Erdoğan: Milletin İradesine Hiçbir Şekilde Hürmetsizlik Etmeyiz

Katıldığı bir etkinlikte gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Erdoğan, “Geçmişte olduğu gibi Türkiye’nin siyasetini, ekonomisini, diplomasisini terör örgütleri vasıtasıyla dizayn etmeye çalışanlar inşallah emellerine ulaşamayacaktır. Can çekişen terör örgütlerini yeniden palazlandırma niyetlerini görüyoruz” dedi ve ekledi:

” Birileri yine sokaklarımızı terörize etmeye kalkıştı. Emniyet güçlerimiz gerekli müdahalelerde bulunarak olayların büyümesini engellemişlerdir. Her kim şiddeti, kaosu, eşkıyalığı, vandallığı hak arama yolu olarak görürse yine karşısında devletimizin çelikten yumruğunu bulacaktır. Dünyanın hiçbir medeni devleti böyle bir şeye göz yummaz. Türkiye Cumhuriyeti de bir çadır devleti değildir, olmayacaktır.”

Erdoğan, açıklamasının devamında, “Milletin iradesine ve takdirine hiçbir şekilde hürmetsizlik etmeyiz ama Kandil’deki terör baronlarının da baskıyla vatandaşlarımıza musallat olmalarına, şehirlerimizin huzuruna ve barışına kast etmelerine, artık geçmişte kalan acıları insanımıza tekrar yaşatmalarına kesinlikle izin vermeyiz veremeyiz. Bu tarz teşebbüsler karşısında hukuk devletinin gereği neyse demokrasimiz neyi gerektiriyorsa onu yapmaktan çekinmeyeceğiz. Tüm siyasi aktörlerden hukukun üstünlüğüne saygı göstermeyi bekliyoruz. Terörle mücadeleyi demokratikleşmeden, demokratikleşmeyi de ekonomiden bağımsız görmüyoruz” ifadelerini kullandı.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Sergi Salonu’nda Emniyet, Jandarma ve Sahil Güvenlik mensupları ile bir araya geldiği iftar programında konuştu. Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

“Dün Beşiktaş’ta bir yangın faciasını yaşadık. Bu faciada rızkının peşinde koşan 29 kardeşimiz hayatını kaybetti. Hayatını kaybeden insanlara rahmet, yaralılara acil şifalar temenni ediyorum. Faciayla ilgili adli tahkikat hemen başlatılmış ve 9 kişi gözaltına alınmıştır. Belediye dahil kimin sorumluluğu, ihmali ve kusuru varsa hepsinin üzerine kararlılıkla gidilecektir. Birkaç münferit hadise dışında Allah’a şükürler olsun demokrasimize gölge düşürecek hiçbir olay vuku bulmadı. Bazı illerimizde bölücü örgüt mensuplarının provokasyonlarını siz emniyet güçlerimizle boşa çıkardık.

Buradan sizlerin şahsında seçimlerin suhuletle gerçekleştirilmesi için fedakârca çalışan tüm güvenlik güçlerimizi cani gönülden tebrik ediyorum. Bu seçimler milli iradenin gücünün yanısıra her seçim gündeminde gündeme getirilen kimi ithamların asılsız olduğunu ortaya koymuştur. Ülkemiz, milletimiz ve gelecek kuşaklar adına değerli kazanım olarak gördüğümü ifade etmek istiyorum. Türkiye hangi kökene, meşrebe, partiye mensup olursa olsun 85 milyonun tamamının ortak yuvasıdır, ortak vatanıdır. Çok partili demokrasimiz ise uğruna ağır bedeller ödeyerek 75 yılda canımızla terimizle inşa ettiğimiz muazzam ve muhkem bir binadır.

