Suriye Devlet Başkanı Esad: ABD’yle Görüşüyoruz

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, “Amerika şu anda topraklarımızın bir kısmını hukuka aykırı olarak işgal ediyor, terörizmi finanse ediyor ve topraklarımızı işgal eden İsrail’i destekliyor” dedi ve ekledi:

“Ama zaman zaman onlarla görüşüyoruz, her ne kadar bu toplantılar bizi bir yere götürmese de her şey değişecek.”

Abhazya Dışişleri Bakanı Ardzınba, Suriye Devlet Başkanı Esad’la Rusya Devlet Televizyonu için bir söyleşi gerçekleştirdi.

Rusya Devlet Televizyonu Kanal 1’de dün yayımlanan söyleşide Esad, “Amerika şu anda topraklarımızın bir kısmını hukuka aykırı olarak işgal ediyor, terörizmi finanse ediyor ve topraklarımızı işgal eden İsrail’i destekliyor. Ama zaman zaman onlarla görüşüyoruz, her ne kadar bu toplantılar bizi bir yere götürmese de her şey değişecek” ifadelerini kullandı.

Görüşmelerde kimlerin yer aldığı ya da neler konuşulduğuna dair daha fazla ayrıntı vermeyen Esad, “Batı’yla diyaloğu yeniden kurma olasılığı var mı”, sorusunu şöyle yanıtladı: Umut her zaman oradadır, denememiz gereken bir sonuç olmayacağını bilsek bile. Siyaset mümkün olanı yapma sanatıdır. Onlarla ilgili kötü düşüncelerimize rağmen çalışmalı ve onlara haklarımızdan vazgeçmeyeceğimizi anlatmalıyız. Onlarla ancak eşitlik temelinde işbirliği yapacağız.

Uzun süre Batı’da yaşadığını belirten Esad, sözlerine şöyle devam etti: Onların bilimsel ve kültürel başarılarına saygı duyuyorum ve bu başarılar sayesinde güçlendiler. Ancak güç onları yozlaştırdı ve siyasi sınıfta yozlaşma ortaya çıktı. Kişisel kariyerleriyle daha fazla ilgilenmeye başladılar ve artık halklarını umursamadılar. Ve medyaları aileyi yok eden ve insanları çevrelerinden soyutlayan bir sanal gerçeklik yaratıyor. Bütün bunlar onları gelecekte başarılarına odaklanmaya itebilir.

ABD, 2011’de Suriye iç savaşının başlamasıyla Esad yönetimiyle bütün diplomatik bağlarını koparmış ve Suriye’ye yaptırımlar uygulamaya başlamıştı. ABD’nin bu kararının ardından pek çok Batılı ülke ve bazı Arap ülkeleri de Suriye’yle ilişkilerini kesmişti.

Diğer yandan Suriye geçen yıl Arap dünyasıyla ilişkileri yeniden kurmaya yöneldi. 11 yıl aradan sonra Aralık 2023’te Suudi Arabistan’a büyükelçi atayan Suriye, ABD’nin müttefiki zengin Körfez ülkeleriyle Suriye’nin yeniden inşasını finanse edebilecekleri umuduyla daha iyi ilişkiler kurmaya çalıştı.

Ancak, ABD’nin başını çektiği Batı dünyasının yaptırımları bu ilişkilerin ilerlemesinin engeli olarak görülüyor. ABD, 2020’de Suriye hükümetiyle herhangi bir finansal ya da teknolojik işbirliği yapan kişi veya kuruluşların yaptırma tutulmasını içeren Sezar Yasası’nı çıkarmıştı. Yasaya göre, ilgili kişi ya da kuruluşun ABD’deki mal varlığı dondurulabiliyor ve ABD’den vize alması yasaklanıyor.

Esad’la söyleşiyi gerçekleştiren Ardzınba’nın Dışişleri Bakanlığı görevini üstlendiği Abhazya Cumhuriyeti, Rusya, Nikaragua, Venezuela, Nauru ve Suriye tarafından bağımsız devlet olarak tanınıyor ancak Birleşmiş Milletler’de bağımsız bir devlet olarak kabul edilmiyor. Abhazya, 1994’te Rusya’nın desteğiyle Gürcistan’dan bağımsızlığını ilan etmişti.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad Hakkında Tutuklama Kararı

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad hakkında sivillere karşı kimyasal silah kullanılması nedeniyle uluslararası tutuklama kararı çıkartıldı. Esad’ın yanı sıra kardeşi Mahir Esad ve Suriyeli iki general hakkında da aynı nedenle uluslararası yakalama kararı çıkardı.

Beşar Esad’ın Ağustos 2013’te Şam yakınlarında Doğu Guta bölgesinde bin 400’den fazla kişinin ölümüne yol açan saldırılarla ilgili suçlandığı ifade ediliyor. Sosyal medyada 2013’te yayınlanan videolarda bilinci yerinde olmayan çocuklar, ağzından köpükler gelen insanlar ve nefes almalarına yardımcı olmak için onlara oksijen veren doktorlar görülüyordu.

Birleşmiş Milletler (BM) raporunda anılan olaylarda sarin gazı kullanıldığına dair açık kanıtlar olduğu kaydedildi. Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü de (OPCW) Suriye’yi bir dizi kimyasal saldırı düzenlemekle suçluyor.

