz bu takdirde bu 16 sayısını ise 32-33 yapıp PM listesini tekrarlayabiliriz diye düşünüyorum. Bu alanda benim söyleyeceklerim bundan ibaret.

Tekin Bingöl: Söz alabilir miyim? (el kaldırarak)

E. İmamoğlu: Tabii Tekin Bey. Buyrun başlayın.

Tekin Bingöl: Ben de bir iki ekleme yapayım. Bu ikazlarla ilgili şu ana kadar benim tespit edebildiğim, ettiğim sayı şu: Muş, Ağrı, Hakkari ve Mardin posta yoluyla, iadeli taahhütlü posta yoluyla cuma günü Genel Merkez’e gönderdiler ama henüz Genel Merkez’e ulaşmış bir şey yok diye biliyorum. Çünkü postada öyle bir iki gün hafta sonu da araya girdi. Van İl Başkanı Seracettin (Burhanoğlu), Muş İl Başkanı’na ‘imza atmayı düşünmüyorum’ demiş ama dün tekrar görüşüldü. Pazartesi o da itiraz dilekçesini gönderecek…

Hatta şunu söyledim: ‘Eğer göndermedi.. şey yapacaksa kargo yoluyla göndersin. Kargo daha erken sürede Genel Merkez’e ulaşır Yurtiçi Kargo falan..’ diye ilçelerin durumunu… Görevden alınan ilçelerin durumunu… İstifalarının olup olmadığını bilmiyorum.

G. Günaydın: Onları da ben söyleyeyim izninizle… Beykoz gönderdi. Şeyin… Hatay’ın Samandağ dahil görevden almışlardı fakat Refik’in şiddetli itirazları karşısında Samandağ’ı görevden almadılar. Geriye kalan tüm Hatay ilçeleri itirazlarını Genel Merkez’e iletti. bende de var zaten bunlar.

T. Bingöl: Evet şimdi tabii o zaman yani muhtemeldir ki Van’ın da itirazıyla birlikte, bu çarşamba günü tamamlanacaktır. Genel Merkez’de (İmamoğlu’nun bu bilgiyi not aldığı görülüyor.) Biz bu bilgiyi alır almaz o direkt şeyi süratle Genel Merkez’e sunarız. Burada tabii bir de az Gökhan Bey’in söylediği bir konu var: “Genel Başkan katılmaz ise…” Bu yaşandı. Hatırlarsanız 2010’da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın… Gökhan Bey ile biz o zaman MYK’daydık. Bir iddia… Kesinlikle ‘katılmazsa bile, vekaleten o toplantı yapılır’ deniyordu ama Genel Başkan gelmeyince o toplantı gerçekleştirilemedi ve toplantı yapılmadan dağıldı.

Şimdi bu da bir önümüzde durmalı. Eğer bu girişimi yapacaksak. dediğiniz gibi ona yönelik bir tedbir de alınmalı. Yoksa yani boşa bir atış bizi zor durumda sokar diye düşünüyorum.

G. Günaydın: İzin verir misiniz burada çok küçücük bir şey söyleyeyim. Evet, Genel Başkan bunu 2010’da yaptığı için, 2023’te bunu hatırlayacaktır ya da 2010’da ona bunu söyleyenler 2023’te de bunu söyleyeceklerdir. Ancak, PM’nin 16 üyesinin çağrısına gelmeyen genel başkan’ın hemen ertesi gün ya da birkaç gün içerisinde 33 üyenin de çağrısıyla yapılan bir PM toplantısına gelmemesi onu siyaseten hani belli bir noktaya koyar. Önce bunu ifade etmek isterim. İkincisi de bir önceki konuşmada eklemeyi ihmal ettiğim önemli bir konu var.  Engin Bey (Özkoç) ile ben görüştüm. Cuma günüydü, galiba öyleydi… Bu bilgiyi, aldığım bilgiyi kullanacağımı kendisine de söylediğim için burada aktarıyorum.

E. Altay: Engin Özkoç…

E. İmamoğlu: Özkoç, Özkoç…

G. Günaydın: Efendim? Evet Özkoç… Pazartesi günü saat 14’te MYK toplantısı var oraya muhtemelen Diyarbakır, Urfa ve Rize Ardeşen’i de getireceklermiş… Dolayısıyla biz çarşamba günü bu dilekçeyi verebiliriz. Bülent Bey’in bir orada tecrübesiyle yazdığı (gülerek) torba madde var. İsterseniz siz kendiniz açıklayın. Ben bir şey söylemiş olmayayım Bülent Bey.

