Akşener’in “İttifak Bitti” Sözlerine Kılıçdaroğlu’ndan Yanıt: İttifak Yok Ki Zaten

İYİ Parti kanadından gelen “ittifak bitti” sözlerini değerlendiren CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “İttifak zaten bitti. Şimdi bakın, ittifak yok ki zaten, ittifak seçim döneminde olur. Şimdi her birimiz ayrı partiyiz, şimdi ittifak yok ki. İyi Parti; onlar da bizim gibi yerel seçimlere hazırlanıyor. Diğer partiler de yerel seçimlere hazırlanıyor. Yani biz hep beraber gelip, “Arkadaşlar biz yerel seçimlere nasıl hazırlanalım diye konuşmak” öyle bir şey yok” dedi ve ekledi:

“Dolayısıyla yaptığımız çok değerli bir şey tartışma aramızda elbette tartışma olacak, onlar ayrı parti biz ayrı partiyiz dolayısıyla tartışma da olabilir, farklı adaylar da olabilir, farklı adaylar çıkarabiliriz. Dayanışma içinde olabiliriz. Belli yerlerde karşıt olabiliriz biz geçen seçimlerde de biz Uşak’ta biz de belediye başkanı adayı çıkardık onlar da çıkardılar. Yanlış hatırlamıyorsam Niğde’de biz de çıkardık onlar da çıkardılar. Yani bazı yerlerde beraber olduk bazı yerlerde ayrı ayrı olduk. Bunların hepsi oldu yani.”

“Değişim” tartışmalarına ve kendisine yönelik “istifa” çağrıları da değerlendiren Kılıçdaroğlu “Şimdi Kurultay’da göreceksiniz, demokratikleşmenin ne olduğunu herkes görecek, tanık olacak buna. Gerçekten partide herkes tanık olacak. CHP’nin şöyle bir özelliği var. Türkiye’deki büyük değişimlerin altında CHP’nin imzası vardır. Değişimin önü zaten açık bizde, kapalı hiç olmadı ki.” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir grup gazeteci ile bir araya gelerek gündeme dair soruları yanıtladı. T24’ten Murat Sabuncu’nun aktardığına göre; Kılıçdaroğlu’nun verdiği demeçler şöyle:

Kemal Bey peki siz altılı masa ortakları birbirinizle helalleşebildiniz mi seçim sonrası? Meral Hanım’ın hem Kurultay’da hem sonrasındaki CHP’ye yönelik çıkışı, Ali Babacan’ın bir televizyon programında söylediği “CHP’nin kendi başına kazanması mümkün mü ya” cümlesi, sosyal demokrat kanattan gelen “Bu kadar fazla milletvekili neden muhafazakarlara verildi” eleştirisi… Seçim sonrası iktidar daha bir arada gözükürken muhalefet paramparça bir yapı arz ediyor. Bu yapıyla bu seçimlerin kazanılma imkanı var mı? Kendi aranızdaki bu tartışmanın nereye evrileceğini bekliyorsunuz?

Doğrusunu isterseniz ben öyle muhalefeti çok paramparça görmüyorum. Şimdi siz gazeteciler soru soruyorsunuz, doğal olarak onlar yanıt veriyorlar. Yani niye ayrı ayrı girdiniz veya neden 39 milletvekili verildi, soru soruyorsunuz. Onlar da gayet samimi bir şekilde cevap veriyorlar. Biz girmeseydik CHP tek başına girecekti. Fakat bu öyle bir algı yaratılıyor ki sanki biz sabah, öğle, akşam birbirimizle kavga ediyoruz. Yok öyle bir şey aslında, yani pekala telefon ediyoruz birbirimize, pekala birbirimizle konuşuyoruz, pekala onların eleştirileri varsa büyük bir dikkatle okuyoruz; biz de bakıyoruz yani.

Medya biz kanlı bıçaklıymışız, oturduk birbirimizi boğazlayacağız gibi veriyor. Aslında öyle bir şey yok. Yani biz pekala üç gün sonra da beş gün sonra da bir ay sonra da bir araya gelebiliriz. Oturup konuşabiliriz uygar insanlar gibi. Bizim siyaset dünyasında çok önemli bir şey yaptığımıza inanıyorum ben. Yani altı siyasi partinin ortak mutabakat metni hazırlaması, Türkiye’nin demokratikleşmesi açısından bir anayasa metni hazırlaması ve bunun altına imza atması… Allah aşkına kimin yapacağı bir şeydir bu? Biz bunu yaptık bu ülkede, bunun altında hepimizin imzası var ve hiçbirimiz

‘imzamı geri çektim’ demiyoruz. Hala aynı yerdeyiz, yani bu sıradan bir olay değil.

Sayın Akşener ittifak bitti dedi…Ve yenisi için partisi pek gönüllü gözükmüyor.

İttifak zaten bitti. Şimdi bakın, ittifak yok ki zaten, ittifak seçim döneminde olur. Şimdi her birimiz ayrı partiyiz, şimdi ittifak yok ki. İyi Parti; onlar da bizim gibi yerel seçimlere hazırlanıyor. Diğer partiler de yerel seçimlere hazırlanıyor. Yani biz hep beraber gelip, “Arkadaşlar biz yerel seçimlere nasıl hazırlanalım diye konuşmak” öyle bir şey yok.

Dolayısıyla yaptığımız çok değerli bir şey tartışma aramızda elbette tartışma olacak, onlar ayrı parti biz ayrı partiyiz dolayısıyla tartışma da olabilir, farklı adaylar da olabilir, farklı adaylar çıkarabiliriz. Dayanışma içinde olabiliriz. Belli yerlerde karşıt olabiliriz biz geçen seçimlerde de biz Uşak’ta biz de belediye başkanı adayı çıkardık onlar da çıkardılar. Yanlış hatırlamıyorsam Niğde’de biz de çıkardık onlar da çıkardılar. Yani bazı yerlerde beraber olduk bazı yerlerde ayrı ayrı olduk. Bunların hepsi oldu yani.

Meral Hanım’ın masadan kalkması, sonra geri gelmesi konusunda ne oldu hala tam olarak kimse bilmiyor…

Meral Hanım’ın masadan kalkması sonra masaya gelmiş olması elbette onların takdirinde olan bir şey. Biz ‘neden masadan kalktın’, ‘neden masaya geldin’ diye bir sorgulama yapmayız.

‘Kovulduk’ da diyorlar.

Başka partiyi sorgulama gibi bir hakkımızın olduğunu da; yani ittifak içinde hakkımızın olduğunu da düşünmüyorum.

Bu kalkışın zarar verdiğini düşünüyor musunuz?

Onu bilmiyorum yani zarar verdi mi vermedi mi diye böyle özel bir çalışma yapmadık doğrusunu isterseniz yani.

Ama anketlerde oy oranı yüzde 17-18’di, 7’ye 8’e düştü diyenler var…

Gazetelerin yazdığı, sizlerin yazdığınız zarar verdi şeklinde. Bilmiyorum, yani dediğim gibi özel bir çalışma yapmadık bununla ilgili. Zaten özel bir çalışma yapacak zaman da yok. ‘Ne oldu, artısı mı oldu eksisi mi oldu’ öyle bir zaman dilimi de yok. Zaten yani her şey o kadar hızlı ilerliyor ki siz sabah bir şey düşünüyorsunuz, öğleden sonra gündem tamamen değişiyor akşam başka bir konuya odaklanıyorsunuz.