Suriye, 2013 yılında bu örgüte katılmayı ve tüm kimyasal silahlarından vazgeçmeyi kabul etmişti. Ülkede 2011’de başlayan iç savaşta yarım milyondan fazla insan hayatını kaybetti, ülke nüfusunun yarısı yerinden edildi.

Suriye’de 2013 yılında Doğu Guta’da halka kimyasal silahlı saldırı düzenlenmesiyle ilgili olarak Paris’te açılan davada Suriye Devlet Başkanı Beşar Esar hakkında uluslararası tutuklama kararı çıkarıldı. Mahkeme Esad’ı 2013 yılında Guta’daki saldırılarda insanlığa karşı suç işlemek ve savaş suçuna ortaklık etmekle suçluyor.

Suriye Medya ve İfade Özgürlüğü Merkezi tarafından açılan davada hakimlerin verdiği karara ilişkin olarak Fransız Haber Ajansı’na (AFP) konuşan merkezin kurucusu avukat Masen Derviş “Bu, kurbanlar için bir zafer. Bağımsız yargı kimyasal silahla düzenlenen saldırının Suriye Devlet Başkanı’nın bilgisi olmadan gerçekleştirelemeyeceğini kabul etti” diye konuştu.

Esad’ın yanı sıra mahkeme insanlığa karşı suç ve savaş suçu işledikleri gerekçesiyle Suriye Özel Kuvvetleri Komutanlığı yapan kardeşi Mahir Esad ve Suriyeli iki general hakkında da uluslararası yakalama kararı çıkardı.

İsveç merkezli sivil toplum örgütü Sivil Hak Savunucuları yakalama kararıyla ilgili olarak, “Yakalama kararının saldırıda hayatta kalanlara dünyanın onları unutmadığına dair net bir mesaj göndermesini umuyoruz” açıklamasını yaptı.

2013 yılında Guta bölgesinde sarin sinir gazı ile düzenlenen saldırıda yaklaşık bin 400 insan hayatını kaybetmişti. Söz konusu saldırı 2021 yılında Fransa’da yargıya intikal etmiş ve Paris’teki mahkeme soruşturma başlatmıştı.

Saldırıdan kurtulan çok sayıda kurbanı temsil eden kuruluşlar Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’dan şikayetçi oldu. Mahkemeye görgü tanıklarının ifadelerini ve olaya dair video ve fotoğrafları sundular.

Kanada ve Hollanda bu yıl Haziran ayında Şam rejimine yönelik işkence suçlamalarını Uluslarası Adalet Divanı’na taşıdı. İki ülke Şam rejimini BM’nin işkence ve kimyasal silahlara dair sözleşmelerini ihlal etmekle suçladı ve dava açılması için başvuruda bulundu.

Fransa’da önümüzdeki yıl Suriye rejiminin üst düzey üç temsilcisinin Fransa-Suriye vatandaşı iki kişiye işkence yapmak ve öldürmek suçundan hakim karşısına çıkması bekleniyor. Kurbanların Şam’daki Fransız okulunun bir çalışanı ile oğlu olduğu belirtiliyor. İddianameye göre zanlılar insanlığa karşı suç ve savaş suçu işlenmesine iştirak etmekle suçlanıyor.

BM uzmanları ve Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPWC) Suriye Ordusu’nu birçok kez halkına yönelik sarin ve klor gazı kullanmakla suçlamıştı. Şam rejimi ise bu suçlamaları reddetmişti.

Paylaşın

Suriye İle Normalleşme; Esad: Türkiye, Suriye’den Çekilmedikçe…

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Şam ile Ankara arasında ilişkilerin normalleşmesi için, Türkiye birliklerinin Suriye topraklarından çekilmesinin kaçınılmaz olduğunu söyledi.

14 ve 28 Mayıs seçimleri öncesi Beşar Esad ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir araya gelebileceği belirtiliyordu. Erdoğan ile olası bir görüşmeye ilişkin daha önce de açıklamada bulunan Esad, “Görüşme Erdoğan’ın koşulları altında gerçekleşemez” demişti.

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan’ı beraberindeki heyetle kabul etti. Suriye Devlet Ajansı SANA’nın haberine göre, dünyadaki gidişatın Şam yönetiminin “savunduğu ve bedelini ödediği” konuların doğru olduğunu ve politikalarının “sağlam olduğunu kanıtladığını vurgulayan” Esad, siyasetlerinde ısrar edeceklerinin işaretlerini verdi.

SANA Esad’ın bu çerçevede Abdullahiyan ile İran Suriye ilişkilerini, “bölgedeki durumu, Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönüşüne ilişkin çalışmaların yanı sıra Türkiye’nin Suriye topraklarından çekilmesi gerekliliği”ni konuştuğunu bildirdi.

Esad görüşmede “Şam ile Ankara arasındaki ilişkilerin normalleşmesi için Türkiye birliklerinin Suriye toprağından çekilmesinin kaçınılmazlığı” konusunu ifade etti. Habere göre, İran Dışişleri Bakanı Abdullahiyan ise, Suriye’nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı duyulması gerektiğini belirtti.

Normalleşme sürecinin ilk adımı 28 Aralık’ta atıldı

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Suriyeli mevkidaşı Faysal Mikdad, Suriye’de savaşın başladığı 2011 yılından bu yana dışişleri bakanları düzeyinde ilk kez resmi görüşme için Moskova’da bir araya gelmişti.