Bu ortak değerlerimize ne kadar samimiyetle sahip çıkar, güçlendirirsek istikbalimiz için o derecede iyi olacaktır. Burada şu hakikati de vurgulamak durumundayım, Türkiye’nin ve demokrasimizin yüksek seviyelerde sizin harcınızın, emeğinizin, mücadelenizin çok büyük katkıları var. Siyaset üstü görmemiz gereken bir diğer konuda terör belasıdır. PKK’sından FETÖ’süne, DEAŞ’ından DHKP/C’sine hiçbir ayrım yapmadan tüm terör örgütleri milletimizin düşmanıdır. Siyaset üstü görmemiz gereken bir diğer konuda terör belasıdır.

PKK’sından FETÖ’süne, DEAŞ’ından DHKP/C’sine hiçbir ayrım yapmadan tüm terör örgütleri milletimizin düşmanıdır. Türkiye’nin ve terörün geleceğinde teröre yer olmadığını dost düşmana göstermekle kararlıyız. Geçmişte olduğu gibi Türkiye’nin siyasetini, ekonomisini, diplomasisini terör örgütleri vasıtasıyla dizayn etmeye çalışanlar inşallah emellerine ulaşamayacaktır. Can çekişen terör örgütlerini yeniden palazlandırma niyetlerini görüyoruz. Özellikle dün akşamdan itibaren bazı illerimizde sokaklarımı karıştırma, milletimizin malına, mülküne saldırma hadiseleri yaşandı.

“Terörle mücadeleyi demokratikleşmeden, demokratikleşmeyi de ekonomiden bağımsız görmüyoruz”

Birileri yine sokaklarımızı terörize etmeye kalkıştı. Emniyet güçlerimiz gerekli müdahalelerde bulunarak olayların büyümesini engellemişlerdir. Her kim şiddeti, kaosu, eşkıyalığı, vandallığı hak arama yolu olarak görürse yine karşısında devletimizin çelikten yumruğunu bulacaktır. Dünyanın hiçbir medeni devleti böyle bir şeye göz yummaz. Türkiye Cumhuriyeti de bir çadır devleti değildir, olmayacaktır.

Milletin iradesine ve takdirine hiçbir şekilde hürmetsizlik etmeyiz ama Kandil’deki terör baronlarının da baskıyla vatandaşlarımıza musallat olmalarına, şehirlerimizin huzuruna ve barışına kast etmelerine, artık geçmişte kalan acıları insanımıza tekrar yaşatmalarına kesinlikle izin vermeyiz veremeyiz. Bu tarz teşebbüsler karşısında hukuk devletinin gereği neyse demokrasimiz neyi gerektiriyorsa onu yapmaktan çekinmeyeceğiz. Tüm siyasi aktörlerden hukukun üstünlüğüne saygı göstermeyi bekliyoruz. Terörle mücadeleyi demokratikleşmeden, demokratikleşmeyi de ekonomiden bağımsız görmüyoruz.

Bugüne kadar hep özgürlük, güvenlik dengesini korumaya gayret ettik. Birini ötekine tercih etmeden dengeli şekilde bugünlere geldik. Son 21 yılda olduğu gibi gelecekte de hak ve özgürlükler alanında idame ettireceğiz. İstihdamı ve ihracatı artırıyoruz. Yılın ikinci yarısından itibaren enflasyonun düşüşe geçtiğine inşallah hep birlikte şahit olacağız. Bugün TÜİK tarafından açılan verilen aylık enflasyonun Mart ayında gerilediğini gösteriyor. Enflasyonun düşmesi ücret artışlarını önleyerek kalıcı refah artışlarını sağlayacaktır. Aynı şekilde düzensiz göç ve suç örgütleriyle mücadelede de etkin kararlı ve kapsamlı adımlar atmayı sürdüreceğiz.

