“CHP Lideri Özel, Bir Vekilin İstifasını İstedi” İddiası

CHP Lideri Özgür Özel’in aday belirleme sürecindeki bir Parti Meclisi toplantısına aniden gelerek hakaret eden milletvekili Ufuk Çakır’ın istifa ederek Saadet grubuna geçmesini beklediğini söyledi.

Özgür Özel, Saadet grubunun düşmemesi için Saadet’e geçen Ali Fazıl Kasap’ın da CHP’ye geri döneceğinin sinyalini de verdi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara Milletvekili Murat Emir’in grup başkanvekili olarak belirlendiği kapalı grup toplantısında partisinin milletvekilleriyle bir araya geldi.

Seçimin tamamlanmasının ardından salona gelen ve bir değerlendirme yapan Özel, alınan seçim başarısından dolayı memnuniyetini dile getirdi, kendisine inanan milletvekillerine teşekkürlerini iletti.

2028’de yapılacak genel seçimlerde başarılı olmak zorunda olduklarını, önemli bir fırsat yakaladıklarını ifade eden Özel, seçimin geride kaldığını ve bundan sonraki süreçte bütünlük içinde devam edilmesini istediğini söyledi.

Seçim öncesi dönemde kendisinin yanında durmayan milletvekillerinin hiçbir kaygı hissetmemesi gerektiğinin de altını çizen Özel, asıl önemli olanın bundan sonraki performanslar ve özveri olduğunu söyledi.

Gazete Duvar’dan Ceren Bayar’ın haberine göre; Özel’in milletvekillerine bundan sonraki sürece dair uyarıları da oldu.

Partinin bütünlüğüne aykırı hareket eden ve parti yönetimiyle uyumlu çalışmayan milletvekilleriyle birlikte yol almanın zor olacağını söyleyen Özel, parti içi uyumu bozanlarla ilgili tedbirleri alacağını, gerekirse disiplin süreci başlatacağını kaydetti. Seçimden önce başlayan tartışmaların sona ermesini isteyen Özel, “Bu tartışmalar artık bitsin” dedi.

Özgür Özel, grup başkanvekilliği seçimindeki yarışa da vurgu yaptı. Parti içi demokratik bir yarış yaşanmasının önemli olduğunu belirten Özel, Murat Emir’in kazanmasının kendisini memnun ettiğini de açık bir biçimde dile getirdi. Özel, seçim başarısının ardından parti içi yıpratıcı bir muhalefeti büyütecek adımların atılmaması gerektiğinin altını çizdi.

Özel, grup başkanvekilliği için aday olan Sevda Erdan Kılıç’ı da medeni cesaretinden dolayı tebrik etti. Bu seçimde olmasa bile bir yıl sonraki grup başkanvekilliği seçiminde kendisini yeniden aday olarak görmek istediğini belirterek teşekkürlerini iletti.

Mersin Milletvekili Ufuk Çakır

Özgür Özel seçim sürecinde kendisini üzen bir olaya da gönderme yaparak önemli bir değişikliğin sinyalini verdi.

Aday belirleme sürecindeki bir Parti Meclisi toplantısına aniden gelerek hakaret eden Mersin Milletvekili Ufuk Çakır’ı ima eden Özel, Çakır’ın istifa ederek Saadet grubuna geçmesini beklediğini söyledi. Özel, Saadet grubunun düşmemesi için Saadet’e geçen Ali Fazıl Kasap’ın da CHP’ye geri döneceğinin sinyalini verdi.

Paylaşın

Erdoğan’la Görüşme Ne Zaman Olacak? Özgür Özel Açıkladı

Cumhurbaşkanı Erdoğan’la yapılacak görüşme ile ilgili bir soruya yanıt veren CHP Lideri Özel, “Çok gecikmez ama bu hafta zaten yok. Önümüzdeki hafta, ondan sonraki hafta… Sayın Erdoğan’ın da takvimine göre, özel kalemler belirlerler” dedi.

Gündemdeki ıstakoz tartışmasına ilişkin de konuşan CHP Lideri Özel,  “Türkiye’de 16 milyon emekli var. Birileri bu ülkede bir ayını 230 avro ile geçirmek zorunda kalıyor. Balkonda mektup okuyan, grupta masal okuyor. Bu 31 Mart’tan ders almamak demektir. O zaman size daha sandıkta verilecek çok ders var” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) gerçekleştirilen grup başkanvekilliği seçiminin ardından Meclis muhabirlerinin sorularını yanıtladı. Birgün’den Mustafa Bildirici’nin aktardığına göre; Özel, AK Parti’nin yeni Anayasa hazırlığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yapacağı görüşme ve gündemdeki ıstakoz tartışmasına yönelik konuştu.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un Anayasa gündemiyle partilere gerçekleştireceği ziyaretle ilgili Özel, “Sayın Kurtulmuş’a kapımız her zaman açık. Ama Anayasa meselesinde çerçeveyi millet çizer. ‘Gelen gelsin, gelenlerle bu işi yapalım’ günleri geride kaldı” yorumunu yaptı.

Siyasetin, “Müzakerenin ve nezaketin terk edilmemesi gereken bir alan” olduğunu belirten Özel, Anayasa değişikliği konusunda “olmazsa olmaz” görüşleri olduğunu ifade etti. CHP’nin, Anayasa konusunda özel bir çalışma yürüteceğini kaydeden Özel, “Anayasa meselesinde çerçeveyi millet çizer. Anayasa’nın ne şekilde değiştirileceğini özel bir gündem ve titizlikle konuşmak lazım. Bir anda, ‘Anayasa değişiyor koşun. Gelen gelsin, gelenlerle değiştiririm günleri geride kaldı” diye konuştu. CHP Lideri Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a göre Anayasa yapıldığını söyleyerek, “Ona da uymuyor. Anayasa değiştirmek istiyorsanız bir kere mevcut Anayasaya uyuyor musunuz diye bakarız” ifadelerini kullandı.

Erdoğan’la yüz yüze görüşme

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la yapılacak görüşme ile ilgili bir soruya yanıt veren Özel, randevu isteyeceklerini belirtti.

Programı hakkında bilge veren Özel, şunları anlattı: “Bugün grubumuzla bir toplantı yaptık. Pazartesi MYK yapmıştık, yarın uzun bir MYK’mız daha var. Öğleden sonra Parti Meclisimiz toplanacak. 2 ayda bir toplanan Parti Meclisimizi 2 ayda 13 kez topladık. bundan sonra da sık toplanmaya devam edecek. Cumartesi günü il başkanlarımız, belediye başkanlarımız ayrı ayrı ve birlikte cumartesi ve pazar günü çok özel bir çalışma toplantısıyla bir araya gelecekler. Yılmaz Büyükerşen başkanlığındaki heyetin 5 daimi üyesi toplantıya katılacak ve bundan sonrası için de çalışmaya başlayacağız.