B. Tezcan: (Gülerek) Estağfurullah estağfurullah… Devam edin bir mahsuru yok.

G. Günaydın: Orada Bülent Bey hem itiraz edilenleri yazdı ismen hem de arkaya koyduğu bir maddeyle ‘daha sonra itiraz edileceklerin de durumunun görüşülmesi’ diye bir torba madde koydu. Dolayısıyla toplantı günü itibarıyla kimin itirazı ulaşmış olursa hepsi görüşülecek. Bir de şu ifade ediliyor. Bunu Hakkı abi söyledi. Onu da söyleyebilirm. ‘Bazısı 32-33’te kalabilir ama bazısı 40’ı bulabilir’ diyor. Şeyin… Hani… Görevden alınan il-ilçenin durumuna göre bu da kritik bir bilgi bana göre. Sizlerle paylaşmış olayım.

E. İmamoğlu: O zaman PM süreci aslında şu anda ayarında dengede gidiyor. Muhtemelen Tekin Başkan’ın ifade ettiği ‘mektup’ sürecine dayalı olarak çarşamba günü bir aksiyona dönüşecek ya da maksimum perşembe diyelim buna.

G. Günaydın: Bir de bunu izin verirseniz… Çarşamba-Perşembe kimin teslim edeceğini de konuşmuş olalım eğer uygun görürseniz. Bu kritik bir durum doğal olarak.

E. İmamoğlu: İmza sahiplerinden biri olacaktır herhalde…

G. Günaydın: Kuşkusuz öyle olmalı…

E. İmamoğlu: Ankara’da olan kim var arkadaşlarımızdan ya da nasıl yapabiliriz.

T. Bingöl: Başkanım bunu şöyle yapalım mı… Biz bu dilekçeye imza atan arkadaşlar kendi aramızda değerlendiririz.

E. İmamoğlu: Tamam.

T. Bingöl: Çarşamba günü müsait olan bir ya da iki arkadaş götürür verir.

E. İmamoğlu: Ne güzel olur.

B. Tezcan: Evet evet.

E. İmamoğlu: Yani bence tereddüt içermeyen bir durum zaten…

B. Tezcan: Bir de bir de… Evet evet… Tekin Başkan’ın önerisi uygun. Bir de benim düşüncem şu: Yani bu dilekçenin verilmesini çok özel bir törene dönüştürmemek lazım. Önemli olan kayda girip kayıt numarasını almak. Bundan sonra ilerde olur da başka bir dilekçe verecek olursa olağanüstü kurultay istemeyle ilgili…. Onların özel önemi vardır ama bunun basına geçilmesi yeterlidir. Basına verildikten sonra… Yani bence biraz o çerçevede bakalım diye düşünüyorum.

G. Günaydın: Yani “Verildikten sonra basına geçilmelidir” diyorsun ve “Bizim tarafımızdan geçilmelidir” diyorsun.

B. Tezcan: E tabii geçilmeli yani ben öyle düşünüyorum. Bilmiyorum arkadaşlar ne der ama…

G. Günaydın: Ben de aynı fikirdeyim hatta…

B. Tezcan: İletişimini yapmadığımız hiçbir işin kıymeti yok.

T. Bingöl: Ya zaten o dilekçe Genel Merkez’e verildiği andan itibaren o deşifre olur. Yani onun gizlisi saklısı kalmayacaktır. Onu zaten basın dilekçeye imza atanlar üzerinden değerlendirme alacaklardır. Yani önemli bir an önce o dilekçelerin Genel Merkez’e gelmesi… Genel Merkez’e geldikten sonra da biz zaten elimizde bugün Gökhan Bey’in verdiği bilgiye göre en geç pazartesi günü bu sayı tamamlanmış olacak. Elimizde hazır olacak. Zamanlamayı ayarlayıp verilir.

E. Altay: Tekin Bey senin zaten basına vermiş olduğun… ‘Bir an önce  görüşülmeli’ diye… Değil mi öyle hatırlıyorum.

T. Bingöl: Evet evet. Ben bunun yanlış olduğunu özellikle şeyden önce bu tür…

Paylaşın

Fikirtepe’nin Kentsel Dönüşüm Çilesi Meclis’e Taşındı

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Onursal Adıgüzel, başta Kadıköy ilçesine bağlı Fikirtepe mahallesi olmak üzere İstanbul genelinde uzun zamandır devam eden kentsel dönüşüm çilesini Meclis’e taşıdı.

“İstanbul, rant odaklı projeler sonucunda dev bir şantiyeye dönüşmüştür. İstanbulluların bugünlerde manzarası havada sallanan vinçler, beton mikserleri, inşaat tabelaları ve hafriyat kamyonlarıdır” diyen Adıgüzel, kentsel dönüşüm mağduru vatandaşların sorunlarının çözülmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasını talep etti.

CHP’li Adıgüzel, Meclis Başkanlığına sunduğu önergede 27 Mayıs tarihinde Fikirtepe’de meydana gelen ve 2 kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan yangını hatırlattı. Önergede, yaşanan olayın İstanbul’u dev bir şantiyeye dönüştüren rant odaklı kentsel dönüşüm uygulamalarını tekrar gündeme taşıdığına dikkat çekildi.

“Vatandaşları ciddi manada mağdur etmişti”

İstanbul’un Esenyurt, Kadıköy ve Sancaktepe gibi birçok ilçesinde devam eden kentsel dönüşüm uygulamalarının yarattığı mağduriyete atıfta bulunan Adıgüzel, önergede şu ifadelere yer verdi:

“AKP tek başına iktidara geldiği 2002 yılından bu yana, katma değeri yüksek, ihracatı artırmayı hedefleyen üretim modeli yerine; iç pazara dönük, sürdürülebilir döviz getirisi olmayan, aksine ihtiyaç duyulan hammadde ve ara malları sebebiyle ithalata bağımlı inşaat sektörüne dayalı bir büyüme modelini tercih etmiştir.

Özellikle son yıllarda ülke sermayesi artan oranda inşaat sektörüne kanalize edilmiş, sektör imar değişiklikleri, riskli alan ve acele kamulaştırma kararları gibi araçlar yoluyla ihya edilmiştir. Yandaş sermaye yaratmayı amaçlayan bu ekonomi yönetimi, İstanbul başta olmak üzere tüm ülkenin kıymetli arazilerinin, yeşil alanlarının talan ve ranta kurban edilmesini de beraberinde getirmiştir. Gelinen noktada, AKP iktidarı inşaat sektörünü ülke ekonomisinin belkemiği ve lokomotif sektörü haline getirmiş, ancak sektörün son yıllarda içine girdiği darboğaz İstanbul başta olmak üzere tüm yurdu yarım kalan inşaatlar, hayalet şantiyeler ve bitiş tarihi belirsiz yatırımlar ve bu yatırımların mağdur ettiği yüzbinlerce vatandaş ile baş başa bırakmıştır.

Kentsel dönüşüm sebebiyle boşaltılmış binalar, bitmeyen konut projeleri, yarım kalan inşaatlar, ne zaman tamamlanacağı belli olmayan projeler, tüm birikimini, kazancını bu projelere yatıran vatandaşları ciddi manada mağdur etmiştir.”

“Kentsel dönüşüm binlerce İstanbulluyu mağdur etmeye devam etmektedir”

Fikirtepe başta olmak üzere, kentsel dönüşüm sürecine giren bölgelerde, semtlerin tarihi ve kültürel dokusunun korunarak sağlıklı ve güvenilir bir kentleşme sürecinin gerçekleştirilmesinin şart olduğunu vurgulayan Adıgüzel, yalnızca Fikirtepe’de 60 binden fazla mağdurun olduğunu belirtti:

“Yaşanan bu mağduriyetin en yoğun yaşandığı bölgelerden birisi Fikirtepe Mahallesi’dir. 1/1.000 ölçekli Fikirtepe uygulama imar planı 14 Ocak 2011 tarihinde İBB Meclisi’nce oybirliği ile kabul edilmiştir. 2013’te Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın olur kararıyla, 6306 sayılı Kanun kapsamında Fikirtepe kentsel dönüşüm süreci başlamıştır.

Ancak aradan geçen 8 yılda kentsel dönüşümün devam ettiği Fikirtepe’nin belirsiz bir şantiye halini koruduğu görülmektedir. Projelerin durduğu, inşaatların yavaşladığı Fikirtepe’de yıllardır devam eden ve bitirilemeyen daha da vahimi akıbeti belirsiz olan kentsel dönüşüm binlerce İstanbulluyu mağdur etmeye devam etmektedir. Yalnızca Fikirtepe’de dahi kentsel dönüşümün mağdur ettiği 60 binden fazla yurttaşımızın hak arayışı içerisinde olduğunu söylemek mümkündür.

Kentsel dönüşüm süreci içerisinde kira yardımlarının objektif kriterler çerçevesinde gerçekleştirilmemesi de yurttaşlar arasında ayrıma yol açmakta, bir kısım Fikirtepeli kira yardımı alırken bir kısım Fikirtepeli ise bu yardımdan yararlanamamaktadır. Dönüşüm süreci sonrasında Fikirtepelilerin tekrar Fikirtepe’de yaşayabileceklerine dair endişeleri de açıklığa kavuşturulması gereken bir diğer konudur.”

Paylaşın

CHP’li Adıgüzel: Suriyeliler Kayıt Dışı Çalışmaya Devam Ediyor

CHP Genel Başkan Yardımcısı İstanbul Milletvekili Onursal Adıgüzel, geçici koruma altında bulunan Suriyelilerin çalışma koşullarını Meclis’e taşıdı. Adıgüzel, Resmi istatistiklere göre Türkiye’de 21 Eylül itibariyle 3,564,919 Suriyelinin bulunduğunu söyledi.

Adıgüzel, “Geçici koruma statüsü altındaki Suriyelilerin çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve kayıt dışı istihdam ile mücadele etmek amacıyla 2016 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla, Türkiye’de geçici koruma altında bulunan yabancılara çalışma iznine başvuru hakkı tanınmıştı. Ancak aradan geçen 3 yıla yakın zamana rağmen Suriyelilerin büyük bir bölümü kayıt dışı şekilde ve iş sağlığını ve güvenliğini tehlikeye atan ağır sömürü koşullarında çalışmaya devam ediyor” ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı İstanbul Milletvekili Onursal Adıgüzel, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk tarafından yanıtlanması istemiyle soru önergesi verdi.

Adıgüzel önergede şu ifadelere yer verdi:

“Bilindiği üzere, Ocak 2016 tarihinde Bakanlar Kurulu kararıyla ‘Geçici Koruma Sağlanan Yabancıların Çalışma İzinlerine Dair Yönetmelik’ ile Türkiye’de bulunan Suriyelilere belirli koşullar altında çalışma izni tanınmıştı. Ancak çıkarılan yönetmeliğin kayıt dışılıkla mücadelede etkili olmadığı ortada. Suriyelilerin özellikle tarım, inşaat ve tekstil gibi sektörlerde kayıt dışı, güvencesiz, düşük ücretli ve sağlıksız koşullarda çalışmaya zorlandığı bugün bilinen bir Türkiye gerçeği. Milyonlarca Suriyeliye kapıları açmakla övünen iktidar ise, bu gerçeği görmezden gelmeye, düşük ücretli kayıt dışı istihdama göz yummaya devam ediyor.”

“250 Kişiyle Başlayan Göç Dalgası, Bugün 3,5 Milyonu Geçti”

Öte yandan, Suriyelilerin Türkiye’deki istihdam piyasasına etkisinin kayıt dışılıkla sınırlı olmadığına dikkat çeken Adıgüzel, “2011 yılında 250 kişiyle başlayan göç dalgası, bugün 3,5 milyonu geçmiş durumda. Buna ek olarak, Türkiye’de kayıt dışı bulunan Suriyelileri eklediğimizde bu sayının 4 milyona yaklaştığını görüyoruz. Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre 21 Eylül itibariyle, İstanbul’da 561.119, Şanlıurfa’da 468.983, Hatay’da 438.108, Gaziantep’de 399.026, Adana’da 225.220, Mersin’de 206.948 kayıtlı Suriyeli mevcut. Yalnızca Kilis’te nüfusun yüzde 93’ü Suriyeliler’den oluşuyor. Suriyelilerin Türkiye’de illere göre dağılımına bakıldığında İstanbul’un ardından Güney bölgemizdeki sınır illerinin büyük bir nüfusa ev sahipliği yaptığını görüyoruz. Özellikle bu illerde Suriyelilerin yerli istihdam piyasasına yönelik; ücretlerin düşmesi, yerli iş gücünün işsiz kalması gibi olumsuz etkilerine birebir şahit oluyoruz. Buna karşın iktidarın, 2011’den beri bu yana devam eden krize bir çözüm üretemediği ortadadır” dedi.

Adıgüzel soru önergesinde şu sorulara yer verdi:

-Türkiye’de kayıt dışı çalışan tahmini Suriyeli sayısı kaçtır?
– Bakanlar Kurulu’nun 11.01.2016 tarihli ve 2016/8375 sayılı kararının yürürlüğe girmesinden bugüne, kaç kişi çalışma iznine başvurmuştur? Kaç kişiye çalışma izni verilmiştir? Reddedilen çalışma izni başvurularının reddedilme gerekçeleri nelerdir?
-Verilen izinlerin, yaş, cinsiyet, eğitim, il ve mesleklere göre dağılımı nasıldır?
-Söz konusu düzenlemenin, kayıt dışılık ve emek sömürüsü ile mücadelede yeterli olduğunu düşünüyor musunuz?

Paylaşın