Wood’un Lambası (Işığı) Muayenesi Nedir, Ne İşe Yarar?

Wood’un lambası (ışığı) muayenesi, cildiniz, saç deriniz ve saçınızdaki belirli koşulları tanımlayabilen basit bir testtir. Genellikle mantar, bakteri ve parazit enfeksiyonlarının teşhisine yardımcı olmak için kullanılır.

Haber Merkezi / Amerikalı fizikçi Robert Wood tarafından geliştirilen lamba, belirli hücrelerin renk göstermesini veya floresan görünmesini sağlamak için uzun dalga ultraviyole (UV) ışığı kullanır.

Wood’un lambası neyi teşhis edebilir?

  • Melazma ve vitiligo gibi anormal pigmentasyon
  • Pseudomonas ve corynebacterium dahil olmak üzere bakteriyel enfeksiyon
  • Kornea aşınması
  • Porfiri
  • Uyuz ve baş biti
  • Saçkıran, tinea capitis (kafa derisi saçkıran) veya tinea versicolor (ciltte maya enfeksiyonu) dahil olmak üzere cilt mantarı enfeksiyonları
  • Akne, yaşlanan cilt ve milia gibi cilt kusurları

Wood’un lambası nasıl çalışır?

Wood’un lambası, ultraviyole olan ve çıplak insan gözüyle görülemeyen siyah ışık yayar. Ayrıca mor spektrumda çıplak insan gözüyle görülebilen küçük bir ışık yayar.

UV ışığı ciltte veya başka bir yüzeyde parladığında, bazı hücreler farklı görünür. Bazı renkler sağlıklı cildi gösterir. Diğer renkler veya parlak bir görünüm, mantar veya bakteri gibi sağlıksız hücreleri ortaya çıkarır.

Wood’un riskleri nelerdir?

UV ışık testi güvenlidir ve ciltte herhangi bir hasara neden olmaz. Çok nadiren, aşırı ışık hassasiyeti olan kişilerde, lamba geçici bir kızarıklığa neden olabilir.

Ancak lamba, özellikle tekrar tekrar maruz kalma durumunda gözlerinize zarar verebilir. Doktorunuz, muayene sırasında gözlerinizi kapatmanızı veya koruyucu gözlük takmanızı isteyebilir.

Wood’un lamba renkleri ne anlama geliyor?

UV ışığı altında normal, sağlıklı insan derisi mavimsi görünür. Nispeten sağlıklı cilt üzerindeki diğer renkler şunlar olabilir:

  • Beyaz: Kalın deri bölgeleri
  • Sarı: Yağlı cilt
  • Mor: Kuru veya susuz kalmış cilt

Cildiniz başka bir renk gösteriyorsa veya parlıyorsa, bir enfeksiyon veya başka bir durumu ortaya çıkabilir. Örneğin:

  • Parlak mavi-beyaz, hipopigmentasyon veya depigmentasyon (çok az pigment) olduğu anlamına gelebilir
  • Brown hiperpigmentasyonu (çok fazla pigment) anlamına gelebilir
  • Mavi-yeşil bazı mantar enfeksiyonları anlamına gelebilir
  • Mercan pembesi bakteriyel bir enfeksiyon anlamına gelebilir
  • Pembe-kırmızı porfiri anlamına gelebilir
  • Saç derinizdeki beyaz veya gri lekeler saç biti anlamına gelebilir
  • Sarı veya turuncu, belirli mayaların tanımlanmasına yardımcı olabilir.

Dikkat: Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır.

Paylaşın

Vulvoplasti Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey

Vulvoplasti, doğumda erkek (Designated Male At Birth: DMAB) olarak belirlenen transseksüel ve ikili olmayan bireyler için cinsiyeti doğrulayan bir ameliyattır. Ameliyat sırasında vulva oluşturmak için penis, testis, skrotum ve üretradan alınan dokular kullanılır. Bu ameliyatı, cinsel organları cinsiyet kimlikleriyle uyumsuz hisseden trans ve ikili olmayan DMAB hastalarına yardımcı olabilir.

Haber Merkezi / Cinsel organlarınızın görünümünden rahatsızlık duyuyorsanız, bir vulvoplasti yardımcı olabilir. Cinsel organlarınızın vulvaya daha yakın görünmesini tercih ediyorsanız, vulvoplastiyi seçmek sizin için doğru seçim olabilir.

Kimler vulvoplasti yaptırmalıdır?

Vulvoplasti, geri dönüşü olmayan bir ameliyattır. Bu nedenle ameliyatınızın size fiziksel veya psikolojik olarak herhangi bir zarar vermediğinden emin olmanız çok önemlidir. Transseksüel bakımında uzmanlığa sahip cerrahlar ve davranış sağlığı uzmanlarından oluşan bir ekibe sahip olmak, vulvoplastinin sizin için uygun olup olmadığına karar vermeyi kolaylaştırabilir. Ameliyat için güçlü bir aday olduğunuzdan emin olmak için fiziksel ve zihinsel olarak sizi değerlendireceklerdir.

Fiziksel Değerlendirme

  • Tıbbi geçmişinizi gözden geçirin.
  • Kapsamlı bir fizik muayene yapın.
  • Hormon seviyeleriniz ve organlarınızın sağlığı hakkında önemli bilgiler gösteren laboratuvar testleri sipariş edin.
  • Sahip olabileceğiniz, bunları gerektiği gibi tedavi etmenize veya yönetmenize yardımcı olabilecek enfeksiyonları veya önceki koşulları not edin.
  • Uyuşturucu ve sigara içmediğinizden emin olun.

Doktorunuz ayrıca vulvoplasti yaptırmanın gelecekteki sağlık ve aile planlaması hedeflerinizi nasıl etkileyeceği hakkında sizinle konuşacaktır. Ameliyattan sonra biyolojik olarak çocuk sahibi olamazsınız. Gelecekte çocuk sahibi olmak istiyorsanız, sperminizi daha sonra kullanmak üzere saklayabilirsiniz.

Davranışsal değerlendirme

  • Vücudunuzun görünüşü ile cinsiyet kimliğiniz arasındaki kopukluk hakkındaki duygularınız
  • İş, okul ve ev gibi başkalarıyla etkileşimde bulunduğunuz yerlerde cinsiyet kabulü ve ayrımcılık deneyimleriniz
  • Hazırlıktan iyileşmeye kadar, ameliyatınız boyunca size yardımcı olacak destek ağı ve kaynakları da dahil olmak üzere, vulvoplastiniz için hedefleriniz
  • Davranışsal sağlık koşulları veya duygudurum bozuklukları ile geçmişiniz
  • Kendine zarar verme veya diğer risk alma faaliyetleriyle ilgili geçmişiniz

Son olarak, riskleri, faydaları ve maliyetleri dahil olmak üzere bir vulvoplastinin neleri içerdiğini anladığınızı doğrulayın.

Vulvoplasti sırasında ne olur?

Ameliyat yaklaşık bir buçuk saat sürer. İşlem sırasında, doktorunuz bir vulva oluşturmak için genital dokunuzu kullanacaktır. Doktorunuz:

  • Penisinizi, skrotumunuzu ve testislerinizi çıkarır
  • Klitorisinizi oluşturmak için penisinizin (penis başı) başındaki dokuyu kullanır
  • İdrarı vücudunuzdan dışarı taşıyan boruyu (üretra) kısaltır
  • Vulvanızın geri kalanını oluşturmak için skrotum, penis ve üretranızdaki dokuyu kullanır
  • Ameliyattan sonra işemenize yardımcı olması için idrar sondası takar.

Muhtemelen eve daha sonra çıkarılacak bir kateter takarak gideceksiniz.