Ve seçim sonuçlarını değerlendirip bundan sonrası için yol haritamızı belirliyoruz ki parti grubumuzla bir uzun toplantı daha yapma niyetindeyim. Ondan sonra sayın Cumhurbaşkanı ile yapacağım toplantının gündemini kendi adıma oluşturup sayın Cumhurbaşkanı’ndan randevu talep edeceğiz. ”

“Bu görüşme bir nezaket ziyareti değil” diyen Özel, şunları kaydetti: “Biz nezaket görüşmesini bayramda, telefonda yaptık. Bu ziyaret Türkiye’nin gelecek dönemi ile ilgili Türkiye ekonomisinin yüzde 80’ine, nüfusunun yüzde 65’ine hizmet veren belediyelerin ve son seçimin birinci partisinin genel başkanının; son seçimin ikinci partisi ama bir önceki seçimde cumhurbaşkanlığına seçilmiş olan ve bir partinin genel başkanı olan sayın Erdoğan’la yapacağı görüşmedir. Nezaket görüşmesi olsa hızla yaparız ama sayın Erdoğan da ‘Konuşacağımız konular var’ dedi. Benim de önemli gündemlerim olacak.”

Özel, şunları söyledi: “Bu konuda Parti Meclisimden, grubumdan, belediye başkanlarımdan görüş alıyorum ve bunu olgunlaştırdıktan sonra öyle kısa bir görüşme için değil gündemleri önceden müzakere ettiğimiz uzun ve yapıcı olmasını ümit ettiğim, sonuçlar alacağımız düşündüğüm ve bundan sonraki Türkiye açısından anlamlı olabilecek bir sürece gireceğiz. O görüşme için önce parti içi kurullarla temasları tamamlamam gerekiyor. Hatta önceki dönem genel başkanlarımızın her birisi ile son aşamada fikirlerini ve önerilerini almam gerekiyor.”

Görüşme ne zaman?

Görüşmenin haftaya olup olmayacağına ilişkin soruya Özel, “Çok gecikmez ama bu hafta zaten yok. Önümüzdeki hafta, ondan sonraki hafta… Sayın Erdoğan’ın da takvimine göre, özel kalemler belirlerler” yanıtını verdi.

CHP Genel Başkanı Özel’in, gündemdeki ıstakoz tartışmasına ilişkin yorumu ise şöyle oldu: “Bu bakış açısına milletimiz 31 Mart’ta bir sarı kart gösterdi. Hakem, bir futbolcuya sarı kart gösterdiğinde uyarır, ‘İkincisi de geliyor’ diyerek. Futbolcu, kusurlu hareketlerine devam ederse ikinci sarı kart geliyor dersiniz izlerken. Ben AKP’nin grup toplantısını izlerken ikinci sarı kart geliyor dedim. Türkiye’de 16 milyon emekli var. Birileri bu ülkede bir ayını 230 avro ile geçirmek zorunda kalıyor. Balkonda mektup okuyan, grupta masal okuyor. Bu 31 Mart’tan ders almamak demektir. O zaman size daha sandıkta verilecek çok ders var.”

CHP Meclis Grubu’yla kapalı çok sayıda kapalı toplantı gerçekleştireceğini kaydeden Özel, şunları kaydetti: “Bir oy ile kazanılacak bir seçimin bilincindeyiz. O bir oy için Türkiye’de gidilmedik il ve ilçe bırakmayacağız. Milletvekilliğinden geliyorum ve milletvekillerinin siyasetteki önemini biliyorum. Milletvekillerimiz ile önümüzdeki siyaseti birlikte kurup birlikte uygulayacağız.

Birileri parlamentoyu yıpratadursun, biz milletvekillerimizi siyasetin odağında görüyoruz. Grup büyük bir birlik ve bütünlük halinde önemli bir başarı elde etti. 31 Mart bizim için bir zafer değil, önemli bir görevdir. Çok büyük bir zafer için görevlendirildik. Bu görev genel seçimi kazanmaktır. Milletvekillerimizin belediye başkan olması ile boşalan illerimize özel görevlendirmelerimiz olacak. Kilis gibi illerimizde, milletvekillerinin olmadığın illerde görevlendirme olacak.”

Paylaşın

Erdoğan, Kapıyı Aralamıştı: Özel’den “Yüz Yüze Görüşme” Açıklaması

CHP Lideri Özgür Özel, “Ben Sayın Cumhurbaşkanı ile bayramda telefonlaştığımızda da söyledim. Biz Türkiye’nin ana muhalefet partisiyiz. Bu seçimlerde birinci partiyiz ama yurt dışına çıktığımızda Türkiye’nin partisiyiz” dedi ve ekledi:

“Türkiye’nin hakları, menfaatleri için birlikte çalışmak durumundayız. Bunun için önümüzdeki süreçte Sayın Erdoğan’la yüz yüze bir görüşmemiz de olacak. Orada da konuşacağız. Bizim bazı devlet geleneklerine hızla geri dönmemiz lazım.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Sosyalistler, Demokratlar ve Yeşiller (SOC) Grubu Başkanı Frank Schwabe’nin daveti üzerine geldiği Strazburg’da, AKPM oturumunda SOC Grubu’na hitap ettikten sonra bir dizi görüşme gerçekleştirdi.

Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Marija Pejcinovic Buric ile görüşen Özel, AKPM Sosyalistler, Demokratlar ve Yeşiller grup yönetimiyle de bir araya geldi. Özgür Özel ayrıca, AKPM Türkiye Delegasyonu ile bir toplantı yaptı.

Strazburg’da temaslarına devam eden Özel, AK Parti Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yüz yüze görüşeceğinin mesajını verdi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel şunları söyledi: “Ben Sayın Cumhurbaşkanı ile bayramda telefonlaştığımızda da söyledim. Biz Türkiye’nin ana muhalefet partisiyiz. Bu seçimlerde birinci partiyiz ama yurt dışına çıktığımızda Türkiye’nin partisiyiz. Türkiye’nin hakları, menfaatleri için birlikte çalışmak durumundayız. Bunun için önümüzdeki süreçte Sayın Erdoğan’la yüz yüze bir görüşmemiz de olacak. Orada da konuşacağız. Bizim bazı devlet geleneklerine hızla geri dönmemiz lazım.

Bundan 20 yıl öncesine kadar liderler talep ettiklerinde, ki önemli ziyaretlerinden önce mutlaka talep ederlerdi, Dışişleri Bakanlığı tarafından brifing verilirdi ve döndüklerinde de ziyaretlerini rapor ederlerdi Dışişleri Bakanlığı’na. Bizim bunu Türkiye Cumhuriyeti’ne hızla geri getirmemiz lazım.”

Erdoğan, görüşme için kapıyı aralamıştı

31 Mart yerel seçimlerinde tarihi bir başarı yakalayan CHP’nin Genel Başkanı Özgür Özel, seçim sonrasında yaptığı açıklamada Erdoğan ile de görüşmek istediğini söylemişti.

Dün Kabine Toplantısı’nın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Erdoğan, bir basın mensubunun “CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in sizden randevu istediği konuşuluyor. Bu talebe yanıtınız ne olur?” sorusuna “CHP’nin Genel Başkanı Sayın Özel’e kapımız açık. Ele alacağımız konu başlıklarımız çok, ziyarete geldikleri anda oturur konuşuruz” yanıtını vermişti.

