Erzurum: İspir, Sırakonaklar Kilise Camii

Sırakonaklar Kilise Camii; Erzurum’un İspir İlçesi, Sarkıkonaklar (Hodiçor, Hodaçür) Köyü, Cücebağı Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Erzurum Kültür ve Tabiat varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 13.2.1986 tarih ve 1873 sayılı kararıyla tescil edilerek koruma altına alına alınmıştır.

Kilise, 1964 yılında Mimar Ş.Kuru Mehmed’in yaptığı değişiklikle camiye çevrilmiştir. Kesin yapım tarihi bilinmeyen kilisenin, hemen batısındaki mezarlık girişinin yanında, alınlıktan düştüğü anlaşılan ve aşırı derecede tahrip olmuş kitabeden seçilebilen harfler burada bir Ermeni mezarlığının varlığına dolayısıyla bir Ermeni yerleşmesine işaret etmektedir. Bu kitabeden hareketle yapının, Ermeniler tarafından inşa edilmiş olabileceği düşünülmektedir.

Yapının son derece düzgün kesme taş işçilikli mimarisi, özellikle de büyük boyutlu pencerelerin büyük blok taşlarla çerçeveli ve ampir üslupta alınlıklı formu, XIX. yüzyıl sonlarında Kars ve Ardahan’da inşa edilmiş Rus yapısı sivil mimarlık örneklerini akla getirdiği için, yapının XIX. Yüzyıl sonlarında inşa edilmiş veya onarılmış olabileceği de düşünülmektedir.

Yapının camiye çevrilmesiyle orijinal planı bozulmuş durumdadır. Apsis kısmındaki duvar payesi kalıntıları, iç mekanın üç nefli olarak düzenlendiğini göstermektedir. Batıda yer alan giriş bölümü, ikisi bağımsız, ikisi duvara birleşik ayakların taşıdığı, yuvarlak dört kemer üzerine oturan oval bir kubbeyle örtülmüştür. Girişten, 1964 yılında yapılan onarımla ahşap çatılı cami haline getirilen iç mekana girilir. Buradan yapının orijinal planını tespit etmek mümkün değildir.

Yapının doğusunda, dışa taşkın, içten ve dıştan yarım yuvarlak planlı apsisten batıya doğru, yapının yarısında bir duvar çekilerek bu kısım imam lojmanı haline getirilmiştir. Doğu ve batıda hem kilise içine hem de dışarıya açıklığı bulunan yuvarlak planlı, kubbeyle örtülü bölümler bulunmaktadır. Bu bölümlerin boyut ve apsise uzaklık bakımından pastoforium hücresi olamayacakları, ancak kilisenin özel mahiyette girişleri olabilecekleri düşünülmektedir. Bu yuvarlak planlı bölümlerin, dışa taşkın giriş bölümü ve apsisin dışa taşıntısıyla denge sağlaması, dört kollu bir haç formu göstermektedir.

İçeriden kilise duvarlarının üst kısımlarındaki konsol izleri, orijinal üst örtünün beşik tonoz olduğunu göstermektedir. Yapı, cephelerde yer alan yuvarlak kemerlerin birbirine bağladığı duvar payeleri ve yuvarlak kemerli büyük boyutlu pencerelerle hareketli bir görünüm sergilemektedir. Yuvarlak kemerlerin kesişim noktalarında düzgün kesme taşlardan yapılmış birer haç motifine yer verilmiştir.

Kalan izler, apsisin sağ ve sol üst köşesinde taştan, kalın silmelerle oluşturulan birer haç motifinin işlendiğini göstermektedir. Giriş bölümü ile yapı kütlesinin birleştiği noktalarda, aynı zamanda yuvarlak kemerlerin üzengi taşı başlangıcındaki küreler üzerinde kabartma olarak işlenmiş el motiflerine yer verildiği görülmektedir. Ana girişten geçtikten sonra sağda ve solda taştan birer kandillik bulunmaktadır. Kilise son derece düzgün, mermere yakın gri bir taşla inşa edilmiştir.

Paylaşın

Erzurum: İspir, Kadıoğlu Medresesi

Kadıoğlu Medresesi; Erzurum’un İspir İlçesi Merkezi sınırları içerisinde yer almaktadır. İspir Çayı’nın güneyinde, Tuğrul Şah Camii’nin güneydoğusunda, arazi kodunun yükselmesiyle kısmen aşağıda kalmış olan yapı, girişi ile dikkat çeken bir özelliğe sahiptir.

Medresenin girişi kuzeye bakmaktadır. Burada sivri kemerli taç kapı açıklığı içerisinde, basık yay kemer üzerinde altı satırlık nesih yapım kitabesi bulunmaktadır.

Kitabeye göre Medrese, H.1238 (M.1725-1726) yılında, Erzurum Müftüsü Kadızade Mehmed Efendi tarafından yaptırılmıştır. Kitabenin günümüz Türkçesi karşılığı şöyledir: “Bu şerefli Medreseyi hücrelerinde oturanlara ve başkalarına safi ilimlerin ve kâfi fenlerin okutulması ve bunların öğrenimleri için aslen ispirli, Erzurum şehri müftüsü Kadızade şöhretli Mehmed, sırf Allah’ın rızasını kazanmak için 1138 senesinde yaptırdı ve vakfetti.”

Kuzey-güney ekseninde; 19.20 x 22.90 m. boyutlarında, kareye yakın bir dikdörtgen alana oturan Medresenin giriş kapısı, kuzey cephenin doğusuna kaymıştır. Basık yay kemerli kapı girişinden sonra, basık, tonoz örtülü bir koridor, ortada çıkrıklı kuyunun bulunduğu dikdörtgen düzenlemeli avluya götürür. Avlunun; girişe göre sağında, bir kapı bir penceresi ile avluya, bir penceresi ile de kuzeye bakan beşik tonoz örtülü bir hücre bulunmaktadır.

Bunun batısında küçük beşik tonoz örtülü bir koridor, batıdaki üç hücreden kuzeybatı köşede olanın giriş koridorudur. Aynı büyüklükteki beşik tonoz örtülü diğer iki hücre ve koridorla, batıdaki hücreler sıralanır. Güneybatıda; diğerlerinden daha büyük, beşik tonozlu bir hücre, onun yanında da normal büyüklükte bir hücre ve koridor bulunur.

Giriş kapısından itibaren doğuda güneye doğru uzanan eş büyüklükte, beşik tonoz örtülü dört hücre ile Medresei eserin bütünlüğünü oluşturan on hücreye sahiptir. Geçtiğimiz son yirmi yılda avluya yeni bir revak düzenlemesi yapılarak ve camekanla kapatılarak yapı işlevsel hale getirilmiş, günümüzde de Müftülüğe bağlı eğitim kurumu olarak faaliyetini sürdürmekte iken ormarın için içerisi boşaltılmıştır.

Medrese içerisinde ve taç kapıda herhangi bir süsleme unsuruna rastlanmaz. Sadece bazı hücrelerin içerisinde orijinal ocaklar kalmış, bunlardan yalnız birisi açık, diğerleri son onarımlarda kapatılmıştır. Duvarların üst kısmına bazalt taştan bir korniş yapılmış, aralara da çörtenler yerleştirilmiştir.

Giriş kemeri ve çevresi, düzgün, sarımtırak renkte kesme taştan, diğer cepheler yonulu moloz taş ve harçla örülmüştür. Avlu ortasındaki çıkrıklı kuyu aynı zamanda Medresenin su ihtiyacını karşılayan bir şadırvan görevini görmektedir. Avlu zemini eskiden olduğu gibi günümüzde de taş döşelidir. Kuzey cephe dışında Medrese, üç yönden sivil yapı ve evlerle adeta kuşatılmış, yapılan restorasyonlarla da orijinalitesini kısmen kaybetmiştir.

Paylaşın

Erzurum: İspir, Sultan Melik Mescidi

Sultan Melik Mescidi; Erzurum’un İspir İlçe Merkezi sınırları içerisinde yer almaktadır. Kadıoğlu Medresesi’nin batısındaki yapı, Gayrı Menkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun 10.3.1978 tarih ve A1003 sayılı kararıyla tescil edilerek koruma altına alınmıştır.

Giriş kapısı kemeri üzerinde bulunan kitabenin zamanla tamamen aşınmış ve okunamaz durumda olması nedeniyle, mescidin kesin yapım tarihi belli değildir. İ. H. Konyalı, Mescidin Saltuklu hükümdarı Melikşah tarafından yaptırılmış olabileceğini belirtmektedir. 1200-1202 yılları arasında hüküm süren Melikşah’ın bu kadar kısa süre içerisinde bu eseri yaptırması mümkün kabul edilmemekle birlikte, bazı araştırmacılar tarafından bu görüş benimsenmiştir.

Ancak “Şu Bizim İspir” adlı eserin yazarı olan M. Y. Çağlayan, Hacı Hulusi Efeoğlu adlı bir şahsın elinde bulunan bir fermandan hareketle yapıyı H.814 (M.1411) tarihine tarihlendirmektedir. Aynı yazar banisinin de Derviş Melik Halil adlı bir şahıs olduğunu ileri sürmekte ve bu şahsın burada bir zaviye yaptırmış olduğunu belirtmektedir. Melik Halil Mescidi iç mekân tasarımı açısından XIII. yüzyıl mescitlerine benzemesine rağmen, son cemaat yerinin olmaması, XIII. yüzyıldan önce yaptırılmış olabileceğini akla getirmektedir.

Mescit, 1970 yılında meydana gelen bir sel baskını sonucu kısmen toprağa gömülmüş ve orijinal tuğla kubbesi büyük ölçüde tahrip olmuştur. Mescidin zarar gören kubbesinin yerine sonradan Hacı Hulusi Efeoğlu tarafından bugün ki ortasında aydınlatma feneri bulunan kırlangıç kubbe yaptırılmıştır. Son dönemlerde çevresi tamamen kapanmış olan mescidin, yalnızca kapısı ve cephesinin bir kısmı görülebilmektedir. Mescid, kesme taştan yapılmış giriş kapısı dışında moloz taşla inşa edilmiştir.

Kareye yakın planlı mescide basık kemerli dar bir kapıdan girilmektedir. Mevcut izler, orijinal tuğla kubbeye büyük üçgenlerle geçildiğini göstermektedir. Mescidin güney duvarında bezemesiz bir mihrap nişi bulunmaktadır. Kubbedeki aydınlatma feneri ve kuzeydeki kapı haricinde, yapının hiçbir açıklığı yoktur. Duvarlar tamamen penceresizdir.

Paylaşın

Erzurum: İspir, Tuğrulşah (Çarşı) Camii

Tuğrulşah (Çarşı) Camii; Erzurum’un İspir İlçesi, Karşıyaka Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. İlçe merkezinde olduğu için ulaşım kolaydır. Tuğrul Şah Camii, Kalenin güneydoğusunda, çarşı içerisinde olması nedeniyle zamanla halk tarafından Çarşı Cami olarak da isimlendirilmiştir.

Yapı, Gayrı Menkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun 10.3.1978 tarih ve A1003 sayılı kararıyla tescil edilerek koruma altına alınmıştır. Caminin yapım kitabesi 1965 yılında yapılan tamir sırasında kırılmış, kırılan parçaların yerine yerleştirilmesi düşünülürken kaybolmuştur. Bu nedenle yapının kitabesi bulunmamaktadır.

İlk kez “Abideleri ve Kitabeleriyle Erzurum Tarihi adlı kitabında” İbrahim Hakkı Konyalı tarafından okunan orijinal kitabeden yapının, 1200- 1225 yılları arasında Erzurum’da hükümdarlık yapan, Erzurum Selçuklu Hükümdarlığı’nın kurucusu Mugisüddin Tuğrul Şah zamanında Atabey Erdemşah tarafından yaptırıldığı anlaşılmıştır. Orijinal kitabenin metni, 1954 yılında Türkçe olarak Caminin kuzeyine eklenen düz dam örtülü son cemaat yerinin girişindeki mermer levha üzerine yazılmıştır.

Tuğrul Şah Camii, çeşitli dönemlerde yapılan onarım ve eklentilerle orijinal özelliklerini nisbeten kaybetmiştir. Bu onarımlardan birisi 1910 yılında Müftü Şaban Efendi tarafından yaptırılmıştır. Caminin üst örtüsü duvarlar zarar görmeden açılarak yenilenmiştir. 1954 yılında kuzey duvarı kaldırılarak, kuzeye doğru son cemaat yeri niteliğinde genişletilmiştir. 1962 yılında da caminin ve eklenen kısmın üzerine çatı konarak sacla kaplanmıştır.

Yapının, yeri belirlenemeyen ahşap minaresi 1971 yılında kaldırılmış ve yerine Tercan taşından yapılmış bugünkü minare yaptırılmıştır. Caminin doğusuna aynı tarihte, betondan abdest alma yerleri ve tuvalet eklenmiştir. 2006-2007 yıllarında caminin kuzey ve doğusunda çevre düzenlemesi yapılarak kapı çevresini kuşatan bazı evler kaldırılmış, eriyen taşların yerine, yeni ve düzgün olanlar konulmuştur.

Orijinali dikdörtgen planlı, ahşap direkler üzerine oturan düz tavanlı ulu camiler düzeninde inşa edilmiş ve asıl ibadet mekânı altı ahşap direkle üç eşit sahna bölünmüştür. Sonradan yapılan düz tavan eklemesinde orta sahnın ikinci ve üçüncü sırasına kırlangıç kubbenin, diğer kısımlarda ise düz ahşap örtünün kullanıldığı görülür.

Yapının kuzey duvarı kaldırılarak yapı kuzeye doğru genişletilmiştir. Kuzey kısma kadınlar mahfili eklenmiş ve bu kısmı da yine orijinal ahşap direklere benzeyen dört ahşap destek taşımaktadır. Kadınlar mahfiline kuzeydoğudan açılan bir kapıyla giriş sağlanmıştır.

Mihrap nişi güney cepheden, dışarıya yarım yuvarlak bir çıkıntı yapmakta, üzeri de beden duvarının yarı yüksekliğinde yarım konikal şekilde sonlandırılmıştır. İçerde kürsü, minber, mahfil gibi mimari elemanlar da orijinalliğini kaybetmiştir. Caminin bugünkü girişi, doğudan ve batıdan sağlanmaktadır.

Paylaşın

Erzurum: İspir, Kale Mescidi

Kale Mescidi; Erzurum’un İspir İlçesi, sınırları içerisinde yer alan İspir Kalesi’nin, iç kale kısmında bulunan mescit, kalenin güney sur duvarına bitişik olarak inşa edilmiştir. Gayrı Menkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun 10.3.1978 tarih ve A1003 sayılı kararıyla tescil edilerek koruma altına alınmıştır.

Mescidin yapım kitabesi bulunmadığından kesin yapım tarihi belli değildir. Ancak Erzurum Kale Mescidi ile olan benzerliklerinden dolayı, XII. yüzyılda Saltuklu döneminde yapıldığı düşünülmektedir. Yapının kitabesi olmamasına rağmen İ. H. Konyalı, Erzurum İç Kalesi’ndeki kale-mescit-minare kompleksi ile olan yakın benzerliği nedeniyle bunun bir Saltuklu eseri olduğunu, hatta Erzurum iç Kalesi’ni Mescidi’ni ve Kulesi’ni yaptıran inanç Beygu’nun bunu da yaptırmış olabileceğini ifade etmektedir.

Yapı dikdörtgen planlıdır. Giriş kapısı simetrik olarak cephenin ortasında değil, kuzey doğu köşesinde verilmiştir. Yapıya dikdörtgen çerçeveli, mukarnas kavsaralı sade bir kapı ile girilmektedir. Mescidin üst örtüsü dört bölüme ayrılmıştır. Mescidin doğu kısmı, doğu duvarına bitişik, doğudan ve batıdan mukarnas dizileri ile geçilen sekizgen köşeli içten kubbe, dıştan piramidal bir külahla örtülüdür.

Piramidal külah yüksek kasnaklıdır. Kubbeye geçiş köşelerde mukarnas kavsaralı tromplarla sağlanmakta olup, Sekizgen kasnağın dört yönünde mazgal pencereler vardır. Mescidin batı kısmı daha geniş, kuzey ve güney kısımları dar sivri kemerli tonozla örtülüdür.Mescidin güneyine bezemesiz, sade yuvarlak kemerli bir mihrap nişi ve mihrabın doğusuna bir mazgal pencere yerleştirilmiştir.

Mescidin güneybatı köşesinde minaresi bulunmakta olup, minareye giriş mescidin doğu duvarındaki merdiven basamaklarıyla ulaşılan çatıdan sağlanmaktadır. Minarenin mescidin yer seviyesinden itibaren yüksekliği 18.00 m’dir. Yapının minaresi farklı bir şekilde kale surları üzerinde yükselmektedir. Kalenin yarım daire şekilli burcu üzerinde yükselen taş gövdeli minare, dört katlı inşa edilmiştir.

En altta temel görevi yapan moloz taşla örgülü silindirik kale burcu, onun üzerinde kesme taştan örülmüş altta mescidin üst örtüsüne kadar devam eden silindirik ve üstte ongen şekilde devam eden gövde kısmı yer alır. Ongen gövdenin üst kısmında, tuğladan yapılmış dışa taşkın şerefe, onun üstünde yuvarlak gövdeli kısa petek ve üstü yıkılmış durumda olan külah yer almaktadır. Şerefe korkulukları ve külahın bir kısmı yıkılmış durumdadır. Minarenin, Erzurum Kale Mescidi’nde olduğu gibi hem kalenin gözetleme kulesi hem de mescidin minaresi olarak yapıldığı düşünülmektedir.

Mescidin çatısında sekizgen kasnağın batısında, kuzeyden güneye doğru basamaklarla inilen bir çilehane bulunmaktadır. Bu mekan, mescidin batısındaki beşik tonozlu örtünün üzerinde yer almaktadır. Bu mekânın benzerine başka hiçbir kale mescidinde rastlanılmamıştır. Beşik tonoz örtülü bu mekânın ne için yaptırıldığı tam olarak anlaşılamasa da burasının bir çilehane olabileceği düşünülmektedir. 1996-1997 yıllarında Kale duvarları ve dendanlarla birlikte Mescid de Kültür Bakanlığı tarafından restore edilmiştir.

Paylaşın

Erzurum: İspir Kalesi

İspir Kalesi; Erzurum’un İspir İlçesi, Yukarı İspir Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

İspir Kalesinin 12. yüzyılda bu bölgede hüküm süren İlhanlılar tarafından yapıldığı sanılmaktadır. Kalede, günümüze kadar gelebilen bir kitabe bulunmadığından yapım tarihi ile ilgili net bir bilgi elde edilememiştir. Kale, 16. yüzyılda Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman tarafından onartılmıştır. Kalenin temeli, Çoruh Nehrinden toplanan taşlardan yapılırken, üst duvarların inşasında blok kesme taş kullanılmıştır. Kale içerisinde bulunan mescidin minaresi, aynı zamanda kalenin gözetleme kulesi olarak hizmet vermiştir.

Çoruh nehrinin sol yakasını takip ederek Erzurum yolu ile İspir’e girerken, bir tepenin üzerinde bütün güzellik ve heybeti ile İspir Kalesi sizi karşılayarak asırlık tarihi geçmişi ile sizi yüzyıllar öncesine götürür. Kale; İspir’e hakim bir tepenin üzerine inşa edilmiştir. İç kalesi ve mescidi tepenin en yüksek yerine bir pırlantalı taç gibi oturtulmuştur.

Dış kalenin şehir tarafındaki duvarları yıkılmıştır. Kalenin inşasında başka kalelerde görülmeyen bir hususiyet vardır. Kalenin ve kale camisinin duvarlarının alt kısımları nehirden toplanmış, suların sürükleyip aşındırdığı ve törpülediği renk renk taşlarla yapılmış, üst kısımlarında muntazam kesme taş kullanılmıştır.

İlk bakışta kalede Erzurum iç kalesindeki kulenin ve mescidin mimarisinin hâkim olduğu görülür. İspir Kalesi’nde de mescidin minaresi ayni zamanda bir gözetleme kulesi olarak yapılmıştır. Kalenin minaresi taştır ve incedir. Mescidin kubbesinin tenasübünü sülün minaresi tamamlamaktadır. Kalenin güney tarafına yapılan Saltuklu eseri mescidin temellerinden başka; içi, dışı ve kubbesi de muntazam kesme taşla yapılmıştır. Mescidin duvar kalınlıkları 115 santimdir. Dışarıdan cephesi 10.80 m, derinliği 9.5 metredir. Girerken sol tarafta olan kapısının üstünü istelâktitler süsler. Kapının söveleri ve üstündeki kitabesi sökülmüş, yok olmuştur.

Paylaşın

Erzurum: İspir, Yedigöller

Yedigöller; Erzurum’un İspir İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Değişik boyutlarda 11 gölden oluşan Yedigöller’e otomobille gitmek mümkün değildir.

Yedigöllere, ancak uygun bir arazi aracıyla, stabilize yollardan göllere ulaşılabilmektedir.

Yedigöller, Türkiye’nin bakir coğrafyalarından Ovit Dağı’nın güney yamaçları, volkanik gölleriyle mutlaka keşfedilmesi gereken bir bölgedir.

Burada dağların yüksekliği zaman zaman 4 bin metreyi bulurken, küçüklü büyüklü tepeler arasında turkuaz renkli volkanik göller yer almaktadır.

Dağcıların gözde mekanı olan Yedigöller’e gelmek için en iyi zaman, haziran ayının on beşinden sonrası ve ağustos ayının sonlarıdır.

Paylaşın