Millet İttifakı 13 Şubat’ta Adayını Belirleyecek; İbre Kılıçdaroğlu’ndan Yana

Demokrat Parti, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Gelecek Partisi, İYİ Parti ve Saadet Partisi’nden oluşan Millet İttifakı (Altılı Masa), 13 Şubat’ta cumhurbaşkanı adayını belirleyecek.  

Atılı Masa 11. toplantısını İYİ Parti’nin ev sahipliğinde yapmış, toplantı sonrası yapılan açıklamada Millet İttifakı çatısı altında toplandıklarını deklare etmişlerdi.

Son toplantıya ev sahipliği yapacak olan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun aday belirleme trafiğini yürüteceği belirtilirken, bu toplantıya kadar yapılacak yoğun “ikili-üçlü görüşmeler” sonrasında büyük ölçüde üzerinde uzlaşılmış bir isim masaya getirilecek.

BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın haberine göre, İYİ Parti dışındaki siyasi partilerde ise ağırlıklı görüş,  CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun masadan aday olarak çıkabileceği yönünde. Altılı Masa, geçen Perşembe günü yapılan toplantıda, yola “Millet İttifakı” olarak devam etme kararı aldı.

Partiler, cumhurbaşkanı adayının da 13 Şubat’taki ikinci turun son toplantısında netleştirilmesinde uzlaştı.

Adayın aynı gün açıklanıp açıklanmayacağı liderlerin takdirinde olacak. Ancak kulislere yansıyan bilgilere göre cumhurbaşkanı adayı için bir tanıtım toplantısı düzenlenecek ve aday geçiş sürecinde ülkeyi nasıl yöneteceği de kamuoyuna açıklanacak.

“Sürpriz isim olmaz”

Kulislerde uzun süredir adaylık için CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın ismi konuşuluyor.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan da “Altılı masa beni aday olarak desteklerse hem seçilebilirim hem de en iyi şekilde yaparım” açıklaması ile adaylık yarışında olabileceği mesajını vermişti.

İYİ Parti tarafından gündeme getirilen adayın “kamuoyu anketi ile belirlenmesi, parti tabanlarına sorulması” yöntemi ise masadaki 5 parti tarafından hem zaman hem de yöntem olarak sağlıklı sonuç vermeyeceği düşünülerek kabul görmedi ve bu nedenle adayın ismi, masa iradesine bırakıldı.

Altılı Masa kulislerinde, liderlerin “ortak aday çıkarma” konusunda uzlaştığı ve “sürpriz” bir isim değil, kamuoyunun bildiği, tanıdığı ve konuştuğu isimlerden biri olacağı ifade ediliyor.

13 Şubat’a kadar siyasi partiler arasında yoğun bir görüşme trafiği yürütüleceği belirtilerek, “Herkes önce gönlünden geçen adayı söyler ama sonrasında üzerinde büyük ölçüde uzlaşılmış, bir veya iki isim masaya gelir ve aday o toplantıda netleşir” görüşü dile getiriliyor.

Siyasi parti liderlerinin “kapı arkası diplomasisi” olarak da nitelendirilen yöntemle kendi aralarına görüşmeler yapacağı, Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu’nun da partilerin eğilimlerinde öne çıkan isim veya isimleri müzakereye açacağı belirtiliyor.

Altılı Masa kulislerinde, “13 Şubat’a kadar bir hayli hareketli trafik olacak. Ama  13 Şubat’ta da adayın ismi netleşecek” görüşü dile getiriliyor.

İbre kimden yana?

İYİ Parti’nin karşı tutumuna rağmen, Altılı Masa’da yer alan siyasi partilerde ağırlıklı görüş, masadan Kılıçdaroğlu’nun aday olarak çıkacağı yönünde.

Mansur Yavaş’ın Kılıçdaroğlu’na yönelik “inşallah bu parkın açılışına cumhurbaşkanı olarak teşrif edersiniz” sözleriyle adaylık yarışından çekildiği ifade edilirken, İmamoğlu’nun da “siyasi yasak kararının kesinleşme olasılığı” nedeniyle aday olması riskli bulunuyor.

Akşener’in de “başbakan olacağım” diyerek kendisini bağladığı, Kılıçdaroğlu’na rağmen Yavaş veya İmamoğlu’nu bu saatten sonra masaya getirmesinin de zor olduğu yorumu yapılıyor.

CHP’de İYİ Parti kanadından son anda bir sürpriz gelmezse, 13 Şubat’ta Kılıçdaroğlu’nun masadan aday olarak çıkmasına kesin gözüyle bakılıyor.

CHP kurmayları, Yavaş ve İmamoğlu’nun Kemal Kılıçdaroğlu’na desteklerini ifade ettiğine dikkat çekerek, bu aşamadan sonra İYİ Parti’nin masaya bu iki ismi getirmesini beklemediklerini ifade ediyorlar.

Aday partisinden istifa edecek mi?

Güçlendirilmiş parlamenter sistemin yol haritası üzerinde büyük ölçüde uzlaşma sağlanmasına karşın, cumhurbaşkanın partisiyle bağını sürdürüp sürdürmeyeceği ve liderlerin ülke yönetiminde nasıl görev alacağı konusunun da son toplantıda karara bağlanması planlandı.

Güçlendirilmiş parlamenter sisteme ilişkin mutabakat metninde sistem değişikliği halinde cumhurbaşkanının, partisiyle bağının kesilmesi öngörülüyor.

Ancak, geçiş sürecinde cumhurbaşkanı mevcut anayasaya göre yürütmenin başındaki konumunda. O nedenle de masadaki bazı siyasi partiler, geçiş sürecinde adayın partisinin başında kalmasını gerektiğini savunurken, bazıları adaylıktan itibaren parti rozetini çıkarması gerektiğini savunuyor.

İYİ Parti ve CHP’de başlangıçta adayın parti ile bağının koparılması gerektiğini görüşü dile getiriliyordu. Ancak adayın masadan bir isim olması halinde, bunun “iki başlılığa” yol açacağı endişesini dile getirenler çoğunlukta.

“Amacımız kral gitsin, dinlenmiş kral gelsin değil”

DEVA Partisi’nden bir parti yöneticisine göre, geçiş sürecinde cumhurbaşkanın taahhütlerini yerine getirmesi için, partisinin başında olması daha yararlı:

“Cumhurbaşkanı partisinden ayrıldığı taktirde, yeni genel başkan, geçiş sürecinde verilen taahhütler için, ‘Ben ben bu taahhütleri kabul etmem’ diyebilir. Masaya bir yedinci gelmiş olur ve vaatlerin hayata geçmesi zorlaşır. Amacımız kral gitsin daha dinlenmiş bir kral gelsin değil. Varmak istediğimiz  yer sistem değişikliği. Bunun olması için de cumhurbaşkanın  bu değişim sürecinde partisine sözünü geçirmesi lazım.”

Geçiş sürecinde liderlerin ülke yönetiminde nasıl görev alacağı konusuna da son toplantıda nokta konulması bekleniyor.

CHP’de adayın Kılıçdaroğlu olması halinde, diğer liderlerin de başkan yardımcısı olarak görev alması gerektiği görüşü dile getiriliyor. Ancak İYİ Parti ve Saadet Partisi, liderlerin milletvekilliğini tercih etmesi halinde esnek bir model olmasını istiyor. Bu çerçevede, önemli kararlarda yine liderlerle istişare edilebilecek, ancak genel başkanlar dışındaki bir ismin de cumhurbaşkanı yardımcısı olarak görevlendirilmesine olanak tanınması öneriliyor.

“Türkiye’nin krizden çıkış reçetesi”

Altılı Masa “hükümet programı”, adayın “seçim bildirgesi” olarak da nitelendirilen “Ortak Politikalar Mutabakat Metni”ni pazartesi günü kamuoyuna açıklayacak. Yaklaşık 200 sayfadan oluşan ve “Türkiye’nin krizden çıkış reçetesi” olarak da nitelendirilen metinde ,  9 ana başlık ve  2 binin üzerinde hedef yer alıyor.

Yaklaşık 3 bin kişilik ATO Congresium’da yapılacak tanıtım toplantısında, siyasi partilerin görevlendirdiği komisyon üyesi olan genel başkan yardımcıları mutabakat metnini bölümler halinde okuyacak.