Dağdaki eşkıyaya nasıl müsaade etmiyorsak kendini devletten, hukuktan üstün gören şehir eşkiyalarına da nefes aldırmayacağız. İstikbalimizin güvencesi olan gençlerimizi hedef alan zehir tacirlerinin tepesine binmekten geri durmayacağız. Bugüne kadar nasıl dayanışma içinde hareket ettiysek bundan sonra birlikte yol yürümeye devam edeceğiz. Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin. Türkiye’ye yaptığınız ve yapacağınız hizmetlerden dolayı her birinize şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. Kahraman şehitlerimizi tekrar rahmetle anıyorum. Allah yâr ve yardımcınız olsun diyorum. Şimdiden Kadir gecenizi ve bayramınızı tebrik ediyorum.”

Paylaşın

Van’da Mazbata DEM Parti Adayı Abdullah Zeydan’a Verildi

Van’da mazbata Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Adayı Abdullah Zeydan’a verildi. Gelişmeyi DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, sosyal medya hesabından duyurdu.

Haber Merkezi / Yüksek Seçim Kurulu (YSK), Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti), Van İl Seçim Kurulunun, Abdullah Zeydan’ın Van Büyükşehir Belediye Başkanı “seçilmemiş sayılması” ve mazbatanın ikinci sıradaki adaya verilmesi kararına yaptığı itirazı oy çokluğu ile kabul etti.

Karar doğrultusunda, Van’da yüzde 55 oy ile seçilen Abdullah Zeydan’a mazbatası verilecek.

Karara ilişkin YSK önünde açıklama yapan, DEM Parti YSK Temsilcisi Mehmet Rüştü Tiryaki de YSK’nin oy çokluğuyla itirazlarını kabul ettiğini belirterek, “Yüksek Seçim Kurulu’nun kararları bildiğiniz gibi kesin. Herhangi bir itiraz olanağı yok. Anayasa Mahkemesi denetimine de tabii değil. Dolayısıyla başvurulacak başka bir makam olmadığı için mazbata Abdullah Zeydan’a verilecek.” diye konuştu.

Öte yandan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan da gelişmeyi sosyal medya hesabından duyurdu. Bakırhan, “Olması gereken oldu ve Van halkının iradesi hayat buldu. Hayırlı olsun” dedi.

Neler yaşandı?

Pazar günü yapılan yerel seçimlere resmi olmayan sonuçlara göre Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı yüzde 55,48 oyla DEM Parti adayı Abdullah Zeydan kazanmıştı. AK Parti adayı Abdulahat Arvas oyların yüzde 27,15’ini, Yeniden Refah Partisi adayı Abdullah Sadıksoy da yüzde 5,37’sini almıştı. Van’ın tüm ilçelerinde de, yerel seçimleri DEM Parti kazanmıştı.

DEM Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Adalet Bakanlığı’nın başvurusu üzerine, Pazar günü yapılan yerel seçimlerde Van Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Abdullah Zeydan’ın memnu (yasaklı) haklarının geri alındığını açıklamıştı. Memnu haklarının elinden alınması, Zeydan’ın seçilme hakkını yitirmesi, itiraz başvurularından sonuç çıkmazsa mazbatasının verilmemesi anlamına geliyor.

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, halkın ortaya koyduğu iradeye saygı duyulması gerektiğini söyledi. Doğan, “Bu hukukun gereğidir, bu bir lütuf değildir. Alınan bu yanlış karardan derhal geri dönülsün” dedi.

Parti MYK’sından yapılan yazılı açıklamada da, partinin Van’da büyükşehir dahil, 14 belediyenin tümünü kazandığı anımsatıldı. Açıklamada, “Van halkı iradesini net ve en güçlü şekilde sandığa yansıtmıştır. Bu güçlü irade, aynı zamanda kayyım rejimine verilen bir cevaptır” denildi.

Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın itirazı üzerine, Abdullah Zeydan’ın memnu hakkının iadesi kararının hiçe sayıldığı vurgulandı: “Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanımız Abdullah Zeydan, tüm hukuki prosedürlerini tamamlayarak Yüksek Seçim Kurulu’na başvurmuş, adaylığı yapılan incelemeler sonucu YSK tarafından kabul edilmiştir. Zeydan, Van’da halkın büyük çoğunluğunun desteğini alarak seçilmiştir.

Ancak 29 Mart 2024 Cuma günü mesai bitimine 5 dakika, seçime 2 gün kala Adalet Bakanlığı idari bir karar ve yazıyla, 2022 yılında memnu haklarını alan ve tüm yasal denetimlerden geçen Zeydan’ın memnu haklarına itiraz etmiştir. Yetkili savcılık, talimat niteliğindeki bu idari itiraz yazısı üzerine kesinleşmiş memnu hak kararını veren mahkemeye yeniden başvurmuştur.

Mahkeme aynı gün kesinleşmiş memnu hak kararını geri almış ve memnu hak talebini reddetmiştir. Karar henüz kesinleşmeden, yani itiraz ve temyiz hakkı kullanılmadan hemen YSK’ye bildirimde bulunmuştur.”

Paylaşın

Erdoğan’dan ’31 Mart’ Yorumu: Kimse Sorumluluktan Kaçamaz

Seçim sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, kendisi dahil AK Parti yönetiminde yer alan kimsenin 31 Mart seçim sonuçlarının sorumluluğundan kaçamayacağını söyledi.

“Ortada sadece bir oy kaybı değil, kan ve ruh kaybı var” diyen Erdoğan, “Ya hatalarımızı görerek kendimizi toparlarız ya da güneşi gören buz misali erimeye devam ederiz” dedi.

31 Mart yerel seçiminde iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) yarışı ikinci sırada tamamladı ve yaklaşık 22 yıllık iktidarında ilk kez seçim yenilgisi aldı.

AK Parti Merkez Yürütme Kurulu, 31 Mart yerel seçimlerinin ardından ilk kez AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında toplandı.

Gazete Duvar’da AK Parti kaynaklarına dayandırılarak yer alan habere göre; oy oranlarının düştüğüne dikkat çeken Erdoğan, bunun temel sebebinin 10 ay önce AK Parti’ye oy veren seçmenlerin bu sefer sandığa gitmemesi olduğunu savundu.

“Ortada sadece bir oy kaybı değil, kan ve ruh kaybı var” diyen Erdoğan, “Ya hatalarımızı görerek kendimizi toparlarız ya da güneşi gören buz misali erimeye devam ederiz” diye konuştu.

Toplantıda Erdoğan’ın, mevcut durumda hem genel merkez, hem teşkilat, hem de adayların payı bulunduğunu söylediği, aday belirleme sürecinden seçimin sonuçlanmasına kadar yaşananların uzun uzun değerlendirileceğini vurguladığı öğrenildi.

Erdoğan toplantıda “Acizler ve gafillerin yaptığı gibi bu tablonun suçu millete atılamaz. AK Parti’nin hatayı millette aramak gibi bir geleneği asla olmadı ve olmayacak” ifadelerini kullandı.

“Nerede ihanet varsa…”

Kaynaklara göre Erdoğan, “kendisi dahil AK Parti yönetiminde yer alan kimsenin 31 Mart seçim sonuçlarının sorumluluğundan kaçamayacağını, oy kayıplarının tek bir soruna ve tek bir başlığa indirilemeyeceğini, bunun kolaycılık olacağını ve nerede eksik, hata, kasıt ya da ihanet varsa üzerine gitmenin boyunlarının borcu olduğunu” belirtti.

Toplantıda Erdoğan’ın “22 yıllık zorlu mücadelenin heder edilmesine izin verilemeyeceğini” söylediği de belirtildi.

Toplantıda ayrıca, Cumhur İttifakı partilerinin rekabet ettiği ve bu nedenle CHP’nin kazandığı Amasya, Kütahya, Kırıkkale gibi illerin durumunun da ayrıca değerlendirileceği kaydedildi.

