Amasya: Fethiye Camii

Fethiye Camii; Amasya’nın Merkez İlçesi, Fethiye Mahallesi, Küba Sokak üzerinde yer alır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Eski bir Bizans kilisesinden camiye çevrilmiştir. Kilisenin 7. yy.’da Bizans İmparatoru Phocas’ın kızı Helena tarafından yaptırıldığı sanılmaktadır. Danişmendliler Döneminde Amasya valiliği yapan Fetih Gazi bu büyük kiliseyi camiye çevirtmiş ve ismini Fethiye Camii olarak koymuştur. Bu cami zaman içinde oldukça hasar görmüştür.

1956’da onarılarak tekrar ibadete açılan cami son olarak 2006 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce restore edilmiştir. İlk halinde minaresi bulunmayan camiye 1883 yılında İncezade Hacı Mehmet tarafından bir minare eklenir. Kilise halinden pek az bir kısmı ayakta kalmış olan caminin duvarları tamamen sıvanıp üzeri beyaza boyandığından yapının orijinal duvar kalıntılarının tespiti mümkün olmamıştır.

Cami, kilisenin apsis kısmında kuruludur. Bu nedenle caminin doğu cephesi yarım bir altıgen oluşturacak biçimde köşelidir. Kuzey duvarındaki küçük bir girişten girilen caminin batı cephesi sonradan geniş kemerli bir niş biçiminde kapatılmış, bu bölüme alt ve üst pencereler açılmıştır.

Paylaşın

Amasya: Çilehane Camii

Çilehane Camii; Amasya’nın Merkez İlçesi, Pirinççi Mahallesi, Mehmet Paşa Caddesi üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

1413 yılında, Çelebi Mehmet’in emirlerinden Yakup Paşa yaptırmıştır. Bugün cami olarak kullanılan yapı esas olarak bir Halveti Tekkesi’dir. Tekke, mescid ve çilehane hücrelerinden oluşur.

Binanın batı girişinin batı yanında ise muhtemelen türbe olduğu sanılan yapı bulunmaktadır. Binanın beden duvarları, araları kırmızı harçla doldurulmuş moloz taşlardan örülmüştür.

Bu taş örgüsünü yatay biçimde örülmüş ikişer sıralı tuğla hatlar destekler. Camiye kesme taştan büyük eyvanlı bir kapıdan girilir. Kapı yay kemerlidir. İçeriyi aydınlatan pencerelerse mermer çerçeveli ve tuğla kemerlidir.

İç mekana batı kapısından girilince, sağda mescid ve küçük geçitlerle ulaşılan halvet (çile) odaları; solda ise türbe ve tekke bulunur.

Cami ve tekkeyi büyük birer kubbe örter. 1939 depreminden büyük zarar gören Çilehane 1964 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından onarılmıştır

Paylaşın

Amasya: Cumudar Türbesi

Cumudar Türbesi; Amasya’nın Merkez İlçesi, Dere Mahallesi, Burmalı Minare Camii içerisindedir. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Burmalı Minare Camii, girişinin sol yanında kare zemin üzerine sekizgen yapılı Cumudar Türbesi bulunur.

İlhanlılar’ın Anadolu egemenliği döneminde Amasya’da Anadolu Nazırlığı yapmış olan Şehzade Cumudar’a ait mumyanın Amasya Müzesi’ne konulmasına kadar burada bulunmuş olması nedeniyle bu isimle anılan türbe asıl olarak Ferruh Bey ve oğluna aittir.

Paylaşın

Amasya: Burmalı Minare Camii

Burmalı Minare Camii; Amasya’nın Merkez İlçesi, Dere Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Caminin kapısı üzerinde bulunan, kemer kavisi şeklindeki kitabeden caminin iki kardeş tarafından yaptırıldığı anlaşılır. Bu kardeşlerden Said Ferruh’un Selçuklu Sultanı II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in vezirlerinden Necmeddin Ferruh Bey olduğu kabul edilmektedir. Kardeşi de Haznedar Yusuf’tur. Yapım tarihi, kitabeye göre 1242 yılıdır.