Siyasi partiler örgütlerini yanısıra sivil toplum ve medya temsilcilerinin davetli olduğu toplantıda,  Altılı Masa’nın hikayesini anlatan kısa bir videonun da aralarında olduğu video gösterimleri de yapılacak.

Paylaşın

Altılı Masa’da Gündem Cumhurbaşkanı Adayı; Düğümü Karamollaoğlu Çözecek

Altılı Masa’da (Millet İttifakı) aday ismi konusunda kesin uzlaşının nasıl sağlanacağı, ismin nasıl belirleneceği de netleşti. Buna göre 13 Şubat’ta Saadet Partisi ev sahipliğinde yapılacak son toplantı öncesinde Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, tüm partilerin liderleriyle görüşmeler gerçekleştirecek. Bu ziyaretlerde tüm liderlerin isim konusundaki görüşleri alınarak diğer liderlere iletilecek ve uzlaşı aranacak.

Bu uzlaşının sağlanabilmesi için ihtiyaç halinde Karamollaoğlu, liderlerle bir kez değil gerekirse 2-3 kez bir araya gelecek. Karamollaoğlu’nun temasları devam ederken Karamollaoğlu dışındaki liderlerin informal olarak ikili – üçlü görüşmeler gerçekleştirmesi de bekleniyor. Masadaki kurmayların ifadeleriyle; “Ankara 13 Şubat’a kadar bir hayli hareketli olacak. 13 Şubat’ta da adayın ismi netleşecek.”

Gazete Duvar’dan Ceren Bayar’ın haberine göre, Cumhuriyet Halk Partisi, Demokrat Parti, DEVA Partisi, Gelecek Partisi, İYİ Parti ve Saadet Partisi liderlerinin oluşturduğu Altılı Masa, 13 Şubat toplantısına hazırlanırken masada cevabını bulmayan çok az soru kaldı. Her biri kritik önemde olan bu sorulardan cevabı en çok merak edileni cumhurbaşkanı adayının kim olacağı. Bir diğer kritik soruysa Altılı Masa’nın iktidara gelmesi halinde ülkenin nasıl yönetileceği. Masada her iki konuda farklı görüşler var. 13 Şubat toplantısının ev sahibi Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, toplantıya giden süreçte yoğun bir görüşme trafiği gerçekleştirerek liderler arası uzlaşı sürecinde kolaylaştırıcı olacak.

Kılıçdaroğlu isminde uzlaşılmasına çok az kaldı

Edinilen bilgilere göre masadaki 4 parti; Demokrat Parti, DEVA Partisi, Gelecek Partisi ve Saadet Partisi’nin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına itirazı yok. İYİ Parti’ninse ‘kazanacak aday’ vurgusu devam ediyor. Ancak masadaki partilerin temsilcilerine göre Kılıçdaroğlu isminde uzlaşılmasına çok az kaldı.

CHP’li kaynaklar, ismi dillendirilen CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanları Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nun denklemden çıktığını, bu iki ismin aday olmayacaklarını ve Kemal Kılıçdaroğlu’na desteklerini net bir şekilde açıkladıklarını ifade ediyor. Ekrem İmamoğlu hakkında devam eden yargı sürecinin aday olarak belirlenmesinin önünde önemli bir engel olduğu görüşünü bildirenler de var.

Aday isminin belirlenmesinde anket, kamuoyu araştırması gibi yöntemler de gündemden çıkmış durumda. İYİ Parti’nin bu önerisi; süre kısıtı, aday isminin belirlenmesi konusunda bu gibi yöntemlerin sağlıklı sonuçlar vermeyeceği ve adayı masanın iradesinin belirlemesi gerektiği gibi sebeplerle diğer partilerce tercih edilmedi.

Aday ismi konusunda kesin uzlaşının nasıl sağlanacağı, ismin nasıl belirleneceği de netleşti. Buna göre 13 Şubat’ta Saadet Partisi ev sahipliğinde yapılacak son toplantı öncesinde Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, tüm partilerin liderleriyle görüşmeler gerçekleştirecek. Bu ziyaretlerde tüm liderlerin isim konusundaki görüşleri alınarak diğer liderlere iletilecek ve uzlaşı aranacak. Bu uzlaşının sağlanabilmesi için ihtiyaç halinde Karamollaoğlu, liderlerle bir kez değil gerekirse 2-3 kez bir araya gelecek. Karamollaoğlu’nun temasları devam ederken Karamollaoğlu dışındaki liderlerin informal olarak ikili – üçlü görüşmeler gerçekleştirmesi de bekleniyor. Masadaki kurmayların ifadeleriyle; “Ankara 13 Şubat’a kadar bir hayli hareketli olacak. 13 Şubat’ta da adayın ismi netleşecek.”

Masada farklı görüşler var

Masada cevabı aranan bir diğer konu da Altılı Masa’nın iktidara gelmesi halinde ülkenin nasıl yönetileceği. Bu konuda henüz bir mutabakat sağlanmış değil. Masada farklı görüşler var. Masadaki temsilcilerin önemli bir kısmı, eski sistemdeki “Başbakan, başbakan yardımcıları, kabine üyeleri” benzeri bir modelin bugünkü sisteme uyarlanarak işletilmesinin sağlıklı olacağını düşünüyor. Kurmaylar, yürütmenin başındaki cumhurbaşkanının belirlediği sayıda cumhurbaşkanı yardımcısı görevlendirip, bu cumhurbaşkanı yardımcılarına belirlenen konularda yetki verilebileceğini söylüyor. Cumhurbaşkanının; yardımcıların sayısı, görev alanları gibi konularda çerçeveyi, içeriği belirleyebileceği ifade ediliyor. Mevcut Anayasa’ya göre bu kişilerin milletvekili ve bakan olamayacakları da belirtiliyor.

Yönetim şekli konusundaki bir başka öneri ise tek bir cumhurbaşkanı yardımcısı olması ve bu ismin geniş yetkilerle donatılması yönünde. Bu öneriye İYİ Parti’nin sıcak baktığı ifade edilirken, CHP dahil masadaki diğer partiler, liderlerin eşit yetkilere sahip cumhurbaşkanı yardımcıları olması gerektiğini düşünüyor. Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, 13 Şubat’a kadar gerçekleştireceği görüşme trafiğinde bu konuda da uzlaşı arayacak.

“Cumhurbaşkanının partisinden istifa edip etmeyeceği” sorusu

Cevap arayan bir başka soru da cumhurbaşkanının partisinden istifa edip etmeyeceği. Masada sistem değişene ve parlamenter sisteme geçilene kadarki geçiş sürecinde cumhurbaşkanının partisinden istifa etmemesi gerektiği görüşünü dillendiren temsilciler var. Buna gerekçe olarak cumhurbaşkanının, istifa ettiği partisinin yeni genel başkanının imzalanan mutabakatlara sahip çıkmaması ve masanın taahhütlerini kabul etmemesi ihtimali gösteriliyor. Mutabakatların altında imzası olmayan yeni bir genel başkanın masaya katılmasındansa cumhurbaşkanının partisiyle bağının kopmamasının daha sağlıklı olacağı görüşü dillendiriliyor. Cumhurbaşkanının partisi ile ilişkisini geçiş süreci tamamladıktan sonra kesmesinin daha doğru olacağı belirtiliyor.

Masadaki temsilcilerin bir kısmı da partili cumhurbaşkanı sisteminin hukuksuzluğuna vurgu yaparak cumhurbaşkanının seçildiği gün partisinden istifa etmesi gerektiğini savunuyor. Örneğin CHP’li kurmaylar, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olması ve seçilmesi halinde ‘partili cumhurbaşkanı’ olmayı tercih etmediğini, seçilirse istifa edeceğini söylüyor. Ancak masada bu konuda nihai karar verilmiş değil.

Altılı Masa, iktidara gelmeleri halinde atılacak adımların, vaatlerin açıklanacağı programa hazırlanıyor

Tüm bu sorulara cevap aranırken Altılı Masa, iktidara gelmeleri halinde atılacak adımların, vaatlerin açıklanacağı programa hazırlanıyor. 30 Ocak’ta Ankara Congresium Kongre Salonu’nda gerçekleşecek toplantıda Altılı Masa’nın genel başkan yardımcıları 9 ana başlıkta 2 bin 300’ün üzerinde vaat açıklayacak. Masa temsilcilerinin “Türkiye’nin krizden çıkış reçetesi” olarak tanımladıkları bu metin, yoksullukla mücadeleden kadın haklarına, siber güvenlikten siyasi etik yasasına, kamuda israfla mücadeleden tersine beyin göçüne, savunma sanayinden afet yönetimine, uyuşturucuyla mücadeleden barınmaya kadar birçok konuda çözüm üretme iddiası taşıyor.

