‘Altılı Masa’da Adaylık İçin Kılıçdaroğlu’nun İsmi Öne Çıkıyor

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi ve Gelecek Partisi’nden oluşan Atılı Masa’da Cumhurbaşkanlığı adaylığı için CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun ismi öne çıkıyor.

İYİ Parti Lideri Akşener’in İBB Başkanı İmamoğlu’nun aday gösterilmesinden yana olduğu konuşuluyor. Ancak İmamoğlu ile ilgili davalar ve siyasi yasak kararı adaylığı önündeki en büyük engel olarak gösteriliyor.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimler için 14 Mayıs tarihini işaret etmesiyle Türkiye erken seçim sürecine girdi. En çok merak edilen ise 6’lı masanın cumhurbaşkanı adayının kim olacağı ve “ortak aday”ın ne zaman açıklanacağı.

Cumhuriyet’ten Sefa Uyar’ın aktardığı kulis haberine göre, 6’lı masanın adayı için farklı isimler dillendiriliyor. Edinilen bilgiyle göre, masada CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ismi öne çıkıyor.

Kılıçdaroğlu her açıklamasında “Belediye başkanlarımız görevinin başında” dese de İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener farklı görüşte.

Kulislerde, Akşener’in İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun aday gösterilmesinden yana olduğu konuşuluyor. Ancak İmamoğlu ile ilgili davalar ve siyasi yasak kararı adaylığı önündeki en büyük engel olarak gösteriliyor.

İYİ Parti teşkilatlarında konuşulan ismin ise Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş olduğu belirtiliyor. HDP’nin Mansur Yavaş’ın ismine karşı çıkan net açıklamaları Yavaş’ın adaylığı olaslığını zayıflatıyor.

HDP ise muhalefete “kapıyı kapatmadık” mesajı verirken; partide “Erdoğan çizgisinde aday çıkarsa neden müzakere edelim?” görüşü de öne çıkıyor.

Paylaşın

Altılı Masa’nın Adayını Ne Zaman Açıklayacağı Netleşmeye Başladı

İktidarın seçim için 14 Mayıs’ı dillendirmesi sonrası, CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, DEVA Partisi ve Gelecek Partisi’nden oluşan Atılı Masa’nın ortak adayının ne zaman açıklanacağı netleşmeye başladı.

İYİ Parti kurmayları, ortak aday için 26 Ocak’ta yapılacak Altılı Masa toplantısının önemli olduğunu, ortak adayın liderler zirvesi sonrası her an açıklanabileceğini kaydediyor.

Cumhuriyet’ten Sertaş Eş’in haberine göre, kurmaylar, “Şubat ortasının makul bir tarih olarak öne çıktığına” da dikkat çekiyor. Ortak adayın açıklanması konusunda CHP’li kurmaylar arasında “Şubat ortasının ağırlık kazandığının” anımsatılması üzerine İYİ Partililer, “Masanın toplantısının ardından her tarih makuldür. Dolayısıyla şubat ortası da aynı şekilde makuldür” yorumunda bulunuyor.

Öte yandan kulislerde, Altılı Masanın adayı için farklı isimler dillendiriliyor. Cumhuriyet’ten Can Uğur’un edindiği bilgilere göre, masada CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ismi öne çıkıyor. Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin yapılan kamuoyu araştırmalarında CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun oy oranındaki artışa vurgu yapılıyor. 6’lı masanın üzerinde durduğu “kazanacak aday”ın ise Kılıçdaroğlu olduğu belirtiliyor.

İyi Parti ne diyor? 

Kılıçdaroğlu her açıklamasında “Belediye başkanlarımız görevinin başında” dese de İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener farklı görüşte. Kulislerde, Akşener’in İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun aday gösterilmesinden yana olduğu konuşuluyor. Ancak İmamoğlu ile ilgili davalar ve siyasi yasak kararı adaylığı önündeki en büyük engel olarak gösteriliyor. İYİ Parti teşkilatlarında konuşulan ismin ise Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş olduğu belirtiliyor. HDP’nin Mansur Yavaş’ın ismine karşı çıkan net açıklamaları Yavaş’ın adaylığı olasılığını zayıflatıyor.

HDP ne diyor? 

Daha önce aday çıkarma kararı alan HDP ise ortak adaya ve müzakerelere kapıyı kapatmış değil. HDP’li isimler, “muhalefeti temsil etmek isteyen kişilerle ilkeler ışığında görüşmeler yapılabileceğini” belirtiyor. HDP’de “Erdoğan çizgisinde aday çıkarsa neden müzakere edelim?” görüşü de öne çıkıyor.

HDP kaynakları, “Aday çıkarma kararının alınmasına yönelik eleştirilere” değinerek “Adımı atarken amacımız Erdoğan’a kazandırmak değil. Asla böyle bir amaç taşımıyoruz” vurgusunu yapıyor. Bu nedenle “müzakerelere her koşulda kapının açık olduğu”, böyle bir durumda “ilkelerin ve tutumun göz önüne alınacağı ve değerlendirileceği” aktarılıyor. Ortak aday değerlendirmesinin ve müzakerelerin de isimler üzerinden olmayacağına dikkat çekiliyor.

Kulislerde, “HDP’nin kendi adayını çıkarma kararının ilgili kurulların genel mutabakatı olduğu ve ‘Kılıçdaroğlu ya da şu veya bu isim aday olursa tartışmaya açarız’ görüşünün bulunmadığı” kaydediliyor.

Adaylık tartışmalarında HDP Danışma Kurulu’nda yer alan Ahmet Türk’ün açıklamaları da dikkat çekmişti. Türk, “Bu iktidarı ilk turda göndermeyi biz de isterdik ama sorumluluk bizde değil 6’lı masada. Bence Kılıçdaroğlu uygun bir aday” demişti.

Paylaşın

Davutoğlu’ndan Erdoğan’a: Beni Yolsuzlukla İtham Ettin Öyle Mi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisi hakkındaki sözlerine yanıt veren GP Lideri Davutoğlu, “Şahsen bana yönelik kullandığın yolsuzluk ifadesi için seni ciddi bir yüzleşmeye davet ediyorum” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “8 Aralık 2019’da yaptığım çağrıyı tekrar yapıyorum: Benden başlamak üzere bütün yaşayan başbakanlar cumhurbaşkanlar ve bakanlarla ilgili ve birinci dereceden yakınlarıyla ilgili bir araştırma soruşturma komisyonu kurun. Kimin izah edemediği mal varlığı varsa bunu hazinede fonda tutalım şehitlere yetimlere engellilere mazlumlara harcayalım.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugünkü grup toplantısında DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nu hedef almış v e şu cümleleri kurmuştu:

“Bizden üniversite istediler. Ve ben başbakanım. Bunların vakfına üniversite tahsisi yaptık. Kendisi ne zaman ki başbakanlık koltuğuna oturdu. Ne yaptı biliyor musunuz; o tahsis yapılan yeri bilabedel vakfına mülk edildi. Türkiye’de bunun bir başka örneği yok. Bunu sen kalk milletimize bir anlat bakalım.

Ve şimdi ben kullanmıyorum o ifadeyi tabii, Devlet Bey gayet güzel kullanıyor; malum ona ‘Serok Ahmet’ diyor. Bu tür işler yapıyor. Helalinden ne yaptın? Ve kurduğumuz üniversite ile başarı grafiğin ne? Yok. Şimdi biz de bu üniversiteyi bunların bu yolsuzlukları sebebiyle aldık. Devletimize mal ettik. Bu şehir üniversitesi şimdi devletimizin Marmara Üniversitesi’nin mülkü olarak hizmete devam ediyor.”

Gelecek Partisi (GP) Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, sosyal medya hesabından yayınladığı bir video ile Erdoğan’a yanıt verdi. Davutoğlu, videoda şu ifadeleri kullandı:

“Şahsen bana yönelik kullandığın yolsuzluk ifadesi için seni ciddi bir yüzleşmeye davet ediyorum. Küçük bir yüzükle başlattığı yolculuğu büyük servetlerle sürdüren kendi bakanlığına dezenfektan satan bakanı teşekkürle uğurlayan devlet adına verdiği hediyelerin hiçbirini beyan etmeyen kamu parasıyla yapılan yatırımlara yollara sokaklara barajlara stadyumlara üniversitelere adını yazdıran bırakın birinci akrabaları yakın çevresindeki herkesi siyaseten iktidar olduğunda zengin eden sen uluslararası mahkemelerde mal varlıklarını dosyası diğer ekonomik suçlarla ilgili ismi geçen sen hayatı boyu emeği dışında hiçbir şey yememiş olan ikinci maaşı kabul etmemiş olan başbakanlıkta hanesine giren her lokmanın bedelini makbuzla ödemiş olan devlet adına aldığı her küçük hediyeyi dahi beyan etmiş olan ulusal ve uluslararası büyün çevrelerde temiz siyasetin sözcüsü olarak bilinen beni yolsuzlukla itham ettin öyle mi?

“Seni de Diyarbakırlı gençlere havale ediyorum”

8 Aralık 2019’da yaptığım çağrıyı tekrar yapıyorum: Benden başlamak üzere bütün yaşayan başbakanlar cumhurbaşkanlar ve bakanlarla ilgili ve birinci dereceden yakınlarıyla ilgili bir araştırma soruşturma komisyonu kurun. Kimin izah edemediği mal varlığı varsa bunu hazinede fonda tutalım şehitlere yetimlere engellilere mazlumlara harcayalım.

Ben “Serok Ahmet” diyene de “Yörük Ahmet” diyene de minnet duyar hepsinin selamını alır bununla gurur duyarım. Seni de Diyarbakırlı gençlere havale ediyorum, onlar sana gereken dersi önümüzdeki seçimde verirler.”

Paylaşın

Altılı Masa’nın Adayı Nasıl Belirlenecek?

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi ve Gelecek Partisi’nden oluşan Atılı Masa, İYİ Parti’nin ev sahipliğinde on birinci toplantıya hazırlanıyor.

Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme Geçiş vaat eden Altılı Masa bu süreci yönetecek “Cumhurbaşkanı (adayı) kim olacak?” sorusuna önümüzdeki bir ay içinde yanıt vermeye hazırlanıyor. Son toplantısında “Ortak Cumhurbaşkanı adayının tespiti ile ilgili istişarelerin başlatılmasına” karar veren liderler önce adayı belirleme usulünü ele alacak. Bu konuda İYİ Parti’nin iki önerisi var.

