“Seçim Erdoğan İle İmamoğlu Arasında”

CHP İstanbul Milletvekili Türkan Elçi, yerel seçimlerde Kürt seçmenin tavrının ne olacağına ilişkin yaptığı değerlendirmede, ”Recep Tayyip Erdoğan ve Ekrem İmamoğlu’nun arasında gerçekleştiğini göz ardı etmemek gerektiğini hatırlatmak isterim. Bir nevi içinde bulunduğumuz koşulların devamına icazet verip vermemenin oylamasıdır bu seçim” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Türkan Elçi, seçim bölgesinde yürüttüğü çalışmalar sonrasında basın mensuplarına değerlendirmelerde bulundu.

Gazete Pencere’nin aktardığına göre; ”Ekrem İmamoğlu’na Kürt seçmen nezdinde tahminlerin üzerinde bir teveccüh var. Bu teveccühün pekiştirilmesi, muhalefetin güçlenmesi açısından elzemdir” diyen Elçi, iktidarın Cumhur İttifakı ile son dönemdeki söylemlerinin Kürt muhalefetinde tepkiye neden olduğunu söyledi.

Elçi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Kürtçe konusundaki açıklamalarının seçmende sempatiye neden olduğunu belirterek, şunları söyledi:

”İBB’nin Kürtçe kurslar açması veya Kürtçe konserlerin engellenmemesi gibi girişimlerinin kıymetli olduğunu düşünüyorum. Özellikle son dönemlerde Ekrem İmamoğlu’nun Kasımpaşa’da ‘Ne güzel Kürtçe yazmış, kurban olurum senin diline. Onları öğreneceğiz öyle görünüyor’ söyleminin de Kürtçenin üzerindeki baskıcı politikalara çözüm arama, Kürtler ile bağ kurma gibi bir meramdan ileri geldiği söylenebilir.”

“İmamoğlu’nun Afyon tepkisi ile Kürtlerle bağı pekişti”

DEM Parti’nin İstanbul’dan aday çıkarması ve CHP’nin Afyon Belediye Başkan adayı Burcu Köksal’ın açıklamalarını da değerlendiren Elçi, ”Afyon’dan yapılan açıklamanın hemen sonrasında Ekrem İmamoğlu’nun açıklaması önemli bir hamleydi. Olumsuz sonuçlar doğuracak bir söylem, kısa sürede olumlu bir yöne evrildi. Kürtler ile Ekrem İmamoğlu arasındaki bağ biraz daha pekişmiş oldu diyebiliriz. Bu değerlendirmeyi yine kahvehanelerde, çarşıda, pazarda yaptığımız görüşmelerden yola çıkarak yapıyoruz” diye konuştu.

“Barış süreci olarak adlandırılan 2015 yılının travmasını üzerimizden henüz atamadık” diyen Elçi, ” Maalesef ki şeffaf olmayan, müphemliklerle ilerleyen süreçte yaşanan çözümsüzlüğün nedenleri hakkıyla izah edilmedi. Büyük umutlarla bekleyiş içinde olan toplumun aklı başında bireylerinin hayallerinin yıkıldığını, bunun yanında farklı sebeplerden dolayı rahatsızlığını dile getirmede imtina ettiğini, sorunları çözmek için yola çıkanlara karşı güven yitimi yaşadığını da göz ardı etmemek gerekir” görüşüni dile getirdi.

AK Parti- MHP ortaklığında bölgede yeni bir barış süreci beklentisinin inandırıcı olmadığını vurgulayan Elçi, ”Elbette ki hepimiz güneşin doğuşunu bekliyoruz ama güneşin doğması için göğün karanlıktan kurtulup alaca karanlığa evirilmesi ve daha sonra güneşin aydınlık emarelerinin belirmesi gerekmez mi? Örneğin, meseleye yargının bağımsız ve objektif olamamasından, adalet dağıtamamasından hareketle nasıl bir karanlıkta yaşadığımızı anlatmakla başlayabiliriz. Yargı makamlarının baskılandığı, temel hak ve özgürlüklerin, ifade özgürlüğünün olmadığı, adaletin tecelli etmediği bir ülkede aydınlığa yani barışa doğru bir yola evirileceğimiz ne derece inandırıcıdır?” ifadesini kullandı.

Türkan Elçi, yerel seçimlerde Kürt seçmenin tavrının ne olacağını değerlendirirken, ”Recep Tayyip Erdoğan ve Ekrem İmamoğlu’nun arasında gerçekleştiğini göz ardı etmemek gerektiğini hatırlatmak isterim. Bir nevi içinde bulunduğumuz koşulların devamına icazet verip vermemenin oylamasıdır bu seçim” dedi.

Paylaşın

İmamoğlu’ndan İktidara Rest: Topunuz Gelin

Bakanların AK Parti’nin seçim çalışmalarına katılması değerlendiren İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Eskiden Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı, Ulaştırma Bakanı seçim dönemlerinde bağımsız olsun diye istifa ettirilir, bürokrasiden insanlar atanırdı ki hak, hukuk çiğnenmesin. Nereden nereye…” dedi ve ekledi:

“Demokrasiye bak, gitti! 17-20 tane bakan, topunuz gelin ne olacak! Dükkan gezerek oy istiyorsun. Yazık, üzülüyorum. Zor durumda, Allah yardımcısı olsun. Talimat gelmiş ne yapsın, yoksa koltuğundan olacak. Af isteyecek. Üzülüyorum.”

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve CHP’nin başkan adayı Ekrem İmamoğlu, Cendere Yaşam Vadisi 1. ve 2. Etap Gezisi’nde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

Gazete Pencere’nin aktardığına göre; İmamoğlu, açıklamasında, “Temel amacımız Türkiye’de siyasetçi olmanın, kamu yöneticisi olmanın, seçilmiş ya da atanmış kim olursa olsun, millete ait olmanın, milletin parasıyla iş yapıyor olmanın hassasiyetiyle yürünmesi. Yoksa biz ne bir parti devletiyiz ne de bir parti belediyesiyiz…” ifadelerini kullandı.

“Seçimi kazanmanız durumunda bu Türkiye’ye nasıl bir mesaj olacak?” şeklindeki bir soruya İmamoğlu, “Gayet güzel bir mesaj olacak. İçi demokrasi dolu, milletin dediği olur. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” cevabını verdi.

AK Parti’nin İstanbul başkan adayı Murat Kurum’un “İstanbul depreme hazır değil?” yorumlarına ilişkin İmamoğlu, “Sanki Ekrem’in elinde sihirli değnek var. Siz 99 depreminden bu yana 20 senedir bu şehri yönetiyorsunuz, bunun 17 senesinde iktidarsınız, Türkiye’yi yönetiyorsunuz, hiçbir şey yapmadınız. Beni kötüleyerek kendini kötülüyor acemi aday. Onun için birlikte düzeltelim diyoruz” ifadelerini kullandı.

31 Mart seçimlerine ilişkin mesaj veren Ekrem İmamoğlu, “Mesele bir belediye başkanlığı seçimini aştı. Bir anlayış meselesinin tarihe gömülmesi meselesi… Tarihe gömülürse demokrasi canlanacak, tarihe gömülürse bu ülkede özgürlük yeniden vücut bulacak. Tarihe gömülürse hukuk ve adalet kendine gelecek” diye konuştu.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın AK Parti’nin seçim çalışmalarına katılması da sorulan İmamoğlu, şunları kaydetti: “Eskiden Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı, Ulaştırma Bakanı seçim dönemlerinde bağımsız olsun diye istifa ettirilir, bürokrasiden insanlar atanırdı ki hak, hukuk çiğnenmesin. Nereden nereye… Demokrasiye bak, gitti! 17-20 tane bakan, topunuz gelin ne olacak! Dükkan gezerek oy istiyorsun. Yazık, üzülüyorum. Zor durumda, Allah yardımcısı olsun. Talimat gelmiş ne yapsın, yoksa koltuğundan olacak. Af isteyecek. Üzülüyorum.”

Murat Kurum’a yanıt: Herkes bir gün doğru yolu buluyor

Bir gazetecinin “Murat Kurum 5 yılda 65 kilometre metro yapıldığını itiraf etti” şeklindeki sorusuna İmamoğlu, “Herkes bir gün doğru yolu buluyor, bulacak. Yüzde 87’yi tutturdu, 65 kilometreyi hesaplayabildi” cevabını verdi. Murat Kurum’a desteğini açıklayan eski Başbakan Tansu Çiller’e de tepkisini gösteren İmamoğlu, Tansu Çiller’in Sarıyer’de imara açılan arazisine karşı İBB tarafından yapılan itirazın olumlu sonuçlandığını ve imar izninin iptal edildiğini de duyurdu.

