Anayasa Mahkemesi Başkanı Arslan: Otoriteleşmeye Karşı…

“Anayasal yorum” üzerine konuşan AYM Başkanı Zühdü Arslan, “Günümüzde anayasa yargısı alanındaki belki de en önemli sınama, otoriterleşme yönündeki küresel ve yerel ters dalgalar karşısında hak eksenli yorumun korunması ve sürdürülmesidir” dedi ve ekledi:

“Sanırım ülkemizde de anayasal yorumun geleceğini bu ters dalgalar karşısında yorumcu topluluklarının hak eksenli yaklaşımı sürdürme iradesi belirleyecektir.”

Görev süresi 24 Nisan’da dolacak olan Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Zühtü Arslan, Koç Üniversitesi’nde “Anayasal yorum” üzerine konuştu. Mesajları yine vekilliği düşürülen Can Atalay kararını uygulamayan Yargıtay ile buna arka çıkan yürütme organınaydı.

Gazeteci Alican Uludağ’ın aktardığına göre; Zühdü Arslan şunları söyledi: “Elbette, kanun koyucu da idari ve yargısal merciler de görevleri kapsamında anayasal hükümleri yorumlamaktadırlar.

Ancak, bu yorumlar sonucunda ihdas edilen normlar ve kamu gücü işlemleri anayasal denetime tabi olduğunda Anayasanın nihai ve bağlayıcı olarak yorumlanması yetkisi Anayasa Mahkemesine aittir.

Aksi takdirde herkesin ve her kurumun kendi yorumunun “geçerli” olduğunu ileri sürdüğü bir durum ortaya çıkacaktır. Hukuk devleti yorum çeşitliliğini kabul eder, ancak yorum anaforuna izin vermez.”

“Otoriteleşmeye karşı hak eksenli yaklaşım”

Konuşmasının devamında, otoriteleşmeye karşı hak eksenli yaklaşım vurgusu yapan AYM Başkanı Zühdür Arslan, şu ifadeleri kullandı:

“Günümüzde anayasa yargısı alanındaki belki de en önemli sınama, otoriterleşme yönündeki küresel ve yerel ters dalgalar karşısında hak eksenli yorumun korunması ve sürdürülmesidir.

Sanırım ülkemizde de anayasal yorumun geleceğini bu ters dalgalar karşısında yorumcu topluluklarının hak eksenli yaklaşımı sürdürme iradesi belirleyecektir.”

Paylaşın

AK Parti’den ‘Mini Anayasa’ Değişikliği Hazırlığı: 50 Artı 1 İçin 2 Seçenek

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 50+1 çıkışının ardından mini anayasa değişikliği paketi hazırladığı belirtilen AK Parti’nin 50+1 yerine, “40+1” ya da “en çok oyu alan seçilsin” seçenekleri üzerinde durduğu belirtiliyor.

Cumhurbaşkanı adaylığında iki dönem kuralıyla ilgili herhangi bir değişikliğin olmayacağı kaydedilen söz konusu pakette, aile ve başörtüsü düzenlemelerinin de yer alacağı öğrenildi. AK Parti’nin bu konuda partileri ziyaret edeceği, özellikle İYİ Parti ile uzlaşı arayacağı ifade edildi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Almanya dönüşü 50+1’in değişip değişmeyeceği yolundaki bir soru üzerine değişmesinin isabetli olacağını belirterek, “Çoğunluğu alanın seçilmesi halinde cumhurbaşkanlığı seçimi de seri olur, uğraştırmaz, yanlış yollara sevk etmez. Mevcutta 50+1 mecburiyeti partileri yanlış yollara sevk ediyor. Kimin eli, kimin cebinde belli değil. Yok altılı, yok on altılı masa” yanıtını vermesiyle ilgili tartışmalar devam ediyor.

Hürriyet’ten Ebru Karatosun’un haberine göre yeni anayasa için gerekli sayısal çoğunluk konusunda uzlaşı havasının oluşmaması rotayı mini bir anayasa değişiklik paketine yöneltti. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş bu amaçla partileri ziyaret edip görüşmüştü.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatı doğrultusunda kurulan Anayasa Bilim Komisyonu da yaklaşık 130 maddelik yeni bir anayasa taslağı hazırlamıştı. AK Partili hukukçu kurmaylar da, yeni anayasa çalışmalarının süreceğini ancak referandum için gerekli 360 oyun şu anda Meclis’te bulunmasının zor olduğuna dikkat çekerek, bu nedenle mini bir değişiklik paketiyle sürecin daha kolay yürütülebileceği görüşünü savunuyor.

Bu kapsamda, mini Anayasa değişikliği paketinde 50+1 yerine, “40+1” ya da “en çok oyu alan seçilsin” seçenekleri üzerinde durulduğu belirtiliyor. Cumhurbaşkanı adaylığında iki dönem kuralıyla ilgili herhangi bir değişikliğin olmayacağı kaydedilen söz konusu pakette, aile ve başörtüsü düzenlemelerinin de yer alacağı öğrenildi. AK Parti’nin bu konuda partileri ziyaret edeceği, özellikle İYİ Parti ile uzlaşı arayacağı ifade edildi.

Paylaşın

Erdoğan Çağrıda Bulunmuştu; Yeni Anayasa İçin Zemin Var Mı?

Anayasası’nın değişmesi için uygun zemin olup olmadığını değerlendiren Siyaset Bilimci Prof. Ersin Kalaycıoğlu Türkiye’de şu anda otoriter seçimli bir rejim olduğunu ve bu sistem altında yapılacak bir yeni anayasanın 1982 Anayasası’nın bile gerisine düşebileceği uyarısında bulunuyor.

