Hamilelik Ne Kadar Erken Tespit Edilebilir Ve Belirtileri Nelerdir?

Hamile olup olmadığını anlamaya çalışmak, gerilimle dolu duygusal bir yolculuk olabilir. Bu nedenle hamilelik döngüsünü, hamilelik testlerinin nasıl çalıştığını ve hamileliğin erken belirtilerini bilmek faydalı olabilir.

Haber Merkezi / Kadınlarda regl döneminin ilk gününden bir sonraki regl döneminin ilk gününe kadar 28 günlük bir adet döngüsü vardır. Döngüde yumurtlama, yani yumurtalıklardan bir yumurtanın salınması, genellikle bir sonraki regl döneminin başlangıcından yaklaşık 14 gün önce gerçekleşir.

Düzenli regl döngüleri olan bir kadının, yumurtlama döneminde cinsel ilişkiye girmişse, gebelik testi gebelikten sonraki iki haftada pozitif sonuç verebilir.

Hamilelik testi, vücudun yalnızca hamileyken ürettiği hCG hormonunun (İnsan Koryonik Gonadotropin) varlığını kontrol eder. Kanda ve idrarda tespit edilebilir.

İdrarda hCG’yi test eden evde hamilelik testleri, yumurtlamadan yaklaşık 10 ila 14 gün sonra hamileliği tespit edebilir.

Yine de, en doğru sonucu almak için testten önce kaçırılan bir sürenin beklenmesi sıklıkla tavsiye edilir.

Hamileliğin erken belirtileri

Regl gecikmesi hamileliğin önemli bir erken belirtisi olsa da, diğer belirtiler arasında memelerde değişiklikler (hassas veya şişmiş), idrara çıkma artışı, kusmayla birlikte veya kusmasız mide bulantısı (sabah bulantısı), aşırı yorgunluk ve ruh hali değişimleri yer alır.

Bu belirtiler subjektiftir ve kadından kadına büyük farklılıklar gösterir.

Evde hamilelik testi yaptıysanız ve pozitif sonuç aldıysanız, bunu bir sağlık kuruluşunda doğrultmanız iyi olur.

Doktor, hamileliği doğrulamak için kan veya idrar testi isteyebilir. Doktor ayrıca embriyonun implantasyonunu ve gelişimini kontrol etmek için ultrason taraması da yapabilir.

Paylaşın

Dikkat Çeken Araştırma: Doğum Kontrol Hapları Depresyona Neden Oluyor

İstenmeyen gebeliklerin oluşmasını önlemenin yanı sıra çeşitli hormonal dengesizlikleri düzenleyerek adet döneminde görülen çeşitli sağlık sorunlarının giderilmesine de yardımcı olan doğum kontrol haplarının depresyona neden olduğu ortaya çıktı.

Ergenlik çağında doğum kontrol haplarına başlayanların yaklaşık yüzde 130 daha yüksek oranda depresif semptomlara sahip olduğu tespit edildi. Benzer bir tablo, yüzde 92 gibi yüksek bir oranla yetişkin doğum kontrol hapı kullanıcılarında görüldü.

Doğum kontrol hapı kullanımının ilk iki yılında düzenli bir depresyon teşhisi alma riskinin ise yüzde 73 olduğu belirtildi.

İsveç’te Uppsala Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen büyük çaplı çalışmada, 250 bin kadının doğumdan menopoza kadar geçirdikleri değişim incelendi.

Sputnik Türkçe’nin aktardığına göre, çalışma, oral kontraseptifler (doğum kontrol hapları) ile depresyon arasındaki bağlantıyı ortaya çıkardı.

Ergenlik çağında doğum kontrol haplarına başlayanların yaklaşık yüzde 130 daha yüksek oranda depresif semptomlara sahip olduğu tespit edildi. Benzer bir tablo, yüzde 92 gibi yüksek bir oranla yetişkin doğum kontrol hapı kullanıcılarında görüldü.

Doğum kontrol hapı kullanımının ilk iki yılında düzenli bir depresyon teşhisi alma riskinin ise yüzde 73 olduğu belirtildi.

Gençler üzerinde daha etkili

Hapların gençler üzerindeki güçlü etkisinin ergenliğin neden olduğu hormonal değişikliklere bağlı olabileceği ifade edildi. Bu yaş grubundaki kadınlar, zaten önemli bir hormonal değişime uğradıkları için sadece hormonal değişimlere değil, aynı zamanda diğer yaşam deneyimlerine de daha duyarlı olabiliyor.

