Gazze’de İsrail Saldırılarında Ölü Sayısı 34 Bini Aştı

Hamas’ın başlattığı Filistin – İsrail savaşının 196. günü geride kalırken Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı son 24 saatte 42 artarak 34 bin 012’ye yükseldi.

Haber Merkezi / Gazze’de İsrail saldırılarında yaralananların sayısı ise son 24 saatte 63 artarak 76 bin 833’e çıktı.

Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) Filistin’in BM’ye tam üyeliğine ilişkin karar tasarısı Amerika Birleşik Devletleri (ABD) tarafından veto edildi. Tasarının ABD tarafından veto edebileceği öne sürülmüştü.

Öte yandan Filistin’in BM’ye tam üyeliğine ilişkin karar tasarısı Arap Grubu adına Cezayir tarafından hazırlanmıştı. İsrail ise, Filistin Yönetimi’nin devlet olmak için gerekli kriterleri karşılamadığını söylemişti.

15 üyeli Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) Cezayir tarafından Filistin’in BM’ye tam üyeliğini talep eden karar tasarısı oylamaya sunuldu. ABD’nin “hayır” oyu kullandığı tasarı, 12 “evet” ve 2 “çekimser” oy aldı.

İngiltere ve İsviçre “çekimser” kalırken, Rusya, Çin, Fransa, Cezayir, Malta, Ekvator, Guyana, Slovenya, Sierra Leone, Mozambik, Güney Kore ve Japonya “evet” oyu verdi.

Karar tasarısının geçmesi için 5 daimi üyeden hiçbirinin “hayır” oyu kullanmaması ve toplamda 9 “evet” oyu alması gerekiyordu. Karar tasarısı metninde, “BM Genel Kuruluna Filistin’in tam üye olarak kabul edilmesi tavsiye edilir.” ifadesi yer alıyordu.

BM’ye üye olan 193 ülkenin çoğunluğu, Filistin Özerk Yönetimi’nin açıklamasına göre 137’si, Filistin’i devlet olarak resmen tanıyor. Almanya, Filistin’i devlet olarak tanımayan ülkeler arasında yer almasına rağmen Filistinlilerle diplomatik ilişkilerde bulunuyor.

Oylamanın ardından Filistin Özerk Yönetimi, ABD’nin tavrını kınadı. Filistin lideri Mahmud Abbas’ın ofisinden yapılan açıklamada, “Amerika’nın Filistin’e, onun halkına ve meşru haklarına karşı bu agresif tavrı, uluslararası hukuka karşı da açık bir şekilde saldırganlığını ortaya koyarken, halkımıza karşı sürdürülen ve bölgeyi daha da uçurumun kenarına sürükleyen soykırımvari savaşın devam ettirilmesi için cesaret veriyor” ifadeleri kullanıldı.

Filistin Özerk Yönetimi’nin BM Temsilcisi Riyad Mansur da ABD vetosunun, Filistin halkının “iradesini kıramayacağını ve kararlılığını durduramayacağını” dile getirerek, “Çabalarımızı durdurmayacağız. Filistin devleti kaçınılmaz ve gerçektir” dedi.

Riyad Mansur, Nisan ayı başında BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e yazdığı mektupla, Filistin’in tam üyelik sürecinin yeniden başlatılması yönündeki isteğini dile getirmişti. 2012 yılından bu yana BM’de gözlemci statüsünde yer alan Filistin, yıllardan bu yana tam üye olmayı talep ediyor.

Rusya ve Çin

Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Vassily Nebenzia, Gazze’de savaşın başlangıcından beri ABD’nin beşinci kez veto hakkını kullandığını belirerek, “Şu anda küresel toplumun çoğunluğunun Filistin’in BM’ye tam üye olma başvurusunu desteklediğini ancak ABD’nin Filistinliler hakkında gerçekte ne düşündüğünü bir kez daha gösterdi. ABD’nin bugün veto hakkını yeniden kullanması, tarihin kaçınılmaz akışını durdurmaya yönelik umutsuz bir girişimdir’’ dedi.

Filistin’in BM Temsilcisi Riyad Mansur, “Bugün hem bölgesel hem de tarihi bir gün için Güvenlik Konseyi’ne geldik. Konseyin çoğunluğu da bu tarihi günde bizimleydi. Bizi destekleyerek evet oyu verenlere teşekkür ediyorum. Filistin halkı adına sizleri selamlıyorum’’ dedi.

Çin BM Daimi Temsilcisi Fu Cong, Filistin halkının onlarca yıllık hayalinin, Filistin’in BM’ye tam üye olarak kabul edilmesinin her zamankinden daha acil olduğu bir dönemde suya düştüğünü, bağımsız bir devletin kurulmasının sorgulanamayacak devredilemez bir hak olduğunu kaydetti.

Cong, “Filistin BM’ye tam üye olarak kabul edilseydi, İsrail ile iki devletli çözüme ilişkin müzakerelere gerçekten yardımcı olacaktı Filistin ile İsrail bir gün barış içinde, yan yana yaşayacaklar o günün gerçekleşmesi için Çin gereken tüm desteği verecek’’ dedi.

ABD’nin BM Büyükelçi Yardımcısı Robert Wood, oylamadan sonra yaptığı açıklamada, ülkesinin “iki devletli bir çözümü ısrarla desteklemeye devam ettiğini” dile getirdi. Söz konusu iki devletli çözüm, İsrail ile birlikte var olacak bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını öngörüyor.

Wood, ABD’nin oylamadaki tavrının Filistin devletine karşı olmak anlamına gelmediğini, sadece böyle bir devletin ancak “iki taraf arasında doğrudan müzakerelerle” kurulabileceği gerçeğinin kabulü olduğunu ifade etti.

Paylaşın

Filistin’in Birleşmiş Milletler Üyeliğine ABD’den Veto

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) Filistin’in BM’ye tam üyeliğine ilişkin karar tasarısı Amerika Birleşik Devletleri (ABD) tarafından veto edildi. Tasarının ABD tarafından veto edebileceği öne sürülmüştü.

Filistin’in BM’ye tam üyeliğine ilişkin karar tasarısı Arap Grubu adına Cezayir tarafından hazırlanmıştı. İsrail ise, Filistin Yönetimi’nin devlet olmak için gerekli kriterleri karşılamadığını söylemişti.