Paylaşın

CHP Lideri Özgür Özel’den ‘Aşırı Sağ’ Uyarısı

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Bahar Oturumu’nda Sosyalistler, Demokratlar ve Yeşiller Grubu’nda açıklamalarda bulunan CHP Lideri Özgür Özel, Avrupa’da yükselen aşırı sağ tehlikesine dikkat çekti. 

Haber Merkezi / Aşırı sağ ideolojisi kıta Avrupası’nın pek çok yerinde güçlendiğini ve  yükselen aşırı sağ akımlar ve otoriter rejimlerin tarihin sayfaları arasına gömülen zararlı ideolojileri gün yüzüne çıkarma potansiyeline sahip olduğunu kaydeden Özgür Özel, “Bu nedenle demokratik siyaset güçlendirmeli, partiler arasındaki dayanışmayı artırmalıyız. Daha fazla güç birliği yapmalıyız” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Fransa’da, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi İlkbahar Oturumu kapsamında Sosyalistler, Demokratlar ve Yeşiller Grubu’nda konuştu. Özel, konuşmasında şunları söyledi:

“CHP olarak geçtiğimiz yıl 100’üncü kuruluş yılımızı kutladık. Avrupa’nın en köklü sosyal demokrat partilerinde biri olarak 2 hafta önce yerel seçimlerde oy oranımızı yüzde 38’e çıkarıp, 17 milyon 300 bin vatandaşımızın desteğini alarak partimizi ülkemizin birinci partisi haline getirdik. 14’ü büyükşehir olmak üzere Türkiye’nin 35 ilinde birinci parti olarak belediye başkanlıklarını kazandık.

Şu anda iktidarda olan partiden 11 il daha fazla kazanmış durumdayız. İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Mersin, Antalya, Bursa, Muğla olmak üzere hepimizin bildiği Türkiye’nin hem sanayi açısından, hem ekonomi açısından hem sizlerin en çok ziyaret ettiği 10 ilden 9’unu CHP’li belediyelerin yönetmekte olduğunu, bugün ülke nüfusunun yüzde 65’i CHP’li belediyelerden hizmet almakta olduğunu, yönettiğimiz belediyelerin ülke ekonomisinin yüzde 80’inini temsil ediyor olduğunu not etmek isterim.

Sosyal demokrat bir parti olarak toplumumuzun tüm kesimlerinden aldığımız bu büyük destekle sorumluluğumuz artmıştır. Bu sorumluluğumuzun bilinciyle sosyal demokrat değerlerden ve halkımızın ihtiyacı olan adaletli yönetimden asla taviz vermeyeceğiz.

Belirtmek isterim ki bizim öncüsü olduğumuz yeni siyasetin kadrolarında kadınlara ve gençlere çok daha fazla yer var. Partimizin yönetiminde yüzde 50 kadın var ve yönetim kademelerimizin yaş ortalaması 43’tür. Artık daha fazla kadın ve genç belediye başkanımız var. Katılımcı, bilime inanan, kolektif çalışma, halkımızın beklentilerini anlayarak ortak akılla karar alma anlayışı bize başarıyı getirdi. Bu anlayışımızı kurucusu olduğumuz Avrupa Konseyi’nin temel değerlerini yaşatma iradesinden de farklı değildir.

Kadınların şiddetten korunduğu, eşitlik ve toplumun bir parçası olduğu toplum düzeni için İstanbul Sözleşmesi’nden tarafız. Demokrasinin ve insan haklarının herkes için güvence altında olması için Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde tarafız. Emeğin, emeklinin, gençlerin, ekonomik ve sosyal hakların güvence altına alınması için Avrupa Sosyal Şartı’ndan tarafız.

Bizim tarafımız belli. Bizim kurucu kadrolarımızın gösterdiği rotadan, demokrasiden ve çağdaşlıktan tarafız. Avrupa’nın bütün ülkelerinden ilerici, sosyal demokrat, sosyalist ve çevreci yoldaşlarımızla birlikte 31 Mart günü Türkiye’de partimizin gerçekleştirdiği seçim başarısını tüm Avrupa’ya yaymak bizlerin dayanışmasından ortak mücadelesinden geçmektedir.

Bu çerçevede haziran ayı içinde Avrupa Parlamentosu seçimlerini çok önemli görüyoruz. CHP Genel Başkanı olarak bu seçimlerde ilerici, sosyal demokrat, sol siyasi partilere destek vermeye, katkı sunmaya hazır olduğumuzu buradan ifade etmek isterim. Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde yaşayan Türk seçmenlerin daha adil bir Avrupa’yı hedefleyen partilere yöneleceğine inanıyorum. Bunu bir davet olarak ifade ediyorum. Balkan coğrafyasından komşumuz ve Avrupa’nın en genç ülkesi olan Kosova’nın bu topraklarda Avrupa Konseyi üyeliğinin onaylanmış olmasından da büyük bir memnuniyet duyduğumun altını çizmek isterim.

Ülkemiz 1959’da çıktığı Avrupa Birliği yolculuğunun 65’inci yılında halen tam üye statüsünü alamamıştır. Bu süreçte her iki tarafın eksik ve hataları nedeniyle ülkemizin tam üyelik hedefi gerçekleşememiştir. Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği konusunda, Avrupa Birliği’ndeki yoldaşlarımızın desteği önem taşımaktadır. AB tam üyeliği parti olarak bizim de halkımızın da temel hedefidir. Bu kurucumuzun bize gösterdiği rotadır. Biz Avrupa’nın bir parçasıyız. Türkiye’nin birinci partisi olarak ülkemizin AB üyeliği için katkı sunmaya, diplomatik girişimlerde bulunmaya, Avrupalı dostlarımızı ikna etme konusunda öncülük yapmaya hazırız.

Değerli yoldaşlarım, dünyamız bir değişim ve dönüşüm sürecinden geçmektedir. Artık karşılaştığımız sorunlar sınırlarımızı aşan, çözümü hep birlikte çalışmamız gereken küresel meselelerdir. Birbirine derinden bağlı olan bu sorunlar silsilesi halkımızın ekonomik, sosyal koşullarını ve demokrasilerimizi tehdit etmektedir. Kurulu ekonomik düzenden hak ettiğini alamayan, kendini geride bırakılmış hisseden, gelir adaletsizliği yaşayan kitleleri radikal söylemlerle kendine çeken aşırı sağ ideoloji kıta Avrupa’sının pek çok bölgesinde güçlenmektedir.

Aşırı sağ akımlar ve otoriter rejimler tarihin sayfaları arasına gömdüğümüz zararlı ideolojileri tekrar gün yüzüne çıkarma potansiyeline sahiptir. İşte biz Türkiye’de bu çoklu krize ortak sorunlara çare üretecek yeni siyasetin önemli ve güçlü adımlarını attık. Bu nedenle demokratik siyaseti güçlendirmeli. Yükselen otoriterliğe karşı partilerimiz arasındaki dayanışmayı artırmalıyız. Demokrasiye inanlar, yeni bir ekonomik düzeni kurma iradesi taşıyanlar olarak daha fazla güç birliği yapmalıyız.”

Neoliberal ekonomik düzenin yerine geçecek yeni bir düzen ile katılımcı, demokratik, eşit temsile dayalı bir yönetim anlayışı ortak ihtiyacımızdır. Ne küresel, ne ulusal alanda gelir adaleti sağlanamadığı gibi aksine her krizle gelir dağılımı daha bozulmuştur. Hemen her yerde en üst yüzde 1’lik grubun geliri artmıştır. Maalesef gelir eşitsizliği sürdürülemez boyutlara ulaşmıştır. Bu durum hem ulusal, hem küresel ölçekte gerilimini besleyen bir unsun olarak öne çıkmaktadır. Bu konuda bizlere daha çok görev düşmektedir. Ancak bu şekilde işçilerin, çiftçilerin, dar gelirlilerin, güvencesiz bırakılan kesimlerin sorunlarına çözüm üretebiliriz.

Yaşadığımız son birkaç yıl bize savaş ve çatışmanın hala insanlık için en önemli risklerden biri olduğunu ne yazık ki gösterdi. 7 Ekim 2023’te Hamas’ın gerçekleştirdiği saldırı sonrasında İsrail’in Gazze’de yürüttüğü operasyonlarda şu an itibariyle 33 binden fazla insan hayatını kaybetmiştir. Bunun önemli bir kısmı kadın ve çocuklardan oluşmaktadır. Gazze’de bu insani dram sürerken hafta sonu İsrail ve İran arasında tırmanan gerilimi endişe ile takip ettik.

“1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devleti”

Geçtiğimiz kasım ayında uluslararası bir barış çağrısında bulunmuştum. Almanya’da kardeş partimiz SPD kongresinde, Genel Başkan Yardımcılığına seçildiğim Sosyalist Enternasyonal’in Madrid zirvesinde, Bükreş’teki Avrupa Sosyalist Partisi liderler zirvesinde, bu konuda bizlere büyük bir sorumluluk düştüğünü vurgulamıştım. Bu gerilimin sadece Ortadoğu coğrafyasında değil Avrupa ve dünyada büyük kaygıları tetiklediğinin bilincindeyim. Ortadoğu’da tansiyon bu denli yükselmişken partimize düşen görev bu gerilimi düşürecek her türlü çabanın öncüsü olmaktır.

Bu konuda kardeş partilerimizle dayanışma içinde her türlü girişime hazır olduğumuzu ifade etmek isterim. Çünkü bilinmelidir ki Gazze’de kalıcı ateşkes sağlanmadan ülkeler arasında yükselen gerilim dinmeyecek, bu tehdit tüm Avrupa’da, tüm dünyada hissedilmeye devam edecektir. Sorunun kalıcı çözümü için Birleşmiş Milletlerin 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletinin kurulması erişilecek iki devletli oluşuma ihtiyaç olduğunu vurgulamak isterim.

Doğrudan sivilleri hedef alan saldırıların devamına göz yumulması ve bazı ülkelerin tutumları insan hakları gibi temel değerlerin zeminini yok ettiğini bir kez daha üzülerek vurgulamak durumundayım. Biz ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yurtta barış, dünyada barış sözünden hareketle daima barışın sözcüsü, haklının ve mazlumun savunucusu olmaya devam edeceğiz.

Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuş bir partinin lideri olarak köklü bir geleneğin ve önemli bir misyonun temsilcisiyim. Bu misyonun hedefi çağdaş bir toplum, gelişmiş ve adaletli bir ekonomik düzen oluşturmaktır. Yönetimde aklı ve bilimi hakim kılmak, saygın, barışçıl, maceracılıktan uzak bir dış politika ile hem ülkemizde, hem Avrupa’da hem de dünyaya katkı sağlayacak bir mücadeleyi yürütmek durumundayız.

Ülkemizde girdiğimiz son seçimlerden aldığımız güçle Avrupa’daki kardeş partilerimizle yürüteceğimiz sıkı dayanışma ile hedeflerini gerçekleştireceğimiz daha adil ve daha eşit toplumlar oluşturacağımız konusunda umutluyum. Geçtiğimiz dönemde Azerbaycan ile aramızda yaşanan oylamasına dahil olmadığımız ama doğurduğu sonuçlar açısından da üzüntü duyduğumuz sürecin hızla onarılması gerektiğini düşünüyorum.

Konseyin ortak değerlerinin sonuna kadar savunucusuyuz. Ancak Azerbaycan ile yaşanan süreç bugüne kadar verdiği sonuçlar açısından her iki taraf açısından da öğreticidir. Bundan sonra ilişkilerin yeniden tesisi noktasında üzerimize düşecek her türlü katkıyı yapmak üzere bizim için çok önemli bir ülke olan Azerbaycan ile konsey arasında her türlü sorumluluğu almaya hazır olduğumuzu da ifade etmek isterim.

Avrupalı demokratlar olarak bütün krizleri üstesinden gelebilecek güçlü iradeye sahibiz. Daha demokratik, daha müreffeh, daha güvenli bir Avrupa, bu ailenin her ferdinin daha insan hakları temelinde, daha güçlü bir sosyal devleti mümkün kılmaktadır. İşte bu nedenle dayanışma içinde olmalıyız. Biz hem Türkiye’de hem Avrupa’da söz ettiğim ilkelerin kurucu iradesi olduk.

Bundan böyle de bu ilke ve değerleri tüm yurttaşlar için geçerli kılacak bir siyasetin öncüsü olmaya devam edeceğiz. Daha güzel yarınları hep birlikte inşa edeceğimize olan inancımla sizleri selamlıyorum. İyi ki varsınız. Bundan sonra hep birlikte büyük başarıları elde etmeyi düşünüyor, saygılar sunuyorum.”

Paylaşın

Özel’den Filistin İçin “Deniz Gezmiş” Mesajı

Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Lideri Özgür Özel, “Dün Filistin’de olacaktım ama hafta sonu yaşanan saldırılardan sonra hava sahalarının kapatılması ziyaretimizi ertelememize neden oldu. En kısa zamanda Filistin’e giderek, 33 bin kaybın dünyaya duyurulmasını sağlayacağız” dedi ve ekledi:

“Bize düşen Bülent Ecevit’in Arafat’la kurduğu ilişki ve Deniz Gezmiş’in Filistin davasına sahip çıkmaktır… Yarın grubumuzdan 6 arkadaşımızın da görevli olduğu Avrupa Karma Parlamento Meclisi’nde bir konuşma yapacağım. Konuşmamın özünde Filistin’de yaşananlar ve İsrail’in mezalimi olacak.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, 31 Mart Yerel Seçimleri’nin ardından ilk kez partisinin grup toplantısında konuştu. Özel’in açıklamalarından başlıklar şöyle:

“Bugün tarihi bir toplantı gerçekleştiriyoruz. Bu mutluluğu elbette çok kişiye borçluyuz saya saya bitmez. Baba ocağının bacasını tüttürenlere selam olsun… Cumhuriyet Hak Partisi olarak bize oy veren kimseyi pişman etmeyeceğimize söz veriyoruz.

Sayın Grup Başkanvekilim kendisine ulaşan notlar çerçevesinde burada olanları selamladı. Ben burada olmayan ve bundan sonra da burada olmayacak olan 4 kişiyi selamlamak istiyorum… Afyonkarahisar milletvekilimiz ve önceki dönem Grup Başkanvekilimiz Burcu Köksal, Adıyaman milletvekilimiz Abdurrahman Tutdere, Kastamonu milletvekilimiz Hasan Baltacı ve Kırıkkale milletvekilimiz Ahmet Önal.