Genç kullanıcıların hapı bıraktıktan sonra bile artan bir depresyon oranına sahip oldukları bulunurken, yetişkin kullanıcılarda benzer bir etki gözlenmedi.

Çalışmaya katılan doktora öğrencilerinden Therese Johansson, “Doğum kontrol yöntemlerinin kadınlar için pek çok faydası olmasına rağmen hem tıp uzmanları hem de hastalar, bu ve benzeri çalışmalarda tespit edilen yan etkiler konusunda bilgilendirilmeli” dedi.

Paylaşın

Doğum Sonrası Komplikasyonlar: Kadınların Bilmesi Gerekenler

Doğum sonrası, aile genellikle çocuğa odaklanır, annenin sağlığı genellikle arka planda kalır. En son tıbbi yönergeler, annenin doğumdan sonraki üç hafta içinde bir konsültasyona gitmeleri gerektiğini söylese de, birçok anne doğum sonrası konsültasyonunu ihmal eder.

Haber Merkezi / Ancak son dönemlerde yapılan araştırmalar, doğumdan sonra, gebelikle ilgili ciddi tıbbi komplikasyonların ortaya çıkma sıklığına vurgu yapmaktadır.

Doğum sonrası komplikasyonlar en sık ne zaman ortaya çıkar?

Doğumdan sonraki ilk altı hafta en tehlikeli dönemdir; Kadınlar ve eşleri veya refakatçileri özellikle ilk hafta oldukça dikkatli olmalıdırlar. Hamilelikle ilgili komplikasyonlar, doğumdan sonraki bir yıl ortaya çıkabilir: İlk yılın tamamı hassas bir dönem.

En çok kim risk altındadır?

Ancak 35 yaş ve üzerindeki tüm annelerin komplikasyon yaşama olasılığı daha yüksektir. Obez kadınlar ve kalp hastalığı gibi altta yatan tıbbi sorunları olanlar gibi, ameliyat olmuş kadınların komplikasyonları daha fazladır.

En yaygın uyarı işaretleri nelerdir?

Birçok doğum sonrası semptom, daha ciddi tıbbi sorunlara işaret edebilir:

Geçmeyen veya kötüleşen baş ağrıları
Baş dönmesi veya bayılma
100.4 derece veya daha yüksek ateş
Yüzde veya ellerde şiddetli şişlik
Nefes almakta zorlanma

Göğüs ağrısı veya hızlı kalp atışı
Şiddetli mide bulantısı ve kusma
Şiddetli karın ağrısı
Ağır genital kanama veya akıntı
Aşırı yorgunluk

Zor bir hamilelik veya doğum, doğum sonrası komplikasyonları tetikleyen bir anormallikten daha fazlası mıdır?

Evet. Ancak sorunsuz ve kolay bir hamilelik geçiren biri bile tıbbi komplikasyonlar yaşayabilir.

Gebelikte gelişen hipertansif bozukluklar ve diyabet gibi bazı tıbbi durumlar doğum sonrası dönemde riskleri artırabilir, bu nedenle yakın takip gerektirir. Yüksek tansiyonu olan kadınlar, tansiyonlarını izlemek için bir cihaz takabilirler.

Sezaryen doğumlar enfeksiyonlara ve hayatı tehdit eden kan pıhtılarına yol açabilir. Prematüre veya gebelik yaşına göre küçük bebek doğurma durumlarında bebeğin yanı sıra annenin sağlığı da yakından izlenmelidir.

Travmatik bir doğum deneyiminin depresyona, kaygıya ve travma sonrası stres bozukluğuna yol açabileceği belirtilmektedir. Doğum sonrası kontrollerde tüm kadınlar depresyon açısından izlenmelidir.

Riski azaltmak için alınabilecek önlemler var mı?

Hamile değilseniz ve hamilelik planlıyorsanız, doktorunuzla ve eşinizle bir gebelik öncesi konsültasyon planlayın (eşinizin tıbbi geçmişi de önemli olabilir).

Hamile kalırsanız, doğum öncesi bakıma başlayın ve doktorunuzla konsültasyonları atlamayın. Doğumdan sonra, hastaneden taburcu olduktan sonraki ilk iki ila üç hafta içinde takip kontrolü için kadın doğum uzmanınızı veya ebenizi ziyaret edin.

