İSİG: İşçi Ölümlerinin En Az Yüzde 12’si Mevsimlik Tarımda

İSİG Üyesi Gökhan Turan, “İSİG Meclisi raporları incelendiğinde yıllık ölümlerin en az yüzde 12’si mevsimlik tarım işçilerinden oluşmaktadır. Genelde trafik kazası şeklinde kayıt alınan iş cinayetleri hakkında devlet otoritesi denetim mekanizmasını ortaya koymaktadır” dedi ve ekledi:

“Denetimden çok bu sistemde çalışan işçilerin parasının olmadığı kazanılan ücretle ödendiği unutulmamalı. Mevsimlik tarım işçilerinin sorunları ulaşımda başlar, çalışma yerine gitmek, kalacak yer, sağlık, beslenme, okul ihtiyacı, sosyal hayat gibi devam eder.”

Çocuk işçilere de değinen Turan, “Çocuklar okuma hakları ellerinden alınan taze canlar. Aileye katkı için çalıştırılırlar. Bünyelerinin el vermeyeceği yüklerin altında fiziki zorlanmaya maruz kalırlar. Çocukları çalıştırmamak için ailelerinin ihtiyaçlarını gidermek gerekir. Gelir dengesi, herkesin çalışma özgürlüğü hakkını sağlamak gerekir” dedi.

Birgün’den Dilan Esen’in haberine göre, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) İstanbul Koordinasyonu Üyesi Gökhan Turan, devlet işletmeleri de dahil tarım sektöründeki açığın mevsimlik işçilikle sağlandığını belirterek şöyle konuştu:

“Kırdan kente göç fark edilmeyen bir dönüşümü de ortaya çıkarmıştır. Ortaklık, yarıya verme gibi dönüşümler de devlet destekli kredilerin adaletsiz dağıtımı da bir faktör. Mevsimlik işçi çoğunlukla Güneydoğu ‘dan ülkenin her yönünü birkaç ay çalışmak için göç eden işçi kitlesidir.

İSİG Meclisi raporları incelendiğinde yıllık ölümlerin en az yüzde 12’si mevsimlik tarım işçilerinden oluşmaktadır. Genelde trafik kazası şeklinde kayıt alınan iş cinayetleri hakkında devlet otoritesi denetim mekanizmasını ortaya koymaktadır.

Denetimden çok bu sistemde çalışan işçilerin parasının olmadığı kazanılan ücretle ödendiği unutulmamalı. Mevsimlik tarım işçilerinin sorunları ulaşımda başlar, çalışma yerine gitmek, kalacak yer, sağlık, beslenme, okul ihtiyacı, sosyal hayat gibi devam eder.”

Çocuk işçilere de değinen Turan, “Çocuklar okuma hakları ellerinden alınan taze canlar. Aileye katkı için çalıştırılırlar. Bünyelerinin el vermeyeceği yüklerin altında fiziki zorlanmaya maruz kalırlar. Çocukları çalıştırmamak için ailelerinin ihtiyaçlarını gidermek gerekir. Gelir dengesi, herkesin çalışma özgürlüğü hakkını sağlamak gerekir” dedi.

Paylaşın

Üç Ayda 463 İşçi ‘İş Kazaları’nda Hayatını Kaybetti

2023 yılının ilk 3 ayında 463 işçi iş kazalarında hayatını kaybederken, mart ayında ise en az 130 işçi iş kazalarında yaşamını yitirdi. Bunların 3’ü çocuk, 8’i mülteci ve 3’ü kadın olurken, mart ayında en çok inşaat iş kolunda iş kazası yaşandı.

Haber Merkezi / Mart ayında iş kazalarında en fazla işçi İstanbul’da öldü. 23 işçinin hayatını kaybettiği İstanbul’u 7 işçinin ölümüyle Malatya izledi. Şanlıurfa ise 6 işçinin iş cinayetlerine kurban gitmesiyle İstanbul ve Malatya’nın ardından 3. sırada yer aldı.

Mart ayında iş kazalarının yüzde 24’ü deprem, yüzde 19’u trafik/servis kazası ve yüzde 13’ü de düşme nedeniyle gerçekleşti.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, 2023 yılının ilk üç ayı ile mart ayı iş kazaları (İSİG, iş kazalarını iş cinayetleri olarak tanımlıyor) raporunu yayınladı.

Buna göre, Mart ayında en az 130 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Bunların 3’ü çocuk, 8’i mülteci ve 3’ü kadın olurken, mart ayında en çok inşaat iş kolunda iş kazası yaşandı. Rapora göre, Mart ayında iş cinayetlerinin yüzde 24’ü deprem, yüzde 19’u trafik/servis kazası ve yüzde 13’ü de düşme nedeniyle gerçekleşti.

İllere göre hayatını kaybeden işçi sayısını da açıklayan İSİG, Şanlıurfa’da Mart ayında 6 işçinin yaşamını yitirdiği bilgisini paylaştı.

Mart’ta iş cinayetlerinde ölen en fazla işçi İstanbul’da oldu. 23 işçinin hayatını kaybettiği İstanbul’u 7 işçinin ölümüyle Malatya izledi. Şanlıurfa ise 6 işçinin iş cinayetlerine kurban gitmesiyle İstanbul ve Malatya’nın ardından 3. sırada yer aldı.

Asbest tehlikesi

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından ortaya çıkan asbest sorununa da dikkat çeken İSİG Meclisi, Sağlık Bakanlığı’nın yayımladığı Türkiye Asbest Kontrolü Stratejik Planı dokümanında 2012 yılında asbest ile kırsal alanda temas etmiş 1 milyon kişinin olduğu ve bunların yaklaşık yüzde 33’ünde asbest nedenli hastalıklar gelişecek ölçüde asbest ile temas olduğu ve toplamda 473 köyde asbest içerikli toprak kullanıldığı yönündeki ifadelere atıfta bulunarak, deprem bölgesindeki yıkım ve enkaz kaldırma işlerinin işçi ve halk sağlığı ile doğrudan ilintili olduğunu belirtti.

“Şu an için asbest içeren büyük bir enkaz (ki toplamının Erciyes Dağı boyutlarında olduğu tahmin ediliyor), uygun olmayan bir yıkım ve 2 enkaz kaldırma faaliyeti ile atıkların atıldığı yerlerin uygun olmadığını görüyoruz” denilen açıklamada enkazların profesyonel ekiplerce kaldırılması gerektiği belirtildi.

İSİG Meclisi, enkaz kaldırmaya ilişkin önerilerini şu şekilde sıraladı:

Uygunsuz ve aşırı toz çıkmasına yol açacak biçimde yapılan enkaz kaldırma çalışmaları engellenmelidir.

Enkaz kaldırma çalışmalarında sulama yapılması kaldırılan tozun etkisini azaltacaktır. Bu nedenle enkaz çalışmalarına sulama eşlik etmelidir.

Kaldırılan enkazın döküleceği yerler doğru ve merkezi bir planlama ile belirlenmeli, rastgele hafriyat dökülmesi engellenmelidir.

Enkaz kaldırma çalışmasına katılanların “FFP2” veya “FFP3” tipi yüksek koruyucu maske kullanması, sağlık açısından bir zorunluluktur. Bu bağlamda bu tür maskelerin bölgeye ulaştırılması gerekmektedir.

Pandemi döneminde yaygın kullanıma giren basit cerrahi maskeler bu maddelere karşı koruyucu değildir.

Paylaşın

Son İki Ayda En Az 301 İşçi İş Kazalarında Hayatını Kaybetti

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, Ocak ve Şubat aylarında en az 301 işçinin çalışırken hayatını kaybettiğini açıkladı. İSİG Meclisi, iş kazalarını iş cinayetleri olarak yorumluyor.

Depremler nedeniyle, kurumsal ve bireysel üretenlerinin deprem bölgesinde ya da bulundukları şehirlerde dayanışma faaliyetlerine katılması nedeniyle Ocak ayı iş cinayetleri raporunu çıkarmadıklarını kaydeden İSİG Meclisi, bu depremlerde yıkılan ve hasar gören işyerlerinde gece vardiyasında çalışırken hayatını kaybeden tüm işçiler ve bölgedeki otellerde eğitim seminerleri ve geçici görevlendirme ile kalırken hayatını kaybeden işçilere ve deprem bölgesindeki işçi ve halk sağlığı sorunlarına odaklandıklarını belirtti.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG), iş cinayetlerine dair hazırladığı ocak ve şubat ayı raporunu yayımladı. Rapordan öne çıkanlar şöyle:

Deprem esnasında işyerinde ya da patronun talimatıyla bölgede olan (geçici görevlendirme, seminer vb. faaliyetler nedeniyle) bütün işçilerin ölümü iş cinayeti (resmi terimle iş kazası) kapsamına girer. Bu noktada İskenderun Devlet ve Hatay Eğitim Araştırma ile Özel Akademi, Defne ve Megapark hastanelerinin veya belli bölümlerinin yıkıldığını biliyoruz. Yine yıkılan otel, lokanta, oto tamir, belediye, genel işler vb. işyerleri var. Buralarda gece vardiyasında çalışırken hayatını kaybeden tüm işçiler de yine bölgedeki otellerde eğitim seminerleri ve geçici görevlendirme ile kalırken hayatını kaybeden işçi arkadaşlarımız da iş cinayetleri kapsamındadır.

Depremde birçok işçi arkadaşımız hayatını kaybetti. Kalanlar yakınlarını kaybetti, evleri yıkıldı ve bu sürecin tüm psikolojik yüküyle karşı karşıya. Diğer yandan da geleceksizlik, güvencesizlik… Bu noktada “işe gelmeyen işçilerin işten çıkarılması”, “depremde hasar alan işyerlerinde üretime devam edilmesi”, “çalışma baskısı” gibi birçok uygulama ile karşılaştık. Hatta Kahramanmaraş’ta hasarlı bir metal fabrikasında patronun görevlendirmesiyle tencere-tabak paketlerini çıkaran işçilerin üzerine kolon ve kirişler çöktü, bir arkadaşımızı kaybettik ve dört arkadaşımız yaralandı.

Şu an yüzbinlerce insanımız çadırlarda kalmaktadır. Ancak çadırların belirli fiziki ve insani standartları bulunmalıdır:

“Her 1000 kişi için 3-4 hektar alan ayrılmalıdır. Çadırlar arasında en az 8 metre, çadırlar ile yol arasında en az 2 metre mesafe olmalıdır. Çadırlar arasındaki yollar 10 metre genişliğinde olmalıdır. Her çadır için 3,5 metrekare oturma alanı olmalıdır. Çadırlardan en az 30, en fazla 50 metre uzaklıkta, ortalama 25 kişiye bir kabin düşecek sayıda tuvalet kurulmalı, tuvaletler için lağım sistemi veya yeterli büyüklükte tuvalet çukuru açılmalıdır. Tuvaletler, el yıkama musluklarına 100 metreden uzak olmamalıdır. Kabin yerleşimlerinde kadın-erkek farklılığı ve kadınların güvenliği göz önünde bulundurulmalıdır. Tuvaletler, günlük 100 kişinin kullanabileceği düşünülerek hazırlanmalıdır. (TTB)”

Asbest ve halk sağlığı

Geçmiş yıllarda birçok açıklamamızda asbest ve sonuçlarına değindik. Burada akut bir duruma dair bazı satırbaşları ifade etmemiz gerekiyor. Şu an için asbest içeren büyük bir enkaz (ki toplamının Erciyes Dağı boyutlarında olduğu tahmin ediliyor), uygun olmayan bir yıkım ve enkaz kaldırma faaliyeti ile atıkların atıldığı yerlerin uygun olmadığını görüyoruz. İlk etapta dikkat edilmesi gereken acil husular:

“Enkazlar profesyonel ekiplerce kaldırılmalıdır. İş makinelerinin çalıştırılma şekli etrafa asbest yayılmasını azaltabilecektir. Uygunsuz ve aşırı toz çıkmasına yol açacak biçimde yapılan enkaz kaldırma çalışmaları engellenmelidir. Enkaz kaldırma çalışmalarında sulama yapılması kaldırılan tozun etkisini azaltacaktır. Bu nedenle enkaz çalışmalarına sulama eşlik etmelidir. Kaldırılan enkazın döküleceği yerler doğru ve merkezi bir planlama ile belirlenmeli, rastgele hafriyat dökülmesi engellenmelidir. Enkaz kaldırma çalışmasına katılanların “FFP2” veya “FFP3” tipi yüksek koruyucu maske kullanması, sağlık açısından bir zorunluluktur. Bu bağlamda bu tür maskelerin bölgeye ulaştırılması gerekmektedir. Pandemi döneminde yaygın kullanıma giren basit cerrahi maskeler bu maddelere karşı koruyucu değildir. (TTB)”

İskenderun Limanı’ndaki yangın

“İskenderun Limanı’nda deprem sonrası çıkan ve beş gün süren yangın Limak Holding’e ait LimakPort’un gerekli altyapı ve güvenlik önlemi olmadan kabul ettiği IMO’lu konteynerlerden kaynaklandı. Hiçbir limanın kabul etmediği tehlikeli ve yanıcı maddelerin içinde olduğu 300 IMO’lu konteynerler Hollanda ve Belçika’dan gelmişti. İçlerinde ayakkabı, giysi, kumaş, plastik yapımında kullanılan yanıcı kimyasallar bulunuyordu. Sadece LimakPort’un kabul ettiği bu konteynerlerin transit geçişi yapılıyor. Burada yükleniyor, Irak veya Suriye’de işleniyor. Tehlikeli yük taşıma faaliyetinde bulunan tüm taraflar; taşımacılığı emniyetli, güvenli ve çevreye zararsız şekilde yapmak, kazaları engellemek ve kaza olduğunda zararı olabildiğince aza indirmek için gerekli olan tüm önlemleri almak zorundadırlar.” Ancak bu yangın deprem gibi durumlarda bizi ne gibi başka tehlikelerin de beklediğinin bir habercisi oldu.

En az 301 iş cinayeti

Deprem sonucu meydana gelen yıkımın tarifi yok. Bazı bölgeler neredeyse haritadan silinmiş ve birçok çekirdek aile artık aramızda değil. Diğer yandan AFAD’ın gecikmeli ve yetersiz arama kurtarma faaliyetleri sonucu birçok canımızı da enkazdan çıkaramadık. Tam olarak kaç kişinin öldüğü, isimleri belli değil. Belli ise de devlet tarafından isim isim açıklanması gerekiyor. Bu yüzden gece vardiyasında olan kaç işçinin öldüğünü bilmiyoruz. Örneğin “11 sene önce depreme dayanıklı değildir” raporu verilen İskenderun Devlet Hastanesi’nde şu ana kadar 10 sağlık emekçisinin kmliğini tespit edebildik. Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde ise 4 arkadaşımızın kimlik bilgisine ulaştık. Yine Akademi, Defne, Megapark gibi yıkılan özel hastaneler mevcut. Bu noktada Sağlık Bakanlığı’nın kimlik bilgileri ile hangi hastanede kaç sağlık emekçisinin hayatını kaybettiğini açıklaması gerekiyor.

Diğer yandan gece vardiyasında çalışan otel, lokanta, belediye, oto tamir vb. tüm işçilere dair neredeyse hiçbir bilgi yok. Belirleyebildiğimiz kadarıyla eğitim faaliyetleri kapsamında Adıyaman’da Arsemas Hotel’de kalan 32 kimya işçisi ve İsias Hotel’de kalan 31 turist rehberini kaybettik. Yine geçici görevlendirme ile gelen farklı mesleklerden kaybettiğimiz sağlık emekçileri var.

Şu ana kadar depremde iş cinayeti kapsamında kaybettiğimiz 97 emekçiyi tespit edebildik. Önümüzdeki günlerde araştırmalarımız devam edecek ama devlet açıklamadığı sürece kaybettiğimiz yüzlerce emekçinin kimliklerine ulaşmamız neredeyse imkansız. (Bu noktada farklı meslek gruplarımızdan genel kayıplarımızı paylaşıyoruz. Ancak evlerinde hayatını kaybeden arkadaşlarımızı iş cinayeti kapsamında değerlendiremiyoruz. Daha genel anlamda depremdeki tüm ölümler için “sosyal cinayet” kavramını kullanabiliriz.)

Deprem bölgesindeki şçi sağlığı ve güvenliği

Deprem bölgesindeki tehlikeli kimyasallar, halk sağlığını tehdit ettiği gibi deprem bölgesinde çalışan işçileri de doğrudan etkilemekte ve ciddi sağlık riskleriyle karşı karşıya bırakmaktadır. Bu noktada gerek üretim ve hizmet sürecinin gerek halk yaşamı ve sağlığı için yapılan çalışmaların işçilerin sağlığı ve güvenliğine zarar vermeyecek şekilde gerçekleştirilebilmesi için alanda temel önlemlerinin alınması elzemdir:

İşçilere, her işe uygun kişisel koruyucu donanım yeteri miktarda ve eksiksiz temin edilmelidir. İşçilerin fiziki sağlığının korunması ve işin verimli ilerleyebilmesi için işçilere barınma, ısınma ve yemek imkanlarına ulaşabilecekleri bir ortam sağlanmalıdır. Bulaşıcı hastalıklardan ve diğer maruziyetlerin sebep olabileceği hastalıklardan korunmak için işçilere hijyen malzemeleri ile duş, tuvalet, el yıkama alanlarının olduğu hijyen ortamları oluşturulmalı ve kuduz ve tetanoz aşılarının yapılması sağlanmalıdır. Çalışma saatleri mevcut duruma göre düzenlenmelidir. İşçiler ağır hasarlı hiçbir işyerine sokulmamalıdır. Verilen maddi desteklerin miktarı yükseltilmelidir. İşten atmalar yasaklanmalı (Kod-29 sürecine mahal vermeyen bir şekilde) ve yasağa aykırı hareket eden patronlara daha ağır cezalar verilmelidir.

İşçilerin fiziksel durumlarının yanında ruhsal durumları da bir o kadar ciddiye alınmalıdır. Deprem bölgesinden intihar haberleri almaktayız ve bu önümüzdeki dönem artabilir. Bu noktada psikolojik destek süreçleri geliştirilmelidir. Ancak sorun sadece psikolojik destek ile çözülemez. Mutlaka ve mutlaka toplumsal dayanışmayı güçlendirmeliyiz. Yine işçilerin ve ailelerinin yas süreçlerine saygı gösterilmelidir.

Bölgede yoğun bir inşa faaliyetine başlanmaktadır. İnşaatların hızlı bir biçimde yapılması kaçınılmaz olarak iş cinayetlerini artırmaktadır. İnşaatlardaki bu süreçlerde başta işçilerin örgütlülüğü olmak üzere bu alanda gerekli adımları atmalıyız. Yeniden inşa sürecinde kentsel yaşam, gıda hakkı, ekolojik denge, tarımsal üretim, göç süreçleri gibi birçok çalışma alanı bizi beklemektedir.

Paylaşın

11 Ayda Bin 638 İşçi, İş Kazalarında Hayatını Kaybetti

Kasım ayında en az 127 işçi, iş kazalarında yaşamını yitirirken, hayatını kaybeden işçilerden 7’si çocuktu. 2022 yılının ilk on bir ayında ise en az bin 658 işçi hayatını kaybetti. Bu, her gün en az 5 işçinin çalışırken yaşamını yitirdiği anlamına geliyor.

Haber Merkezi / İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG), Kasım ayı iş cinayetleri raporunu açıkladı. İSİG, iş kazalarını iş cinayetleri olarak tanımlıyor.

İSİG’in raporuna göre, kasım ayında en az 127 işçi, iş kazalarında yaşamını yitirirken, hayatını kaybeden işçilerden 7’si çocuktu. Rapora göre, yılın ilk 11 ayında iş cinayetlerinde 61’i çocuk olmak üzere en az 1638 işçi hayatını kaybetti. İş cinayetlerinde yaşamını yitirenlerin 94’ü kadın, 1564’ü erkekti.

İSİG’in yayınladığı raporda şu tespitlere yer verildi:

İş cinayetlerinin yoğunlaştığı üç işkolu bulunuyor. Güvencesiz çalışmanın hakim olduğu inşaat, tarım ve taşımacılık. Uzun çalışma saatleri, yoğun çalışma, sigortasız çalışma ve her türlü kuralsızlığın hakim olduğu bu işkollarında sendikal örgütlenme yok gibi ya da zayıf ve belli mesleklerde öbekleniyor. Bu yıl moto kurye ölümleri de bu nedenlerden dolayı ölümlerin arttığı bir meslek olarak raporlarımızda öne çıkıyor. Şu ana kadar 50 moto kurye iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Diğer yandan sanayi işkollarındaki ölümler ilk dört sırada olmasa da sanayinin çok farklı işkollarında (maden, metal, enerji, tekstil, kimya, gıda vd.) olduğu gerçeğinin altını çizmek gerekiyor. Aslında bu işkollarının toplamını aldığımızda “sektörel olarak en fazla ölüm sanayide” meydana geliyor.

İş cinayetlerinin bir numaralı nedeni trafik, servis kazaları. Ancak bu ölümler iş cinayeti olarak değil trafik kazası olarak görülüyor. Oysa tır, kamyon, otobüs, servis minibüsü, taksi şoförleri uzun çalışma saatlerinde ve neredeyse dönüşümsüz çalışmaktalar. Diğer yandan araçların yeterli bakımı yapılmıyor ve eski araçlar kullanılıyor, yol aydınlatması veya düzenlemelerinde sorunlar var vb. Şoför ölümleri bir iş cinayetidir, yine servislerde birçok işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetmektedir. Ayrıca trafik kazaları birçok yurttaşında ölümüne neden olduğu için bir halk sağlığı sorunudur.

Bu yılın ilk on bir ayında 61 çocuk işçi hayatını kaybetmiş durumda. Dikkat çeken iki husus var. Birincisi “14 yaş ve altında çalışırken ölen çocukların sayısı arttı.” İkinci olarak ölümlerin merkezinde her yıl olduğu gibi tarım yer alırken “MESEM projeleriyle gündeme gelen stajyer/çırak ölümlerinde de artış” gözüküyor. Diğer yandan EYT tartışmalarının gündemde olduğu bir süreçte 51 yaş ve üzerinde 435 emekçi ölümünü kaydetmiş olduğumuz gerçeğinin altını çizmek istiyoruz.

Sayısı giderek artan göçmen işçilerin iş cinayeti sonucu ölümleri de artıyor. Bu yıl 84 göçmen işçi hayatını kaybetti. Bu işçilerin yüzde 67’si ise Suriyeli ve Afganistanlı. Bu durum Türkiye’de “göçmen işçiliğin mültecilik temelinde hayata geçtiği” gerçeğini ortaya koyuyor. Göçmen işçi ölümlerinin bir kısmında kimlik bilgilerine bile ulaşamıyoruz. Yine birçok göçmen işçinin kayıtsız oldukları için iş cinayetlerinin saklandığını da unutmamak gerekli.

İş cinayetlerinde ölen işçilerin 89’u sendikalı (Bu işçilerin 42’si Bartın Amasra’daki maden patlamasında hayatını kaybetti). Bir yandan tüm iş cinayetlerinde ölen işçilerin yüzde 5’i sendikalıdır tespitiyle “sendikalı olmak iş cinayetlerini önler” diyebiliriz. Diğer yandan Amasra örneğini de değerlendirince “sadece sendikalı olmak yetmez örgütlü de olmak gerekir” demek lazım. Zira iş cinayetlerini işçi örgütlülüğü, denetimi önler; sendikaya üye olmak ve toplu sözleşme imzalamak, Soma’da olduğu gibi Amasra’da da bu örgütlülüğün ve denetimin hayata geçirilmediğini göstermiştir.

İş cinayetleri esas olarak sanayileşmiş büyükşehirlerde yoğunlaşıyor. Diğer yandan tarımsal bölgelere ve her şehirdeki inşaat faaliyetlerine dikkat çekmek gerekiyor. Yine Anadolu şehirlerinin neredeyse tamamına yayılan OSGB gerçekliği var. On bir ayda iş cinayeti tespit edemediğimiz tek şehir ise Bitlis.

2022 yılının ilk on bir ayında iş cinayetlerinin istihdam biçimlerine göre dağılımına baktığımızda 1440 ücretli (işçi ve memur) ve 218 kendi nam ve hesabına çalışan (çiftçi ve esnaf) hayatını kaybetti. Yani ölenlerin yüzde 87’sini ücretliler yüzde 13’ünü ise kendi nam ve hesabına çalışanlar oluşturuyor…

İş kollarına göre iş cinayetleri

2022 yılının ilk on bir ayında iş cinayetlerinin işkollarına göre dağılımı şöyle: İnşaat, Yol işkolunda 338 işçi; Tarım, Orman işkolunda 327 emekçi (166 işçi ve 161 çiftçi); Taşımacılık işkolunda 194 işçi; Madencilik işkolunda 100 işçi; Metal işkolunda 92 işçi; Belediye, Genel İşler işkolunda 87 işçi; Ticaret, Büro, Eğitim, Sinema işkolunda 86 emekçi; Konaklama, Eğlence işkolunda 81 işçi; Sağlık, Sosyal Hizmetler işkolunda 58 işçi; Enerji işkolunda 48 işçi; Gemi, Tersane, Deniz, Liman işkolunda 39 işçi; Petro-Kimya, Lastik işkolunda 32 işçi; Tekstil, Deri işkolunda 29 işçi; Savunma, Güvenlik işkolunda 29 işçi; Ağaç, Kâğıt işkolunda 20 işçi; Gıda, Şeker işkolunda 19 işçi; Çimento, Toprak, Cam işkolunda 14 işçi; Basın, Gazetecilik işkolunda 7 işçi; Banka, Finans, Sigorta işkolunda 3 işçi; İletişim işkolunda 2 işçi; Elimizdeki veriler ışığında çalıştığı işkolunu belirleyemediğimiz 53 işçi hayatını kaybetti…

Nedenlerine göre iş cinayetleri

2022 yılının ilk on bir ayında iş cinayetlerinin nedenlerine göre dağılımı şöyle: Trafik, Servis Kazası nedeniyle 376 işçi; Ezilme, Göçük nedeniyle 309 işçi; Yüksekten Düşme nedeniyle 260 işçi; Kalp Krizi, Beyin Kanaması nedeniyle 179 işçi; Patlama, Yanma nedeniyle 92 işçi; Elektrik Çarpması nedeniyle 76 işçi; Zehirlenme, Boğulma nedeniyle 71 işçi; Şiddet nedeniyle 65 işçi; İntihar nedeniyle 62 işçi; Covid-19 nedeniyle 45 işçi; Nesne Çarpması, Düşmesi nedeniyle 22 işçi; Kesilme, Kopma nedeniyle 13 işçi; Diğer nedenlerden dolayı 88 işçi hayatını kaybetti…

Yaş gruplarına göre iş cinayetleri

2022 yılının ilk on bir ayında iş cinayetlerinin yaş gruplarına göre dağılımı şöyle: 14 yaş ve altı 26 çocuk işçi, 15-17 yaş arası 35 çocuk/genç işçi, 18-27 yaş arası 275 işçi, 28-50 yaş arası 791 işçi, 51-64 yaş arası 342 işçi, 65 yaş ve üstü 93 işçi, yaşını bilmediğimiz 96 işçi hayatını kaybetti…

2022 yılının ilk on bir ayında 84 mülteci/göçmen işçi hayatını kaybetti. Bu işçilerin geldikleri ülkelere bakarsak: 39 işçi Suriyeli; 18 işçi Afganistanlı; 7 işçi Türkmenistanlı, 4 işçi Özbekistanlı; 3’er işçi İranlı ve Rusyalı; 1’er işçi Azerbaycan, Belaruslu, Endonezyalı, Iraklı, Kuveytli, Nijeryalı, Pakistanlı, Sırbistanlı, Ukraynalı ve Yunanistanlı…

2022 yılının ilk on bir ayında iş cinayetlerinde ölenlerin 89’u (yüzde 5,36) sendikalı işçi, 1569’u ise (yüzde 94,64) sendikasız. Sendikalı işçiler madencilik, metal, belediye, kimya, enerji, sağlık, taşımacılık, tarım, iletişim, eğitim, tersane ve güvenlik işkollarında çalışıyordu.

Paylaşın

On Yılda En Az 616 Çocuk, İş Kazalarında Yaşamını Yitirdi

2013 yılından bugüne geçen on yılda en az 616 çocuk çalışırken hayatını kaybetti. Bu çocukların 96’sı kız çocuğu 520’si oğlan çocuğuydu. Aynı dönemde tüm yaş gruplarında toplam 18 bin 683 iş kazası sonucu ölüm meydana geldi.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla 2013-2022 dönemini kapsayan Çocuk İş Cinayetleri Raporu’nu açıkladı. İSİG Meclisi’nin raporu, son on yılda en az 616 çocuğun iş cinayetlerinde hayatını kaybettiğini ortaya koydu.

Buna göre, 2013-2022 yılları arasında hayatını kaybeden çocukların 211’i 14 yaş ve altında, 405’i ise 15-17 yaş grubundaydı.

Resmi kaynakların çocuk işçiliğine ilişkin verilerinin “kısıtlı ve çelişkili” olduğunu, “güncel olmadığını” ve “gerçekleri yansıtmadığını” Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) “Yıllık İş Kazası İstatistikleri” verileri üzerinden örnekleyen İSİG Meclisi, ardından kendi verilerini paylaştı.

Tüm yaş gruplarında 18 bin 683 iş cinayeti

İSİG Meclisi iş cinayetleri raporlarına göre; 2013 yılından bugüne geçen on yılda en az 616 çocuk çalışırken hayatını kaybetti.

Bu çocukların 96’sı kız çocuğu 520’si oğlan çocuğuydu.

Çocukların dördü 4 yaşında, beşi 5 yaşında, dördü 6 yaşında, beşi 7 yaşında, 12’si 8 yaşında, 12’si 9 yaşında, 24’ü 10 yaşında, 13’ü 11 yaşında, 32’si 12 yaşında, 39’u 13 yaşında, 61’i 14 yaşında, 87’si 15 yaşında, 123’ü 16 yaşında ve 195’i 17 yaşındaydı.

İSİG Meclisi’nin verilerine göre, bu dönemdeki tüm yaş gruplarında toplam 18 bin 683 iş cinayeti sonucu ölüm meydana gelmiştir.

2003-2022 Çocuk İş Cinayetleri Raporu’ndan öne çıkanlar şöyle:

“4 ve 5 yaşlarında çalışırken ölen dokuz çocuk tespit etmiş durumdayız. Bu durum çocuk işçiliğin bu yaşlarda başladığı anlamına geliyor.

Çocuk işçi ölümlerinin 65,7’sini 15-17 yaş grubundakiler oluştururken 14 yaş ve altında bu oran yüzde 34,3.

İş cinayetlerinde ölen çocukların yüzde 57,3’ü tarım, yüzde 19,5’i sanayi, yüzde 12,8’i hizmet ve yüzde 10,4’ü inşaat sektöründe çalışıyordu.

İş cinayetlerinde ölen çocukların yüzde 77,4’ü ücretli veya yevmiyeli, yüzde 32,6’sı ücretsiz aile işçisi/kendi hesabına (yüzde 20’si çiftçi ve yüzde 12,6’sı esnaf) çalışandı.”

İSİG Meclisi’nin raporu ayrıca hayatını kaybeden 616 çocuk işçiden 70’inin göçmen/mülteci olduğunu da ortaya koydu.

Ölüm sebebi bilinen 616 çocuktan yüzde 28’i trafik servis kazaları sebebiyle yaşamını yitirirken, iş cinayetlerinin yüzde 17’sinin sebebi zehirlenme veya boğulma, yüzde 13’ünün sebebi ezilme veya göçüktü.

“Çocuk işçiliği yasaklanmalı”

İSİG Meclisi, “çocuk işçiliğin getirildiği durumu ve çocuk iş cinayetlerinin bir ‘çocuk emek sömürüsü’ politikası olduğunun” altını çizerek Türkiye’deki çocuk işçiliği karşısında taleplerini özetle şöyle sıraladı:

Ucuz çocuk işgücünü teşvik eden ve bunun altyapısını oluşturan eğitim sistemi ve eğitim politikalarına son verilmelidir. Tüm çocuklara parasız ve nitelikli eğitim imkanı sağlanmalıdır.

Çocuk emeğiyle ilgili veriler bilimsel, güvenilir ve düzenli bir şekilde yayınlanmalıdır.

Kayıt-dışı çocuk işçi çalıştırılan kişi ve kurumlara göz yumulmamalı, caydırıcı cezalar verilmelidir.

Yasadışı çocuk işçi çalıştırmayı önlemeye yönelik tedbirler alınmalı, denetimler etkin ve sıkı bir şekilde yapılmalı, ilgili mevzuatlar yürürlüğe koyulmalıdır.

Tüm çocuklar ücretsiz ve detaylı sağlık taramasından geçirilmelidir. Yeterli, sağlıklı ve dengeli beslenme imkânı sağlanmalı, bağışıklık sistemleri kuvvetlendirilmelidir.

Çocuk işçilik yasaklanmalıdır.

Not: İSİG iş kazalarını iş cinayetleri olarak tanımlıyor

Paylaşın

9 Ayda En Az 1.359 İşçi, İş Kazalarında Hayatını Kaybetti

2022 yılının ilk 9 ayında 86 kadın, 1273 erkek olmak üzere 1,359 işçi, iş cinayetinde hayatını kaybetti. En çok ölümün gerçekleşen işkolu en az 275 ölüm ile tarım ve orman oldu. İnşaat, yol en az 269 işçi ölümüyle en çok ölümün gerçekleştiği ikinci işkolu oldu. Bunu sırasıyla 163 ölümle taşımacılık, 79 ölümle metal takip etti.

Haber Merkezi / İş Sağlığı ve İşçi Meclisi Güvenliği (İSİG), 2022 yılının ilk 9 ayına yönelik hazırladığı iş cinayeti raporunu yayımladı. Rapora göre, eylül ayında en az 157 işçi, ilk 9 ayda ise 86 kadın, 1273 erkek olmak üzere en az bin 359 işçi, iş cinayetinde hayatını kaybetti.

Yılın ilk 9 ayında 14 yaşın altında en az 21 çocuk çalışırken yaşamını yitirirken, onu 15-17 yaş arası 31 çocuk/genç işçi, 18-27 yaş arası 212 işçi, 28-50 yaş arası 659 işçi, 51-64 yaş arası 280 işçi, 65 yaş ve üstü 80 işçi, Yaşı bilinmeyen 76 işçi takip etti.

Aynı dönemde en çok ölümün gerçekleşen işkolu en az 275 ölüm ile tarım ve orman olurken, onu İnşaat, Yol işkolunda 269 işçi; Taşımacılık işkolunda 163 işçi; Metal işkolunda 79 işçi; Ticaret, Büro, Eğitim, Sinema işkolunda 76 emekçi; Belediye, Genel İşler işkolunda 74 işçi; Konaklama, Eğlence işkolunda 57 işçi; Sağlık, Sosyal Hizmetler işkolunda 55 işçi; Madencilik işkolunda 53 işçi; Enerji işkolunda 41 işçi; Gemi, Tersane, Deniz, Liman işkolunda 35 işçi; Savunma, Güvenlik işkolunda 27 işçi; Petro-Kimya, Lastik işkolunda 27 işçi; Tekstil, Deri işkolunda 25 işçi; Ağaç, Kâğıt işkolunda 18 işçi; Gıda, Şeker işkolunda 14 işçi; Çimento, Toprak, Cam işkolunda 14 işçi; Basın, Gazetecilik işkolunda 7 işçi; Banka, Finans, Sigorta işkolunda 3 işçi; İletişim işkolunda 2 işçi; Eldeki veriler ışığında çalıştığı işkolunu belirlenemeyen 45 işçi takip etti.

Yılın ilk 9 ayında iş cinayetlerinin nedenlerine göre dağılımı ise şöyle oldu: Trafik, Servis Kazası nedeniyle 306 işçi; Ezilme, Göçük nedeniyle 266 işçi; Yüksekten Düşme nedeniyle 205 işçi; Kalp Krizi, Beyin Kanaması nedeniyle 148 işçi; Elektrik Çarpması nedeniyle 72 işçi; Zehirlenme, Boğulma nedeniyle 63 işçi; İntihar nedeniyle 56 işçi; Şiddet nedeniyle 55 işçi; Covid-19 nedeniyle 45 işçi; Patlama, Yanma nedeniyle 38 işçi; Nesne Çarpması, Düşmesi nedeniyle 18 işçi; Kesilme, Kopma nedeniyle 11 işçi; Diğer nedenlerden dolayı 76 işçi takip etti.

Aynı dönemde iç cinaytelerinde 75 mülteci/göçmen işçi hayatını kaybetti. Bu işçilerin geldikleri ülkelere bakarsak: 33 işçi Suriyeli; 16 işçi Afganistanlı; 6 işçi Türkmenistanlı, 4 işçi Özbekistanlı; 3’er işçi İranlı ve Rusyalı; 1’er işçi Azerbaycan, Belaruslu, Endonezyalı, Iraklı, Kuveytli, Nijeryalı, Pakistanlı, Sırbistanlı, Ukraynalı ve Yunanistanlı…

Not: İSİG iş kazalarını iş cinayetleri olarak tanımlıyor.

Paylaşın

12 Yılda 8 Bin İşçi ‘İş Cinayetleri’nde Hayatını Kaybetti

İşçi Sağlığı ve İşçi Sağlığı Meclisi (İSİG), İstanbul Tabip Odası’nda (İTO), “6331 sayılı İSG Yasası”, “İş cinayetleri”, “İşkollarında durum” ve “Çocuk-kadın-göçmen-yaşlı işçiler, işçi sağlığı mücadelesi” konu başlıklarıyla dün Cağaloğlu’ndaki İstanbul Tabip Odası’nda bir forum düzenledi.

MA’da yer alan habere göre, İSİG Genel Koordinatörü Murat Çakır, 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’nın (İSG) 1 Ocak 2013’te yürürlüğe girdiğini anımsatarak, bu yasa ile birlikte neoliberalizmin daha da açık hale büründüğünü anlattı.

Çakır, bu yasaya karşı çıktıklarını ve yasanın yürürlüğe girmesi halinde işçi cinayetlerinin çoğalacağına dair öngörülerinin paylaştığını ancak buna rağmen yasağının yürürlüğe girdiği, öngörülerinde haklı çıktıklarını söyledi.

İş cinayetlerinin önlenebilir olduğunu vurgulayan Çakır,Türkiye’de 2013 ile 2022 arasında 18 bin 285 kişinin yaşamını yitirdiği bilgisini paylaştı. Çakır, bu cinayetlerin 2 bin 70’inin İstanbul’da yaşandığını anımsatarak, duyulmayan birçok cinayetin de olduğunu dile getirdi. Çakır, yaşamını yitirenlerin yüzde 96’sının sendikasız olduğunu dile getirerek, örgütlü işçilerin üye oldukları sendika ile aldıkları haklar ile korunduklarına dikkat çekti.

Devrimci Yapı, İnşaat ve Yol İşçileri Sendikası (Dev Yapı-İş) Genel Sekreteri Nihat Demir ise iş güvenliğinin artık ayakkabı ve baretten ibaret görüldüğünü söyledi. Olması gerektiği gibi işçi sağlığı ve güvenliğinin yapılmadığını dile getiren Demir, cinayetlerin bu nedenle yaşandığına dikkat çekti.

Avukat Berin Demir ise, işçilerin yargı sürecinde yaşadığı sorunlara işaret etti. “Biz sahneye girdiğimizde işçi yaşam hakkını yitirmiş oluyor” diyen Demir, bu ölümlerin temel kaynakları arasında devlet denetiminin olmaması ve özelleştirmenin yoğun olması ile ilgili olduğunu kaydetti. Denetleme mekanizmasının olmadığını, teftişlerin ise göstermelik olduğunu ifade eden Demir, şöyle devam etti:

“Yargı sürecinde de devletin geri çekildiğini görüyoruz. İşçi işe girerken birçok belge imzalatılıyor, formaliteden atölyeler düzenlediklerine dair görüntüleri klasörler halinde önümüze koyup işçinin ölümünden sorumlu olmadıklarını iddia ediyorlar. 2008’de yaşanan işçi ölümleri davası hala sürüyor. Bu nedenle aileler yasalarını tutamıyor. Adalet müessesesi çalışmıyor. Bu nedenle tüm sistem çöküyor.”

1 emekçinin daha yaşamı çalındı

İş cinayetleri son bulmuyor. Sakarya’nın Karasu ilçesi Kurudere Mahallesi’nde dün saat 15.00 sıralarında meydana gelen olayda, edinilen bilgiye göre Enbiya Demirci isimli işçi, tadilat için Kıran mevkiinde bulunan cami minaresine çıktı. Çalışma yaptığı esnada dengesini kaybeden Demirci, metrelerce yükseklikten yere düştü. Durumun haber verilmesi sonrasında bölgeye sağlık ve jandarma ekipleri sevk edildi.

Olay yerine gelen sağlık ekipleri, yaptıkları kontrolde Demirci’nin hayatını kaybettiğini belirledi. İşçinin cansız bedeni Karasu Devlet Hastanesi morguna kaldırılırken, jandarma olayla ilgili inceleme başlattı. İzmir Aliağa’da bulunan ve 4 Eylül’de bu yana bakım duruşunda olan PETKİM’de Flayer hattında yaşanan patlama nedeniyle Hazar isimli taşeron firmada çalışan 4 işçi yaralandı. 3 işçinin durumunun iyi olduğu, vücudunda yanıklar olduğu bilinen 1 işçinin ise tedavisinin devam ettiği ve durumunun ağır olduğu kaydedildi.

Not: İSİG iş kazalarını iş cinayeti olarak tanımlıyor…

Paylaşın

Ağustos Ayında En Az 186 İşçi İş Cinayetlerinde Yaşamını Yitirdi

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG), açıkladığı rapora göre Ağustos’ta en az 186 iş cinayeti yaşandı. Ağustos verilerinin yayınlanmasıyla birlikte yılbaşından bu yana iş cinayetlerinde hayatını kaybeden işçilerin sayısı 1202’e yükseldi.

Ocak’ta 120, Şubat’ta 109, Mart’ta 122, Nisan’da 129, Mayıs’ta 176, Haziran’da 189, Temmuz’da ise 171 işçi öldü.

2022’nin ilk sekiz ayında hayatını kaybeden işçilerin 1029’u ücretli (işçi ve memur), 173’ü ise kendi nam ve hesabına çalışan (çiftçi ve esnaf) kişilerdi. Yani ölenlerin yüzde 86’sını ücretliler, yüzde 14’ünü ise kendi nam ve hesabına çalışanlar oluşturdu. İşçilerin 36’sı (yüzde 2,99) sendikalı, 1166’sı ise (yüzde 97,01) sendikasızdı.

Ölen işçilerin 80’i kadın, 1122’si ise erkek işçilerdi. 14 yaş ve altı 18 çocuk işçi, 15-17 yaş arası 30 çocuk/genç işçi, 18-27 yaş arası 182 işçi, 28-50 yaş arası 585 işçi, 51-64 yaş arası 249 işçi, 65 yaş ve üstü 74 işçi hayatını kaybetti. İSİG Meclisi 64 işçinin ise yaşını belirleyemedi.

Ölen mülteci işçiler 

Yine yılbaşından bu yana Türkiye’de iş cinayetlerinde ölen işçilerin 67’si mülteci/göçmen işçiydi. Bu işçiler Suriyeli (27), Afganistanlı (16), Türkmenistanlı (6) Özbekistanlı (4), İranlı (3); Azerbaycan, Belaruslu, Endonezyalı, Iraklı, Kuveytli, Rusyalı, Pakistanlı, Sırbistanlı, Ukraynalı ve Yunanistanlıydı (1’er işçi).

En çok ölüm tarım ve orman işkolunda

Yılın ilk sekiz ayında iş cinayetlerinin işkollarına göre dağılımı şöyle:

Tarım, orman işkolunda 244 emekçi (120 işçi ve 124 çiftçi); inşaat, yol işkolunda 225; taşımacılık işkolunda 147; metal işkolunda 74; ticaret, büro, eğitim, sinema işkolunda 70; belediye, genel işler işkolunda 64; konaklama, eğlence işkolunda 53; sağlık, sosyal hizmetler 52 işçi; madencilik işkolunda 48; enerji işkolunda 37; gemi, tersane, deniz, liman işkolunda 28; savunma, güvenlik işkolunda 26; petro-kimya, lastik işkolunda 26; tekstil, deri işkolunda 22; ağaç, kâğıt işkolunda 15; çimento, toprak, cam işkolunda 11; gıda, şeker işkolunda 10; basın, gazetecilik işkolunda 7; banka, finans, sigorta işkolunda 3; iletişim işkolunda 2 işçi.

İSİG Meclisi hayatını kaybeden 38 işçinin işkolunu ise belirleyemedi.

En çok ölüm nedeni servis kazaları

İş cinayetlerinin nedenlerine göre dağılımı da şöyle:

Trafik, servis kazası nedeniyle 275; ezilme, göçük nedeniyle 223; yüksekten düşme nedeniyle 177; kalp krizi, beyin kanaması nedeniyle 131; elektrik çarpması nedeniyle 64; zehirlenme, boğulma nedeniyle 58; intihar nedeniyle 55; şiddet nedeniyle 48; Covid-19 nedeniyle 45; patlama, yanma nedeniyle 36; nesne çarpması, düşmesi nedeniyle 17; kesilme, kopma nedeniyle 9; diğer nedenlerden dolayı 64 işçi.

Not: İSİG, iş kazalarını iş cinayetleri olarak değerlendiriyor.

Paylaşın

7 Ayda 1014 İşçi İş Kazalarında Hayatını Kaybetti

İSİG tarafından yayımlanan rapora göre, yılın ilk 7 ayında en az 1014 işçi iş kazalarında hayatını kaybetti. Rapora göre, 199 ölümle en fazla iş kazası orman işkolunda oldu. Çalışırken ölen çocuk işçi sayısı 24’e yükseldi.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, “2022 Yılı İlk Yedi Ay İş Cinayetleri Raporu” ile Temmuz ayı iş cinayeti raporunu açıkladı. Buna göre 2022 yılının ilk yedi ayında en az 1014 işçi hayatını kaybetti. Temmuz ayında 169 işçi hayatını kaybetti.

İSİG verilerine göre;

Temmuz ayında tarım, orman işkolunda 55 iş cinayeti meydana geldi. Böylece bu yıl işkolundaki ölümler 199’a ulaştı. Özellikle mevsimlik tarım işçilerinin çalıştıkları bölgelere ya da tarlaya yolculuğu sırasında uygun olmayan ulaşım araçlarının kullanılması, eskiyen traktörler, işçilerin barınma-dinlenme-temizlik alanlarının yetersizliği, son dönemde kene ısırmaları vb. ölümlerin temel nedenlerini oluşturuyor.

Temmuz ayında 28, bu yıl ise şu ana kadar 192 inşaat işçisi hayatını kaybetti. Dış cephe iskele, çatı, asansör boşluğu vb. yüksekten düşmeler ölümlerin yarıdan fazlasını oluştururken diğer iki temel neden ise ezilme/göçük ile elektrik çarpmaları.

En çok işçi ölümünün meydana geldiği üçüncü işkolu ise taşımacılık. Ölümlerin yüzde 75’ini trafik kazaları oluştururken diğer önemli bir neden ise çalışma koşullarına bağlı kalp krizleri.

Şu ana kadar en az 18 moto kurye ölümü kayıt altına alındı.

Sanayi işkollarında ölümlerin yüzde 25’i metal, madencilik, enerji, tersane/gemi, kimya, tekstil… işkollarında meydana geldi.

İlk 6 ayda çalışırken ölen çocuk sayısı 24 iken sadece Temmuz ayında bu sayı 15 oldu. Ölen çocukların 1/3’ü de 14 yaş ve altında.

İlk 7 ayda 55 mülteci/göçmen işçi ölümü kayıt altına alındı. Bu işçilerden 24 işçi Suriyeli; 12 işçi Afganistanlı; 4 işçi Özbekistanlı; 3 işçi İranlı; 2 işçi Türkmenistanlı, 1’er işçi Azerbaycan, Belaruslu, Endonezyalı, Iraklı, Kuveytli, Rusyalı, Pakistanlı, Sırbistanlı, Ukraynalı ve Yunanistanlı oldu.

2022 yılının ilk yedi ayında iş cinayetlerinin aylara göre dağılımı şöyle: Ocak ayında 120, Şubat ayında 109, Mart ayında 122, Nisan ayında 129, Mayıs ayında 176, Haziran ayında 189 ve Temmuz ayında 169 işçi hayatını kaybetti.

2022 yılının ilk yedi ayında iş cinayetlerinin istihdam biçimlerine göre dağılımına bakıldığında 867 ücretli (işçi ve memur) ve 147 kendi nam ve hesabına çalışan (çiftçi ve esnaf) hayatını kaybetti. Yani ölenlerin yüzde 86’sını ücretliler yüzde 14’ünü ise kendi nam ve hesabına çalışanlar oluşturuyor.

2022 yılının ilk yedi ayında iş cinayetlerinin işkollarına göre dağılımı şöyle: Tarım, Orman işkolunda 199 emekçi (97 işçi ve 102 çiftçi); İnşaat, Yol işkolunda 192 işçi; Taşımacılık işkolunda 124 işçi; Ticaret, Büro, Eğitim, Sinema işkolunda 65 emekçi; Metal işkolunda 62 işçi; Belediye, Genel İşler işkolunda 52 işçi; Sağlık, Sosyal Hizmetler işkolunda 46 işçi; Madencilik işkolunda 42 işçi; Konaklama, Eğlence işkolunda 40 işçi; Enerji işkolunda 35 işçi; Gemi, Tersane, Deniz, Liman işkolunda 26 işçi; Savunma, Güvenlik işkolunda 23 işçi; Petro-Kimya, Lastik işkolunda 21 işçi; Tekstil, Deri işkolunda 19 işçi; Ağaç, Kâğıt işkolunda 12 işçi; Çimento, Toprak, Cam işkolunda 10 işçi; Gıda, Şeker işkolunda 8 işçi; Basın, Gazetecilik işkolunda 5 işçi; Banka, Finans, Sigorta işkolunda 2 işçi; İletişim işkolunda 1 işçi; işkolu belirlenemeyen 30 işçi hayatını kaybetti.

2022 yılının ilk yedi ayında iş cinayetlerinin nedenlerine göre dağılımı şöyle: Trafik, Servis Kazası nedeniyle 220 işçi; Ezilme, Göçük nedeniyle 189 işçi; Yüksekten Düşme nedeniyle 152 işçi; Kalp Krizi, Beyin Kanaması nedeniyle 112 işçi; Elektrik Çarpması nedeniyle 50 işçi; Zehirlenme, Boğulma nedeniyle 49 işçi; İntihar nedeniyle 49 işçi; Covid-19 nedeniyle 42 işçi; Şiddet nedeniyle 41 işçi; Patlama, Yanma nedeniyle 33 işçi; Nesne Çarpması, Düşmesi nedeniyle 15 işçi; Kesilme, Kopma nedeniyle 8 işçi; Diğer nedenlerden dolayı 54 işçi hayatını kaybetti.

2022 yılının ilk yedi ayında iş cinayetlerinin cinsiyetlere göre dağılımı şöyle: 68 kadın işçi ve 946 erkek işçi hayatını kaybetti.

Yaş gruplarına göre

2022 yılının ilk yedi ayında iş cinayetlerinin yaş gruplarına göre dağılımı şöyle: 14 yaş ve altı 14 çocuk işçi, 15-17 yaş arası 25 çocuk/genç işçi, 18-27 yaş arası 148 işçi, 28-50 yaş arası 483 işçi, 51-64 yaş arası 217 işçi, 65 yaş ve üstü 69 işçi, yaşı bilinmeyen 58 işçi hayatını kaybetti.

2022 yılının ilk yedi ayında iş cinayetlerinde ölenlerin 27’si (yüzde 2,66) sendikalı işçi, 987’si ise (yüzde 97,34) sendikasız. Sendikalı işçiler metal, kimya, madencilik, sağlık, belediye, iletişim, enerji, taşımacılık ve güvenlik işkollarında çalışıyordu.

2022 yılının ilk yedi ayında en fazla iş cinayetinde ölüm İstanbul’da yaşandı, 136 işçi hayatını kaybetti.

Not: İSİG, iş kazalarını iş cinayetleri olarak değerlendiriyor.

Paylaşın

6 Ayda 842 İşçi İş Kazalarında Yaşamını Yitirdi

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi tarafından paylaşılan rapora göre 2022 yılının ilk 6 ayında en az 842 işçi, iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. İş cinayetlerinde yaşamını yitiren işçilerden 53 kadın 789 ise erkekti.

İSİG Meclisi tarafından paylaşılan raporda, devam eden işçi direnişleri selamlanırken; yeniden belirlenen asgari ücret ve sonrasında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in yaptığı açıklamalar eleştirildi. Bilgin’in açlık sınırının 3 bin 600 lira ile 4 bin lira arasında olduğuna ilişkin açıklamasına karşı farklı sendikalar tarafından yapılan araştırmalar hatırlatılırken, enflasyon ile birlikte fiyatlarda yaşanan artışlara dikkat çekildi.

“İşçi sınıfı sağlıklı ve güvenli çalışmak, yaşamak için örgütlenmelidir” ifadeleri ile raporda yer alan bölümde, “6331 Sayılı İş Sağlığı Güvenliği Yasası’nın Resmi Gazete’de yayınlanmasının üzerinden 10 yıl geçti. Bu süreçte 18 bin işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti, yüzbinlerce işçi yaralandı, birçok arkadaşımız sakat kaldı” denilirken, “Meslek hastalıklarına dair ise bir bilgimiz yok, zira tespiti yapılmıyor, gizleniyor” ifadeleri yer aldı.

2022 yılının ilk 6 ayında iş cinayetlerinde ölenlerin 26’sının (yüzde 3,08) sendikalı işçi, 816’sının ise (yüzde 96,92) sendikasız olduğu bilgisi raporda yer aldı. Söz konusu tabloya karşı örgütlenmenin önemine dikkat çekilen açıklamada, çözüme ilişkin öneriler de yer alırken, mücadeleye devam edileceği vurgulandı.

2022’nin ilk 6 ayındaki cinayetlerde öne çıkan noktalara da vurgu yapılırken, çocuk işçi ve mülteci/göçmen işçi ölümlerinde artışa işaret edildi. Göçmen/mülteci işçi ölümlerine dair, “Büyük bir çoğunluğunun kayıtdışı olarak çalıştıklarını ve yine bu yüzden iş cinayetlerinin gizlendiğini de unutmamalıyız” denildi.

181 günlük süreçte hayatını kaybedenlerden 729’unun ücretli (işçi ve memur) ve 113’ü kendi nam ve hesabına çalışanlardan (çiftçi ve esnaf) oluştuğu belirtildi.

İş cinayetlerinin iş kollarına göre dağılımı şöyle:

  • İnşaat, Yol iş kolunda 165 işçi
  • Tarım, Orman iş kolunda 144 emekçi (69 işçi ve 75 çiftçi)
  • Taşımacılık işkolunda 98 işçi
  • Ticaret, Büro, Eğitim, Sinema iş kolunda 58 emekçi
  • Metal iş kolunda 55 işçi
  • Belediye, Genel İşler iş kolunda 49 işçi
  • Sağlık, Sosyal Hizmetler iş kolunda 40 işçi
  • Madencilik iş kolunda 34 işçi
  • Konaklama, Eğlence iş kolunda 32 işçi
  • Enerji iş kolunda 30 işçi
  • Savunma, Güvenlik iş kolunda 22 işçi
  • Gemi, Tersane, Deniz, Liman iş kolunda 21 işçi
  • Petro-Kimya, Lastik iş kolunda 19 işçi
  • Tekstil, Deri iş kolunda 18 işçi
  • Ağaç, Kâğıt iş kolunda 11 işçi
  • Çimento, Toprak, Cam iş kolunda 7 işçi
  • Gıda, Şeker iş kolunda 6 işçi
  • Basın, Gazetecilik iş kolunda 4 işçi
  • Banka, Finans, Sigorta iş kolunda 2 işçi
  • İletişim işkolunda 1 işçi
  • İş kolu belirlenemeyen 26 işçi

İş cinayetlerinin nedenlerine göre dağılımı şöyle:

  • Trafik, Servis Kazası nedeniyle 165 işçi
  • Ezilme, Göçük nedeniyle 155 işçi
  • Yüksekten Düşme nedeniyle 128 işçi
  • Kalp Krizi, Beyin Kanaması nedeniyle 100 işçi
  • İntihar nedeniyle 46 işçi
  • Covid-19 nedeniyle 42 işçi
  • Zehirlenme, Boğulma nedeniyle 41 işçi
  • Elektrik Çarpması nedeniyle 40 işçi
  • Şiddet nedeniyle 31 işçi
  • Patlama, Yanma nedeniyle 29 işçi
  • Nesne Çarpması, Düşmesi nedeniyle 12 işçi
  • Kesilme, Kopma nedeniyle 6 işçi
  • Diğer nedenlerden dolayı 47 işçi

2022 yılının ilk altı ayında iş cinayetlerinin cinsiyetlere göre dağılımı şöyle:

  • 53 kadın işçi
  • 789 erkek işçi

İş cinayetlerinin yaş gruplarına göre dağılımı şöyle:

  • 14 yaş ve altı 5 çocuk işçi
  • 15-17 yaş arası 17 çocuk/genç işçi
  • 18-27 yaş arası 116 işçi
  • 28-50 yaş arası 416 işçi
  • 51-64 yaş arası 183 işçi
  • 65 yaş ve üstü 58 işçi
  • Yaşı bilinemeyen 47 işçi

2022 yılının ilk 6 ayında 48 mülteci/göçmen işçi hayatını kaybetti. Bu işçilerin geldikleri ülkeler ise şöyle:

  • 19 işçi Suriyeli
  • 12 işçi Afganistanlı
  • 4 işçi Özbekistanlı
  • 3 işçi İranlı
  • 2 işçi Türkmenistanlı
  • 1’er işçi Belaruslu, Endonezyalı, Iraklı, Kuveytli, Rusyalı, Pakistanlı, Sırbistanlı, Ukraynalı ve Yunanistanlı.

Not: İSİG, iş kazalarını iş cinayetleri olarak değerlendiriyor.

Paylaşın