Siyaset Bilimci Kerem Yavaşça ise, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, anayasalar yapılırken ilkesel olarak hiç değiştirilmemek ya da çok az değiştirilmek üzere yapıldığını, ancak değişen şartlara göre güncelleme yapmanın da gerekebileceğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) açılışında yeni anayasa için çağrıda bulunmasının ardından siyasi partilerin yerel seçimler öncesi nasıl bir tutum izleyecekleri takip edilirken, diğer yandan 1982 Anayasası’nın değişmesi için uygun zemin olup olmadığı ve ortaya demokratik bir anayasa çıkıp çıkmayacağı tartışılıyor.

12 Eylül askeri darbesinin ardından hazırlanan ve halk oylamasında yaklaşık yüzde 92’yle kabul edilen 1982 Anayasası farklı kesimlerce “darbe dönemi anayasası” olarak kabul edilirken, 40 yıl içinde kısmi değişiklikler yapılmasına karşın yerine yeni bir anayasa için uzlaşı sağlanamadı.

Anayasanın farklı hüküm ve bölümlerinde şimdiye kadar 20’den fazla değişiklik yapıldı. Son önemli değişiklik ise 2017 referandumunda parlamenter sistemin yerine Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi getirilmesi ile oldu.

14 Mayıs seçimleri öncesinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “helalleşme” politikası kapsamında muhafazakâr kadınların başörtüsü ile ilgili endişelerini giderme amaçlı yasa değişikliği teklifine karşılık Cumhur İttifakı anayasa değişikliği yapılmasının daha kalıcı bir çözüm olacağını belirtti ve küçük bir değişiklik paketi sundu.

Seçimler öncesinde kamuoyunu bir süre meşgul eden ancak uzlaşı sağlanamaması üzerine geçici olarak rafa kaldırılan AKP ile MHP’nin üç maddelik anayasa değişikliği teklifinin yeni yasama dönemi ile tekrar Meclis gündemine getirilmesi bekleniyor.

Bu değişikliğin ardından yeni bir anayasa için de Cumhurbaşkanlığı’nda çalışmalar yapılmakta olduğu basına yansımış durumda. Ancak bu hazırlıkların ne aşamada olduğu ve detayları henüz net değil.

Kulislere göre Cumhur İttifakı yerel seçimden önce geçen seneki değişik teklifini gündemde tutarken, kapsamlı bir anayasa için ise yerel seçim sonrası dönemi bekleyecek.

Bir taraftan başörtüsü ve aile düzenlemesi ile ilgili anayasa değişikliğinin önümüzdeki haftalarda tartışmaya açılması beklenirken, iktidarın çağrısını yaptığı yeni anayasa için ise uygun bir zemin ve siyasi atmosfer olup olmadığı da ayrı tartışma konusu.

DW Türkçe’den Gülsen Solaker’e konuşan Siyaset Bilimci Prof. Ersin Kalaycıoğlu Türkiye’de şu anda otoriter seçimli bir rejim olduğunu ve bu sistem altında yapılacak bir yeni anayasanın 1982 Anayasası’nın bile gerisine düşebileceği uyarısında bulunuyor.

Kalaycıoğlu, son yaptıkları saha araştırmalarında siyasi partiler ve toplumun farklı kesimleri arasındaki ayrışmanın yüksek seviyede olduğu sonucuna ulaştıklarını belirterek, şunları söylüyor:

“Şu anda Türkiye tamamen kutuplaşmış durumda. Hiçbir ortak değeri olmayan bir toplumuz. Bu durumda ne anayasası yapılabilir? (Böyle bir çalışma için) seçmenin çoğunun merkezde toplanması gerekir. 1990’larda bu araştırmaları yaptığımızda yüzde 55 merkezde gözüküyordu. Şimdi ise merkezdeki seçmen oranı yüzde 20 civarı.”

Kalaycıoğlu, “zamanın ruhunun” demokratik bir anayasa yapımı için uygun olmadığını söyleyerek, Cumhur İttifakı’na son seçimler öncesinde destek veren Yeniden Refah Partisi (YRP) ve Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) gibi partilerin kadınlara ve aileye yönelik söylemlerinin de etkisiyle yapılacak bir anayasa çalışması ile “1982 Anayasası’nın bile mumla aranabileceğini” belirtiyor.

Bu arada HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu son açıklamasında yeni anayasanın “öncelikle bu milletin tarihine, örfüne, kültürüne, inancına uygun olmak zorunda” olduğunu söyleyerek, “Şu andaki anayasa milletin sırtına geçirilmiş bir deli gömleği gibidir, bu milletin eline kolunu bağlıyor ve milletin inancıyla uyumlu değildir” yorumu yapmıştı.

Siyaset Bilimci Kerem Yavaşça anayasalar yapılırken ilkesel olarak hiç değiştirilmemek ya da çok az değiştirilmek üzere yapıldığını, ancak değişen şartlara göre güncelleme yapmanın da gerekebileceğini söyleyerek, şöyle konuşuyor:

“Bu noktada anayasa değişikliğinin, ihtiyacın samimiyeti meselesi ortaya çıkıyor. Yani hem iktidar hem muhalefet anayasanın değişmesi gerektiğini söylerken, mütemadiyen bu konu gündeme gelip de değişmemesi ya çok samimi olunmadığı ya da herkesin kendi çıkarını maksimize etme yönünde hareket ettiği için anlaşmanın kolay olmadığı ortaya çıkıyor.”

Yavaşça, yeni anayasa konusunda siyasi partiler arasında ilkesel olarak bir ortak anlayış olduğunun görüldüğünü belirtirken, “Ama bu acaba toplumdan yükselen arayış neticesinde mi gerçekleşiyor? Yoksa siyasi partilerin iç dinamikleri ya da siyasal stratejileri çerçevesinde mi böyle bir ihtiyaç olduğu ortaya çıkıyor?” sorusunu yöneltiyor.

Bu arada yeni anayasa çalışması ile Erdoğan’ın 50 artı bir sistemini değiştirmeyi ya da kendi cumhurbaşkanlığı süresini uzatmayı amaçladığı da kulislerde konuşulan iddialar arasında.

Siyasi partiler de pozisyon almaya başladı

Seçimlerin ardından sağın hâkim olduğu Meclis yapısında gerek gündeme gelecek anayasa değişikliği gerekse yeni anayasa çalışmaları için siyasi partiler de pozisyon almaya başladı. AKP’nin başörtüsü ve aile ile ilgili teklif için geçen seneki gibi yine muhalefet partilerine giderek destek talep etmesi bekleniyor.

Anayasa değişikliklerinin referanduma gidilmeden TBMM’de kabul edilmesi için 400, referandum çoğunluğu için ise 360 sandalye gerekiyor. TBMM’deki son sandalye dağılımına göre AKP’nin 263, ittifak ortağı MHP’nin 50, YRP’nin 5, HÜDA PAR’ın ise 4 milletvekili bulunuyor ve bu toplam 322 ediyor.

Geçmiş dönemde Millet İttifakı’ndaki İYİ Parti’nin 44, DEVA’nın 15, Gelecek Partisi ve Saadet Partisinin ortak grubunun 20 sandalyesi var. Yeşil Sol Parti ise 57 milletvekiline sahip.

130 sandalyesi olan CHP ise bu aşamada anayasa görüşmeleri konusunda istekli değil. Kılıçdaroğlu Pazar günü gazetecilerin Erdoğan’ın anayasa çağrısını hatırlatması üzerine “Çağrı yapanların önce mevcut anayasaya uyması lazım” derken, “Ahlaki ve siyasi meşruiyeti olmayan bir siyasi partiyle hangi anayasa değişikliğine oturacaksınız?” sözleriyle şimdilik kapıyı kapatmış görünüyor.

Kalaycıoğlu’na göre iktidar yerel seçim öncesinde muhalefet belediyelerinin çalışmalarının ve ekonomideki bozukluğun konuşulmasını istemediği için genel seçim öncesi gibi yine anayasa değişikliğini ortaya sürüyor. “Muhalefetin ehemle mühimi ayırması gerekir. Bugün ehem yani en önemli olan konu Türkiye’nin demokratik bir hukuk devletine doğru bir yola girmesidir” diyen Kalaycıoğlu, sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Bu gündem ile iktidar tarafından istenmeyen şeyler konuşulmayacak. Onun yerine ne başı ne sonu belli olan, içeriği bilinmeyen bir anayasa tartışması yapılacak. Bu anayasa değişikliği gerçekleşirse ona uyulup uyulmayacağı da belli değil. İktidar kendi yaptığı anayasa değişikliğine de uymuyor.”

Anayasa çalışmaları için tutumu en çok merak edilen partiler arasında İYİ Parti de geliyor. Seçimlerin ardından Millet İttifakı’nın dağılmasıyla başka bir yön izlediği görülen İYİ Parti Kılıçdaroğlu’nun başörtüsü ile ilgili yasa değişikliği teklifini kendilerine sormadan getirmesinden rahatsız olmuştu.

İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu sorular üzerine yeni anayasa tartışmalarının, yerel seçimlerden sonra gündeme getirilmesinin daha uygun olacağını söyledi.

Siyaset Bilimci Yavaşça seçimlerin ardından yüzde 52’ye karşılık yüzde 48 gibi bir dengenin oluştuğunu anımsatarak, anayasa yapma konusunda şu hususa işaret ediyor: Bu durum neredeyse yarı yarıya farklılaşmış bir siyasi sonucun ortaya çıktığını gösteriyor. Bir anayasanın ise toplumsal olarak geniş bir mutabakatla yapılması en önemli noktalardan biri. Burada tabii yüzde 100 mümkün değil ama en az bir yüzde 75 mutabakat beklenir. Bu nedenle Türkiye’deki iktidar muhalefet dengesine bakıldığında yeni bir anayasa yapmanın zeminini yakalamanın güç olduğunu söylemek mümkün.

Öte yandan şimdi yeniden gündeme gelen yeni anayasa için partiler daha önce de bir araya gelmiş, ancak belli bir aşamaya gelindikten sonra masadan kalkılmıştı. Ekim 2011 ile Aralık 2013 arasında 26 ay yeni ve sivil bir anayasa için TBMM çatısı altında çalışan Anayasa Uzlaşma Komisyonu 59 maddede değişiklik yapılması üstünde anlaşmıştı.

Her siyasi partinin eşit olarak üçer üyeyle temsil edildiği ve kararlarını oybirliği ile alan Anayasa Uzlaşma Komisyonu çalışmalarına ilk olarak üzerinde kolay uzlaşacağı maddelerden, temel hak ve hürriyetler bölümünden başlamıştı.

Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun uzlaştığı 59 madde arasında tutuklanma sebeplerinin daha da azalması ve netleşmesi, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının milli güvenlik ve genel ahlak gerekçeleriyle sınırlandırılmaması, asgari ücretten vergi alınmaması, çalışan kadın ve erkeklerin eşit işe eşit ücret alması, hürriyetin esas-sınırlamanın istisna olması ve hürriyet lehine yorum yapılması, insan haklarına ilişkin uluslararası anlaşmalarla kanunlar arasında ihtilaf olması halinde özgürlüklerin geniş yorumlanması gibi hususlar bulunuyor.

