Burdur: Susuz Han

Susuz Han; Burdur’un Bucak İlçesi, Susuz Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Bucak İlçe Merkezi’ne 10 km mesafededir. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Anadolu Selçuklu Sultanı II. Gıyaseddin Keyhusrev döneminde (1237-1246) yapılmıştır. Susuz Han’ın sadece kapalı mekanı günümüze kadar korunarak gelebilmiştir. Taç kapının bulunduğu batı cephesi üzerinde kalan duvar ve tonoz izlerinden batı kesiminde bir avlusu olduğu anlaşılmaktadır.

Hanın kapalı kısmı doğu-batı yönlü bir orta sahın ile bu sahnı enine dik kesen beş sahınlı bir yapı olarak planlanmıştır. Binanın merkezinde, orta sahnın tonozu üzerinde bir kubbe yer almaktadır. Yapının beden duvarları yuvarlak ve çokgen kesitli payandalarla desteklenmiştir. Kapalı kısmın batısında kalan avlunun bulunması gereken bölümde 2008 yılında Burdur Müze Müdürlüğü ve Ege Üniversitesi beraber bir kazı çalışması yapılmıştır.

Açık avlu yapısına ait verilerin ortaya çıkartılması amacıyla yapılan bu kısa süreli kazıda, çeşitli dönemlere ait seramik parçaları, Bizans dönemi seramik kap parçaları, 17. 18. Yüzyıllara tarihlenen lüleler, Roma Bizans dönemine ait ağırşaklar, II. Gıyaseddin Keyhusrev (1237-1246), II. İzzettin Keykavus ve III. Gıyaseddin Keyhusrev dönemlerine tarihlenen bakır sikkeler bulunmuştur.

Ayrıca kazılarda bulunan, 3 adet Osmanlı sultanlarına ait gümüş akçede, yapının Selçuklu döneminden sonrada kullanıldığının göstergesidir. Kazı çalışmaları sırasında, bol miktarda nal, nal çivisi, dövme mıh, halka ve zincir gibi metal objelerin bulunması yapının fonksiyonu ile yakından ilgili oldukları için önemli belgelerdir.

Paylaşın

Burdur: İncir Han

İncir Han; Burdur’un Bucak İlçesi, İncirdere Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Bucak İlçe Merkezi’ne 5 km mesafededir. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Anadolu Selçuklu sultanlarından  Keykubat Bin Keyhusrev tarafından (1339-1340) yıllarında yaptırılmıştır. Avlusu ile birlikte dikdörtgen bir plana sahiptir. Avlu kısmı tamamen tahrip olmuş, kışlık bölümü çatı kısımlarından tahrip olmasına rağmen sağlam ve ayaktadır.

Hanın, ilk bakışta dikkati çeken kısmı,  kışlık bölüme giren taç kapısıdır. Büyük kesme taş bloklarla yapılmış beden duvarlarından, öne doğru çıkıntılı yapılan anıtsal taç kapının üst kısmında, içe doğru küçülen istiridye kabuğu formunda yuvarlak kemerli bir kapı nişi bulunur.

Bu kapı nişi dış cepheden iki yalancı sütun üzerine oturtulmuştur. Basık kemerli giriş kapısının üzerinde dört satırlık kitabesi vardır. Kervansarayın mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğüne aittir.

İncir Han, Gayrimenkul Eski Eserler Anıtsal Yüksek Kurulunun 10/07/1982 tarih ve A-3741 sayılı karırı ile Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlığı olarak tescil edilmiştir.

Paylaşın

Burdur: Sagalassos Antik Kenti

Sagalassos Antik Kenti; Burdur’un Ağlasun İlçesi, Kıraç Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Ağlasun’a 7 km. mesafededir. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Denizden 1700 metre yüksekliğindedir. Sagalassos, Pisidia bölgesinin Roma imparatorluk döneminin en önemli şehridir. Şehirde bulunan yapıların büyük bir çoğunluğu Roma dönemine aittir. Sagalassos’un ilk tespiti 1706 yılında Fransız gezgin Paul Lucas tarafından yapılmıştır.

Bulutların arasındaki şehirde girişte konutlar, aşağıda hamam, kireç ve metal fırınları, aşağı agora (çarşı), çeşme ve odeon, daha yukarıda, kuzeyedoğru ilerledikçe konutlar, sağ tarafta tiyatro, Neon kütüphanesi, Helenistikçeşme, seramik üretim merkezi, şehrin merkezinde yukarı agora, meclis binası, kilise, sol üst tarafta heroon, tapınak ve Cladius kapısı bulunmaktadır.

Sagalassoslular M.Ö. 3. bin yılın sonlarında Batı ve Güney Anadolu’da yaşayan Luvi kabilelerinin bir kolu olan Pisidia halkındandır. M.Ö. 333 yılında Büyük İskender, bu şehri ele geçirmiştir. Sagalassos, Seleucid (Seleukos) ve Attalid (Attalos) hakimiyetlerine girmiş, M.Ö. 25 yılında Galatia kralı Amyntas’ın, ardından Agustus tarafından Roma İmparatorluğu topraklarına katılmıştır.

Hadrian’ın 120’li yıllarda Sagalassos’u Pisidia imparatorluk kültünün resmi merkezi seçmesi üzerine başlayan çok daha büyük çaplı ekonomik büyüme, bir yüzyıl sürecek imar büyümesini başlatmıştır. 6. yüzyılın ortasına kadar gelişmeye devam eden kent M.S. 590 yılında yaşanan büyük depremde yerle bir olmuştur. M.S. 13. yüzyıl ortalarında Selçukluların son Bizans kalelerini de ortadan kaldırmasına kadar kentin yıkıntıları arasında birkaç küçük köy ayakta kalmaya devam etmiştir.

En belirgin yapısı muhteşem Antoninler çeşmesidir. Şehir, İmparator Hadrian (M.S. 2. yy) döneminde ekonomik siyasi ve sosyal anlamda en iyi dönemini yaşamıştır. Sagalassos, küçük Asya’da belki de terk edildiği günden günümüze kadar en iyi korunagelmiş antik yerleşimlerden biridir. Sagalassos 2009 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınmıştır. Kazılarda ortaya çıkan 5.5 metre civarında boyu olabileceği tahmin edilen İmparator Marcus Aurelius ve İmparator Hadrian’a ait heykeller ile çıkarılan diğer eserler Burdur Müzesinde sergilenmektedir.

Paylaşın

Burdur: Arkeoloji Müzesi

Arkeoloji Müzesi; Burdur’un Merkez İlçesi, Konak Mahallesi, Halk Pazarı Caddesi üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

1956 yılında kurulan ve 2001 yılında yeniden düzenlenen Burdur Müzesi, Hacılar, Kuruçay, Höyücek Höyükleri, Boubon, Kibyra ve Sagalassos kazılarından çıkarılan, müsadere ve satın alma yoluyla kazandırılanlar ile birlikte 60.000’den fazla kültür varlığına sahip, Türkiye’nin en zengin müzelerindendir.

Burdur Müzesi, 2008 yılında “Gezilip Görülmeye Değer Müze” ödülünü almıştır. Neolitik çağdan günümüze kadar eşsiz örnekleri görmek mümkündür. Müze üç kısımdan oluşmaktadır. Üst katta Neolitik ile Erken Kalkolitik Çağlara ait buluntular ile eski tunç çağı buluntuları bulunmaktadır. İkinci kısım olan giriş katı üç bölüm olarak düzenlenmiştir. Birinci bölümde Sagalassos Antik Kenti’nde yapılan kazılarda ortaya çıkarılan buluntular yer almaktadır.

Roma’nın en iyi imparatorlarından olan İmparator Hadriani ve Marcus Auralius’a ait dev heykeller burada sergilenmektedir. İkinci bölümde Kibyra Antik Kenti kazılarında çıkarılan, av sahnesinin canlandırıldığı frizler yer almaktadır. Üçüncü bölümde ise Kremna Antik Kenti kazısında çıkarılan dokuz adet birinci sınıf mermer heykeller bulunmaktadır.

Paylaşın

Burdur: Kremna Antik Kenti

Kremna Antik Kenti; Burdur’un Bucak İlçesi, Çamlık Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Aksu Vadisi’ne hâkim bir tepe üzerine Psidia’lılar tarafından kurulmuştur. Önemli bir Psidia şehridir. Ayakta kalan yapılar Roma dönemi’ne aittir. Şehrin etrafı surlarla çevrilidir.

Izgara planlı olarak kurulan kentin güney ve batıdan olmak üzere iki girişi vardır. Yapılan kazılarda çıkarılan büyük ve küçük Atena, Leto, Hygeia, Nemesis giyimli kadın, Apollon, Asklepios ve Herakles heykelleri Burdur Müzesi Kremna Salonu’nda sergilenmektedir.

Paylaşın

Burdur: İnsuyu Mağarası

İnsuyu Mağarası; Burdur’un Merkez İlçesine bağlı Çatağıl Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır.

İl merkezine yaklaşık 13 km. mesafededir. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür. Ülkemizde turizme açılan ilk mağaralardandır (1965). Mağara 597 mt uzunluğunda olup deniz seviyesinden 900 mt yüksekliktedir.

İnsuyu Mağarasında; karstik yapının zamanla erimesi ve aşınması sonucu, mağara içinde sarkıt ve dikitler meydana gelmiştir. Ayrıca girintili çıkıntılı çeşitli yönlere açılan dehlizler bulunmaktadır. Mağaranın suyu karbonatlı maden suyudur. İnsuyu mağarası, Kültür Bakanlığı kararı (1976) ile I. derece Doğal Sit olarak tescil edilmiştir.

Paylaşın

Burdur: Kibyra Antik Kenti

Kibyra Antik Kenti; Burdur’un Gölhisar İlçesi, Horzum Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Kentin yerleşim alanı oldukça büyüktür. Yapılar, simetrik düzenlenmiş, tepelik teraslanarak göl ve ova manzarasına hâkim konumda ve hiçbir yapı bir diğerinin manzarasını kesmeyecek biçimde yerleştirilmiştir. Şehre girerken solda muhteşem bir anıtsal kapı ile Antik Çağ Anadolu’sunun 12-13 bin kişi kapasitesi ile en görkemli stadyumu bulunmaktadır. İlerledikçe bazilika, yukarı ve aşağı agora, hamam, gymnasion, tiyatro ve meclis binası ile planlı anıt mezar, hamam, yuvarlak kuleli tak ve su yolları görülmektedir.

Meclis binası/müzik evi 3 bin 600 kişi kapasitesiyle Antik Çağ Anadolu’sunun en görkemli eserlerindendir. Meclis binası/orkestranın tam merkezinde bulunan kırmızı, yeşil ve beyaz mermerden yapılmış, yılanlardan oluşan saçları ve insanları taşa çeviren bakışlarıyla Medusa Mozaiği Anadolu’da tektir. 2011 yılında meclis binası önünde, Anadolu’nun en sağlam ve en büyük mozaik alanı olma özelliği taşıyan, 540 metrekare alanı kaplayan mozaik ortaya çıkarılmıştır. Yine meclis binası önünde, Geç Roma Dönemi’ne ait (MS 6-7’nci yüzyıl) Roma Hamamı ve seramik atölyesi bulunmuştur. Kentin bugün görülebilen tüm mimari kalıntıları Roma İmparatorluk Dönemi’ne aittir.

Kibyra, II. Eumenes (MÖ 197-159) zamanında Bergama Krallığı egemenliğinde görünmektedir. Hemen sonrasında Kibyra ve yakın çevresinde konumlanmış antik kentlerden Boubon, Balboura ve Oinoanda’dan teşekkül dörtlü ortak meclis (MÖ 2-1’nci yüzyılda) oluşturulmuştur. Söz konusu birlik MÖ 82 yılında Romalı General Murena tarafından dağıtılarak ortadan kaldırılmış; Asia eyaleti ve diğer kentler Likya Birliği’ne dâhil edilmiştir. MS 23 yılında meydana gelen büyük bir deprem sonucunda yerle bir olan kent, Roma İmparatoru Tiberius tarafından yeniden inşa edilmiştir.

Kibyra özellikle MS 1 ve 3’üncü yüzyıllar arasında en parlak dönemini yaşamıştır. Kibyra, demircilik, dericilik, çömlekçilik ve at yetiştiriciliğinde ünlüdür. Şehir halkı son derece savaşçı bir kimliğe sahiptir. Meclis binası, içindeki Medusa başı ve önünde yer alan Türkiye’nin en sağlam ve en büyük mozaik alanı dikkat çekicidir. Kibyra’dan çıkarılan eserler Burdur Müzesi’nde sergilenmektedir.

Paylaşın

Burdur: Serenler Tepesi Tabiat Parkı

Serenler Tepesi Tabiat Parkı; Burdur’un Merkez İlçesi sınırları içerisinde yer alır. 380 dekar büyüklüğe sahiptir. Burdur Şehir Merkezi’ne yaklaşık 4 km uzaklıktadır. 

Ülkemizin sayılı gölleri arasında yer alan Burdur Gölü’nün eşsiz manzarasına sahip Tabiat Parkı’nda günübirlik konaklama alanları mevcuttur. Ayrıca sahada; bisiklet sporları, dağ yürüyüşü, botanik gezisi gibi faaliyetlerin yapılmasına imkânlar bulunmaktadır.

Tabiat Parkı ve çevresinde; Karaçam, Ardıç, Pırnal Meşesi, Karaçalı, Kekik, Ahlat, Sütleğen, Sığırkuyruğu, Çiğdem türleri, Sümbül, çeşitli mantar türleri, vs. mevcuttur.

Serenler Tepesi Tabiat Parkı ve çevresinde; Yaban Domuzu, Kurt, Tavşan, Tilki, Fare, Çakal, Keklik, Yaban Güvercinleri, Saksağan, Kızıl Şahin, Angıt, Dikkuyruk, Elmabaş Patka, Kerkenez, Karatavuk, Ardıçkuşu, Arıkuşu, Kızıl Gerdan, Akbalıkçıl,  Çakır, Kır Baykuşu, Tepeli Pelikan, Leylek, Kaya Kartalı, Şah Kartal, Kulaklı Orman Baykuşu, Kukumav, Yılan Kartalı, Uludoğan, Turna, Uzunbacak, Bahri, Batağan, Şertili Engerek, Toros Kertenkelesi, Damalı Su Yılanı vs. yaşayan türlerdir.

Paylaşın

Ziyaretçilerine Eşsiz Manzaralar Sunan ‘Salda Gölü’

Karadeniz Bölgesi’nin Batı Karadeniz Bölümü’nde yer alan Bolu, doğal güzellikleriyle dikkat çekmektedir. Elbette göller de bu güzellikler arasında yer almaktadır.

Burdur’da yer alan, Burdur Gölü, Salda Gölü, Karataş Gölü, Yarışlı Gölü, Gölhisar Gölü, Yazır Gölü, ziyaretçilerine eşsiz manzaralar sunuyor.

Burdur Gölü: Burdur Gölü, Söğüt Dağı ile Sulu dere Yayla dağ kütleleri arasında kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda uzanan oluk şeklindeki tektonik çöküntünün sularla dolması ile oluşmuştur.

Gölün batı kesimi boyunca uzanan fay hattı nedeniyle bu kısımda kıyı çizgisi çok dardır. Bu dar bölgelerde göl birden derinleşir. Gölün güney ve kuzeyinde ise alüvyonların birikmesi ile sazlarla kaplı ve delta oluşumu başlamıştır.

Kapalı bir havzada yer alan gölün akıntısı yoktur. Göl suyu oldukça tuzlu olup ülkemizin en derin göllerinden birisidir. Derinlik bazı bölgelerde 100 metreyi bulur.

Gölün yüze yakın kuş türüne ve yaklaşık olarak 300 bine yakın su kuşuna ve özellikle Dünyada nesli tükenmekte olan “dikkuyruk” ördeklerinin % 70’ine ev sahipliği yapmaktadır. Endemik kuş türlerinin barınma alanı olan Burdur Gölü uluslararası öneme sahip bir sulak alandır. 85 kuş türü yaşar.

Salda Gölü: Yeşilova İlçe Merkezine 6 km. uzaklıktadır. Yapı itibariyle menşei tektoniktir. Denizden yüksekliği 1193 metredir. Tehlikeli bir bataklık sahası yoktur. Oldukça yuvarlak bir görünümü vardır. Suyu tatlıdır, içinde balık yaşar.

Çok derin göllerden biridir. Balık yakalaması zordur. 47 km² lik bir sahayı kaplar. Güney cephesinde bulunan Sultan Pınar suyu burayı bir mesire yeri haline getirmiştir. Göl çevresinde tabii kumsallar mevcuttur. Gölden sonra kumsalları takiben ormanlar başlar. 

Karataş Gölü: Burdur Karamanlı yolu üzerinde Karataş Tepesi ve Kağılcık Dağları önündedir. Karataş Gölü’nün suyu tatlıdır ve geniş sazlık alanlarıyla kuşlar için önemli kışlama ve üreme alanıdır. Gölden sulama amaçlı olarak da yararlanılmaktadır. Göl aynı zamanda Av ve Yaban Hayatı Koruma alanıdır.

Yarışlı Gölü: Yeşilova sınırları içinde Yarışlı, Harmanlı, Sazak, Kocapınar ve Düğer Köyleri arasında 2000 dekarlık bir sahayı işgal eder. Ortasında bir de adacığı vardır. Suyu tuzludur ve bir çok kuşa ev sahipliği yapar.

Ayrıca gölün doğu kıyısındaki yarımadada M.Ö. 6. yy.lın son çeyreğinde kurulan klasik çağa ait bilinen en eski yerleşim yeri Tymbrianassus Hacılar Höyüğünün 10 km. batısında Düğer Köyü’nün güney batısında bulunmaktadır.

Gölhisar Gölü:  Gölhisar İlçesindedir. Gölde bol olarak yayın balığı avcılığı yapılmaktadır. Denizden yüksekliği 1000 m. dir. Azami derinliği 10 m. kadardır. Etrafı sazlıklarla kaplıdır.

Yazır Gölü: Burdur ili, Çavdır ilçesi, Yazır (Gölcük) köyünün 8 km yakınındadır. 8 no’lu Batı Akdeniz Havzasında yer almaktadır. Yazır Gölü yağış alanı:13,44 km², Yazır Gölü’nü besleyen kaynak gölün kendi yağış havzasıdır.

Paylaşın