Vaatlerin yer aldığı “Ortak Politikalar Metni” cuma günü matbaaya gönderildi. Metni kaleme alan ve 4 aydır metin üzerinde çalışan Altılı Masa kurmayları, 30 Ocak’taki buluşmanın bir şölen havasında geçeceğini ve düğüne hazırlanır gibi hazırlandıklarını söylüyor. 1 buçuk saat sürmesi planlanan toplantıya 3000’e yakın kişinin katılması bekleniyor. Sunumu yapacak genel başkan yardımcıları 29 Ocak Pazar günü Congresium’da bir prova yapacaklar. Siyasi partilerin il, ilçe teşkilatları, medya ve sivil toplum temsilcilerinin katılacağı toplantıda Altılı Masa’nın hikayesini anlatan kısa bir videonun da aralarında olduğu video gösterimleri de yapılacak.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu: Devleti Yönetenler Zenginleşiyorlarsa Bilin Ki Malı Götürüyorlar

Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin toplu açılış töreninde konuşan CHP Lideri Kılıçdaroğlu: Bir siyasetçi için en önemli görev, halkına hesap vermektir. Halkına hesap veremeyen veya hesap vermekten kaçınan bir siyasal lider bilin ki malı götürüyordur” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Ona izin vermeyeceğim. İktidar sahipleri, yani devleti yönetenler, devleti yönetirken zenginleşiyorlarsa bilin ki malı götürüyorlar. İktidar sahipleri devleti yönetirken harcadıkları her kuruşun hesabını vermek zorundadırlar.”

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, konuşmasının devamında ise, “Bir kişiye asla ve asla bir devlet teslim edilemez. Dünyada bir kişiye teslim edilen devletler yok olmuşlardır. O nedenle biz ortak aklımızı kullanacağız. Beraber, birlikte, istişare ile yöneteceğiz. Ne demiş atalarımız, akıl akıldan üstündür diye. Onun için danışmak son derece değerlidir. Onun için birlikte çalışmak son derece değerli ve önemlidir. Bunu yapmanın yolu sizin sandığa gitmeniz. Sandığa gidin, oyunuzu kullanın. Hep birlikte bir tek adam rejimini demokratik yollarla tarihe gömelim. Bu hepimizin üstüne düşen temel bir görevdir. Bu görevi yapmaya hepinizi davet ediyorum.” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından yapımı tamamlan toplu taşıma yerleşkesinin açılış törenine katıldı. Kılıçdaroğlu’nun açılış töreninde yaptığı konuşma şöyle:

“Teşekkür ederim. Hiç endişe etmeyin, Millet İttifakı olarak bu ülkeye gerçek anlamda adaleti, hukuku getireceğiz. En ufak bir endişeniz olmasın. Biz onlar gibi değiliz. Biz toplumda asla ve asla ayrımcılık yapmayız. Bu ülkede bayrağımızın altında herkesin huzur içinde yaşamasını isteriz. Beraber yaşayalım deriz. Ve birlikte yaşamaktan onur, kıvanç duyarız. Hiç kimseyi kimliğinden, yaşam tarzından ötürü, hiç kimseyi başka bir nedenle asla ve asla ayrımcılık yapmadan kucaklayacağız. Bundan emin olmanızı isteriz. Beraberce yaşayacağımız güzel bir Türkiye’yi yeniden inşa edeceğiz.

Yeniden inşa edeceğiz derken neyi kastediyorum? Devletin yapılanmasında ciddi bir çürümenin olmadığını biliyoruz. Mafyanın devlet yönetiminde zaman zaman etkili olduğunu da biliyoruz. Bazı grupların, iktidar sahipleri ile birlikte fotoğraflar çektirdiğini de biliyoruz. Emin olun ister adı beşli çete olsun ister adı uyuşturucu baronları olsun bu ülkede tamamen kökünü kazıyacağım.

Bu ülkede görev yapan onurlu kamu görevlileri var. Eğer siz görevini yapan polis arkadaşa, ‘arkadaş, uyuşturucu baronlarını yakala’ derseniz hiç kimse engel olmayacak diye güvence verirseniz hepsini tek tek yakalar ve getirir. Ama iktidar sahibi, uyuşturucu baronu ile fotoğraf çektiriyorsa uyuşturucu baronlarını hapishanelerden çıkarıyorsa, uyuşturucu baronlarının sırtını sıvazlıyorsa bunlar olmaz. Biz neyimize güveniyoruz, bir tek şeye; hesabını vermeyeceğimiz hiçbir şey yok. Her şeyin hesabını veririz. Yüce tanrıdan, Allah’tan başka korkacak hiçbir şeyimiz yoktur bizim. Elbette ki baskılar, tehditler geliyor. Bunların hepsi olur ama şunu bilin, vız gelir tırıs gider. Asla ve asla ödün vermeyeceğiz.

Ülkemiz, dünyanın en güzel ülkesi. Huzur içinde, beraber yaşamak istiyoruz. Kadını erkeği, yaşlısı genciyle birlikte yaşamak istiyoruz. Doğusu batısı, kuzeyi güneyi birlikte, beraber olmak istiyoruz. Türkülerimizi, halaylarımızı beraber söyleyip, beraber oynamak istiyoruz. Kavganın, bu ülkeye getirdiği hiçbir yarar yok. Kavganın sadece ve sadece hüzün ve acı getirdiğini biliyoruz. O zaman niye kavga ediyoruz? Siyasetçiler kavga ettiriyorlar. Kavgadan medet umuyorlar. Size sözüm var; ahdim var ne olursa olsun bu ülkeye gerçek anlamda huzuru getirmek için hep mücadele edeceğim. Bunun kavgasını vereceğim.

Hatırlar mısınız? Yerel seçimlerden önce propaganda yapıyorlar. Aman ha sakın CHP’ye oy vermeyin, yardımlar kesilir… Ne olur, şu olur bu olur. Bir sürü şeyler söylediler. Ama belediye başkanlarımız görevlerine başladılar. Görevlerini yapıyorlar. Dikkat buyurunuz, harcadıkları her kuruşun hesabını veriyorlar. Belediye başkanı arkadaşlarıma şunu söyledim, harcadığınız para sizin paranız değil. Vatandaşın parası. Dolayısıyla harcadığınız her kuruşun hesabını millete verdiğiniz zaman belediye başkanı ile belde halkı arasında sağlıklı bir güven ilişkisi doğar. Evet parayı veriyoruz, vergimizi veriyoruz ama helal olsun harcıyor, hesabını veriyor.

“İktidar sahipleri devleti yönetirken harcadıkları her kuruşun hesabını vermek zorundadırlar”

Hesap vermenin onurlu bir görev olduğunu bilmenizi isterim. Bir siyasetçi için en önemli görev, halkına hesap vermektir. Halkına hesap veremeyen veya hesap vermekten kaçınan bir siyasal lider bilin ki malı götürüyordur. Ona izin vermeyeceğim. İktidar sahipleri, yani devleti yönetenler, devleti yönetirken zenginleşiyorlarsa bilin ki malı götürüyorlar. İktidar sahipleri devleti yönetirken harcadıkları her kuruşun hesabını vermek zorundadırlar. Biz belediye başkanlarımızdan başladık. Hesabını veriyoruz. Vatandaşlar arasında ayrımcılık yapmayın dedim. Bir istisna söyledim; fakir mahallelerden başlayın. Oraya hizmet gitmemiş olabilir. Fakir mahallede yaşayan çocukların da oynamaya, eğlenmeye, karınlarının doymasına ihtiyaç var. Oralara kreş yapın, anne güven içinde gelip oraya bıraksın.

Belediye başkanları ile halk arasında böyle bir sıcak ilişkinin kurulması, güvenin pekişmesi açısından son derece önemli. Bütün bunların tamamını, Vahap Başkan dedi ki, Cumhurbaşkanlığı Seçiminde en yüksek oyu alan illerden birisi olacak diye… Yanında Adana Büyükşehir Belediye Başkanı (Zeydan Karalar) oturuyordu, ‘Herhalde bu konuda ciddi bir rakip olacağız’ dedi. Hiç endişe etmeyin, bu ülkede yaşayan insanların ferasetine güveniyorum. Yeter artık dememiz lazım. Yeter ya. Milleti soydunuz. Milleti batırdınız, açlık, sefalet diz boyu. Türkiye’yi buradan çıkaracağız. Beraber çıkaracağız. Birlikte çıkaracağız. Onurumuzla ve gururumuzla çıkaracağız. Sandığa gideceğiz, oy vereceğiz ve demokrasiden, insan haklarından yana bir siyasal iktidarı getireceğiz. O zaman göreceksiniz güzel bir Türkiye nasıl büyürmüş. Güzel bir Türkiye nasıl kalkınırmış, nasıl yönetilirmiş. Sadece bölgemize değil, dünyaya da göstereceğiz. Zengin bir ülkeyiz. Her türlü imkânımız var aslında. Taşımız, toprağımız her şey bereketli.

“Sandığa gideceksiniz, demokrasiden yana oy kullanacaksınız”

Güzel otobüsler hizmete girecek. O otobüslere bineceksiniz. Özellikle öğrencilerin 1 TL’ye otobüse binmeleri de son derece güzel bir olay. Belediye Başkanımızı bu çerçevede kutluyorum. Öğrencilere her türlü imkânı sağlamamız lazım. Çünkü onlar hem bugünümüz hem de geleceğimiz. Ayrıca gençlerden bir şey istiyorum; efendim sandığa ben gitmesem de olur… Değil. Bütün gençlerden, 6 milyona yakın gençten sandığa gitmelerini istiyorum. Eğer bugün şikâyet ediyorsanız; şikâyet ettiğiniz alanların şikâyet konusu olmaktan çıkmasını istiyorsanız sandığa gideceksiniz, demokrasiden yana oy kullanacaksınız.

Bir kişiye asla ve asla bir devlet teslim edilemez. Dünyada bir kişiye teslim edilen devletler yok olmuşlardır. O nedenle biz ortak aklımızı kullanacağız. Beraber, birlikte, istişare ile yöneteceğiz. Ne demiş atalarımız, akıl akıldan üstündür diye. Onun için danışmak son derece değerlidir. Onun için birlikte çalışmak son derece değerli ve önemlidir. Bunu yapmanın yolu sizin sandığa gitmeniz. Sandığa gidin, oyunuzu kullanın. Hep birlikte bir tek adam rejimini demokratik yollarla tarihe gömelim. Bu hepimizin üstüne düşen temel bir görevdir. Bu görevi yapmaya hepinizi davet ediyorum.”

Paylaşın

Millet İttifakı, Ortak Adayı 13 Şubat’ta Belirlemede Uzlaştı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Demokrat Parti, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi, Gelecek Partisi, İYİ Parti ve Saadet Partisi’nden oluşan Millet İttifakı, ortak adayı 13 Şubat’ta belirleme hedefinde uzlaştı.

Atılı Masa 11. toplantısını İYİ Parti’nin ev sahipliğinde yapmış, toplantı sonrası yapılan açıklamada Millet İttifakı çatısı altında toplandıklarını deklare etmişlerdi.

Toplantı sonrası yapılan “Erdoğan aday olamaz” açıklaması ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın adaylığı tartışmaya açıldı. Bugüne kadar “Mağduriyet yaratılmaması için tartışmaya açmayalım” görüşünde olan liderler, 26 Ocak tarihli toplantıda farklı bir tutum belirledi.

Yapılan açıklamada, “TBMM yenileme kararı almadığı müddetçe, Sayın Erdoğan’ın 14 Mayıs’ta yapılacak olan seçimlerde bir kez daha aday olması mümkün değildir.  Cumhurbaşkanının, Anayasa’ya aykırı olarak üçüncü kez adaylığını ilan etmesi demokrasi tarihimize eklediği bir diğer kara sayfadır. Anayasa’yı yok sayan bu başıboşluğu kabul etmediğimizi kamuoyunun bilgisine sunarız” denildi.

DW Türkçe’den Kıvanç El’in edindiği bilgiye göre liderler toplantıda Erdoğan’ın resmen adaylık başvurusu yapması sonrası hazırlanacak bir hukuki görüşle birlikte YSK’ya başvuru yapacak ve kararı bekleyecek. YSK’dan “adaylığın Anayasaya aykırı olduğuna dair” bir kararın verilmesi de beklenmezken, bu konunun seçim sürecinde kamuoyuna anlatılması da bekleniyor.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ, altılı masanın bugünkü toplantısının ardından yaptığı “Erdoğan’ın aday olması mümkün değildir” açıklamasına cevap olarak bir paylaşım yaptı.

Liderlerin Erdoğan’ın adaylığını tartışmaya açmasına AKP’den ilk tepki Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ’dan geldi. Dağ, sosyal medya hesabından, “Bugüne dek Cumhurbaşkanımızın adaylığını tartışmaya açmadınız. ‘Erdoğan’ı yeneceğiz’ dediniz. Seçim ve mağlubiyet yaklaştıkça korkmaya başladınız. Kendi aday çıkaramama beceriksizliğinizi perdelemeye çalışıyorsunuz. Anayasa ortada, yasa açık. Recep Tayyip Erdoğan’ın adaylığının önünde hiçbir engel yok. Korkunun ecele faydası yok. En güçlü adayınızla gelin. Yine kazanacağız” ifadelerini kullandı.

“İttifak” mesajı

“Altılı masa” olarak yoluna bir yıldır devam eden altı lider yaptıkları açıklamada “Millet İttifakı” mesajı da verdi. Böylece altı partinin ittifak içerisinde seçime gireceği de resmen açıklanmış oldu. Açıklamada, “Seçim ne zaman yapılırsa yapılsın üstünlerin hukuku anlayışıyla hareket eden Cumhur İttifakı değil, hukukun üstünlüğüne inanan Millet İttifakı kazanacaktır” ve “13’üncü Cumhurbaşkanı, “Yeter! Söz Milletindir” diyen Millet İttifakı’nın adayı olacaktır” ifadeleriyle ittifak da netleşmiş oldu. Altılı masa resmi seçim takvimi başladıktan sonra ittifak protokolünü de YSK’ya sunacak.

Eylemler açıklanacak, “Yol Haritası”na erteleme

Altılı masa 30 Ocak pazartesi günü yapacağı toplantıda hem hükümet programı olarak adlandırılan “Ortak Politikalar Metni”ni hem de parlamenter sisteme geçişte uygulanacak “Yol Haritası”nı kamuoyuna açıklayacaktı. Ancak “Yol Haritası”nın açıklanması da ortak adayın açıklanacağı tarihe ertelendi. 30 Ocak’ta sadece hükümetin kurulması halinde hayata geçecek eylemler açıklanacak. Söz konusu “Ortak Politikalar Metni”nde yer alan eylemlerin dokuz ana başlık 75 alt başlık olmak üzere 2500’e yakın madde olduğu da kaydedildi.

Altılı masa açıklamasında, “Tamamlama aşamasına geldiğimiz Geçiş Sürecinin Yol Haritasını, Cumhurbaşkanı adayını belirleme süreciyle beraber nihai değerlendirme sonrası kamuoyuyla paylaşacağız” denildi. Yol Haritasında cumhurbaşkanının yetkileri, cumhurbaşkanı yardımcılarının nasıl belirleneceği, kabinede hangi partiye nasıl bakanlık verileceği, partili cumhurbaşkanı olup olmayacağı, atamalarda nasıl yol izleneceği gibi süreçler yer alacak. Ancak bu yol haritası adayla birlikte açıklanacak. Yol Haritası”na ilişkin açıklamanın belirlenecek aday tarafından yapılacağı öğrenildi.

“Aday 13 Şubat’ta belirlenecek”

Edinilen bilgiye göre, altılı masa toplantısında liderler “ortak aday” konusunda da anlaştı. Çoklu aday tartışmalarını gündeminden çıkaran liderler, ortak aday fikrinde birleşirken toplantıda beklenenin aksine herhangi bir ismi konuşmadı. Ancak, “tabanda ve halkta karşılığı olan isimlerin belirlenerek değerlendirilmesi” konusunda görüş birliği sağladı.

Açıklamaya da liderler, “Cumhurbaşkanı adayını belirleme konusunda altı siyasi partinin istişare, uzlaşı ve halkın tercihlerini yansıtacak şekilde çalıştığını buradan duyurmak isteriz” ifadeleri koyarak, parti tabanını dinleme mesajı verildi. Söz konusu aday isimleri 13 Şubat’taki Saadet Partisi’nin ev sahipliğindeki toplantıya kadar liderler arası temaslarda ele alınacak. Bu görüşmelerde parti içinde yapılan istişareler, daha önce yapılan anketler, yeni anketler ile eğilim yoklamaları da değerlendirilecek.

Liderlerin parti kurullarından görüş ile birlikte yetki alması da bekleniyor. Tüm bu süreçlerin ardından 13 Şubat’taki toplantıda ortak aday netleştirilerek ya aynı gün ya da o gün açıklanacak bir tarihte kitlesel bir programla kamuoyuna duyurulacak. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendi adaylığını masaya taşımasına kesin gözüyle bakılırken, olası adı geçen diğer isimler Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş ile ilgili de CHP masaya taşımadıkça gündeme getirmeme eğilimi bulunuyor.

HDP mesajı yok

Altılı masanın 5 Ocak’taki toplantısının olduğu gün Anayasa Mahkemesi, HDP’nin hazine yardımına tedbir konulması kararını açıklamıştı. O tarihteki toplantı sonrası yapılan açıklamada bu karara dair bir değerlendirme yapılmamış ve bu da HDP’li bazı yöneticilerin tepkisini çekmişti. 26 Ocak tarihli toplantı gününe de yine bir Anayasa Mahkemesi kararı denk geldi. AYM, HDP’nin “karar seçim sonrasına kalsın” başvurusunu reddedip kapatma davasında kritik bir mesaj verirken, altılı masa bildirisinde bu konuya yine değinilmedi. Altı liderin toplantıda kısa bir süre bu konuyu da değerlendirdikleri bildirildi.

Paylaşın

Dikkat Çeken Yazı: Kılıçdaroğlu Aday Olmak Zorunda

Altılı Masa’nın genel başkanları 11. toplantısını dün İYİ Parti Lideri Meral Akşener’in ev sahipliğinde gerçekleştirdi. Toplantıda, Altılı Masa’nın Millet İttifakı’na dönüşmesine karar verildi.

Toplantıda ayrıca, Millet İttifakı’nın yürüteceği seçim kampanyası, iktidara geldiklerinde geçiş sürecinin yol haritası ve uygulanacak hükümet programına son şekli verildi.

Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayının ise 13 Şubat’ta Saadet Partisi’nin ev sahipliğindeki toplantıda belirleneceği bekleniyor…

Halk TV yazarlarından Mehmet Tezkan’da konuya ilişkin “Kılıçdaroğlu aday olmak zorunda” başlıklı dikkat çeken bir yazı kaleme aldı. Tezkan’ın yazısının ilgili kısmı şöyle:

“Bir yola girersiniz, o dönüşü olmayan yoldur. Sonu hayırlıdır, değildir önemli değil. Sonunda başarı vardır yoktur fark etmez. Dönüşü olmayan yola girdiğiniz an sona ulaşmak zorundasınız. Koşu tamamlanmalıdır.

Siyasetin değişmez kuralı budur. Gerçi hayat da böyledir ama siyaset biraz farklıdır. Hayatta ara cepler vardır. Soluklanma noktaları, U dönüş imkanları. Siyaset buna izin vermez.

Milletvekili adayı olursunuz, sıranızı beğenmeseniz de seçilemeyeceğinizi bilseniz de vazgeçemezsiniz… Dönüşü olmayan yoldur.

Dönüşü olmayan yola girip dönüş yapanlar yok mu?

Var tabii… Ama döndükleri yer siyaset çöplüğüdür, siyaset mezarlığıdır. Biraz direnseler de gidecekleri yer orasıdır.

Kılıçdaroğlu da böyle bir yola girdi. Kendi aday olduğunu ima etti, ekibi cumhurbaşkanı adayı olarak ilan etti. Bu durumda başka birinin olma şansı var mı?

Yok…

6 ‘lı Masa taş koysa bile aday olmak zorunda. Soruyorum: 6’lı Masa ‘Sen seçilemezsin başka birini gösterelim’ derse Kılıçdaroğlu kabul edebilir mi?

Bu saatten sonra asla…

Kendi kabul ederse partisi etmez. Bu sebeple aday olmamayı kabul ederse CHP’nin başında kalamaz. Kabul ettiği takdirde CHP Genel Başkanlığı’ndan da ayrılmak zorunda kalır.

Cumhurbaşkanı seçilemez denilen bir genel başkan partisinin başında seçim kazanmak için nasıl meydanlara çıkabilir ki!..

Bırakın siyasetin doğasına akla mantığa aykırı…

Bu arada 6’lı Masa’nın da başka alternatifi yok. Mansur Yavaş olmayacağını ilan etti. Ekrem İmamoğlu CHP’ye karşı aday olmayacağını söyledi. Geriye kim kaldı?

Akşener baştan çekildiğine göre…

Babacan mı aday olacak, Davutoğlu mu?

Karamollaoğlu mu, Uysal mı?

Kim?!…

Yoksa Ekmeleddin bey gibi dışardan, kaybedecek bir aday mı bulacaklar?

Bu da mümkün değil, eee Kılıçdaroğlu’na ‘Hayır’ derlerse alternatifleri kim? Şapkadan tavşan çıkarmaya gerek yok.

İşsizin/yoksulun/işçinin/memurun talebi belli…

Gençlerin hayattan bekledikleri belli…

İş dünyasının istekleri belli…

Sadece bu beklentileri hayata geçirecek kişi aranıyor…”

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

“Millet İttifakı, Adayını 13 Şubat’ta Açıklayacak” İddiası

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Demokrat Parti, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi, Gelecek Partisi, İYİ Parti ve Saadet Partisi’nden oluşan Atılı Masa’nın İYİ Parti ev sahipliğinde toplandı.

Toplantıda Altılı Masa’nın Millet İttifakı’na dönüşmesine karar verilirken, liderler 13 Şubat’ta Saadet Partisi’nin ev sahipliğindeki toplantıda adayın belirlenmesinde ve açıklanmasına anlaştı.

Halk TV yazarı İsmail Saymaz, muhalefet partilerinin oluşturduğu 6’lı Masa’nın cumhurbaşkanı adayını 13 Şubat’ta açıklayacağını söyledi.

Saymaz’ın yazısının ilgili kısmı şöyle:

Altılı Masa, dün İyi Parti’nin ev sahipliğinde toplandı. Toplantı başlarken, hiçbir liderin İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı Cihan Paçacı’nın açıklamalarından haberi yoktu. Liderler bu demeci de Paçacı’nın istifasını da Akşener’den öğrendi.

Akşener, toplantıda “Bu açıklamalar benden habersiz yapıldı. Şimdi gördüm ve kendisinin istifasını aldım” dedi.

Toplantı dokuz saat sürdü.

Toplantıda Altılı Masa’nın Millet İttifakı’na dönüşmesine karar verildi. Herhangi bir cumhurbaşkanı adayının adı dile getirilmedi. Ne Kılıçdaroğlu kendi adını, ne de Akşener bir başka adayı masaya getirdi. İsim konuşulmadı.

Toplantıdan sonra yayınlanan bildiride cumhurbaşkanı adayını belirleme yöntemi olarak “Altı partinin istişare, uzlaşı ve halkın tercihini yansıtacak şekilde çalıştığını buradan duyurmak isteriz” cümlesine yer veriliyor. Bu ifade adayın kim olacağına anketlerin değil, liderlerin karar vereceğini gösteriyor. Çoklu aday ihtimalinin ortadan kalktığı söyleniyor.

Liderler 13 Şubat’ta Saadet Partisi’nin ev sahipliğindeki toplantıda adayın belirlenmesinde ve açıklanmasına anlaştı.

Öte yandan, altı lider Cumhur İttifakı’nın başörtüsü teklifinde istismarın önlendiğini düşünüyor. TBMM Genel Kurulu’nda muhalefet, kendi önergesine “Evet” diyecek, Cumhur İttifakı’nın teklifinde ise oylamaya katılmayacak.

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

Altılı Masa’dan “Erdoğan Aday Olamaz” Açıklaması

CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, DEVA Partisi ve Gelecek Partisi’nden oluşan Atılı Masa’nın İYİ Parti ev sahipliğinde yapılan toplantı sonrası yapılan açıklamada, Erdoğan’ın seçimlerde TBMM yenileme kararı almadığı müddetçe aday olamayacağı belirtildi:

“Türkiye, hukuksuzluk, kanunsuzluk ve başıbozuklukla hareket eden bir hükümet tarafından yönetilmektedir. Bu çerçevede, Anayasa ve kanunda hiçbir tereddüde yer vermeyecek kadar açık bir şekilde düzenlenmiş olan hükümler uyarınca, TBMM yenileme kararı almadığı müddetçe, Sayın Erdoğan’ın 14 Mayıs’ta yapılacak olan seçimlerde bir kez daha aday olması mümkün değildir.

Cumhurbaşkanının, Anayasa’ya aykırı olarak üçüncü kez adaylığını ilan etmesi demokrasi tarihimize eklediği bir diğer kara sayfadır. Anayasa’yı yok sayan bu başıboşluğu kabul etmediğimizi kamuoyunun bilgisine sunarız.

Bununla beraber, Cumhuriyetimizin 100. yılında milletimizin bu hukuksuz düzene “Yeter” cevabı vereceğinden emin olan bizler, Sayın Erdoğan’ın 14 Mayıs’ta yapmayı planladığı seçime halkımızdan aldığımız destekle, kendimize olan inancımızla ve ülke sevdamızla hazır olduğumuzu belirtmek isteriz.”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, saat 12.00’de İYİ Parti genel merkezinde bir araya geldi.

Basına kapalı gerçekleşen toplantının ardından, genel başkanların imzasıyla ortak bildiri yayımlandı. Bildiride şöyle denildi:

“Altı siyasi parti olarak ülkemizi aydınlığa çıkarmak için kararlılıkla sürdürdüğümüz işbirliği sürecinin on birinci toplantısını mübarek Regaip Kandili gününde İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener’in ev sahipliğinde gerçekleştirdik.

Öncelikle milletimizin ve tüm İslam aleminin Regaip Kandili’ni kutlar, yüce Allah’tan nice kandillere huzurla erişmeyi niyaz ederiz.

Bugünkü toplantımızda öncelikle güncel gelişmeleri değerlendirdik.

İsveç’te ve Hollanda’da kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’e yapılan çirkin saldırıları bir nefret suçu olarak görüyor ve bunlara göz yuman hükümetleri de şiddetle kınıyoruz. Halkımızın hür iradesiyle seçim sandığına gidip ülkemizin kaderini belirleyeceği bu dönemde dış dünyada nedense her seçim dönemine denk gelen provokasyonları da dikkatle izliyoruz.

“Erdoğan’ın seçimlerde bir kez daha aday olması mümkün değil”

Türkiye, hukuksuzluk, kanunsuzluk ve başıbozuklukla hareket eden bir hükümet tarafından yönetilmektedir. Bu çerçevede, Anayasa ve kanunda hiçbir tereddüde yer vermeyecek kadar açık bir şekilde düzenlenmiş olan hükümler uyarınca, TBMM yenileme kararı almadığı müddetçe, Sayın Erdoğan’ın 14 Mayıs’ta yapılacak olan seçimlerde bir kez daha aday olması mümkün değildir. Cumhurbaşkanının, Anayasa’ya aykırı olarak üçüncü kez adaylığını ilan etmesi demokrasi tarihimize eklediği bir diğer kara sayfadır. Anayasa’yı yok sayan bu başıboşluğu kabul etmediğimizi kamuoyunun bilgisine sunarız.

Bununla beraber, Cumhuriyetimizin 100. yılında milletimizin bu hukuksuz düzene “Yeter” cevabı vereceğinden emin olan bizler, Sayın Erdoğan’ın 14 Mayıs’ta yapmayı planladığı seçime halkımızdan aldığımız destekle, kendimize olan inancımızla ve ülke sevdamızla hazır olduğumuzu belirtmek isteriz.

Seçim ne zaman yapılırsa yapılsın üstünlerin hukuku anlayışıyla hareket eden Cumhur İttifakı değil, hukukun üstünlüğüne inanan Millet İttifakı kazanacaktır. İktidar kaybettiği halk desteğini her tür hukuksuzlukla kapatmaya çalışsa da biz bu oyunu milletimizden aldığımız destekle bozacağız ve Türkiye’yi özgürlükçü demokratik bir hukuk devleti yapacağız. Bu tek adam düzenini sandıkta milletimizin iradesi ile değiştirmek için hodri meydan diyoruz!

“Cumhur İttifakı’nın her zaman yaptığı gibi…”

Ayrıca, Cumhur İttifakı’nın TBMM’ye sunduğu başörtüsü ile ilgili anayasa değişikliği önerisi, başörtülü kadının ‘dini inancını’ sorgulayan şekilde kaleme alınmıştır. Başörtülü kadını korur gibi yapan bu madde aslında tam tersi sonuçlar doğuracak niteliktedir. Kadının kıyafet özgürlüğü ile başörtüsü kullanmasının amacını sorgulayan bu ifadeyi metinden çıkaran bir değişiklik önergesi verilmiştir. Son derece açık bir biçimde başını örten veya örtmeyen kadınlara tam bir anayasal güvence getirecek olan bu önerge Cumhur İttifakı tarafından reddedilmiştir. Bu, Cumhur İttifakı’nın her zaman yaptığı gibi samimiyetsiz bir şekilde kadınların başörtüsü hakkını siyasi istismar ve ranta dönüştürme amacını ortaya koymaktadır.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi devletimiz için bir beka sorunu haline gelmiştir. Bir kişinin iradesiyle millet iradesinin yok sayılması devletin bir şahısla özdeşleştirilmesinin açık bir göstergesidir. Bugünkü toplantımızda seçimi kazanmaya ve ülkemizi halkımızın büyük bir teveccüh gösterdiği güçlendirilmiş parlamenter sistemle yönetmeye dair çok somut adımlar attık. Tamamlama aşamasına geldiğimiz Geçiş Sürecinin Yol Haritasını, Cumhurbaşkanı adayını belirleme süreciyle beraber nihai değerlendirme sonrası kamuoyuyla paylaşacağız.

Bu toplantımızda 30 Ocak’ta kamuoyuyla paylaşacağımız Ortak Politikalar Mutabakat Metni konusunda da anlaşma sağladık. Yoksullukla mücadeleden kadın haklarına, siber güvenlikten siyasi etik yasasına, kamuda israfla mücadeleden tersine beyin göçüne, savunma sanayinden afet yönetimine, mesleki eğitimden konut ve barınma krizine, uyuşturucuyla mücadeleden esnafımızın sorunlarına, sınır politikamızdan tarıma kadar ülkemizin öncelikli konuları için hazırladığımız somut hedef, politika ve projeleri dokuz ana başlık ve yetmiş beş alt başlıkta topladık. Bu mutabakat metni, Türkiye’nin her alanda artan sorunlarını Millet İttifakı’nın çözeceğinin de ispatıdır.

“Türkiye’nin kader seçimi”

Toplantımızda son olarak Millet İttifakı’nın seçeceği Cumhurbaşkanı adayını nasıl belirleyeceğimizi de konuştuk.

Cumhurbaşkanı adayını belirleme konusunda altı siyasi partinin istişare, uzlaşı ve halkın tercihlerini yansıtacak şekilde çalıştığını buradan duyurmak isteriz. Halkımız, ülkemizin hak ettiği refaha ulaşma ve yeniden demokratikleşme ümidini altı partinin birliğinde görmektedir. Bu da bize tarihi bir görev yüklemektedir. Biliyoruz ki bu Türkiye’nin kader seçimidir. Halkımız canını, malını, geleceğini, medeni, hür ve refah içinde bir Türkiye’de nefes alma ümidini bize emanet etmiştir. Halkımız müsterih olsun, altı parti bu görevi layıkıyla tamamlayacaktır.

Bir kez daha ilan ediyoruz ki;

Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanı parlamenter sisteme inanmış, temel hak ve özgürlüklerin yanında, demokrasi aşıklarının adayı olacaktır.

Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanı, “Yeter! Söz Milletindir” diyen Millet İttifakı’nın adayı olacaktır.

Bir sonraki toplantımız Saadet Partisi Genel Başkanı Sayın Temel KARAMOLLAOĞLU’nun ev sahipliğinde, 13 Şubat 2023 Pazartesi günü yapılacaktır.”

Paylaşın

İYİ Parti’de “Kemal Kılıçdaroğlu” İstifası

CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı itirazlar olduğunu belirterek, “Kemal bey adaylıkta diretirse, İYİ Parti kendi adayını çıkarır” diyen İYİ Partili Cihan Paçacı, partideki görevlerinden istifa etti.

Cihan Paçacı’nın istifasını İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in istediği öğrenildi. Akşener bu ifadeleri Altılı Masa’nın iradesine müdahale olarak gördüğünü ifade ederek Paçacı’dan istifa etmesini istedi.

Akşener devam eden Altılı Masa toplantısında liderlere bu konuda bilgi verdi.

Paçacı, istifaya ilişkin yaptığı açıklamada, “Ülkemizin ve milletimizin umudu olan Altılı Masa’nın Cumhurbaşkanı adaylık sürecine dair, bir gazeteciye verdiğim demecin, maksadı aşan yorumlara neden olduğunu görüyorum. Demokrasimize nefes aldıracak bir süreçte büyük emek harcayan, Sayın Genel Başkanımızı ve partimizi, aynı zamanda, Altılı Masayı oluşturan Sayın Genel Başkanların iradelerini koruyup kollamak amacıyla; İYİ Parti’deki Kurumsal İlişkiler Başkanlığı görevimden istifa ediyorum” ifadelerini kullandı.

Altılı masa, hem hükümet programı hem de geçiş sürecinin yol haritasını ele almak için İYİ Parti Genel Merkezi’nde Meral Akşener’in ev sahipliğinde toplandı. Toplantı başlamadan yaklaşık 1,5 saat önce Habertürk Yazarı Nagehan Alçı da İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Cihan Paçacı ile yaptığı röportajı internet sitesinde yayımladı.

Altılı masada adayın isminin de ilk kez konuşulması ve CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun kendi adını da masaya taşıması beklenirken bu toplantıdan hemen önce yapılan röportajda Cihan Paçacı, “Biz başından itibaren ‘kazanacak aday’ diyoruz. Zaten herkes bu tanımda mutabık olacaktır. Sokakta Kemal Bey’e itiraz görüyoruz, ‘dürüst değil mi?’ diye soruyoruz, ‘dürüst’ diyorlar. ‘Devlet tecrübesi yok mu?’ diyoruz ‘var’ diyorlar. ‘E o zaman?’ ‘Ama olmaz…’ Sokaktaki bu itirazı İYİ Parti olarak görmezden gelemeyiz” dedi.

Kılıçdaroğlu’nun adaylıkta diretmesi halinde İYİ Parti’nin de kendi adayını çıkarabileceğini söyleyen Paçacı, “Partide genel hava Ekrem Bey’den yana. Parti yetkili kurulları şu anda Kemal Bey’i onaylayacak noktada değil ama bu nihai olarak böyle devam edecek anlamına da gelmiyor” ifadelerini kullandı.

İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, Cihan Paçacı’nın İYİ Parti Kurumsal İlişkiler Başkanlığı görevinden istifası etmesinin ardından, sosyal medya hesabından açıklama yaptı. Zorlu’nun değerlendirmeleri şöyle:

“Bugün bir köşe yazısında Genel Başkan Yardımcımız Cihan Paçacı’nın bazı açıklamaları kamuoyuna yansımış ve ardından maksadının dışına çıkartılmasıyla birlikte Millet İttifakı’nın iradesine ve birlikteliğine zarar verir nitelikte bir tartışma alanının ortaya çıktığı görülmüştür.

Böylesine kritik bir gün ve süreçte, bu temel kaygı ve hassasiyetler doğrultusunda Sayın Paçacı kendi iradesiyle partimizdeki Kurumsal İlişkiler Başkanlığı görevinden istifa ederek saygıdeğer bir sorumluluk örneği sergilemiştir.

İYİ Parti kurulduğundan beri Türk siyasetinde milletimizin sesi ve iradesinin temsilcisi olmuştur. Ve önümüzdeki seçimleri kazanarak Cumhuriyetimizin 100. yılında memleketimizi hak ettiği konuma taşıma iradesi tamdır. Allah’ın izniyle, Mayıslar bizimdir! Saygılarımızla…”

Paylaşın

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Adaylık İçin Şubat Ayını İşaret Etti

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İYİ Parti ve Saadet Partisi’nden oluşan Atılı Masa’nın ikinci tur beşinci buluşması, 11’inci kez, bu kez İYİ Parti ev sahipliğinde 26 Ocak’ta toplanacak.

Atılı Masa’nın en önemli gündem başlıkları, “Ortak Politikalar Mutabakat Metni” ve cumhurbaşkanı adayının nitelikleri ve ismi olacak. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin genel merkezinde CHP’li büyükşehir belediye başkanlarıyla bir araya geldi.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın programları nedeniyle katılmadığı görüşmeye İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın aralarında olduğu 9 büyükşehir belediye başkanı katıldı. Yaklaşan genel seçimler ve yerel yönetimler üzerine yapılan toplantı bir saatin üzerinde sürdü.

Gazete Duvar’dan Serkan Alan’ın edindiği bilgilere göre belediye başkanları CHP lideri Kılıçdaroğlu’na cumhurbaşkanı adayının ne zaman açıklanacağını sordu. CHP lideri şubat ayının ortasını işaret ederek bu tarihte Altılı Masa’nın adayını açıklayabileceğini söyledi.

Adayın bir an önce açıklamasını talep ettiler

Belediye başkanları CHP liderine, adaylığın bir an önce açıklanması gerektiğini, sahaya çıkıp sürece her türlü katkıyı sunacaklarını ifade etti. Sahada herkesin “aday kim” diye sorduğunu belirten belediye başkanları Kılıçdaroğlu’na, “Biz söylüyoruz adayın sizin olduğunuzu, sizi önerdiğimizi ama Altılı Masa’nın karar vereceğini söylüyoruz. Ama insanları çok da tatmin etmiyor. Herkes bir an önce adayı öğrenmek istiyor. Bunun da hızlandırılması iyi olur. Bir an önce açıklanırsa biz de sahada daha rahat çalışırız” dedi.

Belediye başkanları seçim için kaygılarını dile getirdiler

Belediye başkanlarının CHP lideriyle görüşmesinde genel seçimlere dair partinin çalışmaları da masaya yatırıldı. CHP lideri belediye başkanlarına genel seçim için bir çalışma grubunun oluşturulduğunu, bütün verileri değerlendirerek o heyetin çalışmalara başladığını ifade etti. Belediye başkanları görüşmede seçim güvenliği ile ilgili kaygılarını da dile getirdi. CHP lideri seçim için yaptıkları çalışmaları kapsamlı bir şekilde belediye başkanlarına anlattı.

Paylaşın

Altılı Masa 26 Ocak’ta Toplanacak; Masada Ne Konuşulacak?

CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, DEVA Partisi ve Gelecek Partisi’nden oluşan Atılı Masa 11’inci kez, bu kez İYİ Parti ev sahipliğinde 26 Ocak’ta toplanacak. Toplantıda hem 30 Ocak’ta açıklanacak “Ortak Politikalar Mutabakat Metni” masada olacak hem de ilk kez ortak adayı konuşacak.

DW Türkçe’den Kıvanç El’in haberine göre, Altılı masa, 5 Ocak’taki son toplantısında “ortak aday” çıkarılacağına dair mesajını net şekilde vermişti. Masa ilk kez adayları en net 11’inci toplantıda konuşacak. Kamuoyunda konuşulan 3 isim; Kemal Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş dışında henüz güçlü bir aday ismi gündeme gelmedi. Mansur Yavaş hafta sonu yaptığı, Kılıçdaroğlu’nu işaret eden çıkışı sonrası artık denklemde olmadığını bir kez daha deklare etmiş oldu.

CHP’nin, CHP yöneticilerinin ve CHP tabanının adayı ise artık neredeyse kesin gibi: Kemal Kılıçdaroğlu. Masada, Kılıçdaroğlu’na İYİ Parti dışında güçlü bir itiraz bulunmuyor. İYİ Parti cephesinde ise Kılıçdaroğlu’nun adının masada resmen geçmesi durumunda Meral Akşener’in “parti kurullarında değerlendirme yapacağını” söylemesi bekleniyor. Bu durumda Akşener, partisinin yönetimine Kılıçdaroğlu ismini taşıyacak.

