CHP’den İktidara “Emekli Maaşı” Tepkisi

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşcıer, “Yıllarca çalışmış, alınteri dökmüş, ülkesine hizmet etmiş insanlarımız, korkunç bir sefaletle baş başa bırakılmış, ne haliniz varsa görün denilmiş haldeler. Emekliye değil ev, araba, tatil, mezar yeri almak bile lüks olmuş. Bugün bir emeklinin maaşı, eşi vefat etse yanındaki mezar yerini almaya yetmiyor” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “2002 yılında net asgari ücret 184 lira iken en düşük işçi emeklisi aylığı 257 liraydı. Yani en düşük işçi emeklisi aylığı asgari ücretin 1,39 katıydı. Eğer aradan geçen 21 yılda en düşük emekli aylığının asgari ücrete olan oranı korunsaydı yeni yıl itibariyle en düşük emekli aylığı 23 bin 632 lira olacaktı.”

CHP Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Gölge Bakan Gamze Taşcıer, emekli maaşlarına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Gamze Taşcıer, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Sosyal Güvenlik Kurumu verilerine göre yaklaşık 16 milyon emekli, dul ve yetim aylığı alan vatandaşımız var. Maalesef %90’ının aylığı bugünkü asgari ücretin bile altında. Emeklilerimiz öylesine düşük ücretler alıyor ki, değil yoksulluk, doğrudan doğruya açlıkla mücadele ediyorlar. Türkiye’de emekliler yaşamıyor, hayatta kalmaya çalışıyorlar. Resmi verilere göre 6.1 milyon emeklimiz ya bir işte çalışıyor ya da iş arıyor, ki bu oran 2008’den bu yana 2.5 kat artmış durumda.

Sadece son üç yılda emekli olmasına rağmen düşük aylıklarla geçinemeyen ve çalışmak zorunda kalan en az 2354 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Yıllarca çalışmış, alınteri dökmüş, ülkesine hizmet etmiş insanlarımız, korkunç bir sefaletle baş başa bırakılmış, ne haliniz varsa görün denilmiş haldeler. Emekliye değil ev, araba, tatil, mezar yeri almak bile lüks olmuş. Bugün bir emeklinin maaşı, eşi vefat etse yanındaki mezar yerini almaya yetmiyor.

2002 yılında net asgari ücret 184 lira iken en düşük işçi emeklisi aylığı 257 liraydı. Yani en düşük işçi emeklisi aylığı asgari ücretin 1,39 katıydı. Eğer aradan geçen 21 yılda en düşük emekli aylığının asgari ücrete olan oranı korunsaydı yeni yıl itibariyle en düşük emekli aylığı 23 bin 632 lira olacaktı. Bu oransallık emekli aleyhine işledi ve bugün asgari ücretin kat be kat altında bir aylık halini aldı. Sadece bu da değil, nasıl ki iktidar bilinçli bir politikayla tüm ücretlileri asgari ücrette birleştirmeye çabalıyor, emeklilerimiz de en düşük emekli aylığında buluşturulmak isteniyor.

“Emeklinin bu konuşulan aylıklarla 2024’ün sonunu görebilmesi mümkün değil”

Sistem öylesine bozuldu ki, az prim ödeyenle çok prim ödeyen arasında hakkaniyetsiz bir yakınlaşma hatta aynı ücrette buluşma yaşandı. Biz emeklilerimiz için az prim ile çok prim ödeyen arasındaki dengeyi daha fazla bozmadan, herkesi en düşük sınırda buluşturacak yöntemlere başvurmadan, herkese adil bir artış talep ediyoruz. En temelde ise, insan onuruna yaraşır bir hayat yaşamaya imkân verecek bir aylık belirlenmesini istiyoruz. Çünkü bugün iktidarın öngördüğü artış emekli için hiçbir anlam ifade etmeyecek. Konuşulan rakamlar, bugünkü açlık seviyesine bile varmayan, sefalete devam rakamlarıdır. Emeklinin bu konuşulan aylıklarla 2024’ün sonunu görebilmesi mümkün değil.

CHP olarak emeklilerimiz için en düşük aylığın asgari ücret seviyesine, yani 17 bin 2 liraya yükseltilmesini istiyoruz. Ancak bunu söylerken, 2024 yılı için belirlenen asgari ücretin de kesinlikle yetersiz olduğunu, en geç üç ay içerisinde güncellenmesi talebimizi de tekrar ifade ediyoruz.

En düşük aylık asgari ücret seviyesine çıkarılırken, farkların kapanmasına yol açmayacak bir düzenlemeyle bunun hayata geçirilmesini, aylık bağlama oranlarının yeniden yükseltilmesini, 2000 sonrasına intibak yasasının bir an önce çıkarılmasını ve bayram ikramiyelerinin 15 bin liraya yükseltilmesini öneriyoruz. Bunlar gerçekleştiği takdirde emeklilerimiz bir nebze de olsun nefes alabilir. Aksi durum milyonlarca emeklimizi açlığa, sefalete, ölüme terk etmek anlamına gelecek.”

Paylaşın

Vatandaşlar, SGK’nın Karşılamadığı İlaçlara 6,2 Milyar Lira Ödedi

Geçen yıl, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından karşılanmadığı için geri ödenmeyen ilaçlara vatandaşlar kendi bütçesinde 6 milyar 220 milyon TL ödedi. Bu tutar 2019’da 2 milyar 980 milyon TL idi.

Söz konusu veriyi paylaşan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ankara Milletvekili ve Eczacı Gamze Taşcıer, “2019 yılında her 100 kutudan 3,6’sı geri ödeme kapsamında değilken, 2021’de bu oran yüzde 55 artışla 5,6’ya yükseldi. Geçtiğimiz yıl, geri ödenmeyen ilaçlar için vatandaşın kendi cebinden yaptığı ilaç harcaması 6 milyar 220 milyon TL oldu. Bu tutar 2019’da 2 milyar 980 milyon TL idi” dedi.

Geri ödeme kapsamında olmayan ilaçların ortalama fiyatı, geri ödemede olanlara kıyasla yaklaşık 3 kat daha pahalıyken; bu durum, yurttaşların ilaçların için daha fazla ödeme yapmasına neden oluyor.

Sözcü’den Başak Kaya’nın haberine göre “Vatandaş hastaneye adım attığından itibaren ilaç, reçete, muayene katılım payı, eşdeğer ilaç farkı gibi 15 kalemde yine kendi cebinden ödeme yapıyor” diyen Taşçıer de “Ekonomiyi batırdıkları gibi SGK’yı da batırdıkları için cepten yapılan harcama yıldan yıla artıyor” ifadelerini kullandı.

‘Euro kuru ile reel kur arasındaki makas açıldıkça ilaçlar yok oluyor’

Konu hakkında açıklamalarda bulunan Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS) Genel Başkanı Nurten Saydan da “İlaç yokluğu, vatandaşın ödediği katılım ve fark ücretleri çekilmez bir hal aldı. Euro kuru ile reel kur arasındaki makas açıldıkça ilaçlar yok oluyor” diye konuştu.

İlaç üretim maliyetlerindeki artışa dikkat çeken Nurten Saydan, ilaç endüstrisinin ithalata olan bağımlılığına da işaret etti. Saydan, “Çocuk şuruplarının bulunmama nedeni cam şişe maliyetlerindeki artış. İlaç ham maddelerinin yüzde 98’i ithal ve en temel antibiyotik bile bulunamıyor. Diyabet, ağrı kesici, antibiyotik, tansiyon, çocuk şurupları, antidepresan, tüp bebek, epilepsi, kanser gibi birçok alanda ciddi anlamda sıkıntı var. Bazı ilaçların eş değeri de yok” şeklinde konuştu.

Paylaşın

Türkiye’de Her Saat 8-9 Kadın Şiddet Görüyor!

Kadına erkek şiddeti tüm dünyada büyük bir sorun. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmasının ardından Türkiye’de kadına karşı şiddetle mücadele tartışma konusu. CHP Ankara Milletvekili Gamze Taşcıer, İçişleri Bakanlığı’ndan aldığı Kadın Destek Uygulaması (KADES) verilerini paylaştı.

CHP’li Gamze Taşcıer, “KADES bizim de desteklediğimiz bir uygulama. Detaylara baktığımızda şiddetin nasıl gündelik hayatın bir parçası haline geldiği görülüyor. Uygulama hayata geçirildiği günden, Ocak 2022 sonuna kadar toplam ihbarda bulunan kadın sayısı 239 bin 467 olmuş. Yani günde ortalama 208 ihbar gelmiş. Bu da Türkiye’de her saat 8-9 kadın şiddet gördüğü için ihbarda bulunuyor demek” dedi.

Gamze Taşcıer, “Türkiye’de 42 milyon kadın bulunduğunun ama KADES’i sadece 3 milyonun biraz üzerinde kadının kullandığının da altını çizeyim” diye konuştu. Taşcıer, “Ülke çapında kadınların şiddete uğramadığı tek bir an yaşanmıyor. Bu toplumsal kriz halidir” diye tepki gösterdi.

“İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı…”

Sorunun iktidarın bakış açısından kaynaklandığını vurgulayan Taşcıer, “Türkiye’de Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Algısı Araştırması’na göre kadınların yüzde 68’i yaşadıkları en büyük sorunun şiddet olduğunu söylüyor. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı potansiyel şiddet faillerine ve katillere büyük bir cesaret verdi. Bu bir zihniyet sorunu ve bu zihniyeti besleyecek adımlar atıldığı sürece yapılanların tümü kâğıt üzerinde kalacaktır” dedi.

Paylaşın