Toplantıda ilişkilerin normalleştirilmesinin yanı sıra Suriye’deki iç savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınan 3,7 milyon Suriyeli mültecinin ülkelerine gönüllü geri dönmeleri konusunun da ele alınacağı kaydedilmişti.

Dışişleri Bakanlığı’nın internet sitesinde konuyla ilgili yer alan açıklamada “Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi hakkında görüş alışverişinde bulunulması, terörle mücadele, siyasi süreç, sığınmacıların gönüllü, güvenli ve onurlu dönüşleri de dahil olmak üzere insani konuların ele alınması planlanmaktadır” denilmişti.

Ankara ile Şam arasındaki normalleşme sürecinde Rusya’nın da girişimleriyle ilk somut adım bakanlar düzeyinde 28 Aralık’ta atılmıştı.

Moskova’da 28 Aralık 2022’de Türkiye, Rusya ve Suriye savunma bakanları ve istihbarat başkanlarının katılımıyla yapılan üçlü toplantıda Suriye krizi, mülteci sorunu ve Suriye topraklarında bulunan tüm terör örgütleri ile ortak mücadele çabaları ele alınmıştı.

İlk görüşmede Şam yönetiminin, Türkiye’den, topraklarından çekilmesini ve Özgür Suriye Ordusu’nu (ÖSO) “terörist” olarak tanınmasını istediği ancak bu taleplerin Türkiye tarafından geri çevrildiği bildirilmişti.

Nisan başında dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde yapılan toplantıya İran da katıldı. Türkiye, Suriye, Rusya ve İran savunma bakanları ve istihbarat başkanlarının katıldığı 25 Nisan’da yapılan toplantı, Ankara ile Şam arasında başlatılan normalleşme sürecinde yeni bir adım olmuştu.

Milli Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Türkiye “Suriye topraklarında her şekliyle terör örgütleri ve tüm aşırılıkçı gruplarla mücadele, Suriyeli mültecilerin topraklarına dönmelerine yönelik çabaların yoğunlaştırılması”na vurgu yaptı ve tarafların “Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygılı olduklarını teyit” ettikleri belirtilmişti.

Suriye ise “Türk birliklerinin Suriye’den çekilmesi” talebini yinelemişti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 28 Aralık toplantısı öncesinde Suriye’nin kuzeyindeki YPG güçlerine yönelik olası kara operasyonuyla ilgili açıklamada bulunurken, “Biz şu an itibarıyla Suriye, Türkiye, Rusya üçlü olarak bir adım atalım istiyoruz.

Bunun için de önce istihbarat örgütlerimiz bir araya gelsin, ardından savunma bakanlarımız bir araya gelsin, daha sonra dışişleri bakanlarımız bir araya gelsin. Onların yaptığı görüşmelerden sonra da biz liderler olarak bir araya gelelim. Bunu da Sayın Putin’e teklif ettim. O da buna olumlu baktı. Böylece bir dizi görüşmeler zincirini başlatmış olacağız” şeklinde konuşmuştu.

Erdoğan’ın açıklamalarının ardından Rus medyasına yansıyan haberlerde, Moskova’nın Türkiye tarafından önerilen üçlü diplomasi mekanizması fikrine sıcak baktığı belirtilmişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Kasım ayında Suriye Devlet Başkanı Esad ile görüşebileceğinin sinyalini vermiş ancak Esad, Türkiye Suriye’nin kuzeyindeki askerlerini çekmeyi kabul etmediği müddetçe Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmeyeceğini söylemişti.

Paylaşın

Suriye İle Normalleşme: Esad’dan Erdoğan’la Görüşme Açıklaması

Suriye ile Türkiye arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi adımları kapsamında Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir araya gelebileceği belirtiliyordu.

Haber Merkezi / Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Syk News Arabia kanalı ile özel mülakatında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile olası bir görüşmeye ilişkin açıklamalarda bulundu. Esad, “Görüşme Erdoğan’ın koşulları altında gerçekleşemez” dedi.

Normalleşme sürecinin ilk adımı 28 Aralık’ta atıldı

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Suriyeli mevkidaşı Faysal Mikdad, Suriye’de savaşın başladığı 2011 yılından bu yana dışişleri bakanları düzeyinde ilk kez resmi görüşme için Moskova’da bir araya gelmişti.

Toplantıda ilişkilerin normalleştirilmesinin yanı sıra Suriye’deki iç savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınan 3,7 milyon Suriyeli mültecinin ülkelerine gönüllü geri dönmeleri konusunun da ele alınacağı kaydedilmişti.

Dışişleri Bakanlığı’nın internet sitesinde konuyla ilgili yer alan açıklamada “Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi hakkında görüş alışverişinde bulunulması, terörle mücadele, siyasi süreç, sığınmacıların gönüllü, güvenli ve onurlu dönüşleri de dahil olmak üzere insani konuların ele alınması planlanmaktadır” denilmişti.

Ankara ile Şam arasındaki normalleşme sürecinde Rusya’nın da girişimleriyle ilk somut adım bakanlar düzeyinde 28 Aralık’ta atılmıştı.