Erdoğan Meclis konuşmasında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin son kararına atıfta bulunarak, “Bizim terör örgütleriyle aynı hizada sıralanan kurumların kararlarına ne saygı duymamız ne de onların dediklerine kulak asmamız mümkün değildir” demişti.

Yavaşça anayasaların temel hak ve hürriyetlerin belirlenmesi ve gerekirse iktidarı bile sınırlayabilmesi açısından önemini vurgulayarak, “Bu anlamda bakıldığında bugünlerde ne Türkiye’de ne de dünyada özgürlükler açısından olumlu bir hava hâkim. Dolayısıyla böyle bir dönemde yapılacak anayasaların insan hakları açısından büyük bir kazanım ortaya çıkartacak şekilde olması çok mümkün görünmüyor” diyor.

Paylaşın

AK Parti, Anayasa İçin Saadet, Gelecek Ve DEVA Partisi’nin Kapısını Çalacak

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti), Anayasa’nın 24. ve 41. maddelerinde değişiklik için Saadet Partisi, Gelecek Partisi ve Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi’nin desteği için kapısını çalacak.

Cumhur İttifakı’nda AKP’nin 263, MHP’nin 50, Yeniden Refah Partisi’nin beş, HÜDA PAR’ın dört ve DSP’nin bir milletvekili bulunuyor. Toplam 323 sandalyeye ulaşan Cumhur İttifakı, öncelikle teklifi referanduma götürmek için destek turuna çıkacak.

İktidarın Anayasa değişikliği teklifi için bir sonraki hamlesinin muhalefete çift sandık önerecek. Buna göre, iki oya daha ulaşılması durumunda 360 oyla referandumun kapısını aralayacak iktidar, CHP, YSP ve İyi Parti ile kuracakları temaslarda, “Destek verilmezse yerel seçimlerde referandum sandığının kurulacağını” ima edecek. Bu aşamadan sonra muhalefetin destek vermesi beklenecek.

Seçimlerden önce burka ve peçe gibi tartışmalı kıyafetlere anayasal özgürlük getirecek düzenlemeyle gündemi meşgul eden iktidar, yerel seçim öncesinde de aynı taktiği izleyecek. Cumhur İttifakı, yerel seçimlerden önce iki maddelik değişikliği dayatacak, muhalefetin gözünü, “Yerel seçimlerde çift sandıkla” korkutacak. Yerel seçimlerden sonra ise yeni ve gerici bir Anayasa için partilerin kapısını çalacak.

AKP’nin “Başörtüsüne Anayasal güvence” sözleriyle duyurduğu, iki maddeden oluşan teklif, 1 Ekim’de başlayacak 28’inci dönem 2’nci yasama yılında Meclis’in önemli gündem maddesi olacak. Anayasa’nın 24’üncü ve 41’inci maddesinde değişiklik öngören teklifin ilk maddesi ile tartışmalı çok sayıda kıyafete anayasal güvence getiriliyor.

İlk madde özetle şu şekilde: “Hiçbir kadın, dini inancı sebebiyle başını örtmesi ve tercih ettiği kıyafetinden dolayı eğitim ve öğrenim, çalışma, seçme, seçilme, siyasi faaliyette bulunma, kamu hizmetlerine girme ile diğer herhangi bir temel hak ve hürriyeti kullanmaktan ya da kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanmaktan hiçbir surette yoksun bırakılamayacak.”

Teklifin 2’nci maddesiyle de LGBTİ bireyler, “Ailenin birliği” adı altında hedef alınıyor. Anayasa’ya, “Evlilik birliği, ancak kadın ile erkeğin evlenmesiyle kurulabilir” hükmü ekleniyor.

BirGün gazetesinden Hüseyin Şimşek’in haberine göre, Genel seçimlerden önce teklifi gündeme getirmek isteyen ancak depremin ardından vazgeçen Cumhur İttifakı, TBMM’nin yeniden yasama faaliyetlerine başlamasının ardından yeniden bu hedefe odaklandı.

Edinilen bilgiye göre, ittifak ortaklarıyla teklifi yeniden Meclis’e sunacak iktidar, daha sonra yeni muhalefet partileri ile destek görüşmelerine başlayacak. Teklifin TBMM’de doğrudan kabul edilmesi için 400, referanduma götürülmesi için 360 oya ihtiyaç bulunuyor. Cumhur İttifakı’nda AKP’nin 263, MHP’nin 50, Yeniden Refah Partisi’nin 5, HÜDAPAR’ın 4 ve DSP’nin bir milletvekili bulunuyor. Toplam 323 sandalyeye ulaşan Cumhur İttifakı, öncelikle teklifi referanduma götürmek için destek turuna çıkacak.

Bu kapsamda Saadet Partisi, Gelecek Partisi ve DEVA Partisi’ne güvenen iktidar kurmayları, Meclis kulisinde gazetecilere de aynı yönde açıklamalarda bulundu. “Üç partiye güveniyoruz” diyen iktidarın önceliği, bu partilerle temas olacak. DEVA Partisi’nin 15, Saadet Partisi çatısı altında toplanan iki partinin ise 20 milletvekili bulunuyor. İktidarın bu partilerden destek almasıyla sayı, referandum sınırı olan 358’e ulaşacak.

Sona bırakılacak

İktidarın Anayasa değişikliği teklifi için bir sonraki hamlesinin muhalefeti çift sandıkla tehdit etmek olacağı öğrenildi. Buna göre, iki oya daha ulaşılması durumunda 360 oyla referandumun kapısını aralayacak iktidar, CHP, YSP ve İYİ Parti ile kuracakları temaslarda, “Destek verilmezse yerel seçimlerde referandum sandığının kurulacağını” ima edecek. Bu aşamadan sonra muhalefetin destek vermesi beklenecek.