AK Parti oyları yüzde 44,33’ten yüzde 35,48’e düştü

31 Mart yerel seçiminde iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) yarışı ikinci sırada tamamladı ve yaklaşık 22 yıllık iktidarında ilk kez seçim yenilgisi aldı. Türkiye genelinde CHP yüzde 37.8, AK Parti yüzde 35.5, Yeniden Refah Partisi yüzde 6.2, DEM Parti yüzde 5.7, MHP yüzde 5, İYİ Parti ise yüzde 3.8 oy aldı.

CHP bu sonuçla, 1989’da Sosyal Demokrat Halkçı Parti’nin (SHP) yerel seçimlerde kazandığı başarıyı da oy oranıyla aşmış oldu. İstanbul, Ankara ve İzmir büyükşehir belediyelerini elinde tutmayı başaran CHP, AK Parti’nin elinden 3 büyükşehir ve 7 il merkez belediyesini daha aldı.

MHP, Yeniden Refah Partisi (YRP) ile DEM Parti de AK Parti’den 2’şer il alırken AK Parti’den İYİ Parti ile Büyük Birlik Partisi’ne de birer il geçti. 2019 yerel seçiminde Türkiye genelinde oyların yüzde 44,33’ünü alan AK Parti’nin 2024 mahalli idareler seçimindeki toplam oy oranı 35,48’e düştü.

Paylaşın

DEM Parti’den Abdullah Zeydan Kararının İptali İçin YSK’ya Başvuru

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Van Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Abdullah Zeydan’ın mazbatasının Adalet ve Kalkınma Partili (AK Parti) Abdulahat Arvas’a verilmesi kararının iptal edilmesi için Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) başvurdu.

Haber Merkezi / Yüksek Seçim Kurulu’na yapılan başvuruda, Zeydan’ın memnu haklarının iadesi kararının 4 Nisan 2023’te verildiği belirtildi. Başvuruda şu ifadelere yer verildi:  “Memnu hakların iadesine ilişkin kararı Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğüne gönderen de mahkemenin kendisidir. Bu konuda da müvekkilin bir kusurundan bahsedilemez.

Memnu hakların iadesi kararını kontrolünü yaptıktan sonra Adli Sicil Kaydına işleyen ise Adalet Bakanlığı personelleri olup bu hususta da müvekkilin bir dahli bulunmamaktadır. Keza bu Adli sicil kaydını yaklaşık 1 yıl boyunca bu şekilde muhafaza eden de yine Adalet Bakanlığıdır. Müvekkile, Van İl Seçim Kuruluna sunulmak üzere, sabıkası olmadığını gösteren Adli Sicil Kaydı Belgesini veren de Adalet Bakanlığıdır.”

Neler yaşandı?

Pazar günü yapılan yerel seçimlere resmi olmayan sonuçlara göre Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı yüzde 55,48 oyla DEM Parti adayı Abdullah Zeydan kazanmıştı. AK Parti adayı Abdulahat Arvas oyların yüzde 27,15’ini, Yeniden Refah Partisi adayı Abdullah Sadıksoy da yüzde 5,37’sini almıştı. Van’ın tüm ilçelerinde de, yerel seçimleri DEM Parti kazanmıştı.

DEM Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Adalet Bakanlığı’nın başvurusu üzerine, Pazar günü yapılan yerel seçimlerde Van Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Abdullah Zeydan’ın memnu (yasaklı) haklarının geri alındığını açıklamıştı. Memnu haklarının elinden alınması, Zeydan’ın seçilme hakkını yitirmesi, itiraz başvurularından sonuç çıkmazsa mazbatasının verilmemesi anlamına geliyor.

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, halkın ortaya koyduğu iradeye saygı duyulması gerektiğini söyledi. Doğan, “Bu hukukun gereğidir, bu bir lütuf değildir. Alınan bu yanlış karardan derhal geri dönülsün” dedi.

Parti MYK’sından yapılan yazılı açıklamada da, partinin Van’da büyükşehir dahil, 14 belediyenin tümünü kazandığı anımsatıldı. Açıklamada, “Van halkı iradesini net ve en güçlü şekilde sandığa yansıtmıştır. Bu güçlü irade, aynı zamanda kayyım rejimine verilen bir cevaptır” denildi.

Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın itirazı üzerine, Abdullah Zeydan’ın memnu hakkının iadesi kararının hiçe sayıldığı vurgulandı: “Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanımız Abdullah Zeydan, tüm hukuki prosedürlerini tamamlayarak Yüksek Seçim Kurulu’na başvurmuş, adaylığı yapılan incelemeler sonucu YSK tarafından kabul edilmiştir. Zeydan, Van’da halkın büyük çoğunluğunun desteğini alarak seçilmiştir.

Ancak 29 Mart 2024 Cuma günü mesai bitimine 5 dakika, seçime 2 gün kala Adalet Bakanlığı idari bir karar ve yazıyla, 2022 yılında memnu haklarını alan ve tüm yasal denetimlerden geçen Zeydan’ın memnu haklarına itiraz etmiştir. Yetkili savcılık, talimat niteliğindeki bu idari itiraz yazısı üzerine kesinleşmiş memnu hak kararını veren mahkemeye yeniden başvurmuştur.

Mahkeme aynı gün kesinleşmiş memnu hak kararını geri almış ve memnu hak talebini reddetmiştir. Karar henüz kesinleşmeden, yani itiraz ve temyiz hakkı kullanılmadan hemen YSK’ye bildirimde bulunmuştur.”

Mahkemenin kararında temyiz beklenmedi

Zeydan 2021’de terör propagandası suçundan hüküm giydiği için seçilme hakkını kaybetmiş, ancak mahkeme 4 Nisan 2023 tarihinde bu suçtan kaynaklı memnu (yasaklanmış) haklarının geri verilmesine hükmetmişti. Mahkeme kararına yasal süre içinde itiraz gelmemiş ve Zeydan’ın adaylığı Yüksek Seçim Kurulunca da kabul edilmişti.

Adalet Bakanlığı’nın seçimlerden üç gün önce yaptığı itiraz üzerine mahkeme aynı gün, 29 Mart’ta Zeydan’a haklarının geri verilmesi yönünde kendi verdiği kararı geri almıştı. Bunun üzerine mazbata, seçimde ikinci gelen AKP’nin adayı Abdulahat Arvas’a verildi. Mahkemenin tutumunu eleştirenler, karara Yargıtay’da temyiz yolu açık olmasına rağmen bu sürecin beklenmemesini eleştiriyor.

Zeydan’ın seçilme hakkının elinden alınmasına karşı Van’ın yanı sıra Diyarbakır ve Şırnak gibi çeşitli illerde protesto gösterileri düzenlendi. Yer yer polisin müdahale ettiği gösterilerde gözaltına alınanlar oldu.

Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu’ndan tepki

Van’da yaşananlara Cumhuriyet Halk Partisi de tepki gösterdi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “İkinci olana mazbata verme rezaleti Van halkının iradesine pusu kurmaktır. Van halkının iradesine saygılı olmak hepimizin boynunun borcudur” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, yaptığı balkon konuşmasında sonuçlara saygılı davranacağı şeklindeki sözünü hatırlatan Özel, “Orada öyle konuşup da sonra rakibinin üç katı kadar oy alan bir büyükşehir belediye başkanı varken ona tuzak kurup ikinci olana mazbatayı verme rezaletine kalkışırlarsa söylediği bütün sözler hükümsüz hale gelmiş olur” dedi.

CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu da hükümeti ve yargıyı halkın iradesine saygı duymaya çağırdı. İmamoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Hukukçuların bütünüyle hukuk dışı buldukları bir karar gerekçe gösterilerek Van Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen DEM Parti adayına mazbatasının verilmemesi Van halkının iradesini tanımamaktır.

