Erdoğan, Batman’dan Murat Kurum Ve Turgut Altınok’a Oy İstedi

Batman’da halka seslenen Erdoğan, “Batmanlı İstanbul’u arayacak, oradaki kardeşine ne diyecek? Oylar Murat Kurum’a. Ankara’yı arayacak, oylar Turgut Altınok’a diyecek. Herkesin sandığa gitmesini sağlayacağız” dedi.

Konuşmasında, CHP ve DEM Parti’ye de yüklenen Erdoğan, “CHP’li ve DEM’li bir avuç komprador dışında ne olup bittiğinden kimsenin haberi yok. Her iki partiye gönül verenlerin ne düşündüğünü ne istediğini zaten kimse umursamıyor.

Bizim belirlediğimiz adaylara gidip tıpış tıpış oy vereceksiniz dediler, verdiler mi? Vermediler… Milletimizin bu çirkin dayatmayı kabul etmeyeceğine inanıyorum. 31 Mart’ın Türkiye’nin bu işportacı siyaset anlayışından kurtuluşuna vesile olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yerel seçimler kapsamında partisinin Batman mitinginde yurttaşlara seslendi. Erdoğan’ın konuşmasında öne çıkan noktalar şu şekilde:

“Meydana gelmeden önce sorun katılım ne kadar diye, 50 bin. Meydanlara sığmayan sevdamız için her birinize teşekkür ediyorum… Millete ballandırarak anlattıkları ittifakın ve adayının temelinin çürük olduğu böylece ortaya çıktı. Altılı masa dediler, şu anda hiçbirisi parlamentoda değil. Masanın altına birilerini soktular, ne çıktı? Hiç

Bugün siyaset arenasına baktığınızda Cumhur İttifakı yoluna kararlı bir şekilde devam ederken altılı masanın yerinde yeller esiyor. Siyaset mühendisliklerinin ürünü olarak kuruldular, sonra da aynı siyaset mühendisleri tarafından tek hamleyle yıkıldılar.

Şimdi birbirleri hakkında söylediklerini, birbirlerine kurdukları kumpasları gördükçe onlar adına inanın biz de hicap duyuyoruz. Milletimizin verilmiş sadakası varmış. Allah Türkiye’nin yüzüne bakmış da bunlar iktidara gelmemiş.

Biz seçim sürecindeki dirayetli duruşumuzla milletimizin hançerlenmesinin önüne geçtik. Aslında altılı masa denilen yamalı bohçayı millete umut diye pazarlayanlar, bunların içlerinin boş olduğunu çok iyi biliyorlar. Benim Kürt kardeşlerim dahil seçmenlerine, masaya ve adayına oy verdirdiler. Sırf kendi ihtirasları için tapulu mülkü olarak gördükleri seçmenlerinin iradesini sağa sola peşkeş çektiler. Aynı nobranlığı, aynı küstahlığı, aynı milli irade simsarlığını bu seçimlerde de sürdürüyorlar.

CHP’li ve DEM’li bir avuç komprador dışında ne olup bittiğinden kimsenin haberi yok. Her iki partiye gönül verenlerin ne düşündüğünü ne istediğini zaten kimse umursamıyor. Bizim belirlediğimiz adaylara gidip tıpış tıpış oy vereceksiniz dediler, verdiler mi? Vermediler… Milletimizin bu çirkin dayatmayı kabul etmeyeceğine inanıyorum. 31 Mart’ın Türkiye’nin bu işportacı siyaset anlayışından kurtuluşuna vesile olmasını diliyorum.

Bizi çatışmaların tarafı yapmak, huzurumuzu bozmak için çok çalıştılar. Türkiye’yi birçok yangından uzak tuttuk. Tüm terör örgütlerine karşı başarılı bir mücadele yürüttük. Bölücü örgütün topraklarımızdaki varlığı bitme noktasına geldi. Bu yaz itibari ile Irak sınırımızın güvenliğini de temin etmiş olacağız.

Batman’dan Turgut Altınok ve Murat Kurum’a oy istedi

Batmanlı İstanbul’u arayacak, oradaki kardeşine ne diyecek? Oylar Murat Kurum’a. Ankara’yı arayacak, oylar Turgut Altınok’a diyecek. Herkesin sandığa gitmesini sağlayacağız. Tüm Türkiye için güzel netice alacağımıza inanıyorum.

Batman’ın evladı olan Mehmet Şimşek’e güvenim tam. İnşallah yılın ikinci yarısından itibaren uyguladığımız ekonomi programının olumlu yansımalarını daha net göreceğiz. Hayat pahalılığından en fazla etkilenen emeklilerimizin sıkıntılarının farkındayız. Tüm emeklilerimize bir defalık 5’er bin TL ödeme yaptık. Yılın ilk 6 ayı için maaşlara yüzde 50 oranında yani enflasyonun üstünde zam yaptık. Bayram ikramiyelerinde yüzde 50 artışa gittik.

Ramazan Bayramı ikramiyesi 2 Nisan’da hesaplara yatacak. Geçen hafta banka promosyonlarının güncellenmesini sağladık. Kamu bankaları emeklilere 8 bin TL ile 12 bin TL arasında promosyon yatıracak. İnşallah emeklilere desteğimiz sürecek. Muhalefet yalan yanlış söyleyerek emeklileri kışkırtmaya çalışıyor.”

Paylaşın

Doğu Ve Güneydoğu’daki 15 Barodan Provokasyonlara Karşı Tedbir Alınması Çağrısı

14 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine günler kala, aralarında Diyarbakır, Mardin ve Van barosunun da olduğu 15 baro provokasyonlara karşı tedbir alınması çağrısı yaptı.

15 baro tarafından yapılan açıklamada, “Seçim sürecinin güvenilirliğini ve kamuoyunun sürece duyduğu güveni artırmak için tüm yetkilileri, Anayasa ve yasalarla tanımlanan sınırlar çerçevesinde görevlerinin gereklerini yerine getirmeye davet ediyor; tüm siyasetçileri, toplumsal gerginliğe sebep olacak propaganda dilinden uzak durmaya davet ediyoruz.

Seçimin bir demokrasi şöleni olduğunu hatırlatıyor; tüm yurttaşların, hiçbir ayrımcılığa uğramadan, seçme ve seçilme hakkını daha etkin ve daha eşit kullanabilmesi için ilgili kamu görevlilerinden gerekli önlemleri almasını talep ediyoruz.” ifadelerine yer verildi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Erzurum’da yaptığı konuşma sırasında taşlı saldırıya uğramasının ardından Doğu ve Güneydoğu’daki 15 baro provokasyonlara karşı tedbir alınması çağrısı yaptı.

Ağrı, Adıyaman, Batman, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Hakkari, Kars, Mardin, Muş, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak, Tunceli ve Van Baroları adına yapılan ortak yazılı açıklamada, seçim propagandalarının yoğunlaştığı bir dönemde; dün Erzurum’da yaşananların seçim süreci ve güvenliği açısından endişelere yol açtığı belirtildi.

VOA Türkçe’den Mahmut Bozarslan’ın aktardığına göre, provokasyonlara karşı gerekli önlemlerin alınması çağrısı yapılan açıklamada, şu görüşlere yer verildi:

“Seçim sürecinin güvenilirliğini ve kamuoyunun sürece duyduğu güveni artırmak için tüm yetkilileri, Anayasa ve yasalarla tanımlanan sınırlar çerçevesinde görevlerinin gereklerini yerine getirmeye davet ediyor; tüm siyasetçileri, toplumsal gerginliğe sebep olacak propaganda dilinden uzak durmaya davet ediyoruz.

Seçimin bir demokrasi şöleni olduğunu hatırlatıyor; tüm yurttaşların, hiçbir ayrımcılığa uğramadan, seçme ve seçilme hakkını daha etkin ve daha eşit kullanabilmesi için ilgili kamu görevlilerinden gerekli önlemleri almasını talep ediyoruz.”

Paylaşın

Sancar Gençlere Seslendi: Kimse Sandığa Gitmemezlik Etmesin

Batman’da halka seslenen HDP Eş Genel Başkanı Sancar, “Gençler, değişim sizin elinizdedir. Genç nüfusun en yoğun olduğu illerden biri Batman. Herkes ama herkes bugününe sahip çıkmak ve geleceğini aydınlık üzerine kurmak için mutlaka her saniye, her dakika çalışmalıdır. Gençler! Kimse sandığa gitmemezlik etmesin. Sizler arkadaşlarınızla konuşun ikna edin, sandığa götürün ve mührü Yeşil Sol’un ağacının altına vurmalarını sağlayın” dedi.

Haber Merkezi / Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar; DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, Azadî Partisi Genel Başkanı Ayetullah Aşti, HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, KKP, PSK, DDKD temsilcileri ve Yeşil Sol Parti milletvekili adaylarının katılımıyla Batman’da yapılan mitingde konuştu. Sancar, şunları söyledi:

“Gelê êlihê birûmet ez we hemûyan bi dil germî slav dikim. Sevgili Batman halkı hepinizi selamlıyorum. Görüyoruz Batman hazır. 14 Mayıs’a 1 hafta kaldı. Batman 1 hafta sonrasına hazır, tek adam rejimini bitirmeye hazır. Batman demokratik dönüşümün yolunu Yeşil Sol ile açmaya hazır. Var olun, sağ olun! Biz sizinle gurur duyuyoruz. Siz olmasanız biz olmayız. Sizinle varız, desteğinizle varız, inancınızla varız. Gençler, kadınlar yolumuzu açıyor, önümüzde yürüyor ve bizi başarıya götürüyor. Kadın ve gençlere ayrıca binlerce kez teşekkür ediyoruz. Biz sizinle binlerce kez gurur duyuyoruz.

Jin Jiyan Azadî! Bu söz, bu slogan bugün bütün dünyada baskıya ve zulme karşı yankılanıyor. Burada yankılanıyor, Jin Jiyan Azadî diyoruz. Karşımızda AKP-MHP ve diğer küçük ortaklarından oluşan bir ittifak var. İşte bu ittifak bir karanlıklar ittifakıdır. Bu ittifak yalan, haram ve soygun ittifakıdır. Bu ittifak kin, nefret, düşmanlık ittifakıdır. Onun karşısında bizim halklarla kurduğumuz ittifakımız var. Kürt halkının o direniş mücadelesinin, görkemli yürüyüşümüzün Türkiye halkları ile kurduğu büyük ittifak var.

En büyük ittifakımız halkımızla, en büyük gücümüz bizim birliğimizdir. Birliğimiz servetimizdir. Burada Kürt Özgürlük ve Demokrasi İttifakı’nı da bu birliği güçlendirmek için kurduk. Birliğimizi kaybettiğimiz anda, birliğimiz zayıfladığı anda yürüyüşümüzü engellemeleri kolay olur. Bugüne kadar her türlü baskıyı, her türlü zorbalığı denediler ama bizi yolumuzdan alıkoyamadılar. Ne diz çöktük ne boyun eğdik. Neden? Çünkü halkla iç içeyiz, çünkü birliğimiz güçlü.

Evet, Batman yoksulluğun ne olduğunu biliyor. Bu AKP-MHP iktidarının yıllardır ülke kaynaklarını nasıl talan ettiğini ve bunun sonuçlarını Batman biliyor. Batman, Türkiye’deki 81 il içinde en yoksul 72’inci kent. Yani sondan 9’uncu sırada. Gençlerimiz işsiz. Burada emeğiyle geçinmeye çalışanlar tekstil atölyelerinde çalışıyorlar, onlar da sefalet ücretlerine mahkum ediliyorlar. Batman’ın kaynakları var; ovaları, tarım arazileri, petrolü var ama bunların Batmanlılara bir faydası yok. Neden? Çünkü bu kaynakları iktidar sermayeye ve kendi yandaşlarına peşkeş çekiyor. O nedenle yoksul bırakıyor Batmanlıları.

Her seçim dönemi Karadeniz’den gaz çıkarıyorlar, şimdi de “Gabar’dan, Andok’tan petrol çıktı” dediler. Yahu petrol burada! Buradaki petrolün Batmanlılara ne faydası oldu? Buradaki halk zenginliklerden bir fayda sağlayabildi mi? Hayır. O gaz, petrol hepsi seçim için uydurdukları hikayeler. Var olan zenginlikleri de kendilerine, yandaşlarına ve sermayeye aktarıyorlar. O nedenle halk yoksul, gençler işsiz. Biz buna son vermeye geliyoruz; yoksulluğu, hırsızlığı ve talanı sonlandırmaya geliyoruz. Yeşil Sol ile geliyoruz.

“Gençlere sesleniyorum; kimse sandığa gitmemezlik etmesin”

Gençler, değişim sizin elinizdedir. Genç nüfusun en yoğun olduğu illerden biri Batman. Herkes ama herkes bugününe sahip çıkmak ve geleceğini aydınlık üzerine kurmak için mutlaka her saniye, her dakika çalışmalıdır. Gençler! Kimse sandığa gitmemezlik etmesin. Sizler arkadaşlarınızla konuşun ikna edin, sandığa götürün ve mührü Yeşil Sol’un ağacının altına vurmalarını sağlayın.

Bu yoksulluğun en önemli nedeni savaş politikalarıdır. AKP-MHP koalisyonu, bu karanlık ittifak şimdi propagandasını bombalarla ve toplarla yapıyor. Yani size vadettiği şey ölümdür, yoksulluktur, sefalettir. Biz de diyoruz ki, hayır bu ittifakın Kürt düşmanlığı üzerine kurduğu politikalara son vereceğiz! Savaş politikalarının temelinde Kürt düşmanlığı yatıyor. AKP-MHP ittifakı Kürt düşmanıdır, 90’ların karanlıklarının ittifakıdır. O günleri Batman halkı unutmaz. Bu karanlık, nefret ve kin ittifakına en büyük cevabı Batman halkı verecek.

Batman halkı sandıklarda öyle bir cevap verecek ki, 40 yıl öncesinin o hikayesini yeniden hatırlatacak. Hazır mı Batman? 5-0 yapmaya hazır mıyız? 40 yıl önce Edip Solmaz’ı belediye başkanı seçen bu irade, bugün AKP-MHP ittifakına en güçlü cevabı vermeye hazır mı? 14 Mayıs’ta Batman’dan 5 vekil bekliyoruz. Çünkü Batman mücadele ile başarının, direniş ile inşanın iç içe geçtiği bir geleneğin en güzel temsilcisidir. Hem mücadele ediyor hem direniyor hem de başarıyor. Bu seçimde de sizden büyük bir başarı bekliyoruz. 5-0 ile Batman bir kez daha tarih yazacak.

Sevgili dostlar bu sıcakta sizi fazla bekletmek istemiyorum. Siirt’te de halkımız bekliyor. Buradan oraya geçeceğiz. Ama zaten size çok şey anlatmaya gerek yok. Siz hazırsınız; tarihten bugüne, geçmişten geleceğe şanlı yürüyüşün temsilcisisiniz. Sandığa gittiğinizde iki tane oy pusulası olacak. Biri milletvekilliği, biri cumhurbaşkanlığı için. Milletvekilliği seçimi için önünüze uzun bir pusula gelecek. Hiç tereddüt etmeyin, asla yanlış yapmayın. O pusulada tek mühür kullanacaksınız. Bir tane mühür var, o da Yeşil Sol ağacının altına basılacak. Başka hiçbir yere o pusulada mühür basmıyorsunuz. Onu katlıyorsunuz, sandığa koyuyorsunuz, 5 milletvekili çıkarıyorsunuz.

Cumhurbaşkanlığı seçiminde de önünüze kısa bir pusula gelecek. 4 tane resim var. Orada da nereye oy vereceğinizi, neden oy vereceğinizi biliyorsunuz. Tek Adam’a karşı oyunuzu basacağınız yeri biliyorsunuz. Bu otoriter Kürt düşmanı, savaş ve soygun düzeninin temsilcilerine mühür basmıyoruz. Oraya da sadece bir mühür basıyoruz. Bu sandıklar size emanet. Her sandığın seçmeni o sandığın koruyucusudur. Hepiniz sabahlara kadar sandık başında da çuvalların başında da sanki sandık görevlisiymişsiniz gibi bekleyeceksiniz. Ekmeğimizi çaldılar, geleceğimizi çalmak istiyorlar. Barışı ve huzuru çaldılar. Şimdi de iradeyi çalmak isteyecekler, oyları çalmak isteyecekler. Onlara izin vermeyeceğiz.

“Meclis’e en güçlü şekilde gitmeliyiz”

Bu seçimlerde Yeşil Sol Parti’yi en güçlü şekilde Meclis’e göndermenizi istiyoruz. Buradan Batman halkı Türkiye’nin dört bir yanına sesleniyor: Gelin irademizi Yeşil Sol Parti’nin ağacı altında buluşturalım. Meclis’e en güçlü şekilde gideceğiz. Niye istiyoruz bunu? Bu ülkeye demokrasiyi getirmek için, Kürt sorununa demokratik çözüm için, halkların eşit ve özgür bir biçimde barış içinde yaşadığı bir ülke kurmak için, emeğin hakkı için, adalet için bizler Meclis’e en güçlü şekilde gitmeliyiz. Em dibêjin piştî 40 salan dîsa em dîsa serkeftin. Dîsa em dîsa azadî, disa em dîsa demokrasî. Bîminin di xêr û xweşiyê de. Serkeftin hevalno.”

Paylaşın

Diyarbakır, Mardin, Şanlıurfa ve Batman’da Operasyonlar

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü bir soruşturma kapsamında Diyarbakır, Batman, Mardin ve Şanlıurfa’da operasyonlar düzenlendi. Operasyonlarda aralarında gazeteci, siyasetçi ve avukatın da bulunduğu çok sayıda kişi hakkında gözaltı kararı verildi.

Haber Merkezi / Dosyaya gizlilik kararı getirilirken, gözaltına alınanlar hakkında 24 saat avukatlarıyla görüşme yasağı getirildi.

Gözaltına alınanlar arasında, 2017 yılı Nevruz kutlamaları esnasında polis tarafından öldürülen Kemal Kurkut’un vurulma anını fotoğraflayan gazeteci Abdurrahman Gök, Mezopotamya Haber Ajansı çalışanları, Yeni Yaşam Gazatesi Yazı İşleri Müdürü Osman Akın, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Diyarbakır Şube Eş Başkanı Avukat Halise Dakalı, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz’in basın danışmanı Sezen Mercan, Amed Şehir Tiyatrosu sanatçıları ve bazı HDP’li siyasetçiler olduğu öğrenildi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Tayyip Temel sosyal medya hesabı üzerinden bir ”seçim arifesinde” yapılan operasyonla ilgili yaptığı paylaşımda ”Kaybetmekten kurtulamayacaksınız” ifadesini kullandı ve gözaltına alınanlar arasında HDP’nin MYK üyeleri ile başkan yardımcılarının da yer aldığını belirtti.

Diyarbakır Barosu, operasyonu kınayan bir açıklama yaptı. Temel hak ve özgürlüklere s keyfî bir biçimde müdahale edildiğini savunan baro, avukatlar, hak savunucuları ve bağlı olunan meslek örgütleri ile sivil toplum örgütlerinin yargı eliyle hedef alındığını ceza tehditlerine maruz bırakılan bir süreç yaşandığını vurguladı.

Baro açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

”Yakalama, gözaltı, tutuklama gibi koruma tedbirleri, hak savunucuları üzerinde yersiz, gereksiz ve ölçüsüz şekilde kötüye kullanıldığı gözlenmekte, avukat görüş yasağı ile soruşturma dosyasında gizlilik kararı alınmıştır.

“Yargılananların haklarındaki suçlamaların niteliği ve sebeplerinden en kısa sürede haberdar edilmesi adil bir yargılamanın gereğidir. Meslektaşımıza ilişkin soruşturma dosyası hakkında kısıtlama kararı ve avukat görüş yasağı bulunmakta olup, avukatlarının soruşturma dosyasına erişimi ve bilgi sahibi olması engellenmektedir. Meslektaşlarımıza, gazetecilere ve hak savunucularına yönelik hukuka aykırı, özgürlük ve güvenlik hakkını ihlal edici uygulamaya son verilmeli, derhal serbest bırakılmalıdır.”

Paylaşın

Yüz Binler Newroz Alanlarına Akın Etti

Türkiye’nin pek çok kentinde vatandaşlar Newroz kutlamaları için bir araya gelirken, kutlamaların İstanbul’daki adresi Yenikapı’daki miting alanı, Ankara’da Newroz’un adresi Anıtpark oldu.

Haber Merkezi / İstanbul Yenikapı Meydanı’nda, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) öncülüğünde organize edilen ve “Hükümet istifa” sloganlarıyla başlayan etkinliğe, olumsuz hava koşullarına rağmen halkın ilgisi büyük oldu.

Başkent Ankara’daki Newroz etkinliği de Kahramanmaraş depremleri sebebiyle, İstanbul’da olduğu gibi, geçen yıllara oranla daha durgun, ağıtlar eşliğinde yapıldı.

İstanbul

İstanbul Yenikapı’daki miting alanı tamamen dolarken, vatandaşlar, siyasi partiler ve demokratik kitle örgütleri; “Newroz ateşiyle özgürlüğe yürüyoruz” şiarıyla düzenlenen kutlamalar için sloganlarla miting alanına yürüdü.

“Hükümet istifa” sloganlarının atıldığı miting alanında Newroz ateşi, Barış Anneleri tarafından yakıldı.

İstanbul Yenikapı Meydanı’nda, “Her der Newroz, her dem azadî” ve “Newroz ateşiyle özgürlüğe” şiarıyla yüz binlerin katılım gerçekleştirdiği Newroz’un son bulmasının ardından dağılan kitleye müdahale eden polis, yaklaşık 200 kişiyi gözaltına aldı.

Gözaltına alınanların Vatan Caddesi’nde bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve Fatih İlçe Emniyet Müdürlüğü Çocuk Büro Amirliği’ne götürüldüğü belirtildi.

Ankara

Ankara Anıtpark’ta gerçekleşen Newroz’da flama ve “Kapitalizmi Newroz ruhuyla enkaza çevireceğiz”, “ Bedeniyle newrozlaşanların ruhuyla tecridi kıracak, faşizmi yeneceğiz” yazılı pankartlar açılırken, “Newroz piroz be”, “Yaşasın halkların kardeşliği”, “Jin, jiyan, azadi”, “katil devlet hesap verecek” sloganları atıldı.

Diyarbakır Newroz’unda katledilen Kemal Kurkut şahsında tüm yaşamını yitirenler anısına 1 dakikalık saygı duruşu gerçekleştirildi, ardından program başlatıldı.

İzmir

İzmir’de çeşitli siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının bir araya gelerek oluşturduğu Newroz Tertip Komitesi tarafından düzenlenen Newroz kutlamaları başladı. Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi ve Cumhuriyet Meydanı olmak üzere iki noktada toplanan yüzlerce kişi, kutlamaların yapılacağı Gündoğdu Meydanı’na yürüdü.

Yürüyüşte sık sık “Faşizme karşı omuz omuza”, “Newroz piroz be”, “Berxwedana zindana” ve “Direne direne kazanacağız” sloganları atılırken, “Deprem değil iktidar öldürdü”, “Newroz piroz be”, “Dem dema HDP’ye” ve “Emeğin özgürlüğün ülkesini kurmak için geliyoruz” dövizleri dikkat çekti.

Bursa

Bursa’daki Newroz’un adresi ise Arabayatağı Pazar Alanı oldu. 7’den 70’e her yaştan katılımın olduğu coşkulu Newroz’da, giyilen yöresel kıyafetler, alanda renkli görüntüler oluşturdu. Yeşil Sol Parti ve HDP bayraklarıyla süslenen alana “6 Şubat 2023 Yastayız”, Edî bes e, geçinemiyoruz” ve “Faşizme karşı halkın iradesini savunuyoruz” pankartları asıldı. Binlerin bir araya geldiği Newroz’da binlerce kişi hep bir ağızdan “Bijî Serok Apo”, “Bê Serok jiyan nabe”, “Bijî berxwedana zindanan” ve “Jin, jiyan, azadî” sloganları atıldı.

Kocaeli

Kocaeli’nde halk, Gebze ilçesindeki Mevlana Kapalı Pazar alanında bir araya geldi. Soğuk ve yağmurlu havaya rağmen 7’den 70’e herkesin katıldığı Newroz alanı, “Her der Newroz, her dem azadî”, “ Newroz ateşiyle özgürlüğe”, “Newroz zalim Dehak’ların saltanatına son verecektir”, “Çağdaş Kawaların izinde Newroz ateşini büyütüyoruz” ve “Newroza gelê şoreşger pîroz be” pankartları ile Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Yeşil Sol Parti bayraklarıyla donatıldı.

Tekirdağ

Tekirdağ’da, Newroz HDP öncülüğünde Ergene ilçesinde kutlandı. Yöresel kıyafetleriyle Newroz alanında bir araya gelen halk Newroz halayına durdu. Alandan sık sık, “Bijî Newroz”, “Newroz pîroz be” sloganları yükseldi. Tekirdağ’daki Newroz, yapılan konuşmaların ardından son buldu. Halkın dağılımı esnasında ise 1 kişinin gözaltına alındığı öğrenildi.

Muğla

Muğla’nın Bodrum ilçesine Bağlı Yalıkavak Pazar Yeri’nde Newroz ateşi yakıldı. Kadınlar Newroz’a yöresel kıyafetleriyle katılırken, gençlerin yoğun katılımı dikkat çekti. Newroz’a HDP ve Yeşil Sol Parti flamaları ile katılan yurttaşlar sık sık, “Direne direne kazanacağız”,”jin, jiyan, azadî”,”Bijî Serok Apo” sloganları attı. Öfke ve isyanın hakim olduğu Newroz’da yurttaşları selamlayan Muğla Newroz Tertip Komitesi üyeleri, 2023 Newrozu’nun sorumlulardan hesap sorma Newrozu olduğunu belirtti.

Aydın

Aydın’da Newroz ateşi Efeler ilçesi Osmanyozgatlı Mahallesi Newroz Alanı’nda yakıldı. Newroz, sanatçı Ayşenur Kolivar ve Dengbej Erhan Kaya’nın seslendirdiği ezgilerle sona erdi.

Denizli

Denizli’de Newroz ateşi Esenetepe Pazar Yeri’nde yakıldı. Yüzlerce kişinin katıldığı Newroz’da “Hükümet istifa”, “HDP halktır, halk burada”, “Direne direne kazanacağız” sloganları atıldı.

Balıkesir

Balıkesir’de Newroz ateşi Ayvalık ilçesine bağlı Yenimahalle’de yakıldı. Newroz’da “Newroz Pîroz Bê”, “Direne Direne Kazanacağız” ve “Jin, Jiyan, Azadî” sloganları atıldı.

Konuşmaların ardından Koma Servan ve Ömer Ökkeş Ruhurevan’ın seslendirdiği şarkıların ardından Newroz programı son buldu.

Batman

Batman’da sağanak yağışa rağmen alanları dolduran yüzbinler, depremde yaşamını yitirenleri anarak 14 Mayıs’ta hesap soracaklarını mesajını verdi.

Van

Van’da yağışlı havaya rağmen Van Kalesi’nde bulunan Newroz Parkı alanını dolduran yüz binler Newroz coşkusunu yaşadı.

HDP Grup Başkanvekili Hakkı Saruhan Oluç, “Bu seçim, barışın gerçekleşmesi için aklını, fikrini barış için harcayan İmralı’ya 24 aydır tecrit uygulayan iktidardan kurtulma seçimidir” diye konuştu.

Mersin

Mersin’de Newroz Akdeniz İlçesi’nde bulunan Tırmıl  Alanı’nda gerçekleştirildi. Yurttaşlar, ulusal kıyafetleri ile Newroz alanına girerken, alanda kurulan platforma “NEWROZ 2023″ yazılı büyük pankart asıldı.

Antalya

Antalya’da Newroz, “Her der Newroz, her dem azadî” şiarıyla Turgut Özal Spor Salonu önünde gerçekleştirildi. Alan Halkların Demokratik Partisi (HDP), Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Partisi) bayraklarıyla donatıldı.

Manisa

Manisa’da Lale Meydanı’nında bir aya gelen halk Newrozu çoşku ile karşıladı. Mersin’deki programa HDP Amed Milletvekili Remziye Tosun ve HDP MYK Üyesi Naci Sönmez katıldı.

Paylaşın

12 Baro Başkanına ”Pençe -Kılıç” Soruşturması

TSK’nin, Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyine 20 Kasım’da düzenlediği ve ”Pençe -Kılıç” adı verilen herakatının barış zeminine zarar verdiğini savunan ortak bir yazılı açıklayan 12 baro başkanı hakkında soruşturma açıldı.

Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, Adalet Bakanlığı’nın izin vermesi halinde baro başkanlarının ifadelerinin alınabileceğini söyledi.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Ağrı, Batman, Bingöl, Tunceli, Diyarbakır, Hakkari, Mardin, Muş, Siirt, Urfa, Şırnak ve Van Baro başkanları hakkında soruşturma açtı.

Haklarında soruşturma açılan 12 baro başkanı TSK’nin, Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyine 20 Kasım’da düzenlediği ve ”Pençe -Kılıç” adı verilen herakatının barış zeminine zarar verdiğini savunan ortak bir yazılı açıklama yayınlamışlardı.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu, ortak açıklamada ismi geçen 12 baro başkanı hakkında “Türk Ceza Kanununun 301. maddesi kapsamında “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin Kurum ve Organlarını aşağılama” suçu şüphesiyle soruşturma açıldı.

“Her koşulda barışı savunmalıyız” başlığıyla yayınlanan ortak açıklamada barolar, Kürtlerin yoğun yaşadığı alanlara askeri operasyonlar düzenlemenin sorunu derinleştirdiğini belirterek asıl yapılması gerekenin toplumun her kesimiyle barışmak olduğu ifade edilmişti.

Açıklamada, hükümete barışçıl siyasi çözümler araması çağrısı yapılmıştı.

BBC Türkçe’den Hatice Kamer’e soruşturma ile ilgili konuşan Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, Adalet Bakanlığı’nın izin vermesi halinde baro başkanlarının ifadelerinin alınabileceğini söyledi.

”Kürt sorununun güvenlikçi politikalar ile çözülmeye çalışıldığı dönemlerde barışçıl çözümler için yapılan açıklamalar bu tür soruşturmalar ile neticeleniyor. Daha önce de baromuz hakkında defalarca soruşturma açılmıştı. Açılan bu soruşturmalar da devletin bu dönem izlediği politikalardan bağımsız değil.”

Benzer açıklamalar nedeniyle daha önce başlatılan farklı soruşturmaların Baro yönetimine açıldığını hatırlatan Eren, ”Bu sefer soruşturmayı sadece benim adıma açmışlar” dedi.

Nahit Eren hakkında 301’nci maddeden açılmış devam eden dört ayrı soruşturma var.

Irak’ın kuzeyinde, Duhok vilayetinin Zaho ilçesinde, Perek adındaki tatil beldesine düzenlenen ve 9 kişinin hayatını kaybettiği saldırıyla ilgili açılan yapılan açıklamayla ilgili Diyarbakır Barosunun 11 kişilik yönetim kurulu üyelerinin tamamına soruşturma açılmıştı.

Paylaşın

HDP Eş Genel Başkanı Buldan: Kürdü İnkar Eden Gidecek

Partisinin Batman’daki halk buluşmasında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Buldan, Kürtlere yapılan zulmü ve inkarı görmeyenlerin, Kürt sorununu çözmeden bu ülkede iktidar olma şansına sahip olamayacağını söyledi ve “Kürtleri inkar eden gidecek, Kürtleri inkar eden çözülecek. Başka yolu yok” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / Pervin Buldan, “Kürt meselesi, kabinede iki Kürt bakanın olmasıyla çözülseydi şimdiye kadar çoktan çözülürdü. Siz Kürtü inkar edensiniz. Siz Kürte demokratik siyaseti yaptırmayansınız. Çünkü siz Kürt düşmanısınız. Siz kadın düşmanısınız. Siz barış düşmanısınız. Siz demokrasi düşmanısınız.” dedi ve ekledi:

“Kürt meselesi, Kürtü her gün cezaevine atmakla yaşanan sorundur. Kürt meselesi, seçilen belediye başkanlarının yerine atadığınız kayyumlardır. Kürt meselesi, demokratik siyasette Kürtleri engellemek için yaptığınız uğraşlardır. Her gün fezlekelerle TBMM’ye HDP’li vekillerin dokunulmazlığının kaldırılması için getirdiğiniz dosyalardır.”

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Batman’da partisinin halk buluşmasında konuştu. Buldan, şunları söyledi:

“Sevgili halkımız, hepinizi sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum. Ben bugün buraya bir esnaf ziyareti yapmak üzere geldim. Bu ziyareti gerçekleştirmeden de önce partimizin önünde, burada bir araya gelen halkımıza selam vermek üzere sizlerleyim. Batman’da olmaktan, sizlerle bir arada olmaktan büyük bir onur ve gurur duyuyorum. İyi ki varsınız, iyi ki buradasınız. On gün içerisinde Batman’a ikinci gelişim. On gün önce burada bir kadın konferansı yaptık. Çok görkemli, çok coşkulu kadınların bir araya geldiği güzel bir konferans gerçekleştirdiğimiz Batman’da, kadınların mesajı bütün dünyaya ulaştı.

Nerede bir hukuksuzluk varsa HDP oradadır

Gittiğimiz her yerde, buluşmalar gerçekleştirdiğimiz her kentte, ilçede, mahallede, sokakta, tarlada, fabrikada hangi kesimden, inançtan, mezhepten kişilerle buluşursak buluşalım bir araya gelişlerimiz büyük bir coşkudur, bir kararlılıktır, bir iradedir. HDP’nin umududur ve HDP’nin Türkiye halklarına verdiği umuttur. Gittiğimiz her yerde büyük bir ilgi ve teveccühle karşılanıyoruz. Bu ilgi elbette HDP’nin siyasetinin, mücadelesinin ve direnişinin bir sonucudur. Bugün Türkiye’de nerede bir ezilen varsa, bir inkar edilen varsa, nerede bir haksızlık varsa, nerede bir hukuksuzluk varsa HDP oradadır, HDP onların yanındadır. Orada olmaya, onların yanında olmaya da devam edecektir. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın.

HDP bu gidişata son verecek, bu iktidar gidecek

Ülkeyi yönetemediklerini biliyoruz. Ülkede krizin olduğunu biliyoruz. Ülkede açlığın, sefaletin, yoksulluğun, hukuksuzluğun, adaletsizliğin olduğunu biliyoruz. Buna her gün tanıklık ediyoruz. Artık bu iktidar bu ülkeyi yönetemiyor. Batman halkı, Batman esnafı, Batmanlı kadınlar iyi bilir. Batmanlı işçiler, üreticiler iyi bilir. Bu ülkeyi yönetenlerin sadece ve sadece kendi koltukları için, kendi geleceği için sadece kendilerini düşünen bir siyaset izlediğini hepimiz biliyoruz. Onlar 5’li çeteleriyle, mafyasıyla, 90’lardaki anlayışlarla bu ülkeyi yönetmeye çalışıyorlar ama HDP Türkiye halklarıyla birlikte, başta Kürtler olmak üzere Türkiye’de inkar edilen ve ezilen her kesimle birlikte bu gidişata artık son vereceğini her yerde söyledi. Bugün bir kez daha burada ifade ediyorum: Bu iktidar gidecek, başka yolu yok. Başka alternatifimiz elbette var.

Kürdü inkar eden gidecek, Kürdü inkar eden çözülecek başka yolu yok

Bu iktidarı göndermek bizim boynumuzun borcu. AKP-MHP iktidarını seçimlerde iktidardan indirmek ve seçim sandıklarında yenmek bizim en birinci görevimizdir. Çünkü Türkiye halkları bunu hak etmiyor. Türkiye halkları bu kadar zulmü ve zoru hak etmiyor. Türkiye halkları iki blok arasında asla bir tercih yapmak zorunda kalmamalıdır. Bugün iki ayrı blok var; bir Cumhur İttifakı bir de Millet İttifakı. Her iki kesim de Kürtlerin inkarı üzerine, Kürtlerin dilini yasaklamak üzerinedir. Kürtlere yapılan zulmü ve inkarı görmeden, Kürt sorununu çözmeden bu ülkede iktidar olma şansına bundan sonra sahip olamayacaklardır. Kürdü inkar eden gidecek, Kürdü inkar eden çözülecek. Başka yolu yok.

Siz Kürde demokratik siyaseti yaptırmayansınız, çünkü siz Kürt düşmanısınız

Cumhurbaşkanı partisinin grup toplantısında Kürt sorununun olmadığını iddia etti. “Bu ülkede artık Kürt sorunu yoktur, biz bunu bitirdik ve bu mesele çözülmüştür” dedi. Bunu da sadece kendi kabinesinde iki Kürt bakan olduğunu söyledi; utanmadan, sıkılmadan, yüzü kızarmadan söyledi. Kürt meselesi, kabinede iki Kürt bakanın olmasıyla çözülseydi şimdiye kadar çoktan çözülürdü. Siz Kürdü inkar edensiniz. Siz Kürde demokratik siyaseti yaptırmayansınız. Çünkü siz Kürt düşmanısınız. Siz kadın düşmanısınız. Siz barış düşmanısınız. Siz demokrasi düşmanısınız. Kürt meselesi, Kürdü her gün cezaevine atmakla yaşanan sorundur. Kürt meselesi, seçilen belediye başkanlarının yerine atadığınız kayyumlardır. Kürt meselesi, demokratik siyasette Kürtleri engellemek için yaptığınız uğraşlardır. Her gün fezlekelerle TBMM’ye HDP’li vekillerin dokunulmazlığının kaldırılması için getirdiğiniz dosyalardır.

Jina’nın ve Nagihan’ın katledilmesi, Kürt kadınlara yaşam hakkı tanımıyoruz mesajıdır

Kürt meselesi, anadilinde eğitim hakkı istiyorum diyen insanlara asimilasyonu dayatmaktır. Kürt meselesi, dünyanın her yerinde, Kürtlerin yaşadığı her coğrafyada Kürt kadınlarını katletmektir. İşte İran’da Jina Amini’nin saçının bir telinden korkan zihniyet Jina Amini’yi katletti. Bu en büyük Kürt düşmanlığıdır. Süleymaniye’de Nagihan Akarsel uğramış olduğu bir suikast sonucu yaşamını yitirdi. Bir kadın, bir gazeteci Kürt düşmanlığı yüzünden, kadın düşmanlığı yüzünden kurşunların hedefi oldu. Bu insanın hayalleri yıkıldı. Bu insanın yoldaşlarına, kadın arkadaşlarına ve onunla birlikte mücadele eden biz Kürt kadınlara yaşam hakkı tanımıyoruz mesajı verildi. Ama ne yaparsanız yapın asla başaramayacaksınız. Asla bizi direnişimizden ve mücadelemizden alıkoymayacaksınız. Kürtler, Kürt kadınlar dünyanın her yerinde Jin Jîyan Azadî sloganını söylemeye devam edecek. Ama kadınları katleden katiller şunu bilsin ki, Nagihan Akarsel’in katilleri şunu bilsin ki, Jina Amini’nin katilleri şunu bilsin ki, Deniz Poyraz’ın katilleri şunu bilsin ki, Jin Jîyan Azadî sloganı sizin sonunuz olacak, sonunuz olacak, sonunuz olacak!

Kürtler direnmeye devam edecek

Bu ülkeyi yönetenler, Kürdün iradesini de Kürdün mücadelesini de Kürdün direnişini de iyi bilir. Batman’da faili meçhuller dönemini Mehmet Sincar’la başlattılar. Peki başarabildiler mi? Hayır, başaramadılar. Çünkü Mehmet Sincarlar milyonlar oldu ve bu mücadeleye devam etti. Ama onlar faili meçhullerine devam ettiler. Belki aynı yöntem değil ama zihniyet aynı, anlayış aynı. Bir dönem sokak ortasında Kürtleri katledenler şimdi Kürtlerin kemiklerini bir torbaya koyup babasına gönderenlerdir. Kürtlerin kemiklerini bir torbaya koyup annesine kargoyla gönderenlerdir. Biz bu anlayışı iyi biliriz. Biz Kürde yaklaşımı iyi biliriz. Ama onlar da şunu bilsinler ki Kürtler mücadele etmeye de direnmeye de kazanmaya da başarmaya da devam edecek. İşte bundan korksunlar.

Yaşamın her yerinde tecrit var

Şimdi bu ülkede bir tecrit var. Bu ülkedeki tecrit Türkiye’nin her yerine yayılmış durumda. Sayın Öcalan üzerindeki tecrit başta olmak üzere Türkiye’deki bütün cezaevlerinde ve Türkiye’deki yaşamın her yerinde tecrit var. Cezaevlerinde insanlık dışı uygulamalar var. Cezaevlerinde hasta tutuklular başta olmak üzere infazı bitip de salıverilmeyen, infazı bittiği halde cezaları devam ettirilen, infazları yakılan ve bununla birlikte özgürlüğüne kavuşamayan binlerce insan var. Onlardan sadece bir tanesi Aysel Tuğluk, hasta olmasına rağmen tutuklu ve tahliye edilmiyor. Bütün bunlara rağmen cezaevinde kalmaya devam ediyor. Biz bu ülkede hasta tutuklulara yaklaşımı da tecridi de savaş politikalarını da Kürde yaklaşımı da asla kabul etmiyoruz, kabul etmeyeceğiz. Bu iktidar şunu bilmeli ki, siz kaybettiniz ve kaybetmeye de devam edeceksiniz. Sizin Kürde yaklaşımınız, kadınlara yaklaşımınız size kaybettiriyor. Cezaevlerindeki yaklaşımlarınız size kaybettiriyor.

Hiç kimsenin ezilmesine, zulüm görmesine izin vermeyeceğiz

Emek ve Özgürlük İttifakıyla ve daha geniş kesimlerle seçimler başta olmak üzere mücadelede de direnişte de oluşturacağımız ittifaklarla biz bu ülkeye adaleti, barışı, demokrasiyi, insan haklarını mutlaka getireceğiz. Kürtleri göreceksiniz ve tanıyacaksınız. Alevileri göreceksiniz ve tanıyacaksınız. Ermeni ve Süryanileri, bu ülkedeki farklı inançları ve mezhepleri göreceksiniz ve tanıyacaksınız. Hiçbirine zulüm yapılmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Sizin bu yaklaşımınızı mutlaka ama mutlaka seçimlerde bitireceğiz. Buna buradan Batman halkı önünde bir kez daha söz veriyorum. Bu ülke halkları bu iki blok arasında bir tercih yapmak zorunda değildir.

Bizim Üçüncü Yolumuz vardır. Bu yol demokrasi yoludur, bu yol Türkiye halklarının yoludur, adaletin, barışın, demokrasinin yoludur. Yapılacak olan seçimlerde tercih mutlaka ama mutlaka aydınlıktan yana olmalıdır. Bu karanlık döneme son vermenin zamanı vermiştir. Kendi çıkarları için ülkeyi bu hale getirenlere ders vermenin zamanı gelmiştir. Batman seçimlerde de üzerine düşen sorumluluğu en iyi şekilde yerine getirecektir. Bundan hiçbir şüphemiz ve kuşkumuz yoktur. Şimdiden herkese başarılar diliyorum. Yolumuz açık olsun, hepinize geldiğiniz için teşekkür ediyorum. Önünüzde saygıyla ve sevgiyle eğiliyorum.”

Paylaşın

HDP’li Feleknas Uca Hakkında ‘Kürdistan’ Fezlekesi

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Batman Milletvekili Feleknas Uca hakkında “Kürdistan” fezlekesi hazırlandı. Fezleke de “Kürdistan ve Kürdistan şehirleri” sözleriyle “Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik” ettiği öne sürüldü.

Haber Merkezi / Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Parlamenterler Bürosu tarafından hazırlanan ve Meclis Başkanlığı’na gönderilen fezlekede, Uca’nın “İstismara, İnfaza, Kayyıma Karşı Biz Varız, Kadın Mücadelesi Her Yerde” kapsamında Aydın’da 12 Temmuz 2020 tarihinde katıldığı etkinlikte sarf ettiği “…Ege’de, Marmara’da, Kürdistan’da bütün Kürdistan şehirlerinde ve Türkiye’de biz istedik ki annelerimize, bacılarımıza, yoldaşlarımıza ulaşalım…” sözleri suçlama konusu yapıldı.

Aydın Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı ve yetkisizlik kararıyla Ankara’ya gönderilen fezleke de “Kürdistan ve Kürdistan şehirleri” sözleriyle “Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik” ettiği öne sürüldü. Fezlekenin gerekçesinde ise “Kürt orijinli vatandaşlarımızın yaşadığı bölgeler Abdullah Öcalan tarafından Kürdistan olarak adlandırılmıştır” denildi.

Savcılık tarafından hazırlanan 5 sayfalık fezlekenin yarısında PKK, iki sayfasında yasama dokunulmazlığına dair mevzuat yer alırken, son yarım sayfa ise Uca’nın kimlik bilgileri, katıldığı etkinlik, suçlama gerekçesi ve tek cümle iki kelimelik suç unsuru sayılan ifadeleri yer aldı.

Süreç nasıl işliyor?

Hakkında suç isnadı bulunan milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılıp kaldırılmamasına ilişkin talepler, Adalet Bakanlığına sunuluyor. Bakanlık, talebi gerekçeli bir yazıyla Cumhurbaşkanlığına, Cumhurbaşkanlığı ise TBMM Başkanlığına iletiyor.

Meclis Başkanlığına gelen fezlekelerin gündeme alınmasındaki süreç, İçtüzüğe göre işliyor. Milletvekili dokunulmazlığı, İçtüzüğün “Yasama Dokunulmazlığı ve Üyeliğin Düşmesi” başlıklı dokuzuncu kısmının “yasama dokunulmazlığı” alt başlıklı birinci bölümünde düzenleniyor.

Bir milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması hakkındaki istemler, TBMM Başkanlığınca “Gelen Kağıtlar” listesinde yayınlanarak Anayasa ve Adalet Komisyonu Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona havale ediliyor.

Söz konusu fezleke ile Meclis’teki mevcut fezlekeler, sevk edildikleri Karma Komisyonda bekletilebiliyor ya da komisyonda gündeme alınabiliyor. Fezlekelerin gündeme alınması halinde süreç başlıyor. Karma Komisyon toplanıyor ve hangi fezlekeye ait dosyayı değerlendireceğine karar veriyor.

Hazırlık Komisyonu kuruluyor

Hazırlık Komisyonu, kurulduğu andan itibaren en geç 1 ay içinde dosyayı inceleyerek raporunu hazırlıyor. Bu komisyon bütün kağıtları inceleyip gerekirse o milletvekilini dinliyor ancak tanık dinleyemiyor.

Hazırlık Komisyonu, yasama dokunulmazlığının kaldırılması yönünde karar alırsa dosya Karma Komisyona havale ediliyor. Karma Komisyon da 1 ay içinde Hazırlık Komisyonu raporunu ve eklerini görüşerek sonuçlandırıyor.

Karma Komisyon, dokunulmazlığın kaldırılmasına veya kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar veriyor.

Karma Komisyon kovuşturmanın ertelenmesini kararlaştırmışsa bu yöndeki raporu Genel Kurulda okunarak bilgiye sunuluyor. Bu rapora milletvekilleri tarafından 10 gün içinde itiraz edilmezse kesinleşiyor, itiraz edilmesi halinde ise rapor Genel Kurul gündemine alınıyor. İtiraz edilmeyen dosyalar Cumhurbaşkanlığına gönderiliyor.

Dokunulmazlığın kaldırılması yönündeki Karma Komisyon raporları, doğrudan Genel Kurul gündemine giriyor. Genel Kurul, raporu kabul ederek dokunulmazlığın kaldırılmasını kararlaştırabileceği gibi, raporu reddederek yargılamanın dönem sonuna ertelenmesine de karar verebiliyor.

Kovuşturma ertelenmiş ve bu karar Genel Kurulca kaldırılmamış ise dönem yenilenmiş olsa bile milletvekilliği sıfatı devam ettiği sürece ilgili hakkında kovuşturma yapılamıyor.

Genel Kurul aşaması

Milletvekillerine dağıtılan Karma Komisyon raporu, Genel Kurulda okunarak görüşülüyor. Biri lehte diğeri de aleyhte olmak üzere, iki milletvekili rapor üzerinde konuşma yapıyor.

Fezlekesi olan milletvekili isterse Hazırlık Komisyonunda, Karma Komisyonda veya Genel Kurulda kendi savunmasını yapabiliyor ya da başka bir milletvekili arkadaşına savunma yapması için bu hakkını verebiliyor.

Söz ve savunma talebi yoksa görüşmeler tamamlanıyor. Daha sonra Karma Komisyonun yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına dair raporu oylamaya sunuluyor. Genel uygulamaya göre açık oylama yapılıyor. Genel Kurulda dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin oylamada, karar yeter sayısı (151) yeterli oluyor.

Her dosya için ayrı oylama yapılıyor

Genel Kuruldaki oylamada, her milletvekili ve fezleke için ayrı oylama yapılıyor. Bir milletvekili hakkında iki dosya varsa iki dosya ayrı ayrı oylanıp karara bağlanıyor. Dokunulmazlık hangi dosya hakkında kaldırıldıysa yalnızca o fezleke hakkında yargılama yapılabiliyor. Milletvekilinin dönem sonuna bırakılan dosyası hakkındaki dokunulmazlığı devam ediyor.

Genel Kurul kararından sonra milletvekilinin dokunulmazlığı, söz konusu dosya için kaldırılmış oluyor.

Meclis Başkanlığı, dosyayı Cumhurbaşkanlığı aracılığıyla Adalet Bakanlığına gönderiyor. Bakanlık da dokunulmazlığı kaldırılan milletvekili hakkında gereğinin yapılması için dosyası ilgili savcılığa havale ediyor.

Savcılık da dosyanın ulaşmasının ardından soruşturmaya kaldığı yerden devam ediyor, söz konusu milletvekilini tutuklanması talebiyle mahkemeye de sevk edebiliyor ya da tutuksuz olarak yargılanmasına da devam edebiliyor.

Dokunulmazlık kalkıyor, vekillik devam ediyor

Bir milletvekilinin dokunulmazlığının kalkmasıyla milletvekilliği düşmüyor, devam ediyor. Milletvekili maaşını alıyor ve diğer sosyal haklarından yararlanıyor. Tutuklanmamışsa Meclise gelerek yasama çalışmalarına da katılabiliyor.

Ancak milletvekili hakkındaki ceza kesinleştikten sonra Genel Kurulda okunuyor ve o zaman milletvekilliği düşürülüyor.

Milletvekilinin yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına veya milletvekilliğinin düşmesine karar verilmesi halinde, Genel Kurul kararının alındığı tarihten itibaren 7 gün içinde ilgili milletvekili veya bir diğer milletvekili, kararın Anayasaya, kanuna veya İçtüzüğe aykırılığı iddiasıyla iptal için Anayasa Mahkemesine başvurabiliyor. Anayasa Mahkemesi, iptal istemini 15 gün içinde kesin karara bağlıyor.

Paylaşın

HDP’li Feleknas Uca: Türkiye, AİHM Kararlarını Hiçe Sayıyor

HDP’li Feleknas Uca, “Türkiye’deki hiçbir hükümet döneminde, bu kayıplarla ilgili etkin bir soruşturma yürütülmediği için devletin doğrudan sorumlu olduğu bu davalar, Türkiye mahkemelerinde zaman aşımına uğramaktadır. Türkiye, kayıp dosyalarından onlarca kez AİHM’de mahkûm olmasına rağmen, AİHM kararları da hiçe sayılmaktadır” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Batman Milletvekili Feleknas Uca, Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmesinden Korunması Uluslararası Sözleşme raporuna ilişkin, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nin (AKPM) bugünkü oturumunda konuştu. Uca’nın konuşmasının tamamı şöyle:

“Sayın başkan, değerli arkadaşlar, hepinizi saygıyla selamlıyorum; Mr. Andrê Gattolin’e bu raporu hazırladığı için teşekkür ederim,

Bilindiği gibi; zorla kaybedilen kişiler sorunu sadece onlarca yıl öncenin değil günümüzün de en önemli sorunlarından ve insan hakları ihlallerindendir. Savaşlar nedeniyle göç yollarına düşen insanlar, özellikle kadınlar ve çocuklar, Avrupa ülkeleri dahil olmak üzere birçok ülkede insan ticareti ağlarında kaybolmaktadırlar.

Zorla kaybedilmelere, sadece savaş esnasında değil devletlerin sorumluluğu altında, yani gözaltı durumlarında da rastlanmaktadır. İç savaşlar da zorla kaybedilmeler için önemli etkenlerdir.

Örneğin İspanya iç savaşından doksanlı yıllara kadar yüzlerce çocuk kaçırılmış ve bu kayıplara yönelik herhangi bir yasa olmadığından, etkili bir soruşturma ve dava süreci yürütülmemektedir. Bu suçların soruşturulmaması İspanya hükümetini doğrudan bundan sorumlu tutar.

Ne yazık ki; Avrupa Konseyi üyesi birçok ülkede zorla kaybedilme soruşturmaları etkin yürütülmemekte ve kayıp yakınları devlet baskısıyla karşılaşmaktadır. Devletler, inkâr ve yok saymayı çözüm olarak görmektedir. Çözüm bu olarak görüldüğü taktirde, yeni hak ihlallerinin kapıları açılmaktadır.

Diğer bir konu ise gözaltında kaybedilen insanlar, Türkiye’de doksanlı yıllarda binlerce insan devlet sorumluluğunda, gözaltında kaybedilmiştir.

Ancak, Türkiye’deki hiçbir hükümet döneminde, bu kayıplarla ilgili etkin bir soruşturma yürütülmediği için devletin doğrudan sorumlu olduğu bu davalar, Türkiye mahkemelerinde zaman aşımına uğramaktadır. Türkiye, kayıp dosyalarından onlarca kez AİHM’de mahkûm olmasına rağmen, AİHM kararları da hiçe sayılmaktadır.

“Kayıplar devletin sorumluluğunda”

Öyle ki; kayıp yakınlarının oluşturduğu “Cumartesi Anneleri ve Barış Anneleri” gibi örgütlenmeler devletin baskısına maruz kalmaktadır.

Ne yazık ki gözaltında kayıp vakaları 90’lı yıllarla sınırlı kalmamıştır. Halen kendini sivil polis olarak tanıtan kişiler, insanları yasadışı bir şekilde alıkoyup, ıssız yerlere, kayıtsız gözaltı noktalarına götürüp tehdit etmektedirler. Türkiye, uluslararası sözleşmelere uymak yerine, bu hak ihlaline sebebiyet veren uygulamada ısrar etmektedir. Bu da yaşanan tüm kayıp vakalarında devletin doğrudan sorumlu olduğunu göstermektedir.

Buradan sözleşmeyi imzalamayan tüm üyeleri, Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına İlişkin Uluslararası Sözleşmesini (CED) imzalamaya ve bunu etkin bir şekilde uygulamaya davet ediyorum.

Ayrıca Konsey’in bu tür suçlara yönelik etkili bir yaptırımlar uygulamasını tavsiye ederim. Kadınların ve çocukların acılarına son vermek, haklarını korumak hepimizin ortak sorumluluğu ve görevidir.”

Paylaşın

HDP’li 11 Milletvekiline Ait 13 Fezleke Meclis’te

Halkın Demokratik Partili (HDP) 11 milletvekiline ait 13 dokunulmazlık dosyası Meclis’e ulaştı. Dosyalar Karma Komisyon’a sevk edildi. Yeni gelen fezlekeler arasında dokunulmazlığının kaldırılması için hakkında komisyon kurulan Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel de yer aldı.

Meclis’e yeni gelen dokunulmazlık dosyaları Diyarbakır Milletvekili Salihe Aydeniz (2), Diyarbakır Milletvekili Remziye Tosun (2), Siirt Milletvekili Sıdık Taş, Iğdır Milletvekili Habip Eksik, Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel, Muş Milletvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, Şanlıurfa Milletvekili Nusrettin Maçin, Şırnak Milletvekili Nuran İmir, Mardin Milletvekili Ebru Günay ve Şırnak Milletvekili Hüseyin Kaçmaz oldu.

Süreç nasıl işliyor?

Hakkında suç isnadı bulunan milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılıp kaldırılmamasına ilişkin talepler, Adalet Bakanlığına sunuluyor. Bakanlık, talebi gerekçeli bir yazıyla Cumhurbaşkanlığına, Cumhurbaşkanlığı ise TBMM Başkanlığına iletiyor.

Meclis Başkanlığına gelen fezlekelerin gündeme alınmasındaki süreç, İçtüzüğe göre işliyor. Milletvekili dokunulmazlığı, İçtüzüğün “Yasama Dokunulmazlığı ve Üyeliğin Düşmesi” başlıklı dokuzuncu kısmının “yasama dokunulmazlığı” alt başlıklı birinci bölümünde düzenleniyor.

Bir milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması hakkındaki istemler, TBMM Başkanlığınca “Gelen Kağıtlar” listesinde yayınlanarak Anayasa ve Adalet Komisyonu Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona havale ediliyor.

Söz konusu fezleke ile Meclis’teki mevcut fezlekeler, sevk edildikleri Karma Komisyonda bekletilebiliyor ya da komisyonda gündeme alınabiliyor. Fezlekelerin gündeme alınması halinde süreç başlıyor. Karma Komisyon toplanıyor ve hangi fezlekeye ait dosyayı değerlendireceğine karar veriyor.

Hazırlık Komisyonu kuruluyor

Hazırlık Komisyonu, kurulduğu andan itibaren en geç 1 ay içinde dosyayı inceleyerek raporunu hazırlıyor. Bu komisyon bütün kağıtları inceleyip gerekirse o milletvekilini dinliyor ancak tanık dinleyemiyor.

Hazırlık Komisyonu, yasama dokunulmazlığının kaldırılması yönünde karar alırsa dosya Karma Komisyona havale ediliyor. Karma Komisyon da 1 ay içinde Hazırlık Komisyonu raporunu ve eklerini görüşerek sonuçlandırıyor.

Karma Komisyon, dokunulmazlığın kaldırılmasına veya kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar veriyor.

Karma Komisyon kovuşturmanın ertelenmesini kararlaştırmışsa bu yöndeki raporu Genel Kurulda okunarak bilgiye sunuluyor. Bu rapora milletvekilleri tarafından 10 gün içinde itiraz edilmezse kesinleşiyor, itiraz edilmesi halinde ise rapor Genel Kurul gündemine alınıyor. İtiraz edilmeyen dosyalar Cumhurbaşkanlığına gönderiliyor.

Dokunulmazlığın kaldırılması yönündeki Karma Komisyon raporları, doğrudan Genel Kurul gündemine giriyor. Genel Kurul, raporu kabul ederek dokunulmazlığın kaldırılmasını kararlaştırabileceği gibi, raporu reddederek yargılamanın dönem sonuna ertelenmesine de karar verebiliyor.

Kovuşturma ertelenmiş ve bu karar Genel Kurulca kaldırılmamış ise dönem yenilenmiş olsa bile milletvekilliği sıfatı devam ettiği sürece ilgili hakkında kovuşturma yapılamıyor.

Genel Kurul aşaması

Milletvekillerine dağıtılan Karma Komisyon raporu, Genel Kurulda okunarak görüşülüyor. Biri lehte diğeri de aleyhte olmak üzere, iki milletvekili rapor üzerinde konuşma yapıyor.

Fezlekesi olan milletvekili isterse Hazırlık Komisyonunda, Karma Komisyonda veya Genel Kurulda kendi savunmasını yapabiliyor ya da başka bir milletvekili arkadaşına savunma yapması için bu hakkını verebiliyor.

Söz ve savunma talebi yoksa görüşmeler tamamlanıyor. Daha sonra Karma Komisyonun yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına dair raporu oylamaya sunuluyor. Genel uygulamaya göre açık oylama yapılıyor. Genel Kurulda dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin oylamada, karar yeter sayısı (151) yeterli oluyor.

Her dosya için ayrı oylama yapılıyor

Genel Kuruldaki oylamada, her milletvekili ve fezleke için ayrı oylama yapılıyor. Bir milletvekili hakkında iki dosya varsa iki dosya ayrı ayrı oylanıp karara bağlanıyor. Dokunulmazlık hangi dosya hakkında kaldırıldıysa yalnızca o fezleke hakkında yargılama yapılabiliyor. Milletvekilinin dönem sonuna bırakılan dosyası hakkındaki dokunulmazlığı devam ediyor.

Genel Kurul kararından sonra milletvekilinin dokunulmazlığı, söz konusu dosya için kaldırılmış oluyor.

Meclis Başkanlığı, dosyayı Cumhurbaşkanlığı aracılığıyla Adalet Bakanlığına gönderiyor. Bakanlık da dokunulmazlığı kaldırılan milletvekili hakkında gereğinin yapılması için dosyası ilgili savcılığa havale ediyor.

Savcılık da dosyanın ulaşmasının ardından soruşturmaya kaldığı yerden devam ediyor, söz konusu milletvekilini tutuklanması talebiyle mahkemeye de sevk edebiliyor ya da tutuksuz olarak yargılanmasına da devam edebiliyor.

Dokunulmazlık kalkıyor, vekillik devam ediyor

Bir milletvekilinin dokunulmazlığının kalkmasıyla milletvekilliği düşmüyor, devam ediyor. Milletvekili maaşını alıyor ve diğer sosyal haklarından yararlanıyor. Tutuklanmamışsa Meclise gelerek yasama çalışmalarına da katılabiliyor.

Ancak milletvekili hakkındaki ceza kesinleştikten sonra Genel Kurulda okunuyor ve o zaman milletvekilliği düşürülüyor.

Milletvekilinin yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına veya milletvekilliğinin düşmesine karar verilmesi halinde, Genel Kurul kararının alındığı tarihten itibaren 7 gün içinde ilgili milletvekili veya bir diğer milletvekili, kararın Anayasaya, kanuna veya İçtüzüğe aykırılığı iddiasıyla iptal için Anayasa Mahkemesine başvurabiliyor. Anayasa Mahkemesi, iptal istemini 15 gün içinde kesin karara bağlıyor.

Paylaşın