Moskova’da 28 Aralık 2022’de Türkiye, Rusya ve Suriye savunma bakanları ve istihbarat başkanlarının katılımıyla yapılan üçlü toplantıda Suriye krizi, mülteci sorunu ve Suriye topraklarında bulunan tüm terör örgütleri ile ortak mücadele çabaları ele alınmıştı.

İlk görüşmede Şam yönetiminin, Türkiye’den, topraklarından çekilmesini ve Özgür Suriye Ordusu’nu (ÖSO) “terörist” olarak tanınmasını istediği ancak bu taleplerin Türkiye tarafından geri çevrildiği bildirilmişti.

Nisan başında dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde yapılan toplantıya İran da katıldı. Türkiye, Suriye, Rusya ve İran savunma bakanları ve istihbarat başkanlarının katıldığı 25 Nisan’da yapılan toplantı, Ankara ile Şam arasında başlatılan normalleşme sürecinde yeni bir adım olmuştu.

Milli Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Türkiye “Suriye topraklarında her şekliyle terör örgütleri ve tüm aşırılıkçı gruplarla mücadele, Suriyeli mültecilerin topraklarına dönmelerine yönelik çabaların yoğunlaştırılması”na vurgu yaptı ve tarafların “Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygılı olduklarını teyit” ettikleri belirtilmişti.

Suriye ise “Türk birliklerinin Suriye’den çekilmesi” talebini yinelemişti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 28 Aralık toplantısı öncesinde Suriye’nin kuzeyindeki YPG güçlerine yönelik olası kara operasyonuyla ilgili açıklamada bulunurken, “Biz şu an itibarıyla Suriye, Türkiye, Rusya üçlü olarak bir adım atalım istiyoruz.

Bunun için de önce istihbarat örgütlerimiz bir araya gelsin, ardından savunma bakanlarımız bir araya gelsin, daha sonra dışişleri bakanlarımız bir araya gelsin. Onların yaptığı görüşmelerden sonra da biz liderler olarak bir araya gelelim. Bunu da Sayın Putin’e teklif ettim. O da buna olumlu baktı. Böylece bir dizi görüşmeler zincirini başlatmış olacağız” şeklinde konuşmuştu.

Erdoğan’ın açıklamalarının ardından Rus medyasına yansıyan haberlerde, Moskova’nın Türkiye tarafından önerilen üçlü diplomasi mekanizması fikrine sıcak baktığı belirtilmişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Kasım ayında Suriye Devlet Başkanı Esad ile görüşebileceğinin sinyalini vermiş ancak Esad, Türkiye Suriye’nin kuzeyindeki askerlerini çekmeyi kabul etmediği müddetçe Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmeyeceğini söylemişti.

Paylaşın

Suriye İle Normalleşme; Esad: Ortak Bir Strateji Geliştirilmeli

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın ofisinden yapılan açıklamada, özellikle Türkiye-Suriye-Rusya-İran arasındaki ‘dörtlü toplantılar’ ve Astana yolunda koordinasyonun öneminin altını çizildi.

Açıklamanın devamında, “Rusya ve İran taraflarıyla işbirliği içinde, ister Türkiye’nin Suriye topraklarından çekilmesi olsun, ister terörle mücadele ve başka konular olsun, temelleri tanımlayan ve yaklaşan müzakerelerin dayandığı başlık ve hedefleri kesin olarak netleştiren ve bu adresler için bir zaman çerçevesi ve uygulama mekanizmalarını belirleyecek ortak bir stratejinin geliştirilmesi gerektiğini vurguladı” ifadelerine yer verildi.

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Ali Asğar Haci ve beraberindeki heyetle bir araya geldi. Suriye devlet ajansı SANA’nın aktardığına göre Esad, Türkiye ile ilişkilere değindi.

Şam-Ankara arasındaki ‘normalleşme’ müzakerelerinde, Türkiye’nin Suriye topraklarından çekilme hedefine odaklanılması gerektiğini dile getirdi. Esad, Suriye’nin müzakerelerdeki ana hedeflerinin Türkiye’nin Suriye topraklarından çekilmesi ve ‘terörle mücadele’ olduğunu söyledi.

Türkiye-Suriye-Rusya-İran arasındaki dörtlü toplantılar ve Astana görüşmelerinin önemine dikkat çeken Esad’ın ofisinden yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

“Esad, bundan sonraki aşamada, özellikle ‘dörtlü toplantılar’ ve Astana yolunda koordinasyonun öneminin altını çizerek, Rusya ve İran taraflarıyla işbirliği içinde, ister Türkiye’nin Suriye topraklarından çekilmesi olsun, ister terörle mücadele ve başka konular olsun, temelleri tanımlayan ve yaklaşan müzakerelerin dayandığı başlık ve hedefleri kesin olarak netleştiren ve bu adresler için bir zaman çerçevesi ve uygulama mekanizmalarını belirleyecek ortak bir stratejinin geliştirilmesi gerektiğini vurguladı.”

Normalleşme sürecinin ilk adımı 28 Aralık’ta atıldı

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Suriyeli mevkidaşı Faysal Mikdad, Suriye’de savaşın başladığı 2011 yılından bu yana dışişleri bakanları düzeyinde ilk kez resmi görüşme için Moskova’da bir araya gelmişti.