Bugün, minaresinin yapım biçimiyle adlandırılan ve Evliya Çelebi’nin, Seyahatname’sinde Mahkeme Camii ismiyle bahsettiği caminin minaresi ilk yapıldığında ahşaptı. 1590 yılındaki deprem ve 1602 yılında yaşanan yangında hasar gören caminin minaresi 1730 yılında yaşanan büyük yangında tamamen yok oldu.

Bunun yerine yapılan minare bu kez caminin güçlü taş yapısına uygun biçimde taştan yapıldı. Dönerek minarenin etrafını dolanan yivlerin oluşturduğu bu yapıya bu zamandan sonra Burmalı Minare, camiye de Burmalı Minare Camii denmiştir. Cami, girişin iki yanındaki minare ve türbe dışında oldukça düzgün bir dikdörtgen plana sahiptir.

Kesme taştan örülmüş kalın ve güçlü duvarlardan batı ve doğu cephesindekilerde bulunan dörder pencere ile güney cephesindeki üç pencere caminin içini aydınlatır. Camiye minare ve türbenin arasından, dışarıya doğru çıkıntılı büyük bir niş içinde yer alan kemerli kapıdan girilir.

İç mekan mihrap ekseninin iki yanında sıralanmış üçer paye (sütun) ile üç sahına ayrılmış, payelerin birbirine sivri kemerlerle bağlanmasıyla bu sahınlar da üçer bölüme ayrılarak toplam dokuz bölüm meydana getirmiştir. Bu dokuz bölümden orta sıradaki üçünün üzeri kubbelerle örtülüdür. Yan sıralardaki bölümlerden kıble duvarına yakın olaan ikisi çapraz, diğer bölümler beşik tonoz örtülüdür

Paylaşın

Amasya: Bayezidpaşa Camii

Bayezidpaşa Camii; Amasya’nın Merkez İlçesi, Beyazıtpaşa Mahallesi, Sakman Sokak üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Beyazıtpaşa Mahallesi’nde, nehrin doğu kıyısında, Künç Köprü’nün karşısında yer alan camiyi 1414 yılında, daha sonra sadrazam olan Bayezid Paşa yaptırmıştır. Ters T biçimindeki caminin planı bazı ayrıntıları dışında aynı dönemlerde Bursa’da yapılan Yeşil Cami’ninkine benzer.

Bu plana sahip camilere Zaviyeli ya da Bursa Tipi Camiler de denir. Yapısı ve süslemeleriyle oldukça zarif bir görünüşe sahip caminin en dikkat çekici bölümü kuzeyindeki son cemaat yeridir. Altı kalın kare paye birbirine ve beden duvarına sivri, kalın kemerlerle bağlanarak beş bölüm oluşturur. Her bölümün üzeri Türk üçgenleriyle geçilen sekizgen kaideler üstündeki kubbelerle örtülüdür.

Payeler kemer hizasına kadar düzgün kesme taşlardan örülmüştür. Payeleri bağlayan kemerlerse kırmızı ve beyaz  ermerdendir. Bunların etrafında yine mermerden, hafif çıkıntılı çerçeveler bulunur. Bu bölümün üst kısmı kıvrık dal ve yaprakların oluşturduğu motiflerle süslenmiştir. Mukarnas süslemeli saçak altında yer alan, boydan boya cepheyi dolanan kırmızı taş kuşağı üzerine caminin kabartma biçiminde vakfiyesi işlenmiştir.

Giriş kapısı son derece zengin ahşap bezemelidir. İbadet mekanı iki bölümden oluşur. Mihrabın bulunduğu ikinci mekan ilkinden daha küçüktür. Bu bölümün doğusu ve batısında bulunan kapılardan yan mekanlara geçilir. Her bölümün üzeri bir kubbeyle örtülüdür. Cami 2006 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce onarılmıştır.

Paylaşın

Amasya: Bayezid Külliyesi

Bayezid Külliyesi; Amasya’nın Merkez İlçesi, Hacı İlyas Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

1481-1486 yılları arasında, Amasya Valisi Şehzade Ahmet tarafından babası Sultan II. Bayezid adına yaptırılmıştır. Cami, medrese, imaret ve şadırvandan oluşan bir külliye olarak yaptırılan yapının mimarı Şemseddin Ahmet’tir. Caminin güneydoğu köşesinde bulunan, Şehzade Ahmet’in küçük yaşta ölen oğlu Şehzade Osman’a ait türbe yapıya sonradan eklenmiştir.

Yan mekanlı, ya da zaviyeli cami mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan cami, ortada büyük bir kemerle ayrılan iki kare mekanla, doğu ve batı yanlarda üçer kubbeli yan mekanlardan oluşur. Orta mekanı, sekizgen kasnaklarında 16’şar pencere bulunan iki büyük kubbe örter. Kubbe içi ve pencere kemerlerinin üzeri zengin kalem işleri ile süslenmiştir.

Ahşap pencere kanatları, 15. yy. ahşap kündekari tekniğinin en güzel örneklerindendir. Kuzeydeki son cemaat yeri, altı yuvarlak mermer sütun üzerine oturan beş sivri kemerin taşıdığı beş kubbe ile örtülüdür. Son cemaat yerindeki pencere üstleri mavi beyaz çini panolarla süslenmiştir.

Buranın iki ucunda yükselen tek şerefeli iki minareden soldakinin gövdesi dikine yivli, sağdakinin gövdesi ise zikzak taş dekorludur. Caminin mukarnas süslemeli, ihtişamlı taç kapısı üzerindeki üç satırlık mermer kitabesini Hattat Şeyh Hamdullah yazmıştır. Avlu ortasında yer alan 12 kenarlı şadırvan, 12 sütunun taşıdığı, 12 yüzlü sivri piramit bir çatıyla örtülüdür. Caminin batı yönünde “U” planlı medrese bulunur.

Külliyeyi çevreleyen avlunun batı duvarına bitişik olarak inşa edilmiş olan medrese, ortada genişçe bir avlu, avlunun etrafında kubbeli revaklar ve bunların arkasındaki öğrenci hücrelerinden oluşur. Kuzeydeki giriş kapısının karşısında, sekizgen kasnaklı bir kubbeyle örtülü, kare planlı dersane vardır. Evliya Çelebi’nin Amasya’da bulunan on medreseden en süslü ve en bakımlısı olarak anlattığı Sultaniye Medresesi, 1922 yılından beri İl Halk Kütüphanesi olarak kullanılmaktadır.

“L” planlı İmaret ise caminin doğusundadır. İmaret’in dikdörtgen olan asıl mekanlarının üzeri tonozlarla örtülüdür. Bu mekanların önünde, İmaret’in camiye bakan yüzlerinde küçük kubbelerle örtülü revaklar bulunur.  İmarethane’nin büyük dikdörtgen salonu bugün Maket Amasya Müzesi’ne ev sahipliği yapmaktadır.

Caminin kuzeybatısında, Medrese’ye yakın bir yerde bulunan tek katlı, kare planlı küçük yapı ise güneşin konumuna göre namaz vakitlerinin belirlendiği muvakkithanedir. İç mekan duvarları ve tavanı kalem işi bezemelerle süslü muvakkithanenin kuzey ve güney cephelerinde bulunan pencerelerinin çevresinde de kalem işleri bulunmaktadır.

Muvakkithane 1842 yılında Hacı Hüseyin Efendi tarafından yaptırılmıştır. Caminin önünde, şadırvanın iki yanında bulunan çınar ağaçları ise caminin inşaatı sırasında buraya dikilmişler, 500 yılı aşkın bir zamandır cami bahçesine
gölgelerini düşürmektedir.

Paylaşın

Amasya: Boraboy Gölü Tabiat Parkı

Boraboy Gölü Tabiat Parkı; Amasya’nın Taşova İlçesi, Boraboy Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Tabiat Parkı, 255,36 hektar alana sahiptir.

Tabiat Parkı; eğimli alanları yanı sıra düz ve rekreasyona uygun topoğrafyası ile dikkat çekmektedir. Manzara açıklıkları ve alanın ortasında bulunan göl; rekreasyonel kullanım açısından sahaya olumlu etki yapmaktadır.

Mevcut yürüyüş yollarına ek olarak belirlenecek parkurlarla doğa yürüyüşleri, manzara güzellikleri açısından da ilgi çekici bir parktır.

Hafta içi alandaki ziyaretçi geneli daha çok yakın çevre köy, ilçe ve yaylalardaki kişiler olup, bölge dışından özellikle Amasya, Samsun, Tokat gibi komşu illerden ve bu illere bağlı ilçelerden gelen ziyaretçiler ile ziyaretçi sayısı bayağı artmaktadır.

Tabiat Parkı, endemik ve nesli tehlike altındaki türlere, doğal ormanlara, yaban hayatı için uygun yaşam ortamlarına, göl ekosistemine ve eşsiz bir peyzaja sahiptir.

Paylaşın

Yeşilırmak Kıyısındaki Görsel Şölen: Amasya Evleri

Amasya kent dokusunda önemli bir yere sahip olan ve özellikle Yeşilırmak Nehri kenarında yer alan Amasya Evleri, geleneksel Osmanlı Ev mimarisine iyi birer örnektirler.

Önemli bir bölümü 19. yüzyılda yapılmış olan bu konutlar, Hımış ve Bağdadî tekniğine önemli birer örneklerdir. Genellikle yan yana, bitişik nizâm olarak düzenlenmiş olan bu konut mimarisinin güzel örneklerini Yalıboyu Evleri olarak bilinen konut dokusu oluşturmaktadır.

Yeşilırmak kenarında, tarihi sur duvarı üzerine, ahşap çatkı arası kerpiç dolgulu olarak, kırma ya da beşik çatı üzeri oluklu kiremitle örtülü bir biçimde düzenlenmiş olan evler, bodrum üzeri tek kat ya da iki katlı olarak düzenlenmişlerdir.

Bazı uygulamalarda birinci kat üzerinde bazı uygulamalarda ise ikinci kat üzerinde köşk olarak bilinen şahniş yer almaktadır. Genellikle avlulu ve bahçelidir. Özellikle haremlik ve selamlık tarzda düzenlenmiş örneklerde bahçe ortada kalmakta ve konutlar dışa kapalı bir görünüm almaktadır. Bu dışa kapalılık diğer konutlarda bazen yüksek bir bahçe duvarı nedeniyle karşımıza çıkmaktadır.

Konutların ikinci kat uygulamaları genellikle dışa taşkın, cumbalı olarak yapılmakta ve bu sayede hem evin plânında bir simetri oluşmakta hem de daha fazla yer kazanmak söz konusu olabilmektedir. Özellikle Yalı boyunda tarihi sur duvarı üzerine yapılmış olan konutlarda bu durumu çarpıcı bir şekilde görmemiz olasıdır. Buradaki konut dokusu, eliböğründelerle desteklenerek dışa taşırılmış ve böylece evlerin iç mekanlarında bir genişleme meydana gelerek mekan kazanımı sağlanmıştır.

Taşıntılar sayesinde daha çok dışa açık, geniş ve aydınlık olan ikinci katlar, alt katlara oranla daha fazla pencere uygulamasına olanak vermiştir. Pencereler daha çok giyotin pencere tarzında ele alınmış ve üçlü gruplar halinde düzenlenmiştir. Pencere önlerinde, dışarıdan bakıldığında içerinin görülmesini engelleyen ahşap kafeslikler görülür.

Günlük yaşam evlerin iç mekanında, sofa (hayat) etrafında biçimlenen odalar içerisinde geçmektedir. Bu odalarda genellikle ocak, şerbetlik, yüklük (gömme dolap), raf ve sedir gibi işlevsel birimler bulunmaktadır.

Ayrıca birkaç örnek dışında evlerde bağımsız bir gusülhane bulunmadığı için de bazı odalarda büyük ve geniş olarak düzenlenmiş olan yüklükler gusülhane (banyo) olarak değerlendirilmiştir. Odalar içerisinde yer alan bütün bu birimler günlük yaşamın ayrılmaz birer parçasıdırlar.

Evlerin iç mekanları içerisinde yer alan birimler dışında bahçe ya da avlu içerisinde bulunmakta olan ve günlük hayatla bağlantılı başka birimlerde yer almaktadır. Bunlar arasında su kuyusu ve ocak ilk göze çarpan birimlerin başında gelmektedir. Hatta bazı örneklerde ekmek ihtiyacını karşılamak için fırın yapılmış olduğu da görülmektedir. Bu nedenle denilebilir ki; Amasya evlerinde gerek iç gerekse de dış mekanlarda yer alan bütün birimler arasında kesintisiz bir bağlantı söz konusu olup bu bağlantı birbirini tamamlayıcı niteliktedir.

Paylaşın