İyileşme süresi ne kadar?

Ameliyatınızı takip eden ilk iki hafta sonra kendinizi daha iyi hissetmeye başlarsınız. Dört ay sonra yeterince iyileşmiş olursunuz. Cinsel aktivite de dahil olmak üzere fiziksel aktivitenin ne kadar güvenli olduğu konusunda doktorunuzun tavsiyelerine uyun.

Vulvoplastinin avantajları nelerdir?

  • İstediğiniz şekle daha yakın görünen cinsel organlara sahip olma
  • Testosteron bloker dozunuzu durdurabilme veya azaltabilme
  • Östrojen dozunuzu durdurabilme veya azaltabilme
  • Klitoral zevk ve orgazm yaşama imkanına sahip olma

Vulvoplastinin riskleri veya komplikasyonları nelerdir?

  • Bacaklarınızda uyuşma
  • Ameliyat bölgesinde irin dolu bir kitle (apse)
  • Ameliyat bölgesinde toplanan kan (hematom)
  • Ameliyat bölgesinde toplanan berrak sıvı (serotom)
  • 101’in üzerinde ateş, insizyonlarınızın yakınında şişlik ve sıcaklık gibi enfeksiyon belirtileri
  • Baldırınızda , dizinizde, uylukta veya genital bölgenizde ağrı veya kızarıklık gibi kan pıhtısı belirtileri.

Bazen, vulvoplasti olan kişiler cinsel organlarında daha az cinsel duyum hissederler ve orgazma ulaşmaları daha zor olur. Ama bu nadirdir. Veya vulvalarının görünüşünden memnun olmayabilirler. Vulvanızdan memnun değilseniz, görünümünü düzeltmek için cerrahi seçenekler hakkında doktorunuzla konuşun.

Cinsiyeti doğrulayan ameliyat olmayı seçen çoğu insan kararlarından memnundur. Cinsel yaşamları da dahil olmak üzere günlük yaşamlarında kendilerini daha mutlu hissederler. Komplikasyon yaşamanız ve nihai sonuçlardan daha fazla memnun kalmanız için vulvoplastinizi yapacak doğru doktoru bulmak için zaman ayırmanız önemlidir.

Dikkat: Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır.

Paylaşın

Kalp Stres Testi Nedir, Ne İşe Yarar, Nasıl Yapılır?

Kalp stres testi, kalp fonksiyonunu ve kan akışını değerlendirmek için bir yöntemdir. Kalp stres testi, koroner arter hastalığı semptomlarını değerlendirmek ve tedaviyi izlemek gibi birçok nedeni vardır.

Haber Merkezi / Kalp stres testi, ayrıca, mevcut ve gelecekteki kalp sağlığınızı için de bilgiler sağlar.

Stres testi nedir?

  • Kalbiniz kanı ne kadar iyi pompalıyor
  • Kalbinizin yeterli kan kaynağı alıp almadığı
  • Yaşınız ve cinsiyetinizle karşılaştırıldığında fiziksel aktivitede performansınız
  • Fiziksel aktivite yaparken semptomlarınız (göğüs rahatsızlığı, nefes darlığı, kalbinizin çarpıyormuş gibi hissetmesi ve hatta baş dönmesi).

Bu, aşağıdakiler gibi belirli kalp sorunlarını tanımlamayı ve değerlendirmeyi kolaylaştırır:

  • Kas veya valflerinizle ilgili sorunlar
  • Kalp kasınıza yeterli kan akışı
  • Dinlenme ve egzersiz sırasında kalbinizin elektriksel stabilitesi

Kalp stres testi nasıl çalışır?

Kalp stres testi, kalp pompanızı daha sert ve daha hızlı hale getirerek başlar. Birçok insan için buna koşu bandında yürümek veya sabit bir bisiklete binmek dahildir. Bu nedenle teste genellikle egzersiz stres testi de denir.

  • Tansiyon
  • Kalp hızı
  • Oksijen seviyesi
  • Kalbinizdeki elektriksel aktivite
  • Yaşınız ve cinsiyetinizle karşılaştırıldığında kalbiniz ne kadar iyi çalışıyor

Neden bir kalp stres testine ihtiyacım olabilir?

Aşağıdakiler gibi kalp problemlerini tespit etmek için bu teste ihtiyacınız olabilir:

  • Doğuştan kalp hastalığı
  • Konjestif kalp yetmezliği
  • Koroner arter hastalığı
  • Kalp kapağı hastalığı
  • Hipertrofik kardiyomiyopati

Kimler kalp stres testi yaptırmalıdır?

Aşağıdakiler gibi kalp hastalığı belirtileriniz varsa bu test sizin için doğru olabilir:

  • Kalbe zayıf kan akışı nedeniyle göğüs ağrısı veya rahatsızlık olan angina
  • Hızlı veya düzensiz kalp atışı olan aritmi
  • Nefes darlığı (dispne)
  • Baş dönmesi veya sersemlik hissi

Kimler kalp stres testi yaptırmamalıdır?

Kalp stres testi herkes için değildir. Aşağıdaki durumlarda teste ihtiyacınız olmayabilir:

  • Koroner arter hastalığı teşhisi konmuş, tedavi görmüş ve yıllardır yeni semptomları olmayan ve medikal tedavileri iyi gidiyor
  • Koroner arter hastalığı veya koroner hastalık veya semptom için risk faktörü öyküsü olmayan
  • Sigara içmeyen kişiler de dahil olmak üzere düşük kalp hastalığı riski, fiziksel olarak aktiftir ve kalp sağlığına uygun bir beslenme uygulayanlar

Test ayrıca, kalp rahatsızlığı olan kişiler için değildir. Bunlar:

  • Aort diseksiyonu
  • Endokardit, perikardit veya miyokardit (kalp kası iltihabı)
  • Son kalp krizi
  • Şiddetli aort darlığı (aort kapağı daralması)
  • Kontrolsüz anormal kalp ritmi (aritmi)
  • Devam eden göğüs ağrısı

Kardiyak stres testi güvenli midir?

Herhangi bir kontrendikasyon yoksa, kalp stres testleri güvenlidir. Çok az insan komplikasyon yaşar. Genellikle bir egzersiz fizyoloğu ve bir kardiyolog olan eğitimli uzaman, testiniz sırasında hazır bulunur. Testler boyunca performansınızı, verilerinizi ve semptomlarınızı değerlendirirler ve gerekirse acil tedavi sağlarlar. 

Kalp stres testi ne kadar sürer?

Temel bir stres testinden geçiyorsanız, egzersiz kısmı yaklaşık 10 ila 15 dakika sürer. Egzersize hazırlanmak ve sonrasında toparlanmak için ek zaman gereklidir.

Ekokardiyografi, nükleer görüntüleme veya MRI içeren stres testleri genellikle daha uzundur ve üç saate kadar test laboratuvarında olmanızı gerektirebilir.

Kalp stres testine nasıl hazırlanırım?

Hazırlamak için şunları yapmalısınız:

  • Teste giden saatlerde hiçbir şey yemeyin. Nükleer stres testi yaptırıyorsanız, testiniz bitene kadar yemek yiyemeyebilirsiniz
  • Testten önce 24 saat kafeinden kaçının. Buna kahve, çay, enerji içecekleri ve bazı reçetesiz satılan ilaçlar dahildir
  • Sigara içmeyin veya tütün ürünleri kullanmayın
  • Test gününüzde bazı reçeteli ilaçları almayı bırakın. Bunlara beta blokerler ve astım inhalerleri dahildir. Herhangi bir ilacı kesmeden önce sağlık uzmanınızla konuşun
  • Rahatlamaya çalış. Kalp testi konusunda gergin olmak doğaldır, ancak endişeli hissetmek sonuçlarınızı etkileyebilir
  • Hafif, rahat giysiler ve sağlam yürüyüş ayakkabısı giyin

Kalp stres testi sırasında ne olur?