Bianet’te yer alan habere göre; 15 üyeli Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) Cezayir tarafından Filistin’in BM’ye tam üyeliğini talep eden karar tasarısı oylamaya sunuldu. ABD’nin “hayır” oyu kullandığı tasarı, 12 “evet” ve 2 “çekimser” oy aldı.

İngiltere ve İsviçre “çekimser” kalırken, Rusya, Çin, Fransa, Cezayir, Malta, Ekvator, Guyana, Slovenya, Sierra Leone, Mozambik, Güney Kore ve Japonya “evet” oyu verdi.

Karar tasarısının geçmesi için 5 daimi üyeden hiçbirinin “hayır” oyu kullanmaması ve toplamda 9 “evet” oyu alması gerekiyordu. Karar tasarısı metninde, “BM Genel Kuruluna Filistin’in tam üye olarak kabul edilmesi tavsiye edilir.” ifadesi yer alıyordu.

Filistin’in üyelik başvurusu

Filistin, 2011’de de BM’ye tam üyelik başvurusu yapmış ancak BMGK’da gereken desteği alamamıştı. Filistin 2012 yılında BM “daimi gözlemci statüsü”ne kavuştu.

Filistin’in BM Daimi Temsilcisi Riyad Mansur, 2 Nisan’da yaptığı açıklamada, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e bir mektup göndererek, üyelik başvurularının yeniden ele alınması talebinde bulunmuştu.

Guterres de 3 Nisan’da BMGK’ya mektup yazarak, Filistin’in talebinin gündeme alınması çağrısı yapmıştı. BMGK ise 8 Nisan’da Filistin’in talebini “Yeni Üyelerin Kabulü Komitesi’ne” iletmişti.

BMGK’ya üyelikle ilgili dönüş yapması gereken Komite, iki toplantının ardından mutabakata varamadığını duyurmuştu. Bunun ardından Cezayir, Filistin’in üyeliği için karar tasarısını müzakerelere açmıştı.

Paylaşın

Gazze’de İsrail Saldırılarında Can Kaybı 34 Bine Dayandı

Filistin – İsrail savaşının 195. günü geride kalırken Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında ölü sayısı sayısı son 24 saatte 71 artarak 33 bin 970’e yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralananların sayısı ise son 24 saatte 106 artarak 76 bin 770’e çıktı.

Haber Merkezi / Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Öte yandan İsrail’in Refah’a operasyon hazırlığı olarak Gazze Şeridi çevresine ilave birlik konuşlandırdığı bildirildi. İsrailli Ma’ariv gazetesinin dünkü haberinde, İsrail ordusunun Gazze çevresine topçu birlikleri ve zırhlı personel taşıyıcıları yerleştirdiği yazıldı.

Haberde, birliklerin alarm durumuna geçirildiği, Refah operasyonun temel planının Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi ve Savunma Bakanı Yoav Gallant tarafından onaylandığı da öne sürüldü. İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), iddialarla ilgili yorum yapmayı reddetti.

IDF’den salı günü yapılan açıklamada, İsrail bombardımanları nedeniyle Gazze’nin kuzeyinden kaçıp Mısır sınırındaki Refah şehrine sığınan sivillerin tahliyesi için 40 bin çadır satın alındığı bildirilmişti.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD başta olmak üzere Batılı müttefiklerin itirazlarına rağmen Refah’a kara harekatı düzenleyeceklerini birçok kez söylemişti. ABD Dışişleri Bakanlığı ise İsrail’in kara harekatıyla ilgili henüz kendileriyle bilgi paylaşmadığını aktardı.

Ayrıca Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, ülkesinin Gazze Şeridi’nde İsrail ile Hamas arasında devam eden savaşla ilgili arabuluculuk rolünü gözden geçirdiğini söyledi.

Doha’da temaslarda bulunan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’la dün biraraya gelen Al Sani basın toplantısında, arabuluculuk rolünün suistimal edildiğini dile getirerek, “Şu anda gelinen noktada, arabulucu olarak rolümüzü ve tarafların bu arabuluculuğa nasıl dahil olduklarını yeniden değerlendiriyoruz” dedi.

Al Sani, Hamas’ın üst düzey liderleri ülkede sürgünde yaşıyor olsa da Katar’ın arabulucu olarak yapabileceklerinin sınırlı olduğunu söyledi. Katar Başbakanı, Gazze’de ateşkes için yapılan müzakerelerin “hassas bir aşamada” olduğunu ve bir anlaşmaya varmanın önündeki engelleri ele almak için çaba sarf edildiğini kaydetti.

Katar, Mısır ve ABD, Gazze’de Hamas’ın elindeki bazı rehinelerin serbest bırakılması ve İsrail’in elindeki Filistinli mahkûmların serbest bırakılmasını ve çatışmaların durdurulmasını sağlamak üzere görüşmeler yürütüyor.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken da Katar Başbakanı Al Sani ile yaptığı telefon görüşmesinde konuyu ele aldı. ABD Dışişleri Bakanlığı iki yetkilinin “Gazze’de tüm rehinelerin serbest bırakılmasını güvence altına alan bir ateşkesin sağlanması için önümüzdeki günlerde de birlikte çalışmaya devam etmenin önemini” bir kez daha teyit ettiklerini açıkladı.

Paylaşın

Gazze’de İsrail Saldırılarında Can Kaybı 33 Bin 899’a Yükseldi

Filistin – İsrail savaşının 194. günü geride kalırken Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında ölü sayısı sayısı son 24 saatte 56 artarak 33 bin 899’a yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralananların sayısı ise son 24 saatte 89 artarak 76 bin 664’e çıktı.

Haber Merkezi / Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana sürdürdüğü saldırıları nedeniyle yaklaşık 2,3 milyon nüfuslu Gazze Şeridi’nde 1,9 milyon kişi yerinden edildi. Bu Filistinlilerin çoğu, İsrail’in daha önce “güvenli bölge” olduğunu iddia ettiği Refah kentine sığındı.

Gazze Şeridi’nin en güneyinde, Mısır sınırında yer alan Refah’ın İsrail saldırılarından önce 280 bin olan nüfusu, 5 kattan fazla artarak yaklaşık 1,5 milyona ulaştı. İsrail’in saldırılarından kaçarak, yeterli kalacak yerin bulunmadığı ve altyapının yetersiz olduğu Refah’a sığınan Filistinlilerin büyük bölümü, derme çatma çadırlardan oluşan kamplarda yaşam mücadelesi veriyor.

İsrail ordusunun sık sık hava saldırıları düzenlediği Refah’a kara saldırısı başlatması halinde sivillerin Gazze Şeridi’nde sığınacak yerinin kalmayacağından endişe ediliyor.

Öte yandan Birleşmiş Milletler (BM), savaşın devam ettiği Gazze Şeridi’nde kıtlık riskiyle karşı karşıya olan Filistinliler için 2,8 milyar dolar yardım çağrısında bulundu. BM’nin Gazze ve Batı Şeria’daki insani yardım ofisinin başkanı Andrea De Domenico gazetecilere yaptığı açıklamada, savaştan zarar gören Gazze’de sadece yaklaşan kıtlık tehlikesiyle değil, temizlik, su ve sağlık tesisleri için de mücadele gerektiğini vurguladı.

De Domenico, bu hizmetlerin yeniden sağlanması ve asgari standartların karşılanması için “büyük operasyonlara” ihtiyaç olduğunu ve bunun da askeri operasyon sürerken yapılamayacağını ekledi.

Hastanelerin, su arıtma tesislerinin, evlerin, yolların ve okulların tahrip edildiğine işaret eden De Domenico, Gazze’deki en büyük hastane olan Şifa Hastanesi’nin saldırı sonucu kapanmak zorunda kaldığını anımsattı. BM yetkilisi, “vücudun bölümlerini inceleyen ve kanserleri tespit edebilen bir MRI cihazının vurulmasındaki askeri amacın ne olduğunu” sorguladı.

Şifa Hastanesi’nde saldırı sonrası gördükleri manzarayı da anlatan De Domenico, “bir dehşet sahnesiyle” karşılaştıklarını, meslektaşlarının, insanlara aile üyelerini ayakkabıları veya giysilerinden tanımaya yardım ettiklerini söyledi.

De Domenico, İsrail’in Gazze’ye daha fazla insani yardım ulaştırma konusunda “iyi niyetli” olduğuna dair işaretler olduğunu belirterek, kıtlık tehdidiyle en çok karşı karşıya olan kuzeye bir yardım geçiti ve fırınlar açılması gerektiğini önerdi. BM’nin İsrail’i daha fazlasını yapmaya zorlamaya devam ettiğini dile getiren yetkili, yardım konvoylarının Gazze’ye girişlerinin İsrail tarafından geciktirildiğine dikkat çekti.

Filistin’in BM’ye tam üyeliği oylanacak

Ayrıca Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) Filistin’in BM’ye tam üyeliğine ilişkin karar tasarısı oylanacak. Filistin’in BM Daimi Temsilciliği, sosyal medya hesabından paylaştığı mesajda, karar tasarısının Arap Grubu adına Cezayir tarafından hazırlandığını bildirdi.

Karar tasarısı metninde, “BM Genel Kurulu’na Filistin’in tam üye olarak kabul edilmesi tavsiye edilir” ifadesi yer alıyor. BM’ye tam üye olmak için yapılan bir başvurunun, ABD’nin veto edebileceği Güvenlik Konseyi ve ardından 193 üyeli Genel Kurul’un en az üçte ikisi tarafından onaylanması gerekiyor.

1990’ların başında İsrail ve Filistin Yönetimi arasında Oslo Anlaşmaları’nın imzalanmasından bu yana Filistin devletinin kurulması konusunda çok az ilerleme kaydedildi. İsrail yerleşimlerinin genişlemesi engeller arasında yer alırken, İsrail’in BM Büyükelçisi Gilad Erdan, Filistin Yönetimi’nin devlet olmak için gerekli kriterleri karşılamadığını söyledi.

Mahmud Abbas liderliğindeki Filistin Yönetimi, Batı Şeria’da sınırlı bir özerklik uyguluyor ve İsrail’in Oslo Anlaşmaları’ndaki ortağı. Hamas 2007 yılında Filistin Yönetimi’ni Gazze Şeridi’nde iktidardan indirmişti.

Paylaşın

Gazze’de İsrail Saldırılarında Ölü Sayısı 33 Bin 797’ye Yükseldi

Hamas’ın başlattığı Filistin – İsrail savaşının 192. günü geride kalırken Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında ölü sayısı sayısı son 24 saatte 68 artarak 33 bin 797’ye yükseldi.

Haber Merkezi / Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında yaralananların sayısı ise son 24 saatte94 artarak 76 bin 465’e çıktı.

Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Hamas’ın İsrail’de 7 Ekim’de düzenlediği saldırılarda 1200 kişi hayatını kaybetmiş, 250’den fazla kişi de rehin alınmıştı. İsrail’e göre rehinelerden 34’ü yaşamını yitirdi, 130’u ise hala Gazze’de.

İsrail’in yedi aydır devam eden saldırılarından sonra Gazze’nin merkezine sığınan yüzlerce Filistinli aile, savaşın yıktığı kentin izole edilmiş kuzey kısmına geri dönmeye çalışıyor.

Sağlık görevlileri ve bölge sakinleri, İsrail güçlerinin Gazze’nin güneyinden kuzey bölgelerine geri dönmeye çalışan onlarca kişiye ateş açması sonucu Filistinli bir kadının öldüğünü ve 23 kişinin de yaralandığını aktardı.

Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’in güneyine düzenlediği saldırının ardından İsrail’in Gazze şehrini de kapsayan işgalinin ilk hedefi Gazze’nin kuzeyi oldu.

İsrail ordusu, şeridin kuzey yarısını kapattı ve yüz binlerce Filistinliyi kuzeydeki evlerini terk edip Gazze’nin güney bölgelerine gitmeye zorladı.

Gazze’de 6 ayın bilançosu

İsrail, resmi verilerine göre 1200 kişinin öldüğü 260 kişinin de rehin alındığı 7 Ekim Hamas saldırısına misilleme olarak başlattığı hava ve kara operasyonlarında 6. ayına girdi.

Birleşmiş Milletler (BM) kıtlık uyarısını yineledi ve Gazze’ye yardım ulaştırılması ve dağıtılması önündeki engelleri eleştirdi. Kıtlık tehlikesi ABD’nin de dikkat çektiği bir konu.

İsrailli yetkililer Gazze’ye yardım erişimini arttırdıklarını ve gecikmelerden sorumlu olmadıklarını söylüyor. Gazze içindeki yardım dağıtımını BM insani yardım kuruluşları sorumluluğunda olduğunu da savunuyor. İsrail Hamas’ı yardımları çalmakla suçluyor. Hamas bu suçlamaları reddediyor.

Gazze’de son olarak Amerika merkezli sivil toplum kuruluşu World Central Kitchen gönüllüsü 7 kişi hayatını kaybetti. Kurucu Amerikalı ünlü şef Jose Andres, İsrail saldırısının World Central Kitchen yardım kuruluşuna ait konvoyu sistematik bir şekilde “araç araç kasıtlı olarak hedef aldığını” söyledi.

Gönüllü kuruluşun konvoyunda hayatını kaybedenler arasında Avustralya, İngiltere ve ABD vatandaşları da bulunuyordu.

İsrail ordusu, konvoydaki araçların ayrıntılarını içeren mesajı gözden kaçırdıklarını, konvoydaki kişilerden birinde silah olduğu gerekçesiyle yanlışlıkla vurduklarını savundu. Ancak insan hakları grupları ve yardım çalışanları bunun sık rastlanılan bir durum olduğunu iddia ediyor.

İsrail’in 7 Ekim terör saldırılarının ardından Hamas’ı yok etme çabasında, ordunun neyi hedef aldığı ve kaç sivilin ölümüne izin vereceğini belirleme konusunda kendisine geniş bir hareket alanı tanıdığını söylüyor.

Hamas kontrolündeki Gazze Sağlık Bakanlığı’na göre İsrail saldırılarında üçte ikisi kadın ve çocuklardan oluşan 33 binden fazla Filistinli öldürüldü. Bu sayı siviller ve Hamas mensupları arasında ayrım yapılmadığını ortaya koyuyor.

İsrail’in gerçekleştirdiği binlerce saldırının yanısıra kara operasyonlarındaki bombardımanlarda hedefin yanlış tespit edilip edilmediğini bilmek imkansız.

Neredeyse her gün, içinde Filistinli ailelerin bulunduğu binalar vuruluyor, kadınlar erkekler ve çocuklar öldürülüyor. Hedefle ilgili hiçbir açıklama yapılmıyor ya da saldırının orantısız olup olmadığı konusunda bağımsız bir hesap sorma mekanizması yok.

İsrailli insan hakları grubu B’Tselam sözcüsü, World Central Kitchen saldırısının sadece yabancılar öldürüldüğü için dünyanın dikkatini çektiğini söyledi.

Filistinli tanıklar aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu kişilerin beyaz bayrak taşırken İsrail’in hedef olduğunu anlatıyor. El Cezire haber kanalı tarafından Mart ayında yayınlanan görüntülerde Gazze sahilinde yürüyen ve ellerinde beyaz bayrak bulunan iki Filistinlinin öldüğü bir kişinin de yaralandığını saldırıyı İsrail ordusu kabul etmişti.

Aralık ayında Maghazi kampında en az 68 kişinin ölümüne neden olan saldırıda hedefin yakınlarındaki binaların da vurulduğunu ve muhtemelen sivillere de zarar verdiği İsrail Ordusu tarafından kabul edilmişti.

İsrail Ordusu ayrıca Gazze’de Hamas esaretinden kurtulan ve elinde beyaz bayrak sallayan üç İsrailli rehinenin de yanlışlıkla vurularak öldürüldüğünü kabul etti.

Sınır Tanımayan Doktorlar grubunun bombalandığı saldırının soruşturmasında yer alan eski İngiliz Ordusu mensubu Chris Cobb-Smith, İsrail ordusunun son derece pervasız davranışlardan oluşan tutarlı bir model izlediğini savundu.

Eski bir İngiliz istihbarat subayı olan Cristal Lincoln-Jones ise AP haber ajansına yaptığı açıklamada İsrail’in savaş kurallarına uymadığını şu sözlerle savundu: “Bunu bir NATO insansız hava aracı pilotunun yapmasına imkan yok. Bu eylem, yargılanma hatta hapis cezası ihtimali ile karşı karşıya kalmayı gerektirebilir.”

Paylaşın

Gazze’de İsrail Saldırılarında Can Kaybı 33 Bin 729’a Yükseldi

Filistin – İsrail savaşının 191. günü geride kalırken Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı son 24 saatte 43 artarak 33 bin 729’a yükseldi. 

Haber Merkezi / Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında yaralananların sayısı ise son 24 saatte 62 artarak 76 bin 371’e çıktı.

Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Hamas’ın İsrail’de 7 Ekim’de düzenlediği saldırılarda 1200 kişi hayatını kaybetmiş, 250’den fazla kişi de rehin alınmıştı. İsrail’e göre rehinelerden 34’ü yaşamını yitirdi, 130’u ise hala Gazze’de.

Öte yandan Gazze Şeridi’nde çözüm çabalarında ve müzakerelerde ilerleme kaydedilmeye çalışılıyor. Hamas İsrail’in Gazze Şeridi’nden çekileceğine dair yazılı bir taahhüt talep etti.

Hamas dün yaptığı açıklamada, altı haftalık ateşkes önerisine cevabını Mısırlı ve Katarlı arabuluculara sunduğunu bildirdi.

Hamas, kalıcı ateşkes, İsrail ordusunun Gazze’nin tüm bölgelerinden çekilmesi, yerlerinden edilen insanların evlerine dönmesi, yardım akışının yoğunlaştırılması ve yeniden inşanın başlaması taleplerine hâlâ bağlı olduğunu söyledi.

Hamas, “İki taraf arasında ciddi bir esir değişimine ilişkin bir anlaşmaya varmaya hazır olduğumuzu teyit ediyoruz” dedi.

İsrail ise bu sabah erken saatlerde yaptığı açıklamada Hamas’ın, geçen hafta sunulan son anlaşma teklifini reddettiğini bildirdi. Başbakan Benyamin Netanyahu’nun ofisinden yapılan açıklamada Hamas’ın, elindeki yaklaşık 40 rehinenin serbest bırakılmasını da içeren geçici ateşkes önerisini geri çevirdiğini savundu.

Söz konusu öneri bir hafta önce arabulucular Katar, Mısır ve Amerika Birleşik Devletleri tarafından Hamas’a sunulmuştu.

İsrail’den yapılan açıklamada İsrail’in müzakerelerde esneklik gösterdiği belirtildi. Hamas lideri Yehya Sinwar’ın “İran’la yaşanan gerginlikten faydalanmaya devam ettiği” ve daha geniş çaplı bir bölgesel tırmanış peşinde olduğu iddia edildi.

Gazze’de 6 ayın bilançosu

İsrail, resmi verilerine göre 1200 kişinin öldüğü 260 kişinin de rehin alındığı 7 Ekim Hamas saldırısına misilleme olarak başlattığı hava ve kara operasyonlarında 6. ayına girdi.

Birleşmiş Milletler (BM) kıtlık uyarısını yineledi ve Gazze’ye yardım ulaştırılması ve dağıtılması önündeki engelleri eleştirdi. Kıtlık tehlikesi ABD’nin de dikkat çektiği bir konu.

İsrailli yetkililer Gazze’ye yardım erişimini arttırdıklarını ve gecikmelerden sorumlu olmadıklarını söylüyor. Gazze içindeki yardım dağıtımını BM insani yardım kuruluşları sorumluluğunda olduğunu da savunuyor. İsrail Hamas’ı yardımları çalmakla suçluyor. Hamas bu suçlamaları reddediyor.

Gazze’de son olarak Amerika merkezli sivil toplum kuruluşu World Central Kitchen gönüllüsü 7 kişi hayatını kaybetti. Kurucu Amerikalı ünlü şef Jose Andres, İsrail saldırısının World Central Kitchen yardım kuruluşuna ait konvoyu sistematik bir şekilde “araç araç kasıtlı olarak hedef aldığını” söyledi.

Gönüllü kuruluşun konvoyunda hayatını kaybedenler arasında Avustralya, İngiltere ve ABD vatandaşları da bulunuyordu.

İsrail ordusu, konvoydaki araçların ayrıntılarını içeren mesajı gözden kaçırdıklarını, konvoydaki kişilerden birinde silah olduğu gerekçesiyle yanlışlıkla vurduklarını savundu. Ancak insan hakları grupları ve yardım çalışanları bunun sık rastlanılan bir durum olduğunu iddia ediyor.

İsrail’in 7 Ekim terör saldırılarının ardından Hamas’ı yok etme çabasında, ordunun neyi hedef aldığı ve kaç sivilin ölümüne izin vereceğini belirleme konusunda kendisine geniş bir hareket alanı tanıdığını söylüyor.

Hamas kontrolündeki Gazze Sağlık Bakanlığı’na göre İsrail saldırılarında üçte ikisi kadın ve çocuklardan oluşan 33 binden fazla Filistinli öldürüldü. Bu sayı siviller ve Hamas mensupları arasında ayrım yapılmadığını ortaya koyuyor.

İsrail’in gerçekleştirdiği binlerce saldırının yanısıra kara operasyonlarındaki bombardımanlarda hedefin yanlış tespit edilip edilmediğini bilmek imkansız.

Neredeyse her gün, içinde Filistinli ailelerin bulunduğu binalar vuruluyor, kadınlar erkekler ve çocuklar öldürülüyor. Hedefle ilgili hiçbir açıklama yapılmıyor ya da saldırının orantısız olup olmadığı konusunda bağımsız bir hesap sorma mekanizması yok.

İsrailli insan hakları grubu B’Tselam sözcüsü, World Central Kitchen saldırısının sadece yabancılar öldürüldüğü için dünyanın dikkatini çektiğini söyledi.

Filistinli tanıklar aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu kişilerin beyaz bayrak taşırken İsrail’in hedef olduğunu anlatıyor. El Cezire haber kanalı tarafından Mart ayında yayınlanan görüntülerde Gazze sahilinde yürüyen ve ellerinde beyaz bayrak bulunan iki Filistinlinin öldüğü bir kişinin de yaralandığını saldırıyı İsrail ordusu kabul etmişti.

Aralık ayında Maghazi kampında en az 68 kişinin ölümüne neden olan saldırıda hedefin yakınlarındaki binaların da vurulduğunu ve muhtemelen sivillere de zarar verdiği İsrail Ordusu tarafından kabul edilmişti.

İsrail Ordusu ayrıca Gazze’de Hamas esaretinden kurtulan ve elinde beyaz bayrak sallayan üç İsrailli rehinenin de yanlışlıkla vurularak öldürüldüğünü kabul etti.

Sınır Tanımayan Doktorlar grubunun bombalandığı saldırının soruşturmasında yer alan eski İngiliz Ordusu mensubu Chris Cobb-Smith, İsrail ordusunun son derece pervasız davranışlardan oluşan tutarlı bir model izlediğini savundu.

Eski bir İngiliz istihbarat subayı olan Cristal Lincoln-Jones ise AP haber ajansına yaptığı açıklamada İsrail’in savaş kurallarına uymadığını şu sözlerle savundu: “Bunu bir NATO insansız hava aracı pilotunun yapmasına imkan yok. Bu eylem, yargılanma hatta hapis cezası ihtimali ile karşı karşıya kalmayı gerektirebilir.”

Paylaşın

Gazze’de İsrail Saldırılarında Ölü Sayısı 33 Bin 686’ya Yükseldi

Hamas’ın başlattığı Filistin – İsrail savaşının 190. günü geride kalırken Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında yaşamını yitirenlerin sayısı son 24 saatte 52 artarak 33 bin 686’ya yükseldi. 

Haber Merkezi / Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında yaralananların sayısı ise son 24 saatte 95 artarak 76 bin 309’a çıktı.

Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Hamas’ın İsrail’de 7 Ekim’de düzenlediği saldırılarda 1200 kişi hayatını kaybetmiş, 250’den fazla kişi de rehin alınmıştı. İsrail’e göre rehinelerden 34’ü yaşamını yitirdi, 130’u ise hala Gazze’de.

Öte yandan Gazze’de görev yapan BM insani yardım koordinatörü Jamie McGoldrick Kudüs’ten yaptığı açıklamada, “İnsanlar ihtiyaç duyduklarından çok daha az suya ulaşıyorlar ve sonuç olarak güvenli ve temiz su eksikliği ve sanitasyon sistemlerinin bozulması nedeniyle su kaynaklı hastalıklar ortaya çıktı.” şeklinde konuştu.

Üç aylık görev süresinin sonunda Gazze’ye yaptığı son ziyaret sonrası konuşan McGoldrick, “Önümüzdeki aylarda, şu anda insanların kalabalık olduğu bölgelere nasıl daha iyi su tedarik edebileceğimizin yolunu bulmalıyız.” dedi.

Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) göre, kirli su ve hijyen eksikliği kolera, ishal, dizanteri ve hepatit A gibi hastalıklara neden oluyor.

Gazze’de 6 ayın bilançosu

İsrail, resmi verilerine göre 1200 kişinin öldüğü 260 kişinin de rehin alındığı 7 Ekim Hamas saldırısına misilleme olarak başlattığı hava ve kara operasyonlarında 6. ayına girdi.

Birleşmiş Milletler (BM) kıtlık uyarısını yineledi ve Gazze’ye yardım ulaştırılması ve dağıtılması önündeki engelleri eleştirdi. Kıtlık tehlikesi ABD’nin de dikkat çektiği bir konu.

İsrailli yetkililer Gazze’ye yardım erişimini arttırdıklarını ve gecikmelerden sorumlu olmadıklarını söylüyor. Gazze içindeki yardım dağıtımını BM insani yardım kuruluşları sorumluluğunda olduğunu da savunuyor. İsrail Hamas’ı yardımları çalmakla suçluyor. Hamas bu suçlamaları reddediyor.

Gazze’de son olarak Amerika merkezli sivil toplum kuruluşu World Central Kitchen gönüllüsü 7 kişi hayatını kaybetti. Kurucu Amerikalı ünlü şef Jose Andres, İsrail saldırısının World Central Kitchen yardım kuruluşuna ait konvoyu sistematik bir şekilde “araç araç kasıtlı olarak hedef aldığını” söyledi.

Gönüllü kuruluşun konvoyunda hayatını kaybedenler arasında Avustralya, İngiltere ve ABD vatandaşları da bulunuyordu.

İsrail ordusu, konvoydaki araçların ayrıntılarını içeren mesajı gözden kaçırdıklarını, konvoydaki kişilerden birinde silah olduğu gerekçesiyle yanlışlıkla vurduklarını savundu. Ancak insan hakları grupları ve yardım çalışanları bunun sık rastlanılan bir durum olduğunu iddia ediyor.

İsrail’in 7 Ekim terör saldırılarının ardından Hamas’ı yok etme çabasında, ordunun neyi hedef aldığı ve kaç sivilin ölümüne izin vereceğini belirleme konusunda kendisine geniş bir hareket alanı tanıdığını söylüyor.

Hamas kontrolündeki Gazze Sağlık Bakanlığı’na göre İsrail saldırılarında üçte ikisi kadın ve çocuklardan oluşan 33 binden fazla Filistinli öldürüldü. Bu sayı siviller ve Hamas mensupları arasında ayrım yapılmadığını ortaya koyuyor.

İsrail’in gerçekleştirdiği binlerce saldırının yanısıra kara operasyonlarındaki bombardımanlarda hedefin yanlış tespit edilip edilmediğini bilmek imkansız.

Neredeyse her gün, içinde Filistinli ailelerin bulunduğu binalar vuruluyor, kadınlar erkekler ve çocuklar öldürülüyor. Hedefle ilgili hiçbir açıklama yapılmıyor ya da saldırının orantısız olup olmadığı konusunda bağımsız bir hesap sorma mekanizması yok.

İsrailli insan hakları grubu B’Tselam sözcüsü, World Central Kitchen saldırısının sadece yabancılar öldürüldüğü için dünyanın dikkatini çektiğini söyledi.

Filistinli tanıklar aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu kişilerin beyaz bayrak taşırken İsrail’in hedef olduğunu anlatıyor. El Cezire haber kanalı tarafından Mart ayında yayınlanan görüntülerde Gazze sahilinde yürüyen ve ellerinde beyaz bayrak bulunan iki Filistinlinin öldüğü bir kişinin de yaralandığını saldırıyı İsrail ordusu kabul etmişti.

Aralık ayında Maghazi kampında en az 68 kişinin ölümüne neden olan saldırıda hedefin yakınlarındaki binaların da vurulduğunu ve muhtemelen sivillere de zarar verdiği İsrail Ordusu tarafından kabul edilmişti.

İsrail Ordusu ayrıca Gazze’de Hamas esaretinden kurtulan ve elinde beyaz bayrak sallayan üç İsrailli rehinenin de yanlışlıkla vurularak öldürüldüğünü kabul etti.

Sınır Tanımayan Doktorlar grubunun bombalandığı saldırının soruşturmasında yer alan eski İngiliz Ordusu mensubu Chris Cobb-Smith, İsrail ordusunun son derece pervasız davranışlardan oluşan tutarlı bir model izlediğini savundu.

Eski bir İngiliz istihbarat subayı olan Cristal Lincoln-Jones ise AP haber ajansına yaptığı açıklamada İsrail’in savaş kurallarına uymadığını şu sözlerle savundu: “Bunu bir NATO insansız hava aracı pilotunun yapmasına imkan yok. Bu eylem, yargılanma hatta hapis cezası ihtimali ile karşı karşıya kalmayı gerektirebilir.”

Paylaşın

Erdoğan’dan Papa Fransuva’ya Filistin Mektubu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katoliklerin ruhani lideri Papa Fransuva’ya gönderdiği Filistin mektubunda, “Öldürmenin tüm Semavi dinlerce haram kılındığı bilincine sahip olan insanlık, Gazze’de uluslararası hukukun ve uluslararası insancıl hukukun çiğnenmesine daha fazla müsaade etmemelidir” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Savaşta bile dokunulmaması gereken hastaneler, okullar, camiler, kiliselerin bilerek bombalanması karşısında sesini yükseltmelidir. Filistin-İsrail meselesi adil bir çözüme kavuşturulmadan, Orta Doğu’da kalıcı barış ve istikrarın tesisi mümkün değildir. 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğe sahip bir Filistin devletinin vücut bulması ve uluslararası toplumun eşit bir üyesi olarak küresel sistemdeki yerini alması şarttır.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Katoliklerin Ruhani Lideri Papa Fransuva’ya Filistin mektubu gönderdi. Erdoğan, mektubunda şu ifadelere yer verdi:

“Türkiye, insani diplomasi şiarıyla Kırım’ın yasadışı ilhakının gerçekleştiği 2014 yılından bu yana Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü desteklerken, Filistinli masum sivillerin yaşam hakkının ve haklı davasının savunulmasında da en ön sıralarda yer almış, almaya da devam etmektedir.

Türkiye, 7 Ekim 2023 tarihinden beri gönderdiği 45 bin tona yakın insani malzemeyle Gazze’ye en fazla yardım sağlayan ikinci ülke konumuna gelmiştir. Aralarında Hristiyanların da bulunduğu, 450 refakatçinin eşliğinde, 429 Gazzeli hasta ve yaralının tedavisi de ülkemizde sürdürülmektedir.

Öldürmenin tüm Semavi dinlerce haram kılındığı bilincine sahip olan insanlık, Gazze’de uluslararası hukukun ve uluslararası insancıl hukukun çiğnenmesine daha fazla müsaade etmemelidir. Savaşta bile dokunulmaması gereken hastaneler, okullar, camiler, kiliselerin bilerek bombalanması karşısında sesini yükseltmelidir.

Filistin-İsrail meselesi adil bir çözüme kavuşturulmadan, Orta Doğu’da kalıcı barış ve istikrarın tesisi mümkün değildir. 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğe sahip bir Filistin Devleti’nin vücut bulması ve uluslararası toplumun eşit bir üyesi olarak küresel sistemdeki yerini alması şarttır.

İnsani yardımların ulaştırılamaması nedeniyle açlıktan ölümlerin baş gösterdiği Gazze’de mübarek Ramazan ayında dahi ayrım gözetmeksizin devam eden İsrail saldırıları ve üçüncü yılına giren Ukrayna Savaşı’nın küresel etkileri başta olmak üzere, karşı karşıya bulunduğumuz meydan okumalar, uluslararası toplumun iş birliği ve eşgüdüm içinde hareket etmesini gerekli kılmaktadır.

Dünya çapında yayılan İslam karşıtlığı, ırkçılık ve yabancı düşmanlığı gibi son dönemde toplumlararası barış ve istikrarı tehdit eden eğilimler de akılda bulundurulduğunda dünyamız, kapsayıcı ve akılcı siyasete, her koşulda bütün taraflarla diyalog kurabilen aktörlere, tarihte hiç olmadığı kadar ihtiyaç duymaktadır.

Bu anlayış çerçevesinde, ortak insani değerlerimiz ve dünya barışına hizmet etme gayemiz temelinde, barış içinde bir arada yaşama ve karşılıklı anlayış kültürünü yaygınlaştırmak üzere, Vatikan’la diyalog ve iş birliğimizi daha da geliştirmekte kararlıyız.”

Paylaşın

Gazze’de İsrail Saldırılarında Can Kaybı 33 Bin 634’e Yükseldi

Hamas’ın başlattığı Filistin – İsrail savaşının 189. günü geride kalırken Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında yaşamını yitirenlerin sayısı son 24 saatte 89 artarak 33 bin 634’e yükseldi. 

Haber Merkezi / Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında yaralananların sayısı ise son 24 saatte 120 artarak 76 bin 214’e çıktı.

Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Hamas’ın İsrail’de 7 Ekim’de düzenlediği saldırılarda 1200 kişi hayatını kaybetmiş, 250’den fazla kişi de rehin alınmıştı. İsrail’e göre rehinelerden 34’ü yaşamını yitirdi, 130’u ise hala Gazze’de.

Gazze’de 6 ayın bilançosu

İsrail, resmi verilerine göre 1200 kişinin öldüğü 260 kişinin de rehin alındığı 7 Ekim Hamas saldırısına misilleme olarak başlattığı hava ve kara operasyonlarında 6. ayına girdi.

Birleşmiş Milletler (BM) kıtlık uyarısını yineledi ve Gazze’ye yardım ulaştırılması ve dağıtılması önündeki engelleri eleştirdi. Kıtlık tehlikesi ABD’nin de dikkat çektiği bir konu.

İsrailli yetkililer Gazze’ye yardım erişimini arttırdıklarını ve gecikmelerden sorumlu olmadıklarını söylüyor. Gazze içindeki yardım dağıtımını BM insani yardım kuruluşları sorumluluğunda olduğunu da savunuyor. İsrail Hamas’ı yardımları çalmakla suçluyor. Hamas bu suçlamaları reddediyor.

Gazze’de son olarak Amerika merkezli sivil toplum kuruluşu World Central Kitchen gönüllüsü 7 kişi hayatını kaybetti. Kurucu Amerikalı ünlü şef Jose Andres, İsrail saldırısının World Central Kitchen yardım kuruluşuna ait konvoyu sistematik bir şekilde “araç araç kasıtlı olarak hedef aldığını” söyledi.

Gönüllü kuruluşun konvoyunda hayatını kaybedenler arasında Avustralya, İngiltere ve ABD vatandaşları da bulunuyordu.

İsrail ordusu, konvoydaki araçların ayrıntılarını içeren mesajı gözden kaçırdıklarını, konvoydaki kişilerden birinde silah olduğu gerekçesiyle yanlışlıkla vurduklarını savundu. Ancak insan hakları grupları ve yardım çalışanları bunun sık rastlanılan bir durum olduğunu iddia ediyor.

İsrail’in 7 Ekim terör saldırılarının ardından Hamas’ı yok etme çabasında, ordunun neyi hedef aldığı ve kaç sivilin ölümüne izin vereceğini belirleme konusunda kendisine geniş bir hareket alanı tanıdığını söylüyor.

Hamas kontrolündeki Gazze Sağlık Bakanlığı’na göre İsrail saldırılarında üçte ikisi kadın ve çocuklardan oluşan 33 binden fazla Filistinli öldürüldü. Bu sayı siviller ve Hamas mensupları arasında ayrım yapılmadığını ortaya koyuyor.

İsrail’in gerçekleştirdiği binlerce saldırının yanısıra kara operasyonlarındaki bombardımanlarda hedefin yanlış tespit edilip edilmediğini bilmek imkansız.