Hamileliğiniz sırasında zorluk yaşıyorsanız veya yüksek tansiyon, diyabet veya obezite gibi sağlık sorunlarınız varsa, önceden var olan tıbbi durumlarınız hakkında doktorunuzla konuşun.

Doğumdan hemen sonra ağlamak normal mi? Hangi psikolojik belirtiler acil tıbbi müdahale gerektirir?

Bazı yeni anneler doğum yaptıktan sonra üzgün hissedebilir, ancak bu genellikle geçici bir durumdur. Üzüntü ve umutsuzluk duyguları devam ederse veya iyi bir anne olmadığınızı düşünüyorsanız veya hayatınız üzerinde hiçbir kontrolünüzün olmadığı konusunda endişelenmeye devam ederseniz yardım isteyin.

Kendinizi veya çocuğunuzu incitme düşünceleriniz veya bir türlü kurtulamadığınız müdahaleci düşünceleriniz varsa hemen yardım alın.

Not: Sunulan bilgilerin amacı herhangi bir hastalığı teşhis veya tedavi etmek, iyileştirmek veya önlemek değildir. Tüm bilgiler yalnızca genel bilginize yöneliktir, tıbbi tavsiye veya belirli tıbbi durumların tedavisinin yerine geçmez. Uygulamadan önce bu bilgileri doktorunuzla görüşün.

Paylaşın

Hamilelik Kaynaklı Komplikasyonlar Nedeniyle “Her Gün 800 Kadın” Ölüyor

Hamilelikte, doğum sırasında ya da hamileliğin sona ermesinden altı hafta sonrasına kadar meydana gelen ölümler olarak tanımlanan anne ölümleri, dünya genelinde yeniden yükselmeye başladı.

Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) konuya ilişkin son raporuna göre her gün yaklaşık 800 kadın hamilelikle ilgili komplikasyonlar nedeniyle hayatını kaybediyor.

Raporda son yıllarda Latin Amerika, Karayipler, Avrupa ve Kuzey Amerika’da anne ölüm oranlarının hızla yükseldiğine dikkat çekiliyor.

2000’den 2020’ye kadar olan dönemi kapsayan araştırmada anne ölüm oranlarının 2000’den 2020’ye kadar dünya çapında azaldığı belirtiliyor.

Dünya Sağlık Örgütü evrensel sağlıktan sorumlu genel müdür yardımcısı Dr. Anshu Banerjee, dünya genelinde tahminen 270 milyon kadının modern aile planlaması yöntemlerine erişimi olmadığının altını çiziyor.

Ölümlerin çoğun yoksul ülkelerde ve savaşın yaşandığı bölgelerde yoğunlaşıyor. Küresel anne ölümlerinin yüzde 70’e ulaştığı Sahra altı Afrika’nın büyük risk altında olduğuna dikkat çekiliyor. Bölgede 15 yaşındaki bir kız çocuğunun gebelikle ilgili nedenden ölme riski 40’ta 1.

Yemen, Suriye ve Afganistan gibi insani krizlerin yaşandığı ülkelerde, her 100 bin canlı doğumda 551 anne ölümünün gerçekleştiği belirtiyor. Bu noktada dünya ortalaması ise 100 binde 223.

2000 yılındaki 446 bin anne ölümü yaşanırken, bu rakam 2016’da 309 bin, 2020’de 287 bine geriledi; ancak ‘beklentilerin altında kaldı.”

Raporda anne ölümleri, hamilelikte, doğum sırasında ya da hamileliğin sona ermesinden altı hafta sonrasına kadar meydana gelen ölümler olarak tanımlanıyor. Yasadışı kürtajların neden olduğu ölümler de bu tanım içinde yer alıyor.

Dünya Sağlık Örgütü, küresel anne ölüm oranını 2030’a kadar 100 bin canlı doğumda 70 ölümün altına düşürmeyi umuyor.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Çölyak Hastalığı Hamileliği Nasıl Etkiler?

Çölyak hastalığı, sindirim sistemini etkileyen otoimmün bir hastalıktır. Çölyak hastalığı olan kişilerin yarısından fazlası kadındır. Çölyak hastalığı veya glüten intoleransı olan kadınlar, buğday, çavdar ve arpada bulunan bir protein olan glüteni tolere edemez.

Haber Merkezi / Glutensiz bir beslenme planını takip eden çoğu kadın sağlıklı bir gebelik süreci geçirir, bebeği de oldukça sağlık bir şekilde dünya aya gelir.

Bununla birlikte, çölyak hastalığı, aşağıdakiler de dahil olmak üzere bazı gebelik komplikasyonlarıyla ilişkilendirilmiştir: Düşük, düşük doğum ağırlıklı bebek, erken doğum veya 37. gebelik haftasından önce doğum.

Bu sorunlar, genel olarak çölyak hastalığı olduğunu bilmeyen kadınlarda meydana gelir.

Çölyak hastalığının belirtileri nelerdir?

Gaz, ishal ve mide ağrısı
Açıklanamayan demir eksikliği anemisi
Aşırı yorgunluk veya bitkinlik
Depresyon veya kaygı
Kaçırılan adet dönemleri
Kilo kaybı
Kabarcıklarla birlikte çok kaşıntılı bir deri döküntüsü
Kısırlık (hamile kalamama)
Düşükler

Çölyak hastalığı nasıl teşhis edilir?

Doktor çölyak hastalığını test etmek için aşağıdakilerden birini veya her ikisini yapabilir:

Kan testi: Çölyak hastalığı olan kadınların kanlarında belirli otoantikorların normalden yüksek seviyeleri vardır. Otoantikorlar, vücudun hücrelerine veya dokularına karşı reaksiyona giren proteinlerdir.

İnce bağırsağın biyopsisi: Doktor, biyopsi sırasında ince bağırsağa bakmak için endoskop adı verilen uzun, ince bir tüp kullanır. Teşhis için bağırsaktan küçük doku parçaları çıkaracaktır.

Çölyak hastalığı nasıl tedavi edilir?

Çölyak hastalığı ve glüten intoleransının tek tedavisi glütensiz yiyecekler yemektir. Glutensiz beslenmeye alışmak ilk başta bunaltıcı görünebilir.

Bir diyetisyen ve doktor menü planlama, alışveriş yapma ve dışarıda yemek seçimleri konusunda yardımcı olabilir.

Not: Sunulan bilgilerin amacı herhangi bir hastalığı teşhis veya tedavi etmek, iyileştirmek veya önlemek değildir.

Tüm bilgiler yalnızca genel bilginize yöneliktir, tıbbi tavsiye veya belirli tıbbi durumların tedavisinin yerine geçmez. Uygulamadan önce bu bilgileri doktorunuzla görüşün.

Paylaşın

Hamilelik Sonrası Göbek Yağı Nasıl Eritilir?

Hamilelik sonrası göbek bölgesinde oluşan yağlardan kurtulmak zor olabilir. Yeni anne olanlar, hamilelik sonrası göbek bölgesinde oluşan yağı nasıl eritecekleri konusunda gerçekten endişelenme eğilimindedirler ve her şeyi denemeye hazırdırlar.

Haber Merkezi / Hamilelik sonrası göbek bölgesinde oluşan yağlarından nasıl kurtulacağınızı mı merak ediyorsunuz?  Okumaya devam edin…

Göbek bölgesinde yağlanmanın arkasında birçok neden olabilir, bunların birçoğunun yeme veya egzersizle hiçbir ilgisi yoktur. İşte göbek yağının arkasındaki nedenleri anlamanıza yardımcı olacak birkaç örnek.

Hormonlar: Göbeğinizin etrafında yağlanma söz konusu olduğunda hormonlarınız hayati bir rol oynar. Östrojen, hamilelik sırasında kadınların göbek çevresinde kilo almasını sağlayan bir kadınlık hormonudur. Hamilelik sırasında östrojen seviyeleri önemli ölçüde azalır, böylece genellikle emzirmeye hazırlık olarak adlandırılan karın ve uyluk çevresindeki yağ depolanması artar.

Hamilelik: Hamilelik sırasında, kadının cildi bir veya iki bebeği barındıracak kadar gerilir, böylece bebek korumada kalır. Bu da kadınların hamilelik döneminde göbek çevresinden kilo alması için yeterli bir sebeptir.

Genetik yapı: Her insan farklı bir genetik yapıya sahiptir. Bazıları karın çevresinde kolayca yağ alırken, bazıları tamamen genetiği nedeniyle uyluklarının çevresinde yağ alır.

Stres : Stres, birçok kişi için kilo alımının ana nedenidir, çünkü kronik olarak stres altında olduğunuzda, vücudunuz stresle mücadele edebilmek için büyük miktarda kortizol üretmeye başlar. Yüksek düzeyde kortizol, göbek etrafında yağ depolanmasına yol açar. Yani, stres miktarı göbek boyutunuzla doğru orantılıdır.

Yanlış beslenme: Beslenmeye yanlış gıdaları dahil etmek de karın bölgesinde yağlanmya neden olabilir.

Hamilelikten sonra düz bir karın için en hızlı çözüm yolları

Emzirme: Yeni anneler için emzirme, hamilelik sonrası kilolarını oldukça kolay bir şekilde kaybetmelerinin sihirli yollarından biridir. Bunun arkasındaki mantık basittir. Emzirirken rahminiz normal boyutuna dönmeye başlar, böylece karnınız küçük ve düzgün görünür.

Doğru beslenme: Hamilelik sonrası doğru yiyecekler yemek, karın çevresindeki yağı kaybetmeye kesinlikle yardımcı olacaktır.

Alkolden uzak durun: Hamileliğiniz sırasında alkolden uzak durmuş olmalısınız, ancak karın bölgesindeki yağı da kontrol altında tutmak için şekerli, gazlı içeceklerle birlikte alkolden uzak durmanız önerilir.

Tam vücut egzersizi: Hamilelikten sonra, vücudunuzun belirli bir bölümündeki yağları azaltmanıza yardımcı olacak egzersizler hakkında çok şey duyacaksınız. Ancak burada önerdiğimiz şey, yağ kaybı dengesini korumak için tüm vücudunuzu çalıştırmanızdır çünkü bu, diğer sorunlu alanlarla birlikte karın bölgesindeki yağları da eritmenize yardımcı olacaktır.

Ağırlık ve kuvvet antrenmanı: Kardiyovasküler egzersizler, kilo verme problemlerinizin çoğunu çözebilecek egzersizlerdir.

Motive olun: Motivasyon, kilo vermenin anahtarı olmaya devam ediyor, ihtiyacınız olan tek şey, o inatçı göbek bölgenizdeki yağlardan kurtulma hedefine yönelik motive kalmak.

Not: Sunulan bilgilerin amacı herhangi bir hastalığı teşhis veya tedavi etmek, iyileştirmek veya önlemek değildir. Tüm bilgiler yalnızca genel bilginize yöneliktir, tıbbi tavsiye veya belirli tıbbi durumların tedavisinin yerine geçmez. Uygulamadan önce bu bilgileri doktorunuzla görüşün.

Paylaşın

Anoreksiya Nervosa Hamileliği Nasıl Etkiler?

Genellikle anoreksi olarak adlandırılan anoreksiya nervosa, bir tür yeme bozukluğudur. Anoreksiyalı kişiler o kadar az yer ki sağlıksız şekilde kilo kaybederler ve tehlikeli derecede zayıflarlar. Zayıf olduklarında bile fazla kilolu veya şişman olduklarını düşünebilirler.

Haber Merkezi / Anoreksiya, erkeklerden daha fazla kadınları etkiler. Anoreksiya, özellikle hamile kalma ve hamilelik sırasında sorunlara neden olabilir.

Aşırı kilo kaybı adet dönemlerinin gecikmesine neden olabilir: Yumurtlamayabilir veya yumurtalıktan bir yumurta bırakamazsınız. Yumurtlamak için yeterince kilonuz olmadığında hamile kalmak zordur.

Hamilelik sırasında anoreksiyanın oluşturacağı riskler:

  • Düşük (gebelik kaybı)
  • Erken doğum veya 37 haftalık hamilelikten önce doğum
  • Sezaryen ile doğum
  • Düşük doğum ağırlıklı bir bebek (doğumda beş kilodan az)
  • Bebek doğduktan sonra depresyon (doğum sonrası depresyon)

Anoreksiya Nervosa belirtileri nelerdir?

Fiziksel belirtiler:

  • Aşırı kilo kaybı
  • Kansızlık
  • Düzensiz kalp ritmi
  • Yorgunluk
  • Uyku bozukluğu (İnsomnia)
  • Erkeklerde testis oranında düşüş
  • Kadınlarda adet düzensizliği ya da adet görememe
  • Baş dönmesi ve bayılma
  • Tırnaklarda mavimsi renk değişikliği
  • Saçlarda incelme ve azalma
  • Kabızlık
  • Kuru ya da sarımsı cilt
  • Kemik erimesi
  • Kol ya da bacakların şişmesi
  • Böbrek sorunları

Duygusal ve davranışsal belirtiler:

  • Sürekli besinlerle ilgilenme,
  • Açlık hissini reddetme,
  • Kilo alma korkusu,
  • Sosyal hayattan geri çekilme,
  • Sinirli olmak,
  • Depresif ruh hali ve depresyona girme.

Anoreksiya Nervosa nedenleri?

Anoreksiya nervozanın kendine özgü bir nedeni yoktur. Ergenlik döneminde görülen bir hastalık olan anoreksiyanın gençlerin ergenlik değişimlerine uyum sağlamada karşılaştığı gülüklerden dolayı ortaya çıktığı söylenebilir. Çevresel, psikolojik ve biyolojik faktörlerin bir araya gelmesi sonucu ilerleyen hastalık tedavi edilmediğinde hastanın hayatını kaybetmesine neden olabilir.

Biyolojik nedenler; Anoreksiya nervoza hastaları genellikle duyarlı, azimli ve mükemmeliyetçi kişiliğe sahiptir. Genetik yatkınlığı olduğuna dair kesinleşmiş çalışmalar olmamasına rağmen ailesinde anoreksiya hikâyesi olanlarda hastalığın görülme riski yüksek olabilir.

Psikolojik nedenler; Bebeklik ve çocukluk dönemindeki yanlış beslenme davranışları ilerleyen dönemlerde anoreksiya gelişimi için risk yaratabilir. Utangaç, depresif, boyun eğen, obsesif kompülsif kişilik bozukluğuna sahip gençlerde hastalık daha sık görülür.  Ebeveynleri ile arasında sevgi bağı düşük olanlarda ve geçmişte cinsel istismara uğramış kadınlarda anoreksiya nervoza görülme riski yüksektir.

Çevresel faktörler; Moda dünyasında zayıf vücudun popüler olması özelikle ergenlik dönemindeki gençleri olumsuz etkiler. Zayıf bir bedene sahip olmak amacıyla gençler diyet yapmaya başlar ve ince görünmek konusunda takıntılı bir ruh haline bürünür. Dansçılar, balerinler, mankenler, jokeyler iş yaşamlarındaki rekabetten ve beklentilerden dolayı sürekli kilolarını korumak zorundadır. Bu meslek grubundakilerde yeme bozuklukları görülme riski yüksektir.

Anoreksiya için ne zaman doktora başvurmak gerekir?

Anoreksiya, diğer yeme bozuklukları gibi ömür boyu sürebilen bir hastalıktır. Anoreksiyalı kişiler hastalığın en başından itibaren tedavi olmayı reddeder. Kişide fiziksel ve duygusal belirtilere ek olarak aşağıdaki durumlarda varsa anoreksiyadan şüphelenerek doktora başvurmak gerekir:

  • Öğün atlamak,
  • Yemek porsiyonlarını küçültmek,
  • Yemek yememek için bahaneler üretmek,
  • Besinlerin yağ ve kalorilerini sürekli hesaplamak ve bu değerlere göre beslenmek,
  • Lezzetli yemeklerden kaçmak,
  • Sürekli kaç kilo olduğunu tartmak,
  • Toplum içinde yemek yemeyi reddetmek,
  • Ayna karşısında kendini çok sık kontrol etmek,
  • Ne kadar ince olursa olsun kilolu olduğunu savunarak şikayet etmek,
  • Bol kıyafetler giyerek vücudu saklamak,
  • Kimsenin kendileri hakkındaki görüşüne önem vermemek.

Anoreksiya nervoza tedavi yöntemleri

Anoreksiya nervozanın tedavisi uzman bir psikiyatrist, diyetisyen, psikolog, ortopedi, endokrinoloji, fizyoterapist, hemşire gibi sağlık personelinin katkısıyla oluşturulan ekip çalışması gerektirir. Hastanın ve ailesinin tedaviye katılımı tedavinin başarısı açısından oldukça önemlidir.  Hastanın uygun bir beden ağırlığa gelmesinin fiziken ve ruhen etkileri açıkça anlatılabilmelidir. Hastanın ikna edilmesi ve hastalığının etkilerini fark etmesi sağlanmalıdır.

Hasta olması gereken vücut ağırlığının %30’unu kaybetmişse genellikle tedavi için hastaneye yatırılır ve kilo alımı kontrol altında tutulur. Bireyin kimlik duygusunu ve öz saygısını geri kazanmasını sağlamak amacıyla psikoterapi seansları ailesi ile birlikte düzenlenebilir. Hasta istenilen ağırlığa geldiğinde hastaneden taburcu edilebilir ancak hastalığın nüksedebilme oranının yüksek olması nedeniyle sürekli kontrol altında tutulması önemlidir.

Paylaşın

Sigara, Hamileliği Nasıl Etkiler?

Sigarayı bırakmak için asla geç değildir… Hamilelik sırasında sigara içmek, doğmamış bebeğinizi sigara dumanında bulunan 4.000’den fazla kimyasala maruz bırakır.

Haber Merkezi / Sigara içiyorsanız, bebeğinizi tütün dumanından korumak, bebeğinizin hayata sağlıklı bir başlangıç ​​yapmasını istiyorsanız yapabileceğiniz en iyi şey sigara içmeyi bırakmak olacaktır.

Sigara hamileliğinizi nasıl etkiler?

Hamileyken sigara içmek hem anne hem de bebek için sorunlara neden olabilir:

  • Düşük
  • Ektopik gebelik (fetüsün rahim dışında geliştiği yer)
  • Hamileliğin son aylarında, sizin ve bebeğiniz için hayati tehlike oluşturabilecek kanama
  • Solunum, beslenme ve sağlık sorunlarına neden olabilen erken doğum (37 haftadan önce başlar)
  • Bebeğinizin anne karnında ölmesi (ölü doğum da denir) veya doğumdan kısa bir süre sonra
    bebeğinizin yarık dudak veya yarık damak gibi anormalliklerle doğması

Sigara, anne karnındaki bebeklerin büyümesini etkiler. Sizden bebeğinize plasentadan geçen oksijen ve besin maddelerini azaltır. Sigara içen annelerin bebekleri, genellikle sigara içmeyen kadınların bebeklerinden daha hafiftir. Daha küçük bebekler, daha kısa veya daha kolay doğum anlamına gelmez. Doğum sırasında ve sonrasında sıklıkla problem yaşayabilirler. veya örneğin, ısınma sorunları yaşamaları ve enfeksiyon kapma olasılıkları daha yüksektir.

Uzun vadeli etkileri

Anneleri hamilelik sırasında sigara içen bebeklerin ve çocukların aşağıdaki riskleri daha yüksektir:

  • Ani ve açıklanamayan ölüm (ani bebek ölümü sendromu veya SIDS olarak da adlandırılır)
  • Astım , zatürree , göğüs ve kulak enfeksiyonları
  • DEHB gibi davranış sorunları

Nasıl bırakılır?

Sigarayı bırakmak için asla geç değildir. Hamileliğiniz sırasında herhangi bir zamanda bırakmanın sizin ve bebeğinizin sağlığı için büyük faydaları vardır. Sigarayı ne kadar erken bırakırsanız, fayda o kadar büyük olur. Sigarayı bırakmak zordur, yardım ve destek almak için doktorunuza danışabilirsiniz.

Dikkat: Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır.

Paylaşın

Egzersiz, Doğumdan Sonra Ne Zaman Yapmaya Başlanmalı?

Tutarlı bir egzersiz programı ve sağlıklı beslenme, kilo vermenin ve “hamilelik öncesi” kilonuza dönmenin en iyi yoludur, ancak yeni doğum yaptığınız için kendinizi aşırı zorlamamaya dikkat etmelisiniz.

Haber Merkezi / Bir fitness rutinine başlamaya hazır olduğunuzu hissediyorsanız, özellikle sezaryen yaptırmışsanız, egzersize başlamanın sizin için güvenli olduğundan emin olmak için mutlaka doktorunuzla görüşün.

Amacınız kilo vermekse, haftada bir ila iki kilo kaybı, en sağlıklı kilo kaybı oranıdır. Önceki kilonuza dönmenizin 12 ay kadar sürmesi alışılmadık bir durum değildir.

Bir egzersiz rutini nasıl seçerim? İşte kendinize sormanız gereken sorular:

  • Hangi fiziksel aktivitelerden hoşlanırım?
  • Grup etkinliklerini mi yoksa bireysel etkinlikleri mi tercih ederim?
  • Bebeğimle yapabileceğim herhangi bir aktivite var mı?
  • Hangi programlar programıma en uygun?
  • Egzersiz seçimimi sınırlayan fiziksel koşullarım var mı?
  • Aklımda hangi hedefler var? (örneğin, kilo vermek, kasları güçlendirmek veya esnekliği artırmak)

Nasıl başlarım?

Başlarken, takip etmesi ve kalması kolay bir rutin planlamalısınız. Program daha rutin hale geldikçe, egzersiz sürelerinizi ve aktivitelerinizi değiştirebilirsiniz.

  • Hoşunuza giden bir aktivite seçin. Unutmayın egzersiz eğlenceli olmalı ve bir angarya değil. Hatta bu eğlenceye bebeğinizi de dahil edebilirsiniz. Bebek arabasıyla koşmayı veya yürümeyi deneyin ve küçük neşe paketinizi 12 kiloluk bir ağırlık olarak düşünün.
  • Günlük rutininize düzenli egzersiz programlayın. Sıkılmamak için çeşitli egzersizler ekleyin.
  • Karın egzersizleri altı hafta sonra en etkili olacaktır.
  • Düzenli olarak egzersiz yaparsanız, yakında yaşam tarzınızın bir parçası haline gelecektir.
  • Bir egzersiz programına başlamak için gözetime veya tıbbi tavsiyeye ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız, doktorunuza danışın.
  • Genel bir kural, ilk 6 ila 8 haftada bebeğinizden daha ağır ağırlıkları kaldırmamaktır.

Aşağıdaki durumlarda egzersiz yapmayı bırakın ve doktorunuzu arayın:

  • Şiddetli veya kronik ağrı
  • Artan vajinal kanama
  • Baygınlık
  • Mide bulantısı
  • Nefes darlığı
  • Aşırı yorgunluk ve kas zayıflığı

Dikkat: Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır.

Paylaşın

Hamilelikte Egzersiz Yapmak Güvenli mi?

Hamilelik, koşu, tempolu yürüyüş, yüzme, su aerobiği, pilates, yoga ve ağır çalışma dahil olmak üzere çok çeşitli egzersizler için uygundur. Koşmak, hamilelik öncesi yapılmışsa zaten iyidir.

Haber Merkezi / Bununla birlikte, hamileliğin ilerleyen dönemlerinde koşmak rahatsız edici olacağı için yerini tempolu yürüyüşlere bırakmalıdır. Gebeliğin sonraki dönemlerinde eklemler gevşediği için, yüksek tempolu ve eklemleri zorlayan egzersizlerde kaçınılmalıdır.

Hamilelikte herhangi bir egzersiz hiç yapmamaktan iyidir. Bu nedenle hamileliğin sefil bir durum gibi göründüğü günlerde bile, hamile kadın birkaç dakika egzersiz yapmaya teşvik edilmelidir.

Hamilelikte egzersizin faydaları

  • Sağlıklı vücut şeklini koruma
  • Kilo alımını düzenleme
  • Esenlik duygusunu artırarak zihinsel sağlığı iyileştirme
  • Kaliteli uyku ve stres atma
  • Yorgunluğu önleme

Hamilelikte güvenli egzersiz nasıl yapılır?

  • Egzersiz sırasında çok fazla ısınmaktan kaçınma,
  • Nefessiz bırakan egzersiz yoğunluğundan kaçınma,
  • Kan şekerindeki ani düşüşleri önlemek için susuz kalmama ve düzenli besleme,
  • Ani hareketler içeren diğer sporlardan kaçınma,
  • Sırt üstü yatmayı içeren egzersizlerden kaçınma, çünkü bunlar hem bebeğe hem de hamile kadının beynine giden kan akışını keserek baygınlık hissine neden olabilir,
  • Karın kaslarının kasılmasını gerektiren egzersizlerden kaçınma, çünkü bunlar uterusa aşırı baskı uygular.

Hamilelikte egzersiz yapmama nedenleri

  • Düşük riski
  • Fetal hipoksi
  • Fetal bradikardi
  • Erken doğum riski
  • Düşük doğum ağırlığı

Hamilelikte egzersiz için dikkat edilmesi gerekenler

  • Herhangi bir vajinal kanama (tehdit edilen düşük veya erken doğum belirtisi olabilir)
  • Baş dönmesi, göğüs ağrısı, çarpıntı, baş ağrısı
  • Kas zayıflığı veya yürümede zorluk
  • Baldır kası ağrısı veya şişmesi
  • Erken doğum
  • Azaltılmış fetal hareketler
  • Doğum başlamadan önce amniyotik sıvının kaçışı

Hamilelikte egzersizden ne zaman kaçınılmalı

  • Erken doğumu öngören serviksin anormal kısalması
  • 26. haftadan sonra bile plasenta previa veya alçakta yatan plasenta
  • Kalıcı vajinal kanama
  • Kısıtlayıcı akciğer hastalığı
  • Egzersize başlamadan önce nefes darlığı
  • Yüksek kan basıncı
Paylaşın