Toplantıda ilişkilerin normalleştirilmesinin yanı sıra Suriye’deki iç savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınan 3,7 milyon Suriyeli mültecinin ülkelerine gönüllü geri dönmeleri konusunun da ele alınacağı kaydedilmişti.

Dışişleri Bakanlığı’nın internet sitesinde konuyla ilgili yer alan açıklamada “Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi hakkında görüş alışverişinde bulunulması, terörle mücadele, siyasi süreç, sığınmacıların gönüllü, güvenli ve onurlu dönüşleri de dahil olmak üzere insani konuların ele alınması planlanmaktadır” denilmişti.

Ankara ile Şam arasındaki normalleşme sürecinde Rusya’nın da girişimleriyle ilk somut adım bakanlar düzeyinde 28 Aralık’ta atılmıştı.

Moskova’da 28 Aralık 2022’de Türkiye, Rusya ve Suriye savunma bakanları ve istihbarat başkanlarının katılımıyla yapılan üçlü toplantıda Suriye krizi, mülteci sorunu ve Suriye topraklarında bulunan tüm terör örgütleri ile ortak mücadele çabaları ele alınmıştı.

İlk görüşmede Şam yönetiminin, Türkiye’den, topraklarından çekilmesini ve Özgür Suriye Ordusu’nu (ÖSO) “terörist” olarak tanınmasını istediği ancak bu taleplerin Türkiye tarafından geri çevrildiği bildirilmişti.

Nisan başında dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde yapılan toplantıya İran da katıldı. Türkiye, Suriye, Rusya ve İran savunma bakanları ve istihbarat başkanlarının katıldığı 25 Nisan’da yapılan toplantı, Ankara ile Şam arasında başlatılan normalleşme sürecinde yeni bir adım olmuştu.

Milli Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Türkiye “Suriye topraklarında her şekliyle terör örgütleri ve tüm aşırılıkçı gruplarla mücadele, Suriyeli mültecilerin topraklarına dönmelerine yönelik çabaların yoğunlaştırılması”na vurgu yaptı ve tarafların “Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygılı olduklarını teyit” ettikleri belirtilmişti.

Suriye ise “Türk birliklerinin Suriye’den çekilmesi” talebini yinelemişti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 28 Aralık toplantısı öncesinde Suriye’nin kuzeyindeki YPG güçlerine yönelik olası kara operasyonuyla ilgili açıklamada bulunurken, “Biz şu an itibarıyla Suriye, Türkiye, Rusya üçlü olarak bir adım atalım istiyoruz.

Bunun için de önce istihbarat örgütlerimiz bir araya gelsin, ardından savunma bakanlarımız bir araya gelsin, daha sonra dışişleri bakanlarımız bir araya gelsin. Onların yaptığı görüşmelerden sonra da biz liderler olarak bir araya gelelim. Bunu da Sayın Putin’e teklif ettim. O da buna olumlu baktı. Böylece bir dizi görüşmeler zincirini başlatmış olacağız” şeklinde konuşmuştu.

Erdoğan’ın açıklamalarının ardından Rus medyasına yansıyan haberlerde, Moskova’nın Türkiye tarafından önerilen üçlü diplomasi mekanizması fikrine sıcak baktığı belirtilmişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Kasım ayında Suriye Devlet Başkanı Esad ile görüşebileceğinin sinyalini vermiş ancak Esad, Türkiye Suriye’nin kuzeyindeki askerlerini çekmeyi kabul etmediği müddetçe Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmeyeceğini söylemişti.

Paylaşın

Suriye İle Normalleşme: Esad’ın Erdoğan’la Görüşme Şartı Belli Oldu

Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad, Recep Tayyip Erdoğan ile Beşar Esad arasında olası bir görüşmenin Türk askerlerinin Suriye’den tamamen çekilmesine bağlı olduğunu söyledi.

Faysal Mikdad, RT Arapça’ya verdiği mülakatta “Şam, Suriye’de geniş topraklar işgal eden Türkiye ile ilişkilerini normalleştirmeyecektir” dedi.

Marbuta Haber’in aktardığına göre Mikdad, Suudi Arabistan ve İran arasındaki ilişkilerin yeniden canlanmasını memnuniyetle karşıladığını belirtti.

‘Bölgenin kötülüğünü isteyenlerin’ ABD, İsrail ve müttefikleri olduğunu belirten Mikdad, Şam’ın Arap ülkeleri ile Tahran arasında daha fazla ilişki kurulmasını istediğini de sözlerine ekledi.

Suriye’nin, Rusya’nın Ukrayna’daki ‘özel askeri operasyonlarını’ desteklediğini de belirten Mikdad, Rus ordusunun ‘büyük zaferler elde ettiğini’ ifade etti.

Normalleşme sürecinin ilk adımı 28 Aralık’ta atıldı

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Suriyeli mevkidaşı Faysal Mikdad, Suriye’de savaşın başladığı 2011 yılından bu yana dışişleri bakanları düzeyinde ilk kez resmi görüşme için Moskova’da bir araya gelmişti.

Toplantıda ilişkilerin normalleştirilmesinin yanı sıra Suriye’deki iç savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınan 3,7 milyon Suriyeli mültecinin ülkelerine gönüllü geri dönmeleri konusunun da ele alınacağı kaydedilmişti.

Dışişleri Bakanlığı’nın internet sitesinde konuyla ilgili yer alan açıklamada “Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi hakkında görüş alışverişinde bulunulması, terörle mücadele, siyasi süreç, sığınmacıların gönüllü, güvenli ve onurlu dönüşleri de dahil olmak üzere insani konuların ele alınması planlanmaktadır” denilmişti.

Ankara ile Şam arasındaki normalleşme sürecinde Rusya’nın da girişimleriyle ilk somut adım bakanlar düzeyinde 28 Aralık’ta atılmıştı.

Moskova’da 28 Aralık 2022’de Türkiye, Rusya ve Suriye savunma bakanları ve istihbarat başkanlarının katılımıyla yapılan üçlü toplantıda Suriye krizi, mülteci sorunu ve Suriye topraklarında bulunan tüm terör örgütleri ile ortak mücadele çabaları ele alınmıştı.

İlk görüşmede Şam yönetiminin, Türkiye’den, topraklarından çekilmesini ve Özgür Suriye Ordusu’nu (ÖSO) “terörist” olarak tanınmasını istediği ancak bu taleplerin Türkiye tarafından geri çevrildiği bildirilmişti.

Nisan başında dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde yapılan toplantıya İran da katıldı. Türkiye, Suriye, Rusya ve İran savunma bakanları ve istihbarat başkanlarının katıldığı 25 Nisan’da yapılan toplantı, Ankara ile Şam arasında başlatılan normalleşme sürecinde yeni bir adım olmuştu.

Milli Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Türkiye “Suriye topraklarında her şekliyle terör örgütleri ve tüm aşırılıkçı gruplarla mücadele, Suriyeli mültecilerin topraklarına dönmelerine yönelik çabaların yoğunlaştırılması”na vurgu yaptı ve tarafların “Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygılı olduklarını teyit” ettikleri belirtilmişti.

Suriye ise “Türk birliklerinin Suriye’den çekilmesi” talebini yinelemişti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 28 Aralık toplantısı öncesinde Suriye’nin kuzeyindeki YPG güçlerine yönelik olası kara operasyonuyla ilgili açıklamada bulunurken, “Biz şu an itibarıyla Suriye, Türkiye, Rusya üçlü olarak bir adım atalım istiyoruz.

Bunun için de önce istihbarat örgütlerimiz bir araya gelsin, ardından savunma bakanlarımız bir araya gelsin, daha sonra dışişleri bakanlarımız bir araya gelsin. Onların yaptığı görüşmelerden sonra da biz liderler olarak bir araya gelelim. Bunu da Sayın Putin’e teklif ettim. O da buna olumlu baktı. Böylece bir dizi görüşmeler zincirini başlatmış olacağız” şeklinde konuşmuştu.

Erdoğan’ın açıklamalarının ardından Rus medyasına yansıyan haberlerde, Moskova’nın Türkiye tarafından önerilen üçlü diplomasi mekanizması fikrine sıcak baktığı belirtilmişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Kasım ayında Suriye Devlet Başkanı Esad ile görüşebileceğinin sinyalini vermiş ancak Esad, Türkiye Suriye’nin kuzeyindeki askerlerini çekmeyi kabul etmediği müddetçe Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmeyeceğini söylemişti.

Paylaşın

SDG’den Beşar Esad’a Yeniden Diyalog Çağrısı

SDG, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile diyalog kurma girişimini yineledi. SDG’nin, 2018 yılında bu yana Şam yönetimiyle temasa geçmek istediği ancak bu girişimlerin başarısızlıkla sonuçlandığı biliniyor.

Çatı yapısını YPG’nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG), tarafından Fransız Haber Ajansı’na (AFP) yapılan açıklamada, “Suriye krizine bir çözüm bulmak için Suriye hükümetiyle görüşmeye ve onunla ve tüm Suriyeli taraflarla diyalog kurmaya hazır olduğumuzu teyit ediyoruz.” denildi.

SDG’nin Suriye’de “merkezi olmayan” bir yönetim arzu ettiği görüşü yinelenen açıklamada, Suriye toprak bütünlüğüne bağlılık teyit edildi.

Açıklamada SDG’nin kontrol ettiği topraklarda bulunan petrol ve gaz yatakları da dahil olmak üzere, tüm doğal ve ekonomik kaynakların Suriye bölgeleri arasında “adil” bir şekilde dağıtılmasını arzu edildiği kaydedildi.

Suriye lideri Beşar Esad, mart ayında verdiği bir röportajda, Suriye topraklarında yabancılarla çalışan bütün bireyleri ve grupları “hain” olarak gördüklerini söylemişti.

Suriye Demokratik Güçleri’nin , 2018 yılında bu yana Şam yönetimiyle temasa geçmek istediği ancak bu girişimlerin başarısızlıkla sonuçlandığı biliniyor.

Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü Tuğgeneral Patrick Ryder, geçen hafta yaptığı açıklamada, ‘Suriye Demokratik Güçleri (SDG) isimli silahlı oluşumun PKK olmadığını ve bu grupla 2014’ten bu yana birlikte çalıştıklarını’ söylemişti.

Tuğgeneral Patrick Ryder, şu ifadeleri kullanmıştı: “IŞİD’i yenme misyonunun bir parçası olarak SDG ile 2014’ten, 2015’ten bu yana ortaklık yapıyoruz. Onlarla uzun süredir devam eden bir ilişkimiz var. Onlar PKK değil. IŞİD’i yenmek için SDG ile ortaklık yapıyoruz. Yani hayır, çok uzun bir süredir ortak operasyonlar yürütüyoruz.”

Türkiye, SDG’yi oluşturan unsurlardan YPG’yi, PKK’nın Suriye kolu olarak kabul ediyor.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Esad’dan Erdoğan’la Görüşme İçin Suriye’den Askerlerin Çekilmesi Şartı

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşme için ‘Suriye’den askerlerin çekilmesi’ şartını yineledi. Erdoğan ile görüşmeye hazır olduğunu ancak bunun için Türkiye’nin askerlerini Suriye’nin kuzeyinden çekmesini şart koşan Esad, Ankara’nın ‘terörizme verdiği tüm desteği kesmesi’ gerektiğini de söyledi. 

“Erdoğan’la bir görüşmenin gerçekleşebileceği tek senaryo bu” diyen Suriye Devlet Başkanı, “Suriye’deki savaşın nihai olarak sona ermesine yol açmayacaksa, böyle bir toplantının ne yararı olabilir?” ifadelerini kullandı.

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, resmi ziyarette bulunduğu Moskova’da, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir araya geldi. Şam-Ankara ilişkilerinin de masaya yatırıldığı görüşmenin ardından Rusya basınına açıklamalarda bulunan Esad, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşme olasılığına ilişkin konuştu.

Esad, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile olası bir görüşme için ‘Suriye’den askerlerin çekilmesi’ şartını yineledi. Erdoğan ile görüşmeye hazır olduğunu ancak bunun için Türkiye’nin askerlerini Suriye’nin kuzeyinden çekmesini şart koşan Esad, Ankara’nın ‘terörizme verdiği tüm desteği kesmesi’ gerektiğini de söyledi.

“Erdoğan’la bir görüşmenin gerçekleşebileceği tek senaryo bu” diyen Suriye Devlet Başkanı, “Suriye’deki savaşın nihai olarak sona ermesine yol açmayacaksa, böyle bir toplantının ne yararı olabilir?” ifadelerini kullandı.

Öte yandan, Ukrayna savaşında Rusya’ya desteğini de yineleyen Esad, ‘Suriyelilerin çoğunun Rusya’nın Ukrayna operasyonunu desteklediğini’ dile getirdi.

Reuters’ın RIA Novosti’den aktardığına göre, “Suriye’deki Rus varlığını genişletmenin iyi bir şey olduğunu düşünüyoruz” diyen Esad, Rus ordusunun Suriye’deki varlığının ‘geçici ya da sadece terörle mücadeleye odaklı olmaması gerektiğini’ söyledi.

Suriye Devlet Başkanı, “Terörle mücadele günümüzün meselesi ama geçici bir mesele. Rus ordusunun herhangi bir ülkedeki varlığı geçici olmamalı” dedi.

Putin – Esad arasında gerçekleşen görüşmeye dair Kremlin’den yapılan yazılı açıklamada iki liderin ifadelerine yer verildi.

Putin, iki ülkenin sürekli iletişim halinde olduğunu ve iki ülke arasındaki ilişkilerin ilerlediğini belirterek şöyle dedi: “Ortak çabalarımız sosyoekonomik ve iç siyasi durumun istikrara kavuşmasını mümkün kılıyor. Ancak Suriye halkı yıkıcı bir deprem gibi çok ciddi bir sorunla daha karşı karşıya kaldı. Tabii ki, bu durumu ağırlaştırıyor. Gerçek dostların yaptığı gibi biz de size destek olmaya çalışıyoruz.

Bildiğiniz gibi hem Acil Durumlar Bakanlığı’ndan hem de Suriye’de bulunan Silahlı Kuvvetlerden temsilcilerimiz de deprem yardım çalışmalarına katkı sağlıyor. Ancak her şeye rağmen ilişkilerimiz ilerliyor, ekonomi de dahil. Geçen yıl ticarette yüzde 7’lik bir artış kaydettik. Önümüzdeki yıl ülkelerimiz arasındaki diplomatik ilişkilerin 80’inci yılını kutlayacağız.”

Daha sık görüşmeliyiz

Esad da Moskova’da olmaktan mutlu olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı: “Her iki taraftan farklı yetkililer sürekli görüşmeye devam ediyor. Ancak uluslararası arenada devam eden çeşitli değişiklikler nedeniyle, nasıl ilerleyeceğimizi anlamak için muhtemelen daha sık görüşmeliyiz. Öncelikle size ve Acil Durumlar Bakanlığı aracılığıyla faaliyet gösteren ve depremin ardından bize yardımcı olan Rusya Federasyonu’nun tüm bakanlıklarına teşekkür etmek istiyorum.

Farklı bakanlıklarımız arasında son üç gün içinde gerçekleştirilen görüşmelerin sonuçlarından çok memnunum. Bunların son birkaç yılın en iyi toplantıları olduğuna inanıyorum. Bu sefer elde ettiğimiz sonuçların, finansal ve ekonomik bağlarımızı pratikte daha da geliştirmemize yardımcı olacağını düşünüyorum.”

Suriye Devlet Başkanlığı ofisinden yapılan açıklamada ise görüşmede iki liderin siyasi ve ekonomik gelişmelerin yanı sıra ikili ilişkileri, ortak iş birliğini, bölgesel ve uluslararası gelişmeleri ele aldığı belirtildi. Ayrıca, iki liderin Ukrayna’daki “Rus askeri operasyonunu” da ele aldığı ve Esad’ın, Rusya-Ukrayna savaşında Moskova yönetimine desteklerini yinelediği ifade edildi.

Öte yandan ziyaret kapsamında Esad rejiminin Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Savunma Bakanı Ali Mahmud Abbas ile Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ayrı görüşmeler gerçekleştirdi.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’ndan Beşar Esad’a Taziye Mektubu

Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a taziye mektubu kaleme alan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Ülkemizin ve komşu Suriye halkının kayıplarını yüreğimizde hissettiğimizi bilmenizi isterim” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Bu afetin ve yaşadığımız acının bir kez daha gösterdiği gibi, kederlerimizde de ortak ve komşuyuz, Halklarımızın ortak acılarını paylaşıyoruz. Bu vesileyle size ve halkınıza başsağlığı diliyor, ileride kederlerimizi değil ümitlerimizi paylaşmayı umuyorum.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli depremler nedeniyle, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a taziye mektubu kaleme aldı.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun taziye mektubunda şu ifadeler yer alıyor:

“6 Şubat tarihinde yaşadığımız büyük deprem felaketi ülkemizi olduğu gibi Suriye’yi de etkilemiş ve büyük acıya boğmuştur. Yaklaşık on beş gündür bölgeyi ziyaret ederek halkıma derman olmaya gayret ediyorum. Ülkemizin ve komşu Suriye halkının kayıplarını yüreğimizde hissettiğimizi bilmenizi isterim.

Bu afetin ve yaşadığımız acının bir kez daha gösterdiği gibi, kederlerimizde de ortak ve komşuyuz, Halklarımızın ortak acılarını paylaşıyoruz. Bu vesileyle size ve halkınıza başsağlığı diliyor, ileride kederlerimizi değil ümitlerimizi paylaşmayı umuyorum.”

Türkiye’nin güneyinde yer alan 11 ilde büyük yıkıma neden olan Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli depremler Suriye’nin kuzey bölümünde de büyük yıkıma sebep olmuştu. Depremlerde Suriye’de 5 milyondan fazla kişi yaşamını yitirmişti. Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre depremden 8,8 milyon kişi etkilendi .

Paylaşın

Esad, Muhaliflerin Elinde Bulunan Bölgelere Sınırları Açmayı Düşünmeye İstekli

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Suriye’nin kuzeybatısındaki muhalif güçlerin elinde bulunan depremzedelere yardım ulaştırılması için sınır kapılarını açmayı değerlendirmeye istekli olduğu duyuruldu.

Suriye’de Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli depremler nedeniyle şu ana kadar 3 bin 500’ün üzerinde can kaybının olduğu bildirildi.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, Esad’ın Suriye’nin kuzeybatısındaki muhalif güçlerin elinde bulunan depremzedelere yardım ulaştırılması için sınır kapılarını açmayı değerlendirmeye istekli olduğunu söyledi.

Ghebreyesus, “Bu öğleden sonra Devlet Başkanı Esad ile görüştüm ve kendisi bu acil durum için sınır ötesi erişim noktalarını değerlendirmeye açık olduğunu belirtti” dedi. Şam hükümeti geçen hafta da kuzey bölgesine yardım göndermeye hazır olduğunu açıklamıştı.

Ankara da geçen hafta, Şam’la diplomatik ilişkilerin başlaması yönünde atılan adımlar sonrasında Suriye’de hükümetin kontrolündeki bölgelerle doğrudan bir sınır kapısı açmaya istekli olabileceğini açıklamıştı.

“Heyet Tahrir el-Şam nedeniyle bölgeye yardımlar gecikiyor”

Öte yandan Birleşmiş Milletler, Suriye’nin hükümet kontrolündeki bölgelerinden muhaliflerin kontrolündeki bölgelere yapılan deprem yardımlarının, Heyet Tahrir el-Şam örgütü ile yaşanan “onay sorunları” nedeniyle geciktiğini söyledi.

Suriye’de deprem nedeniyle şu ana kadar bildirilen 3 bin 500 ölümün büyük bir kısmının Heyet Tahrir el-Şam’ın elinde tuttuğu bölgede meydana geldiği bildiriliyor.

Hükümetle cephe hatlarının kapalı olması ve sadece tek bir sınır kapısının kuzeydeki Türkiye’ye bağlanması nedeniyle bölge çok az yardım alabiliyor.

BM ve ABD’nin terör örgütü olarak sınıflandırdığı gruptan isminin açıklanmasını istemeyen bir kişi Reuters’a yaptığı açıklamada, Şam yönetiminin yardım ederek durumdan “çıkar sağlamaya çalıştığını” bu sebeple de Suriye’nin hükümet kontrolündeki bölgelerinden sevkiyat yapılmasına izin verilmeyeceğini belirtti.

BM Sözcüsü Jens Laerke ise Türkiye ile muhaliflerin kontrolündeki bölge arasında yardım sevkiyatı için iki sınır noktası daha açarak sınır ötesi operasyonları hızlandırmayı umduğunu söyledi.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın