Enis Batur Kimdir? Hayatı, Eserleri

28 Haziran 1952 yılında Eskişehir’de dünyaya gelen Enis Batur, çocukluğu Eskişehir ve Napoli’de, ilkgençlik yılları İstanbul ve Ankara’da geçti. Orta öğrenimini İstanbul ve Ankara’da tamamladı, Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nden mezun oldu.

Haber Merkezi / 1973’de gittiği Paris’te dört yılı aşkın bir süre yaşadıktan sonra Ankara’ya döndü. Askerliğini Çankırı’da yaptı. 1983’de İstanbul’a yerleşti. Milli Eğitim Bakanlığı Yayın Dairesi Başkanlığı, Milliyet Gazetesi’nin kültür servisi ve yan yayınlar yöneticiliğini, Milliyet Büyük Ansiklopedi’nin ve Dönemli Yayıncılık’ın genel yayın yönetmenliğini yaptı.

1988’den 2004’e kadar Yapı Kredi Yayınları’nda çalıştı. Yazı, Oluşum, MEB, Tan, Gergedan, Şehir, Sanat Dünyamız, Kitap-lık, Cogito, Arredemento Dekorasyon, Fol gibi dergilerin hazırlanışında sorumluluklar üstlendi. Remzi Kitabevi’nin, TRT’deki “Okudukça” programının yayın danışmanlığını yaptı. 1998-1999 akademik yılından 2002-2003 eğitim ve öğretim yılına dek Galatasaray Üniversitesi’nde ders verdi.

İlk yazısı 1970’de, ilk kitapları 1973’te yayımlan Batur Şiirleriyle Cemal Süreya, Altın Portakal, Sibilla Aleramo, Necatigil ödüllerini, denemeleriyle TDK ödülünü kazandı.

Eserleri;

Eros ve Hgades (1973)
Bir Ortaçağ Yalnızlığı (1973)
Nil (1975)
Ara Kitab (1976)
İblise Göre İncil (1979)
Kandil (1981)
Meseller Kitabı (1981)
Sarnıç (1985)
Tuğralar (1985)
Yazılar ve Tuğralar (toplu şiirler, 1987)
Gri Divan (1990)
Koma Provaları (1990)
Perişey (1992)
Ondört + X=14 (1994)
Taşrada Ölüm ve Dirim Hazırlıkları (1995)
Darb ve Mesel (1995)
Opera 1-4004 (1996)
Doğu-Batı Dîvanı (1997)
Sütte Ne Çok Kan (1998)
Kanat Hareketleri (2000)
Papirüs, Mürekkep, Tüy:Seçme Şiirler (2002)
Ağırlaştırıcı Sebepler Dîvanı (2003)
Abdal Düşü: Düzyazı Şiirler (2003)
Neyin Nesisin Sen

Ödülleri:

1993 Cemal Süreya Şiir Ödülü
1997 Altın Portakal Şiir Ödülü
Sibilla Aleramo
TDK ödülünü
2008 Necatigil ödüllerini

“Gülten Akın sonesi”

Bir an bütün sesleri ayırıyor, siliyorum;
karşımda yumuşak hırçın bir şiir okuyor,
heceden heceye kırılgan davudi ezgisi
yayılıyor imbikten geçmiş kelimelerin

ah sizi tanıyorum: ludingirra’ydınız,
o vakitler ilk karşılaşmıştık, bir seferinde
Neşideler Neşidesi’ydi, yazdınız, yüksek
oktav tınılar kaplamıştı beynimi, ruhumu,

sonra Louise Labe, Mistral, büyük suskun
sonelerin şairi Marguerite, bir gece yarısıydı
anımsayacaksınız, yoluma bulut,

karanlığıma rehber çıktıydınız: Siyah
saçlarınız o günler bugün öyle uzamış ki,
halınıza deymiş ayaklarım, uçuyorum

“Amazon”

Gecemden uykuyu söküp aldılar,
yüzümden gamzeyi: Aynalara
durdum günden güne,
boy aynalarına serdim poşumu,
vitrinden vitrine bir cinnet,
gezdim: Mevsim sonu gelirken
mankenler bile çıplak, tamamdı.

Geceme uyku verdiler sonra,
göğsümdem söküp aldılar kem
yengeci: Gidip geliyordum ki
eksik
sisli aynaların içinde, duydum
Yengeç’in kırbaçsı sesini:

Paylaşın