Akşener 19 Ocak’ta liderler turuna başlayacak

Altılı Masa İYİ Parti’nin ev sahipliğinde on birinci toplantıya hazırlanıyor. 26 Ocak’ta gerçekleşecek toplantının iki ana gündemi var. Son toplantıda büyük ölçüde tamamlanan Geçiş Süreci Yol Haritası ile Altılı Masa’nın seçim manifestosu anlamına gelecek Ortak Politikalar Metnine nokta konulacak. Ev sahibi İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in gündemle ilgili görüş alışverişinde bulunmak üzere perşembe (19 Ocak) günü liderleri ziyaret etmesi planlanıyor.

Cumhurbaşkanı adayı parti genel başkanlığını bırakacak mı?

Gazete Duvar’dan Nergis Demirkaya’nın haberine göre, Altılı Masa’daki partilerin temsilcilerinden edinilen bilgiye göre aylardır hazırlığı süren iki metinle ilgili büyük ölçüde uzlaşma sağlandı. Siyasi parti genel başkanlarının Cumhurbaşkanı Yardımcısı olması konusunda genel bir eğilim oluştu. Ancak geçiş sürecini Cumhurbaşkanı Yardımcıları ile birlikte yönetme vaadi bulunan Altılı Masa’nın Cumhurbaşkanı adayının seçilmesi durumunda partisiyle kuracağı ilişkinin nasıl olacağı sorusuna henüz yanıt verilmiş değil.

Bu konunun liderler arasında ikili görüşmelerde ele alınabileceği ve 26 Ocak’taki toplantıda karara bağlanabileceği kaydediliyor. Cumhurbaşkanı adayının genel başkan olması durumunda bu görevi bırakması gerektiğini savunanlar var. Ancak karşı çıkanlar ise “Şu anki başkanlık sistemi ile parlamenter sistemi ayrı düşünmek gerek. Parlamenter sistemde temsili bir cumhurbaşkanı tarifi yapıyoruz. Bu sistemde ise icranın başında bir yetkili var. Partili olmak ilkesel olarak karşı çıktığımız bir durum ama geçiş süreci tamamlanana kadar bu devam etmeli. Kim Cumhurbaşkanı olursa olsun buna ihtiyaç duyacaktır” görüşünü dile getiriyor.

30 Ocak ertelenebilir mi?

Altılı Masa’nın son toplantısında Geçiş Süreci ve Ortak Politikalar Metni’nin 30 Ocak’ta yapılacak bir tanıtım toplantısı ile kamuoyuna duyurulacağı açıklandı. Ancak bu konuda da farklı görüşler dile getirilmeye başlandı. Bazı parti yetkilileri “Hükümet programı da geçiş süreci de adayla ilişkili. Bu iki metnin adayla açıklanması, hatta aday tarafından açıklanması daha şık olabilir. Sonuçta iki metin de adayı güçlendirecek metinler” diyerek 26 Ocak toplantısında 30 Ocak lansmanının ertelenmesinin de ele alınabileceğini kaydediyor.

Ancak adayla programın açıklanmasının ayrı olması gerektiğini savunanlar ise “30 Ocak’ta açıklanması planlanan iki metin de çok önemli. Topluma dönük vaatlerimizi içeriyor. Bunları adayla açıklarsak gözler adaya çevrilir ve bu vaatler gölgede kalır, ilgi azalır. Ayrı yapmak daha doğru” görüşünü savunuyor. Ama bu iki önerinin de 26 Ocak’taki toplantıda ele alınıp karara varılması bekleniyor.

Aday değil usul konuşulacak

Altılı Masa kurmaylarından edinilen bilgiye göre toplantının en önemli gündem maddelerinden biri de ortak Cumhurbaşkanı adayı olacak. Ancak 26 Ocak’taki toplantıda da bir isim belirlenmesi beklenmiyor. Yetkililer toplantı öncesi ikili görüşmelerde liderlerin aday belirleme usulünü ele alacağını, toplantıda da bunun kararını verme ihtimalinin yüksek olacağını kaydediyor. Akşener’in yapacağı liderler turunda ele alınacak usul ile ilgili partilerin mutfaklarında da öneriler şekillenmeye başladı.

Hem halkın hem de partilerin görüşü masaya getirilsin önerisi

Toplantıya ev sahipliği yapacak olan İYİ Parti “Aday halka sorulsun” görüşünü savunuyor. Bu kapsamda diğer partilerin de “aday belirleme sürecinde kamuoyu anketlerine bakılabilir” görüşü doğrultusunda Altılı Masa’nın belirlediği güvenilir bazı şirketlere ortak anket yaptırılması, hatta uluslararası kimi şirketlerden de destek alınması gerektiği ifade ediliyor.

İYİ Parti ayrıca parti tabanlarının görüşünün yanı sıra partilerin Genel İdare Kurulu, Parti Meclisi gibi geniş yönetim organları ile Başkanlık Divanı, MYK gibi parti yürütme organları ve milletvekillerinin de adayla ilgili eğilimlerinin belirlenip Altılı Masa’ya bunların da taşınması önerisinde bulunuyor.

İYİ Parti’de “Aday belirleme usulüyle ilgili birkaç kriter konulabilir. Partilerin kendi iç kararları, yetkili kurullarının tabanlarının eğilimleri. Halk ne diyor, partinin kendi tabanları ne diyor? Bunlar masaya getirilmeli” deniliyor.

Paylaşın

İYİ Parti’de Kılıçdaroğlu Rezervi: Seçmen Sandığa Gitmez

“Kazanacak aday” kriterini baştan itibaren dile getiren İYİ Parti, CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun adaylığına en mesafeli parti konumunda. İYİ Partililer buna gerekçe olarak “İYİ Parti seçmeninin tepki olarak sandığa gitmemesi” ihtimalini gösteriyor.

Partili seçmenin sandığa gitmemesi halinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk turda seçilme şansının artacağına işaret edilerek, “Seçmen sandığa giderse, bizim adayımızın şansı yüksek olur. Ama tabanımızda, ‘sandığa gitmeyiz’ diyen seçmen çok fazla” görüşü dile getiriliyor.

Altılı Masa’da yer alan siyasi partiler, 26 Ocak’ta Akşener’in ev sahipliğinde yapılacak toplantıda, cumhurbaşkanı adayı belirlemek için masaya oturacak.

Geçirdiği rahatsızlığın ardından, dün parti genel merkezinde mesaisine başlayan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, toplantı gündemine ilişkin Perşembe gününden itibaren liderleri ziyarete başlayacak.

Kulislerde, aday isminin netleşeceği tarih olarak ise Şubat  ayının ilk yarısında, Temel Karamollaoğlu’nun ev sahipliğinde yapılacak  ikinci turun son toplantısı gösteriliyor.

Güçlendirilmiş parlamenter sistem konusunda ortak mutabakat açıklayan altı siyasi parti, bu işbirliğini  hem cumhurbaşkanlığı seçimi hem de parlamento seçiminde ittifaka taşımak için son viraja giriyor.

2022 yılı Şubat ayından itibaren 10 toplantıyı geride bırakan Altılı Masa’da seçim güvenliği, güçlendirilmiş parlamenter sisteme ilişkin anayasa değişikliği, kurumsal reformlara ilişkin çalışmalar tamamlandı. Altılı Masa’nın cumhurbaşkanı adayının “seçim bildirgesi” niteliğindeki “temel politikalar” ve “güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş sürecinin yol haritası”na ilişkin metinler ise 30 Ocak’ta kamuoyuna açıklanacak.

Aday belirleme yöntemi netleşecek

Altılı Masa’nın önündeki en kritik konu ise cumhurbaşkanı adayının kim olacağı ve bu adayın nasıl belirleneceği. İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, Perşembe günü, toplantı gündem önerilerini almak için liderler turuna çıkacak.  Akşener’in bu ziyaretlerinde aday belirleme yöntemi konusunda görüş alışverişinde bulunması ve toplantıda aday belirleme yönteminin netleştirilmesi bekleniyor.

Kim hangi adayı istiyor?

Her ne kadar Altılı Masa’da şimdiye kadar aday ismi konuşulmasa da parti kulislerinde adaya ilişkin eğilimler uzun süredir konuşuluyor. CHP, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığında ısrarlı. CHP liderinin,  Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun adaylıklarına rezerv koyduğu için öncelikle kendi adaylığı üzerinde uzlaşma arayacağı ifade ediliyor.

Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ve Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun Kılıçdaroğlu’na destek eğiliminde olduğu belirtilirken, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan da kendi adaylığını bir süredir seslendiriyor.

Gelecek Partisi’nde de Kılıçdaroğlu’nun adaylığına sıcak bakılmıyor. Ancak aday konusunda belirleyici iki ismin Akşener ve Kılıçdaroğlu olacağı masadaki diğer siyasi partilerce de dile getiriliyor ve iki liderin uzlaşması halinde sorunun büyük ölçüde çözülmüş olacağına işaret ediliyor.

İYİ Parti’de Kılıçdaroğlu rezervi: Seçmen sandığa gitmez

“Kazanacak aday” kriterini baştan itibaren dile getiren İYİ Parti, Kılıçdaroğlu’nun adaylığına en mesafeli parti konumunda. İYİ Partililer buna gerekçe olarak “İYİ Parti seçmeninin tepki olarak sandığa gitmemesi” ihtimalini gösteriyor.

Partili seçmenin sandığa gitmemesi halinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk turda seçilme şansının artacağına işaret edilerek, “Seçmen sandığa giderse, bizim adayımızın şansı yüksek olur. Ama tabanımızda, ‘sandığa gitmeyiz’ diyen seçmen çok fazla” görüşü dile getiriliyor.

‘Halka, parti kurullarına, tabana sorulabilir’

Partiden gelen bu görüşler doğrultusunda,  Akşener’in,  adayın kamuoyu anketleri ile halka sorulması, ayrıca parti yetkili kurullarının ve tabanlarının eğilimlerine göre belirlenmesi önerilerini masaya getireceği belirtiliyor.  Hangi isimlerin kamuoyu anketine konulacağı, anketin hangi şirket tarafından nasıl yapılacağı konusunun da liderlerin masasında olacağına dikkat çekiliyor:

“Tabii öncelikle anket yöntemi konusunda mutabık kalmak gerekiyor. Bu konuda partilerin birbirlerini çek edebilecekleri bir ortak çalışma grubu oluşturulabilir. Aday belirlemede iki kriter çok önemli: Birincisi kamuoyu anketi ile halka sorulmalı. İkincisi de partinin yetkili kurullarının eğilimi ve tabanlarının eğilimi alınmalı. Bunlar masaya getirilmeli.”

‘Fark azsa, liderler içlerinden birini tercih edebilirler’

İYİ Parti’de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, ilk turda seçimi kazanma potansiyeli en yüksek isim olarak ifade edilirken, İmamoğlu’nun hakkındaki yargı kararı nedeniyle aday gösterilme olasılığı düşük görülüyor. Ancak Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da hala İYİ Parti’nin gündeminde.

BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’a konuşan bir parti yöneticisi, Kılıçdaroğlu’nun aday gösterilebilmesi için kriterin ne olacağı sorusuna ise şu yanıtı veriyor:

“Kamuoyu anketlerinde, Kemal bey ile Mansur Yavaş arasında ilk başlarda çok fark vardı.  Mesela, Kemal bey yüzde 38 civarındaysa Yavaş yüzde 56-58  çıkıyordu. Ama şimdi baktığımızda, Kemal bey  aradaki farkı biraz daha  kapatmış görünüyor. Mesela böyle bir anket yaparsınız, aradaki fark 1-2  puan olur o zaman liderler kendi içlerinden birini aday olarak tercih edebilirler. Ama fark çok olursa, bu göze alınabilir bir risk değil.”

Geçiş süreci yönetimi de masada netleşecek

Altılı Masa’nın 30 Ocak’ta kamuoyuna açıklanması beklenen “geçiş süreci”nin en tartışmalı konusunu, masadaki liderlerin yönetimde nasıl görev alacağı oluşturuyor.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun, “Cumhurbaşkanı imza yetkisini Altılı Masa liderleriyle paylaşacak” açıklaması nedeniyle tartışma konusu olan yönetim modeli konusuna da toplantıda son noktanın konulması bekleniyor.

Liderlerin “Cumhurbaşkanı Yardımcısı” olarak yönetimde görev almaları konusunda uzlaşma noktasına gelindiği belirtilirken, milletvekili olmak isteyen liderlerin yerine partiden birisinin görevlendirilmesi seçeneğinin de düşünülebileceği ifade ediliyor.

Cumhurbaşkanı’nın anayasal yetkilerini kullanmaya engel bir yönetim modeli olmayacağı belirtilirken, çok önemli kararlar ve atamalarda, “istişare”  yöntemini kullanabileceği bir sistem öngörülüyor.

30 Ocak’ta aday da açıklanabilir mi?

Cumhurbaşkanı adayının ne zaman açıklanacağı ise en çok merak edilen konuların başında geliyor. Adayın 26 Ocak toplantısında netleşmesi zayıf seçenek olarak görülüyor. O nedenle seçim bildirgesi ve geçiş sürecinin yol haritasının açıklanacağı 30 Ocak’taki toplantıya yetişmeyeceği düşünülüyor.

Altılı Masa kulislerinde, adayın açıklanma tarihi olarak,  SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun ev sahipliğinde yapılacak ikinci turun son toplantısı gösteriliyor. Liderlerin bu toplantı öncesinde yoğun bir görüşme trafiği yürüteceği ve seçim takvimini de dikkate alarak,  Şubat’ın ilk yarısında adayı açıklayabileceği ifade ediliyor.

Geçiş sürecinde cumhurbaşkanı parti ile bağını sürdürecek mi?

Toplantıda netleşmesi beklenen konulardan biri de cumhurbaşkanı adayının parti liderlerinden biri olması halinde, geçiş sürecinde parti genel başkanlığından ayrılıp ayrılmayacağı olacak. Güçlendirilmiş parlamenter sistem önerisinde, cumhurbaşkanının partisiyle bağının kesilmesi öngörülüyor. Ancak geçiş sürecinde, masadaki diğer liderlerin cumhurbaşkanı yardımcısı olacağı bir denklemde, cumhurbaşkanının parti bağının kesilmesinin sıkıntılara yol açacağına dikkat çekiliyor.

DEVA Partisi de bu nedenle geçiş sürecinde, liderin partisiyle bağını sürdürmesi önerisini masaya getirmeyi planlıyor. Kulislerde, cumhurbaşkanının geçiş sürecinde parti ile ilişiğinin kesilmesi halinde doğacak sakıncalar şöyle ifade ediliyor:

“Diyelim Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı seçildi. Bir parti yöneticisi de CHP Genel Başkanı oldu. Peki CHP o zaman Kılıçdaroğlu’nun taahhütlerinin arkasında olmazsa ne olacak? Tahhütlerimizi hayata geçirme şansımız kalmaz. Parlamenter sistemde, temsili sembolik olacağı için parti bağı olmasın, ama geçiş sürecinde icranın başında olacağı için parti bağı sürmeli. Bu olmazsa, geçiş sürecini tamamlayamazsınız.”

Paylaşın

Altılı Masa’dan Kritik “Kamu Kurumları” Hamlesi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi ve Gelecek Partisi’nden oluşan Atılı Masa, 30 Ocak’ta ortak politika belgesinin yanı sıra, parlamenter sisteme geçişin yol haritasını da kamuoyu ile paylaşacak.

Sputnik’ten Osman Nuri Cerit’in haberine göre, bu yol haritasında cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçiş için atılan adımların tersi hayata geçirilecek. Bunun için yasal ve anayasal düzenlemeler gündeme gelecek. Bunun yanı sıra pratik anlamda da sürecin yürütülmesi için önlemler alınacak. Kritik kamu kurumlarının başındaki isimlerin değişmesi de bu adımlardan birsi olacak.

Altılı masanın cumhurbaşkanı adayının kazanması durumunda kabine üyelerinin yanı sıra görev yapacak üst düzey kadrolar da altı lider tarafından belirlenecek. Bu kurumların başında Merkez Bankası, Milli İstihbarat Teşkilatı, Devlet Denetleme Kurulu Başkanlığı, Savunma Sanayi Başkanlığı, Devlet Arşivleri Başkanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, İletişim Başkanlığı, Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı, Strateji ve Bütçe Başkanlığı gelecek.

Aday ile birlikte yönetim kadrosu da açıklanacak

Altılı masa kurmaylarından edinilen bilgiye göre yol haritası ve ortak politika belgesi açıklandıktan sonran liderler yönetim kadroları ve cumhurbaşkanı adayı üzerinden çalışma yapacak. Cumhurbaşkanı adayı ile birlikte yönetim kadrosuna ilişkin de açıklama yapılması planlanıyor.

3 numaralı cumhurbaşkanlığı kararnamesi kullanılacak

Parlamenter sisteme dönüşte yol temizliği olarak değerlendirilen üst düzey bürokratlara yönelik bu atamalar, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçiş ile birlikte yayınlanan 3 numaralı kararnameye dayanarak yapılacak. Kararnamede üst düzey kamu yöneticilerinin atama ve görevden alma yetkisi cumhurbaşkanına verilmişti.

Merkez Bankası’nın yapısı değişecek

Altılı masanın daha önce açıkladığı ‘Kurumsal Reformlar Komisyonu’ raporuna göre Merkez Bankası’nın yapısının değişmesi öngörülmüştü. Yine aynı raporda Ekonomik ve Sosyal Konsey’in yeniden düzenlenmesi, Strateji ve Planlama Teşkilatı’nın kurulması öngörülmüştü. Altılı masanın hazırladığı anayasa değişikliği çalışmasına göre de Anayasa Mahkemesi ve HSK gibi kurumlarda yapısal değişiklik hedefleniyor.

Paylaşın

“Altılı Masa Adayını Şubat’ta Açıklayacak” İddiası

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi ve Gelecek Partisi’nden oluşan Atılı Masa, aday ve Ortak Politikalar Metni için çalışmalarına yoğunluk kazandırdı.

26 Ocak’taki Altılı Masa 11’inci liderler buluşmasından önce ev sahibi konumunda olan İYİ Parti Lideri Akşener, beş liderle makamlarında buluşarak zirveye ilişkin fikir alışverişinde bulunacak. Bu buluşmalarda, cumhurbaşkanı adayının nitelikleri ve belirlenme süreci görüşülecek.

Adayın masa içinden mi yoksa dışından mı olacağına yönelik prensip kararına da büyük oranda bu buluşmalarda karar verilecek. 26 Ocak’ta yapılacak görüşmelerin ardından 30 Ocak Ortak Politikalar Metni’nin ilanı için hazırlıklar hızlandırılacak.

Halka açık lansman

Birgün’den Hüseyin Şimşek’in muhalefet kulislerinden edindiği bilgiye göre, 30 Ocak’taki lansman, diğer açıklamaların aksine halka açık olacak. Altı parti üyelerinin katılımının planlandığı buluşmada, Hükümet Programı ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş süreci anlatılacak. Burada, kamuoyunda tartışmalara da neden olan, “Cumhurbaşkanı olmayan liderlerin cumhurbaşkanı yardımcısı olacağı” kararı da resmen duyurulacak.

Altılı Masa’nın adayı ne zaman açıklanacak?

Altılı Masa’da planlanan bir diğer gelişme, Cumhurbaşkanı adayının kamuoyuna nasıl açıklanacağı olacak. Bu konuda Şubat ayı, kararın verileceği tarih olarak gösteriliyor.

Buna göre, lansmandan yaklaşık 10 gün sonra Saadet Partisi ev sahipliğinde 12’inci liderler buluşmasını gerçekleştirecek olan Altılı Masa, bu tarihe kadar adayını belirleyecek ve Şubat ayının ikinci haftasından sonra aday, İstanbul’da düzenlenecek ortak mitingle kamuoyunun karşısına çıkacak.

Paylaşın

Davutoğlu’ndan ‘Altılı Masa’ Açıklaması: Hedefimiz 400 Milletvekili Almak

GP Lideri Davutoğlu, Altılı Masa’nın seçim hedeflerine ilişkin yaptığı açıklamada, “Bizim hedefimiz 5 sene değil, çok daha erken süreçte güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçmek. Hedefimiz 400 milletvekilini almak. Parlamenter sisteme geçmişsek, bir Başbakan çıkıp, yönetecek” dedi.

Altı liderin stratejik kararlarda imza yetkisi olacağı yönünde yaptığı konuşmaya açıklık getiren Davutoğlu, “Bizim kitleleri ikna etmemiz için ‘merak etmeyin, Türkiye’yi temsil edecek Cumhurbaşkanı seçeceğiz, biz onun yanında yönetim sürecinde olacağız’ dememiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Davutoğlu, altılı masa liderlerinin seçimden sonra cumhurbaşkanı yardımcısı olacağını ve her partiye bir bakanlık verileceğini söyledi.

Gelecek Partisi (GP) Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Habertürk’te katıldığı programda soruları yanıtladı. Davutoğlu konuşmasında şunları söyledi:

“Hükümet kurulduktan sonra sayın Cumhurbaşkanının güçlü hükümeti yönetebilmesi için halkın hepimizin yanında olduğun görmesi, o Cumhurbaşkanını rahatlatır. Meclis’te Cumhurbaşkanının arkasında 6 partinin de grubu Cumhurbaşkanının arkasında diye onu desteklemekten daha büyük bir yetki Cumhurbaşkanına verilmez.

Böylece o Cumhurbaşkanının arkasında duracağız, üstünde durmayacağız. Önce Cumhurbaşkanı olacak arkasında 6 tane ya da 5 tane Cumhurbaşkanı yardımcısı olacak. Halk bilecek ki, 5 ya da 6 genel başkan onun yanında. Yetkiyi ve sorumluluğu da paylaşıyor diye düşünecek.”

Eşitlik stratejik kararlarda”

“6’lı masada olanların hepsi cumhurbaşkanı yardımcısı ve en az 1 bakanlık alacak” diyen Davutoğlu,  “Aynı zamanda sorumluluk üstleniyoruz. Risk alıyoruz. Kendi kitlemizi ikna edeceğiz. Eşitlik stratejik kararlarda. Mesela önemli atamalar. Herkesin içine, toplumun içine sinecek şekilde. Seçim günü akşamı Türkiye’de hiçbir kesimin ‘biz kaybettik’ anlayışına kapılmaması” dedi.

Davutoğlu’nun açıklamalarından öne çıkan bazı başlıklar şöyle:

Bizim hedefimiz 5 sene değil, çok daha erken süreçte güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçmek. Hedefimiz 400 milletvekilini almak. Parlamenter sisteme geçmişsek, bir Başbakan çıkıp, yönetecek.

Sayın Erdoğan üzerinde Bahçeli vesayeti var, Perinçek vesayeti var. Beştepe’de bir güruh var.

Sayın Erdoğan’ın takvimine uymayacağız. O istediği zaman değil, biz istediğimiz zaman adayımızı açıklayacağız. Onların oyun planına gelmeyeceğiz. Adayımızı açıkladığımızda ola ki bir kesim memnun olmazsa, o kesimlere dönüp diyeceğiz ki ‘Bakın biz ekibiz, burada bir kişi yok’.

Kitleler şunu görecek ‘Bu cumhurbaşkanı benim partimden değil ama arkasında benim genel başkanım var’. diyecek.

Paylaşın

Altılı Masa’da Milletvekili Seçim Listeleri Konusunda Çalışma Kararı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi ve Gelecek Partisi’nden oluşan Atılı Masa’da milletvekili listeleri hazırlığı başlıyor…

Altılı Masa, Gelecek Partisi ev sahipliğindeki 10’uncu buluşmada, Cumhurbaşkanı adaylığı dışında milletvekili seçim listeleri konusunda da çalışma kararı aldı.

Birgün’den Hüseyin Şimşek’in muhalefet kulislerinden edindiği bilgiye göre, Altılı Masa’da yer alan partiler büyük oranda seçimlere kendi partileri logosu altında girecek.

Her parti, en az 41 ilde seçime girebilmek için yeterliliklerini tamamlayacak, daha sonra belirlenen aday listeleri ile seçime dahil olacak. Alınan karara göre, parti yöneticileri, ilçe ilçe aday listesi belirlenmesi için koordinasyon içerisinde çalışacak. Kurmaylar, ilçe ilçe çalışarak her partiye uygun adayları belirleyecek.

Adaylarda aynı zamanda “ayrım” izleniminin verilmemesi için taban tabana zıt isimler aynı ilçelerde rakip adaylar olarak karşı karşıya getirilmeyecek. Birbirlerine karşı yarışılacak ilçelerde de uyum aranacak.

Partiler ayrıca bazı ilçelerde ortak listelerle seçime girecek. Kazanacağına kesin gözüyle bakılan adaylar, Altılı Masa ortaklarının listelerinden seçimlere girebilecek. Bu konuda seçim takvimi açıklanmadan hemen önce çalışmaların tamamlanması planlanıyor.

Altı partinin hali hazırda sürdürdüğü sandık güvenliği, sandık görevlisi, her sandığa bir avukat çalışmaları, ortak çalışma grubu tarafından birleştirilecek ve kritik sandıklarda Altılı Masa’nın birden fazla görevlisinin bulunması sağlanacak.

Daha önceki seçimlerde ulaşılamayan sandıklarda da bu yolla en az bir görevli bulundurulacak. Altılı Masa’nın bu kapsamda birçok kentle ilgili özel çalışma yapacağı da aktarıldı.

Paylaşın

GP Lideri Ahmet Davutoğlu: Kesinlikle Tek Aday Çıkaracağız

GP Lideri Davutoğlu, katıldığı bir televizyon programında, “Ortak cumhurbaşkanı adayı için mutabakat kesinlikle var. Tek aday çıkaracağız. Cumhurbaşkanı içeriden veya dışarıdan olsun şunu bilecek, 6 genel başkan da aynı imza yetkisine sahip olacak, karar süreçlerinde eşit olacak. Biri diğerinden bir adım önde olmayacak. Cumhurbaşkanı bir anlamda eşitler arasında bir ilk olacak. Mutlak yetki sahibi olmayacak.” dedi ve ekledi: 

İktidar istedi ki bu takvimi biz erkene alalım. Bundan 6 ay önce biz bir cumhurbaşkanı adayı tayin etseydik ne olurdu biliyor musunuz? Gelen cumhurbaşkanı kendisinin Erdoğan gibi yetki kullanacağını düşünürdü ve mutlaka çatışırdık. Şimdi çatışma çıkmaz. Şimdi gelecek cumhurbaşkanı adayı oyunun kurallarını bilecek.”

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Halk TV’de İsmail Küçükkaya’nın programına konuk oldu. Davutoğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Dün yaklaşık 10 saat birlikteydik. Önemli olan açık yüreklilikle konuşabilmek. En büyük kazanımım ne diye sorsanız, daha önce bir araya gelmemiş liderler, 3’lü 4’lü düzenli toplantılar yapılmıyordu, şimdi yapılıyor. Bu psikolojik olarak topluma bir rahatlama veriyor. Psikolojik bir iklim değişikliği yarattı bu masa. Geçen sene yeni bir yola çıktık. Cumhurbaşkanı adayından başlanmaz. Buradan başlarsak biz de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin kucağına düşmüş oluruz. Hayır Türkiye’yi bir kişi kurtarmayacak. Şu anda Erdoğan kötü duruma getirdi denilebilir ama sadece Erdoğan değil, bir kültür bu, bir zihniyet.

Cumhurbaşkanı içeriden veya dışarıdan olsun, genel başkanlar doğrudan karar süreçlerinin içinde imza yetkisine sahip olarak bulunacaklar. Genel başkanlar, cumhurbaşkanı kadar her stratejik kararda imza yetkisine sahip olacak. Bu büyük bir teminat. 6 tane birbirine benzemez insan diyorlar. Bu ülkeyi birbirlerinin hassasiyetlerini görerek yönetecekler. Biz bir karar alırken CHP’nin hassasiyetlerini gözeteceğiz, Kılıçdaroğlu karar alırken muhafazakar kesimin hassasiyetlerini gözetecek. Bir süre sonra bir kültür oluşacak. Toplantıda açık yüreklilikle konuşuyoruz, sonunda çözüyoruz meseleyi.

“Tek aday çıkaracağız”

Ortak cumhurbaşkanı adayı için mutabakat kesinlikle var. Tek aday çıkaracağız. Cumhurbaşkanı içeriden veya dışarıdan olsun şunu bilecek, 6 genel başkan da aynı imza yetkisine sahip olacak, karar süreçlerinde eşit olacak. Biri diğerinden bir adım önde olmayacak. Cumhurbaşkanı bir anlamda eşitler arasında bir ilk olacak. Mutlak yetki sahibi olmayacak.

İktidar istedi ki bu takvimi biz erkene alalım. Bundan 6 ay önce biz bir cumhurbaşkanı adayı tayin etseydik ne olurdu biliyor musunuz? Gelen cumhurbaşkanı kendisinin Erdoğan gibi yetki kullanacağını düşünürdü ve mutlaka çatışırdık. Şimdi çatışma çıkmaz. Şimdi gelecek cumhurbaşkanı adayı oyunun kurallarını bilecek.

Şu anda Cumhuriyet tarihinin en ilkesiz, en görülemez koalisyonu bugünkü AK Parti-MHP koalisyonu. Bir ilkesi yok, ortak bir metni yok. Bahçeli’nin öfkesine bağlı olarak devam eden, Erdoğan’ın ihtiyaçlarına bağlı olarak devam eden. Bahçeli bütün yolsuzluk iddialarından vazgeçti, Erdoğan da bütün demokratik iddialarından vazgeçti. Bundan daha kötü bir koalisyon olamaz.

Cumhurbaşkanı kim olursa olsun oyunun kurallarını koyduk. Şu andan itibaren cumhurbaşkanı ismini konuşmanın vakti geldi. Dün isim konuşmadık ama süreci konuştuk. Hiç isim gündeme gelmedi ama istişare süreci başladı. Cumhurbaşkanı adayıyla Meclis’te nasıl bir ittifak sistemiyle gideceğimizin eş zamanlı konuşulması lazım. Bu sefer cumhurbaşkanlığını kazanır ama Meclis’i kazanamazsanız o zaman cumhurbaşkanına bu dünyayı dar ederler AK Parti ve MHP. İnşallah ikisini de kazanacağız. “

Paylaşın