Paylaşın

Başörtüsü Teklifi: İYİ Parti Ve CHP Anayasa Değişikliğine Destek Vermeyecek

CHP ve İYİ Parti, AK Parti ve MHP’nin önerdiği Anayasa’nın 24. Maddesinde değişiklik içeren başörtüsü teklifine TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmelerde destek vermeyecek. HDP’de anayasa değişikliği teklifine destek vermeyeceğini açıklamıştı.

Yeni bir uzlaşma olmazsa, teklifin Meclis’ten geçmesi mümkün görünmüyor. AK Parti, MHP ve BBP’nin milletvekili sayısı TBMM Başkanı Mustafa Şentop oy kullanamadığı için 334’te kalıyor ve bu sayı değişikliğin Meclis’ten geçmesi için yeterli değil.

TBMM Anayasa Komisyonu’nda, başörtüsüne anayasal güvence ve “evlilik birliği”nin tanımlandığı anayasa değişikliği önerisi, AKP ve MHP oylarıyla kabul edildi. Teklifin, başörtüsü serbestisini düzenleyen birinci maddesi üzerinde verdikleri değişiklik önergesi reddedilen CHP ve İYİ Parti ise komisyonu terk etti.

BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın haberine göre önergesi reddedilen CHP ve İYİ Parti ile parti kapatma davası nedeniyle iktidar kanadını protesto ederek komisyon görüşmelerine de katılmayan HDP, Genel Kurul’daki görüşmelerde anayasa değişikliği teklifine, bu haliyle destek vermeyecek. Yeni bir uzlaşma olmazsa, teklifin Meclis’ten geçmesi mümkün görünmüyor.

AK Parti, MHP ve BBP’nin Anayasa değişikliği teklifi din ve vicdan özgürlüğünü düzenleyen 24. Maddesi ile “ailenin korunması ve çocuk hakları” başlıklı 41. Maddesinde değişiklik öneriyordu.

Muhalefetin önergesinde, Anayasa değişikliği teklifinin birinci maddesinde yer alan “dini inancı sebebiyle başını örtmesi” ibaresinin “başını örtmesi ya da örtmemesi de dahil olmak üzere” şeklinde ve “Alınan veya verilen bir hizmetin gereği olan kıyafet söz konusu olduğunda ise devlet; kadının başını örtmesini engellememek şartıyla gerekli tedbirleri alır” şeklinde değiştirilmesi öngörüldü.

AK Parti, MHP ve BBP’nin milletvekili sayısı TBMM Başkanı Mustafa Şentop oy kullanamadığı için 334’te kalıyor ve bu sayı değişikliğin Meclis’ten geçmesi için yeterli değil.

Böyle bir durumda seçimlerde cumhurbaşkanlığı, milletvekilliği seçim sandığının yanına “referandum” sandığı koyma planı yaptığı belirtilen Cumhur İttifakı’nın, muhalefetle yeni bir uzlaşma kapısını açmazsa, bu hedefe ulaşması zor görünüyor.

Paylaşın

CHP Ve İYİ Parti’den Ortak Başörtüsü Teklifi Hazırlığı

AK Parti’nin başörtüsü ve aile yapısına ilişkin Anayasa değişikliği teklifi görüşülmesi öncesinde İYİ Parti ve CHP çalışmalarını tamamlamayı planlıyor. Teklif komisyonda gündeme getirilecek. İki partinin ortak düzenlemesinin CHP’nin verdiği yasa teklifine benzerlik gösterdiği öğrenildi.

CHP’nin meclise sunduğu yasa teklifinde “Kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilen ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile üst kuruluşlarına bağlı olarak bir mesleği icra eden kadınlar, yürüttükleri mesleğin icrası kapsamında giyilmesi gerekli cübbe, önlük, üniforma vb. dışında kıyafet giymek ya da giymemek gibi temel hak ve özgürlükleri ihlal edecek biçimde herhangi bir zorlamaya tabi tutulamaz” ifadeleri yer almıştı.

AK Parti’nin başörtüsü düzenlemesi ve ailenin korunmasına ilişkin Anayasa değişikliği teklifi TBMM Anayasa Komisyonu’nda gündeme gelecek. AK Parti teklife destek için muhalefet partilerinden randevu istemi ama muhalefet randevu vermemişti. Muhalefetin bu konuda ne adım atacağı merak konusu olmuştu.

AK Parti’nin teklifine karşı muhalefet ortak bir teklif verme konusunda anlaşarak çalışmalara başladı. İYİ Parti Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu başkanlığındaki heyet, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile bir araya geldi.

Sputnik’ten Osman Nuri Cerit’in haberine göre, bu toplantıda İYİ Parti’nin hazırladığı kıyafet serbestesine ilişkin düzenleme CHP’ye sunuldu. CHP’ de kendi teklifini İYİ Parti heyetine verdi. İki partinin hukukçU kurmayları bir araya gelerek iki teklifin tek bir metin haline getirilmesi için mesai harcayacak.

AK Parti’nin teklifinin görüşülmesi öncesinde muhalefet çalışmalarını tamamlamayı planlıyor. Teklif komisyonda gündeme getirilecek. İki partinin ortak düzenlemesinin CHP’nin verdiği yasa teklifine benzerlik gösterdiği öğrenildi.

CHP’nin başörtüsü teklifi

CHP’nin meclise sunduğu yasa teklifinde “Kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilen ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile üst kuruluşlarına bağlı olarak bir mesleği icra eden kadınlar, yürüttükleri mesleğin icrası kapsamında giyilmesi gerekli cübbe, önlük, üniforma vb. dışında kıyafet giymek ya da giymemek gibi temel hak ve özgürlükleri ihlal edecek biçimde herhangi bir zorlamaya tabi tutulamaz” ifadeleri yer almıştı.

Paylaşın

Başörtüsü Teklifi: Erdoğan’dan Referandum Sinyali

Başörtüsü teklifi için “Anayasa değişikliği yasalaşınca reform sürecimizin adeta tacı olacaktır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kimse eski yaraları deşmeye cesaret edemeyecek. Temennimiz bu teklifin 400’ün üzerinden bir oyla kabul edilmesidir” dedi ve ekledi:

“Ancak böyle bir meselede ipe un serilmesini ne kadınlarımız ne milletimiz affeder. Beklentimiz gerçekleşmez ise bu durumda millete gideceğiz. Kilidi milletimizin iradesi açacak.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şule Yüksel Şenler Vakfı Hizmet Binası’nın açılış töreninde yaptığı konuşmada, başörtüsü ve aile konularında düzenlemeler öngören anayasa değişikliği teklifi konusunda mesajlar verdi.

Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) sunulan anayasa değişikliği teklifinin Meclis’te kabul edilmemesi halinde referanduma sunulabileceğine işaret etti.

Anayasa değişikliği teklifinin TBMM Genel Kurulu’nda “400’ün fevkinde oyla” kabul edilmesini beklediklerini ifade eden Erdoğan, “Beklentimiz gerçekleşmezse bu durumda egemenlik kayıtsız şartsız milletindir demiyor muyuz, öyleyse son sözü millet söyleyecek” şeklinde konuştu.

Teklifin Meclis’ten geçmesi için 400’den fazla vekilin “evet” oyu vermesi gerekiyor, 360-400 aralığında oy alması halinde ise referandum gündeme geliyor.

AK Parti iktidarı döneminde başörtüsü konusunda yapılanları hatırlatan Erdoğan, artık üniversitelerde başörtülü kadınların eğitim alabildiğini, kamuda, silahlı kuvvetlerde, yargıda kadınların başörtüsü ile çalışabildiğini anlattı.

Erdoğan, “Hiçbir insanımızın inancından, sakalından, saçından veya hayat tarzından dolayı ötekileştirilmediği huzur iklimini ülkemiz genelinde tesis ettik. Bugün kadınlarımız kılık kıyafetleri sebebiyle haksızlığa uğramadan hayatın her alanında sorumluluk üstelenebiliyor” şeklinde konuştu.

CHP ve İYİ Parti’ye eleştiri

Meclis’e sundukları anayasa teklifinin kabul edilmesi halinde bunun “reform sürecinin adete zafer tacı” olacağını belirten Erdoğan, “Bu düzenleme kabul edilirse artık hiç kimse aklına estiğinde sosyal medya üzerinden bir gece yarısı eski yaraları deşmeye cesaret edemeyecektir” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başörtüsüne yasal güvence konusunu gündeme getirmesine işaret eden Erdoğan, CHP ve İYİ Parti’nin anayasa değişikliği teklifi konusunda AK Parti’nin randevu talebini reddetmesini de eleştirdi. Erdoğan, “Bunlar işte bu kadar dürüst. Bunlarda dürüstlük diye bir şey aramayın yok” ifadelerini kullandı.

Evlilik için yeni tanım öngörülüyor

Erdoğan, anayasa değişikliği teklifindeki aileye ilişkin düzenlemeyi de “Teklifimizle kadınlarımızın haklarını güçlendirme yanında aile kurumunu küresel odakların desteği ile palazlanan ve giderek pervasızlaşan sapkın akımların saldırılarından da korumayı amaçlıyoruz” sözleriyle savundu.

Erdoğan, “Özgürlük kılıfı altında aile müessesinin yok edilmesine asla rıza göstermeyeceğiz. İnsan fıtratına aykırı sapkınlık virüsünün millet varlığımızı daha fazla zehirlemesinin önüne set çekmek istiyoruz” dedi.

AK Parti, başörtüsüne anayasal güvence ve “evlilik birliği ancak kadın ve erkeğin evlenmesiyle kurulabilir” şeklinde ailenin yeniden tanımlanmasını öngören anayasa değişikliği teklifini 9 Aralık’ta Meclis’e sunmuştu. Teklife göre, Anayasa’nın 24. ve 41. maddelerinde değişiklik öngörülüyor.

Paylaşın

Başörtüsüne Anayasa Teklifi: CHP Ve İYİ Parti, AK Parti’nin Randevusunu Reddetti

AK Parti’nin başörtüsüne anayasal güvence ve “ailenin korunması” konusundaki anayasa değişikliği önerisiyle ilişkili görüşme talebi, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve İYİ Parti tarafından reddedildi. CHP ve İYİ Parti arasında istişare sonucunda alınan karar, AK Parti grubuna iletildi.

Haber Merkezi / AK Parti’nin “başörtüsü düzenlemesi” içeren ve “aile” adı altında LGBTİ+ yurttaşları hedef alan Anayasa değişikliği teklifi için Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve İYİ Parti’den talep edilen randevuya “hayır” yanıtı verildi.

CHP ve İYİ Parti arasında istişare sonucunda alınan karar, AK Parti grubuna iletildi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) düzenlediği basın toplantısında açıklama yapan CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, “Görüşme talebini reddetmek durumundayız. İYİ Parti ile bu tutumda ortaklaştık” ifadelerini kullandı.

CHP’nin “hayır” gerekçesi olarak CHP Mersin Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır ile İYİ Partili Lütfü Türkkan’ın dokunulmazlık dosyalarının gündeme alınmasını gösterdiği kaydedildi.

AK Parti Grup Başkan Vekili Özlem Zengin gelişmeyi doğruladı ve, “CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel aradı. Anayasa randevu talebimizi kabul etmediklerini bildirdiler” dedi. Özlem Zengin ve beraberindeki heyet, yarın saat 11.00’de MHP Grup Başkanvekilleriyle bir araya gelecek.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) de AK Parti’nin randevu talebini reddetmişti. Mevcut Anayasa’nın her gün çiğnendiğine ve hukukun askıya alındığına dikkat çeken Oluç, bu süreçte yapılan Anayasa değişikliğini samimi, inandırıcı ve güven verici bulmadıklarını belirtti. Oluç, şöyle devam etmişti:

“Seçim ortamına girmiş bir ülkeden bahsediyoruz. 3-4 ay bilemediniz 5 ay içerisinde seçimlerin yapılacağı bir ortamda yargı vesayetinin HDP’ye yönelik işletilmesi yargı vesayeti ile siyasetin dizayn ediliyor olması ve HDP’ye yönelik demokratik siyasetten ağır tasfiye politikalarının devam etmesi seçimlerin adil, demokratik adil bir ortamda yapılmayacağına dair önemli işaretlerdir.

Demokratik siyasete kast edilmiştir iktidar tarafından. Bu nedenle AYM üzerindeki Cumhur ittifakının açık baskı ortamını göz önünde bulundurduğumuzda bu teklifin tartışılmasını samimi ve güven verici bulamadığımızı vurguluyor.”

AK Parti Grup Başkanvekili Zengin, HDP’nin, başörtüsüne anayasa değişikliği teklifi için AK Parti’nin randevu talebini reddetmesinin ardından yaptığı açıklamada, “Başörtüsü Türkiye’de siyasi parti ayrımı yapmaksızın bütün kadınların bir meselesidir” demiş ve eklemişti:

“Hatta erkeklerin de bir meselesidir. Bu konuyu müzakere etmeyi anlamlı buluyorum. Ve onlar bunu bence bir tür siyasi malzemeye dönüştürmeyi tercih ettiler. Onların kararı böyle oldu.”

Paylaşın

HDP’nin ‘Başörtüsü Teklifi’ Kararına AK Parti’den Tepki

AK Parti Grup Başkanvekili Zengin, HDP’nin, başörtüsüne anayasa değişikliği teklifi için AK Parti’nin randevu talebini reddetmesinin ardından yaptığı açıklamada, “Başörtüsü Türkiye’de siyasi parti ayrımı yapmaksızın bütün kadınların bir meselesidir” dedi ve ekledi:

“Hatta erkeklerin de bir meselesidir. Bu konuyu müzakere etmeyi anlamlı buluyorum. Ve onlar bunu bence bir tür siyasi malzemeye dönüştürmeyi tercih ettiler. Onların kararı böyle oldu.”

Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP), anayasa değişikliği teklifi için randevu isteyen AK Parti ile görüşmeyi reddetmesinin ardından T24’ten Eray Görgülü’ye konuşan AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, “siyasi malzemeye dönüştürmeyi tercih ettiler” dedi.

HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, bugün yaptığı basın açıklamasında, partisi hakkındaki kapatma davası ve Hazine yardım hesaplarına “geçici blokaj konulması” nedeniyle AK Parti’ye randevu vermeme kararı aldıklarını duyurdu.

Zengin bu kararın ardından, bu görüşmelerin “Türkiye için önemli bir adım” olduğunu, HDP seçmeninin de bu konuyu önemsediğini düşündüğünü belirtti.

“Başörtüsü Türkiye’de siyasi parti ayrımı yapmaksızın bütün kadınların bir meselesidir. Hatta erkeklerin de bir meselesidir. Bu konuyu müzakere etmeyi anlamlı buluyorum. Ve onlar bunu bence bir tür siyasi malzemeye dönüştürmeyi tercih ettiler. Onların kararı böyle oldu” dedi.

Özlem Zengin ayrıca şunları ifade etti: “Bu hafta için tüm grup başkanvekillerini aradım, Çarşamba günü için kendilerini ziyaret etmek istediğimizi söyledim, Sayın Mustafa Elitaş’la birlikte. Şu ana kadar sadece HDP’den dönüş oldu. Sayın Saruhan Oluç beni aradı ve Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu kararı gerekçe göstererek kabul edemeyeceklerini söyledi. Ben de kendisine bunun o konuyla hiçbir alakası olmadığını ifade ettim.

“Daha evvel bir HDP’li milletvekilinin milletvekilliği düştü. Anayasa Mahkemesi onların lehine karar verdi. Yani bir onların lehine karar verdiğinde kabul eden, ama kendi aleyhine verdiğinde bunu reddeden, böyle bir şey olamaz. Biz Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan hem bireyler hem kurumlar olarak yargı kararlarıyla bağlıyız. İtirazımız olabilir ama herkesin yargı kararlarının bu manada bağlayıcı olduğunu hatırlaması lazım”.

Paylaşın

AK Parti’nin Görüşme Talebine HDP’den Ret: Görüşme Zemini Ortadan Kaldırıldı

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) hazine yardımına bloke koyması kararı sonrası “AKP grup yönetimi ile Anayasa değişikliği teklifi hakkında görüşmeme kararı aldık” dedi.

Meclis’te gündeme dair basın toplantısı yapan Saruhan Oluç, “Bu kadar hak gaspının ayrımcılığın, eşitsizliğin, hukuksuzluğun yaşandığı özgürlüklerin ve demokrasinin ağır saldırı altında olduğu bir süreçte sadece başörtüsü ile ilgili getirilen değişiklik teklifi ‘Türkiye’deki özgürlükler sorununa çözüm üretmek konusunda yetersizdir’ demiştik” dedi.

Başörtüye ilişkin geçmişte ve bugün sorunları olmadığını belirten Oluç, 2015 yılından beri başörtülü vekillerinin olduğunu vurguladı. Kürtler, Aleviler, tüm inanç ve kimlikler başta olmak üzere bütün vatandaşların eşit yurttaşlık hakkının olmadığı bir ülke ortamında bu toplumsal talepleri karşılayacak bütünlüklü düzenleme gerektiğine işaret eden Oluç, şöyle dedi:

“Bu adımı seçim manevrası olmaktan çıkarmanın yolu bütün ayrımcılıkları ortadan kaldıracak, özellikler Anayasanın 10’uncu maddesinde bir değişiklik yapılması gerekir. Manevradan çıkarılacak tutum bu olurdu. Ama bu konudaki önerilerimize cevap verilmedi.”

“Görüşme zemini ortadan kaldırıldı”

AKP Grup yönetiminin Anayasa değişikliği teklifi için görüşme talebinde bulunduklarını aktaran Oluç, bu talebi grup ve parti yönetimince tartışıldığını söyledi. Söz konusu talebin yetkili kurullar ve eş genel başkanlarınca değerlendirdiğini ifade eden Oluç, şöyle dedi:

“HDP’ye yönelik bir intikam davası olan kapatma davasının bütün hızıyla devam ettirilmesi, en son partimizin anayasal hakkı olan hazine yardımının iktidar blokunun baskısı sonucu bir hak gaspı olarak AYM tarafından ve Anayasa’ya aykırı bir şekilde bloke edilmesi ve bunun gerçekleşmesi için cumhur ittifakının bileşenlerinin ağır baskısının AYM üzerinde yaşanması nedeniyle AKP grup yönetimi ile Anayasa değişikliği teklifi hakkında görüşmeme kararı aldık.

Randevu taleplerine olumlu cevap vermedik bu nedenle. Elbette AKP Meclis Grup Yönetiminin diyalog çabalarını olumsuz görmüyoruz. Ancak iktidarın bizlere yönelik politikaları nedeniyle böyle bir görüşme zemini ortadan kaldırıldığını düşünüyorum.”

“Bu teklifi samimi değil”

Mevcut Anayasa’nın her gün çiğnendiğine ve hukukun askıya alındığına dikkat çeken Oluç, bu süreçte yapılan Anayasa değişikliğini samimi, inandırıcı ve güven verici bulmadıklarını belirtti. Oluç, şöyle devam etti:

“Seçim ortamına girmiş bir ülkeden bahsediyoruz. 3-4 ay bilemediniz 5 ay içerisinde seçimlerin yapılacağı bir ortamda yargı vesayetinin HDP’ye yönelik işletilmesi yargı vesayeti ile siyasetin dizayn ediliyor olması ve HDP’ye yönelik demokratik siyasetten ağır tasfiye politikalarının devam etmesi seçimlerin adil, demokratik adil bir ortamda yapılmayacağına dair önemli işaretlerdir. Demokratik siyasete kast edilmiştir iktidar tarafından. Bu nedenle AYM üzerindeki Cumhur ittifakının açık baskı ortamını göz önünde bulundurduğumuzda bu teklifin tartışılmasını samimi ve güven verici bulamadığımızı vurguluyor.”

Ne olmuştu?

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ başkanlığındaki AKP heyeti, başörtüsü konusunda hazırlanacak anayasa değişikliği için MHP, CHP, HDP ve İYİ Parti gruplarını ziyaret etmişti. Bozdağ, AKP Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz ve AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş HDP’yi 2 Kasım’da ziyaret etmişti.

Ziyarette, HDP Sözcüsü Ebru Günay ile HDP Grup Başkanvekilleri Meral Danış Beştaş ve Saruhan Oluç yer almıştı. Görüşme sonrası açıklama yapan Beştaş, Anayasa teklifine dair henüz yazılı bir metin olmadığını belirterek

“Anayasa’nın 24 ve 41’inci maddelerinde bir değişiklik olacağını ve kapsamını genel olarak paylaştılar. Biz de tutumumuzu Eş Genel Başkanlarımız ve MYK’da yaptığımız görüşmeler sonucunda kamuoyuyla paylaşıyor olacağız.

“Sohbet ettik. Kıyafet özgürlüğü, türban, kadın hakları konusunda tutumumuz çok net. Negatif tutumumuz olmadı ama böyle bir dönemde nasıl bir karar alacağımızı ilgili kurullarımızla karar vereceğiz” demişti.

AKP’nin HDP parlamento grubunu ziyaret etmesi AKP içinde tepkilere neden olmuştu. AKP’li eski milletvekili Mehmet Metiner, “AK Parti karar vermeli: HDP’yi kendisiyle oturulup konuşulacak ve desteği önemsenecek bir parti olarak görüyorsa o vakit HDP’ye dair dilini ve yaklaşımını değiştirmeli” demişti.

AKP MKYK üyesi Şamil Tayyar ise “AK Parti, HDP’ye nasıl bakıyorsa o düzlemde ilişkisini yürütmelidir. PKK ayrı HDP ayrıysa aynileştiren dil ve üsluba niye ihtiyaç duyduk? Bu muhakemeyi yapmalıyız” diye sormuştu.

6 Kasım 2022’de AKP Urfa Milletvekili Mehmet Ali Cevheri, partisinin HDP ziyaretiyle ilgili olarak, “Gidilmemesi abes” demişti.

Paylaşın