Sevda Ferdağ Kimdir? Hayatı, Filmleri

15 Ağustos 1942 yılında Balıkesir’de dünyaya gelen Sevda Ferdağ, 17 Şubat 2024 yılında İstanbul’da hayatını kaybetti. Asıl adı Lütfiye Dumrul olan Sevda Ferdağ’ın naaşı Kuruçeşme Mezarlığı’na defnedildi.

1958 yılında henüz 16 yaşında iken O Günden Sonra filmi ile Türk sinemasına adım atan Sevda Ferdağ, ilk filmindeki başarısızlık ve çalışma şartlarının cazip gelmemesi üzerine ablası ile birlikte Almanya’ya gitti. Sevda Ferdağ, Almanya’da birçok derginin kapak sayfaları için model oldu ve birçok sinema menajerinden oyunculuk teklifi aldı.

Yaşadığı şehir İstanbul’u özleyince beş yıl sonra Türkiye’ye geri dönen Sevda Ferdağ, 1963 yılında Azrail’in Habercisi filmi ile tekrar Yeşilçam’da yer aldı. Sevda Ferdağ, 1964’te Halit Refiğ’in Gurbet Kuşları filminde dansöz rolünde oynadı.

1970’li yılların ikinci yarısından sonra ortaya çıkan Yeşilçam seks furyası Sevda Ferdağ’ı da etkiledi. Komedi ve arabesk filmlerinin yanı sıra furyanın filmleri de ilgi gördü. Sevda Ferdağ, bu dönemde Hop Dedik Kazım ve Şöhret Budalası gibi filmlerde yer aldı. Kuralları olan oyuncu olmaktan uzak duran Ferdağ, elli yılda 150’nin üzerinde filmde rol aldı. Sevda Ferdağ, birçok yapımda “erkekleri baştan çıkaran vamp kadını” rollerine hayat verdi.

Sevda Ferdağ, 1979 yılında Seninle Son Defa filmindeki Nesrin karakteri ile Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazandı. 1998’de Ağır Roman filmindeki rolü ile Altın Portakal En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödülüne değer görülen Sevda Ferdağ, 2003 Sadri Alışık Tiyatro ve Sinema Oyuncu Ödülleri’nde Orhan Aksoy ile birlikte Onur Ödülü tevcih edildi.

Sevda Ferdağ, 2009 yılında Vedat Türkali, Ülkü Erakalın, Yalçın Tura ile birlikte Altın Portakal Yaşam Boyu Onur Ödülü’ne layık görüldü. Sevda Ferdağ, ödülünü Halit Refiğ adına aldığını söyledi.

Salon komedileri ve “sabun köpüğü” tabir edilen filmlerde başrol, daha kalıcı filmlerde ise yardımcı kadın oyuncu rollerinde oynayan Sevda Ferdağ, Türk filmlerine ilginin azaldığı bir dönemde geçinebilmek için Fahrettin Aslan’ın gazinolarında şarkıcılık yaptı.

Sevda Ferdağ’ın rol aldığı yapımlardan bazıları: O Günden Sonra, Helal Olsun Ali Abi, Adanalı Tayfur, Azrailin Habercisi, Beyoğlu Piliçleri, Beş Şeker Kız, Günah Kızları, Gurbet Kuşları, İstanbul’un Kızları, Sokakların Kanunu, Adanalı Tayfur Kardeşler, Aşkların En Güzeli, Dullar Tercih Edilir, Bir Caniye Gönül Verdim,

Cezmi Band 007.5, Hak Yolunda Hazreti Yahya, Hazreti Yusuf’un Hayatı, Helal Adanalı Celal, İstanbul Kazan Ben Kepçe, Kahreden Kurşun, Kanunsuzlar, Kart Horoz, Posta Güvercini, Şehvetin Esiriyiz, Şenol Birol Gool, Son Darbe, Sonsuz Geceler, Ailenin Yüz Karası, Arzunun Bedeli, Çingene, İnsan Bir Kere Ölür, Kan Ve Kurşun,

Kanun Benim, Kara Fatma, Karanlıkta Vuruşanlar, Para Kadın Ve Silah, Yaşamaya Mecburum, Ziyaret, Acı Su, Gizli Yüz, Tersine Dünya, Bir Kadın Yüzü, Senin İçin Bir Kadeh, Yer Çekimli Aşklar, Cemile Ve Umudun Masalı, Şahin, Sara ile Musa, Zehra Ana, Ağır Roman, Sıcak Saatler, Aşkın Dağlarda Gezer, Güle Güle,

Aşk Güzel Şeydir, Hanım Ağa, Kumkapı Olayı / Üzgünüm, Berivan, Zeybek Ateşi, Gelin, Perçem, Şöhret, Hacı, Yaprak Dökümü, Ömre Bedel.

Paylaşın

Adalet Bakanı’ndan DEM Parti’ye ‘Kapatma Tehdidi’

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Demokratik siyaset yaptığını söyleyenler terörle arasına mesafe koyar. Geçmişte koymadıkları için kapatılan partiler oldu” dedi ve ekledi:

“Aynı şekilde aynı yolu izlerse DEM Parti aynı muamele ile karşılaşır diyoruz. Milletten aldığınız yetkiyi kötüye kullanmayın diyorum.”

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Türkiye Yüzyılı’nda Çocuk Hukuku Paneli”nin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Tunç, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, DEM Parti’ye kapatma davası açılması çağrısıyla ilgili de konuştu.

Birgün’ün aktardığına göre; Bakan Tunç, şunları şöyledi: “Demokratik hukuk devletinde şiddet olmaz. Anasayasamızın 26. maddesi şiddete teşviği suç sayar. Ülkemizin huzurunu bozmaya çalışan terör örgütlerinin hepsiyle mücadele etmeye kararlılıkla devam edeceğiz.

Demokratik siyaset yaptığını söyleyenler terörle arasına mesafe koyar. Geçmişte koymadıkları için kapatılan partiler oldu. Böyle bir süreçle karşı karşıya kalmak istemiyorsanız terörü, şiddeti reddedin. Millet size oy verirken hizmet etsin diye oy veriyor.

Terörü destekleyen açıklamalarda bulunursanız o zaman demokratik hukuk devleti buna müsaade etmez yetkili makamlar devreye girer. Kapatılan partiler oldu aynı şekilde aynı yolu izlerse DEM Parti aynı muamele ile karşılaşır diyoruz. Milletten aldığınız yetkiyi kötüye kullanmayın diyorum.”

Paylaşın

ABD’den Gazze’de ‘Kıtlık Riski’ Uyarısı

Filistin – İsrail savaşının 201. günü geride kalırken, ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan Gazze Şeridi’nde, özellikle de bölgenin kuzeyinde kıtlık riskinin “çok yüksek” olduğu açıklaması geldi.

Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı ise son 24 saatte 32 artarak 34 bin 183’e yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralananların sayısı ise son 24 saatte 59 artarak 77 bin 143’e çıktı.

Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

VOA Türkçe’nin aktardığına göre; ABD’nin Ortadoğu’da insani meselelerden sorumlu özel temsilcisi David Satterfield, Washington’da gazetecilere yaptığı açıklamada, Gazze’de, özellikle de bölgenin kuzeyinde kıtlık riskinin “çok yüksek” olduğunu söyledi.

Satterfield, İsrail’in son haftalarda Gazze’ye yardımların girişine izin verme konusunda önemli adımlar attığını belirtti ancak hala yapılması gerekenlerin olduğuna da dikkat çekti. Satterfield, Washington’un, İsrail’in attığı adımlardan memnun olup olmadığı konusunda net bir ifade kullanmazken, “İsrail son iki buçuk haftada önemli adımlar attı. Hala yapılması gereken çok fazla iş var ama ilerleme kaydedildi” dedi.

Başkan Joe Biden bir süre önce yaptığı açıklamada, Gazze’deki insani krizi hafifletmek için harekete geçilmesi çağrısında bulunmuş, “net, somut ve ölçülebilir” bir dizi adımın hayata geçirilmemesi halinde ABD’nin yakın müttefiki İsrail’e desteğinin koşullara bağlanabileceği uyarısında bulunmuştu.

Birleşmiş Milletler, İsrail’in Gazze’yi yöneten militan grup Hamas’a karşı hava ve kara saldırılarına başlamasından bu yana geçen 6 aylık sürede yardımların bölgeye iletilmesi ve halka dağıtımında engellerle karşılaştığını uzun süredir dile getiriyor.

İsrail’in askeri harekatı 2,3 milyon nüfuslu Gazze’nin büyük kısmını enkaza çevirdi ve bölgede Ekim ayından bu yana insani bir felaket yaşanıyor. Savaş, Hamas militanlarının sınırı geçerek İsrail’in güneyindeki yerleşim birimlerine saldırması ve İsrail’in Gazze’de misilleme saldırıları düzenlemesiyle başlamıştı.

Satterfield, “Hamas’ın insani yardım çabaları”yla ilgili bir soru üzerine, “Hamas 17 yıl boyunca Gazze halkı için sağlanan her türlü kaynağı, kendi çıkarlarını korumak ve ilerletmek amacıyla insani yardım tesislerinin altına gömülü bir askeri tesisler ve tüneller ağı inşa etmek için harcadı. Hamas, 7 Ekim’de düzenlediği acımasız katliamın ardından binlerce masum Gazzeli’yi kurban etti. Hamas’ın insani yardım politikası, insani yardımın tam tersidir;
masum sivilleri kendi terörist askeri güçleri ve tesislerini korumak amacıyla kalkan olarak kullanmak ve her şeyden önce Filistinliler’i ve onların geleceklerini kurban eden komplo ve planlamalar yapmaktır” diye konuştu.

“Gazze’ye giren kamyon sayısı ortalama 200”

BM Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu (UNRWA) Başkanı Philippe Lazzarini, Nisan ayı başından bu yana Gazze’ye bir günde giren kamyonların ortalama sayısının 200 olduğunu, Pazartesi günü ise 316 ile bu sayının zirveye ulaştığını açıkladı.

Lazzarini gazetecilere yaptığı açıklamada, “Bunun insan ürünü bir sorun olduğunu, sadece siyasi irade ve kararlarla çözülebileceğini her zaman vurguladık. Son birkaç gün, bunun mümkün olduğunu gösteriyor. Bunu ne kadar sürdürürsek, o kadar olumlu etki yaratırız” diye konuştu. Lazzarini ayrıca, havaların ısınmasıyla salgın hastalıkların ortaya çıkmasını önleme çabası kapsamında, özellikle Gazze’nin güneyinde çöplerin toplanmasına odaklandıklarını belirtti.

UNRWA, BM’nin üst düzey yetkililerince, Gazze’deki yardım operasyonlarının bel kemiği olarak görülüyor. Ancak bu yılın başlarında, İsrail’in UNRWA’nın 12 çalışanının Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırılarına katıldığını iddia etmesinin ardından kuruluşla ilgili inceleme başlatılmıştı. İsrail’in suçlamalarından sonra 16 ülke, UNRWA’ya fon desteğini durdurmuş ya da askıya almıştı.

Lazzarini, UNRWA’nın Haziran ayına kadar faaliyetlerinin masraflarını karşılayabilecek bütçeye sahip olduğunu belirtti. Bununla birlikte, UNRWA’nın yılda 300 ila 400 milyon dolarla en büyük destekçisi olan ABD’nin mali desteği, Kongre’nin kararıyla en erken Mart 2025’e kadar askıya alınmıştı.

Lazzarini, “Bu kalıcı bir askıya almaysa, kurum üzerinde kalıcı bir etkisi olacaktır. Eğer geçici bir askıya almaysa, bazı bağışçıların devreye girmesiyle geçici bir çözüm bulabileceğimizi düşünüyorum” dedi. UNRWA Başkanı, son altı ay içinde internet üzerinden yapılan bağışlar aracılığıyla 100 milyon dolar topladıklarını da belirtti.

Paylaşın

Gıda Enflasyonu: Türkiye, Dünyada 3. Sırada

Türkiye, gıda enflasyonunda Arjantin ve Zimbabve’nin ardından dünyada 3. sıraya yerleşti. Türkiye’yi gıda enflasyonunda sırasıyla Venezuela, Lübnan ve Filistin takip etti.

Gıda fiyatları dünya genelinde gerilemeye devam ederken, Türkiye’de ise artmaya devam ediyor.

Ekonomist Tunç Şatıroğlu, sosyal medya hesabından Türkiye’nin Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, gıda enflasyonunda Venezula ve Lübnan’ı da geride bırakarak dünyada 3. sıraya yerleştiğini ifade etti.

Gıda fiyatlarında Türkiye’nin zirveyi yakın seyrettiğine vurgu yapan Şatıroğlu, “Arjantin ve Zimbabwe’den başka rakibimiz kalmadı” dedi.

Merkez Bankası’nın PPK raporunda yer alan, “Kurul, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanacaktır” ifadelerine de atıfta bulunan Tunç Şatıroğlu, “Kulanın artık” dedi.

Gıda fiyatları 27,9 kat arttı

2005 Mart’ta 115 olan Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), Mart 2024’te 2.139’a yükseldi. 2005 Mart’ta 113 olan gıda fiyatları endeksi ise 2024 Mart’ta 3.150’ye yükseldi. Böylece TÜFE 2005’ten bu yanda 18,6 kat; gıda fiyatları ise 2005’ten bu yana 27,9 kat arttı.

Mart 2005’te yüzde 7,9 olan yıllık enflasyon oranı Mart 2024’te yüzde 68,5 oldu. 2005’te yüzde 4,83 olan yıllık gıda enflasyonu ise Mart 2024’te yüzde 70,41’e yükseldi.

Öte yandan son yıllarda gıda enflasyonu ile genel enflasyon arasındaki fark açılmaya başladı. Mart 2005’te TÜFE’yle aynı seyreden gıda fiyatları endeksi Mart 2024’te TÜFE’nin 1.011 puan (yüzde 47,3) üstüne çıktı.

Paylaşın

Davutoğlu: Cumhur İttifakı’nda Derin Çatlaklar Var

MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin Bakan Mehmet Şimşek’e “yerel halk” tepkisine de değinen Gelecek Partisi Lideri Ahmet Davutoğlu, “Cumhur İttifakı’nın içinde çok derin çatlaklar olduğunu görüyoruz. Bu seçim sonrası Cumhur İttifakı’nda da çatlaklar var” dedi.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Saadet Partisi – Gelecek Partisi ortak grup toplantısında konuştu. “Çok yakın takip ediyorum. Şu an da AK Parti iktidarında samimi, geçmiş muhasebesi yapan öbek öbek gruplar tartışıyorlar” diyen Davutoğlu, şunları söyledi:

Kimisi basına yansıyor kimisi Çankaya’da hiçbir bedel ödemeden neredeyse ‘devletin kanun bekçisi benim’ diyen danışmanlar tarafından saldırıya uğruyor, racon kesiliyor ama tartışma yayılıyor. Ben bunu çok büyük bir sağlık işareti olarak görüyorum. Sayın Cumhurbaşkanı’na bu tartışmaları engellemek yerine bu tartışmalarının önünü açması tavsiyesinde bulunuyorum.”

Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mehmet Uçum’u eleştiren Davutoğlu, şöyle konuştu: “Maalesef son dönemlerde ortak aklın işletilmesine imkan veren AK Parti kurulları ve istişare mekanizmaları ya tamamen devreden çıkmış ya da tek bir görüşün onay makamı haline gelmiştir. İşte bugün iktidarın düştüğü tablo bu. Bu sadece AK Parti’nin hastalığı olsaydı ne halleri varsa görsün derdik ama devlete de tasallut etti bu anlayış. Bir cumhurbaşkanı başdanışmanı racon kesiyor. Beştepe’ye oturmuş, geçmişinde bu camiayla hiçbir ilgisi yok ama racon kesiyor.

Paralel yapı sadece FETÖ ile ilgili değildir. Seçilmiş otoriteye meydan okuyan ve seçilmiş otoriterin yerine geçerek karar vermeye çalışan her öbek, odak, çevre, paralel yapıdır. Anayasa Mahkemesi’ne racon kesmeye çalışan bir başdanışmanın ne yetkisi olabilir? Anayasa Mahkemesi Sayın Zühtü Arslan’a bir kez daha buradan teşekkür ediyorum. İnsan haklarının olmadığı yerde devlet olmaz. Sinan Ateş gibi genç bir akademisyenin öldürülmesini örtenler Anayasa Mahkemesi’ne ayar verecekler. Sayın Erdoğan, önce bu paralel yapıların kolunu kesin. AK Parti Genel Merkezi’nde oturanlar, sokağa çıkmakta bugün çekinenler önce kendi hakkınızı, hukukunuzu koruyun.

“Özgür Özel’i tebrik ediyorum”

Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görüşmesini ise olumlu buldu. “Memleketimizin demokrasisi ve devletimizin geleceği için bu gelişmeyi ben çok hayırlı görüyorum” ifadelerini kullanan Davutoğlu, “ Sayın Özgür Özel’in aldığı cesur karar ve tutumu nedeniyle tebrik ediyorum. Sayın Cumhurbaşkanı da ilk kez kutuplaştırıcı bir yol ve yöntem yerine, ‘önümüzdeki hafta görüşeceğim’ demesi sebebiyle de cumhurbaşkanı olarak doğru tavır alması dolayısıyla onu da tebrik ediyorum. Bu görüşmelerin yapılması lazım. Altı yıldır en yakın dostlarına selamı kesenlerin bu gelişmelerin üzerine düşünmeleri lazım. Cumhurbaşkanı ile ana muhalefet partisinin görüşmesi sağlıklı bir görüşmedir” dedi.

MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin Bakan Şimşek’e “yerel halk” tepkisine de değinen Davutoğlu, “Cumhur İttifakı’nın içinde çok derin çatlaklar olduğunu görüyoruz. Bu seçim sonrası Cumhur İttifakı’nda da çatlaklar var” dedi.

Paylaşın

TFF’den Hakemler İçin Radikal Karar!

Yıllardır Türk futbolunun en temel sorunlarından olan hakem atamalarında tartışmalara son verecek, devrim niteliğinde bir karar hayata geçmek üzere. TFF ile kulüpler, bağımsız hakem kurulu oluşturma fikrinde birleşti.

Alman modelinden esinlenilen proje, kulüplerin tamamından onay aldı. Ligler biter bitmez, bağımsız hakem kurulunun oluşturulması planlanıyor.

Uzun süredir Türk futbolunun en büyük tartışma konusu hakemler olmaya devam ediyor. Sahada Süper Lig başkanı tarafından hakem yumruklamaya kadar varan süreçte çok büyük tartışmalar yaşandı. Fakat yıllardır Türk futbolunun en temel sorunlarından olan hakem atamalarında tartışmalara son verecek, devrim niteliğinde bir karar hayata geçmek üzere.

Fanatik’in haberine göre, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ile profesyonel liglerde mücadele eden kulüpler, bağımsız hakem kurulu oluşturma fikrinde birleşti. Alman modelinden esinlenilen proje, kulüplerin tamamından onay aldı.

Bağımsız hakem kurulunun, önümüzdeki sezondan itibaren hakem atamalarında söz sahibi olması planlanıyor. TFF ile kulüplerin üzerinde uzlaştığı proje şu şekilde hayata geçecek. TFF bir şirket kuracak, profesyonel kulüpler başka bir şirket kuracak. Bu iki şirket, 5 üyeli yeni bir şirket kuracak. Üyelerin 3’ü TFF, 2’si kulüpler tarafından belirlenecek. 5 üyeden oluşan bu şirket, bağımsız hakem kurulu atayacak.

Profesyonel bir zeminde faaliyetlerine başlayacak hakem kurulu; klasman hakemlerinin belirlenmesi de dahil olmak üzere hakemlerle ilgili her türlü atama ve yaptırım yetkisine sahip olacak. Kurul bu yapısıyla kulüplerin hakem atamalarında mutlak bir söz sahibi olmasını sağlayacak.

Alman modeli

Bağımsız hakem kurulu, gerektiği takdirde yabancı orta hakem ve VAR hakemlerinin atanmasında TFF ve kulüplerden bağımsız karar alabilecek. Modelin bu haliyle Alman modeli ile aynı olduğu, İngiltere modeline ise benzerlikler gösterdiği yorumları yapılıyor.

TFF yöneticisi Mustafa Eröğüt önderliğindeki federasyon profesyonelleri, kulüp temsilcileri ile biraraya gelerek yeni sistemin sunumunu gerçekleştirecek. Ligler biter bitmez, bağımsız hakem kurulunun oluşturulması planlanıyor.

Paylaşın

Merkez Bankası Duyurdu: Konut Fiyatları Yüzde 58,3 Arttı

Konut fiyatları şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 2,2, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 58,3 oranında arttı. Üç büyük il incelendiğinde, konut fiyatları İstanbul, Ankara ve İzmir’de ırasıyla yüzde 1,5, 2,0 ve 1,6 oranlarında arttı.

Haber Merkezi / Konut fiyatlarının en çok arttığı iller ise Ağrı, Ardahan Iğdır ve Kars oldu. Bu illerde konut fiyatları yıllık yüzde 87,7 artış gösterdi. Ayrıca, Van, Hakkari, Bitlis ve Muş’ta konut fiyatları yüzde 85,6 artarken, Erzurum, Erzincan Bayburt’ta yüzde 85,1 arttı.

Türkiye genelinde ortalama bir konutun metrekare fiyatı 31 bin 364,5 lira olurken, ülke çapında 100 metrekarelik bir konutun fiyatı ortalama 3 milyon 4900 bin lira oldu. 100 metrekarelik bir konutun ortalama fiyatı Ankara’da 2 milyon 492 bin TL, İstanbul’da 4 milyon 542 bin TL, İzmir’de ise 3 milyon 606 bin lira olarak kayıtlara geçti.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) 2024 Şubat ayına ilişkin Konut Fiyat Endeksini (KFE) açıkladı.

Buna göre; Türkiye’deki konutların kalite etkisinden arındırılmış fiyat değişimlerini izlemek amacıyla hesaplanan Konut Fiyat Endeksi (KFE), 2024 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 2,2 oranında artarak 1216,0 seviyesinde gerçekleşti.

Bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 58,3 oranında artan KFE, aynı dönemde reel olarak yüzde 5,1 oranında azalış gösterdi.

İstanbul, Ankara ve İzmir’in konut fiyat endekslerindeki gelişmeler değerlendirildiğinde, 2024 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre, sırasıyla yüzde 1,5, 2,0 ve 1,6 oranlarında artış gözlendi. Endeks değerleri bir önceki yılın aynı ayına göre, İstanbul, Ankara ve İzmir’de sırasıyla yüzde 45,6, 72,9 ve 57,4 oranlarında artış gösterdi.

Paylaşın

Türkiye’nin Kısa Vadeli Dış Borcu 173,6 Milyar Dolar

Şubat sonu itibarıyla, Türkiye’nin kısa vadeli dış borcu 173,6 milyar dolar oldu. Bankalar kaynaklı kısa vadeli dış borç 69,9 milyar dolar olurken, diğer sektörlerin kısa vadeli dış borcu 57,7 milyar dolar oldu.

Haber Merkezi / Diğer sektörler altında yer alan ithalat borçlar ise 51,0 milyar dolar olarak kayıtlara geçti.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Kısa Vadeli Dış Borç İstatistikleri Gelişmeleri Şubat 2024 verilerini açıkladı.

Buna göre; Şubat sonu itibarıyla, kısa vadeli dış borç stoku, 2023 yıl sonuna göre yüzde 0,9 oranında azalışla 173,6 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu dönemde, bankalar kaynaklı kısa vadeli dış borç stoku yüzde 2,2 oranında artarak 69,9 milyar dolar olurken, diğer sektörlerin kısa vadeli dış borç stoku yüzde 4,5 oranında azalarak 57,7 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.

Bankaların yurt dışından kullandıkları kısa vadeli krediler, 2023 yıl sonuna göre yüzde 10,9 oranında artarak 13,9 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Banka hariç yurt dışı yerleşiklerin döviz tevdiat hesabı yüzde 4,4 oranında azalarak 19,1 milyar dolar, yurt dışı yerleşik bankaların mevduatı da yüzde 1,9 oranında azalışla 20,3 milyar dolar olarak gerçekleşti. Ayrıca, yurt dışı yerleşiklerin TL cinsinden mevduatları geçen yıl sonuna göre yüzde 9,2 oranında artışla 16,5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.

Diğer sektörler altında yer alan ithalat borçları, 2023 yıl sonuna göre yüzde 4,8 oranında azalarak 51,0 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Borçlu bazında incelendiğinde, tamamı kamu bankalarından oluşan kamu sektörünün kısa vadeli borcu 2023 yıl sonuna göre yüzde 5,5 oranında artarak 36,4 milyar dolar olurken, özel sektörün kısa vadeli dış borcu yüzde 3,3 oranında azalarak 91,2 milyar dolar oldu.

Alacaklı bazında incelendiğinde, özel alacaklılar başlığı altındaki parasal kuruluşlara olan kısa vadeli borçlar yıl sonuna göre yüzde 0,2 oranında azalarak 95,4 milyar dolar, parasal olmayan kuruluşlara olan borçlar yüzde 4,2 oranında azalarak 74,4 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.

2023 yıl sonunda 1,6 milyar dolar olan kısa vadeli tahvil ihraçları, 2024 Şubat sonu itibarıyla 3,3 milyar dolar olarak gerçekleşti. Aynı dönemde resmi alacaklılara olan kısa vadeli borçlar 500 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2024 Şubat sonu itibarıyla, kısa vadeli dış borç stokunun döviz kompozisyonu yüzde 51,0’ı dolar, yüzde 22,2’si Euro, yüzde 10,8’i TL ve yüzde 16,0’ı diğer döviz cinslerinden oluştu.

2024 Şubat sonu itibarıyla, orijinal vadesine bakılmaksızın vadesine 1 yıl veya daha az kalmış dış borç verisi kullanılarak hesaplanan kalan vadeye göre kısa vadeli dış borç stoku, 227,5 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.

Söz konusu stokun 19,1 milyar dolarlık kısmı, Türkiye’de yerleşik bankaların ve özel sektörün yurt dışı şubeleri ile iştiraklere olan borçlarından oluştu. Borçlu bazında değerlendirildiğinde, toplam stok içinde kamu sektörünün yüzde 22,0, Merkez Bankası’nın yüzde 20,2, özel sektörün ise yüzde 57,8 oranında paya sahip olduğu gözlendi.

Paylaşın

Türkiye, Kişi Başına Düşen Milli Gelirde Dünyada 72. Sırada

IMF’nin yayınladığı rapora göre 2023 yılında Türkiye’de kişi başına düşen Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) 12 bin 849 dolar oldu. Türkiye, bu gelir ile dünyada 72. sırada yer aldı.

Türkiye, 2023 yılında kişi başına düşen GSYH 12 bin 489 dolar ile dünyada 66. sıradaydı. Başka bir ifadeyle Türkiye son 10 senede 6 sıra geriledi.

Uluslararası Para Fonu, (IMF) her sene iki defa yayımladığı Dünya Ekonomik Görünümü raporunu açıkladı. Euronews Türkçe’nin aktardığına göre, Türkiye, son 10 senede kişi başına düşen milli gelir sıralamasında geriledi.

Türkiye’de kişi başına milli gelir 10 sene önce dünya ortalamasından 1500 dolar fazla iken 500 dolar geriye düştü. Dünyanın en büyük ekonomi sıralamasında da Türkiye irtifa kaybetti ancak hala en büyük 20 ekonomi arasında olmayı sürdürüyor.

Türkiye’nin dünya ekonomisindeki yerine bir kaç göstergeden bakmak mümkün. Bunlardan ilki kişi başına düşen milli gelir. IMF’nin Nisan 2024’te yayınladığı rapora göre 2023 yılında Türkiye’de kişi başına düşen Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) 12 bin 849 Amerikan doları oldu. Türkiye bu gelir ile dünyada 72. sırada yer aldı.

2013 yılında ise Türkiye’de kişi başına düşen GSYH 12 bin 489 dolar idi. Türkiye kişi başına milli gelir sıralamasında 2013 yılında 66. sırada idi. Bu durumda Türkiye son 10 senede 6 sıra geriledi.

Türkiye’nin verilerini dünya ortalaması ile karşılaştırmak da mümkün. Buna göre kişi başına milli gelir 2013’te dünya ortalamasının bin 554 dolar üzerinde iken 2023’te 510 dolar altına düştü.

Dünya ortalaması ile Türkiye’de kişi başına milli gelir daha geniş bir zaman diliminde karşılaştırıldığında şu sonuç ortaya çıkıyor: 2000’li yılların başında Türkiye dünya ortalamasının gerisinde. Ancak 2007 yılından itibaren Türkiye üstte çıkarken 2017 yılına kadar büyük ölçüde daha yüksek gelire sahip.

2017’den sonra ise durumun rengi değişiyor ve Türkiye hep dünya ortalamasının altında yer alıyor. Zaten Türkiye’nin son yıllarda gerilediği gösteren diğer veri ise Türkiye’nin dünya ekonomisinden aldığı pay. 2013 yılında dünya ekonomisinin yüzde 1,24’ünü Türkiye oluştururken bu oran 2023’te yüzde 1,06’ya düştü.

Ekonomistler yöntem ve anlamını zaman zaman eleştirse de satın alma gücüne göre milli gelir de en çok başvurulan kıyaslamalardan birisi.

Buna göre 2023 yılında satın alma gücüne göre kişi başına düşen milli gelir Türkiye’de 42 bin 64 dolar oldu. Sırası ise 52. 2013 yılında ise bu değer 22 bin 221 dolar idi. Türkiye’nin sıralaması ise 61 idi.

Satın alma gücüne göre kişi başına milli gelir sıralamasında Türkiye son 10 yılda ilerleme gösterirken kişi başına milli gelir sıralamasında geriye gitti.

Türkiye ilk 20 ekonomide

GSYH cinsinden ülkelerin ekonomi büyüklüklerine bakıldığında ise Türkiye 2023 yılında dünyanın en büyük 18. Ekonomisi oldu. IMF’ye göre Türkiye’nimn GSYH’si 1,11 trilyon dolar oldu. 2013 yılında ise Türkiye dünyanın en büyük 16. ekonomisi idi.

Paylaşın

Erdoğan Ve Özel Önümüzdeki Hafta Görüşecek

Erdoğan, “Benimle görüşme talepleri oldu. İnşallah en kısa zamanda bir araya gelişi de gerçekleştiririz” ifadelerini kullanırken, Özel, “Gerçekleştireceğimiz görüşme bir nezaket görüşmesi değil bir çalışma ziyareti olacak. Her iki tarafın da gündemleri var” dedi.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) özel bir resepsiyon düzenlendi. Bu kapsamda parti temsilcileriyle bir araya gelen AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile görüştü.

AK Parti Grup Başkanvekili Emin Akbaşoğlu, CHP Lideri Özgür Özel’i TBMM’de resepsiyonun yapıldığı tören salonunun bitişiğindeki mermerli salonda çay içmeye davet ettiklerini söyledi. Erdoğan ile Özel arasında ilk görüşme gerçekleşmiş oldu. Görüşme yaklaşık 15 dakika sürdü.

Erdoğan, gazetecilerin, “Özgür Özel de buralarda. Sizinle görüşme talebi vardı. Acaba bir araya gelecek misiniz, ikinizi yan yana görebilir miyiz?” soruları üzerine, “Benimle görüşme talepleri oldu. İnşallah en kısa zamanda bir araya gelişi de gerçekleştiririz. Böyle ayak üstü olmaz” karşılığını verdi. Erdoğan, “CHP Genel Başkanı Özel ile önümüzdeki hafta bir araya geleceğiz” ifadesini kullandı.

CHP Lideri Özel’den açıklama

Özgür Özel ise resepsiyonda gazetecilere yaptığı açıklamada, “Sayın Cumhurbaşkanı’na sormam gerekenleri sordum ama bu aramızda. Gerçekleştireceğimiz görüşme bir nezaket görüşmesi değil bir çalışma ziyareti olacak. Her iki tarafın da gündemleri var. Randevu netleşince görüşmenin içeriğini devlet geleneklerine uygun bir şekilde gerçekleştireceğiz” dedi.

Özel yeni anayasa tartışmalarına dair de şu yorumu yaptı: “Ben sayın Erdoğan’ı dinlemeden bir şey diyemem. Büyük ihtimalle Sayın Erdoğan belli arkadaşlarını görevlendirecektir. Nasıl kapsam düşündüklerini… Bir kırmızı çizgiden önce bir başlangıç hattının olması lazım. Siz şimdi anayasayı değiştirecekseniz, uymayacağınız bir anayasayı değiştirecek misiniz? Son anayasa Sayın Erdoğan için yapıldı.

Bu anayasaya uyuyor mu? Ben AİHM kararlarına uymadığını biliyorum. AYM kararlarını son Can Atalay örneğinde tanımıyor. 1 Mayıs’ta Taksim’in açılmasına ilişkin AYM kararına uymuyor. Pek çok AYM kararına uymuyor. Mevcut anayasaya uyan bir Erdoğan bizimle geleceğe dönük bir anayasa konuşabilir”

Türkiye Büyük Millet Meclisi 600 üyeden oluşuyor. Anayasa ve Meclis İç Tüzüğü’ne göre Anayasa değişiklik teklifi için 200 milletvekilinin imza vermesi gerekiyor. Eğer 400 milletvekili değişiklik teklifini onaylarsa o yasa maddesi yürürlüğe giriyor. Teklifin referanduma sunulması ise 360 milletvekilinin “evet” oyu kullanmasıyla mümkün oluyor.

Irak dönüşü gazetecilere açıklama yapan Erdoğan yeni anayasa çalışmalarına dair, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel’den bir randevu talebinin henüz gelmediğini ancak olabileceğini düşündüklerini aktarmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, anayasa çalışmalarıyla ilgili şu ifadeleri kullanmıştı:

” Dünyada birçok alanda değişimden söz ediliyor. Sosyolojiler, teknolojiler, iklimler ve daha birçok zemin çok hızlı değişiyor. Bunu ayak uydurmak için de Türkiye’nin eskinin darbe ruhunu özünde barındıran anayasa metninden kurtulup yenilikçi ve özgürlükçü bir anayasaya kavuşma zamanı gelmiştir.

Yani bu konuda Cumhuriyet Halk Partisi’nin de böyle bir değişime destek verebileceği düşüncesinde ve inancındayım. Bu görüşme sağlandığında tabii ki anayasa konusu da bizim görüşme başlıklarımızın arasında yer alacaktır. Kaldı ki Meclis Başkanımızın da liderlerle yapacağı görüşmelerde bu konuları onlarla ele alma düşüncesinin olduğunu biliyorum.

Doğrusu ben de bize çok ama çok dar gelen bu mevcut anayasayla ilgili liderler olarak neler yapabiliriz, bunları konuşmakta fayda var diye düşünüyorum. Sayın Özel’in bu ziyaretinin gerçekleşmesi halinde kendisiyle de bunları konuşarak böyle bir adımı atabileceğimizi kendisine teklif etmekten daha doğal bir şey olmaz.”

Paylaşın