Muğla: Mabolla Kalesi

Mabolla Kalesi; Muğla’nın Menteşe İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Üstü tıpkı masa gibi düz olan ve belki de bu nedenle halk arasında Masadağ olarak da bilinen Asar Tepe, ender bir doğal doku olmasının yanı sıra önemli arkeolojik kalıntıları da barındırır. Kale düzlüğünün güneyindeki düzlükteki irili ufaklı taşlardan oluşan ve olasılıkla konut türü yerleşimlere ait yapı kalıntıları olasılıkla Hitit metinlerinde de sözü geçen Mabolla Kalesi’ne ait olmalıdır.

Bu alanın önündeki alt düzlükte II. Bin Anadolu Hitit ve I. Bin Frig ve Urartu Geleneklerini yansıtan, Karya ve Likya Bölgesinde varlığını geç dönemde de sürdüren açık hava kutsal alanları görülür. Mabolla Kalesinin iri dikdörtgen taşlardan oluşan surlarının güneye doğru süren uzantıları oldukça iyi korunmuştur. Sur duvarlarından aşağıya doğru sürüklenen bazı bloklar üzerinde izlenen kenetler ahşap kenet yuvaları özelliğindedir ve M.Ö. 5. yy.la tarihlendiğine ilişkin ipucu vermektedir.

Masadağ Kuzeydeki düzlüğe yakın yerinde ise yüksek teraslar üzerine oturtulmuş ve en az 3 katlı olan ve harçlı moloz taşlarından yapılma bir ortaçağ sarayı yer alır. Mabolla’nın doğu ve batı üst yamaçlarında ve çoğu yakın zamanda soyulmuş kaya mezarları yer alır. Mabolla Kalesi, doğu, güney ve batı yönlerinde savunmaya elverişli bir konuma sahiptir.

Paylaşın

Muğla: Milas, Firuzpaşa Camii

Firuzpaşa Camii; Muğla’nın Milas İlçesi, Firuz Paşa Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Caminin kitabesi günümüze kadar gelmiştir. Kitabesinden öğrenilen bilgiye göre 1394 yılında Menteşe Valisi Hoca Firuz Bey tarafından inşa ettirilmiştir.

Cami, Evliya Çelebi’nin Seyahatname adlı kitabına Gök Camii olarak adlandırılmıştır. Firuz Bey Camii, günümüze kadar birçok tadilattan ve restorasyondan geçmiştir.

Mimari açıdan ters T planlı olan ibadet mekanının yapımında kesme taş kullanılmıştır. Son cemaat yeri üç bölümlüdür ve cami özellikle taş işçiliğiyle dikkatleri üzerine çekmektedir.

Firuz Bey Camii, 1974-1977 yılları arasında Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce kapsamlı bir onarımdan geçmiştir. Milas’ın en görülesi ibadet mekanları arasındaki camiye sadece bir saatinizi ayırmanız yeterli olacak.

Paylaşın

Muğla: Milas, Gümüşkesen Mezar Anıtı

Mezar Anıtı: Muğla’nın Milas İlçesi, Gümüşkesen Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Mimari olarak antik çağlarda, dünyanın yedi harikasından birisi sayılan Halikarnas Mausoleumu’nun küçük bir örneği olması açısından önemlidir. Antik Roma nekropolünün en gösterişli yerine yapılan anıt, ancak kente büyük hizmetleri geçen bir şahıs, soylu veya yönetici bir aileye ait olmalıdır.

Mezar anıtı; muhteşem taş işçiliği ve plan şeması ile Roma’nın Antoninler Sülalesi’nin hükümdarlık dönemi olan MS 2. yüzyılda yapılmıştır. Gömü odası olan alt kat, peristilli ikinci kat ve piramidal çatı olmak üzere üç bölümden oluşur. Alt katın duvarları düzgün yontulmuş büyük mermer bloklarla inşa edilmiştir.

Duvar örgüsü Baltalı Kapı’nın duvar örgü tekniğiyle aynıdır. Anıtın çatısı baştan sona kabartma bitkisel ve geometrik motiflerle süslenmiştir.
Roma dönemi eseri olan Gümüşkesen Mezar Anıtı, UNESCO’nun “Dünya Kültür Mirası” listesine alınması için girişimler yapılmaktadır.

Paylaşın

Muğla: Milas, Baltalı Kapı

Baltalı Kapı; Muğla’nın Milas İlçesi, Hayıtlı Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Adını kilit taşı üzerindeki antik çağlarda “Labrys” olarak adlandırılan çift yüzlü balta kabartmasından alır. M.S. 2.yüzyıla tarihlenmektedir.

Antik dönemde Zeus Labrandos Festivali’nin geçtiği güzergah üzerinde yapılan Baltalı Kapı, kentin kuzey kapısıdır. Kemerli bir geçiş sağlayan kapının kilit taşı üzerinde yer alan çift ağızlı balta “Labrys” kapıya ismini vermektedir.

Kapının üzerinde yer alan palmet motifleri ve mimari bezemeleri, kapının MS 2. yüzyıla ait olduğunu göstermektedir. Baltalı Kapı, düzgün kesilmiş Sodra dağının beyaz mermerlerinden inşa edilmiştir.

Batıdaki destek duvarının üst tarafında akanthus yaprak süslemeleri Gümüşkesen Mezar Anıtı ile büyük benzerlik gösterir. Milas’a su taşımak amacıyla yapılmış su kemerleriyle iç içe olan Baltalı Kapı, antik dönemden günümüze ulaşabilmiş en önemli kalıntılardan birisidir.

Paylaşın

Muğla: Marmaris, Hydas Antik Kenti

Hydas Antik Kenti; Muğla’nın Marmaris İlçesi, Turgut Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Hydas Antik Kenti, Turgut Köyünün Güney-Doğusunda bulunan ve denize dik inen dağların yaklaşık 270 Metre yüksekliğinde, oldukça dik bir tepe üzerinde müstahkem bir yerleşim yeridir.  Bozburun Yarımadasının batı kıyısında yer alır.

Anadolunun Güneybatı ucunda, Karia bölgesinde bulunan bu yarımada, Ege ve Akdeniz arasındaki deniz ticaret yollarını  iyi kontrol altında tutan bir konuma sahiptir. Savunma duvarları ile çevrili yerleşim, kale ve kuzeybatı güneydoğu yönünde uzanan 6 km.lik bir dağ sırasının en dar yerinde kayalık bir sırt üzerinde kurulmuştur. Akropol ve batısında ki yerleşim alanı yaklaşık 3.5 ha bir alanı kapsamaktadır.

Kent içinde bölgeye özgü basamaklı piramit mezar taşlarının kullanıldığı bir mezarlık alanı bir çok sarnıç, yapı kalıntılarına ait temel izleri, bir kutsal alan, bir liman, piramit çatılı bir anıt mezar gibi kalıntılar bulunmaktadır. Kentte,  mimari teknik ve küçük buluntulara göre hellenistik, arkaik ve geometrik  dönem izlerine rastlanmaktadır. Antik kentte Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün izinleri ile Almanya uyruklu Mathias Benter 1997-2005 yılları arasında arkeolojik yüzey araştırması çalışmalarını sürdürmüştür.

Hydas antik kenti sınırları içinde bulunan Pramit çatılı anıt mezar Akropolün kuzeyinde vadi tabanından yaklaşık 35 Mt. Yüksekliğinde inşa edilmiştir. Vadiden ulaşılması zor bir kayalık yükselti üzerinde kuruludur. Mezar odasının duvar örgüsü kaba işlenmiş poligon taşlardan oluşmaktadır. Uç noktası düzeltilmiş, dik piramit biçimdeki bir çatı, kübik mezar odasının tavanını örtmektedir.

Bunun en üstünde belki bir standart y7a da buna benzer bir öge bulunmaktadır. Mezarda kireç katkılı bir sıva kullanılmıştır. Mezarın tabanındaki pervaz üzerinde bu sıva içinde 4 yuvarlak ize rastlanmıştır. Muhtemelen bu izler yapıyı süsleyen vazolara ait olabilir. Yapının alçak girişi çökmüş durumdadır. Bu alan içinde M.Ö 4 ve 3. yüzyıllara tarihlenebilen okunması zor bir yazıt mezarın Diagoras adında bir savaşçıya ait olduğu bilgisini vermektedir.

(Görseller: timestopmugla.com)

Paylaşın

Muğla: Bybassios Antik Kenti

Bybassios Antik Kenti; Muğla’nın Marmaris İlçesi, Orhaniye Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Kentin sur kalıntıları orman içinde dağınık bir arazide yer almaktadır.Buradaki bir ada üzerinde de kale kalıntıları göze çarpmaktadır. Diodoros Apollon tarafından kurtarılıp Khersonese’ye getirilen kız kardeşlerinden Parthenos adlı kız kardeşin Bybassios tapınağı ile ödüllendirildiğinden bahseder. Prof. E. Benn, Gölenye yakınlarında bulduğu yazıta dayanarak, Castabus’taki kutsal yerin Bibassios’lulara ait olduğunu belirtmektedir.

2005 yılında Ege Üniversitesi işbirliğiile Marburg Phillips-Üniversitesi’nden Winfried Held başkanlığında gerçekleştirilen yüzey araştırmasına başlanmıştır. 2007  yılında Bybassos’ta kuzeydoğu liman bölgesindeki rıhtım düzenlemeleri konusunda bilgi toplamak amacıyla jeomanyetik yüzey araştırması ve yeraltı radarı kullanılmıştır. Bybassos’un kara tarafında kalan başka bir yükselti olan OyukluTepe ile Bybassos arasındaki ızgara planlı bir yerleşim alanına rastlanmıştır.

Eski Çağda bir yarımada üzerinde yer alan Bybassos, Arkaik ve Klasik dönemlerde bir liman olduğu anlaşılmaktadır. Bizans surlarının varlığı liman olarak kullanımının sürdüğüne işaret etmektedir. Belgelenen yapılar arasında Erken Bizans Dönemine ait dairesel planlı bir yapı ile apsise bitişik bir odası bulunan Kilikya tipinde bir kilise sayılabilir. Alanda ayrıca Kalkolitik Döneme ait buluntulara rastlanmıştır.

(Görseller: timestopmugla.com)

Paylaşın

Muğla: Marmaris, Syrna Antik Kenti

Syrna Antik Kenti; Muğla’nın Marmaris İlçesi, Bozburun Yarımadası’ndaki tarihi Bayır Köyü, Yoncaağız Tepesi üzerindedir. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Syrna, Luwi veya Karia dilinden gelen bir sözcük olup anlamı anlaşılamamıştır.  Hellen çağında çoğu kez kentlere bazı isimler yakıştırılmıştı. Bu geleneğe göre Syrna içinde bir mythos söylenmiştir. Karia kralının kızı Syrna, Asklepios’un oğlu, Troia’yı kuşatan Akhaias ordularının hekimi Podaleirio ile evlenmiştir.

Kral da onlara Bozburun yarımadasını armağan etmiştir. Podaleirios da burada iki kent kurarak birisine eşi Syrna’nın ismini vermiştir. Syrna’nın ne zaman kurulduğu ve tarihi konusunda yeterli bir bilgi yoktur. Ayrıca yörede yeterli bir araştırma yapılmadığından bu konudaki bilgilerimiz çok yetersizdir.

Syrna, Hellenistik çağda Asklepios Mabedi ile ünlenmişti. Bugün Yoncaağız tepesi üzerinde kente ait surlardan bazı kalıntılar ile yapı temelleri görülmektedir. Tepenin altında ise içerisi oyulmuş, 2 m. uzunluğunda sandık tipi bir mezar dikkate çekmektedir. Prof. Bilge Umar, Bayır köyü içerisinde bir sunak, sütun parçaları ve üzerinde bir yılan kabartması olan bir sütun parçası görmüşse de ertesi yıl aynı yere gittiğinde yok olduklarını fark etmiştir.

Ayrıca George E.Bean de köy camisi önündeki döşeme taşları arasında dikkatini çeken kabartma da ne yazık ki yok olmuştur. Syrna’dakiAsklepios mabedinin de yeri kesinlik kazanamamıştır. Bununla beraber yeni yapılan camiin temel kazısında çok sayıda mimari kalıntı ile küçük buluntular çıktığını köylüler söylemektedir. Ancak onların da ne oldukları bilinmiyor.

Paylaşın

Muğla: Marmaris, Nimara Mağarası

Nimara Mağarası; Muğla’nın Marmaris İlçesi, Cennet Adası üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Cennet Adasının en yüksek noktasında açık denize, Marmaris Körfezine ve adanın iki tarafında yer alan boğazlara hakim bir noktada bulunan yapı kalıntıları burada stratejik öneme sahip bir yerleşim olduğunu kanıtlar.  Mağara doğal oluşumları ve ele geçirilen arkeolojik buluntuları nedeni ile 1999 yılında I. Derece Arkeolojik ve Doğal Sit Alanı olarak koruma altına alınmıştır.

Mağaranın 60m. genişliliğinde olan giriş kısmı orijinal olmayıp, aşındırma ve tektonik nedenlerle bu kısımdaki kaya kütlesinin mağaranın içine düşmesi sonucu meydana geldiği belirlenmiştir. Mağaranın alt kotlarında yüksek olmayan dikitler, güneybatı yönünde ise yüksek sarkıt ve dikitler ile mağara sütunları yer almaktadır.

Nimara Mağarası,Cennet Adasının en yüksek noktasında yer alan antik yerleşimin güneybatısındadır.Mağaranın antik dönem kullanımı tamamen bu yerleşim halkı ile bağlantılıdır. Ele geçirilen buluntular mağaranın bir tapınım yeri olduğunu kanıtlamaktadır.

1998 yılında mağarada kum taşından yapılmış iki kadın heykelinin bulunması ve gün geçtikçe artan doğal ve arkeolojik tahribatın önlenebilmesi için Marmaris Belediye Başkanlığının katkıları ile Marmaris Müze Müdürlüğü tarafından 29.07-10.10.2007 tarihleri arasında mağarayı kurtarmak amacı ile kazı çalışmaları gerçekleştirilmiştir.

Mağarada gerçekleştirilen kurtarma kazısında;

  • Dibi yarık bir kemik alet ucunun batı Avrupa’nın Üst paleolitik Dönem Kültürlerinden Aurugnacien kültürde ilk defa ortaya çıkan bir alet türüne ait olduğu,
  • Obsidienden yapılmış keski ve dilgiler ile bunlara ait yongaların M.Ö.20.-10.bin yılları arasına tarihlenmesi ile,Marmaris’in yazılı kaynaklarda en eski yerleşim tarihi olarak geçen M.Ö.III.bin tarihi M.Ö. 20.bine kadar yükselmiştir.

Mağaranın yöremiz ve ülkemiz kültür ve turizmine kazandırılabilmesi amacı ile Marmaris Müze Müdürlüğü ve Marmaris Belediye Başkanlığı tarafından yürütülen çalışmalar tamamlanarak,mağara yürüyüş yolu ile birlikte 18 Mayıs 2008 tarihinde ziyarete açılmıştır.

Paylaşın

Muğla: Marmaris, Kastabos Antik Kenti

Kastabos Antik Kenti; Muğla’nın Fethiye İlçesi, Hisarönü Köyü’nün güneyindeki Eren dağı üzerindedir. . Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Yöre halkının Pazarlık veya Gavur Pazarı diye isimlendirdiği düzlükte Kastabos antik mabet-kenti bulunuyordu.
Kastabos, Karia dilinden gelen “Tapınak Düzlüğü” anlamında bir sözcüktür. Aynı isimde Klikia ve Kappadokia’nın yakınındaki Lykaonia civarında iki kent daha bulunmaktadır.

Kastabos’un bulunduğu yöreyi ilk kez 1886’da T.A.B. Spatt araştırmış ve bir mabetle karşılaşmıştır. Spatt bu mabedin Leto’la ait olduğunu ileri sürmüş,Prof. Cook’da bu ismi benimsemiştir. Antik kaynaklarda ise Kastabos’un,Artemis mabedinden ötürü isminden söz etmektedir.

George Bean’de Gölenye’de (İçmeler) gördüğü yazılı bir taş üzerinde Kastabos ismini okumuştur. Ayrıca Bybassos kentinde de Apollon’a şarkı söyleyen Hemithea’nın ismine rastlanmıştır. Bybassos da, Kastabos’a 1-2 km. uzaklıktadır. Bu nedenle de Kastabos’un kime ait olduğu oldukça tartışmalıdır.

Kime ait olduğu kesinleşemeyen bu mabet ,Helenistik çağda İon nizamında yapılmıştır. Uzun kenarlarında 11’er, kısa kenarlarında da 6’şar sütun bulunmaktadır. Büyük bir olasılıkla Kastabos bu tapınaktan ötürü önem kazanmıştır. Onun dışında dikkati çekecek herhangi bir kalıntı ile karşılaşılmamış olması buranın yerleşimden çok bir tapınak yeri olduğunu göstermektedir.

(Görseler: timestopmugla.com)

Paylaşın

Muğla: Marmaris, Thyssanos (Söğüt Kaletepe)

Thyssanos (Söğüt Kaletepe); Muğla’nın Marmaris İlçesi, Bahçeli Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

45 dakikalık bir yürüyüş yolu sonunda ulaşılan kale doğal korunaklıdır. Kuzeyde yamaç yerleşimlerini ve civar tepeleri ve güney, güney doğu cephede deniz ticaretini ( Olasılıkla Rodos Adaları ile ) kontrol altında tutuyor olmalıydı.

Kalenin Güney doğusunda iki lentosu ile giriş kapısına oldukça iyi korunmuştur.  Kapıya ulaşan merdivenler yıkıntı taşlarla örtülmüştür. Kale iç avlusu içinde içi taş dolguyla kaplı, yaklaşık 6 m çapında yuvarlak planlı bir sarnıç bulunmaktadır. Sarnıcı oluşturan duvarın üzeri sıvanmıştır.

Yerleşimi (garnizon) çevreleyen sur duvarları harçlı yığma taşlarla örülmüştür. Duvarlar ortalama 2,5-3 m. yükseklikte korunmuştur.  Kaleyi çevreleyen tahkimat kuzey, güney ve doğuda taş duvar olgusuyla kendini gösterirken batıda doğal ana kaya ile kuşatılmıştır.

Kalenin güney sur duvarını dıştan destekler nitelikte 7X7 m. likte üç kule, bölgenin deniz trafiğini kontrol altında tutuyor olmalıydı. Aynı doğrultudaki sur duvarları iç kısmında, içleri taş dolgu ile dolu , beden duvarları kısmen ayakta 3 adet dikdörtgen planlı yapı kalıntısı yer almaktadır. Yerleşimin, Geç Roma veya Bizans dönemlerinde uç kale olarak kullanıldığı düşünülmektedir.

Paylaşın