2023 Yılında En Çok Altın Kazandırdı

2023 yılında külçe altın, yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu. Külçe altını sırasıyla, Euro, Dolar, Borsa ve Devlet İç Borçlanma Senetleri yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Finansal Yatırım Araçlarının Reel Getiri Oranları Aralık 2023 verilerini açıkladı.

Buna göre; Aylık en yüksek reel getiri, yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ile indirgendiğinde yüzde 8,04, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde ise yüzde 6,16 oranlarıyla DİBS’te gerçekleşti.

Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından külçe altın yüzde 4,29, Euro yüzde 1,41, mevduat faizi (brüt) yüzde 1,16 ve Amerikan Doları yüzde 0,40 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken, BIST 100 endeksi yüzde 2,84 oranında yatırımcısına kaybettirdi.

TÜFE ile indirgendiğinde; külçe altın yüzde 2,48 oranında yatırımcısına reel getiri sağlarken; Euro yüzde 0,35, mevduat faizi (brüt) yüzde 0,60, Amerikan Doları yüzde 1,35 ve BIST 100 endeksi yüzde 4,53 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

Külçe altın, üç aylık değerlendirmede; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 9,39 oranında, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 5,46 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu. Aynı dönemde BIST 100 endeksi, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 10,25, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 13,48 oranında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.

Altı aylık değerlendirmeye göre BIST 100 endeksi; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 13,09, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 3,26 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı olurken; aynı dönemde DİBS, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 32,06, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 37,97 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.

Finansal yatırım araçları yıllık olarak değerlendirildiğinde külçe altın; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 24,79, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 9,22 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu.

Yıllık değerlendirmede, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından, Euro yüzde 11,41, Amerikan Doları yüzde 8,06 ve BIST 100 endeksi yüzde 2,30 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken; mevduat faizi (brüt) yüzde 20,30 ve DİBS yüzde 46,71 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

TÜFE ile indirgendiğinde Euro yüzde 2,49, Amerikan Doları yüzde 5,41, BIST 100 endeksi yüzde 10,46, mevduat faizi (brüt) yüzde 30,24 ve DİBS yüzde 53,35 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

Paylaşın

Külçe Altın, En Yüksek Reel Getiri Sağlayan Yatırım Aracı Oldu

Külçe altın, yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) indirgendiğinde yüzde 25,48, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde ise yüzde 10,19 oranlarında yatırımcısına yıllık en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu.

Haber Merkezi / Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından BIST 100 endeksi yüzde 21,16, Euro yüzde 14,64 ve Dolar yüzde 8,18 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken; mevduat faizi (brüt) yüzde 19,37 ve Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) yüzde 47,49 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

TÜFE ile indirgendiğinde BIST 100 endeksi yüzde 6,40 ve Euro yüzde 0,67 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken; Dolar yüzde 4,99, mevduat faizi (brüt) yüzde 29,19 ve DİBS yüzde 53,88 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Finansal Yatırım Araçlarının Reel Getiri Oranları Kasım 2023 verilerini açıkladı. Buna göre; Aylık en yüksek reel getiri, yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ile indirgendiğinde yüzde 2,47, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde ise yüzde 2,00 oranlarıyla külçe altında gerçekleşti.

Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından Euro yüzde 2,27 oranında yatırımcısına reel getiri sağlarken; Dolar yüzde 0,02, mevduat faizi (brüt) yüzde 0,54, BIST 100 endeksi yüzde 4,90 ve Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) yüzde 5,85 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde; Euro yüzde 1,80 oranında yatırımcısına reel getiri sağlarken; Dolar yüzde 0,47, mevduat faizi (brüt) yüzde 1,00, BIST 100 endeksi yüzde 5,34 ve DİBS yüzde 6,27 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

Külçe altın, üç aylık değerlendirmede; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 1,14 oranında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlarken; TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 2,06 oranında yatırımcısına kaybettirmiştir. Aynı dönemde DİBS, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 22,36, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 24,82 oranında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.

Altı aylık değerlendirmeye göre BIST 100 endeksi; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 29,31, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 23,12 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı olurken; aynı dönemde DİBS, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 43,43, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 46,13 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.

Finansal yatırım araçları yıllık olarak değerlendirildiğinde külçe altın; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 25,48, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 10,19 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu.