  • Bir teknisyen, dinlenme halindeki kalp atış hızınız ve kan basıncınız da dahil olmak üzere yaşamsal belirtilerinizi alır
  • Göğsünüze ve kollarınıza küçük, yapışkan diskler (elektrotlar) bağlarlar. Elektrotlar EKG makinesine bağlanır
  • Kolay bir tempoda bir koşu bandında yürür veya sabit bir bisikleti pedal çevirirsiniz
  • Zamanla, hız daha yoğun hale gelir ancak yine de yönetilebilir hale gelir
  • Teknisyenler ve egzersiz fizyologları periyodik olarak nasıl hissettiğinizi sorar
  • Test, hedef kalp atış hızınızı, kalp işleviyle ilgili okumaları almaya yetecek kadar uzun süre tuttuktan sonra, genellikle yaklaşık 10 ila 15 dakika sonra sona erer. Hedef kalp atış hızınız, yaşınıza ve zindelik seviyenize bağlı olarak, dinlenme halindeyken olduğundan daha yüksektir
  • Şiddetli semptomlar yaşarsanız veya durmanızı isterseniz, teknisyenler testi erken sonlandırabilir

Kalp stres testimden sonra ne olur?

Testi tamamladıktan veya durdurduktan sonra uzmanlar semptomlarınızı, kalp atış hızınızı, kan basıncınızı ve EKG’nizi normal aralığa dönene kadar izler. Bu yaklaşık 15 dakika sürer. Kalp atış hızınız düzeldiğinde, eve gitmekte özgürsünüz.

Normal kalp stres testi sonuçları ne anlama geliyor?

Sonuçlar normalse, kalbiniz olması gerektiği gibi pompalıyor ve yeterli kan akışı var. Bunun sağlığınız için ne anlama geldiği, neden kalp stres testinden geçtiğinize bağlıdır.

Kalp stres testi sonuçlarım anormal ise ne olur?

Anormal sonuçlar kalp hastalığınız olduğu anlamına gelebilir. Hafif kalp hastalığı belirtileri için, uzmanlar yaşam tarzı değişiklikleri (sigarayı bırakma veya egzersiz ve kilo verme programı gibi) ve kötüleşme riskini azaltmak için diyabetinizi, kan basıncınızı veya kolesterolünüzü tedavi edecek ilaçlar önerebilir.

Dikkat: Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır.

Paylaşın

Ultrason nedir? Detaylar

Ultrason taraması, vücudunuzun içinden canlı görüntüler yakalamak için yüksek frekanslı ses dalgalarını kullanan tıbbi bir testtir. Aynı zamanda sonografi olarak da bilinir. Teknoloji, ordunun uçakları ve gemileri tespit etmesine yardımcı olan sonar ve radar tarafından kullanılan teknolojiye benzer.

Ultrason, doktorunuzun kesi yapmaya gerek kalmadan organlar, damarlar ve dokulardaki sorunları görmesini sağlar. Diğer görüntüleme tekniklerinin aksine, ultrasonda radyasyon kullanılmaz. Bu nedenle, hamilelik sırasında gelişmekte olan bir fetüsü görüntülemek için tercih edilen yöntemdir.

Neden ultrason yapılır?

Çoğu insan ultrason taramalarını hamilelikle ilişkilendirir. Bu taramalar hamile bir anneye doğmamış çocuğunun ilk görüntüsünü sağlayabilir. Bununla birlikte, testin başka birçok kullanımı vardır.

Organlarınızın içten görünmesini gerektiren ağrı, şişme veya diğer semptomlarınız varsa doktorunuz ultrason isteyebilir. Bir ultrason aşağıdakilerin bir görünümünü sağlayabilir:

  • Mesane
  • Beyin (bebeklerde)
  • Gözler
  • Safra kesesi
  • Böbrekler
  • Karaciğer
  • Yumurtalıklar
  • Pankreas
  • Dalak
  • Tiroid
  • Testisler
  • Rahim
  • Kan damarları

Ultrason, biyopsiler gibi belirli tıbbi prosedürler sırasında cerrahların hareketlerine rehberlik etmenin de yararlı bir yoludur.

Ultrason için nasıl hazırlanılır?

Bir ultrasona hazırlanmak için atacağınız adımlar, incelenen alan veya organa bağlı olacaktır. Doktorunuz, özellikle karnınız muayene ediliyorsa, ultrasonunuzdan sekiz ila 12 saat önce oruç tutmanızı söyleyebilir. Sindirilmemiş yiyecekler ses dalgalarını engelleyerek teknisyenin net bir görüntü elde etmesini zorlaştırabilir.

Safra kesesi, karaciğer, pankreas veya dalak muayenesi için, testinizden önceki akşam yağsız bir yemek yemeniz ve ardından işleme kadar oruç tutmanız söylenebilir. Ancak, talimatlara göre su içmeye ve ilaçları almaya devam edebilirsiniz. Diğer muayeneler için, bol su içmeniz ve idrarınızı tutmanız istenebilir, böylece mesaneniz dolu ve daha iyi görünür.

Doktorunuza muayeneden önce aldığınız reçeteli ilaçlar, reçetesiz satılan ilaçlar veya bitkisel takviyeleri anlattığınızdan emin olun. İşlemden önce doktorunuzun talimatlarına uymanız ve aklınıza takılan soruları sormanız önemlidir.

Bir ultrason minimum risk taşır. X ışınları veya BT taramalarının aksine, ultrasonlar radyasyon kullanmaz. Bu nedenle gebelikte gelişmekte olan bir fetüsü incelemek için tercih edilen yöntemdir.

Ultrason nasıl yapılır?

Muayeneden önce hastane önlüğü giyeceksiniz. Büyük olasılıkla, test için vücudunuzun bir bölümü açıkta olacak şekilde bir masaya uzanmış olacaksınız.

Sonograf olarak adlandırılan bir ultrason teknisyeni cildinize özel bir kayganlaştırıcı jöle uygulayacaktır. Bu sürtünmeyi önler, böylece ultrason dönüştürücüyü cildinize sürtebilir. Dönüştürücü, mikrofona benzer bir görünüme sahiptir. Jöle ayrıca ses dalgalarının iletilmesine yardımcı olur.

Dönüştürücü, vücudunuza yüksek frekanslı ses dalgaları gönderir. Dalgalar, bir organ veya kemik gibi yoğun bir nesneye çarptıklarında yankılanırlar. Bu yankılar daha sonra bilgisayara geri yansıtılır. Ses dalgaları insan kulağının duyamayacağı kadar yüksek. Doktor tarafından yorumlanabilecek bir resim oluştururlar.

İncelenen alana bağlı olarak, teknisyenin daha iyi erişebilmesi için pozisyonları değiştirmeniz gerekebilir. İşlemden sonra jel cildinizden temizlenecektir. Tüm prosedür, incelenen alana bağlı olarak tipik olarak 30 dakikadan az sürer. Prosedür bittikten sonra normal aktivitelerinize devam etmekte özgür olacaksınız.

Ultrasondan sonra;

Muayenenin ardından doktorunuz görüntüleri gözden geçirecek ve herhangi bir anormallik olup olmadığını kontrol edecektir. Bulguları tartışmak veya bir takip randevusu ayarlamak için sizi arayacaklar.

Ultrasonda anormal bir şey ortaya çıkarsa, incelenen alana bağlı olarak CT taraması, MR veya biyopsi doku örneği gibi diğer teşhis tekniklerinden geçmeniz gerekebilir. Doktorunuz ultrasonunuza dayanarak durumunuzu teşhis edebilirse, tedavinize hemen başlayabilir.

Dikkat: Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Paylaşın

Ötenazi hakkında bilmeniz gereken her şey!

Ötenazi, acıyı hafifletmek için birinin hayatını kasten sona erdirmek anlamına gelir. Doktorlar bazen ölümcül hastalığı olan ve çok acı çeken kişiler tarafından istendiğinde ötenazi yaparlar. Bu karmaşık bir süreçtir ve birçok faktörü içerir.

Yasalar, birinin fiziksel ve zihinsel sağlığı ve kişisel inançları ve istekleri rol oynar. Birkaç çeşit ötanazi vardır.

Yardımlı intihar ve ötenazi;

Yardımlı intihara doktor yardımlı intihar (PAS) denir. PAS, bir doktorun bilerek birinin hayatına son vermesine yardım ettiği anlamına gelir. Bu kişi muhtemelen sürekli ve bitmeyen acı çekiyordur. Ayrıca ölümcül bir hastalık teşhisi de almış olabilir.

Doktorlar insanlara hayatlarını sonlandırmak için alabilecekleri bir ilaç sağlayacaktır. Örneğin bunun için ölümcül dozda opioid reçete edilebilir. İlacı alıp almayacağına kişi karar verir. Ötenazi ise doktorun kişinin hayatını ağrısız yollarla sona erdirmesine izin verilir.

Aktif ve pasif;

Birisine kasıtlı olarak öldürücü dozda bir yatıştırıcı vermek, aktif ötanazi olarak kabul edilir. Pasif ötanazi ise yaşamını devam etmesine yardımcı olan durdurma veya sınırlama olarak tanımlanır.

Bu, pasif ötanazi ile palyatif bakım arasındaki ayrımı bulanıklaştırır. Palyatif bakım, insanları yaşamlarının sonunda olabildiğince rahat tutmaya odaklanır.

Gönüllü ve gönüllü olmayan;

Birisi hayatını sona erdirmek için bilinçli bir şekilde yardım aramaya karar verirse, bu gönüllü ötanazi olarak kabul edilir. Kişi tam onay vermeli ve ne olacağını tam olarak anladığını göstermelidir. Gönüllü olmayan ötanazi ise, bir başkasının birinin hayatını sonlandırma kararı vermesini içerir.

Kararı genellikle yakın bir aile üyesi verir. Bu genellikle bir kişi tamamen bilinçsiz olduğunda veya kalıcı olarak ehliyetini kaybettiğinde yapılır. Beyin aktivitesi belirtisi göstermeyen birinden yaşam desteğini geri çekmek gibi genellikle pasif ötanaziyi içerir.

Ötenazi etrafındaki tartışmalar;

Ötenazi ve PAS lehinde ve aleyhinde birçok argüman var. Bu argümanların çoğu dört ana kategoriye ayrılır:

Ahlak ve din; Bazı insanlar ötenazinin cinayet olduğuna inanıyor ve ahlaki nedenlerden ötürü kabul edilemez buluyor. Birçoğu, kendi ölümünüze karar verme yeteneğinin yaşamın kutsallığını zayıflattığını da savunuyor. Buna ek olarak, birçok dini grup ve inanç örgütü benzer nedenlerle ötanaziye karşı çıkıyor.

Hekim kararı; PAS yalnızca birisi zihinsel olarak seçim yapma yeteneğine sahipse yasaldır. Bununla birlikte, birinin zihinsel yeteneklerini belirlemek çok kolay değildir.

Etik; Bazı doktorlar ve PAS karşıtları, doktorların karşılaşabileceği etik sorunlardan endişe duyuyor. 2500 yıldan fazla bir süredir doktorlar Hipokrat yemini ediyorlar. Bu yemin, doktorları bakımları altındakilere özen göstermeye ve asla zarar vermemeye teşvik eder.

Kişisel seçim; “Onurlu ölüm”, yasama organlarını insanların nasıl ölmek istediklerine karar vermelerine izin vermeye teşvik eden bir harekettir. Bazı insanlar genellikle sevdiklerine yüklediği yükten dolayı uzun bir ölüm sürecinden geçmek istemezler.

Dikkat: Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Paylaşın

Odyometri nedir, neden yapılır, nasıl yapılır?

İşitme kaybı yaşla birlikte gelir ancak herkesi etkileyebilir. 50 yaşın üstündeki kişilerin en az yüzde 25’i işitme kaybı yaşıyor ve 80 yaşın üzerindeki kişilerin yüzde 50’si bunu yaşıyor. İşitme kaybını test etmenin bir yolu, odyometri kullanmaktır.

Odyometri muayenesi, işitme duyunuzun ne kadar iyi çalıştığını test eder. Seslerin hem yoğunluğunu hem de tonunu, denge sorunlarını ve iç kulağın işleviyle ilgili diğer sorunları test eder. Testi işitme kaybının teşhisi ve tedavisinde uzmanlaşmış bir odyolog olarak adlandırılan bir doktor uygular.

Ses yoğunluğu ölçü birimi desibeldir (dB). Sağlıklı bir insan kulağı, fısıltı gibi alçak sesleri duyabilir. Bunlar yaklaşık 20 dB’dir. Jet motoru gibi yüksek bir ses 140 ile 180 dB arasındadır.

Bir sesin tonu saniyedeki devirlerle ölçülür. Ton için ölçü birimi Hertz (Hz) ‘dir. Düşük bas tonları yaklaşık 50 Hz’dir. İnsanlar 20-20.000 Hz arası tonları duyabilir. İnsan konuşması genellikle 500-3.000 Hz aralığındadır.

Odyometri neden yapılır?

Ne kadar iyi duyabileceğinizi belirlemek için bir odyometri testi yapılır. Bu, rutin bir taramanın parçası olarak veya gözle görülür bir işitme kaybına yanıt olarak yapılabilir.

İşitme kaybının yaygın nedenleri şunlardır:

  • Doğum kusurları
  • Kronik kulak enfeksiyonları
  • Anormal kemik büyümesi kulak içindeki yapıların düzgün çalışmasını engellediğinde ortaya çıkan otoskleroz gibi kalıtsal koşullar
  • Kulakta bir yaralanma
  • Meniere hastalığı veya iç kulağı etkileyen bir otoimmün hastalık gibi iç kulak hastalıkları
  • Yüksek seslere düzenli maruz kalma
  • Yırtılmış bir kulak zarı

Kulağın hasar görmesi veya uzun süre yüksek sese maruz kalması işitme kaybına neden olabilir. Bir rock konserinde duyduğunuz gibi 85 dB’den daha yüksek sesler, yalnızca birkaç saat sonra işitme kaybına neden olabilir. Düzenli olarak yüksek sesli müziğe veya endüstriyel gürültüye maruz kalıyorsanız, köpük kulak tıkaçları gibi işitme korumasını kullanmak iyidir.

Sensörinöral işitme kaybı, kokleadaki kıl hücreleri düzgün çalışmadığında ortaya çıkar. Koklea, kulağın ses titreşimlerini beyne gönderilecek sinir uyarılarına çeviren kısmıdır. Sensörinöral işitme kaybı, beyne ses bilgisi taşıyan sinirin zarar görmesi veya beynin bu bilgiyi işleyen kısmının zarar görmesi nedeniyle de ortaya çıkabilir. Bu tür işitme kaybı genellikle kalıcıdır. Hafif, orta veya şiddetli olabilir.

Odyometriye nasıl hazırlanılır?

Odyometri muayenesi özel bir hazırlık gerektirmez. Tek yapmanız gereken randevunuza zamanında gelmek ve işitme uzmanının talimatlarını takip etmektir.

Odyometri nasıl yapılır?

Odyometri ile ilgili birkaç test vardır. Saf ton testi, farklı perdelerde duyabileceğiniz en sessiz sesi ölçer. Kulaklıklarla sesleri çalan bir makine olan odyometreyi kullanmayı içerir. Odyoloğunuz veya bir asistanınız, işitme aralığınızı belirlemek için her seferinde tek bir kulağa farklı aralıklarla tonlar ve konuşma gibi çeşitli sesleri çalacaktır. Odyolog size her ses için talimat verecektir. Büyük olasılıkla, bir ses duyulduğunda elinizi kaldırmanızı isteyeceklerdir.

Başka bir işitme testi, odyologunuzun konuşmayı arka plandaki gürültüden ayırt etme yeteneğinizi değerlendirmesine olanak tanır. Sizin için bir ses örneği çalınacak ve duyduğunuz kelimeleri tekrarlamanız istenecektir. Kelime tanıma, işitme kaybının teşhisinde yardımcı olabilir.

Kulaklarınızdan titreşimleri ne kadar iyi duyduğunuzu belirlemek için bir ayar çatalı kullanılabilir. Odyoloğunuz, bu metal cihazı kulağınızın arkasındaki kemiğe, mastoide yerleştirecek veya bir kemik osilatörü kullanarak kemikten iç kulağınıza ne kadar iyi geçtiğini belirlemek için. Kemik osilatörü, bir ayar çatalı gibi titreşimleri ileten mekanik bir cihazdır. Bu test herhangi bir ağrı veya rahatsızlığa neden olmaz ve yaklaşık bir saat sürer.

Odyometri sonrası;

Testten sonra odyologunuz sonuçlarınızı sizinle birlikte gözden geçirecektir. Sesi ve tonu ne kadar iyi duyduğunuza bağlı olarak, doktorunuz yüksek seslerin etrafında kulak tıkacı takmak gibi almanız gereken önleyici tedbirler veya işitme cihazı takmak gibi ihtiyacınız olabilecek düzeltici önlemler hakkında size bilgi verecektir.

Dikkat: Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Paylaşın

Kolonoskopi nedir, nasıl uygulanır?

Kolonoskopi, bağırsakların iç yüzeyinin kolonoskop adı verilen bir cihazla görüntülenmesi ve gerektiğinde şüpheli dokuların çıkarılarak laboratuvar ortamında incelenmesine yarayan endoskopik bir işlemdir. Sindirim sisteminin son kısmı olan kalın bağırsakta var olan mevcut kanamalara müdahale edilmesi ve erken dönem kolon kanseri oluşumlarının tedavisi amacıyla da kullanılan kolonoskopi, hastaneye yatış gerektirmeyen kısa süreli bir uygulamadır.

Makattan girilerek rektum ve kalın bağırsağın ayrıntılı olarak görüntülenmesine yarayan kolonoskop cihazı, 1 cm. çapında ve yaklaşık 60 cm. uzunluğunda esnek bir tüpten oluşur. Ucunda yer alan soğuk ışık kaynağı ve optik görüntüleme sistemi sayesinde elde edilen görüntüler monitöre yansıtılırken, eş zamanlı olarak bilgisayara kaydedilir. Elde edilen görüntüler ışığında hekim, kalın bağırsakta var olan pek çok problemin tanısını koyabilir. Şüpheli bölge üzerinden örnek doku parçası alarak ya da farklı bir deyişle biyopsi yaparak, ilgili dokunun laboratuvar ortamında ayrıntılı olarak incelenmesi için de uygulanabilir.

Kolonoskopi ne zaman gereklidir?

45 yaşın üzerindeki kimselerde olası bağırsak kanserinin erken teşhisi için 5 yılda bir tarama amacıyla kolonoskopi yapılmalıdır. Bu işlem esnasında saptanan polip denilen ve zamanla kansere dönüşebilen lezyonların çıkarılması ile kanser gelişiminin önüne geçilebilmektedir.

  • Makattan taze kırmızı kanaması olanlarda veya dışkısında gizli kan saptananlarda
  • Birinci derece akrabasında kalın bağırsak kanseri veya polibi öyküsü olanlarda
  • Bağırsak kanseri veya polibi öyküsü olanlarda kontrol amacıyla
  • Çekilen diğer filmlerde kalın bağırsakta şüpheli görünüm saptanan kişilerde
  • Geçmeyen ishali olanlarda ishal sebebinin araştırılması amacıyla
  • İnflamatuar bağırsak hastalığı (ülseraktif kolit crohn hastalığı) olanlarda
  • Nedeni açıklanmayan kilo kayıplarında
  • Uzun süren kabızlık durumlarında
  • Dışkılama alışkanlığında değişiklik olması
  • Tedavi ile geçmeyen ve nedeni açıklanmayan karın ağrılarında yapılmalıdır.

Kolonoskopi işlemine nasıl hazırlanmalıdır?

Kolonoskopi işlemi kalın bağırsağın incelenmesi olduğu için işlemden önce yapılacak diyet ve boşaltıcı ilaçlar ile ile bağırsağın çok iyi temizlenmiş olması işlemin değerini artıracaktır. Bu nedenle hastalarımız işlemden 48 saat önce katı gıda alımını kesmeli ve işlem gününe kadar sadece sıvı gıdalarla beslenmelidir. (Diyetin içeriği için lütfen hekiminize danışınız.) 48 saat süren sıvı diyetini takiben işlemden bir gece önce hekiminiz tarafından yazılan boşaltıcı ilaçları hekiminizin tarif ettiği şekilde kullanmalısınız. O gece ishal olunacağı için bol su alınmalıdır.

Kolonoskopi nasıl yapılır?

Randevu verilen hasta işlemden bir gün öncesinden başlayarak nasıl besleneceği anlatılır. Barsakların temizlenmesi için barsak temizleyici ilaç verilir.İ şlem günü işlem den önce lavman yapılır. Daha sonra hastanın tansiyonu ölçülür, hastaya işlemin yapılmasına olanak sağlayacak özel pantolon giydirilir, damar yolu açılır, hasta işlem için yatağına yatırılır, hastanın nabız ve oksijen satürasyonu işlem sırasında ilgili cihazlarla takip edilir. Kolonoskopide uyutma amaçlı rahatlatıcı iğneler yapılır.

Hasta uyuduktan sonra kolonoskopla anüs, rektum, sigmoid kolon, inen kolon, splenik fleksura, transvers kolon, hepatik fleksura, çıkan kolon, çekum, terminal ileumu incelenir. Gerekirse patoloji için biyopsi alınır. Polip varsa çıkartılır. İşlem sonrasında hasta istirahat için ilgili odaya alınırken yapılan işlemin kolonoskopi raporu hazırlanır. Biyopsi alınmışsa, biyopsi sonrasında gelen sonuca göre tedavisi düzenlenir. Kolonoskopi işlemi 15 dakika ve duruma göre daha fazla sürebilir.

Kolonoskopide anestezi nasıl yapılır?

Kolonoskopi (barsak incelemesi), gastroskopiye göre daha ağrılı ve uzun süren bir yöntemdir. Kolonoskopide barsaklar içinde aletin ilerlemesine bağlı olarak gerilme ve ağrı hissedilebilir. Bu yüzden anestezi uzmanı eşliğinde derin sedasyon yapılması daha uygundur. Derin sedasyonda hasta hiçbir ağrı hissetmez. Bir saatlik müşahadeden sonra hasta taburcu edilir.

Kolonoskopide olası yan etkiler nelerdir?

Tanısal amaçlı kolonoskopilerde yan etki çok nadirdir. Geçici şişkinlik ve gaz sancısı, barsak mukoza ve yapısında zedelenme çok nadir görülür. Sakinleştirici ve ağrı kesici alerjilerine karşı duyarlı ve uyanık olunmalı. Uzun bir süre geçse bile kanlı dışkılamalarda mutlaka doktora haber verilmelidir. İşlemin uygun yapılabilmesi için bir gün önceden, öğleden itibaren katı gıdalar kesilir, onun yerine sulu gıdalar tercih edilir. İşleme gelmeden önceki gün akşamı sulu kahvaltı sonrası (tanesiz çorba, komposto, et suyu) doktorun reçete ettiği ishal yapıcı laksatif ilaç usulüne uygun kullanılır. İşlemden önce kullanılan ilaçlar aspirin, ağrı kesici ilaçlar, kalp ilaçları, pıhtılaşmayı engelleyici ilaçlar insülin kullanımı gibi durumlarda mutlaka doktorunuzu haberdar ederek tavsiyelerine uygun hareket etmelisiniz.

Kolonoskopi riskleri nelerdir?

Kolonoskopi güvenli bir işlemdir. Ancak zaman zaman işlem sırasında veya sonrasında olumsuz durumlar oluşabilmektedir.

  • Kanama
  • İltihaplanma
  • Divertikül denilen kalın bağırsak duvarının dışa doğru fıtıklaşması
  • Şiddetli karın ağrısı
  • İşlem sırasında kullanılan sakinleştiriciye olumsuz tepki
  • Kolon veya rektum duvarında yırtılma (perforasyon)
  • Kalp veya kan damarı hastalığı olan kişilerde sorunlara neden olabilir

Dikkat: Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Paylaşın

Faset Eklem Enjeksiyonu nedir, nasıl yapılır?

Omurlar omurgayı oluştururken birbiri üzerine oturur ve yüz yüze gelir. Bu nedenle aralarında “faset” yani yüz yüze anlamına gelen eklemler oluşur. Bu eklemler birbirleriyle çeşitli bağlar ve kıkırdak dokusuyla birleşir. Faset eklemlerin amacı disklerle birlikte omurganın hareketini sağlamak ve gereksiz hareketlere karşı kısıtlamaktır.

Faset eklemler boyundan başlar belin sonuna kadar devam eder. Faset eklemlerin aynı diş sinirine benzer dahili sinirleri vardır. Yaşla meydana gelen artrozlarda, yani eklem kireçlenmelerinde, eklem iltihaplarında, travmalarda faset eklemler her seviyede, daha çok bel ve daha sonra boyun bölgesinde zedelenebilir. Bu durumda dahili sinirlerde sıkışma meydana gelir ve faset hastalığı dediğimiz durum ortaya çıkar.

Faset hastalığı bel ve boyunda ağrıya yol açmakla birlikte disk hernisinden, yani bel kaymasından farklıdır. Bel kaymasında hasta öne doğru eğildiğinde ağrıdan yakınırken, faset hastalığında hasta uzun süre oturduktan sonra ayağa kalkarken, aynı pozisyonda uzun süre kalırsa veya kendini arkaya doğru verirse daha çok ağrıdan yakınır.

Bu durumlarda hasta genellikle ödem çözücü ilaçlara ve fizik tedavi yöntemlerine yanıt vermezse, o zaman faset eklemlerin içine çeşitli ilaçlar verilebilir veya faset eklemlerin dahili sinirleri aynı diş tedavisinde uygulanan kanal tedavisi gibi yani sinirin tahribi yoluna gidilir.

Nasıl yapılır?

Faset eklem enjeksiyonları, lokal anestezi altında siz uyanıkken ve iletişim kurabilir durumdayken gerçekleştirilir. İşlem sırasında daha rahat olabilmeniz için bazen sağlık uzmanınız size ilaç verebilir. Enjeksiyon genellikle siz röntgen masasında midenizin üzerine yatar durumdayken gerçekleştirilir. Enjeksiyon işleminden önce, EKG, kan basıncı manşonları ve kan-oksijen takip cihazları takılabilir.

Doktorunuz veya bir asistan, etkilenmiş eklemin üzerine denk gelen alanı temizleyecek ve sterilize edecektir. İşlem süresince muhtemelen, doktorunuzun iğneyi doğru faset ekleme yerleştirmesine izin veren floroskopik x ışınlarına maruz kalacaksınız. Dikkatli bir yerleştirme işleminden sonra doktorunuz enjeksiyon bölgesi üzerini örten cildi uyuşturmak için lokal anestetik kullanacaktır. Sağlık uzmanınız asıl ilacı eklem kapsülünün içine enjekte etmeden önce bunun için uygun bölge olup olmadığından emin olmak amacıyla ekleme röntgen ışınlarında gözükecek kontrast madde (boya) enjekte edecektir.

Enjeksiyondan önce ne gibi hazırlıklar gerekir?

  • Faset eklem enjeksiyondan önce hekiminizden yöntemi size ayrıntılı olarak açıklamasını isteyin. Hekiminiz sizden yasalar gereği yazılı onam isteyecektir.
  • Hekiminizi diğer tüm rahatsızlıklarınız, kullandığınız ilaçlar, varsa allerjiye neden olan etkenleri ve ilaçlar  konusunda bilgilendirin. E vitamini, glukozamin, sarımsak, gingeng gibi bitkisel ilaçlar da kanamaya yol açabilir.
  • Aspirin dışındaki tüm kan sulandırıcı ilaçların kesilmesi gerektiğinden ilgili doktorunuza danışmanızda fayda vardır.
  • Müdahaleye giderken daha önce yapılmış tüm tetkiklerinizi, MR, bilgisayarlı tomografi, laboratuar bulgularını yanınızda götürün.
  • Rahat kıyafetler giyin ve saat, yüzük ve diğer mücevherlerinizi evinizde bırakın.
  • İşlemden önce en az 4 saat önceden su ve gıda alımı kesilmelidir. Ancak diğer sistemik hastalıklar nedeniyle alınması gerekli olan ilaçlar az bir miktar suyla alınabilir.
  • İşlem sırasında sedasyon adı verilen yüzeyel anestezi işlemi uygulanacağından yalnız eve dönüşe izin verilmez. Bir refakat ile birlikte gelinmelidir. Aynı zamanda uygulanan lokal enestezik bacaklarda geçici bir güçsüzlük ve hissizlik yapabildiğinden araba kullanamazsınız.

Neden Yapılır?

Faset eklem enjeksiyonunun iki nedeni vardır: teşhis (ağrının kaynağını belirlemek için) ve tedavi (tespit edilen anormalliği tedavi etmek için).

Bel ağrılarının çoğu, birkaç hafta içinde kendiliğinden veya dinlenme, antienflamatuar ilaçlar, fizik tedavi veya egzersiz gibi geleneksel tedavilerle iyileşecektir. Altı haftadan daha uzun bir süredir bel ağrısından muzdaripseniz ve geleneksel tedavi yöntemlerinin yardımı olmadıysa, doktorunuz omurganın yapılarını incelemek için manyetik rezonans görüntüleme (MRI) veya bilgisayarlı tomografi (BT) gibi teşhise yönelik testler isteyebilir. Faset eklemdeki bir sorun (enflamasyon, tahriş, şişme veya artritler) bel ağrısına yol açabilmektedir. Teşhis için yapılan testler faset eklemde bir anormalliği işaret edebilir, bu da ağrının kaynağının faset eklem olduğunu düşündürebilir. Ancak bazen ağrının kaynağı faset eklemken sonuçlar normal çıkabilir, öte yandan anormal sonuçlar da sorunun daima faset eklemden kaynaklandığını göstermez.

Bel ağrısının kaynağının gerçekten bir faset eklem olup olmadığını tespit etmek için bir enjeksiyon (bazen “blok” olarak da adlandırılır) verilebilir. Faset eklemin içine küçük bir miktar anestetik veya uyuşturucu ilaç enjeksiyonu ağrıyı azaltır veya ortadan kaldırırsa, bu durum ağrının kaynağının faset eklem olduğunu gösterebilir. Bu, faset eklem enjeksiyonunun teşhise yönelik kullanımıdır. Ağrının kaynağı olarak bir faset eklem belirlenirse, anestetik ajanlar ve antienflamatuar ilaçlar daha uzun süreler için ağrın kesilmesini sağlayabilir.

Riskleri ve yan etkileri nelerdir?

Faset eklem enjeksiyonları  ve faset eklem sinirinin bloğu 40 yılı aşkın bir süredir uygulanan güvenli yöntemlerdir. Yöntem görüntüleme altında ve iğneye benzer elektrodlarla uygunır. Bu elektrodların özelliği, elektrodun ucunun elektronik olarak uygulama bölgesinin direncini ohm cinsinden ölçebilmesidir. Bu nedenle istenmeyen bölgelere ulaşıldığında yöntem uygulanmaz.

Yan etkileri çok seyrektir. Sınırlı bir alana verilmesi ve sistemik yayılımının çok az olması nedeniyle steroide bağlı yan etkiler hemen hemen hiç görülmez. Enfeksiyon ise oldukça ender görülen ciddi bir yan etkidir. Önlemek için işlem tamamen steril koşullarda yapılmalıdır. İğnenin giriş yeri ve eklim radyolojik görüntüleme altında belirlendiğinden kanama, sinir hasarı gibi ciddi yan etkilere neredeyse hiç rastlanmamaktadır.

Enjeksiyondan sonra ne olur?

İşlemin hemen ardından, ağrınızın azaldığını veya tamamen dindiğini hissedebilirsiniz. Sağlık uzmanınız, ağrınızın rahatlama seviyesini değerlendirmek için normal olarak ağrıya neden olan bir hareket yapmanızı isteyebilir. Nadiren de olsa bazı hastalar enjeksiyondan birkaç saat sonra bacak güçsüzlüğü, uyuşukluk veya karıncalanma hissettikleri halde, prosedürden hemen sonra yürüyebileceksiniz. İlaçlar tepki sürenizi etkileyebileceği için, enjeksiyondan hemen sonra araba kullanmak genellikle önerilmez. Prosedürün ardından sizi eve götürebilecek birisi olması gerekebilir.

Evdeyken, enjeksiyon bölgenizde olabilecek herhangi bir ağrıyı buzla veya sağlık uzmanınızın yazdığı ilaçlarla tedavi edebilirsiniz. Genellikle bu durumu önemsememeniz ve ilk gün kendinizi zorlamamanız önerilir. Enjeksiyonun anestetik kısmı zamanla ortadan kalktıktan sonra, bel ağrınız geri gelebilir. Enjeksiyonun steroid kısmının ağrıyı kesmeye başlaması, yedi ilâ on gün sürebilir. Genellikle ilk günün ardından ağrınızın izin vereceği oranda günlük aktivitelerinize geri dönebilirsiniz; ancak, izin verilecek özel aktiviteler hakkında sağlık uzmanınızdan öneriler almak için onunla beraber durumunuzu gözden geçirmelisiniz. Çoğu durumda enjeksiyonu izleyen gün işe geri dönebilirsiniz.

Tedaviye yönelik yapılan ilk faset enjeksiyonu sonrası ağrınız dinmezse, aynı bölgede enjeksiyon tedavileri genellikle önerilmemektedir. Araştırma, prosedürün uygulandığı hastaların %18-63’ünde faset enjeksiyonlarının altı aydan daha uzun bir süre boyunca bel ağrısını dindirebildiğini bulmuştur. Faset enjeksiyonlarının tek başına bir ağrı tedavisi olmaktan ziyade, hastanın diğer geleneksel tedavi şekillerini (fizik egzersiz, yoga, germe ve eğilme) uygulayabilmesine izin veren bir yöntem olarak kullanılması önerilmektedir.

Kimlere yapılmamalıdır?

En az dört veya altı hafta süren bir ağrınız yoksa ve diğer geleneksel tedavi türlerini denemediyseniz, bel ağrınızın tedavisinde faset enjeksiyonlarını olmamalısınız. Aşırı kanama eğiliminiz varsa veya kanın pıhtılaşmasını önleyen antikoagülan bir ilaç, örn. coumadin veya heparin alıyorsanız, bu prosedür tavsiye edilmez; bu ilaçları alıyorsanız sağlık uzmanınıza bunu söylemelisiniz. Bel ağrınızın nedeni bir enfeksiyon veya tümör olarak teşhis edilmişse, ağrıyı dindirmek için başka yolların kullanılması da önerilebilir.

Paylaşın

EEG (Elektroensefalografi) nedir, nasıl yapılır?

Beynin elektriksel aktivitesini ölçmek için EEG cihazı ile yapılan EEG (Elektroensefalografi), beyindeki sinir hücreleri tarafından hem uyanıklık, hem de uyku halindeyken üretilen elektriksel faaliyetin kağıt üzerine beyin dalgaları halinde yazdırılmasıdır.

Kalp elektrosuna (EKG) benzetilebilir. Bundan farklı olarak çok daha fazla noktadan ve daha uzun süreli çekim yapılır. EEG beynin yapısal işlevlerinden çok fonksiyonel durumu hakkında bilgi verir.

Yeni doğmuş bebeklerden en son yaşa kadar tüm yaştan hastalara EEG tetkikleri yapılabilinir. EEG tetkiklerinin hiçbir yan etkisi yoktur. EEG sırasında sadece beyin elektriksel aktivitesninin  dalgalar şeklinde kaydı yapılır. Vücuda elektrik verilmez.

EEG çekilmesindeki amaç;

EEG çekiminin temel amacı beyin hücrelerinden çıkan elektrik akımlarının değerlendirilmesidir. EEG ile hangi beyin bölgesinin ne tip bozuk elektrik yaydığının görülmesi ve takip edilmesidir. EEG ile sorunun merkezi beyinden mi yoksa beyin kabuğundan kaynaklandığını görebiliyor. EEG beyin lezyonlarının, tümörlerinin, infarktüslerinin, enfeksiyonlarının, ve epileptik aktivitenin, psikozların , beyin ölümünün ve Beynin elektriksel aktivitesini bozan her türlü hastalığın tanısında kullanılabilir. Epilepsi hastalığının teşhisinde ve tiplerinin belirlenmesinde tedaviye karar verilecek olan inceleme yöntemi EEG’dir.

EEG hangi nedenlerle yapılır?

  • Sara (Epilepsi) hastalığı
  • Bilinç ve algı bozuklukları
  • Unutkanlık, dikkat bozukluğu, bunama
  • Bazı psikiyatrik hastalıklar
  • Uyku bozuklukları
  • Koma, beyin ölümü
  • Santral sinir sistemi iltihabı

EEG nasıl çekilir?

  • Beynin elektriksel faaliyeti, hastanın saçlı derisi üzerine yerleştirilen küçük metal elektrotlar aracılığıyla EEG aletine iletilir ve veriler ortalama 20 dakika süreyle bilgisayara kaydedilir
  • Çekim sırasında hastaya elektrik verilmesi söz konusu değildir ve hasta herhangi bir ağrı duymaz
  • Parazitsiz, kaliteli bir kayıt alabilmek için hasta çekim sırasında aksi istenmedikçe gözlerini kapalı, çene ve boyun kaslarını gevşek tutmalı, olabildiğince hareketsiz durmalıdır
  • Çekimin 3 dakikasında hastadan derin nefes alıp vermesi, çekimin 10 dakikasında ise aralıklı olarak verilen ışık kaynağına bakması istenir

EEG süresi ne olmalı?

Beyin elektrik dalgaları uykuda, uyanıklıkta ve uyanıklıktan uykuya geçiş dönemlerinde farklılıklar gösterir. Belli dönemlerde hastalıklara ait bulgular daha bariz görülür veya hiç görülmez. Dolayısıyla ideal bir EEG incelemesinde bütün bu dönemlerin görülmesi hedeflenmelidir. İdeal olarak bir saatlik uyku ve uyanıklığın gözleneceği bir kayıt tercih edilir. Daha uzun,3 saatlik,  gece boyu veya 24 saatlik kayıtlar da kullanılabilir .

  • Normal EEG (Rutin EEG) : 20- 30 dakika arasında sürer
  • Uyku-Uyanıklık EEG: Ortalama 1 saat sürer (20 Dakika uyanık, 40-60 dakika uyku halinde)
  • Bazı durumlarda  3 saatlik, tüm gece veya 24 saatlik EEG çekilebilinir

Bebek ve çocuklarda EEG;

  • Küçük yaştaki çocuklarda (genel olarak 5 yaşından küçüklerde)  kayıt sırasında hareketlilik,  istenen talimatlara uyum gösterememeleri ve uyku ile beyindeki anormal elektriksel aktivitenin daha net ortaya çıkması nedeniyle uyku sırasında EEG kaydı tercih edilir
  • Kayıt süresi olabildiğince uzun tutulmaya çalışılır (mümkün ise en az 1 saat).Yeterli uyku kaydından sonra uyandırılır, uyanık dönemde de EEG kaydına devam edilmeye çalışılır
  • Çocuklarda ve çok küçük yaştaki bebeklerde uykuda EEG kayıtları çok daha değerlidir ve bu nedenle bir EEG incelemesi mümkün ise en az 1 saat uyku EEG kaydı içermelidir
  • Uyku sırasında beyinin biyoelektrik aktivitesi tamamen değişir. Uykunun farklı dönemleri vardır bu dönemlere özgü EEG değişiklikleri saptanır
  • Uyku  beyindeki anormal elektriksel aktivitenin ortaya çıkmasına yardımcı olur
  • Hastanın bu uyku EEG çekim öncesi  uykusuz kalması, çekim esnasında uyumasını kolaylaştıracağı ve anormal beyin dalgalarının ortaya çıkma olasılığını arttıracağı için yararlıdır
Paylaşın

Ekokardiyografi nedir, nasıl yapılır? Detaylar

Kalbin teşhisinde kullanılan bir yöntem olan Ekokardiyografi, kalbin ses dalgaları yolu ile (ultrason) iç yapısının ve işlevlerinin incelenmesidir. Ses dalgalarının iletilmesini sağlayan bir alet (transdüser) vasıtası ile yapılır.

Yaygın olarak kullanılan eko kardiyografi, doktorun, kalbin atmasını ve kan pompalama işlemini rahatlıkla görmesini sağlar. Kalpte oluşabilecek hastalıklar eko kardiyografi ile görülebilir.

Dört çeşit Ekokardiyografi yöntemi vardır. Bunlar;

  • Transtorasik (Yüzeysel) Ekokardiyografi; Bu yöntemde, sonografi cihazına (dönüştürücü) jel sürülür. Sonografi cihazı, hastanın kalbinin değişik bölgelerine bastırılarak gezdirilir. Bu uygulamada röntgensel ışıklar kullanılmaz. Dönüştürücü cihaz kalpteki sesleri kaydederek görüntüleri ekrana yansıtır.
  • Transözofajiyal Ekokardiyografi; Doktor, daha fazla ayrıntı ve net bir görüntü isteyebilir. Bu durumda transözofajiyal eko kardiyografi önerilir. Hastanın boğaz yoluna anestezik ilaçlar verilerek uyuşması ve rahatlaması sağlanır. Esnek bir tüp, boğaz yoluna yerleştirilerek yemek borusuna ulaşması sağlanır. Dönüştürücü, kalpteki ses dalgalarını kaydederek, ayrıntılı olarak görüntüyü ekrana verir.
  • Doppler Ekokardiyografi; Doppler ultrason yöntemi olarak da bilinen bu yöntem, kalbin kasılma ve çeşitli gevşeme hareketlerini en doğru ve sağlıklı olarak ölçmek için kullanılır. En hassas ve yeni teknolojik yöntemdir. Bu yöntemde elde edilen görüntüler renkli ve ayrıntılıdır.
  • Stres Ekokardiyografi; Bazı kalp problemleri, özellikle de koroner arterlere kan sağlayan kaslar, sadece fiziksel aktivite zamanında ortaya çıkar. Stress eko kardiyografi de, koroner arter problemleri için kullanılır. Hastaya, egzersiz yöntemi veya kalp atımını hızlandıracak ilaçlar verilir. Hastanın kalbinin her hareketi bu yöntemle kayıt altına alınır.

Neden yapılır?

  • Steteskop vasıtasıyla işitilen kalp seslerinin (üfürümler vb.), kalp büyümesinin, açıklanamayan göğüs ağrıları, nefes darlığı veya düzensiz kalp atımlarının sebebini araştırmak amacıyla
  • Kalp boşluklarının şeklini ve boyutlarını ölçmek için
  • Kalp duvarlarının kalınlıklarını ve hareketlerini kontrol etmek için
  • Kalp kapak yapılarının ve hareketlerinin net olarak değerlendirilmesi için
  • Yapay kapağın fonksiyonlarının değerlendirilmesi için
  • Kalp fonksiyonlarını değerlendirmek amacıyla
  • Kalp kasını etkileyen hastalıkları (örneğin kardiyomiyopatiler) tespit etmek için
  • Kalbin içindeki pıhtı ve tümörlerin değerlendirilmesi amacıyla
  • Konjenital kalp hastalıkları ya da bu nedenle yapılan cerrahi girişimleri kontrol etmek amacıyla
  • Kalp krizi sonrası kalp fonksiyonlarının değerlendirilmesi için
  • Kalbin etrafında sıvı toplanması durumunda sıvı miktarının, cinsinin değerlendirilmesi ve kalbi saran perikard zarının yapısını ve kalınlığının değerlendirilmesi amacıyla
  • Kalpten çıkan ana atar damarların (aort damarı, pulmoner arter) yapı ve çaplarının değerlendirilmesi amacıyla yapılır

Faydaları nelerdir?

  • Kalp boyutundaki değişikler bu yöntemle belirlenir. Zayıflamış veya hasara uğramış kalp kapakçıkları, yüksek tansiyon veya kalp odacıklarında genişlemeler, rahatlıkla görülüp tedavi edilebilir.
  • Eko kardiyografiden elde edilen ölçümler, her kalp atışı ile dolu ventrikülden dışarı pompalanan kan yüzdesini net bir şekilde göstererek erkenden kalp yetmezliği hastalığını tanımlar.
  • Kalp krizi riski bu yöntemle belirleneceğinden, riskin azalmasına yardımcı olur.
  • Kalp kapakçıklarının yeterli kan akışı sağlayıp sağlamadığı görüntülerle elde edilir. Kalpteki anormal bölgeler rahatlıkla görüleceğinden tedavi edilme oranı yükselecektir.

Ekokardiyografiden sonra neler yapılmalıdır?

Hastaların çoğu eko kardiyografiden hemen sonra sosyal yaşantısına geri dönebilir. Test sonuçları normal değerlerde ise herhangi bir tedaviye gerek duyulmaz.

Paylaşın