Neredeyse her gün, içinde Filistinli ailelerin bulunduğu binalar vuruluyor, kadınlar erkekler ve çocuklar öldürülüyor. Hedefle ilgili hiçbir açıklama yapılmıyor ya da saldırının orantısız olup olmadığı konusunda bağımsız bir hesap sorma mekanizması yok.

İsrailli insan hakları grubu B’Tselam sözcüsü, World Central Kitchen saldırısının sadece yabancılar öldürüldüğü için dünyanın dikkatini çektiğini söyledi.

Filistinli tanıklar aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu kişilerin beyaz bayrak taşırken İsrail’in hedef olduğunu anlatıyor. El Cezire haber kanalı tarafından Mart ayında yayınlanan görüntülerde Gazze sahilinde yürüyen ve ellerinde beyaz bayrak bulunan iki Filistinlinin öldüğü bir kişinin de yaralandığını saldırıyı İsrail ordusu kabul etmişti.

Aralık ayında Maghazi kampında en az 68 kişinin ölümüne neden olan saldırıda hedefin yakınlarındaki binaların da vurulduğunu ve muhtemelen sivillere de zarar verdiği İsrail Ordusu tarafından kabul edilmişti.

İsrail Ordusu ayrıca Gazze’de Hamas esaretinden kurtulan ve elinde beyaz bayrak sallayan üç İsrailli rehinenin de yanlışlıkla vurularak öldürüldüğünü kabul etti.

Sınır Tanımayan Doktorlar grubunun bombalandığı saldırının soruşturmasında yer alan eski İngiliz Ordusu mensubu Chris Cobb-Smith, İsrail ordusunun son derece pervasız davranışlardan oluşan tutarlı bir model izlediğini savundu.

Eski bir İngiliz istihbarat subayı olan Cristal Lincoln-Jones ise AP haber ajansına yaptığı açıklamada İsrail’in savaş kurallarına uymadığını şu sözlerle savundu: “Bunu bir NATO insansız hava aracı pilotunun yapmasına imkan yok. Bu eylem, yargılanma hatta hapis cezası ihtimali ile karşı karşıya kalmayı gerektirebilir.”

Paylaşın

Gazze’de İsrail Saldırılarında Ölü Sayısı 33 Bin 545’e Yükseldi

Hamas’ın başlattığı Filistin – İsrail savaşının 188. günü geride kalırken Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında yaşamını yitirenlerin sayısı son 24 saatte 63 artarak 33 bin 545’e yükseldi. 

Haber Merkezi / Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında yaralananların sayısı ise son 24 saatte 45 artarak 76 bin 94’e çıktı.

Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

İsrail’e, Gazze Şeridi’nde Hamas’a karşı yürüttüğü savaş sırasında bölgeye daha fazla insani yardım malzemesi girmesine izin vermesi için uluslararası baskı giderek artıyor. Yardım örgütleri ise uzun süredir bölge için kıtlık uyarısı yapıyor.

İsrail’in Gazze’ye düzenlediği hava saldırısında Hamas’ın siyasi lideri İsmail Haniye’nin üç oğlunun ve dört torununun öldürüldüğü bildirildi. El Şati kampına düzenlenen hava saldırısı sırasında Haniye’nin oğulları Hazem, Amir ve Muhammed Haniye’nin içinde olduğu araç vuruldu. Saldırıyı doğrulayan İsrail, Haniye’nin oğullarının Hamas’ın silahlı kanadına mensup olduklarını ileri sürdü.

İsrail ordusu, Hamas’ın askeri kanadının üç üyesinin Gazze Şeridi’ndeki terörist faaliyetler sırasında bir savaş uçağının saldırısıyla “ortadan kaldırıldığını” duyurdu. Ordu bu kişilerin Haniya’nın oğulları olduğunu doğruladı. Torunların ölümüne ilişkin bir doğrulama yapılmadı. Katar televizyonu El Cezire Hamas liderinin, “Üç oğlumun ve torunlarımın şehadetiyle bize yaşattığı onur için Allah’a şükrediyorum” dediğini aktardı.

Öte yandan ABD Başkanı Joe Biden, Hamas’a masadaki geçici ateşkes teklifini kabul etmesi çağrısında bulundu. Biden, “Masadaki teklifi hayata geçirene kadar durmayacağız. Şimdi Hamas yapılan teklif konusunda harekete geçmek zorunda. Rehineleri evlerine yani ait oldukları yere getireceğiz. Şu anda ihtiyaç duyduğumuz altı haftalık ateşkesi de geri getireceğiz” dedi.

Ateşkes teklifi neleri kapsıyor?

İsrailli yetkililer, Mısır’da yapılan ateşkes görüşmelerinde Filistinliler’in Gazze’nin kuzeyine dönmesi konusunda tavizleri kabul ettiklerini belirtti; Hamas’ın anlaşma yapmak istemediğini savundu. Görüşmelerle ilgili bilgi sahibi olan iki yetkili, ateşkes teklifi kapsamında, İsrail’in 150 bin Filistinli’nin güvenlik kontrolü olmadan Gazze’nin kuzeyine dönmesine izin vermeyi kabul ettiğini belirtti.

Yetkililere göre Hamas’ın da hala hayatta olan kadın, yaşlı ve hasta rehinelerin listesini vermesinin öngörüldüğünü söyledi. Başbakan Netanyahu’nun ofisindense bir açıklama gelmedi. Taraflar arasında Gazze’den göç etmek zorunda kalan Filistinliler’in bölgeye dönüşünün nasıl sağlanacağı, İsrail’in kaç Filistinli mahkumu serbest bırakacağına ilişin görüş ayrılıkları bulunuyordu.

ABD, İsrail’e açık destek sözü verdi

ABD Başkanı Joe Biden Çarşamba günü yaptığı açıklamada, “ABD’nin İsrail’in güvenliğine olan bağlılığının İran ve vekillerinden gelen bu tehditlere karşı demir gibi sağlam” olduğunu söyledi. Benzer sözlerle daha önce İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’ya desteğini ifade eden Biden, “Tekrar söylememe izin verin: (desteğimiz) demir gibi sağlam” ifadelerini kullandı.

ABD’nin dolaylı ateşkes müzakerelerinde sunduğu uzlaşma önerisi Hamas tarafından büyük ölçüde reddedildi. Hamas’ın bunun yerine kendi önerisini sunmayı planladığı belirtiliyor.

Paylaşın