Yıllık değerlendirmede, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından BIST 100 endeksi yüzde 21,16, Euro yüzde 14,64 ve Dolar yüzde 8,18 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken; mevduat faizi (brüt) yüzde 19,37 ve DİBS yüzde 47,49 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde BIST 100 endeksi yüzde 6,40 ve Euro yüzde 0,67 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken; Dolar yüzde 4,99, mevduat faizi (brüt) yüzde 29,19 ve DİBS yüzde 53,88 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

Paylaşın

TÜİK Açıkladı: Son Bir Yılda En Çok Borsa Kazandırdı

Finansal yatırım araçları içerisinde BIST 100 endeksi; yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ile indirgendiğinde yüzde 65,47,  tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde ise yüzde 51,04 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu.

Haber Merkezi / Yıllık değerlendirmede, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından külçe altın yüzde 13,96 ve euro yüzde 7,83 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken, dolar yüzde 0,01, mevduat faizi (brüt) yüzde 21,57 ve DİBS yüzde 43,30 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

TÜFE ile indirgendiğinde külçe altın yüzde 4,02 oranında yatırımcısına reel getiri sağlarken, euro yüzde 1,57, dolar yüzde 8,73, mevduat faizi (brüt) yüzde 28,42 ve DİBS yüzde 48,24 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Finansal Yatırım Araçlarının Reel Getiri Oranları Eylül 2023 verilerini açıkladı.

Buna göre; Eylül ayında en yüksek reel getiri, yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ile indirgendiğinde yüzde 3,14, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde ise yüzde 1,81 oranlarıyla BIST 100 endeksinde gerçekleşti.

Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından mevduat faizi (brüt) yüzde 1,69, dolar yüzde 3,16, külçe altın yüzde 3,59, euro yüzde 5,18 ve Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) yüzde 11,45 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde; mevduat faizi (brüt) yüzde 2,96, dolar yüzde 4,41, külçe altın yüzde 4,83, euro yüzde 6,41 ve DİBS yüzde 12,59 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

BIST 100 endeksi, üç aylık değerlendirmede; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 26,01, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 19,35 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu. Aynı dönemde DİBS, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 28,27, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 32,06 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.

Altı aylık değerlendirmeye göre BIST 100 endeksi; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 23,06, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 18,33 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı olurken, aynı dönemde DİBS, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 39,75, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 42,06 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.

Finansal yatırım araçları yıllık olarak değerlendirildiğinde BIST 100 endeksi; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 65,47, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 51,04 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu.

Yıllık değerlendirmede, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından külçe altın yüzde 13,96 ve euro yüzde 7,83 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken, dolar yüzde 0,01, mevduat faizi (brüt) yüzde 21,57 ve DİBS yüzde 43,30 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

TÜFE ile indirgendiğinde külçe altın yüzde 4,02 oranında yatırımcısına reel getiri sağlarken, euro yüzde 1,57, dolar yüzde 8,73, mevduat faizi (brüt) yüzde 28,42 ve DİBS yüzde 48,24 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

Paylaşın

Altın, Altı Ayda Yüzde 46 Kazandırdı: 1800 Lirayı Görebilir

Gram altın yıl başından bu yana yatırımcısına yüzde 46 kazandırdı. Gram altını yüzde 41,75 ile Euro, yüzde 39,39 ile dolar takip ediyor. Haftaya 1900 doların üzerindeki istikrarını koruyarak giren altın güvenli liman olmaya devam ediyor.

Gram altın 1106 TL seviyesinden yıla başlamıştı bugün 1603 TL seviyesini gördü gramın da Yatırımcısına 494 TL kazandırdı. Yılbaşında 10.000 TL karşılığında gram altına alan bugün parasına 14.619 TL yaptı. Buda %46 altılık bir değer artışı.

Dünyada altın yatırımcıları için yatay bir seyir hakimken Türkiye’de artan dolar kurunun etkisiyle yeni rekorlar görünüyor. Uluslararası piyasalarda altının ons fiyatı bin 915 dolar civarında alıcı buluyor. Gram altın ise bin 600 TL’yi geçerek yeni bir rekor kırdı.

Dünya gazetesinden Birol Bozkurt’un haberine göre ons altın ve bankalararası Dolar/TL kuru üzerinden hesaplanan gram altın, 1.618 TL ile yeni tarihi zirvesini görmesi sonrası 1.605 TL seviyelerinden alıcı buldu. Haziran ayı enflasyonu daha netleşmemiş olsa da ilk 6 aylık enflasyonun yüzde 18 civarında olacağı tahmin ediliyor.

Buna göre enflasyona karşı yatırımcısını en iyi koruyan yatırım aracı olarak yıl başından bu yana yüzde 46 artan gram altın ön plana çıkıyor.

Gram altını yüzde 41,75 ile Euro, yüzde 39,39 ile dolar takip ediyor. Haftaya 1900 doların üzerindeki istikrarını koruyarak giren altın güvenli liman olmaya devam ediyor. Görüşler şöyle:

“Gram altında bu yıl 1.800 TL görülebilir”

Altın ve Para Piyasaları Uzmanı İslam Memiş: Yılın ilk yarısında Yatırımcısına en çok altın kazandırdı. Yıla 1.106 TL seviyesinden başlayan gram altın yüzde 46 artışla bugün 1618 TL seviyesini gördü. Gram altında yılsonuna kadar 1.750- 1.800 TL aralığı test edilebilir ancak kısa vadede bir geri çekilme öngörüyorum. kısa vadede dolar TL kuru takip etmekte fayda var dolar TL kuru nereye gram altın oraya 24 TL seviyesine kadar gerileyen dolar TL kurumda gram altın 1550 TL seviyesine kadar sarkabilir.

“Yılın ilk yarısında yatırımcısına en çok altın kazandırdı”

Altın ve Para Piyasaları Uzmanı Mehmet Ali Yıldırımtürk: Yılın ilk yarısında yatırımcısına en çok altın kazandırdı yılın ilk yarısında şampiyon altın oldu gram altın 1106 TL seviyesinden yıla başlamıştı bugün 1603 TL seviyesini gördü gramın da Yatırımcısına 494 TL kazandırdı. Yılbaşında 10.000 TL karşılığında gram altına alan bugün parasına 14.619 TL yaptı. Buda %46 altılık bir değer artışı.

“Ons altında kararsız bir seyir izliyoruz”

Altın ve Para Piyasaları Uzmanı Şirin Sarı: Gram altın yeni rekorlar kırarken, global tarafta dolar endeksinin güçlü duruşu ile ons altında kararsız bir seyir izliyoruz. Teknik olarak; gram altında 1550 – 1650 TL bandının içinde kaldıkça yatay hareketi takip edeceğiz. 1550 TL altında alım fırsatı doğabilir. 1650 TL üzerine ise çıkmak için zorlanabilir. Ons altında ise satış baskısının devam ettiğini unutmayalım. Tüm bunlar gram altında suların bir süre daha dalgalı olmasına yol açabilir.

Paylaşın

Temmuz Ayında Euro, Altın Ve Borsa Yatırımcısına Kaybettirdi

Temmuz ayında en yüksek reel getiri Devlet İç Borçlanma Senetleri’nde (DİBS) olurken, euro, altın ve borsa ise yatırımcısına kaybettirdi. Yıllık en yüksek reel getiri dolar da yaşanırken, DİBS ise yatırımcısına kaybettirdi.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Finansal Yatırım Araçlarının Reel Getiri Oranları Temmuz 2022 verilerini açıkladı.

Buna göre, aylık en yüksek reel getiri, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde yüzde 2,50 oranında Devlet İç Borçlanma Senetleri’nde (DİBS) gerçekleşti. Yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ile indirgendiğinde ise DİBS yüzde 0,23 oranında yatırımcısına kaybettirdi.

Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından dolar yüzde 2,17, mevduat faizi (brüt) yüzde 3,76, Euro yüzde 5,51, külçe altın yüzde 7,22 ve BIST 100 endeksi yüzde 7,39 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

TÜFE ile indirgendiğinde dolar yüzde 0,51 oranında reel getiri sağlarken, mevduat faizi (brüt) yüzde 1,12, Euro yüzde 2,93, külçe altın yüzde 4,68 ve BIST 100 endeksi yüzde 4,85 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

Dolar, üç aylık değerlendirmede; TÜFE ile indirgendiğinde yüzde 7,47 oranında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlarken; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 2,64 oranında yatırımcısına kaybettirdi. BIST 100 endeksi, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 16,69, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 8,04 oranında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.

Altı aylık değerlendirmeye göre dolar, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 16,10, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 1,52 oranıyla yatırımcısına en az kaybettiren yatırım aracı oldu. Aynı dönemde Mevduat faizi (brüt), Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 29,41, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 17,14 oranında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.

Yıllık bazda en çok getiri dolarda

Finansal yatırım araçları yıllık olarak değerlendirildiğinde dolar, TÜFE ile indirgendiğinde yüzde 13,06 oranında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı olurken; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 16,99 oranında yatırımcısına kaybettirdi.

Yıllık değerlendirmede, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından külçe altın yüzde 19,88, BIST 100 endeksi yüzde 26,20, Euro yüzde 28,38, DİBS yüzde 52,14 ve mevduat faizi (brüt) yüzde 52,47 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

TÜFE ile indirgendiğinde ise külçe altın yüzde 9,11 ve BIST 100 endeksi yüzde 0,52 oranında yatırımcısına kazandırırken; Euro yüzde 2,45, DİBS yüzde 34,81 ve mevduat faizi (brüt) yüzde 35,26 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

Paylaşın

‘Türk Lirası’nın Değer Kaybı Neden Hızlandı?

Aralık ayında dolar/TL kurunun 18’e ulaşması sonrasında devreye sokulan Kur Korumalı Mevduat sistemi ile kısmen sakinleşen ve 12 TL seviyelerine kadar düşen kur, tekrar 17’yi aştı. Peki kur neden şimdi yükseliyor? TL’nin değer kaybını hızlandıran şey ne oldu?

Prof. Selva Demiralp BBC Türkçe için yorumladı. Demiralp’in yazısı şu şekilde;

KKM’ye dair endişelerimi daha ilk yürürlüğe girdiği sırada da paylaşmıştım. O yazıda kötü senaryoyu şu şekilde tanımlamıştım:

“Kötü senaryoda KKM döviz talebindeki artışı durduramaz. Bu durumda kur artışı Hazineyi ve TCMB’yi ciddi bir genişleme zorunda bırakır. Şayet vergilerde bir artış olmazsa (ki seçim öncesi bu olasılık yok denecek kadar az) bütçe açığı artar. Bu durum, sonu hiperenflasyona kadar giden bir süreçle sonuçlanabilir.”

Bugün geldiğimiz nokta kötü senaryoyla oldukça uyumlu.

KKM’nin Hazine’ye yüklediği ek yük 157 milyar TL olarak hesaplanıyor.

Enflasyon resmi rakamlarla yüzde 74 seviyesine ulaştı, ileriye yönelik beklentiler daha da artacağını gösteriyor.

KKM’nin kuru tutmakta giderek zorlandığını görüyoruz.

Peki kurdaki değer kaybı hafta başından beri neden ivmelendi?

Bu soruya cevap ararken, KKM’nin sürdürülebilirliğine dair endişeler, artan cari açık, giderek sıkışan global piyasalar gibi hep konuştuğumuz kırılganlıklara ek olarak hafta başında gelen iki önemli siyasi demecin altını çizmek isterim.

Zira her iki demeç de politika duruşunda geri adım atılmayacağına, mevcut enflasyonist baskıların artarak devam edeceğine, bu durumun da kuru zorlayacağına işaret ediyor.

1: Faiz indirimlerinin devamı geleceği sinyali

Cem Çakmaklı ve Gökhan Şahin Güneş’le beraber yaptığımız araştırma sadece faiz indirimi değil, faiz indiriminin geleceğine dair sinyallerin bile kurda bir zayıflama yarattığını, tahvil faizlerini yükselttiğini gösteriyor.

Çünkü piyasalar faiz indirimi sonrası enflasyonun ve genel risk priminin artmasını bekledikleri için bu olumsuz tablonun TL’yi zayıflatmasını bekliyorlar.

Bu yüzden hükümet kanadından gelen “faizler düşmeli” demeçlerini takiben dolar/TL kuru yükseliyor.

2017 öncesinde faizlerin inmesi gerektiğine dair siyasi demeçleri takiben TL ortalama yüzde 20 değer kaybederken bu rakam ilerleyen yıllarda yüzde 30’a çıkıyor.

Yani siyasi baskıların birikimli etkisi Merkez Bankası kredibilitesinde daha ağır bir erozyon yaratarak olumsuz fiyatlamayı da artırıyor.

6 Haziran’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Faizi düşürmeye devam edeceğiz” demecini bu açıdan değerlendirdiğimizde piyasaların geçmişte verdiği tepki ile tutarlı hareket ettiğini gözlemliyoruz.

2: ‘Enflasyonla beraber büyüme’ tercihi

Geçen günlerde Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, “enflasyonla birlikte büyümenin” siyasi bir tercih olduğunu söylerken “Yoksa enflasyonu düşürmek için çok sert tedbirler alabilirdik. Yüksek faiz artışı yapardık” ifadesini kullandı.

Nebati’nin bu sözlerinin olumlu ve olumsuz iki boyutu var.

Olumlu tarafından bakacak olursak bakanın sözleri hükümetin duruşunda oldukça “ortodoks” bir dönüşe işaret ediyor.

Enflasyonu düşürmek için yapılması gerekenin faizleri yükseltmek olduğunu, ancak faiz artışı ekonomiyi yavaşlatacağı için hükümetin bunu tercih etmediğini söylüyor.

2021’in son çeyreğinden itibaren 5 puanlık faiz indirimine gidilirken hükümet kanadı ve Merkez Bankası bu şekilde enflasyonun da düşeceğini iddia eden “heteredoks” bir anlayışı savunmuştu.

Dünya genelinde uygulaması olmayan ve iktisat disiplinine ters düşen bu görüş maalesef enflasyonu düşürmedi.

Ortodoks politikaların öngördüğü şekilde enflasyonda çok ciddi bir artış ile sonuçlandı.

Kısa vadeli ‘kılıf’ geri tepebilir

Geçen günlerde Koç Üniversitesi-TÜSİAD Ekonomik Araştırma Forumu olarak düzenlediğimiz etkinlikte politika faizi ve enflasyon arasında pozitif bir ilişki olduğunu iddia eden Neo Fisher yaklaşımının fikir önderlerinden Profesör John Cochrane’i ağırladık.

Prof. Cochrane de söz konusu yaklaşımın orijinal Fisher eşitliğinde olduğu gibi uzun vadeli bir ilişkiye işaret ettiğini ve kısa vadeli politika hamlelerini motive etmek için bir “kılıf” olarak kullanılmasının geri tepebileceğini, teori ile uyuşmadığını not etti.

Bakan Nebati’nin sözlerini bu açıdan değerlendirdiğimde, hükümetin Türkiye’de zaten yanlış yorumlanmakta olan Neo Fisher yaklaşımından vaz geçtiği sinyalini verdiği için olumlu bir gelişme olarak görüyorum.

Ortodoks politika anlayışında buluşmak şüphesiz ki bir ilerleme.

Ancak yine ortodoks iktisat politikası “enflasyon ile beraber” büyümenin son derece riskli olduğuna işaret ediyor.

Türkiye’deki enflasyonun iki nedeni

Ülkemizde tecrübe ettiğimiz enflasyon iki temel sebepten kaynaklanıyor:

Arz yönlü baskılar esasen faizin düşük kalması sonucu TL’nin zayıflaması ile ithal ettiğimiz ara malı fiyatlarındaki artışı yansıtıyor.

Talep yönlü baskılar ise düşük faizin borçlanma ve harcamaları teşvik etmesinin bir sonucu.

Yani her iki sebebin kökünde de düşük faiz tercihi yatıyor.

Enflasyon bir ekonominin “yavaşla” sinyalidir, kendi kendini soğutma çabasıdır.

Ortodoks anlayışta merkez bankaları enflasyonist baskılar arttığında faizleri yukarı çekerek ekonominin bu çabasına destek verirler.

Çünkü ancak o zaman enflasyonu kalıcı hale getirmesi engellenir.

Aksi takdirde talep yavaşlasa da enflasyon kendi kendine düşmeyecektir.

Yangına körükle gitmek

Eğer “enflasyonla beraber büyüme” tercihi yapılırsa bu durum kısa vadede ekonominin kendi kendini soğutma çabalarını baskılamaya çalışır.

Yükselen enflasyon talebi geri çekerken düşük faiz ortamı talebi tekrar canlandırmayı dener.

Yani ortodoks anlayış enflasyon yaşanan ülkeyi soğutmak gerektiğini söylerken “enflasyonla beraber büyüme” çabası yangına körükle gitmek anlamına gelir.

Toparlayacak olursak, yüksek enflasyon ortamında hükümet kanadının faiz indirimleri ile büyümeyi desteklemeye devam edeceği sinyalleri hiperenflasyon endişelerini artırarak piyasalardaki tedirginliği artırıyor.

Sürdürülemez ve sonu belirsiz bir yolda devam edildiği inancının altını çiziyor.

Yoksullaşan halk tüketemez

Son söz olarak bir noktanın tekrar altını çizelim:

Şüphesiz hiçbir ülke ekonomisini gereksiz yere daraltmak, istihdamı azaltmak istemez.

Ancak enflasyon nüfusun yüzde 100’üne yoksullaşma olarak yansırken “enflasyona rağmen büyüme” çabası işsizlik oranında birkaç puanlık bir azalışın ötesinde fayda sağlamaz.

O fayda da giderek azalır, çünkü enflasyonla büyüme sürdürülemez.

Yoksullaşan halk tüketemez, enflasyon ortamı yatırımcıyı ürkütür.

İşte bu nedenlerle ortodoks iktisadi görüş “enflasyonla büyüme” kavramının üzerini çizer.

Önceliği enflasyonu düşürmeye verir.

Çünkü enflasyon düştükten sonra gelecek büyüme sağlıklı ve sürdürülebilir olur.

Kısa vadede bir bedeli olsa da bu tercih sonucunda uzun vadede herkes kazançlı çıkar.

Paylaşın

Yıl Sonu İçin Dikkat Çeken ‘Dolar Kuru’ Tahmini

Dolar kuru için yıl sonu tahminini açıklayan ekonomist Atilla Yeşilada, dolar kuru için 18 ile 20 TL arası bir rakama dikkat çekti. Yeşilada, TCMB’nin dolar kuru tahminini aşırı iyimser bulduğunu söyledi.

Ekonomist Yeşilada, “Ukrayna savaşı olmasaydı onun cari açığımız da bize getirdiği yük olmasaydı ve psikolojik olarak insanlarda tedirginlik yaratması olmasaydı belki bu seneyi bu sistemle çıkartabilirdik ama ben artık böyle bir umut görmüyorum” dedi. Yeşilada, şöyle devam etti:

“Yani hani eğer mayıs haziran ayında patlamazsa yaz aylarında döviz kuru yeniden patlayacak. TCMB beklenti anketinde katılımcıların yıl sonu dolar kuru tahmini 16,5. Ben bunu biraz aşırı iyimser buluyorum. Benim kafamda daha çok 18 ile 20 arasında bir dolar kuru hedefi var. Ekim’den itibaren duracağı tepe seviyemi o noktadan sonra geçen sefer KKM’yi icat ettiler. Belki şapkada başka tavşan vardır. Şapkada başka tavşan yoksa o zaman döviz kontrolüne geçeceksiniz. Durmaz ki bir kere gittikten sonra.”

Atilla Yeşilada’nın KKM ve dolar kuru yorumunun tamamı şöyle:

“Şu anda programın hayatta kalan, bakın çalışan demiyorum. Hayatta kalan tek ayağı bu KKM ve hükümet o paralar yeniden dövize çevrilirse TCMB rezervlerinin burada oluşacak olan tsunamiyi engelleme yetmeyeceğini da çok iyi biliyor. Dolayısıyla bu bir anlamda bir kötü alışkanlık, uyuşturucu bağımlılığı gibi bir şeye geldi.

Maliyeti ne olursa olsun KKM devam ettirilecek ve oradan gelen dövizle de TCMB kaynaklarına giriyor, döviz kuru sürekli müdahale edilerek doların ve hatta euronun değer kazanması engellemeye çalışacak ki vatandaşın KKM’ye geçmesi için ikinci bir teşvik verilsin.

Bunlar günlük bağlamda ya da öngörülebilir vadede çalışabilecek programlar ama mesele şu Hastalığı değil ağrıyı tedavi ediyorsunuz. Yani vücutta kanser ya da ülser ya da migren ne varsa yayılıyor sonuçta siz enflasyonla başa çıkamadığımız sürece siz daha fazla bütçe açığı fazlası üretemediğiniz sürece siz Türkiye’nin üretimini artırmadığınız sürece bir yerde bu patlayacak.

’18 – 20 TL arası’

Ukrayna savaşı olmasaydı onun cari açığımız da bize getirdiği yük olmasaydı ve psikolojik olarak insanlarda tedirginlik yaratması olmasaydı belki bu seneyi bu sistemle çıkartabilirdik ama ben artık böyle bir umut görmüyorum.

Yani hani eğer mayıs haziran ayında patlamazsa yaz aylarında döviz kuru yeniden patlayacak. TCMB beklenti anketinde katılımcıların yıl sonu dolar kuru tahmini 16,5. Ben bunu biraz aşırı iyimser buluyorum. Benim kafamda daha çok 18 ile 20 arasında bir dolar kuru hedefi var.

Ekim’den itibaren duracağı tepe seviyemi o noktadan sonra geçen sefer KKM’yi icat ettiler. Belki şapkada başka tavşan vardır. Şapkada başka tavşan yoksa o zaman döviz kontrolüne geçeceksiniz. Durmaz ki bir kere gittikten sonra.

Yani bunu bir poker stratejisi olarak görmek lazım. Sizin önünüzde 500 bin liralık çip var. Karşınızdaki pokercini 10 bin liralık çipi kalmış size 50 kere rest çekersiniz adamı. Bir tanesini de kazansanız yeter zaten. Bu da öyle bir şey.

Merkezde harcanacak döviz kalmadığı anlaşıldığı anda ya da o noktaya yaklaşıldığı anlaşıldığı anda bireysel spekülatörler belki yurtdışında TL şort girecek olanlar ve yüksek birikim sahibi, tasarrufçular tabii ki dövize kaçacak. Dış borç vadesi gelen, dış borçlarını ödeyemeyeceği çekincesine kapılan kurumsallarda mecburen onlara katılacak.”

Paylaşın

Petrol Fiyatları Son 8 Yılın Zirvesinde

Rusya’nın Ukrayna’ya askeri operasyon başlatmasıyla birlikte piyasalar çakıldı. Petrolün varil fiyatı 9 yıl aradan sonra 100 dolara ulaşırken, altın fiyatları küresel çapta hızlı bir yükseliş trendine girdi. 

Ons altın 1945 doları gördü. İstanbul serbest piyasada da gram altın 880 liranın, çeyrek altın da 1416 liranın üzerine çıktı. Dolar kuru 14,21’e, Euro ise 15,98’e çıkarak 21 Aralık sonrası en yüksek seviyeyi gördü.

Borsa İstanbul güne yüzde 7,59 düşüşle 1.862 puandan başladı. Borsa İstanbul A.Ş. “Borsamız pay piyasasındaki tüm sıralarda, vadeli işlem ve opsiyon piyasasında işlem gören pay ve pay endekslerine dayalı sözleşmelerde ve borçlanma araçları piyasası pay repo pazarında işlemler geçici olarak durdurulmuştur.” açıklamasını yaparak devre kesici uyguladı.

Asya borsaları da açılışta yüzde 3 düşüş yaşadı. Ruble, dolar karşısında yüzde 6 düştü ve 84,07’yle 21 Ocak 2016 sonrası en düşük seviyeye geriledi. Rusya Merkez Bankası, rubledeki sert düşüş nedeniyle döviz piyasasına müdahale edeceğini açıkladı.

Kripto para birimleri de hızlı bir düşüş yaşadı. Son 24 saatte yüzde 7’ye yakın değer kaybeden Bitcoin 34 bin 688 dolara düştü. Ethereum ise yüzde 9,37’lik kayıpla güne 2 bin 347 dolardan başladı.

Paylaşın

‘Yastık Altındaki Altınlar’ İçin Yeni Paket Yolda

İngiltere’nin başkenti Londra’da dün ve önceki gün bankacı ve yatırımcılarla bir araya gelen Türkiye Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, temasları sonrası yaptığı açıklamada gelecek dönemde finansal piyasalara ilişkin önemli bir paketin açıklanacağını duyurdu.

Bu paketle birlikte yastık altındaki altını sisteme sokmak istediklerini belirten Nebati, yastık altında 5 bin ton civarında altın olduğunun tahmin edildiğini söyledi. Nebati, “Bunun da karşılığı 250-350 milyar dolar. Bunun belli bir miktarı, Merkez Bankası’na destek olacak ve döviz ihtiyacını giderecek” dedi. Nebati, sözlerini “Ama en önemlisi, modelimizin esasını teşkil eden Türk Lirası’nın (TL) özendirilmesi noktasında katkı sağlayacak bir enstrüman dahil edildi” şeklinde sürdürdü.

Reuters haber ajansının Nebati ile Londra’daki toplantıya katılan iki yatırımcıdan edindiği bilgiye göre, Türk hükümeti söz konusu paketi hafta sonu açıklayacak. Yatırımcılardan biri Türk hükümetinin planına ilişkin “Altınları bankacılık sistemine aktarmak istiyorlar” şeklinde konuştu. Reuters’ın haberinde, açıklanacak yeni programın nedeninin döviz mevduatlarının TL’ye çevrilmesini amaçlayan Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat Hesabı uygulamasının beklentilerin gerisinde kalması olduğu değerlendirmesi yapıldı.

“Kur korumalı mevduat bir defa kullanılan bir enstrüman değil”

Bakan Nebati, Londra’da düzenlediği basın toplantısında kur korumalı mevduata yönelik de açıklamalar yaptı. Kur korumalı mevduat tek bir defa kullanılabilen bir enstrüman olmadığını belirten Nebati, “Şu anda 10 milyar dolar civarına gelen bir döviz, toplamda da dün itibariyle 312 milyar lirayı aşan ciddi bir mevduat oluşmuş durumda. İlk günlerde toplam mevduat içerisinde yüzde 10’larla başlarken, dün akşam itibariyle gelen rakam yüzde 45’ler seviyesine ulaşmış durumda. Şu anda vatandaş ilgi gösteriyor. Optimal nokta vatandaşın ilgisinde en üst seviyenin nerede yakalanacağıdır” diye konuştu.

Londra’da toplam 100’e yakın üst düzey yönetici ile görüşmeler gerçekleştirildiğini belirten Nebati, toplantılar sırasında “Türkiye Ekonomi Modeli” hakkında kapsamlı bilgilerin verildiğini, gelecek döneme ilişkin öngörüler üzerinde görüş alışverişinde bulunulduğunu söyledi. Döviz kurlarında sağlanan istikrar ile birlikte ülkedeki enflasyonun geçici olduğunun toplantılarda dile getirildiğini belirten Nebati, bankacı ve yatırımcılarla belirli periyotlarda iletişimin sürdürülmesinin hedeflendiğini anlattı.

Paylaşın

Aralık Ayında ‘ABD Doları’ Kazandırdı

TÜİK, Aralık ayı finansal yatırım araçlarının reel getiri oranlarını açıkladı. TÜFE ile indirgenmiş reel getiri oranı ABD dolarında yüzde 11,67, euroda yüzde 10,66, altında ise yüzde 10,23 oldu. BIST 100 endeksinde ise getiri yüzde 2,87’de kaldı. 2021 genelinde ise dolar yüzde 29,19, altın yüzde 25,42, euro yüzde 19,99, BIST100 ise yüzde 4 getiri sağladı.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ‘Aralık 2021 Finansal Yatırım Araçlarının Reel Getiri Oranları’ verilerini açıkladı. Buna göre; En yüksek aylık reel getiri, yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ile indirgendiğinde yüzde 6,51, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde ise %11,67 oranlarıyla Amerikan dolarında gerçekleşti.

Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından Euro yüzde 5,55 ve külçe altın %5,14 oranlarında yatırımcısına kazandırırken; BIST 100 endeksi %1,88, mevduat faizi (brüt) yüzde 14,97 ve Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) yüzde 19,09 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

TÜFE ile indirgendiğinde ise Euro yüzde 10,66, külçe altın yüzde 10,23 ve BIST 100 endeksi yüzde 2,87 oranlarında yatırımcısına kazandırırken; mevduat faizi (brüt) yüzde 10,86 ve DİBS yüzde 15,17 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

Külçe altın, üç aylık değerlendirmede; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 16,47, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 33,37 oranında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı olurken; DİBS, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 30,24, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 20,12 oranında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.

Altı aylık değerlendirmeye göre Amerikan doları; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 6,80, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 25,46 oranında yatırımcısına en yüksek kazancı sağlayan yatırım aracı oldu. Aynı dönemde DİBS, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 31,10, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 19,06 oranında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.

Yıllık değerlendirmede en yüksek reel getiri Amerikan dolarında gerçekleşti

Finansal yatırım araçları yıllık olarak değerlendirildiğinde Amerikan doları; TÜFE ile indirgendiğinde yüzde 29,19 oranında yatırımcısına en yüksek reel getiriyi sağlayan yatırım aracı olurken; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 2,27 oranında yatırımcısına kaybettirmiştir.

Yıllık değerlendirmede, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından külçe altın yüzde 5,12, Euro yüzde 9,23, BIST 100 endeksi yüzde 21,32, mevduat faizi (brüt) yüzde 36,26 ve DİBS yüzde 44,30 oranlarında yatırımcısına kaybettirmiştir.

TÜFE ile indirgendiğinde ise külçe altın yüzde 25,43, Euro yüzde 19,99 ve BIST 100 endeksi yüzde 4,00 oranlarında yatırımcısına kazandırırken; mevduat faizi (brüt) yüzde 15,73 ve DİBS yüzde 26,37 oranlarında yatırımcısına kaybettirmiştir.

Paylaşın