İllerinde tek milletvekiliydiler, kimi 1 dönem kimi 4 dönemdir bu görevi yaptı. O ilin sesini Türkiye’ye duyurdu. Ve her birisi her iki kişiden birinin oyunu alarak kendilerine verdiğimiz görevi hakkıyla yerine getirerek bu gruptan ayrıldılar ama o illerin belediye başkanı oldular.

Bir de birini yolladık gitti çalıştı, 10 ay önce yüzde 20 olan oyu 38 yaptı, bütün Türkiye’nin gözlerini yaşattı. İsmet Paşanın gözlerini yaşarttı, Özal’ı sevenlerden de oy aldı. Milliyetçileri ayırmadı, Malatya ittifakını kurdu. Malatya’nın evladı Veli Ağbaba’ya teşekkür ediyorum.

İran – İsrail gerilimi

Ortadoğu 7 Ekim’den bu yana zor günler yaşıyor. İsrail ile İran arasındaki gerilimi takip ediyoruz. Bu süreçte tarafların gerginliği artıracak adımlardan uzak durması gerektiğini yineliyorum. Etrafımız ateş çemberine dönüşmüşken ülkemiz tansiyonu düşürecek her çabanın öncüsü olmalıdır. Gazze’de ateşkes sağlanmadan gerilimin engellenmesi mümkün değildir.

Dün Filistin’de olacaktım ama hafta sonu yaşanan saldırılardan sonra hava sahalarının kapatılması ziyaretimizi ertelememize neden oldu. En kısa zamanda Filistin’e giderek, 33 bin kaybın dünyaya duyurulmasını sağlayacağız. Bize düşen Bülent Ecevit’in Arafat’la kurduğu ilişki ve Deniz Gezmiş’in Filistin davasına sahip çıkmaktır.

Yarın grubumuzdan 6 arkadaşımızın da görevli olduğu Avrupa Karma Parlamento Meclisi’nde bir konuşma yapacağım. Konuşmamın özünde Filistin’de yaşananlar ve İsrail’in mezalimi olacak.

Böyle meselelerde yıllardır, kimin sorumluluğu varsa sonuna kadar soruşturulmasını savunduk, savunmaya da devam edeceğiz. Kusuru olan kim varsa gözünün yaşına bakılmasın. Kendi iç denetim mekanizmalarımızı da işletiyoruz. Adaletin tecelli edeceği yer hukuktur. Ancak bugün Antalya’da büyük bir hukuksuzluk, vicdansızlıkla karşı karşıyayız.

2017’de, AK Parti döneminde inşa edilmiş bir teleferik. Hattın yönetimi bakanlık tarafından kabul edilen sertifikalı bir şirkete yaptırılmış. Rekor bir oy oyla Kepez Belediye Başkanı seçilen Mesut Kocagöz, teleferiği denetleyen şirketten ayrıldıktan sonra 3 kez daha denetim yapıldığı ortadayken tutukluluk gibi bir tedbire başvuranlar Allah’tan korksun.

Soma’dan İliç’e ne facialar yaşandı, 1 kamu görevlisi bile yargılanmadı. 22 yıllık iktidarlarında 1 kişiyi dahi yargılamayanlar suçu Mesut Kocagöz’e yıkmaya çalışıyor, günah keçisi ilan etmeye çalışıyor. Buna izin vermeyeceğim.

Hatay seçimleri

Hatay’ın iradesine sahip çıkmak üzere YSK’ye tam kanunsuzluk başvurusunu bizzat ben yaptım. Eğer geçen 31 Mart seçimi AK Parti’nin o başvurusuna rağmen yenilendiyse bizim başvurumuz üzerine en az 8 kez yenilenmesi gerekir. 108 seçmen hakkındaki kısıtlılık kararına rağmen oy kullandı, 3389 seçmen ölmüş olduğu halde yerine oy kullanıldı.

Reyhanlı ve Kumlu ilçelerinde belediye meclis üyesi adayları ilçe seçim kurulu üyesi olmuş, itirazları reddetmiş, içlerinden bir tanesi kendi mazbatasını imzalamıştır. Bu tam kanunsuzluk haline susacak olanlar, Hatay’da 1 sandığı bile yeniden saydırmayanlar, bu itirazları reddedenler bu tam kanunsuzluğun daniskasına bakalım ne diyecekler. Bu işin peşini bırakmayacağız. Hatay bizim kişisel meselemiz, milli meselemizdir.

Her birimiz şu sorumluluğu omuzlarımızda hissetmeliyiz; CHP bir çağrıda bulundu; siyasi partilerle ittifak yapamadık ancak ittifakı milletin vicdanında sandıkta yapmaya çağırdık. Renklerini ay yıldızlı al bayrağımızdan adını ülkemizden alan Türkiye İttifakıyla kimseyi ayırmadan kimseyi ötekileştirmeden bir büyük ittifakı sağladık. Baba ocağına zor günde bizlere güvenen demokratlar, iyi insanlar, Kürt demokratlar da geldi.

Kimseyi ayırmayacağız, bize oy veren kimseyi pişman etmeyeceğiz. Birinci parti olmanın sorumluluğuyla hakkı yenmiş kim varsa onun arkasında, yanında değil, önünde olacağız.

Biz belediyeleri birileri gibi çocuklarımızı işe sokmak için değil, biz birileri gibi millet açlıktan kıvranırken ıstakoz yiyenler gibi ihaleleri yandaşlara dağıtmak için değil, biz belediyeleri temiz yöneterek ve Türkiye’yi de nasıl yöneteceğimizi göstermek ve Cumhuriyet’in ikinci yüzyılının ilk genel seçiminde Atatürk’ün partisini iktidar yapmak için aldık. Kalkın, Türkiye’yi kucaklayın.”

Paylaşın

Çiftçinin Kredi Borcu Bir Yılda Yüzde 75 Arttı

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “2023 yılının şubat ayında tarım sektörünün bankalara olan borcu 363 milyar 395 milyon TL iken, 2024 yılının aynı ayında bu rakam yüzde 75 artarak 637 milyar 438 milyon TL’ye yükseldi. Tarım sektörünün takipteki kredi tutarı ise 2 milyar 262 milyon TL olarak gerçekleşti” dedi.

Ömer Fethi Gürer, “Çiftçiye 2024 yılında toplam 91.1 milyar destek verilmesi beklenirken sadece çiftçinin kullandığı mazottan 43.6 milyar vergi alınacak. Ayrıca çiftçiye verilecek mazot desteğinin yaklaşık 3 katı çiftçiden vergi olarak geri alınmış olacak” ifadelerini kullandı.

Birgün’de yer alan habere göre; Tarım ve hayvancılıkta kendi kendine yeten ülke konumundaki Türkiye, AKP iktidarında yanlış politika ve tercihler nedeniyle dışa bağımlı bir ülke konuma düştü. Kontrolsüz ithalat nedeniyle zarar eden yerli üreticilerin büyük bir bölümü üretimden çekildi.

Üretimde kalmayan çalışanlar ise yüksek girdi maliyetleri altında eziliyor. Borçlanarak üretim yapmaya çalışan çiftçilerin kredi borcu son bir yılda yüzde 75 artarak 637,4 milyar TL’ye kadar yükseldi.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verileri Türkiye’nin bir çok alanda kendine yeterli üretimi yapamadığını ortaya koyuyor. Türkiye, tarımsal ürünlerde meyve ve sebzede kendine yeterli üretim yaparken yağlı tohum, bakliyat gibi ürün gruplarında kendine yeterli üretimi yapamıyor. Yağlı tohumlardan soya da Türkiye ihtiyacının ancak yüzde 5,2’si kadar üretiyor. Kalan yüzde 94,8’lik kısmı dışarıdan ithalatla karşılıyor.

Kolzade (kanola) kendine yeterlilik oranı yüzde 47,9 olurken daha önce yüzde 60’ın üzerinde olan ayçiçeğinde kendine yeterlilik oranı yüzde 51,3’e geriledi. Türkiye’nin kendine yeterli olamadığı ürünler arsında yüzde 60,2 yeterlilik derecesi ile yeşil mercimek, yüzde 74,3 ile pirinç, yüzde 85,8 ile mısır, yüzde 85,9 ile kırmızı mercimek var. Arpada kendine yeterlilik yüzde 90, kuru fasulyede yüzde 91,4 olarak gerçekleşti.

TÜİK verileri hayvancılık alanında da üretimin giderek gerilediğini gösteriyor. TÜİK verilerine göre, 2023 yılı büyükbaş hayvan sayısı bir önceki yıla göre yüzde 2,6 azalarak 16 milyon 583 bin olurken, küçükbaş hayvan sayısı ise bir önceki yıla göre yüzde 6,9 azalarak 52 milyon 362 bin oldu.

Sektör temsilcilerine göre özellikle 2015 yılı sonrası artan kontrolsüz ithalat üretim dengelerini bozdu. İthalat yerli üretici zarar etmesine sebep verdi ve kırsaldaki üretim rekabet edemeyince yerli üretici üretimden çıktı. Küçük aile işletmeleri azaldı ve farklı iş kollarına yönelen yerli üretici, artan maliyetler nedeniyle üretime geri dönmek istemiyor. Üretimin azalması gıda enflasyonu konusunda Türkiye’yi dünyadan ayrıştırıyor.  Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilere göre dünya çapında gıda fiyatları mart ayında yıllık yüzde 7,7 geriledi. Aynı dönemde Türkiye’de yıllık gıda enflasyonu ise yüzde 70,5 olarak kaydedildi.

Yüksek maliyetlerden dert yanan besiciler, çözüm bulunmadığı taktirde hayvancılığın bitme tehlikesiyle karşı karşıya kalacağını belirtiyor. Besicilerin önemli girdi kalemlerinden yem fiyatlarındaki artış dikkat çekiyor. Sığır besi yemi 2024 yılında standart pelet yüzde 12,90 artışla 4 bin 465 TL, çuval fiyatı 223,27 TL; kuzu büyütme yemi pelet 5 kilogaram 444,50 TL, 1-2 aylık kuzu yemi 640 TL, koyun- keçi süt yemi 595 TL’ye kadar çıkmış durumda. Elazığ’da 30 yıldır küçükbaş hayvan besiciliği yapan Burhan Ayın, özellikle son iki yıldır kâr elde edilemediğine dikkat çekti.

Ayın, “Bu sene için yem fiyatları yüksek. Sadece o da değil, çoban aylıkları, ilaçlar ve ot fiyatları da yüksek. Fiyatlar geçen seneye göre yüzde 200-300 oranında artmış durumda. Maliyetlerden dolayı sayıyı çoğaltamıyor her defasında azaltıyoruz.  Bölgede hayvan kalmadı. Yem fiyatlarının yüksek olması ve göçten dolayı insanlar hayvanlarını sattı. Eskiden bu köyde 10 bin küçükbaş hayvan vardı şuan köydeki 12 kişinin kısıtlı sayıda hayvanı kaldı” ifadelerini kullandı.

CHP’li Gürer: Çiftçinin kredi borcu katlandı 

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, tarım sektörünün kredi borçlarının bir yılda yüzde 75 arttığını ve çiftçilerin borçlanarak üretim yapmaya çalıştığını vurguladı. Gürer ayrıca tarımsal desteklemelerin yetersiz olduğunu, yaptığı mazot hesabıyla ortaya koydu.

Gürer, “2023 yılının şubat ayında tarım sektörünün bankalara olan borcu 363 milyar 395 milyon TL iken, 2024 yılının aynı ayında bu rakam yüzde 75 artarak 637 milyar 438 milyon TL’ye yükseldi. Tarım sektörünün takipteki kredi tutarı ise 2 milyar 262 milyon TL olarak gerçekleşti” şeklinde konuştu. Çiftçilerin üretimde kalmak için yüksek faizlere karşın borçlanmaya gittiğini belirten Gürer, beklediği geliri alamayan üreticilerin çıkmaza girerek üretimden uzaklaştığını vurguladı.

Gürer, iktidarın çiftçilere destek politikalarını mazot desteği üzerinden verdiği somut bir örnekle eleştirdi. Gürer, “Çiftçiye 2024 yılında toplam 91.1 milyar destek verilmesi beklenirken sadece çiftçinin kullandığı mazottan 43.6 milyar vergi alınacak. Ayrıca çiftçiye verilecek mazot desteğinin yaklaşık 3 katı çiftçiden vergi olarak geri alınmış olacak” diye konuştu.

Paylaşın

CHP’nin Yeni Dönem Stratejisi: Hedef Yeni Seçmen

31 Mart Pazar günü yapılan yerel seçimlerde büyük bir başarıya imza atarak, seçimlerden birinci parti çıkan Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) yeni dönemin stratejisi de belli oldu.

Yeni döneme ilişkin değerlendirmelerde bulunan parti kurmayları, “Birinci parti tavrında olacağız. Makamlara da saygı göstereceğiz. Eleştirimizi yine en sert şekilde yapacağız ama kutuplaştırma da yapmayacağız” yorumunu yaptılar.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Sabah gazetesine verdiği röportajda yeni dönemde izleyecekleri yol haritasına ilişkin açıklamalarda bulundu. Son seçimlerden sonra artık Türkiye’nin birinci partisinin genel başkanı olduğunu söyleyen Özel, bu nedenle Erdoğan ile kapalı bir iletişim sürdürmeyeceğini belirtti. Erdoğan’la görüşmeye açık olacağına da dikkat çeken Özel, “Eskisi gibi ‘Ben senin yanına gelmem’ yok. Tercih ederim ki Çankaya Köşkü’nde buluşalım. Kendisinden randevu isteyeceğim. Verirse orada görüşeceğim. Bu ülkenin meselelerini çözeceğiz” dedi.

Cumhuriyet Gazetesi’nden Sarp Sağkal’ın aktardığına göre, CHP’nin yeni dönemdeki iletişim stratejisini anlatan parti kurmayları, Özel’in iktidara yakınlığıyla bilinen Sabah gazetesine konuşmasının ve gazetenin birinci sayfasında geniş bir yer bulmasının bile yeni döneme örnek olabileceğini söyledi.

Partinin eleştirilerinden geri adım atmayacağını vurgulayan kurmaylar, bunu yaparken seslerini kendilerine oy vermeyen yurttaşlara da duyurarak yapmak istediklerini belirtti. Bunun için de iletişim kanallarını sürekli açık tutmaları gerektiğini söyleyen partililer, “Ülkenin sorunlarını çözmek için gerektiğinde iktidarla da konuşacağız. Biz artık son seçimle Türkiye’nin birinci partisi olarak devleti yönetmeye talibiz. O yüzden makamlara da saygı göstereceğiz. Son seçimde olduğu gibi bakanlar, devleti siyasi parti aygıtı gibi kullanmaya kalktığında da en sert eleştirimizi yapacağız. İktidarın her dediğine tabi olmaktan söz etmiyoruz” yorumunu yaptı.

Erdoğan’sız sabah

İktidara yakın Sabah gazetesi, dün CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i manşete taşıdı. Gazetenin AKP veya Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la doğrudan ilgili bir habere yer verilmeyen birinci sayfasında Yavuz Donat’ın CHP lideri Özel’le yaptığı röportaj geniş yer aldı.

Paylaşın

CHP’nin Kazandığı İlçeye Kayyum Atandı

31 Mart Pazar günü yapılan yerel seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) önde tamamladığı ancak seçimlerin iptal edildiği Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesine kayyum atandı.

Valilikten konuya ilişkin yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “31 Mart 2024 tarihinde ilimiz Pınarbaşı ilçesinde yapılan Mahalli İdareler Genel Seçimleri, Yüksek Seçim Kurulu tarafından iptal edilerek 02 Haziran 2024 tarihinde yenilenmesine karar verilmiştir.

Pınarbaşı Belediye Başkanlığına, seçimlerin yenileneceği tarih olan 02 Haziran 2024 tarihine kadar Valilik Makamının oluru ile Kayseri Vali Yardımcısı Ömer Tekeş görevlendirilmiştir.”

CHP’nin, Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesinde Mahalli İdareler Genel Seçimleri’nin tekrarlanması kararına itirazı, İl Seçim Kurulu’nca reddedildi.

Kayseri Pınarbaşı’nda CHP’li adayın kazandığı seçim sonrasında MHP’li yetkililer, mühürsüz oy torbaları kullanıldığı iddiasıyla seçimin iptal edilmesi için Pınarbaşı İlçe Seçim Kurulu’na başvurdu. Kurul, seçimlerin yenilenmesine karar verdi. CHP seçimlerin yenilenmesi kararına itiraz etti ancak kabul edilmedi.

İlçedeki seçmen 2 Haziran’da yeniden sandığa gidecek.

Paylaşın

31 Mart Yerel Seçimlerinde CHP’yi Şaşırtan 3 İl

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 31 Mart yerel seçimlerinde 14 büyükşehir, 21 il belediyesi, 337 ilçe ve 61 belde belediye başkanlığı olmak üzere toplamda 433 belediye kazandı.

Gazete Duvar’da yer alan habere göre; CHP’nin 31 Mart yerel seçimlerinde aldığı sonuç “tarihi bir başarı” olarak nitelendirildi. İstanbul ve Ankara’nın açık ara farkla alınmasının yanı sıra birçok büyükşehir ve il de CHP’ye geçti. CHP’li yetkililer seçim öncesi Bursa, Balıkesir, Manisa’nın potada olduğunu, Afyon, Uşak, Kastamonu gibi birçok ili kazanmanın sürpriz olmayacağını söylüyordu.

Sonuçlar da hem sahada tutulan nabzı hem de anketleri doğruladı. CHP için sürpriz olan iller ise aday belirleme ve kampanya sürecinde kimi sıkıntılar yaşanan Edirne, Artvin ve Bartın oldu. 2019 seçimlerinde CHP’nin kazandığı bu illerde anketler olumsuz sonuçlar veriyor, ciddi risk bulunduğu söyleniyordu. Bu nedenle kampanya sürecinde bu kentlerdeki çalışmalara ayrıca özen gösterildi. Böylece korkulan olmadı.

CHP 31 Mart yerel seçimlerinde 14 büyükşehir, 21 il belediyesi, 337 ilçe ve 61 belde belediye başkanlığı olmak üzere toplamda 433 belediye kazandı. Yeni büyükşehir, il ve ilçe belediye başkanları 21 Nisan’da Ankara’da bir araya gelecek. Yapılacak toplantıda seçim sonuçlarının değerlendirilmesi, 5 yıllık görev süresince yapılacak çalışmalarda belirli ilkeler çerçevesinde eşgüdüm içinde, deneyim aktarımını da içeren ortak bir hizmet anlayışının belirlenmesi bekleniyor.

CHP’nin bayramdan sonraki hafta önemli bir gündem maddesi de grup başkanvekilliği seçimi olacak. Afyon Milletvekili Burcu Köksal’ın belediye başkanı olmasının ardından boşalan grup başkanvekilliği koltuğu için yapılacak seçimde yine bir kadın milletvekilinin bu görevi üstlenmesi isteniyor. Parti grubunda da bu yönde bir tutum alınması durumunda 18 Nisan’da yapılacak kapalı grup toplantısında aday olacak kadın milletvekilleri arasından yeni grup başkanvekili seçilecek.

“En az 2 yıl erken seçim tartışmaları olmaz”

31 Mart 2024 yerel seçimlerinde ülke genelinde yüzde 37,7 oy alan CHP, AK Parti’yi 22 yıldır oturduğu “birinci parti” koltuğundan indirdi. Bu sonucun erken seçim tartışmasını tetikleyeceği yorumları yapılırken CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Ben bir erken seçim çağrısı yapmıyorum. 10 ay önce altı parti yüzde 25 oy aldık. ‘Tek başına yüzde 38 benim oyum’ dersek bu kibir olur. Türkiye ittifakının oyu içinde AK Partilisi de var, MHP’lisi de var, DEM’lisi de var. Seçimi kazandıktan sonra ‘Bu güvensizlik oyudur, erken seçime gir’ dersem bana itimat eden AK Partili ve MHP’lilere haksızlık yapmış olurum” dedi.

Özel’in sözleri farklı siyasi yorumlara hatta eleştirilere yol açsa da 14 Mayıs seçimlerinde ilk kez seçilip milletvekili olmaya hak kazanmış yüzlerce vekil tarafından olumlu karşılandı. Çünkü milletvekillerinin milletvekili özlük haklarıyla emekliliği kazanmaları için 2 yıl görev yapmaları gerekiyor. Bu nedenle Meclis kulislerinde erken seçim tartışması olacaksa bunun en az 2 yıl, yani 2025 mayıs ayından önce yapılmayacağı konuşuluyor.

Paylaşın

CHP Lideri Özel: Erdoğan’ın Sertliğe Devam Edeceğini Görüyoruz

CHP Lideri Özgür Özel, Erdoğan’ın seçim sonrası yaptığı balkon konuşmasında verdiği mesajlara ilişkin, “Balkon konuşması stratejik olarak doğruydu. Ama Tayyip Erdoğan’ın içselleştirdiği bir konuşma olmadığı açığa çıkıyor” dedi ve ekledi:

“Dünyadaki bütün sert otoriter liderler, böyle durumlarda sertleşmeyi tercih ederler. Yumuşamanın kendilerine zarar vereceğini düşünürler. Ve Erdoğan’ın stratejik olarak sertliğe devam edeceğini görüyoruz. O günkü söylemi siyaseten kendisi açısından ve ülke açısından doğruydu ama şimdi samimi olmadığını görüyoruz. Samimi olsa böyle davranmaz.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Cumhuriyet’e verdiği röportajda seçim sonuçlarını değerlendirdi.

Partisinin belediye yeni belediye başkanı kazandığı şehirler için “İllerden hiçbiri sürpriz değil ama oranlar çok sürpriz” diyen Özel, “Biz ankette Kilis’in gelmekte olduğunu gördük ama 12 puan farkla kazandık. Bursa, Balıkesir, Manisa, Denizli’yi kazanacağımızı söylüyorduk ama oranlara şaşırdık. Hepsini bekliyorduk. ‘Kastamonu da, Kırıkkale de Adıyaman da gelecek’ dedim. Ama tabii bunların bir kısmı gelir, bir kısmı gelmez. Hepsinin birden gelmesi çok iyi oldu tabii. Biz Bursa, Balıkesir, Denizli, Manisa için ‘İkisi kesin gelir.

Büyük ihtimalle üçü gelir. Dördü de gelse şaşırmam’ dedim mesela. O nedenle gelmesine şaşırdığım il yok. Çünkü hepsini gördük. Ama hepsinin birden çok yüksek oranlarda gelmesine memnun oldum. Hangi seçim çevresindeki sonuca üzüldüğümü soracak olursanız, gösterdiği mücadele ve partimizin oyunu büyük oranlarda artırmış olmasına rağmen Veli Ağbaba’nın seçimi kazanamamasına üzüldüğümü belirtmem lazım” diye konuştu.

“Seçmen bize ‘Değişmezseniz oy yok, 6 parti bir araya da gelseniz 25 veriyorum’ dedi. Oysa ki tek başımıza 38 aldık. AK Parti’ye de ‘Kötüye gidiyorsun’ dedi. Onlar kötüye gidişi görmediler” diyen Özel, “Mavi, gri, beyaz yakalı bütün emekçiler. Herkes bağırıyor. O, bu sesteki mesajı almadı, duymadı, gelmekte olanı görmedi. ‘Beni kimse geçmedi, Özgür Efendi de geçemez’ diyordu. Seçmenin verdiği mesaja kulağını tıkayan kaybetti, kulağını açan kazandı” ifadelerini kullandı.

Özel, “Değişim hareketinin etkisi oldu mu?” sorusuna ise şu yanıtı verdi: “Seçimdeki en büyük avantaj şuydu: Değişmeyen partilerle değişmiş olan bir parti yarıştı. Bu sadece lider değişikliği değil. MYK’sı 43 yaşında bir parti. Yarısı kadın olan bir parti. Bir sene önce yaş ortalaması bundan 15 yaş fazla olan ve 3 kadının olduğu bir partiden yarısının yöneticilerinin kadın olduğu bir parti.

İzmir’de 3 küçük ilçeyi yönetirken 9 kadının olduğu bir parti, Çankaya’da, Tuzla’da 31 yaşında gençlik kolları başkanlığından gelen arkadaşların olduğu bir parti. Yani bakıyor, 30 yaşında belediye başkan adayı var. Bir sürü kadın, genç var. Değişmiş ile değişmemişlerin yarışı. İnsanlar değişim umuduna oy verirler. Çünkü hallerinden memnun değiller. Bir tarafta değişimi konuşan ve yaşayan bir parti, diğer tarafta 22 yıldır değişmeyen bir parti var.”

“Milletvekillerinden CHP’ye geçiş bekliyor musunuz?” sorusina, “Gelmek isteyenler vardı. Seçim üstü kimseyi kırmamak için hep durdurduk. Şimdi gelmek isteyenler yine olacaktır. Değerlendireceğiz ama sonuçta gelenler olacak diye görüyorum” şeklinde yanıt veren Özel, ittifaklar için ise şu değerlendirmeyi yaptı:

“Klasik ittifaklar çöktü. Yeni bir ittifak süreci başladı. Biz millet ittifakını zaten bir araya getiremedik. Cumhur İttifakı, bir arada oldukları halde kaybetti. Demek ki 2018-2019 modeli ittifak işi artık işlemiyor. Artık sandıkta ittifak işliyor.”

“Erdoğan’ın stratejik olarak sertliğe devam edeceğini görüyoruz”

Özel, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim sonrası yaptığı balkon konuşmasında verdiği mesajlar ise şöyle yorumladı:

“Balkon konuşması stratejik olarak doğruydu. Ama Tayyip Erdoğan’ın içselleştirdiği bir konuşma olmadığı açığa çıkıyor. Dünyadaki bütün sert otoriter liderler, böyle durumlarda sertleşmeyi tercih ederler. Yumuşamanın kendilerine zarar vereceğini düşünürler. Ve Erdoğan’ın stratejik olarak sertliğe devam edeceğini görüyoruz. O günkü söylemi siyaseten kendisi açısından ve ülke açısından doğruydu ama şimdi samimi olmadığını görüyoruz. Samimi olsa böyle davranmaz.”

Özel, “CHP yakın vadede ne yapacak?” sorusuna şu yanıtı verdi: “En kısa vadede 1 Mayıs var. 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanması önemli. İşçilerin iradesinin arkasında duracağız. Bir çatışmadan bahsetmiyorum ama 1 Mayıs’ta Taksim’de olunması, özgürce kutlanması gerekiyor. İlk kritik tarih 1 Mayıs. Seçim sonrası AK Parti çok sert bir ekonomik program yapacak.

Biz ne memuru ne de emekliyi onlara ezdiririz. Çok büyük bir mücadele vereceğiz. Çok büyük bir emekli mitingi yapacağız. Temmuz beklenmeden emekliye iyileştirme yapılmasını istiyoruz. Temmuzda asgari ücret kaç paraysa en düşük emekli maaşının o kadar olması lazım. Biz temmuz zammının yüzdesini merak etmiyoruz. Emekli maaşını bir asgari ücret yapmadan durmayacağız.”

Party of European Socialists (PES) toplantısı için cumartesi günü Romanya’ya gideceğini aktaran Özel, şunları söyledi: “‘Avrupa’da CHP, en çok belediyeye sahip sosyal demokrat partilerden biri oldu. Bu, bütün Avrupa soluna umuttur’ diyorlar. Avrupa solunun umudu olan bir fotoğrafı çektirmeye gidiyoruz ve fotoğrafın ortasında biz varız.

Dünyada da sol için çok çok önemli bir hamle bu. Çünkü Avrupa’da ve dünyada solun çok gerilediği bir yerde çok ileri bir hamle. 10 ay içinde oyları yüzde 50’den fazla arttıran bir sol parti. Böyle bir şey siyaset tarihinde yaşanan bir şey değil.”

Röportajın tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın