Siyasette ‘Davet’ Polemiği: Ekrem İmamoğlu Katılmadı

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, polemiklere konu olan Sirkeci- Kazlıçeşme Raylı Sistem ve Yaya Odaklı Yeni Nesil Ulaşım Projesi Açılış Töreni’ne katılmadı.

Haber Merkezi / Ekrem İmamoğlu ve Cumhur İttifakı Belediye Başkan Adayı Murat Kurum arasında ‘davet polemiği yaşanmıştı.

İmamoğlu, Murat Kurum’un “Ulaştırma Bakanı’na sordum, İmamoğlu açılışa davet edilmedi’ açıklamasına yanıt vermişti. Fatih Belediye Başkanı Ergün Turan’ın davet mailini yayımlayan İmamoğlu, şunları anlatmıştı:

“Cuma günü Sancaktepe’de ‘Bu zamana kadar hiç davet edilmemiştim. İlk kez Sirkeci-Kazlıçeşme Tren Hattı için davet geldi, çok teşekkür ederim. Bu davete katılacağım’ dedim. Ertesi gün ses acemi adaydan çıktı. Acemi aday dedi ki, büyük bir şey yakalamış gibi ‘Hayır, Ulaştırma Bakanı’na sordum İmamoğlu davet edilmedi’ dedi. Sevindi ya! İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın İstanbul’da bir açılışa davet edilmemesine sevinen biri olur mu ya!

İş burada bitmedi. Ekranlara bir görüntü gelecek, bu bana gelen davet maili… Kimden geliyor davet? Açılışın olduğu yerin ilçe Belediye Başkanı sayın Ergün Turan’dan. Nereye geliyor? İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı protokolüne geliyor. Yani benim protokolüme 27 Şubat’ta gelmiş. Şimdi benim için kendi kendine davet uyduruyor diyen bu acemi adaya bunu postayla yollayacağım. Utanır mı bilmem! Bu maili gördü ya nasıl kıvırmaya başlayacak.”

Öte yandan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, gazetecilerin sorusu üzerine Ekrem İmamoğlu’nun ‘davet’ çıkışına da yanıt vermişti. İmamoğlu’nun açıklamalarına değinen bakan, şunları söylemişti:

“Bu dün ve bugün İstanbul’un ve Türkiye’nin gündemine oturdu. Bizim gündemimize oturacak bir konu değil. Biz İstanbul’a nasıl hizmet ederiz onun derdindeyiz. Kim hangi törene nasıl katılacak, kim hangi sırada oturacak, hangi sırada konuşacak derdimiz o değil. Burada güzel bir hizmeti yarın açacağız. Derdimiz İstanbul’a hizmet olmalı.”

Paylaşın

İmamoğlu: 5 Yılımız Onların 25 Yılına Eşit

“Kara Surları Belgradkapı” açılışında konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “İstanbul hiç bu kadar icraatçı bir dönem yaşamadı. Ben her türlü yarışa varım. Zaten bu arkadaşların 20 yıllarıyla yarışır durumdayım 5 yıl eşittir 25 yıl…” dedi ve ekledi:

“Bizim belediyecilik kabiliyetimizle yarışamayacaklarını anlayınca bildikleri işe döndüler. Sadece İstanbul’u konuşacağız diyenler İstanbul’u bir kenara bırakıp iftira siyasetine başladılar.”

İmamoğlu konuşmasının devamında, “2019’da da her şeyi söylediler bize. Hırsız dediler. Hem seçimi çalıyorlar hem bize hırsız dediler. Hatırlayın bana Sisi dedi. Ama gitti 14 Şubat’ta Sevgililer gününde gidip Sisi’nin gözlerinin içine baktı. Bütün iftiralarını bu millet tek tek yutturdu onlara” ifadelerini kullandı.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Kara Surları Belgradkapı” açılışında konuştu. Ekrem İmamoğlu’nun konuşması şöyle:

“Bu yerel seçim hiç bir yerel seçime benzemeyecek. İstanbul’da eşi benzeri olmayan bir mirasa sahibiz. Gözümüz gibi bakmak borcumuz. Ecdadımıza saygının gereğini yerine getiriyoruz. Tarihi mirasa sahip çıkmak nasıl bir şeydir biliyor musunuz? Bilinç işidir. Bunu uzmanlığa değer vermeyenler anlayamazlar.

Restorasyonu her hangi bir inşaat işi görenler İstanbul’a tahminimizin çok üzerinde zarar verdiler. İşin özüne değil rantına, kazancına ve iş bilmezliğine odaklandılar. Vahim işlere imza attılar. Biz  liyakatı yanından ayırmayan İBB Mirası kurduk.

Tonlarca çöpten kurtardığımız eşsiz dünya mirası kara surları dünya ölçeğinde konserlere ev sahipliği yapacak. Bölgeye ve İstanbul’a değer katacak. İstanbul’un en güzel kültür yaşam alanlarından olacak. İstanbul’un ihmal bölgesine hep birlikte el atmış oluyoruz. İstanbul’un bu hattı bittiğinde İstanbul’a gelen her turist burayı hissetmek için can atacak. Roma’dan Bizans’a ve Fetih dönemine kadar burada görecekler.

İstanbul yıllarca 3 şeyden çok çekti. İhmalden ihanetten ve israftan… Sadece ihmalin görüntüsünü buranın ilk halini görünce anlardınız. Binlerde kamyon çöpü taşıdık. Onu görünce anlardınız. İsrafı engellediğinizde İstanbul’da iş ürettiğinizi görürsünüz. Biz gösteriyoruz. İhaneti de zaten kendisi söyledi. Ben söylemedim. İstanbul’un bütçesi israfa boğulmuştu. Biz yatırım dönemini getirdik.”

İstanbul hiç bu kadar icraatçı bir dönem yaşamadı. Ben her türlü yarışa varım. Zaten bu arkadaşların 20 yıllarıyla yarışır durumdayım 5 yıl eşittir 25 yıl…Bizim belediyecilik kabiliyetimizle yarışamayacaklarını anlayınca bildikleri işe döndüler. Sadece İstanbul’u konuşacağız diyenler İstanbul’u bir kenara bırakıp iftira siyasetine başladılar.

2019’da da her şeyi söylediler bize. Hırsız dediler. Hem seçimi çalıyorlar hem bize hırsız dediler. Hatırlayın bana Sisi dedi. Ama gitti 14 Şubat’ta Sevgililer gününde gidip Sisi’nin gözlerinin içine baktı. Bütün iftiralarını bu millet tek tek yutturdu onlara.

“Biz 16 milyon İstanbullunun yolundan yürüyeceğiz”

Ben ne bakanlar gördüm ben… Durur durur İBB’deki teröristlerin sayısını verirdi. Tek bir delil yokken… Bırak delili 3 sene oldu. 90 bine yakın çalışma arkadaşımı zan altında bıraktılar ar etmediler. Bir tane terörist bulamadılar. Şimdi ortada yok. Bu da ortada yok… Tabi gönül isterdi ki eski bakanların yolundan gitmesin. Kendisi bilir ben akıl verecek değilim. Biz 16 milyon İstanbullunun yolundan yürüyeceğiz.

Ben yüzümü bir tek size dönüyorum. İstanbul’da inançları, milli duyguları istismar ederek siyaset yapma devri kapanmıştır. Oradan size ekmek yok… Sizin kullandığınız bütçelerin yarısıyla çok hizmet yapmış bir yönetimin milli duygularını sorgulamak haddinize değil. Siz bir insanın emrine alışmışsınız. Biz 16 milyondan emir alırız. Bu zihniyete cevabımız doğru hizmetlerle olacak.”

Paylaşın

İmamoğlu’ndan Erdoğan’a “Bizi İzlemeye Devam Etsin” Yanıtı

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisini hedef alınmasına ilişkin değerlendirmede bulunan İBB Başkanı İmamoğlu, “Artık o devir kapandı, yeni bir devir açıldı. Bu devirde 16 milyon insanın şehri yönettiği bir devir. Bizi izlemeye devam etsin” dedi.

Cumhuriyet’ten Nagihan Yılkın’ın haberine göre; İBB Başkanı İmamoğlu, sesi değiştirilerek hazırlanan sahte videoyla ilgili “İnsanları aldatmanın, tanıtıma katkı sunacağına inanan bir anlayışla karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Enstütü İstanbul İSMEK Eğitmenler Zirvesi’nde gerçekleştirdiği açılış konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir etkinlikte kendisini hedef almasına ilişkin İBB Başkanı İmamoğlu şu ifadeleri kullandı:

“İnanın, Sayın Cumhurbaşkanı’nın benimle ilgili bu ilgisini, bu alakasını ve bu sürekli dile getirme tutkusunu anlayabiliyorum. Çünkü kendisine ait olduğunu ve tümden kendi kişisel olarak kendisinin yönetme hakkı olduğunu düşündüğü ve yanıldığı bir şehri, gerçek sahibi 16 milyon İstanbulluya kazandıralı 5 yıla yakın bir zaman oldu.

Bu böyle devam edecek. Bu şaşkınlık, bu yanılgı hâlâ devam ediyor ve bunu bir türlü aşamadılar. Hep söylüyorum. Bu sorulara ve bu tür beni muhatap alan duygularına cevap verirsem ben, kampanya döneminde sadece kendisine cevap vermekle geçer günlerim.

Çünkü eminim ki bu seçimdeki tek emeli, tek derdi Sayın Cumhurbaşkanı’nın, İstanbul’u yine kendi kişisel hakkı ve hukuku çerçevesinde ele alan cümleler kuracak. Biz de diyoruz ki artık o devir kapandı. Yeni bir devir açıldı. Bu devirde 16 milyon insanın şehri yönettiği bir devir. Bizi izlemeye devam etsin diyerek cevap vereyim.”

İmamoğlu ayrıca buradaki konuşmasında sesi değiştirilerek hazırlanan sahte videoyla ilgili şunları söyledi: “İmamoğlu’nun konuştuğu kelimeleri yapay zeka ile çevirerek insanları aldatmanın, tanıtıma katkı sunacağına inanan bir anlayışla karşı karşıyayız.

Bu üzüntü verici bir yanıyla da karşımızda yönetime gelmeye yönelik adım atan anlayışın ortaya koyduğu, metodun sadece şu olduğunu görüyoruz; kararlamak, aşağılamak. Ne inancımıza ne evrensel değerlere uygun olmayan kişilere, siyasi partilere ya da bu insanlara ben Allah akıl versin diyorum. Akla, tekniğe, eğitime ihtiyacı olanları da İSMEK’e bekliyorum.

Kendisine ait olduğunu, kendisinin yönetme hakkı olduğunu düşündüğü ve yanıldığı bir şehrin gerçek sahibine, 16 milyon İstanbulluya kazandıralı beş yıla yakın bir zaman oldu. Bu böyle devam edecek. Bu şaşkınlık, bu yanılgı hala devam ediyor ve bunu bir türlü aşamadılar.”

Paylaşın

İBB Başkanı İmamoğlu: Bu Dönem Gitmeye Niyetimiz Yok

Katıldığı bir etkinlikte yerel seçimlere ilişkin değerlendirmede bulunan İBB Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Belediye Başkanı seçimle gelir, seçimle gider. Bizim bu dönem gitmeye niyetimizi yok onu söyleyeyim de” dedi ve ekledi:

“Biz önce sizin gönlünüzdeki sevgi ve saygıya talibiz, oy sonradan gelir. Bize vereceğiniz her oy bizi daha da güçlendirir. Ben sizin emanetçinizim sizin her kuruşunuza sahip çıkacağım. Bizim bütçemiz bereketli bütçe, israfa, ranta, parayı çarçur etmeye son.

Bu şekilde işimize son gaz devam edeceğiz. İstanbul için başta deprem meselesi için daha büyük hedefler koyacağız. Yeni dönemde yüzbinlerce yurttaşımızı güvenli konutlarına kavuşturmak için kolları sıvadık, bu göreve talip olduğumu bir kez daha söylüyorum.”

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, KİPTAŞ Kartal Kaper Sitesi yer belirleme kura töreninde açıklamalarda bulundu. İmamoğlu, yerel seçimler ve olası İstanbul depremine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İmamoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Bu hızla devam edersek 80 yıl da geçse İstanbul’u depreme hazırlayamayacağımızı gördük. Başka yöntemler devreye aldık. Bu işler böyle olmayacak hızlı olmak zorundayız. Ama hızlı olmak hata yapmak demek değildir. Ben her birinizin yuvasının sağlam olmasıyla kafamı yastığa daha rahat koyabiliriz.

Bir kanuna, hukuksal zemine ihtiyacımız var. Bütün kurum ve kuruluşların birlikte çalışmasına ihtiyacımız var. Kamu bankaları kapılarına sonuna kadar açmalı. Bu işin partisi, siyaseti olmaz. Ben bunu görüyorum ve ayıplıyorum ama bunun üstesinden geleceğiz.

Kiptaş, sabit taksitle sosyal konut üreten tek kurum oldu. Hızlı tarama yöntemini bakanlığa da önerdik ama önemsiz buldular. 113 bin yapıyı ziyaret ettik, 35 bine yakınında inceleme yapma zorunluluğu doğdu. Seçim dönemi iş açıklayan, proje açıklayan, finans kaynaklarını açıklayan anlayıştan utanıyorum.

İstanbul Belediye Başkanlığı kimin? 16 milyon İstanbullunun. Belediye Başkanı seçimle gelir, seçimle gider. Bizim bu dönem gitmeye niyetimizi yok onu söyleyeyim de… Biz önce sizin gönlünüzdeki sevgi ve saygıya talibiz, oy sonradan gelir. Bize vereceğiniz her oy bizi daha da güçlendirir. Ben sizin emanetçinizim sizin her kuruşunuza sahip çıkacağım.

Bizim bütçemiz bereketli bütçe, israfa, ranta, parayı çarçur etmeye son. Bu şekilde işimize son gaz devam edeceğiz. İstanbul için başta deprem meselesi için daha büyük hedefler koyacağız. Yeni dönemde yüzbinlerce yurttaşımızı güvenli konutlarına kavuşturmak için kolları sıvadık, bu göreve talip olduğumu bir kez daha söylüyorum.”

Paylaşın

İBB Başkanı İmamoğlu: Hedefimiz 5 Yıl Daha Yetki Almak

31 Mart 2024’te yapılması planlanan yerel seçimlere ilişkin konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Hedefimiz de 2024’te 5 yıl daha yetki almak. 2029’da da almak, 2034’te de almak…” dedi ve ekledi:

“Sosyal demokrat anlayış, halkını düşünen anlayış kazanmalı. Çünkü bizim kazandığımız anlayışla, kaybeden yok. Bazı insanların kazandığı anlayışta ise onların dışındaki herkes kaybediyor, bir avuç insan kazanıyor. O bakımdan biz artık meseleye bu gözle bakıyoruz.”

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesine de değinen İmamoğlu, her an bir görüşme gerçekleştirebileceklerini söyledi. ABB Başkanı Mansur Yavaş’ın Akşener’i ziyaret etmesi hakkında ise “Mansur Yavaş başkanımızın da Meral Akşener’i ziyaret etmesi kadar da doğru ve güzel bir şey yok” yorumunda bulundu.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Küçük Ölçekli Balıkçılara Koruyucu Donanım Malzemesi Dağıtımı Töreni”nde bir kez daha yeniden aday olacağı mesajını verdi.

Birgün’ün aktardığına göre; Ekrem İmamoğlu, “Enflasyonun tavan yapmasına rağmen, yaptığımız birçok hizmetin engellenmesine rağmen ne oluyor? Bizim bütçemizden bereket fışkırıyor. Biz hizmetlerimizi onun için büyütüyoruz. Hedefimiz de 2024’te 5 yıl daha yetki almak. 2029’da da almak, 2034’te de almak” dedi.

Konuşmasına başlarken bugünün 24 Kasım Öğretmenler Günü olduğunu hatırlatan ve “Buradan bütün öğretmenlerimizin ellerinden öpüyorum. Onların sayesinde biz, bugün buradayız. Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün huzurunda saygıyla, minnetle eğiliyoruz” diyen İmamoğlu, daha sonra şunları söyledi:

“Denizlerimizin temizliği ve balıkların korunması çok önemli. Gerçekten görevimizin çok özel anları var. Üreten İstanbul noktasında, tarıma verdiğimiz, balıkçılığa verdiğimiz bu gibi katkıların çok karşılık bulduğunu görüyorum. Örneğin; köyünde eken-biçen insan sayısı o kadar azalmıştı ki şimdi ziraat odalarının sayılarına göre, artık İstanbul’un köylerinde eken-biçen sayısı, bizim tohum desteklerimizle birlikte 10 katını geçti.

Demek ki siz fırsat verirseniz İstanbul’un tarlalarında da bereket fışkırır, denizinde de bereket fışkırır. İstanbul’un tam anlamıyla bir balık şehri olduğunu zaten biliyoruz. Ve bunun yaşatılması konusunda özenli gayretimizi, daha da büyüterek de devam edeceğiz.

İstanbul genelinde, küçük ölçekli balıkçı teknelerinin tüm tekneler içindeki oranının yüzde 91. Ancak bu teknelerin toplam üretimin ancak yüzde 10’unu gerçekleştiriyor. İyi ki bu desteği veriyoruz. Onların işini bir miktar kolaylaştırıyoruz. Ekonomik koşullar çok ağırlaştı. Az önce değerli başkanımız da ifade etti. Belki teknesinin mazotunu bile alamıyor esnafımız. Hayat, öyle enteresan bir boyut evrildi ki cebimizdeki para küçüldükçe küçüldü. Gelirimiz, harcamalarımız karşısında ne yazık ki küçüldükçe küçüldü. Bu kötü ekonomi yönetiminin bizi taşıdığı boyuttur.

Bundan, bu kusurdan kimse sıyrılamaz. Dünyada savaşın içinde olan ülkeler bile ekonomisini büyütebiliyorsa ya da enflasyon altında halkını ezdirmiyorsa, biz, Türkiye Cumhuriyeti olarak, neredeyse üç haneli enflasyon rakamlarına tırmanmışsak, bu tam bir basiretsizlik, tam bir beceriksizliktir. Bunun başka bir adı yok. Bu bağlamda insanlarını aldatan, teknikten, bilimden uzaklaşan bir uygulama süreci ülkemizi kötülüklere, ekonomik sıkıntılara doğru sürükler. Hatta Allah korusun, batırmanın eşiğine kadar getirebilir.

Kendi yönetim anlayışlarımız ortak akla dayanıyor. Bu noktada biz, kentimizin insanlarıyla konuşuyoruz. Biz aslında bunların icadını yapmış değiliz. Benim yönetici dostlarım, müdürlüğünden daire başkanlığına, genel sekreter yardımcılığından iştiraklerimize bütün vatandaşlarımızla konuşuyoruz. Derdiniz ne? Sıkıntınız ne? Biz hangi sıkıntınıza derman olabiliriz? Hangi probleminize ilaç olabiliriz? Öyle değil mi anneciğim? Onu soracağız. Annemin derdini sormadan, ben buradan ona bakarak nasıl anlayabilirim? Ona soracağım, onu dinleyeceğim ve çözüm bulacağım. Bizi, millet bunun için seçiyor.

Kamu hizmeti kültür olarak değişmeli. Kötü bir yere geldi. Kamuya seçilen birileri, sanki oranın mülk sahibiymiş gibi, kendi malını yönetiyormuş gibi… Hayır. Milletin malını yönetiyoruz. O bakımdan biz, ihtiyacı olan insanlarımıza, destek gruplarına veya insanlarımızın belli kesimlerine bu tarz ihtiyaçlarını karşılayıcı hizmetleri sunmaktan büyük onur ve gurur duyuyoruz.

Milletin malıyla, milletin sorununu çözme çabasıdır. Ve bunu yapınca ne oluyor biliyor musunuz? Vallahi de billahi bu kadar sıkıntılı döneme rağmen, ekonominin bu kadar problemli bir zaman diliminde olmasına rağmen, enflasyonun tavan yapmasına rağmen, yaptığımız birçok hizmetin engellenmesine rağmen ne oluyor? Bizim bütçemizden bereket fışkırıyor.

Biz hizmetlerimizi onun için büyütüyoruz. Hedefimiz de 2024’te 5 yıl daha yetki almak. 2029’da da almak, 2034’te de almak… Sosyal demokrat anlayış, halkını düşünen anlayış kazanmalı. Çünkü bizim kazandığımız anlayışla, kaybeden yok. Bazı insanların kazandığı anlayışta ise onların dışındaki herkes kaybediyor, bir avuç insan kazanıyor. O bakımdan biz artık meseleye bu gözle bakıyoruz.

“İstanbul’u israftan, ranttan kurtardık”

Halk Süt, Halk Bakkal ve 0-4 yaş arası bebeği olan annelere ücretsiz toplu ulaşım imkanı tanıyan Anne Kart uygulamaları gibi hizmetleri bu anlayışla yerine getiriyoruz. 2019 seçim meydanlarında, en az iki-üç kez, ‘Sen kimin parasını kime dağıtıyorsun’ diye Sayın Cumhurbaşkanımız İstanbul’da bana sormuştu. Ben de ona cevap vermiştim. Aynı şeyi devam ettiriyoruz. ‘Vallahi de billahi de milletin parasını millete dağıtıyoruz.’ Bu kadar net.

Çok şükür israftan, ranttan bu şehri kurtardık. Milletin parseline imar veren bu anlayıştan, bu şehrin belediyesini kurtardık. İstanbul’un bereketini kaçırdılar. Biz, bereketini geri getirdik. Çünkü biz, çocukluğumuzdan beri birinin sofrasını yerde gördük mü, ona ilk lafımız şu olmuştur: Bereketli olsun. Bereketli olsun deriz değil mi? Bereketin bol olsun. İnşallah hepimizin bereketi bol olsun. İnşallah sizlerin destekleriyle, sandıklardaki oy bereketimiz de çok büyütsün.”

Konuşmaların ardından katılımcılarla anı fotoğrafı çektiren CHP Genel Başkan Yardımcısı Demir ve İBB Başkanı İmamoğlu, küçük ölçekli balıkçılara, balıkçı tulumu ve balıkçı çizmesinden oluşan koruyucu donanım desteği hizmetini başlattı.

Paylaşın

İmamoğlu, ‘Değişim Manifestosu’nu Yayımladı: İktidar İçin…

14 ve 28 Mayıs seçimlerinde beklenen sonucu elde edemeyen CHP’de ‘değişim’ tartışmaları devam ederken, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, ‘değişim manifestosu’nu yayımladı. Manifestoda, “Bir yandan mevcut iktidarın sorumlu olduğu bu durumun kalıcılaşması ve toplumsal kutuplaşmanın derinleşmesi riskini yaşıyoruz, diğer yandan da, etkin ve iktidar alternatifi olmayı başaramayan bir muhalefet yapısıyla karşı karşıyayız” denildi.

Haber Merkezi / “Seçimlerde Türkiye’nin değişim fırsatı kaçırıldı” denilen manifestoda, şunlar kaydedildi: “Muhalif seçmenin değişim talebi karşılanamadı. Rejimi değiştirecek güven ve umut tesis edilemedi. Ekonomik krizin yakıcı etkileri nedeniyle iktidarın en zayıf olduğu koşullarda hem parlamento hem de Cumhurbaşkanlığı seçimleri kaybedildi. Sonuçta değişim talep eden kesimlerde çok büyük bir hayal kırıklığı ve umutsuzluk ortaya çıktı.”

Manifestoda, “Muhalefette değişimin anahtarı Cumhuriyet Halk Partisi’dir. CHP’de başlayacak kararlı bir değişim iradesi; politik tutumları sorgulamayı ve parti içi demokrasiyi kurumsallaştırmayı başardığı ölçüde muhalefetin genelinde bir yenilenme ve muhalefet evrenini büyütme iradesi ortaya çıkaracaktır” vurgusu yapıldı.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, değişim manifestosunun yer aldığı “iktidaricindegisim.org” adresli siteyi paylaştı.

İmamoğlu, paylaşımında, “Değişime davet: CHP’de değişim, Türkiye’de değişim, iktidar için değişim sürecine katılımınızı, görüş ve önerilerinizi bekliyoruz” dedi. İmamoğlu’nun paylaştığı internet sitesinde ‘değişim’ çağrısı yapılan manifestoya yer verildi:

“Türkiye Cumhuriyeti ikinci yüzyılına girerken ekonomisiyle, demokrasisiyle, adaletiyle hak ettiği yerin çok uzağında. 20. Yüzyıla dünyanın ezilen uluslarına ilham kaynağı olmuş bir kurtuluş mücadelesiyle giren ve cumhuriyetle millet egemenliğini vazgeçilmez ilke kılan ülkemizde; 21. Yüzyılın ilk çeyreğinde millet egemenliği zayıflamış, devlet ve demokrasi dejenere edilmiş, halk fakirleşmiş, adalete güven kaybolmuş bir durumda. Bir yandan mevcut iktidarın sorumlu olduğu bu durumun kalıcılaşması ve toplumsal kutuplaşmanın derinleşmesi riskini yaşıyoruz, diğer yandan da, etkin ve iktidar alternatifi olmayı başaramayan bir muhalefet yapısıyla karşı karşıyayız.

Demokrasinin asli bekçileri

Devletin dejenere edildiği son yıllarda Türkiye’nin muhalif partileri demokrasinin korunmasında yetersiz kaldılar. Oysa ki siyasi partiler demokrasinin asli bekçileridir; demokrasiyi koruma ve geliştirme sorumlulukları vardır. Muhalefet vatandaş için sadece bir alternatif değil, aynı zamanda demokrasi için vazgeçilmez bir denge ve denetleme unsurudur.

Öte yandan, Türkiye muhalefetinin 2018’den beri çok önemli bir ittifak tecrübesi geliştirdiği görmezden gelinemez. Birleşe birleşe büyüyerek ülkeyi demokratikleştirmek için geliştirilmiş bu önemli adımlarla; zamanın ruhuyla uyumlu biçimde, demokrasi, adalet ve sosyal refah hedefleriyle cumhuriyetin ikinci yüzyılına dair vizyoner bir çaba ortaya kondu. Toplumun farklı kesimlerine açılmayı ve her siyasi kökenden yurttaşı demokrasi vizyonuyla buluşturmayı hedefleyen bu önemli tecrübe, tarihimizde bir ilk oldu.

Siyasi partiler demokrasinin asli bekçileridir; demokrasiyi koruma ve geliştirme sorumlulukları vardır.

Değişim fırsatı kaçırıldı

Ancak bu vizyon ve politikalarla girilen seçimlerde Türkiye’nin değişim fırsatı kaçırıldı. Muhalif seçmenin değişim talebi karşılanamadı. Rejimi değiştirecek güven ve umut tesis edilemedi. Ekonomik krizin yakıcı etkileri nedeniyle iktidarın en zayıf olduğu koşullarda hem parlamento hem de Cumhurbaşkanlığı seçimleri kaybedildi. Sonuçta değişim talep eden kesimlerde çok büyük bir hayal kırıklığı ve umutsuzluk ortaya çıktı.

Bu büyük mağlubiyetin sorumluluğunu hiçbir biçimde seçmene yükleyemeyeceğimiz gibi, yarınları adına kaygı duyan her vatandaşın gördüğü bu yalın gerçeği kabul etmeden ve yenilginin nedenleriyle yüzleşmeden gelecek için sağlıklı değerlendirmeler yapamayız.

Toplum muhalefetten değişim bekliyor

Geldiğimiz noktada; Türkiye’nin geleceği için akılcı bir yaklaşıma ihtiyaç vardır. Değişimin temeli hiç kuşkusuz toplumsal taleptir. Sabırlı ve aklı öne koyan ama, bir o kadar da kararlı bir tutumla değişimin gerçekleşmesi pekala mümkündür. Bu ihtiyaç ortadayken, hiçbir şey olmamış gibi davranmak, eski yanlışlarda ısrar etmek, yenilgiden acı çeken milyonlarca vatandaşın duygularını anlamamak demektir.

Ülkemizin sürdürülebilir biçimde kalkınması, vatandaşlarımızın refah ve medeniyet yarışında hak ettiği noktaya erişmesi, devletimizin adil ve demokratik bir devlete dönüşmesi için muhalefet güçleri olarak değişmek ve çok güçlü bir alternatife dönüşmek zorundayız. Zira Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girerken vatandaşın iktidarın merhametine terk edilmesi telafisi mümkün olmayan riskler doğuracaktır.

Sabırlı ve aklı öne koyan ama, bir o kadar da kararlı bir tutumla değişimin gerçekleşmesi pekala mümkündür. Muhalefette değişimin anahtarı Cumhuriyet Halk Partisi’dir.

Muhalefette değişimin anahtarı Cumhuriyet Halk Partisi’dir. CHP’de başlayacak kararlı bir değişim iradesi; politik tutumları sorgulamayı ve parti içi demokrasiyi kurumsallaştırmayı başardığı ölçüde muhalefetin genelinde bir yenilenme ve muhalefet evrenini büyütme iradesi ortaya çıkaracaktır.

Değişime davet

Muhalefetteki değişim ve dönüşüm süreci, toplumun tüm kesimlerinin ortak geleceğine destek olacaktır. Bu mecra, “Nasıl bir Türkiye, nasıl bir CHP, nasıl bir siyaset, nasıl bir muhalefet?” sorularına yanıtlar aramak ve mümkün olan en yüksek sayıda vatandaşı değişim sürecine katılmaya davet etmek üzere tasarlanmıştır. Zira demokrasiyi geliştirmek, özgürlükleri korumak ve refahı artırmak sadece siyasi partilerin değil, aynı zamanda seçmenlerin de görevidir. Bu nedenle değişim sürecinde her coğrafya ve katmandan vatandaşımızın sesine kulak vermeyi, onların talep ve isteklerini siyasal zemine taşımayı olmadan olmaz bir görev kabul ediyoruz.

Bu mecra, mümkün olan en yüksek sayıda vatandaşı değişim sürecine katılmaya davet etmek üzere tasarlanmıştır.
Değişerek iktidar olma, ülkemizi demokrasi ve uygarlık yolunda yukarıya taşıma hedefiyle çıktığımız bu yol, tüm vatandaşlarımızın katılımına açıktır. Bu topraklarda birlik ve beraberlik içinde kardeşçe yaşamak, özgür ve müreffeh bir toplum, adil bir paylaşım sistemi ve demokratik bir devlet isteyen her vatandaşımızı bizlerle iletişim kurmaya, aşağıdaki butonu tıklayarak ulaşılacak form üzerinden değişimle ilgili görüş ve önerilerini paylaşmaya davet ediyoruz.”

Paylaşın

İmamoğlu: Böyle Giderse Yerel Seçimleri Kazanamayız

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, muhalefet bileşenleri olarak 21 yıllık iktidarın en zayıf olduğu bir dönemde hem Meclis hem de Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kaybettiklerini belirterek, çaresizlik ve ümitsizliğin Türkiye’yi giderek muhalefetsiz bir otoriterliğe doğru sürüklediği uyarısı yaptı.

Haber Merkezi / Bu tablonun devamı durumunda yerel seçimlerde de başarı şansının kalmayacağını söyleyen İmamoğlu, “Bir bütün olarak kendimizi, partimizi, muhalefeti yeniden inşa etmemiz en acil ve en hayati ihtiyaçtır. Sadece vitrinimizi ve söylemimizi değiştirmek yetmez” diye konuştu.

“CHP’yi topluma açarak örgütümüzü gençleştirmeliyiz. Parti içi demokrasi vazgeçilmez prensibimiz olmalı. Değişmek zorundayız” diyen İmamoğlu, 81 il başkanının bugün yaptığı açıklamayla ilgili olarak ise “İl başkanları açıklaması dört il başkanı tarafından hazırlandı diye biliyorum. Böyle bir açıklamanın yerine değişim sürecine yönelik bir yol haritası metni olabilseydi… Bu metni 81 il başkanının kabul ettiğini düşünmüyorum” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, “İstanbul’a Hizmette 4. Yıl” sunumu gerçekleştirdi.  İmamoğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Her yıl dönümünde olduğu gibi insanlarımıza olan biteni anlatmak, insanlarımızla raporlarımızı paylaşmak, bir yılın hesabını verirken bir sonraki dönemin hangi adımları içerdiğini onlarla paylaşmak sorumluluğunu yerine getiriyoruz.

Belki de tarihinde ilk kez İstanbul kendi ürettikleriyle en fazla meşgul olması gereken kurumla yani İBB ile ilk defa bu kadar iç içe oldu. 2019 öncesinde olan bitenin vatandaşın hiç gündeminde olmadığı bir zaman dilimi var iken 2019’dan bu yana ortaya koyduğu toplantıların her aşamasını kamuoyuyla paylaşmanın gururunu ve onurunu yaşıyoruz.

Seçim bittiği andan itibaren gerçekten evet ben CHP’nin bir ferdiyim ve partime layık olmayı çok önemsediğimi herkes bilir ama seçildiğimiz andan itibaren devletimizin bir kurumunu yönetmenin tüm gereklerini, etik olarak, kurallarıyla yerine getirmenin sorumluluğunu taşıma bilinciyle partizanlığı asla kapıdan içeri sokmadan, vatandaşına layık olma bilincini ortaya koyma mücadelesinde olduğumuzu söylemek isterim.

4 yıl önce İstanbul ve Türkiye sizlerin de katkılarıyla, vatandaşların kararıyla, yeni bir döneme atışıyla beraber neler yaşadığını ve hissettirdiğini sunmaya başlamak istiyorum. Aynı zarftan çıkan 4 oydan yalnızca birini geçersiz ilan edip vatandaşın iradesini yok sayanlar kendilerini ne yazık ki kendini ülkenin sahibi zannedenler o gün aslında güçlü bir şekilde derslerini aldılar.

Anladılar ki hiçbir güç milletin iradesi üzerinde değildir. Milletimiz o gün o demokrasi dersini vermeseydi Türkiye gerçekten çok daha karanlık günlere girerdi; milletimizi çok kötü yıllar bulurdu. 23 Haziran bu ülkeyi hukuk ve demokrasi rotasında tutma iradesinin mutlak zaferidir.

Yaptığımız her işi özenle saygıyla aidiyet duygusuyla yapıyoruz, onun için ortak aklı ve ortak iradeyi arayarak katılımcı mekanizmaları sonuna kadar işleterek birlikte karar alıyoruz.

İBB’nin bütçesini inanınız bir evin içindeki bütçe gibi aile bütçesi hassasiyetiyle yönetiyoruz. Her bir kuruşu bu kadim kent için harcıyoruz. Bu şehirde eski yanlışları kapalı devre bir avuç insanın yönettiği anlayışı silip atıyoruz. Asla ama asla israfa geçit vermedik vermiyoruz.

Trafik sorununu çözmek için kent içi hareketliliği ve yaşam kalitesini arttırmak için yatırımların aslan payını metroya ayırdık, ayırmaya da devam ediyoruz. İhmal edilmiş yılların farkını kapatmak zorundayız. İstanbul tarihinin yıllık bazda en çok metro üreten yönetimiyiz. Bu sadece şehrimiz ve ülkemiz için değil dünya için de önemli bir rekordur. 3.5 yılda toplam 46 istasyona sahip 46.2 km uzunluğunda 5 metro ve tramvay hattını hizmete açtık. Halen 8 metroda inşaatlarımız hızla devam ediyor.

3.5 yılda bir hükümetin bir yerel yönetime çektireceği ıstıraplar noktasında akla hayale gelmeyen süreçlerin altını çizelim. Düşün ki Türkiye’nin en önemli üç kamu kurumundan birisi İBB’nin devletin finansa kuruluşlarından bir kuruş dahi kredi alamadığı bir 3.5 yıl. Borçlanmalarda engellendiği bir 3.5 yıl. Pandemiden bahsediyoruz, ekonomik kriz döneminden bahsediyoruz, böylesi bir dönemde bahsettiğim güçlü yatırımları İstanbul’a kazandırdık.

Herkesin artık çok iyi bildiği, asla anlamlandıramadığı, komik durumlara düşürerek engellemelerini izlediği taksi sürecinde de 2800 taksi dolmuşun, yeni nesil taksilere dönüşümünü sağladık ve başardık. Umuyorum bu anlamsız ve iyi niyetli olmayan duruşlarından vazgeçerler.

Yıllardır belediyenin kendi yönetiminin çoğunluğunun olduğu bir UKOME mekanizmasına müdahale ederek oradaki çoğunluğu ele alarak sözüm ona İBB’nin ulaşımla ilgili iradesini sektere uğratıp işlerini engelleme çabasını ortaya koyma marifeti… İnanın akla sığmayacak işler bunlar.

2019’da göreve geldiğimizde deniz şehri İstanbul’da sadece 20 hatta şehir hatları vapurları çalışıyordu. Bunu tam yüzde 70 artışla 34 hatla vapurlarımızın halkımıza hizmet vermesini sağladık. 50 adet deniz taksiyi kendimiz üreterek hizmete sunduk.

Çöpten elektrik üretimini yüzde 55 artırarak, 2.5 milyon İstanbullunun bir yıllık enerji ihtiyacını üretiyor hale geldik.

Yeşil İstanbul hedefimiz doğrultusunda kent ormanları yaşam vadileri korular açıldık. Bunların bir kısmı unutulmuş vadiler dere kenarlarıydı bir kısmı unutturulmak istenmiş ormanlar veya alanlardır. Toplam 7.5milyon metrekareden fazla gerçek anlamda aktif yeşil alanı kentimize kazandırmanın gururunu yaşıyoruz. Tam 52 tane daha Gülhane Parkı büyüklüğündeki yeşil alanı İstanbulluların hizmetine sunmuş olduk.

Biz İstanbul’un her konusuna hassasiyetle eğiliyoruz. Tarihini kültürünü bir aile yadigarı olarak görüp o duyguyla sahip çıkıyoruz. Geride bıraktığımız 4 yılda tam 630 yapıyı restore ettik. Art İstanbul Feshane, ki bu akşam açılışını yapıyoruz muazzam bir yer oluyor.

Anne kart ile 4 yaşına kadar çocuğu olan ve ne yazık ki bu şehrin gezemeyen yine ben seçimlerde sayın cumhurbaşkanı ifadesiyle ‘kimin parasını kime veriyorsun’ diye tabiri caizse bizi eleştirdiği bir hizmetin tam 532 bin anneye ulaştığını ve 4 yaşına kadar çocuğu olan bu annelerin çocuklarıyla birlikte ücretsiz seyahat ettikleri, bu zor ekonomik koşullarda onların bütçesine bir dirhem de nefes aldıran bir proje hayata geçirdiğimizin özellikle altını çizmek isterim.

Onların tarihlediği ‘fetret devri’nin adı 16 milyona göre “büyük atılım devri”dir. Bu nu atılımcı bir İstanbul’a dönüştürme konusunda kararlıyız. Gerçekten yaptıklarımızın listesi uzar gider.

İstanbul’un yakın tarihi öyle büyük ihmal ve ihanetlerle dolu ki gerçekten şehrimiz adına zaman kaybetme lüksümüzün olmadığını biliyoruz.

“Değişim” mesajı

Her değişim bir zihniyet devrimiyle başlar biz İstanbul’da vatandaşın şehre ve yerel yönetime bakış açısını değiştirdik. İstanbullular artık daha azına razı olmayacak: Yapılan her işte insana saygı şehre özeni talep edecek, bu şehirde bunsan böyle liyakat hakimdir diyecek.

Bir avuç insanın eşi dostu değil, ya da bir kesimin mutlu edildiği değil milletin mutlu edildiği bir süreci her zaman isteyecek. Yapılan her işte şeffaflığı katılımcılığı talep edecek. İstanbullular artık daha azına asla razı olmayacak. İsrafa ihmale partizanlığa geçit vermeyecek. Değişim eldekiyle yetinmeme daha azına razı olmama duygusuyla başlar. İktidarlar bu duyguyu kaybettirmeye çalışırlar.

İşe yaramadı. Vakti gelmiş değişimin önünde asla durulamaz. Gücü iktidar dayanağı ne olursa olsun göreceksiniz asla değişimin önünde duramaz. 23 Haziran bu gerçeğin kanıtlandığı önemli günlerden biridir. 23 Haziran buşehir için bir demokrasi zaferidir.

“Toplumsal kesimler arasında kutuplaşma ne yazık ki olabildiğince derinleşmiş, adalete güven tükenmiş halde. Bu haliyle ülkemiz demokratik dünyadan ne yazık ki çokça uzaklaşmış durumunda. Muhalefet bileşenleri olarak 21 yıllık iktidarın en zayıf olduğu bir dönemde hem meclis hem de cumhurbaşkanlığı seçimlerini ne yazık ki kaybettik. Vatandaşın değişim talebine cevap veremedik. İktidarı değiştirecek bir güven ve umut ortamını ne yazık ki oluşturamadık.

“Bugün içinde olduğumuz tablo sadece bir seçim yenilgisi tablosu değildir. Çaresizlik ve  ümitsizlik Türkiye’yi giderek muhalefetsiz bir otoriterliğe doğru sürüklediğini hep birlikte görmek zorundayız.

Muhalefetsiz rejimlerde vatandaşlar iktidarların merhametine terk edilir. Toplumun bizden esaslı bir çaba değişim ve güçlü bir yolculuğu beklediğini biliyoruz, bu değişimi gerçekleştirmek zorundayız. Vatandaşlarımızın beklentisini karşılamak zorundayız, yoksa asla ve asla bu şekilde davranırsak bulunduğumuz mevzileri de koruyamayız.

Daha da kötüsü uzunca bir süre toplumsal muhalefetin değişim arzusunu ve umudunu kolay kolay yeniden harekete geçirmekte çok büyük güçlük çekeriz. Bu tablo devam ederse önümüzdeki yerel seçimlerde de elde etmeyi arzu ettiğimiz o üstün başarıyı elde etmekte zorluk yaşarız. Türkiye muhalefetini hep birlikte buradan çıkartmak zorundayız. Bunu çıkartmak yine her zaman olduğu gibi CHP’nin göstereceği kararlı değişim iradesine bağlıdır.

Bir bütün olarak kendimizi, partimizi muhalefeti hep birlikte güçlendirmek yeniden inşa etmek ve kazanacak bir modeli hayata geçirmek zorundayız. En acil ve hayati ihtiyaç budur. Sadece vitrinimizi ve söylemimizi değiştirmenin yetmeyeceğini hepimiz biliyoruz.

Parti içi demokrasi vazgeçilmez prensibimiz olmalıdır. Değişmek zorundayız. Değişime direndiğimiz her dakika toplumla aramızdaki mesafeyi açtığımızı unutmamalıyız.”

Soru Cevap

Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan İmamoğlu yarın 2019’daki İstanbul yerel seçiminin yıldönümü için yapacağı mitinge hem CHP lideri Kılıçdaroğlu’nu hem de İYİ Parti lideri Akşener’i davet ettiğini fakat henüz bir geri dönüş alamadığını belirtti.

İl başkanlarının ortak açıklamasının dört il başkanı tarafından kaleme alındığını ve tüm il başkanlarının aynı fikirde olmadığını söyleyen İmamoğlu, “İkili konuşur gibi bir metin yazılmaz. Örgütün il başkanı fikri sorulacak kişi değil, fikir sorulması için zemin hazırlaması gereken kişidir” dedi.

İmamoğlu değişim hakkındaki bir soruya ise “Mevcut durum bu 2023 seçimini kazanamadı, daha öncekileri de kazanamadı. Ben nasıl kazanılacağını az çok biliyorum” diye yanıt verdi:

“Toplum muhalefetin genelinden bir yenilenme ve dönüşüm beklemektedir. Yeni ittifakların toplumda güven tazelemesi ve iktidar umudunu diri ve enerjik tutması bir zarurettir. Değişemeyen ve dönüşemeyen bir muhalefet iktidarı da değiştiremez.”

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu’nun açıklamaları hakkında ise “Parti içinde siyasi yasağımın konuşulması çok vasat. Bu kişi bunu anlamsız ve gereksiz zamanlarda birden fazla kere dile getirmiştir. Bu konuda genel başkanımızın gereğini yerine getireceğini düşünüyorum” dedi.

İmamoğlu “Genel başkan olursanız, kaç seçim kaybedince görevi bırakırsınız” sorusuna “Kişisel olarak bir kaybetme deneyimim olmadığı için sorunuzu yanıtlayamayacağım” cevabını verdi.

Paylaşın

İBB Başkanı İmamoğlu: Karamsarlığa, Yılgınlığa Yer Yok

Demokrasi Neferleri Buluşması’nda konuşan İBB Başkanı İmamoğlu, “28 Mayıs’a unutmayın çok daha güçlü gidiyoruz. Bu çerçevede en önemli görevlerimizden biri sandık hakimiyetini sağlamak. Oylara sahip çıkmaktan söz etmiyorum. Sandık hakimiyeti diyorum. Bu çok daha önemli. Sandığa hakim olmak, seçimden önce başlayan bir süreçtir” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Her dakikası mühimdir. Sizler aynı zamanda az önce ifade ettiğim gibi mahallelerinizdeki sorumlu insanlarsınız. Seçim gününe kadar yürütülecek çalışmalarda göreviniz olduğunu lütfen unutmayın.

İmamoğlu, konuşmasının devamında, “Bizi sadece kendi yılgınlığımız ve karamsarlığımız yenebilir. Başka hiçbir güç yenemez. Onun için karamsarlığa, yılgınlığa yer yok. Bu ülkeye demokrasi getirmekten hiçbir güç bizi alıkoyamadı, alıkoyamayacak. Kimse bizim mücadele azmimizi ve irademizi yenemedi, yenemeyecek. Bizler bu ülkenin demokratları ve vatanseverleri olarak asla vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı yardımcısı adayı Ekrem İmamoğlu, Maltepe Sahil Etkinlik Alanı’nda Demokrasi Neferleri Buluşması’nda konuştu. İmamoğlu, “Bu hükümet milletimizden güvenoyu alamadı” dedi ve şunları söyledi:

“14 Mayıs seçimlerinin çok net bir sonucu var. Bu hükümet milletimizden güvenoyu alamadı. Bu seçmen iktidara bütün kullandığı imkanlara, baskısına, iftirasına rağmen dur seni seçmiyorum dedi. Bir çeşit yarı final maçı gibiydi. Eleyen elendi, final maçında bu iki liderin yanı sıra bir süreç, bir sistem sorgulanacak.

O sistemin gidişini isteyenler Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na oy verecek. Dolayısıyla bu önümüzdeki önemli final maçında kim ne yapmış ne demiş önemi yok. Bu yepyeni, sıfırdan bir maç.

28 Mayıs’a 0-0 başlayacağız. Vatandaşlarımız bu bir haftada ortaya koyacağı performansa göre değerlendirme yapacak. Milletimiz iktidarı kime vereceği konusunda yeni ve çok önemli bir değerlendirme yapacak. İkinci turun anlamı budur. Yani asıl seçim haftaya, final maçı haftaya. Doğru olan nedir? İlk turdan ders aldık. Ona göre bu süreçte ne gerekiyorsa yapacağız demektir.

Bir kirletme, yalan üretme politikası uygulanmıştır. Biz biraz suskun kalmışızdır. Ama biz artık onların yaptığı gibi yalanı, iftirayı konuşmayacağız. Ama onların yalanlarına, iftiralarına net cevapları vereceğiz, onlara haddini bildireceğiz.

Onun için 28 Mayıs’a unutmayın çok daha güçlü gidiyoruz. Bu çerçevede en önemli görevlerimizden biri sandık hakimiyetini sağlamak. Oylara sahip çıkmaktan söz etmiyorum. Sandık hakimiyeti diyorum. Bu çok daha önemli. Sandığa hakim olmak, seçimden önce başlayan bir süreçtir. Her dakikası mühimdir. Sizler aynı zamanda az önce ifade ettiğim gibi mahallelerinizdeki sorumlu insanlarsınız. Seçim gününe kadar yürütülecek çalışmalarda göreviniz olduğunu lütfen unutmayın.

Bizi sadece kendi yılgınlığımız ve karamsarlığımız yenebilir. Başka hiçbir güç yenemez. Onun için karamsarlığa, yılgınlığa yer yok. Bu ülkeye demokrasi getirmekten hiçbir güç bizi alıkoyamadı, alıkoyamayacak. Kimse bizim mücadele azmimizi ve irademizi yenemedi, yenemeyecek. Bizler bu ülkenin demokratları ve vatanseverleri olarak asla vazgeçmeyeceğiz.

“Bu iktidardan kurtulmak zorundayız”

28 Mayıs gecesi seçimi kazandığımızda millet kazanacak. Size söz! Bana gelip nasıl kazandınız diye sorduklarında, ‘bana sormayın, sandık başında demokrasi tarihi yazan gençlere sorun’ diyeceğim. Her şey çok güzel olacak.

Biz doğru bildiğimiz yolda sonunu düşünmeden yola çıkmış insanlarız. O gün sandıklarda 1 milyon kişi olacağız. Karamsarlığa, yılgınlığa yer yok. Unutmayın bu ülkeye demokrasi getirmekten kimse bizi alı koyamadı, koyamayacak. Onların Anadolu Ajansı numaralarını da biliyoruz. Onlar bize sökmez.

Bu iktidardan kurtulmak zorundayız, bu bir avuç insan dışında herkes mutlu olacak göreceğiz. Biz seçimi kazandığımızda millet kazanacak. Sandığı protesto etmenin, evde kalmanın maliyeti çok yüksek olacaktır. Mutlaka sandığa gidin ve oyunuzu kullanın. Oyunuzu kullanırken derin düşünün. Sadece kendinizi için değil çocuklarınız için düşünün.”

Paylaşın

İmamoğlu’ndan Muharrem İnce’ye Gönderme: Bu İş Dansla Müzikle Olmaz

Seçim çalışmaları kapsamında Bolu’da halka seslenen İBB Başkanı İmamoğlu, konuşmasında Memleket Partisi Lideri Muharrem İnce’ye göndermede bulunarak, “Gençler, oylarınızı bölmeyin, bu iş dansla müzikle olmaz” dedi.

Haber Merkezi / İBB Başkanı İmamoğlu, seçmenlere Köroğlu’nu hatırlatarak, “Şimdi bu meydanda Bolu Beyi değil, zalimliği değil direnişin yani Köroğlu’nun torunlarını görüyorum. Köroğlu iyiliği, özgürlüğü talep etmektir” diye seslendi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, seçim çalışmaları kapsamında Bolu’da seçmenlerle seslendi.

Ekrem İmamoğlu’nun konuşmasından satırbaşları şöyle:

“Dün Konya’daydım söz verdim. ‘Mevlana’nın şehrinden gittiğim her yere selam götüreceğim’ dedim; size de Konya’dan selam getirdim.

Sevgili dostlar haksızlıklar, hukuksuzluklar yapılabilir, eksiklikler, yanlışlar olabilir. Ama bir devletin yönetici kadrosu başındaki insan ya da bu işin yetkilileri yanışı övüyor ise yanlışı o kötülüğü güçlendiriyor ise Allah bu memleketin her insanını korusun.

Bunlar kötülüğe razı. Yeter ki bir oy alsınlar. Bir oy için her şeyi yaparlar. Bu akıl bizi partizan devlet şekline büründürdü. Parti her şey partinin başındaki her şey. Biz de ne diyoruz? Millet her şey; her şey çok güzel olacak diyoruz.

Pandoranın kutusunu her gün birisi açıyor. Her akşam başka birisinin yaşadıklarını dinliyoruz. Hani bir bakan istifa etmişti ve Maliye Bakanı bir tweet atmıştı; ‘At izi it izine karıştı. Sonumuz hayır olsun’ diye… Ne demek istediğini o zaman belki çoğumuz kavrayamamıştık. Ama bugün ayan beyan ortaya çıkıyor.

Bir an önce onlardan kurtulmamız lazım. Adıyamanlı bir kardeşimin yazdığı gibi biz hala enkazdayız. Devleti o hale getirdiniz ki bir kişinin talimatını bekleyip 48 saat müdahale yapılmasını engellediniz.

Gençler, oylarınızı bölmeyin, bu iş dansla müzikle olmaz.

Bunlar belki ilk dönemde güzel işler yaptılar ama sonrasında etrafındaki insanlar dağıldı gitti. Etrafındaki aklı başındaki güzel insanlar, kendi bakanları bile olanlarla çalışmayı reddediyor. Takip ediyorsunuz, bu kadar kötüler. Biz yeni bir dönem başlatacağız.

Öyle güzel bir dönem yaşatacağız ki size, ‘Allah’ım, Kemal Kılıçdaroğlu bizi nasıl bir kabustan uyandırmış, Allah razı olsun’ diyeceksiniz. Edison’un bile ampulü icat etmesinden pişman olduğunu biliyorum.”

Paylaşın

İmamoğlu: Bu Seçimi İlk Turda Kazanacağız, İkinci Tur Yok

Tokat’ta halka seslenen İBB Başkanı İmamoğlu, “Hilelere başvurdular, seçimi elimizden almaya kalktılar. Onları yuhalamayın. Onlar iyi bir demokrasi tokadı yediler, hâlâ kendilerine gelemediler. Oraya vekaleten atanan kişi gelecek diye ta Beylikdüzü’nden astığım portreyi kaldırdılar. O portrede Mustafa Kemal Atatürk köylü ile konuşuyor. O köylü Tokatlı Turhallı” dedi.

Haber Merkezi / İmamoğlu, konuşmasının devamında, “Bu seçimi ilk turda kazanacağız. İkinci tur yok. Milletçe sevdiğimiz bir söz var: Bugünün işini yarına bırakmayacaksın. Millet İttifakı olarak sandıklarda oy patlaması yapacağız. İstanbul’da nasıl hep birlikte sandığa koştuk, sandığa sahip çıktık. Türkiye’de de aynısını yapacağız. Milletçe kazanacağız. 86 milyon insan kazanacak” ifadelerini kullandı.

İBB Başkanı İmamoğlu, konuşmasını, “Ben Mustafa Kemal Atatürk’ten ilham aldım. Milletimin gözüne onun gibi bakıyorum. Memleketimin hiçbir insanı yoklukla sınanmasın. Hiçbir evladımız yatağa aç girmesin. Ramazan ayında dua ederiz. Ramazana layık olmaya gayret ederiz” sözleriyle devam ettirdi.

Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Merzifon ve Amasya’nın ardından Tokat’a gitti. Tokat’ta halka seslenen İmamoğlu’nun açıklamasından satır başları şöyle:

“Hilelere başvurdular, seçimi elimizden almaya kalktılar. Onları yuhalamayın. Onlar iyi bir demokrasi tokadı yediler, hala kendilerine gelemediler.

Oraya vekaleten atanan kişi gelecek diye ta Beylikdüzü’nden astığım portreyi kaldırdılar. O portrede Mustafa Kemal Atatürk köylü ile konuşuyor. O köylü Tokat’lı Turhallı. Ben Mustafa Kemal Atatürk’ten ilham aldım. Milletimin gözüne onun gibi bakıyorum.

Memleketimin hiçbir insanı yoklukla sınanmasın. Hiçbir evladımız yatağa aç girmesin. Ramazan ayında dua ederiz. Ramazan’a layık olmaya gayret ederiz. Tokat tarım şehri. Tokat Türkiye’nin en fazla göç veren şehirlerinden. Tokat bunu hak etmiyor. Hep birlikte çiftçimizi var edeceğiz.

Halkçı, demokrat, çiftçisini düşünen Millet İttifakı geliyor. 100 bin öğretmen atamasını göreve geldiğimizde hemen yapacağız. Şehirlerimizde ayrım yapmayacağız. Memleketten partizanlığı kaldıracağız.

14 Mayıs’ta biz hanımefendilere anneler günü hediyesi vermeye geliyoruz. Sevgili gençler bu ülkede emek, liyakat zinciri maalesef yerinden kopmuştur. O partiye üye olmamışsa işe girebilir mi o gençler? Biz bu düzeni ortadan kaldıracağız.

Bu ülkenin gençleri hayallerini bu ülkede, Tokat’ta, Zile’de, Erbaa’da kuracak. Gençleri özgür bırakmalısınız. Gençleri üretime davet etmek için onları iyi meslek sahibi yapacak fırsatlar vermelisiniz. Biz gençlerimizin yüzünü güldürecek, mutlu, umutlu edecek bir dönemi getiriyoruz.

Hak, hukuk, adaletin bütün zincirlerini kıran anlayışa karşı diyoruz ki: Güçlü bir demokrasi getireceğiz, halkımızla birlikte konuşacağız, halkımızla birlikte üreteceğiz, ülkenin zenginliğini 86 milyon insanla paylaşacağız. Bunların dönemi bir avuç insanla paylaşma dönemi.

‘İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır’ demişti. ‘İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder’ demişti. Son zamanlarda ilk kez doğruyu gördü. Bu seçimi kazanacağız. Bu seçimi ilk turda kazanacağız. İkinci tur yok. Milletçe sevdiğimiz bir söz var: Bugünün işini yarına bırakmayacaksın.

‘Oy patlaması yapacağız’

Millet İttifakı olarak sandıklarda oy patlaması yapacağız. İstanbul’da nasıl hep birlikte sandığa koştuk, sandığa sahip çıktık. Türkiye’de de aynısını yapacağız. Milletçe kazanacağız. 86 milyon insan kazanacak. Bunların kazanma dönemi bitti. Kazananlar kulübü değişti. Bir avuç insanın kazanma kulübü vardı. Şimdi 86 milyonun kazanma vakti geldi.

Tokat’la ilgili bir söz vardı: Sen sırtını Tokatlıya yasla başka bir şey düşünme. Tokatlılar sözünün eri, vatansever insanlardır. Doğru karar vereceğiz, asla bölünmeyeceğiz, ayrışmayacağız. Hedefimiz tek; bugünün işini yarına bırakmayacağız.

15 Mayıs sabahı çok önemli. Size söz veriyorum; 15 Mayıs sabahı kalktığınızda hava size başka güzel gelecek, yüzünüz gülecek, artık televizyonlarda saat başı konuşan yüzü asık bir insan görmeyeceksiniz. 15 Mayıs sabahı itibariyle her gün vatanı ve milleti için çok çalışan bir heyeti göreceksiniz.”

Paylaşın