Bu noktada şu soru soruluyor:

Kemal Bey, “Başarılı belediye başkanlarını yeniden aday gösteririz” dediniz. Bir de “Biz önce kendi adaylarımızı belirleyip sonra ittifak ile  bir araya geleceğiz” dediniz. Şimdi başarılı deyince İstanbul, Ankara, İzmir Adana, Mersin bunlar mı kastediliyor?  Ekrem Bey aday adayıyım diye çıktı. Mansur Bey aday adayıyım diye ortaya çıktı. Birinci sorum her ikisi de sizinle bir istişarede bulundu mu, yani biz aday adaylığımızı açıklayacağız dediler mi size? İkincisi, bu konuda siz hem Ekrem Bey’in İstanbul’dan Mansur Bey’in Ankara’dan adaylığı konusunda genel başkan olarak görüşünüz nedir?

Kendileriyle zaman zaman yüz yüze görüşüyoruz veya telefonla görüşüyoruz. Başarılı olan belediye başkanlarını tekrar aday göstereceğimizi zaten defalarca ifade ettik. Yani yeni söylenen bir şey değil. Dolayısıyla arkadaşlar da kendilerini başarılı görüyorlar, doğru. Yani biz toplumun nabzını tuttuğumuzda da belediye başkanlarımızın başarılı olduğu görülüyor. Dolayısıyla tabii bunun son kararı bende değil, MYK da değil. Kararı Parti Meclisi verecek ama benim genel başkan olarak görüşüm, başarılı belediye başkanlarının görevlerini sürdürmeleri. Hele özellikle Ankara, İstanbul, Mersin, Adana gibi Antalya gibi bizim yeni aldığımız ve birinci  dönemlerinde güzel çalışmalar yapılan belediye başkanlarını ikinci dönemlerinde daha başarılı olacaklarını, devir aldıkları sorunları kalıcı çözmek için çalışacaklarını biliyorum.

Biliyorsunuz buraları büyük borçlarla devraldılar, büyük borçların bir kısmı tasfiye edildi. Şimdi ikinci dönemlerinde çok daha güçlü olarak, mali açıdan da çok daha güçlü olarak başlayacaklar. Örneğin İstanbul’da metro inşaatları tamamen durmuştu. Şimdi metrolar, inşaatlar büyük ölçüde tamamlandı. Bir kısmı açıldı hatta bir kısmının açılışına ben de katılmıştım. Benzer uygulamalar diğer illerimizde de oldu. Mersin’de de, Adana’da da, Antalya’da da benzer uygulamalar oldu. Dolayısıyla ben arkadaşların başarılı bir şekilde 2. dönem görevlerini yerine getireceklerine inanıyorum.

Ve bence en önemli kısım:

Yerel seçimde başarınız erken seçimi getirir mi?

Normalde etik kurallara uyan bir iktidarın yerel seçimlerde kaybederse seçime gitmesi lazım. Demokrasinin kuralı budur. Güven testini gerçekleştirmesi lazım ama Erdoğan bunu yapar mı bilmiyorum. Bunu yapması için demokrasi kültürünü içselleştirmesi lazım. Erdoğan’da bunu göremiyorum. Toplumsal baskı bunu ne kadar gündeme getirir ya da etkili olur bilemiyorum.

İmamoğlu CHP’nin, Yavaş İYİ Parti’nin adayı olsun formülleri de konuşuluyor ne dersiniz? İyi Parti’yle böyle bir işbirliği yapabileceğiniz konuşuldu mu?

CHP’li belediye başkanlarının olduğu yerde CHP’li belediye başkanları vardır, devam eder. Bunun ortası olmaz. Her halükarda Ankara’da da İstanbul’da da dominant olan parti CHP’dir. Öyle kabul etmek lazım.

CHP Genel Başkanı seçim yenilgisi sonrası parti içinde ‘değişim’ hareketi başlatan, Kurultay’da pek muhtemel karşısındaki adayı destekleyecek Ekrem İmamoğlu hakkında çok dikkatli bir dil kullanıyor. Özellikle siyasi yasak getirilmesi olasılığına “karşılarında 100 yıllık partiyi bulurlar” diye tepki gösteriyor:

“Bir büyükşehir belediye başkanını seçimle değil de yargıyı kullanarak seçim sisteminin dışına atıyorsanız, bu artık o ülkede iktidarın demokrasiden tümüyle vazgeçtiğini gösterir. Rakibinizi demokratik kurallar içinde yenerseniz toplum size saygı duyar. Devletin gücünü kullanarak rakibinizi elemine etmek onu sistemin dışına, seçimin dışına atmak isterseniz sizin demokrat olmadığınız, baskıcı bir yönetimi kullandığınız gerçeği ortaya çıkar. Biz Erdoğan’ın demokrasinden yana tavır takınmadığını gayet iyi biliyoruz. Rakiplerini yalanlarla, iftiralarla bazen yargıyı kullanarak sistemin dışına itmek istediğini de biliyoruz ama onun unutmaması gereken bir şey var. Onun karşısında 100 yıllık bir parti var, Cumhuriyet Halk Partisi var ve en azından bu son seçimlerde demokrasinden yana oy kullanan 25,5 milyon insan var.”

Kemal Kılıçdaroğlu kurultaya doğru parti içinde yarış ile ilgili şunları söyledi: “Parti içinde de MYK’de de Parti Meclisi’nde de her konuyu tartışırız. İnsanların idealleri olur, parti içi idealleri olur, parti dışı idealleri olur. Bizi diğer partilerden ayıran temel özellik de bu zaten. Yani biz demokrasiyi içselleştirmiş olan bir partiyiz. Bugün buraya gelmeden önce mesela eski partililer ile buluştum. Şikayet de ettiler, listede bizi koymadınız dediler, bir sürü şey anlattılar, bunları dinliyorum ben. Şimdi normalde diğer partilerde böyle bir tablo bulamazsınız. ‘Vay sen nasıl konuşursun’ diye başlanılır. Bizde bunların tamamını dinleriz, dolayısıyla niçin hangi gerekçelerle yapamadığımızı da anlatırız.

Yani bir anlamda eski partililerimize hesap da veririz. Yani ben MYK’ye de hesap veririm, belediye başkanları da, parti meclisi de, il başkanları da gelir. Onlar bizi eleştirirler, biz onları eleştiririz. ‘Neden yeteri kadar çalışmadınız’ deriz, eksiklikleri varsa tek tek söyleriz. Onlar da bizim eksiğimizi söylerler bize ama bu hani böyle bir kan davasına dönüşmez bizde. Bizde tartışılır, belli bir şey varsa, seçim varsa, yerel seçim varsa hep beraber gideriz. Yerel seçimlerde gücümüzü gösteririz oyumuzu kullanırız. Yerel seçimler biter, ondan sonra otururuz tekrar tartışırız. Bizi yüz yıllık parti yapan da zaten bu. Yani diğer partilerden ayıran temel kural da bu. Eğer bu tartışma kendi içinde dinamizmini kaybederse ve tartışma tümüyle yok olursa parti bir anlamda kendisini sonlandırmış olur.

Çünkü artısını eksisini tartışmayan bir partinin geleceği inşa etme şansı olmaz. Gelecek nasıl sağlıklı inşa edilir? Tartışılarak yapılır. Benim görmediğimi bir başka partili görür. Şimdi biz bu aslında demokrasinin de bir gereği ama toplum öyle bir hale geldi ki kendi içimizde demokratik tartışmalar bile ‘vay işte gördünüz mü siz Ak Parti gibi değilsiniz’. Orada tek adam rejimi var yani bir kişi konuşuyor, herkes esas duruşta. Orada aksini söyleyemez, her kimse söylediği zaman tasfiye edilir. Bizde öyle bir kural yok, olmaz da zaten öyle bir gelenekte yok partinin içinde. CHP’de eleştirilerde asla belli bir düzeyin altına inilmez. Yani belli bir saygı içinde o en sert eleştiriler yapılır. “

HDP aday çıkarırsa…

HDP’nin başta İstanbul aday çıkarma konusuna şöyle yanıt veriyor: “Doğrusunu isterseniz yani HDP aday çıkarır mı çıkarmaz mı ya da diğer partiler aday çıkarır mı çıkarmaz mı yani ittifak içinde olanlar aday çıkarır mı çıkarmaz mı onu bilmiyoruz yani. O gelişen olaylar, gelişen süreç içerisinde oturulur konuşulur.

Yeşil Sol Parti ayrı aday da gösterebilir yani geçmişte de belli yerlerde ayrı aday gösterdi. Bazen aday göstermedi, hangi belediye başkanını istiyorsa ona destek verdi. Dolayısıyla bizim HDP’nin iç işine karışmak gibi bir ne görevimiz ne de öyle bir etik dışı davranışımız olur yani, onların iç işlerine karışmayız . Onlara saygı gösteririz, diğer partilere nasıl saygı gösteriyorsak HDP’ye de aynı saygıyı gösteririz.”

Bir diğer soru…

Size seçimlerden sonra istifa çağrıları oldu. Siz bir şekilde partiye devam etme kararı aldınız. Partiyi güvenli limana yanaştırmaktan bahsettiniz. Bu Kurultay’la beraber bu güvenli liman olmuş olacak mı tekrar genel başkan olursanız?

Olacaktır.

Ondan sonra siz bunu teslim etmek için mi bir yol yürüyeceksiniz?

Şimdi Kurultay’da göreceksiniz, demokratikleşmenin ne olduğunu herkes görecek, tanık olacak buna. Gerçekten partide herkes tanık olacak. CHP’nin şöyle bir özelliği var. Türkiye’deki büyük değişimlerin altında CHP’nin imzası vardır. Partilerin demokratikleşmesi konusunda da kendi içimizde, bütün partiler için söyleyemiyorum, kendi içimizde demokratikleşmesi konusunda da çok önemli gelişmelere imza atacağız. Hepiniz tanık olacaksınız.

Siz bunun önünü açacaksınız yani.

Tabii yapacağız.

Değişimin önünü açacağınız mı anlaşılacak buradan? Tüzüğe mi atıfla?

Tabii tüzükle, başka ne ile olacak.

Yani sürprizler mi beklensin?

Tüzükte, yok yani tabii bir düzeni değiştirdiğinizde herkesin memnun olmasını bekleyemezsiniz ama bugün yaptığım toplantıda bir oranı açıkladığımda en çok alkışı erkekler verdi, kadınlar lehine.

Kurultay’da değişimin önünü açacağınızı söylediğinizi yazsak doğru bir cümle mi olacak?

Değişimin önü zaten açık bizde, kapalı hiç olmadı ki.

Genel başkan değişimini mi kastediyorsunuz?

Bir değişim yapacağız o kesin. Değişimin hukuki temellerini oluşturacağız o da kesin. Tabii bu bizim önerimiz, Kurultay bunu kabul eder mi etmez mi onu bilmiyorum. Çünkü ben geçmişte ön seçim için şeyi ön görmüştüm. Düzenli aidat ödeyenler, milletvekilini seçsinler. Böylece naylon üyeler bitecek, düzenli aidat ödeyen, kendi milletvekilini, belediye başkanını, belediye meclis üyesini belirleyecek. Kurultay bunu reddetti, kabul etmedi. Şimdi pişmanlar, keşke kabul etseydik diye şimdi getireceğiz, getireceğiz yeniden. Yani hiçbir partide olmayan bütün demokratik standartları getireceğiz.

Güvenli liman, Kurultaya getireceğim, Kurultaya bütün demokratik standartları getireceğim. Parti gerçek anlamda tam demokratik kuralların işlediği bir parti haline gelecek. Ondan sonra özgürce kendi genel başkanını seçecek. Yeri geldiğinde başkanı görevden alacak bir Kurultay olacak.

İşte söylüyorlar, güçlü genel sekreterlik olsun, olur. Eskiden vardı zaten, o kalkmıştı, dolayısıyla örgütün de beklentilerine uygun olarak ve gerçekten de siyasi partilerin demokratikleşmesi açısından da buna ihtiyaç var yani.

Paylaşın

“Akşener Masayı Tekmeleyecek; Sert Bir Konuşma Hazırladı”

İYİ Parti Lideri Meral Akşener’in önümüzdeki günlerde 6’lı masa ya da Milet İttifakı olarak bilinen ve yerel seçimlerde yeniden bir araya gelip ortak çalışma yapılması yönündeki beklentiyi karşılamayacağı ve adeta masayı tekmeleyeceği öne sürüldü.

Meral Akşener’in 26 Ağustos’ta yapacağı konuşma için ise sert bir konuşma hazırladığı iddia edildi. İddiada Akşener’in, her yerde kendi adaylarıyla seçime gireceklerini ifade edeceği belirtildi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in 26 Ağustos’ta yapacağı konuşma için partinin sözcüsü Kürşad Zorlu, “Türk siyasetinde tarihi bir başlangıç olacak” demişti. Akşener’in o konuşmasının içeriği kulislere sızdı.

Akşener 6’lı masada cumhurbaşkanı adayı belirleme krizinin patlak vermesi üzerine çok sert sözler kullanarak masadan geçici olarak ayrılmış, seçimlerin ardından ise “CHP’den 15 milletvekili istemek hayatımın en büyük pişmanlığı” dediği yine sert çıkışlar yapmıştı.

İYİ Partililerle görüştüğünü belirten gazeteci Barış Yarkadaş, partililerden aldığını belirttiği yanıtları tv100 canlı yayınında paylaşıp Akşener’in yapacağı öne sürülen konuşmaya ilişkin şunları aktardı:

“Akşener, önümüzdeki günlerde 6’lı masa ya da Milet İttifakı olarak bilinen ve yerel seçimde yeniden bir araya gelip ortak çalışma yapması yönünde beklentiyi karşılamayacak ve adeta masayı tekmeleyecek. Bugün bir grup İYİ Partili ile buluştum. Bir kısmı Meral Hanım’ın ve partinin genel merkezinin yerel seçimde CHP ile işbirliği yapmama tavrına anlam veremediklerini, milletvekili toplantısında buna itiraz eden birkaç kişinin susturulmasının da anlamsız olduğunu ifade ettiler.

“Sert bir konuşma hazırladı”

Meral Hanım ne açıklayacak diye sordum. Söyledikleri aynen şu: ‘Meral Hanım, 26 Ağustos için sert bir konuşma hazırladı, çerçevesini hemen hemen çizdi. Seçim değerlendirmesini yapacak. CHP’den alınan ve İYİ Parti’nin seçime girme mevzusunu sağlanan 15 milletvekili olayını bir daha tartışmaya açılmamak üzere net bir dille ifade edecek. Her yerde kendi adaylarıyla seçime gireceklerini ifade edecek.’

İYİ Partili kaynaklarımın ifadesine göre en önemlisi 26 Ağustos günü partililere, ‘Eğer ben bir gün bu partinin başından gitsem bile CHP ile hiçbir şekilde ittifak yapmayacaksınız’ çağrısı yapacak. Bunu ben 4 ayrı kişiyle konuştum.”

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’na “Özel Protokol” Tepkisi: Ortaklarının Arkasından İş Çevirmek

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdraoğlu, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’la ‘özel protokol’ yaptığını doğrulamasının ardından, Millet İttifakı bileşeni partilerin çeşitli isimlerinden tepki geldi.

İyi Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Bilge Yılmaz, “Bu ülke insanının umutlarını ve kurumlarını, kendi şahsi mülküymüş gibi kapalı kapılar ardında pazarlamak ve yola birlikte çıktığı ortaklarının arkasından iş çevirmek ne demokratik teamüllere ne de siyasi etiğe sığar” dedi.

Deva Partisi Ankara Milletvekili ve Parti Sözcüsü Av. İdris Şahin, “Allah’tan; ‘İki kişinin namusuna teslim edilmiş bir protokol..’!!!” dedi.

İyi Parti Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, “Biz sahada kendisi için oy isterken, meğer o, Ankara’nın karanlık dehlizlerinde pazarlıklar yapıyor, protokoller imzalıyormuş. Arkadaşlarının haberi yok, ittifak ortaklarının bilgisi yok. Hoyratça heba edilmiş bir güven, yeniden kazanılabilir mi Sayın @kilicdarogluk?” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdraoğlu, Habertürk canlı yayınında, 28 Mayıs’taki ikinci tur Cumhurbaşkanı seçimi öncesinde Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’la ‘özel protokol’ yaptığını doğruladı.

Kılıçdaroğlu, “[Özel protokol] Var. O protokolle ilgili konuşmam doğru değil. İki kişi arasında yapılan ve iki kişinin namusuna teslim edilen bir protokoldür. Benim bu konuda konuşmam, en azından ahlaki olarak doğru değil” dedi.

Protokolün detaylarına ilişkin açıklama yapmayan Kılıçdaroğlu, “CHP Sözcüsü Faik Öztrak neden ‘yok’ gibi bir açıklama yaptı?” sorusuna ise “E Öztrak protokolü bilmiyor ki. Danışmanım dâhil hiç imse bilmiyor” diye yanıtladı.

T24’ten Cansu Çamlıbel’e konuşan Ümit Özdağ, Kılıçdaroğlu ile yazılı mutabakat yaptıklarını belirterek, “İçişleri Bakanlığı dâhil üç bakanlık ve Millî İstihbarat Teşkilâtı konusunda Kemal Bey’le mutabık kaldık. MİT Başkanlığı sözlü anlaşmaydı. Bakanlıklar yazılı mutabakatta vardı” demişti.

Kılıçdaroğlu’nun ‘özel protokol’ açıklamasına, Millet İttifakı bileşeni partilerden çeşitli isimler tepki gösterdi.

“Bunları konuşmak bir fayda sağlamaz”

bianet’ten Vecih Cuzdan’a konuşan Saadet Partisi Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Birol Aydın, altı siyasi liderin yola nasıl çıktıklarını ve Ortak Mutabakat Metni’nde Türkiye’nin temel meselelerine ilişkin nasıl karar alacaklarını kamuoyuna deklare ettiklerini belirterek şunları söyledi:

“Altı lider, kritik atamalarda ve önemli hususlarda bir mutabakatla karara varacaklarını beyan ettiler kamuoyuna. Liderlerin birbirlerine karşı sorumlulukları bu şekilde teşekkül etti. Dolayısıyla hem Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun hem de Sayın Ümit Özdağ’ın bir araya gelerek anlaşma yapmış olmaları, bir niyetten ibarettir. Seçim kaybedildiğine göre bu vukuu bulmadı. Eğer ortak anlaşmaları uygulama safhasına gelseydi, altı liderin mutabakatıyla olacak olan bir durum söz konusu olacaktı. Ama seçim de kaybedildiğine göre bugün bunları konuşmanın önümüzdeki yol yürüyüşüne bir fayda sağlayacağı kanaatinde değilim.”

“İyi ki olmamış”

Gelecek Partisi Sözcüsü Serkan Özcan, Twitter’dan yaptığı paylaşımda, “Başka hiçbir söz ya da açıklama seçim mağlubiyeti nedeniyle duyduğum büyük üzüntüyü ortadan kaldıramazdı. Teşekkür ederim Sn. Kılıçdaroğlu! Ben ve benim gibi sırf bu ülkeye demokrasi, hukuk ve eşitlik gelsin diye gecesini gündüzüne katan binlerce insana büyük bir teselli bahşettiniz! İyi ki olmamış!” ifadelerini kullandı.

Telefonla ulaşılan Özcan, konunun ‘son derece hassas’ olduğunu ve parti adına konuşmayacağını belirterek, “Twitter’da yazdığım mesajı inanarak yazdım, gerçekten ‘iyi ki olmamış’ sözünü, kalpten bir biçimden söyledim” dedi.

“Hoyratça heba edilmiş bir güven”

İyi Parti Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, Twitter’dan yaptığı paylaşımda, “Biz sahada kendisi için oy isterken, meğer o, Ankara’nın karanlık dehlizlerinde pazarlıklar yapıyor, protokoller imzalıyormuş. Arkadaşlarının haberi yok, ittifak ortaklarının bilgisi yok. Hoyratça heba edilmiş bir güven, yeniden kazanılabilir mi Sayın @kilicdarogluk?” dedi.

“Ortaklarının arkasından iş çevirmek”

İyi Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Bilge Yılmaz, Twitter’dan paylaştığı uzun mesajın bir bölümünde, “Kendi adıma, geride bıraktığımız seçimlerde Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına engel olamadığım için milletimizden samimi olarak özür diliyorum. Ve bu özrü, sadece seçimleri kaybettiğimiz için değil aynı zamanda Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı elde etmek ve seçimleri kazanmak için kullandığı yöntemlerle yeteri kadar mücadele edemediğim için diliyorum” ifadelerini kullandı.

Yılmaz ayrıca, “Bu ülke insanının umutlarını ve kurumlarını, kendi şahsi mülküymüş gibi kapalı kapılar ardında pazarlamak ve yola birlikte çıktığı ortaklarının arkasından iş çevirmek ne demokratik teamüllere ne de siyasi etiğe sığar” dedi.

“Allah’tan iki kişinin namusuna teslim edilmiş”

Deva Partisi Ankara Milletvekili ve Parti Sözcüsü Av. İdris Şahin, Twitter’dan yaptığı paylaşımda, “Allah’tan; ‘İki kişinin namusuna teslim edilmiş bir protokol..’!!!” dedi.

Öte yandan telefonla ulaştığımız Demokrat Partili yetkililer ise konuya ilişkin yorum yapmayacaklarını kaydetti.

Paylaşın

Zamlar Altılı Masa’yı Harekete Geçirdi: Meclis’i Olağanüstü Toplantıya Çağıracak

Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) artışından kaynaklı zamların dayanıklı tüketim malları dahil pek çok ürüne de yansıtılması beklenirken akaryakıt zammının da ulaşımdan gıdaya pek çok ürüne ve hizmete yansıyacağı süreceği yorumu yapılıyor.

Bu tablonun yarattığı olumsuz etkiyi dikkate alan Altılı Masa’nın siyasi partileri Meclis’in olağanüstü toplanması için çalışma başlattı. Meclis’in olağanüstü olarak toplanabilmesi için 5’te bir çoğunluğa denk gelen 120 milletvekilinin, imzalar tamamlandıktan sonra Meclis Başkanı’nın olağanüstü toplantı çağrısına olumlu cevap vermesi gerekiyor.

Meclis, en son CHP’li milletvekillerinin imzalarıyla, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarıyla ilgili genel görüşme açılması amacıyla, 1 Ağustos 2022’de Meclis’i olağanüstü toplantıya çağırmış, toplantı yeter sayısının sağlanamaması sebebiyle toplantı çağrısı düşmüş ve Meclis yeniden kapanmıştı.

Geçtiğimiz hafta, cumhurbaşkanına “özel tüketim vergisini (ÖTV) 5 kat daha fazla artırma” yetkisi veren düzenlemeyi de içeren torba kanun teklifinin geçmesinin hemen ardından Türkiye Büyük Millet Meclisi, çalışmalarına yaz arası verdi.

Meclis’in kapandığı gece cumhurbaşkanı bu yetkisini kullandı ve akaryakıt fiyatlarına litrede 6 liraya varan zamlar yansıdı. ÖTV artışından kaynaklı zamların dayanıklı tüketim malları dahil pek çok ürüne de yansıtılması beklenirken akaryakıt zammının da ulaşımdan gıdaya pek çok ürüne ve hizmete yansıyacağı süreceği yorumu yapılıyor. Bu tablonun yarattığı olumsuz etkiyi dikkate alan Altılı Masa’nın siyasi partileri Meclis’in olağanüstü toplanması için çalışma başlattı.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollağlu ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Altılı Masa’nın diğer liderleriyle temasa geçerek Meclis’te zamların gündeme alınacağı bir olağanüstü toplantının yapılması gerekliliği konusunda fikir birliği sağladı. Liderler partilerinin grup başkanları ve başkanvekillerini bu konuda çalışma yapması için görevlendirdi.

Grup başkan ve başkanvekillerinin temasları büyük oranda tamamlanırken olağanüstü toplantı için hazırlanacak metnin bu hafta içi imzaya açılması ve Meclis’in önümüzdeki hafta toplanması hedefleniyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuyu bugün gerçekleşecek MYK’de de gündeme getireceği ifade ediliyor.

Meclis’in olağanüstü olarak toplanabilmesi için 5’te bir çoğunluğa denk gelen 120 milletvekilinin, imzalar tamamlandıktan sonra Meclis Başkanı’nın olağanüstü toplantı çağrısına olumlu cevap vermesi gerekiyor. Meclis Başkanı’nın olumlu cevap vermesi halinde olağanüstü toplantının yapılabilmesi için gerekli olan toplantı yeter sayısına yani 200 milletvekiline ulaşmak gerekiyor.

Altılı Masa’nın siyasi partilerinin toplam milletvekili sayısı, olağanüstü toplantı çağrısı yapmak ve toplantı yeter sayısını sağlamak için yeterli. Toplantı günü yeterli çoğunluk sağlanamazsa çağrı düşmüş oluyor.

Herhangi bir oylama yapılamıyor ve karar alınamıyor

Meclis’in “Genel Görüşme” talebiyle olağanüstü toplanması halinde liderler ya da grup başkanları kürsüden mevcut duruma dair değerlendirme yapıyor. Genel görüşme sonucunda herhangi bir oylama yapılamıyor ve karar alınamıyor.

Türkiye Büyük Millet Meclisi, en son CHP’li milletvekillerinin imzalarıyla, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarıyla ilgili genel görüşme açılması amacıyla, 1 Ağustos 2022’de Meclis’i olağanüstü toplantıya çağırmış, toplantı yeter sayısının sağlanamaması sebebiyle toplantı çağrısı düşmüş ve Meclis yeniden kapanmıştı.

(Kaynak: Gazete Duvar)

Paylaşın

Yerel Seçimler: Zafer Partisi’nden CHP’ye Yeşil Işık

31 Mart 2024’te yapılacak yerel seçimlerde nasıl şekilleneceği siyaset kulislerinde konuşulmaya başlandı. 28 Mayıs’ta yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde Millet İttifakı adayı Kılıçdaroğlu’nu destekleyen Zafer Partisi, yerel seçimlerde de ‘CHP ile işbirliğine’ yeşil ışık yaktı.

Zafer Partili yetkililer, yerel seçimler sürecinde salt CHP ile değil diğer partiler ile olası bir işbirliği için partinin taviz vermeyeceği ilkeleri şöyle sıralıyor:

“Her şey olabilir ancak burada önemli olan şey, ilkeleri korumak ve o ilkelerden taviz vermemek. Biz, bazı ilkelerden asla taviz vermeyiz. Atatürk’ten taviz vermeyiz. Atatürk çizgisindeki milliyetçilikten taviz vermeyiz. Vatanın bölünmez bütünlüğünden taviz vermeyiz.

Tarikat ve cemaatlere karşı olduğumuzu zaten defalarca kamuoyu ile de paylaştık. Anayasanın ilk 4 maddesini kesinlikle tartışmaya açtırmayız. Bu ilkeler çerçevesinde, bu ilkelerden taviz vermeden bizimle işbirliği içinde olmak istenirse, tabii ki olabilir. Şu an bunları söylemek için erken ama ilkeler ön koşulumuz.”

Zafer Partisi, 14 Mayıs’taki Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinde ATA İttifakı’nın ortak cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan’ı destekleme kararı almıştı. Ancak seçimlerin ikinci tura kalmasının ardından ittifakın ortak adayı Oğan, 28 Mayıs’taki seçimlerde ise Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun karşısında Cumhur İttifakı’nın ortak adayı Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleyeceğini açıklamıştı. Zafer Partisi ise ikinci turda Kılıçdaroğlu’na destek vereceklerini duyurmuştu.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turundan itibaren CHP ile Zafer Partisi arasında gelişen diyaloğun, 31 Mart 2024’te yapılacak yerel seçimlerde nasıl şekilleneceği siyaset kulislerinde konuşulmaya başlandı.

Cumhuriyet’ten Selda Güneysu’nun haberine göre, HDP’nin de her ilde kendi adayı ile yerel seçimlere katılacağını açıklamasının ardından Zafer Partisi’nin “CHP ile bir işbirliği yapıp yapmayacağı” tartışılmaya başlandı.

Zafer Partisi yetkilileri, Cumhurbaşkanlığı seçimleri döneminde gelişen sürecin “CHP ile yerel seçimlerde olası bir işbirliğine dönüşme evresine yeşil ışık yaktı.” Ancak Zafer Partisi, CHP ile olası bir işbirliği için kırmızı çizgilere işaret ediyor.

‘Cemaatlere karşıyız’

Zafer Partili yetkililer, yerel seçimler sürecinde salt CHP ile değil diğer partiler ile olası bir işbirliği için partinin taviz vermeyeceği ilkeleri şöyle sıralıyor:

“Her şey olabilir ancak burada önemli olan şey, ilkeleri korumak ve o ilkelerden taviz vermemek. Biz, bazı ilkelerden asla taviz vermeyiz. Atatürk’ten taviz vermeyiz. Atatürk çizgisindeki milliyetçilikten taviz vermeyiz. Vatanın bölünmez bütünlüğünden taviz vermeyiz.

Tarikat ve cemaatlere karşı olduğumuzu zaten defalarca kamuoyu ile de paylaştık. Anayasanın ilk 4 maddesini kesinlikle tartışmaya açtırmayız. Bu ilkeler çerçevesinde, bu ilkelerden taviz vermeden bizimle işbirliği içinde olmak istenirse, tabii ki olabilir. Şu an bunları söylemek için erken ama ilkeler ön koşulumuz.”

Paylaşın

SP Lideri Karamollaoğlu’ndan “Millet İttifakı” Açıklaması: Bitti

Millet İttifakı’na ilişkin değerlendirmelerde bulunan SP Lideri Karamollaoğlu, Şunu bilelim, ittifak dönemi bitti. İttifak, iktidara gelip, bugünkü sistemi değiştirmek için yapılmıştı. Biz, altı sene önce de ittifak yaptık. Ne için? Referandumda millet bu yeni sisteme hayır desin diye…” dedi ve ekledi:

“Bu ittifak bitti mi? Elbette bitti. Çünkü hükmünün icra edilmesi mümkün değil. Peki bunun yanında bir şey var mı? Benim söylediğim şu; biz, hem Altılı Masa’da bulunan siyasi partiler olarak dirsek temasımızı devam ettiririz.”

Karamollaoğlu, açıklamasının devamında, “Birbirimiz ile görüşürüz. Çünkü 9 ay sonra yerel seçimler var. Mahalli seçimlerde ittifak olmaz. Mahalli seçimlerde anlaşmalar yapılabilir. Geçmiş seferde yapıldığı gibi şimdi de yapılabilir. O halde bizim şu anda ittifak değil, birbirimiz ile olan münasebetlerimizi medeni bir şekilde devam ettirme gayreti içinde olmamız icap eder. Ülkeye de barışı, huzuru getirecek olan da bu anlayıştır diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, KRT TV’de katıldığı Gündem Özel programında Elif Doğan Şentürk, Zeynep Gürcanlı ve Sedat Bozkurt’un sorularını yanıtladı.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in İYİ Parti’nin 3. Olağan Kurultayı’nda söylediği “Bundan sonra size hayatta başarılar” sözü için Karamollaoğlu, şu yorumu yaptı:

“Ben Sayın Akşener’in cümlelerini yorumlama yetkisine sahip değilim. Sayın Akşener’i kongreden sonra da aradım. Tebrik ettim… Şunu bilelim, ittifak dönemi bitti. İttifak, iktidara gelip, bugünkü sistemi değiştirmek için yapılmıştı. Biz, altı sene önce de ittifak yaptık. Ne için? Referandumda millet bu yeni sisteme hayır desin diye…

Bu ittifak bitti mi? Elbette bitti. Çünkü hükmünün icra edilmesi mümkün değil. Peki bunun yanında bir şey var mı? Benim söylediğim şu; biz, hem Altılı Masa’da bulunan siyasi partiler olarak dirsek temasımızı devam ettiririz. Birbirimiz ile görüşürüz. Çünkü 9 ay sonra yerel seçimler var.

Mahalli seçimlerde ittifak olmaz. Mahalli seçimlerde anlaşmalar yapılabilir. Geçmiş seferde yapıldığı gibi şimdi de yapılabilir. O halde bizim şu anda ittifak değil, birbirimiz ile olan münasebetlerimizi medeni bir şekilde devam ettirme gayreti içinde olmamız icap eder. Ülkeye de barışı, huzuru getirecek olan da bu anlayıştır diye düşünüyorum.”

Dörtlü İttifak rafa kalktı

Meclis’te Gelecek Partisi ve Saadet Partisi’nin birlikte kurması beklenen yeni gruba ilişkin Karamollaoğlu, şunu dedi:

“CHP listelerinden, siyasi partiler olarak bir miktar milletvekili çıkardık. Bizim 10 milletvekilimiz var, Gelecek Partisi’nin 10 milletvekili var. DEVA’nın 15 milletvekili var. Aynı zamanda Demokrat Parti’den giren arkadaşların da 3 tane milletvekili var. Benim söylediğim, ‘Birbirimiz ile çekişmemize ihtiyacımız yok. Gelin, birlikte grup kuralım’… Grup kurarsak, sözümüz işitilir, grubunuz yoksa bağımsız milletvekilleriniz var. Bağımsız milletvekilleri olarak da Meclis’te söz alabilmek de kolay bir iş değil.

Yaptığımız girişimler, beklediğimiz neticeleri doğurmadı. Sayın Babacan meselelere biraz farklı yaklaşıyor. DEVA Partisi de farklı yaklaşıyor. Bundan dolayı ‘Bu şekilde bir ittifak formülüne biz, itibar etmiyoruz’ dediler. Bizim, teşkilatlar ile yaptığımız görüşmelerde genelde Gelecek Partisi ile böyle bir ittifakın yapılmasına çok sıcak yaklaşıldığını gördük. Yani, tabandan da Türkiye sathında da…

Biz böyle bir ittifakın Gelecek Partisi ile kurulmasının daha kolay olacağı kanaatine vardık. Ben bu fikirlerimi de arkadaşlarımıza da ilettim. Gelecek’te bizim söylediğimiz formül kıl payı ile. Henüz bir karara varılmadı. Ümit ediyorum ki çok gecikmeden bir karara varırız. Böylece Meclis’te bir grubumuz olur.”

Paylaşın

Millet İttifak’ı Ortağı Gelecek Partisi’nden Kılıçdaroğlu’na Destek

Yerel seçimlere ilişkin değerlendirmede bulunan Gelecek Partili Selçuk Özdağ, “Ben Kemal Kılıçdaroğlu ile seçimlere girilmesi gerektiğini ve herkesin bulunduğu konumlarını güçlendirmeleri gerektiğini düşünüyorum” dedi ve ekledi:

Bu isimler bir marka. Yerel yönetimler çok önemli. Yani burada 3 yıl olmuş olsaydı, derdik burada bir yarış olabilir. Ama bu partilerde ciddi şekilde problemler getirir. O nedenle Sayın Kılıçdaroğlu’nu yakınen tanıdım. Gördüğüm şu: Beyefendi, sabırlı.. Herkese şunu tavsiye edebilirim.”

Özdağ, açıklamasının devamında, “Siyasette yenilenin üzerine çok kişi gider, yenseydi şu an asrın kahramanı olacaktı. Ama olmadı. Olmayınca da böyle oluyor zaten. Ama gördüğüm şu ki: Bunu konuşanlar önce kendilerine bakmaları lazım” ifadelerini kullandı.

Millet İttifak’ı ortağı Gelecek Partisi’nden ise Kemal Kılıçdaroğlu’na destek geldi. Gelecek Partisi Muğla Milletvekili Selçuk Özdağ, Sözcü TV’de gazeteci Saygı Öztürk ve Deniz Zeyrek’in sorularını yanıtladı.

Seçim sonuçlarını değerlendiren Özdağ, seçimi kaybettiklerini ancak aynı zamanda da kazandıklarını vurguladı. Yerel seçimler için partilerin hazırlanmaya başlamalarını vurgulayan Özdağ, CHP’nin seçimlere Kemal Kılıçdaroğlu ile girmesini istediğini söyledi.

Özdağ şu ifadeleri kullandı:

“Ben Kemal Kılıçdaroğlu ile seçimlere girilmesi gerektiğini ve herkesin bulunduğu konumlarını güçlendirmeleri gerektiğini düşünüyorum. Bu isimler bir marka. Yerel yönetimler çok önemli. Yani burada 3 yıl olmuş olsaydı, derdik burada bir yarış olabilir. Ama bu partilerde ciddi şekilde problemler getirir.

O nedenle Sayın Kılıçdaroğlu’nu yakınen tanıdım. Gördüğüm şu: Beyefendi, sabırlı.. Herkese şunu tavsiye edebilirim. Siyasette yenilenin üzerine çok kişi gider, yenseydi şu an asrın kahramanı olacaktı. Ama olmadı. Olmayınca da böyle oluyor zaten. Ama gördüğüm şu ki: Bunu konuşanlar önce kendilerine bakmaları lazım.”

Paylaşın

İYİ Parti’de “İttifak Partiye Oy Kaybettirdi” Görüşü

Millet İttifakı’nın teknik anlamda 28 Mayıs akşamı sona erdiği görüşünün hakim olduğu İYİ Parti’de ittifakın partiye oy kaybettirdiği görüşü öne çıkıyor. Parti’de CHP’nin seçim dönemi izlediği yanlış politikalar ve siyasi hatalar nedeniyle İYİ Parti’nin milliyetçi muhafazakâr seçmeni kucaklayamadığı da belirtiliyor.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, seçim sonuçlarını değerlendirmek için Başkanlık Divanı’nı, Genel İdare Kurulu’nu ve partisinin 28. dönem milletvekillerini topladı. Görüşmelerde partinin yol haritası, 24-25 Haziran’daki olağan kurultay ve Millet İttifakı’nın geleceği konuşuldu.

Cumhuriyet gazetesinden Merve Kılıç’ın haberine göre, partide genel olarak ittifakın teknik anlamda 28 Mayıs akşamı sona erdiği görüşü hakim. Bazı partililer, Akşener ile görüşmelerde “Millet İttifakı’nın İYİ Parti’ye oy kaybettirdiği görüşünü” savunarak “CHP’nin seçim dönemi izlediği yanlış politikalar ve siyasi hatalar nedeniyle İYİ Parti’nin milliyetçi muhafazakâr seçmeni kucaklayamadığını” belirtti.

CHP’de de Akşener’in masadan kalkıp dönmesinin ittifaka oy kaybettirdiği konuşulurken bazı partililer, ittifakın sağlıklı bir şekilde yürütülemeyeceğini savunuyor. Kurmaylar, ittifaka dahil olmayarak İYİ Parti’nin ‘ana muhalefet partisi olabileceğini’ belirtiyor.

Öte yandan DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen’in “İYİ Parti’nin belli illerde listesini ayrı çıkartmadaki ısrarının Millet İttifakı’na 15-20 milletvekiline mal olduğu tespit ediliyor” açıklaması tepki çekti.

İYİ Parti yöneticilerinden Metin Ergun, “Sözünüz kadar oyunuz olsaydı sonuç değişirdi” derken  İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Burak Akburak, “Seçmeni olmayan partilerin yöneticileri konuşmalarına dikkat etmeli” paylaşımı yaptı.

Millet İttifakı

Millet İttifakı, 5 Mayıs 2018 tarihinde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İYİ Parti, Saadet Partisi (SAADET) ve Demokrat Parti (DP) arasında kurulan seçim ittifakıdır. Daha sonrasında Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA), Gelecek Partisi ittifaka katılmıştır.

Türkiye’de 2023 genel seçimlerinde ana rakip olan Cumhur İttifakı’na karşı yarışmak üzere altı muhalefet partisinden oluşan bir seçim ve yönetim ittifakıdır. Aslen 2018 genel seçimlerinden önce kurulan ittifak, Türkiye’nin yeni kurulan cumhurbaşkanlığı sistemine direnme konusunda ortak payda bulan siyasi yelpazedeki dört muhalefet partisi tarafından resmen başlatıldı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve İYİ Parti, muhalefete yıllar sonra ilk büyük seçim başarısını kazandıran 2019 yerel seçimleri için ittifakı yeniden kurdu.

İttifak o zamandan beri genişledi ve iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisinden (AK Parti) ayrılan iki yeni partiyi bünyesine dahil etti: Gelecek Partisi ve Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA).Her iki parti de Millet İttifakı partileriyle birlikte ortak bir aday gösterme niyetlerini önceden açıklamıştı.

Genişlemeden kısa bir süre sonra Millet İttifakı gelecekteki hükûmet programlarını açıklayarak Türkiye’de seçimlerden önce bunu yapan ilk siyasi oluşum oldu. Millet İttifakı, 30 Ocak 2023 tarihinde Ortak Politikalar Mutabakat Metni’ni Ankara’da kamuoyu ile paylaştı.

Genel olarak ittifak, güçlendirilmiş bir parlamenter sistemin kurulmasına özellikle vurgu yapmaktadır. Ülkedeki mevcut demokratik gerileme eğilimini tersine çevirme, hukukun üstünlüğünü ve kuvvetler ayrılığını yeniden tesis etme ve Türkiye’nin insan hakları sicilini iyileştirme ittifakın hükûmet programında değindiği konulardandır.

Paylaşın

CHP Genel Merkezi’ndeki Millet İttifakı Liderleri Toplantısı Sona Erdi: Açıklama Yapılmadı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın zaferle çıktığı ikinci tur Cumhurbaşkanı seçimi sonrası, Millet İttifakı liderleri, Kemal Kılıçdaroğlu’nun davetiyle CHP Genel Merkezi’nde bir araya geldi. Toplantı sonrası açıklama yapmadı.

Haber Merkezi / Millet İttifakı bileşeni CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, saat 22:30’da CHP Genel Merkezi’nde seçim sonucunu değerlendirdi. Toplantı 23:50 sıralarında bitti, liderler açıklama yapmadı.

Millet İttifakı

Millet İttifakı, 5 Mayıs 2018 tarihinde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İYİ Parti, Saadet Partisi (SAADET) ve Demokrat Parti (DP) arasında kurulan seçim ittifakıdır. Daha sonrasında Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA), Gelecek Partisi ittifaka katılmıştır.

Türkiye’de 2023 genel seçimlerinde ana rakip olan Cumhur İttifakı’na karşı yarışmak üzere altı muhalefet partisinden oluşan bir seçim ve yönetim ittifakıdır. Aslen 2018 genel seçimlerinden önce kurulan ittifak, Türkiye’nin yeni kurulan cumhurbaşkanlığı sistemine direnme konusunda ortak payda bulan siyasi yelpazedeki dört muhalefet partisi tarafından resmen başlatıldı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve İYİ Parti, muhalefete yıllar sonra ilk büyük seçim başarısını kazandıran 2019 yerel seçimleri için ittifakı yeniden kurdu.

İttifak o zamandan beri genişledi ve iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisinden (AK Parti) ayrılan iki yeni partiyi bünyesine dahil etti: Gelecek Partisi ve Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA).Her iki parti de Millet İttifakı partileriyle birlikte ortak bir aday gösterme niyetlerini önceden açıklamıştı.

Genişlemeden kısa bir süre sonra Millet İttifakı gelecekteki hükûmet programlarını açıklayarak Türkiye’de seçimlerden önce bunu yapan ilk siyasi oluşum oldu. Millet İttifakı, 30 Ocak 2023 tarihinde Ortak Politikalar Mutabakat Metni’ni Ankara’da kamuoyu ile paylaştı.

Genel olarak ittifak, güçlendirilmiş bir parlamenter sistemin kurulmasına özellikle vurgu yapmaktadır. Ülkedeki mevcut demokratik gerileme eğilimini tersine çevirme, hukukun üstünlüğünü ve kuvvetler ayrılığını yeniden tesis etme ve Türkiye’nin insan hakları sicilini iyileştirme ittifakın hükûmet programında değindiği konulardandır.

Paylaşın

Kemal Kılıçdaroğlu: Yürüyüşümüz Sürüyor Ve Buradayız

Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin açıklamada bulunan Kılıçdaroğlu, “Bu seçimde, halkın otoriter bir yönetimi değiştirme iradesi tüm baskılara rağmen net olarak ortaya çıkmıştır. Cumhuriyet Halk Partisi ve Millet İttifakı tüm unsurlarıyla, her cephede mücadelesini vermektedir” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Ülkemize gerçek anlamda demokrasi gelinceye kadar bu mücadelenin öncüsü olmayı sürdüreceğiz. Bu vatan için ne yapsak azdır. Bilin ki benim asıl üzüntü sebebim, ülkeyi bekleyen çok daha büyük sıkıntılardır.”

Kılıçdaroğlu, açıklamasının devamında, “O sıkıntıların karşısında da ilk olarak bizlerin duracağını bilmenizi isterim. Şu andan itibaren öncelikle bana oy veren 25 milyonu aşan vatandaşımızı moralli bir şekilde, dimdik ayakta görmek istiyorum. Yürüyüşümüz sürüyor ve buradayız.” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, ikinci tur cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin CHP Genel Merkezi’nde açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu’nun konuşması şöyle:

“Hakkınızın yenmesine müsaade edemezdim, etmedim. Göz yumamazdım, yummadım. Eziyetlere, haksız, hukuksuz, adaletsiz bir düzene karşı susup dilsiz şeytan olamazdım, olmadım.

Milyonlarca göçmenin gelip de sizin ikinci sınıf vatandaş olmanıza susamazsın, susmadım. Evlatlarımız işsiz, güçsüz hayata tutunmaya çalışırken, onların sizin hakkınızı yemesine müsaade edemezdim, etmedim.

Çocuklarımızın yatağa aç girmesine, esnafımın borç içinde olmasına, çiftçimin toprağı üretime küsmesine gönlüm razı gelemezdi, gelmedi.

Hakkari’den Edirne’ye, Sinop’tan Hatay’a hepimiz bir aileyiz. Koskoca bir ailenin birbirine düşürülmesine müsaade edemezdim, etmedim.

Her gün, her şeye zam gelirken, benim halkımın belinin bükülmesine, dolabının boş olmasına gönlüm razı gelemezdi, gelmedi.

Ben bir kardeşiniz, bir dostunuz, bir evladınız, bir amcanız, her şeyden önce bu toprakların bir insanı olarak her zaman hakkınız için, hukukunuz için, kimse sizi ezmesin, birbirinize küsmeyesiniz diye, bolluk bereket içinde, huzur içinde yaşayın diye mücadele verdim, vermeye de devam edeceğim.

Şimdi sizlerden bir ricam var. Kendiniz için, evlatlarımız için, emeklilerimiz için, analarımız, babalarımız için, çiftçi, esnaf kardeşlerimiz için demokrasi mücadelesi sürdürmeye destek verin.

Son yılların en adil olmayan seçim sürecini yaşadık. Devletin bütün imkânları bir siyasi partiye seferber edildi. Bir adamın ayakları altına serildi.

Bu ahlak ve hukuk dışı baskılara ve yayılmak istenen korku iklimine boyun eğmeden mücadele eden Millet İttifakı’nın genel başkanlarına, teşkilatlarına ve seçmenlerimize, sandıklara sahip çıkan ve hala çıkmaya devam eden tüm vatandaşlarıma yürekten teşekkür ederim.

Bir özel teşekkürüm de kadınlar ve gençlere. Demokrasi mücadelemizin gerçek kahramanları onlardır. Onları sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

“Yürüyüşümüz sürüyor ve buradayız”

Bu seçimde, halkın otoriter bir yönetimi değiştirme iradesi tüm baskılara rağmen net olarak ortaya çıkmıştır. Cumhuriyet Halk Partisi ve Millet İttifakı tüm unsurlarıyla, her cephede mücadelesini vermektedir.

Ülkemize gerçek anlamda demokrasi gelinceye kadar bu mücadelenin öncüsü olmayı sürdüreceğiz. Bu vatan için ne yapsak azdır. Bilin ki benim asıl üzüntü sebebim, ülkeyi bekleyen çok daha büyük sıkıntılardır.

O sıkıntıların karşısında da ilk olarak bizlerin duracağını bilmenizi isterim. Şu andan itibaren öncelikle bana oy veren 25 milyonu aşan vatandaşımızı moralli bir şekilde, dimdik ayakta görmek istiyorum. Yürüyüşümüz sürüyor ve buradayız.”

Paylaşın