Paylaşın

31 Mart Seçimleri: CHP İçin Hangi İller Riskli, Hangi İlleri Alabilir?

31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlere sayılı günler kalırken, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), seçimlerde mevcut belediyelerini korumanın yanı sıra Bursa, Manisa, Balıkesir Büyükşehir belediyelerinde de iddia ortaya koydu. Ancak açıklanan anketler bunun kolay olmadığını gösteriyor.

CHP önceki yerel seçimde küçük oy farklarıyla kaybettiği Giresun’u yeniden almayı da hedef olarak koyarken Kırıkkale, Zonguldak, Uşak, Kastamonu’da sürpriz yapmak istiyor. Ancak CHP’de olup kaybetme riski taşınan iller de var. Edirne ve Kırklareli, bugün kaybedilme riski bulunan iki şehir. CHP’de bu iki kent için “bıçak sırtı, kaybetme riski var” diye konuşuluyor.

Duvar’dan Nergis Demirkaya’nın kulis haberine göre, CHP yeni yönetimi İstanbul’un yanı sıra bu seçimde Antalya, Hatay ve Eskişehir olmak üzere birçok başka ilde de önemli bir sınav verecek. Eskişehir’de son haftalarda el değiştirme riskinin azaldığı konuşuluyor. Ancak Antalya’da durum “bıçak sırtı” olarak değerlendiriliyor. Hatay içinse adaylık sürecinde çok yıpranmış olmasına karşın Lütfü Savaş’ın kazanmasının sürpriz olmayacağı söyleniyor.

CHP bu seçimde mevcut belediyelerini korumanın yanı sıra Bursa, Manisa, Balıkesir Büyükşehir belediyelerinde de iddia ortaya koydu. Ancak açıklanan anketler bunun kolay olmadığını gösteriyor. CHP önceki yerel seçimde küçük oy farklarıyla kaybettiği Giresun’u yeniden almayı da hedef olarak koyarken Kırıkkale, Zonguldak, Uşak, Kastamonu’da sürpriz yapmak istiyor. Ancak CHP’de olup kaybetme riski taşınan iller de var. Edirne ve Kırklareli, bugün kaybedilme riski bulunan iki şehir. CHP’de bu iki kent için “bıçak sırtı, kaybetme riski var” diye konuşuluyor.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in 2 belediye başkanı dışında tüm adayları yenilenen İzmir için “Değişim nerede diyenler İzmir’e baksın” demişti. Ancak DEM Parti ve İYİ Parti’nin kendi adaylarıyla seçime girdiği kentte CHP’nin sadece kendi kemik seçmeninin oyunu alacağı görülüyor. İstanbul’da İYİ Parti ve DEM Parti seçmeninden CHP’nin adayına oy geçişi görülürken, İzmir’de iki partinin de kendi oyunu alacağı, bu durumda CHP’nin 2019 seçimlerinde yüzde 58 olan oy oranının yüzde 42-43’lere kadar düşebileceği, hatta ilçe kaybının da yaşanabileceği konuşuluyor. İzmir için alarm verilen CHP’de Özgür Özel’in önümüzdeki günlerde kentteki programlarını artırması bekleniyor.

CHP’lilerin kazanılmasına kesin gözüyle baktığı Ankara içinse “oy farkı ne olacak” hesabı yapılıyor. Ankara’da Etimesgut, Gölbaşı ve Polatlı ilçelerinin de kazanılması durumunda belediye meclisinde çoğunluğun da elde edilebileceği beklentisi var.

Paylaşın

CHP Lideri Özgür Özel: Kimlikler Üzerinden Kavga Etmeyiz

Samsun’da halka seslenen CHP Lideri Özgür Özel, “İlk bu yola çıktığımızda şunu söylemiştik, bizimle kavga etmek istiyorlar. Bizimle etnik kökenler, mezhepler, kimlikler, ayrımlar, farklılıklar üzerinden kavga etmek istiyorlar” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Eğer gerekirse kavga ederiz ama kimlikler üzerinden kavga etmeyiz, senin istediğin kavgayı etmeyiz. Emeklinin hakkını aramak, emekçiler için, yoksullar için, esnaflar için, çiftçiler için kavga edeceğiz. İlk söylediğimizde emeklilere demiştim, sesimize ses verecek misiniz? Bizimle birlikte meydanlara gelecek misiniz? Bu mücadelede siz de var mısınız demiştik.”

Yerel seçim çalışmalarını sürdüren Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Samsun’da düzenlediği mitinge halka hitap etti. Özgür Özel, konuşmasında şunları söyledi:

“Emekliler, Türkiye’de 16 buçuk milyon kişi ve en büyük ızdırabı çekenler. Bundan 22 yıl önce AKP iktidara geldiğinde en düşük emekli maaşı 1,5 asgari ücretti. Yani size hiç ellemeseler, uğraşmasalar, düzeninizi bozmasalar, bugün 17 bin lira asgari ücret. Yani 26 bin lira emekli maaşı alınıyor olacaktı. Güya emekliyi ezdirmeyiz dediler ama TÜİK’in hesabına göre, sözde enflasyona göre zam verdiler. Ne demek TÜİK? Tayyip’i üzmeyen istatistik kurumu. Gerçek enflasyon yüzde 120. TÜİK’e göre 68 ama emekliye 33. 7 bin 500 liraya yüzde 33 zam yapıp, 10 bin lira verdiler. Biraz önce hep beraber haykırdığınız, itiraz ettiğiniz 10 bin lirayı, en düşük emekli maaşı bu iktidar geldiğinde tam 8 çeyrek altın değerindeydi.

Bugün en düşük emekli maaşı 2,5 çeyrek altın alabiliyor. Yani emeklilerin her ay 5,5 çeyrek altın kayıpları var. Bu iktidar geldiğinden bugüne. Ama bir sefer değil ki bir emekli, bir sefer, bir çeyrek altın kaybetse aklı çıkar, her yerde gezer nerede düştü diye arar. Oysa şimdi bir emekli değil her emekli, bir sefer değil her ay, bir çeyrek altın değil 5,5 çeyrek altın kaybetmektedir. Emekliler yağmur altında, o şemsiyelerinizin altında size sesleniyorum. Siz bu 5,5 çeyrek altını kaybettiğiniz yerde arayacak mısınız? Nerede kaybettiniz? Siz onu bir seçim sandığında kaybettiniz. Şimdi önümüzdeki ilk seçim sandığından 31 Mart günü emekliler sandıkta bunun hesabını sormaya var mıyız? Bakın, bu meydanının sesini duymayanlar, ekonomi yüzde 4,5 büyüdü diyenler, emekliler halinden memnun, Özgür Efendi emeklileri kışkırtıyor diyenler. Bu sesi duyun.

Bakın emekliler 2018 yılında bin lira emekli ikramiyesi alıyorlardı bayramda. O bin lira, o gün tam 24 kilo kıyma alıyordu. Bu bayram 3 bin lira emekli ikramiyesi yatacak. Sadece 6 kilo kıyma alınabiliyor. Ramazan mübarek gün. Allah tutulan oruçlarınızı kabul etsin. Ramazanda 30 iftar, 30 sahur, bayram sofranızdan sadece emekli ikramiyeniz üzerinden 18 kilo kıymayı sofradan, dolaptan, mutfaktan, evladınızın, torununuzun kursağından eksilten bir yönetimle, bir iktidar ile karşı karşıyayız. Bunun hesabını bu iktidardan bu seçimde sormaya var mıyız? Ben sizinle beraberim. CHP, sizinle beraberdir.

“Atatürk’ün dediği gibi çiftçi, köylü milletin efendisidir”

Emeğinin karşılığını alamayan işçinin, siftahsız dükkan kapatan esnafın, hak ettiği desteklemeyi görmeyen fındık üreticisinin, ay sonunu değil ayın 10’unu getiremeyen emeklinin ezilmesine izin vermeyeceğiz. Sizi güçsüz, zayıf, yalnız karınca gibi görüyorlar. 16 milyonuz, karıncaların gücü birlikteliğindedir. Yan yana durmasındadır. Birlikte çalışıp, birlikte aramasındadır. Ben bu karıncaları ezdirmem. Karıncanın kardeşi var. O da CHP’dir. Fındık üreticisinin derdi ve tasası çok. Fındık, dünyada Türkiye dünya üretiminin yüzde 70’ini gerçekleştiriyor. Samsun’daki fındık bahçelerinde Türkiye’nin en yüksek ikinci üretimi gerçekleşiyor. Ancak fındık pazarı, dünyada 130 milyarken bunun yüzde 70’i 100 milyarken, Türkiye sadece buradan 2 milyar gelir elde ediyor.

98’i yabancı firmalara gidiyor. Sadece 2 milyar lirası fındık üreticisine kalıyor. Bakın, alan bazlı destekleme var. 10 yıldır dönümünde 170 lira. O gün 2 lira 80 kuruş olan, ödendiğinde 3 lira 60 kuruş olan mazot, bugün 44 lira oldu. Dolara da vursanız, mazota da vursanız alan bazlı desteklemenin bugünkü gibi 170 lira değil dönüm başına en az 2 bin 500 lira olması gerekiyor. Ayrıca ürün bazlı destekleme noktasında da fındık üreticisine büyük haksızlıklar yapılıyor. Çok mücadele ettik. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi çiftçi, köylü milletin efendisidir. Milletin efendisidir.

Kıymetli Samsunlular elbette bütün Türkiye’de olduğu gibi Samsun’da da işsizlik büyük bir sorun. Özellikle genç işsizliği hepimizin üzerinde en çok düşünmesi gereken mesele. Beka sorunu dedikleri iş biraz önce söyledim, geçmişte başımıza geldi. Paşa buraya çıktı, Gazi Mustafa Kemal. Önce kurtuluşu. Sonra kuruluşu örgütledi. Yine olursa yine buradayız. Bir beka sorunu olursa Tayyip Erdoğan söyleyince havaalanına giden 7 AK Gençlikten kişi kot üstüne perdelik kumaştan, yalandan kefen çekip, ölmeye geldik deyince vatan kurtulmaz. Onlara kalırsa kurtulmaz ama öyle bir şey olursa yine dedeleri Çanakkale’de Conkbayırı’nda kefensiz yatanların torunları kurtarır memleketi. Kimse merak etmesin.

Ama esas bizim için beka sorunu gençlerimizin durumudur. Dünyanın bütün ülkelerinin Türkiye üzerinde hayal kurması beka sorunu değildir. Bizim gençlerimizin dünyanın diğer ülkelerinde hayal kurması beka sorunudur. Bugün 4 gençten 3’ü bavulları kafasında toplamış. Fırsatını bulursam yurt dışına gitmek, orada çalışmak, orada yerleşmek istiyorum diyor. Bunun için Türkiye’nin bir kez daha korkuya değil kaygıya değil, yasaklara değil, aksine umuda, demokrasiye, alabildiğince özgürlüklere ihtiyacı var. Buradan, Samsun’dan Türkiye’deki tüm gençlere sesleniyorum. Umudu kaybetmeyin. Enseyi karartmayın, kimseden korkmayın. Biz buradayız.

Birlikteyiz, sizinleyiz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisi, CHP bütün gençlerin partisidir. Hepinizi çok seviyoruz. Birlikte mücadele edeceğiz. Birlikte kazanacağız. Buna inanın, bize güvenin. Bu ülke dünyanın en güzel ülkesidir. Sizler dünyanın en güzel gençlerisiniz. Şimdi şemsiyelerin altından herkese, gençlerimizi büyük bir coşkuyla desteklemeye, alkışlamaya, onlarla birlikte bu güzel günü paylaşmaya davet ediyorum. Bekletmeden söyleyeyim, rahatlatayım sizi. Burada gençler var. Diyor ki staja umut ol. Bunlar staj mağdurları. Yerden göğe kadar haklılar. Çıraklık ve staj mağdurları.

Genç yaşlarında, 15-16 yaşında sigortalı oldular, çalıştılar, primleri yattı ama işe giriş tarihi deyince, işe girdikleri tarihi, o günü kabul etmediler. O yüzden EYT çıktı, emekli olamadılar. Nerede gitsem kendilerinin sorunun dile getiriyorum. Yanıma geliyorlar, bugün de geldiler ancak Tayyip Erdoğan’ın Konya mitinginde itildiler, kakıldılar. Telefonlarına el kondu, gözaltına alındılar. Ben, bütün staj mağdurlarına şunu söylüyorum, siz emeklilik hakkınızı kazanıncaya kadar staj ve çıraklık mağdurları haklarını alıp, ilk maaşlarını çekene kadar Özgür Ağabeyiniz sizinledir, hep birlikte mücadele edeceğiz.

Ayrıca Bağ-Kurlulardan 9 bin gün, SKK’lılardan 7 bin 200 ve 5 bin isteyen bir sistem var. Tayyip Erdoğan 14 Mayıs seçimlerinden önce bu sorunu halledeceğinin sözünü vermişti ancak bakan böyle bir çalışmanın olmadığını ifade ediyor. Bunu kabul etmiyoruz, EYT mağdurlarının, staj olsun, çıraklık olsun, Bağ-Kur olsun diğer mağduriyetler olsun tamamını unutturmadan mücadele edeceğiz. Hatta 1 Nisan’a kadar yerel seçim mitinglerini yapıyoruz. Her mitingimiz emekli mitingine dönüşüyor, 1 Nisan’da seçim bitti ve kurtulduk sanma Tayyip Erdoğan.

1 Nisan’dan sonra meydanlarda, sokaklarda, yollarda emeklilerle yürüyeceğiz. Gençlerle yürüyeceğiz, staj mağdurları ile yürüyeceğiz. Sende kimsenin hakkını bırakmayacağız. Emekliye, staj mağduruna para yok. Çalışana para yok. Çiftçiye para yok. Bağ-Kurluya para yok. Esnafa para yok. Ama beşli çeteye gelince para çok. Yandaş müteahhide gelince para çok. Uçan saraya para var. Yazlık saraya para var. Kışlık saraya para var. 1500 odalı saraya para var. Emekliye para yok. O zaman 31 Mart’ta Recep Tayyip Erdoğan’a da oy yok. Oy yok.

Şimdi tabi bir yerel seçim gündemi içindeyiz. Birbirinden kıymetli, birbirinden güzel adaylarımız var. Hepsini sizlere tanıtacağız. Sizleri selamlayacaklar. Ancak AKP, Çarşamba Belediye Başkanını, büyükşehir belediye başkanı olarak aday gösterdi. Burada büyükşehri yönetmek istiyor. Çok büyük bir tehlike ile karşı karşıyayız. Birisinin bir başka göreve talip olması için önceki görevinde üstün bir başarı elde etmesi lazım. Çarşamba’da ne yapmış diye baktığınızda, Çarşamba’ya bıraktığı iz orada bir biyokütleden elektrik tesisi üreteceğim diye dünyanın atığının, çöpünün yakıldığı, Çarşamba’nın zehirlendiği, iklimin bozulduğu, doğanın katledildiği bir işin tek müsebbibi vardır, o da AKP’nin büyükşehir belediye başkan adayıdır.

Çarşamba’nın canını okuyana, Samsun’da asla geçit vermeyeceğiz. Ayrıca Samsun maalesef madenler konusunda topraklarının yüzde 70’e yakınının maden arama ruhsatlarına açılmaya çalışmasıyla büyük tehdit altında. Hemen yanı başınızda İliç’teki gibi açık liç usulü ile çalışan açık ocaklar var. Şu anda ormanda, 250 ayrı noktada maden için sondaj çalışmaları yapılıyor. Kilometrelerce yollar açıldı, binlerce ağaç kesildi ama şu anda bile pınarların suyu kesildi. Aradaki ekosistem bozulmaya başladı. Ama esas tehlike altın rezervini bulduklarında. Oradaki aynı Akbelen gibi kimi yerde 5 bin, kimi yerde 10 bin, kimi yerde 50 bin ağaç kesecekler, dozerlerle bütün dağı kaldıracaklar. Kaldırdıklarını üst üste koyacaklar. Üstünden sülfürik asit, bütün zehirli maddeleri damlatıp, altından altını toplayacaklar.

Siyanürlü altın araması yapıp, altını alıp yurtdışına götürecekler. Siyanürlü, arsenikli suları Samsunluya içirecekler. Böyle bir tehlikeye karşı yerel yöneticilerin halkın yanında, öyle yanında ve arkasında değil icap ettiğinde önünde yürüyecek kişiler olması lazım. Bizim büyükşehir belediye başkan adayımız, CHP’nin büyükşehir belediye başkan adayı Cevat Öncü, yıllarca mimarlar odasında kent suçlarına karşı mücadele etmiş, çevre suçlarına karşı mücadele etmiş, vahşi madenciliğe karşı mücadele etmiş, bundan sonra da Samsun’da ne siyanürlü altına, ne kent suçlarına, ne orman katliamına evet diyecek bir halk önderidir. Cevat Öncü’ye güveniyoruz, onu seçmenizi bekliyoruz.

Cevat Başkana bakınca, ona bakınca Gazi Mustafa Kemal’in ayak bastığı şehre iyi bakacak bir yerel yönetici görüyorum. Ona bakınca kent suçlarına, rantçılara dur diyecek, halk için siyaset yapacak, halk için belediyeyi yönetecek, başarılı yerel yönetici görüyorum. Ona bakınca ben 1 Nisan’ın Samsun Büyükşehir Belediye Başkanının görüyorum. Cevat Başkanı, samimiyetimizle, gücümüzle destekliyoruz. O Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı olmak için büyük mücadele veriyor. İlk geldiğinde anketlerde gerideydik ama kendisine inandı, örgütümüz ona inandı, onu iyi niyeti, çalışkanlığı Samsun’da bir teveccüh gördü.

Her anket daha iyi geldi. Biz bütün şehirlere, bütün büyükşehirlere dahi gidecek kadar zaman yokken baktık ki anketlerde Samsun daha iyiye, daha iyiye gidiyor. Başkanla rakibi arasında fark kapandı, bir adım mesafe kaldı. Bugün buraya sizlerle birlikte, askerliğimiz yaptığım memlekete, acemiliğimi yaptığım memlekete, kayınpederimin büyüdüğü memlekete ve çok sevdiğim Samsunluların memleketine, o bir adımlık farkı kapatmaya geldik. Cevat Başkana destek verip, onu 1 Nisan’da belediye başkanı yapmaya hazır mıyız? O birkaç puanlık farkı kapatacak mıyız? En az onun kadar çok çalışacak mıyız? Size güveniyorum, inanıyorum. Cevat Başkanı size emanet ediyorum.

Bir diğer yandan tabi ki Samsun’da olanı, biteni, fındığı, gençleri konuştuk ama Samsun’un en önemli sorunlarından bir tanesi de kira sorunu. Geçtiğimiz yıl ortalama ev kirası 5 bin lirayken, bu sene 11 bin liraya çıkmış durumda. Bu fiyatlarla, kiralarla evlenmek, yuva kurmak ve yaşam sürdürmenin mümkün olmadığı noktadayız. Bundan sonra Samsun Büyükşehir Belediye Başkanımızın ortaya koyacağı projelerle, Türkiye’nin en büyük toplu konut firmalarından bir tanesi İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraki KİPTAŞ’ın engin deneyimleriyle, projeleriyle, burada birlikte yapılacak anlaşmalarla Samsun’da konut stokunu artırmaya, kiraları düşürmek üzere konut sayısını artırmaya ve düşük gelirlilerin kolaylıkla konut sahibi olabilecekleri sosyal konut projelerine destek olmak için de İstanbul Büyükşehir’le Samsun Büyükşehri ortak projelerde buluşturmaya, bu sıkıntıyı çözmeye söz veriyoruz.

Yağmurun altında beklediniz. Bizi uzun uzun dinlediniz. Şimdi sözün özüne gelelim. Bir tarafta Cumhur İttifakı var. Onlar korkuyu, endişeyi örgütlemek, tehdit etmek, gerektiği yerde hakaret etmek ve hatta küfretmek onlar için siyasetin bir parçası. Ama bizim tarafta, küfür yok, güzel söz var. Ötekileştirmek yok, kardeşleştirmek var. Kucaklaşmak var. Şeytanlaştırma yerine barıştırmakla uğraşıyoruz. Bugün Nevruz. Bugün yeni gün. Benim memleketim Manisa’da 500 yıldır, dünyanın en eski halk ilaçlarından birisi, mesirin karıldığı, günü geldiğinde şifa için saçıldığı gün.

Bugün bu coğrafyada Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı, Çerkez’i, Pomak’ı ile bu coğrafya üzerinde kol kola girenlerin, vatanını sevenlerin, bu ülke için gerekirse ölenlerin ama birbirinin yüzü gülsün isteyenlerin yeni bir döneme adım attığı ilk gün. Buradan bahar bayramını kutluyorum. Yeni günü kutluyorum. Yeni başlayan yılın umut getirmesini, sağlık getirmesini, mutluluk getirmesini, başta Filistin dünyaya barış getirmesini, Türkiye’ye kardeşlik, bolluk ve huzur getirmesini temenni ediyorum. Nevruz’unuz kutlu olsun. Hepinizi çok seviyoruz. Ülkemizi çok seviyoruz. Şehrimizi seviyoruz.”

“Bu memleketin bütün demokratları bizimle birliktedir”

“Karşı tarafta korkunun ittifakı, biz kardeşliğin, umudun ittifakıyız. Onların renkleri koyu gri yağmur bulutu gibi. Samsun’un, memleketin üstüne karabasan gibi çöken bir umutsuzluğun ittifakını kurdular. Yanlarından kendi hocalarının evladı, daha geçen seneye kadar, geçen mayısa kadar yere göğe koyamadıkları ayrıldı, Necmettin Hocanın evladına, kendi hocasının çocuğuna ip cambazı, zübük, şantajcı diyor ve hakaretler ediyor. Oysa bizim ittifakımızdan ayrılanlar oldu. Listelerimizden, desteğimizle seçilip karşımızda yer alanlar oldu. Çok ağır sözler söyleyenler oldu. Hep iki kelime ile cevap verdik. Canları sağ olsun dedik.

Çünkü biliriz ki eski dosttan düşman olmaz. Biliriz ki dün öptüğün yüze bugün tükürülmez. Dün iyi dediğine bugün küfredilmez. Dün dost olana bugün düşman olunmaz. İşte bizim ittifakımız, Samsun’da Samsun ittifakıdır. Elbette aslan sosyal demokratlar bu ittifaktadır. Ama geçmişte birlikte olduğumuz, yöneticileri ile anlaşamadığımız ama yakasındaki güneşi, gönlündeki, gözündeki güneşi gördüğümüz iyi insanlar, milliyetçi demokratlar ve sosyal demokratlarla birliktedir. Haram ve yalandan korkan muhafazakar demokratlar bizlerle birliktedir.

Kürt’ü, Türk’ü, Laz’ı, Çerkez’i ile bu memleketin bütün demokratları bizimle birliktedir. Bu ittifakımızın adı Samsun’da Samsun ittifakıdır. Türkiye’de Türkiye ittifakıdır. Türkiye ittifakı, milli takım gol atınca sevinen herkestir. Türkiye ittifakı filenin sultanları şampiyon olunca, bayrağımız gönlere çekilirken, İstiklal Marşı okunurken onlarla birlikte ağlaya ağlaya İstiklal Marşı söyleyenler, gırtlakları düğümlenenler, Türkiye ittifakıdır. Türkiye ittifakı renklerini ay yıldızlı al bayraktan alır.”

“31 Mart’ta oylar sandığa yağmur gibi yağacak”

“Samsun ittifakı renklerini rahmetli sporcularımız, kahraman Samsunsporluları rahmetle anarız, Samsunspor’dan alır. Samsun ittifakının ve Türkiye ittifakının renkleri aynıdır. Kırmızı, beyaz. Hem Samsun’u hem de Türkiye’yi kazanacağız. Size söz veriyoruz ki Cevat Öncü kazanacak, Samsun kazanacak. Türkiye ittifakı kazanacak Türkiye kazanacak. Biz bu büyük mücadelede size güveniyoruz. Ben Samsun’a güveniyorum. Samsun’a inanıyorum. Atatürk’ün ilk adımı attığı bu yerden büyük bir adım atacağımıza, Samsun’u kazanacağımıza, ilçelerimizi kazanacağımıza, bu büyük hikayeyi yine Samsun’dan başlatacağımıza yürekten inanıyorum.

İyi ki varsınız, buradasınız. Bugünü ömrüm boyunca unutmayacağım. Çünkü dediler ki Karadeniz’e Ramazan’da gidilmez. Gidilir dedim. Sabah erkenden kalkıp kimse gelmez, gelirler dedim. Yağmur yağıyor, iptal edelim dediler, gelecekler dedim. Görüyorum, meydanı yağmura rağmen doldurdunuz. Ömrüm boyunca bugünü unutmayacağım, bu mitingi unutmayacağım. Bu yağmur altındaki bu mücadelenizi unutmayacağım. 31 Mart’ta oylar sandığa yağmur gibi yağacak. Sandıktan bereket fışkıracak. Cevat Öncü belediye başkanınız olacak.”

Erdoğan’a faiz tepkisi

Samsun’dan sonra CHP Lideri Özgür Özel, partisinin Sinop mitingine konuştu. Özel’in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

“Tabii ki Sinop deyince akla mutlu bir şehir geliyor ama emekli yoğunluğu açısından da aslında çok dertli insanların bir arada olduğu bir şehir geliyor. AKP geldiğinde 3 Kasım 2002’de en düşük emekli maaşı 1,5 asgari ücret düzeyindeydi. Yani sizinle hiç uğraşmasa, hiç ilişmese, düzeninizi bozmasa bugün 26 bin lira maaş alıyor olacaktınız. Ama ‘TÜİK’e göre yapacağım, enflasyona ezdirmeyeceğim, enflasyon kadar zam vereceğim’ dedi. TÜİK ne demek? TÜİK, Tayyip’i Üzmeyen İstatistik Kurumu. Tayyip Bey’i üzmediler ama sizi üzdüler. Gerçek enflasyon yüzde 120, TÜİK’e göre 68. En nihayetinde 7 bin 500 lirayı 10 bin lira yapan yüzde 33’lük zamla sizi enflasyona ezdiren bir anlayış.

Türkiye’de her hesap şaşar altın hesabı şaşmaz. 3 Kasım 2002’de en düşük emekli maaşı 8 çeyrek altın satın alıyordu. Bugün gittiğimizde 10 bin lira ile 2 buçuk çeyrek altın alabiliyoruz. Yani Tayyip Bey geldikten bu yana 5 buçuk çeyrek altın cepten gitmiş. Siz bunu bir seçim sandığında kaybettiniz. Onu bulacağınız yer yine seçim sandığındadır. 31 Mart’ta kaybettiklerimizin hesabını soracağız.

Şöyle bir özelliğimiz var gittiğimiz yerin nesi meşhursa bunun hesabını yapıyoruz. Emekli maaşı ile kalkan hesabı yapmak mümkün değil. O yüzden mantı hesabı yapacağız. En düşük emekli maaşı geçen sene bugün 54 tabak Sinop mantısı satın alabiliyormuş, bugün 38 tabak alıyor. 1 yılda 16 tabak Sinop mantısı emekli maaşından eksiltilmiş durumda.

Tayyip Erdoğan’a çağrıda bulundum. Emekliye önce keyfi yerinde demiştin, sonra döndün bir şeyler yapacağız dedin, sonra para yok, enflasyonu düşüreceğiz dedin. Şimdi bizim önerdiğimiz emekli kartı seçim sonrası için vermeyi düşünüyormuş. Sakın gelecek hafta çıkıp da ilerde yapacağım deme. Sen vereceğim dediğin emekli ikramiyesini 6 bayram vermemiş insansın. sen bağ-kurlunun 9 bin gününü 7 bin 200’e indirip yapmamış insansın. Sen mülakatı kaldıracağım deyip seçimden sonra mülakatlara devam demiş insansın. Eğer emekliye bir şey yapacaksak Özgür Özel burada, CHP burada. Önümüzdeki pazartesi Meclis’i açalım, emeklinin zammını salı günü seçimden önce yapalım. Emekliye bir şey vermek değil, kandırmanın peşinde olduğu için seçimden sonra bir şey yaparız diyor. Emeklinin karnı aç ama senin yalanlarına emeklinin karnı tok kardeşim.

Otobüs biletleri yüzde 60-70 zamlandı. Mazot 19 liradan 44 liraya çıktı. Anayasa’ya göre en önemli hak olan seyahat özgürlüğü bile bu ekonomi ve kötü yönetim yüzünden kullanılamaz hale geldi. Et fiyatlarına yüzde 110 zam geldi. Kırmızı et 500 lirayı geçti. 3 yılda 8 kat zam aldı. Bir yandan da hayat pahalılığını ben düşüreceğim diyen birisi, kendisinin inandığı, kimsenin inanmadığı bir şey söylemiş; faiz sebep, enflasyon sonuç demişti. Bütün dünya tersini yaptı. Faizi yükseltip enflasyonu bastırdı. Faiz çok olunca para dövize gitmez, mala gitmez, bankaya gider. Bu, bir tek kendisinin inandığı ekonomi teorisi yüzünden faizi inadına düşürdü. Dolar fırladı, 128 milyar dolarımızı harcadı. Ev fiyatları fırladı, kiracıları yaktı. Hepimizi perişan etti.

Hayat pahalılığını ben düşüneceğim diyen birisi kendisinin inandığı, kimsenin inanmadığı  bir ekonomik icraata bulunmuştu. Diyordu ki, ‘enflasyon sebep faiz sonuç değildir. Faiz sebeptir enflasyon sonuçtur. Ben faizi düşürerek enflasyonu düşüreceğim’ diyordu. Bütün dünya tersini yaptı. Bütün dünya ya 3 olan enflasyonu 6 olunca, faizi 7 yaptı. Enflasyonu bastırdı. Ama bu bir tek kendisinin inandığı ekonomik teorisi yüzünden faizi inadına düşürdü, dolar fırladı. 128 milyar dolarımızı harcadı cayır cayır yaktı. Hepimizi perişan etti. Seçimden önce diyordu ki, ‘dünyanın neresinde çıkarsa çıksın, Türkiye’de faiz çıkmayacak.

Bu beden canda durdukça Türkiye’de faiz artmayacak. Faizi düşüreceğim, enflasyonun sonradan düşeceğini göreceksiniz. Seçim geçti, Mehmet Şimşek geldi bunun yaptıklarına irrasyonel politikalar dedi.  Yani gerçek dışı, mantık dışı dedi. O günden beri Tayyip Erdoğan yine duruyor, o beden canda duruyor. Tayyip Erdoğan, duruğu halde 11 ayda 9’uncu kez faiz artıyor. Bugün faiz yüzde 45’ten 50’ye çıktı. 2014’te ne diyordu Tayyip Erdoğan, ‘biz geldiğimizde ülkeyi yüzde 43 faizle aldık nerden nereye getirdik’ diyordu. O beğenmediği, aşağıladığı koalisyon hükûmetinde faiz 43’tü şimdi faiz yüzde 50’ye çıktı. Nerden nereye getirdin memleketi.”

Paylaşın

İmamoğlu’ndan ‘Kanal İstanbul’ Açıklaması: Emlak Projesi

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kanal İstanbul’a ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Bir de yeni bir ihanet var. İnsanlarımız şiddetle reddediyor. Bunun altından İstanbul da Türkiye de kalkamaz. Daha önce de söyledim, Kanal İstanbul, Beton İstanbul. Bu bir emlak projesidir” dedi ve ekledi:

“Bunlar ihanete doymadılar. İl Başkanı onu yalanlıyor, bakanlık yalanlıyor. Cumhurbaşkanı zaten umursamıyor. Kendisini herhalde iki tane metro durağına şef yapacak. 2000 yılı aşkın bir süredir İstanbul’da suyun taşınmasıyla ilgili söz konusu.”

Ekrem İmamoğlu, “5 tane Esenyurt büyüklüğünde alanı imara açmak, bu kentin ölüm fermanıdır. 2019 İstanbul muhafızlığının en büyük tarihidir. Yine hiçbir şekilde müsaade etmeyeceğiz. Zannetmeyin ki İstanbul’un muhafızı sadece oy kullanan insanlardır” ifadelerini kullandı.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve CHP’nin başkan adayı Ekrem İmamoğlu, ’Girişim ve Sürdürülebilirliğin Merkezi İstanbul’ Tematik Sunumu’nda konuştu. İmamoğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:

“Bize kentsel dönüşüm konusunda ders vermeye çalışanlar, 25 yılın hesabını vermek durumundalar. İBB’nin bizden önce dönüştürdüğü bina sayısı 0. Diğer taraftan adama, kişiye milyarlarca dolarlık rant var. Rakibimize soruyorlar. İstanbul depreme hazır mı? diye. Hayır, diyor. Esas sorumlu nafile geçirilen 2002-2004 sonrası İstanbul’un süreci.

“Bunlar ihanete doymadılar”

Bir de yeni bir ihanet var. İnsanlarımız şiddetle reddediyor. Bunun altından İstanbul da Türkiye de kalkamaz. Daha önce de söyledim, Kanal İstanbul, Beton İstanbul. Bu bir emlak projesidir. Bunlar ihanete doymadılar. İl Başkanı onu yalanlıyor, bakanlık yalanlıyor. Cumhurbaşkanı zaten umursamıyor. Kendisini herhalde iki tane metro durağına şef yapacak.

2000 yılı aşkın bir süredir İstanbul’da suyun taşınmasıyla ilgili söz konusu. 5 tane Esenyurt büyüklüğünde alanı imara açmak, bu kentin ölüm fermanıdır. 2019 İstanbul muhafızlığının en büyük tarihidir. Yine hiçbir şekilde müsaade etmeyeceğiz. Zannetmeyin ki İstanbul’un muhafızı sadece oy kullanan insanlardır.

Başımıza icat çıkaran gençlerimizi desteklemeye devam edeceğiz. Oyun geliştirme merkezinin ikincisini Anadolu Yakası’nda hayata geçireceğiz… Birisi emir verdi diye su kaynağını yok sayan bir anlayış bizim yanımıza bile yaklaşamaz. Özellikle kendimizi ekonomik açıdan dezavantajlı kesimlere karşı sorumlu hissediyoruz.”

Paylaşın

CHP Lideri Özel, ‘Emekli Maaşları’ Üzerinden İktidara Yüklendi

Trabzon’da halka seslenen CHP Lideri Özgür Özel, emekli maaşları üzerinden iktidara yüklenerek, 3 Kasım 2002 AKP’nin iktidara geldiği gün. En düşük emekli maaşı 1,5 asgari ücret. Hiç size dokunmasalar, hiç düzeninizi bozmasalar, hiç size ilişmeseler 1,5 asgari ücret bugün 26 bin lira” dedi ve ekledi:

“Ama bugün en düşük emekli maaşı 10 bin lira. 3 Kasım 2002’de emekli en düşük emekli maaşını çekse kuyumcuya gitse 8 tane çeyrek altın alıyor. Bugün 10 bin lirayı alın, aynı kuyumcuya gidin 2 – 2,5 çeyrek altın alınıyor. Emekliler bir seferlik değil her ay, 1 çeyrek altın değil 5,5 çeyrek altın kaybettiler. Kaybetmeye de devam ediyorlar. 5,5 çeyrek altını nerede kaybettik? Bir seçim sandığında kaybettik. Kaybettiğimizi gelen ilk seçim sandığında orada arayacağız.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, yerel seçimler kapsamında partisinin Trabzon’da düzenlediği halk buluşmasında açıklamalarda bulundu. Konuşmasının büyük bir bölümünü emekli maaşlarına ayıran CHP Lideri Özgür Özel, şu ifadeleri kullandı:

“Trabzon’daki emekli sayısı inanılmaz bir noktaya ulaştı. Ben bundan 1,5 ay önce meydanlara ilk çıktığımda, emeklilerle ilgili ilk konuşmaya başladığımızda kimse emeklinin sesini duymuyor, sesini dinlemiyordu. O gün bir çağrı yaptım, ben iki emekli öğretmenin evladıyım, emeklilerin ne çektiğini bilirim ve dedim ki, ’emekliler ses yükseltmeye var mısınız? Benimle birlikte olmaya, meydanlara koşmaya var mısınız?’. O gün yaptığımız çağrı her geçen gün bir adım ileriye gitti. Her gün yeni ayaklar eklendi ayaklarımıza. Her gün yeni kulaklar işitmeye başladı söylediklerimizi. Çoğaldık, çoğaldık, çoğaldık…

3 Kasım 2002 AKP’nin iktidara geldiği gün. En düşük emekli maaşı 1,5 asgari ücret. Hiç size dokunmasalar, hiç düzeninizi bozmasalar, hiç size ilişmeseler 1,5 asgari ücret bugün 26 bin lira. Ama bugün en düşük emekli maaşı 10 bin lira. 3 Kasım 2002’de emekli en düşük emekli maaşını çekse kuyumcuya gitse 8 tane çeyrek altın alıyor. Bugün 10 bin lirayı alın, aynı kuyumcuya gidin 2 – 2,5 çeyrek altın alınıyor. Emekliler bir seferlik değil her ay, 1 çeyrek altın değil 5,5 çeyrek altın kaybettiler. Kaybetmeye de devam ediyorlar. 5,5 çeyrek altını nerede kaybettik? Bir seçim sandığında kaybettik. Kaybettiğimizi gelen ilk seçim sandığında orada arayacağız.

Ramazan mübarek gün, söyledikleri sözleri söylemem ama hakaret ediyorlar, iftira ediyorlar, kötü söz söylüyorlar, hatta küfür ediyorlar. Ama biz başka bir yerdeyiz. Biz umudun ittifakıyız, biz sevginin ittifakıyız, biz kardeşliğin ittifakıyız. Ötekileştirenlere inat biz kucaklaştırıyoruz. Şeytanlaştıranlara inat kardeşleştiriyoruz. Hep birlikte bir yola çıktık ve bu seçimde onların tarif ettikleri ittifakı biz meydanlarda yapıyoruz, vicdanlarda yapıyoruz.”

Özel’den İmamoğlu vurgusu

Mitinge katılanlara “İmamoğlu’nu seviyor musunuz?” diye soran Özgür Özel, ayrıca şu ifadeleri kullandı: “Ahmet kardeşimiz belediye başkanı olursa, kardeş belediye protokolüyle Trabzon’da muhteşem bir hikaye yazacağız. Ekrem İmamoğlu İstanbul’da büyükşehirde iken Trabzon’da 4 AKP’li milletvekili vardı, 4 bakan vardı, büyükşehir de AKP’deydi. 10 AKP’li Trabzon’a bir hafif raylı sistem yapmadı, bir Trabzonlu İstanbul’a 10 metro yaptı.”

Özel’den, Erdoğan’a ‘mazot’ çağrısı

CHP Lideri Özgür Özel daha sonra partisinin Giresun mitinginde açıklamalarda bulundu. Özel’in konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde: “Fındık üreticisinin derdi tasası bitmiyor. ‘Güvenin kardeşinize, mazot düşecek, enflasyon düşecek’ diyorlardı. Ben Isparta’dayım mazot 41 liraydı, Antalya’da 42 oldu. Bugün 44 liraya dayandı. Çiftçinin artık bıçak kemiğine dayandı.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘milletin efendisi’ dediği köylüler milletin en büyük çilesini çekiyorlar. Buna Giresun’dan bir itiraz yükseltmek gerekiyor. 44 lira mazotla geçim, tarım olmaz. Uzun süredir unutturdukları bir şey var. ÖTV ve KDV. Lüks yatlara, gezinti teknelerine, denizlerdeki gemilere ÖTV’siz, KDV’siz verilen mazot bugün 44 liradan çiftçiye verilmesi kabul edilemez.

Buradan, her söylediğimize bir kulp takan Recep Tayyip Erdoğan’a sesleniyorum, bugün ÖTV’siz, KDV’siz mazot 27 lira. Fındık üreticisine ve ulaştırmada çalışanlara, taksicilere kamyonculara ÖTV’siz ve KDV’siz mazot verilemesinin çağrısını yapıyorum. Sana sesleniyorum, hodri meydan. Açalım Meclisi, düşürelim ÖTV’yi, KDV’yi güldürelim yüzleri.

Emekli için dedim ki ben, emekli kart çıkaralım. Hiç duymadı şimdi hazırlık yapıyoruz diyor.  7’şer bin lira seyyanen zam yapalım, emekli maaşını asgari ücret seviyesine çıkaralım dedim, kabul etmedi. Şimdi dün çıkmış genel sekreterleri ‘bir hazırlık yapılıyor’ Tayyip bey söyleyecek. Şimdi de siz oyu bana verin, ben seçimden sonra emeklinin durumuna bakacağım diyor.

Yok öyle yağma. Diyormuşsun ki emekliyi Özgür Özel kışkırtıyor. Şimdi diyormuşsun ki son hafta söz veririm. Gel sana çağrı yapıyorum  hodri medyan haftaya pazartesi Meclis’i açalım, Salı günü emekliye zammı yapalım. Samimiysen gel hadi… Bu sene Türkiye’de küçülen tek sektör tarım oldu. AKP iktidarında tarım Belçika kadar toprak kaybetti.”

Paylaşın

İBB Başkanı İmamoğlu: Sporu Siyasetten Temizleyelim

Fenerbahçe ve Trabzonspor arasındaki olaylı müsabakaya değinen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, siyasetin sporun her alanına müdahale ettiğini söyledi. İmamoğlu, “Spor, partiler ve siyaset üstüdür. Sporu siyasetten tamamen temizleyelim” dedi.

Kısa dönemli ilk hedeflerinin Avrupa Oyunları’na ev sahipliği yapmak olduğunu da söyleyen İmamoğlu, “Gerekli girişimlerimizi son hızıyla sürdürüyoruz. 2027 Avrupa Oyunları’nın ilk imzasını kısa zaman içinde atacağız ve bunun müjdesini de size vereceğiz” ifadelerini kullandı.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve CHP’nin başkan adayı Ekrem İmamoğlu, “Olimpik Kent İstanbul Tematik Sunumunda açıklamalarda bulundu. Konuşmasına, Fenerbahçe ve Trabzonspor arasındaki olaylı müsabakaya değinerek başlayan İmamoğlu, şunları söyledi:

“Ne yazık ki sporda şiddet konusuna değinmek zorundayız. Kardeşlik ve dostluk demektir spor. On yıllardır spor denildiğinde ülkeler aralarındaki savaşlara bile ara vermişler. İnsanoğlunun yetenekleriyle birbirleriyle olan mücadelenin yaratmış olduğunu muhteşem duyguyu zevkle izlemişlerdi. Maalesef ülkemizde siyasi iradenin sporun her noktasına müdahale etme arzusu vardı.

Bu nedenle tüm topluma parti, din, dil ve mezhep ayrımı olmaksızın tarifsiz mutluluk anları yaratan bu olgu yerini ülkemizde gerilime bırakmaktadır. Toplumun maddi ve manevi tüm sorunlarını geride bırakarak mutlu olmalarını o muhteşem olgu kutuplaşma aracı olmaktadır. Buradan da bir çağrı yapmak istiyorum; ‘Spor partiler ve siyaset üstüdür kutuplaşmaya gerilime ve şiddete asla izin vermez.’ Yapılan sporların tamamı bir oyundan ibarettir.

Konulan kurallar zaten hiçbir olumsuzluğa izin vermez konu sadece kuralların doğru uygulanabilmesidir. Özünde spor demek fairplay demek barış ve kardeşlik demektir. Siyaset kurumları olarak sporda bilgiye birikime ve bilime olan inancı topyekûn artırmak zorundayız. Olimpizm felsefesini sporla ilgili her kurumun olmazsa olmaz anayasası haline getirmeliyiz.”

“Çok çalıştık, çalışmaya devam edeceğiz”

Konuşmasının devamında, İstanbul’da görevde oldukları beş yıl içerisinde spor alanında hayata geçirdikleri projeler ve yeni dönemdeki hedefleri hakkında bilgi veren İmamoğlu, “Çocuklara ve gençlere en önemli kentli haklarından biri olan spor hakkını vermek ve İstanbul’u olimpik ve paralimpik sporların kenti yapmak için çok çalıştık, çalışmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Kısa dönemli ilk hedeflerinin Avrupa Oyunları’na ev sahipliği yapmak olduğunu aktaran İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Gerekli girişimlerimizi son hızıyla sürdürüyoruz. 2027 Avrupa Oyunları’nın ilk imzasını kısa zaman içinde atacağız ve bunun müjdesini de size vereceğiz” dedi.

Paylaşın

Özel’den Erdoğan’a “Yeniden Refah” Göndermesi

CHP Lideri Özgür Özel, Erdoğan’ın Yeniden Refah Partisi hakkında söylediklerini ilişkin, “Erdoğan, Erbakan’ın oğluna ‘dolandırıcı’ ve ‘zübük’ diyor. Dün methettiğine bugün hakaret edenden, dün yol yürüdüğüne bugün iftira atandan bir şey olmaz” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, yerel seçimler kapsamında partisinin Artvin ve Rize mitinglerinde halka seslendi. Özel’in konuşmasından öne çıkan bölümler şöyle:

“Artvin’de eğitimde büyük sorunlar. Bu konuda yerel yönetimlerin yapacağının daha ötesinde şeyler yapacak. Eğitim ile ilgili neler yapılması gerekiyorsa o projeler gerçekleştirecek. Hocanın sağ omzunda Mansur Yavaş’ın, sol omzunda ise Ekrem İmamoğlu olacak ben de tam arakasındayım.

Bakın eğer CHP’nin ve çevrecilerin tutumu olmasaydı Cerrattepe’de altın madeni çıkarılırken açık liç uygulaması olacaktı aynı İliç’teki gibi. Şu anda kapalı madencilik var, aşağıda emekçiler çalışıyor, yukarıda nakliyeciler içinde cevher olan toprağı ulaştırıyorlar ve şu anda burada siyanür yoksa bu mücadelenin sonucunda yok. Ama bu para bu maden bambaşka bir niyet içinde. Bu maden açık ocağa dönüştürülmek istiyor.

Açık ocak olunca ne olur söyleyeyim: Madende iki asgari ücretli istihdam kapalı ocakta var açık ocakta yok.  Açık ocakta zaten madenci yok dozerci var. Nakliye yok, oluşan yığının üstüne siyanürü döküyorlar. Aşağıdan altını toplayıp gidiyorlar, siyanürle arsenikle sizi baş başa bırakıyorlar.

Şimdi AK Parti Belediye Başkanı Adayı arıyor, Artvin’de yaşayanların şansı yok, Ankara’da kriter koymuşlar, Artvin’de kökü Artvinli birini koyun ama Artvin’de soyu, sopu, evladı, torunu dedesi ninesi olmasın. Niye, Artvin’e ihanet edecek birisi Artvin’de yaşıyor olamaz. Açık ocağa dönüştürmeye onay verecek, set çekmeyecek birinin evrak üstünde Artvinli ama çocuklarının başka bir yerde olması lazım.

Bugün AK Parti’nin Artvin’e koyduğu belediye başkanını ve koymadığı aday adaylarını bir de böyle düşünsün Artvinliler. Birileri Artvin’e Artvinlilerin ipini çekmeye geliyor… Peki Hoca olursa ne olur. Biz olursak kimse işsiz kalmaz, kimse aşsız kalmaz, kimsenin düzeni bozulmaz ama kimsenin de gelip Artvin’e siyanürlü su içirmesine, Artvin’i perişan etmesine, asit yağmurlu yağmasına asla izin vermeyiz.

Artvin’in geleceğini düşünen Bilgehan Hoca’nın arkasında duracak. Kâğıtta Artvinli olup, dışardan ithal adaylarla Artvin’in başına bela getirmeye ya da öyle bir belanın gelmesi için oyları bölmeye, Artvin’e ihanet etmeye kimsenin hakkı yoktur. Tabi bir Faruk Çelik gerçeği var. Artvinli mi , Şanlıurfalı mı, her taraflı. O da geldi dışardan burada, adayları geldi dışarda burada. Vali gibi geliyorlar her şeyi biliyorlar.

Emekliler bayram ikramiyesi alıyor değil mi? Kimin sayesinde? Kemal Kılıçdaroğlu sayesinde. 2015 7 Haziran’da Kemal Bey dedi ki; ‘Ben her emekliye 2 bayramda birer ikramiye vereceğim’. Dediler ‘veremezsin’. 7 Haziran’da seçimi kaybettiler. 1 Kasım gelirken ‘biz de vereceğiz’ dediler. Sonra 3 yıl kulaklarının üstüne yatıp 6 ikramiyenizi söz verdikleri halde ödemediler. 2018’de biz 1 maaş diyorduk, bin lira verdiler. Biz beğenmedik, itiraz ettik.

O beğenmediğimiz bin lira o gün kıyma 42 lira 24 kilo kıyma alınıyordu. Şimdi 2 Nisan – 4 Nisan arası emekli ikramiyeleri yatacak, 3’er bin lira. 5 bekleniyordu 3. Al 3 bin lirayı git kasaba 6 kilo dana kıyma. 24 kilo nerede 6 kilo nerede? 30 iftar, 30 sahur, sonra bayram sofrası. 18 kilo kıyma iftarınızdan, sahurunuzdan, bayram sofranızdan, evladınızın kursağından, sizin lokmanızdan eksik edilmiştir. İnsanlar maddi durumları nedeniyle birbirilerini iftara çağırmaya çekiniyorlar.

Toplumda kimin derdi varsa, 1 Nisan’dan sonra CHP ezilenin yanında olacaktır. Birbirine tutunan, ayakta kalmaya çalışan, korkuyu örgütleyen, güzel söz söylemeyen, depremzedeleri tehdit eden bir korku ittifakı var. Bu ittifakın adı Cumhur İttifakı. Oradan ayrılan bir parti oldu. Bizden de ayrılan oldu ve ‘Canınız sağ olsun’ dedik. Şimdi Erdoğan, Fatih Erbakan’ın oğluna ‘dolandırıcı’ ve ‘zübük’ diyor. Dün methettiğinin bugün hakaret edenden, dün yol yürüdüğüne bugün iftira atandan bir şey olmaz.”

Rize’de ÇAYKUR vurgusu

CHP Lideri Özgür Özel, Artvin’den sonra Rize’ye geçti. Pazar Meydanı’nda yurttaşlara seslenen Özel, şunları söyledi: “ÇAYKUR’u Varlık Fonu’na devrettiler. Adeta özelleştirmek ve büyük kartellerin eline vererek çay üreticisini büyük sermaye şirketlerinin çalışanı haline getirmeye çalıştılar. ÇAYKUR emekçileri 6 ay çalışıyor. Defalarca kadro sözü verildi ama tutulmadı. ÇAYKUR işçisi 12 ay çalışmak istiyor. ÇAYKUR işçisine kadro istiyoruz.”

Paylaşın

CHP: Türkiye İttifakı Söylemimiz Halkta Karşılık Buldu

Yerel seçimlere ilişkin konuşan CHP’li kurmaylar, “Türkiye ittifakı söylemimiz halkta karşılık buluyor. İnsanların da ilgisini çekiyoruz. Bunu da adaylarımız sağlıyor. Bu adaylarla CHP topluma ‘Ben geniş bir yelpazenin siyasi partisiyim’ mesajını veriyor” değerlendirmesini yaptı.

CHP’li kurmaylar, Bahçeli’nin Erdoğan’a “Ayrılamazsın” demesine ilişkin ise “Tekleşmiş bir parti gibiler. Bu birliktelikte Bahçeli biraz daha başat bir rol izliyor ve AKP’yi biraz kendisine benzetiyor. Bundan kaynaklı da AKP’deki oy erimesi devam ediyor. Bunların bir kısmını MHP, bir kısmını YRP alıyor” dediler.

31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlere kısa süre kalmışken, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) kurmayları Cumhuriyet’ten Sarp Sağkal‘a değerlendirmede bulundu.

Partililer, “AKP ve MHP önceki seçimde 30 yerde işbirliği yapıyorlardı. Şimdi 59 ilde ortak adayla çıkıyorlar. Bunların hepsi de CHP’nin önceki dönem kazandığı ya da yeni dönemde kazanma ihtimalinin yüksek olduğu iller” dedi.

Buna karşın CHP’nin daha fazla il kazanma ihtimali olduğunu söyleyen kurmaylar, “Bizim Türkiye ittifakı söylemimiz de halkta karşılık buluyor. İnsanların da ilgisini çekiyoruz. Bunu da adaylarımız sağlıyor. Bu adaylarla CHP topluma ‘Ben geniş bir yelpazenin siyasi partisiyim’ mesajını veriyor” değerlendirmesini yaptı.

Bahçeli’nin “ayrılamazsın” çağrısı

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a “ayrılamazsın” demesini de yorumlayan CHP’liler, “Tekleşmiş bir parti gibiler. Bu birliktelikte Bahçeli biraz daha başat bir rol izliyor ve AKP’yi biraz kendisine benzetiyor. Bundan kaynaklı da AKP’deki oy erimesi devam ediyor. Bunların bir kısmını MHP, bir kısmını YRP alıyor” dedi.

“Artık AKP ve MHP birbirlerine tutunarak siyasette bir güç oluşturabiliyor” diyen kurmaylar, “Bu nedenle Bahçeli, Erdoğan’ın devam etmesini istiyor. Erdoğan da Bahçeli’nin genel başkanlığını sürdürmesini sağlıyor” ifadelerini kullandı.

Gökhan Zan’ın adaylığı

Öte yandan Hatay’da TİP’in Gökhan Zan’ın adaylığını çekmesinin seçimleri etkileyeceğini söyleyen kurmaylar, “Lütfü Savaş’a sahada bir ilgi var. Seçimi kazanma ihtimali aday olduğu güne göre yükseldi” dedi.

Paylaşın

İmamoğlu, Metro Hattı Açılışında Konuştu: Çıldırıyorlar

Ataköy – İkitelli metro hattı açılışında konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “2015 yılında bu hattın ihalesini yapan bizden önceki İBB yönetimine de teşekkür ediyorum. Ataköy – İkitelli metro hattını bizden önce başlatan insanların yaptığını da önemsiyorum ancak süreci doğru yönetemediler” dedi ve ekledi:

“Bu hattaki çalışmalar kısmen durduruldu. 2019 göreve geldiğimizde 10 metro hattın da çalışmalar durdurulmuştu. Bunlar finansman, mühendislik ve tasarım sorunları çözülmeden alelacele başlanmış projeler olduğu için yürütülemedi. Kimilerinin aylarca yıllarca durdurulmuş olması dünya tarihine geçecek bir skandaldır. Bizden önce 25 yılda yapılan 122 km metro hattının yarısından fazlasını 5 yılda yaptık. 5 yılda 25 yıla bedel iş yaptık, bunun için çıldırıyorlar.”

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve CHP’nin başkan adayı Ekrem İmamoğlu, Ataköy – İkitelli metro hattı açılışında konuştu. İmamoğlu’nun konuşmasından önce çıkan başlıklar şu şekilde:

“18 Mart Çanakkale Zaferi gününde Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere aziz şehit ve gazilerimizi saygı ve rahmetle anıyorum. Kurtuluş Savaşı’nın üzerinde yükselen Cumhuriyetimizin hedeflerinden birisi de çok çalışmak ve hep birlikte ülkeyi demir ağlarla örmekti. 10. Yıl Marşı’nda hep beraber söyleriz.

Demiryollarının gelişimi cumhuriyetin kuruluşunda bize büyük güç katmıştır. Bugün de yeraltını demir ağlarla örmek hedefiyle çalışıyoruz. Bu hedef doğrultusunda önemli bir sınavı çok başarıyla tamamladık. 5 yılda 65 kilometre metroyu 62 istasyonu bütün çalışma arkadaşlarımla birlikte kazandırdık. Bu tarihi rekoru Cumhuriyetimize ve Atatürk’e layık yöneticiler olabilmemizin bir yolu olarak görüyorum.

Tekrar ifade edeyim emeği geçen herkese çalışma arkadaşlarıma mühendislerimize, yüklenici firmamıza, müşavirlerimize, yer altında günlerce aylarca emek saf eden binlerce emekçi dostuma teşekkür ediyorum. 2015 yılında bu hattın ihalesini yapan bizden önceki İBB yönetimine de teşekkür ediyorum. Ataköy – İkitelli metro hattını bizden önce başlatan insanların yaptığını da önemsiyorum ancak süreci doğru yönetemediler.

Bu hattaki çalışmalar kısmen durduruldu. 2019 göreve geldiğimizde 10 metro hattın da çalışmalar durdurulmuştu. Bunlar finansman, mühendislik ve tasarım sorunları çözülmeden alelacele başlanmış projeler olduğu için yürütülemedi. Kimilerinin aylarca yıllarca durdurulmuş olması dünya tarihine geçecek bir skandaldır. Bizden önce 25 yılda yapılan 122 km metro hattının yarısından fazlasını 5 yılda yaptık. 5 yılda 25 yıla bedel iş yaptık, bunun için çıldırıyorlar.

“Bu siyaset anlayışı 31 Mart’ta tarihe gömülecek”

8 kilometre yalanını atanlar hadlerini bilecek özür dileyecekler. 65 kilometre metroyu inşa etmek için yeraltında yer üstünde ter döken emekçilerden, yüklenicilerinden onlardan özür dileyecekler. Yeni açtığımız 62 istasyonu kullanan bu şehrin İnsanlarından İstanbullulardan özür dileyecekler. Ama bakın söyleyeyim.

Bunlar özür dilemez, yalanları iftiraları açığa çıkınca şöyle diyorlar “Siyaseten söylenmiş sözler” derler geçerler. Hatırlıyorsunuz, İstanbul seçimini iptal ettiler demedikleri lafı bırakmadılar, Yalancı dediler, hırsız dediler terörist dediler. Ondan sonra da “siyaseten söyledik” dediler. Allah aşkına birine siyaseten yalancı, hırsız, terörist denir mi? İstanbul bu siyaset anlayışını ne yapacak biliyor musunuz, 31 Mart’ta tarihe gömecek.”

Paylaşın