26 Ocak toplantısında partilerin ellerindeki anketlerin de masada olması beklenirken, süreç içinde yeni bir çalışma yapılıp yapılmayacağına da karar verilmesi bekleniyor.

İYİ Parti bu noktada sık sık “kazanacak aday olmalı” vurgusu yaparken Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, hafta başında yaptığı açıklamada “Kılıçdaroğlu kazanacak adaydır” demişti.

Adayın ise Şubat ayının ilk 2 haftası içinde artık kamuoyuna ilan edilmesi hedefleniyor.

“Cumhurbaşkanı yardımcıları” nasıl olacak?

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun “Altı liderin de imza yetkisi olacak” sözleriyle başlayan tartışma da altılı masanın gündemi olacak. Edinilen bilgiye göre taslak çalışmada, “Cumhurbaşkanı yardımcısı” yerine “Cumhurbaşkanı yardımcıları” denilecek ve bu göreve gelip gelmemek liderlerin tercihine bırakılacak. İstemeleri halinde cumhurbaşkanı yardımcısı olabilecekler.

Sistemin nasıl işleyeceğine dair kamuoyuna daha net ve kesin bilgi verilmesi konusunda Akşener’in yaptığı liderler turunda da ortak bir fikir birliği olduğu kaydedildi. Meral Akşener’in “tek cumhurbaşkanı yardımcısı olmalı o da ben olayım” dediği de iddia edilirken Akşener bu iddiayı gazeteci Murat Yetkin’e yaptığı açıklama ile yalanladı. Bu konuda farklı modeller 26 Ocak’taki buluşmada ele alınacak. DW Türkçe’nin edindiği bilgiye göre “Cumhurbaşkanı yardımcıları” ifadesinin geçiş süreci belgesinde olması beklenirken belgeye göre Cumhurbaşkanı yardımcıları kabinede bulunacak ama kabinede partilerin dağılımının ise seçimde alacakları oy oranına göre belirlenmesi yönünde ağırlıklı görüş var.

Cumhurbaşkanı ve cumhurbaşkanı yardımcıları her kararı ortak fikirle değil önem açısından kritik konularda kararı birlikte alacak. Cumhurbaşkanının kararına diğer yardımcıların veto yetkisi olmayacak.

“Yetkiler devredilecek”

26 Ocak’taki toplantıda ele alınacak geçiş sürecine dair taslakta en fazla geçen kelimeler “İstişare”, “uzlaşı” ve “yönetişim” olacak. Altılı masa kaynakları, yeni dönemin şifresinin bu üç kelime olacağını ve kararların istişare ve uzlaşı ile alınacağına dikkati çekiyor. 30 Ocak’ta açıklanacak ve 26 Ocak’ta ele alınacak çalışmada “Cumhurbaşkanının yürütmeye dair yetkisini kime nasıl devredeceğine” dair detaylar da olacak.

Altılı masa ön çalışmasına göre; Cumhurbaşkanlığı bünyesinde “politika kurulları” kaldırılacak ve yetkileri bakanlıklara bırakılacak. Cumhurbaşkanlığı bünyesindeki “İnsan Kaynakları”, “Yatırım”, “Finans” ve “Dijital Dönüşüm” Ofisleri de kaldırılacak ve ofis yetkileri de bakanlıklara dağıtılacak. Altılı masanın yol haritasına göre “Bakan yardımcılığı” da kaldırılacak ve yerine yeniden “Müsteşarlık sistemi” kurulacağı duyurulacak. Ayrıca yasal zorunluluk olmamasına karşın hükümetin ilk 100 günlük programı da dahil olmak üzere tüm programları Meclis’e sunulacak.

Seçilen Cumhurbaşkanının partisi ile ilişkisini sonlandırması da gündemde. Ancak bu konuda masada farklı görüşler var. Geçiş süreci boyunca partili olabileceği ancak daha sonra yapılacak düzenlemelerin ardından partisini bırakabileceği kaydediliyor.

Kabine nasıl oluşacak?

Kabine dağılımı da yol haritasının önemli başlıklarından olacak. Kabinenin hangi partilerden oluşacağı, nasıl belirleneceği başlıkları ile partilere göre eşit dağılım mı, milletvekili sayısı oranında mı dağılım olacağı konusu da liderlere bırakıldı. Netlik bulunmayan konu başlığında liderler son kararı verecek.

Geçiş süreci programına göre; atamaların tamamı cumhurbaşkanınca yapılmayacak. İkili ve üçlü kararnameler geri gelecek. Bakanlar ilgili birimlere atamaları kendi yapacak.

Mevcut Anayasa gereği atamalarda sorumluluk ve yetki cumhurbaşkanında. Anayasa değişmeden bazı adımların atılamayacağı da kamuoyuna deklare edilecek ve cumhurbaşkanının mevcut anayasa içerisindeki yetkilerini kullanacağı duyurulacak. Ancak bu yetkileri kullanırken “istişare mekanizmasını işleteceği”ne vurgu yapılacak.

Yürütmenin yasama faaliyetlerine katılım sağlaması konusunda da adımlar atılacak.

Meclis içtüzüğü, siyasi partiler kanunu, seçim kanunu üzerinde ilk çalışılacak ve ilk değişecek kanunlar arasında gösterilecek. “Siyasi etik kanunu” ise çıkarılacak ilk kanun olacak.

İttifak protokolü çalışılacak

Altılı masa, seçim kararı alınmasından sonra resmi olarak “ittifak” olacak. Adının yine “Millet İttifakı” olarak devam etmesi kesin görülürken, ittifakın ortak protokolü de hazırlanacak. Ayrıca ittifakın nasıl seçime gireceğine dair çalışmalar da sürüyor. Altı partinin kendi logosu ile seçime girmesi için en az 41 seçim bölgesinde liste çıkarması gerekiyor. Bu durumda “en az 360 vekil” parolasıyla hareket eden altılı masa, il il, bölge bölge hangi partinin hangi listede yer alacağını belirleyecek. Saadet, Gelecek, DEVA ve Demokrat partiden bazı isimlerinin CHP ve İYİ Parti listelerinden de seçime girebileceği ifade ediliyor.

Hükümet ne vaat edecek?

Geçiş süreci yol haritası yanında altılı masanın somut vaatleri de ilk kez gün yüzüne çıkacak. Her partinin ayrı ayrı seçim bildirgesinin yanı sıra ortak çalışmalar da açıklanacak. Bu noktada, dokuz ana başlıkta 73 alt başlıktan oluşan 2500’e yakın maddede eylemler ve vaatler sıralanacak. DW Türkçe’nin edindiği bilgiye göre, programın ana çerçevesini ekonomi programı oluşturuyor. İstihdamın artırılması, işsizlikle mücadele, yabancı yatırımcıların çekilmesi, tarım ve sosyal politikalarda hayata geçecek projeler ana omurgayı oluşturacak.

Program, “Hukuk, adalet ve yargı”, “kamu yönetimi”, “yolsuzlukla mücadele, şeffaflık ve denetim”, “ekonomi, finans ve istihdam”, “bilim, Ar-Ge, yenilikçilik, girişimcilik ve dijital dönüşüm”, “sektörel politikalar”, “eğitim ve öğretim”, “sosyal politikalar” ile “dış politika, savunma, güvenlik ve göç” olmak üzere 9 ana başlıktan oluşuyor.

Bu noktada açıklanacak bazı projeler şöyle:

  • Enflasyonun tek haneye inmesi için bir dizi proje hayata geçecek.
  • İşsizlerin yeni yetenekler kazandırılarak istihdama geçmelerini sağlamayı amaçlayan “İkinci Şans Okulları” kurulacak.
  • Sivil toplumdan da destek alınarak yolsuzlukla mücadele eylem planı hazırlanacak ve eş zamanlı olarak Meclis’te bir yolsuzluk araştırma komisyonu kurulacak.
  • Merkez Bankası yapısı değiştirilecek, Türkiye Varlık Fonu kapatılacak.
  • Beyin göçüyle mücadele eylem planı hazırlanacak.
  • Terörle mücadele yurtiçi ve yurtdışında sürecek.
  • AB üyelik süreci için gerekli adımlar atılacak.
  • Rusya ile kişisel temelli değil devletlerarası iş birliği temelli ilişki süreci inşa edilecek.
Paylaşın