Bu kabul edilemez. Seçimlerin siyasi maksatlı yargı kararlarıyla gölgelenmesine karşı hep birlikte tepki göstermek ve demokrasiden yana tavır almak zorundayız. Milli iradenin üstünlüğü Cumhuriyetimizin temel değerlerinden biridir. Hükümeti ve mahkeme heyetlerini, son yıllardaki tavırları artık terkedip, asıl ve en büyük irade olan halk iradesine saygı duymaya davet ediyorum” ifadelerini kullandı.

Van’da gösteri ve toplantılar yasaklandı

Van’da valilik her türlü toplantıyı ve gösterilere katılması muhtemel kişilerin kente girişini 15 gün yasakladı. Valilik, şu açıklamayı yaptı:

“Van ili coğrafi sınırları içerisinde 03/04/2024 tarihinden geçerli 17/04/2024 tarihi de dâhil olmak üzere (15) gün süre ile; Valilik ve Kaymakamlık makamlarınca uygun görülenler hariç olmak üzere, 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu hükümlerine göre düzenlenecek gösteri yürüyüşü, açık hava toplantıları ve kapalı yer toplantılarının 2911 Sayılı Kanunun ilgili hükümlerine istinaden yasaklanması, yine Valilik ve Kaymakamlık makamlarınca uygun görülenler hariç olmak üzere, basın açıklaması, oturma eylemi ve anket yapılması, çadır ve stant kurulması/açılması, imza kampanyası düzenlenmesi, bildiri, broşür ve el ilanı dağıtılması ve her türlü protesto eylemi şeklindeki faaliyetlerin de 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 11. Maddesinin (a) ve (c) fıkra hükümleri gereğince belirtilen tarihler arasında yasaklanması,

yine yukarıda belirtilen tarihler arasında, ilçelerimizden veya çevre illerden bireysel veya toplu olarak veya ilimiz güzergâhını kullanarak, başta yukarıda belirtilen paylaşımlarda bahsedilen konu ve benzer konulara ilişkin her türlü kanuna aykırı eylem/etkinliklere katılım sağlanmasının önlenmesi amacıyla, kanuna aykırı eylem/etkinliklere katılması muhtemel şahıs/şahıslar/grup/grupların 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 11. Maddesinin (c) fıkra hükümleri gereğince, ilimiz ve ilçelerimize girişlerine, buralardan bireysel veya toplu olarak çıkışlarına izin verilmemesi hususunda Valilik makamınca karar alınmıştır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

Paylaşın

AK Parti Sözcüsü Çelik: Halkın Mesajını Bütün Boyutlarıyla Ele Alacağız

Seçimlere ilişkin açıklamada bulunan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “31 Mart seçimleri önümüzdeki dönem izleyeceğimiz siyaset ve izleyeceğimizi yol açısından bir dönüm noktası olacaktır” dedi ve ekledi:

“Bu çerçevede 31 Mart seçimlerinin partimize dönük mesajlarını en net, en derinlemesine şekilde okuyacağımızı, ele alacağımızı ifade ediyoruz. Bu seçimde yüksek teveccüh gösterilen yerlerde daha iyisini yapmak için elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Tabii arzu etmediğimiz sonuçların olduğu, arzu ettiğimiz sonuçları ulaşamadığımız yerler var. Bu yerlerle ilgili olarak da verilen mesajı bütün boyutlarıyla ele alacağız.”

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) sonrasında basın toplantısı düzenledi.

Gazete Duvar’ın aktardığına göre; MYK toplantısında 31 Mart yerel seçim sonuçlarının ele alındığını aktaran Ömer Çelik, “Milli iradeye sahip çıkan tüm vatandaşlarımıza teşekkür ediyoruz. Bu süreçte Cumhur İttifakı teşkilatları son derece iyi bir iş birliği içerisinde yan yana çalıştılar, çok güçlü bir dayanışma sergilediler. İttifak içerisindeki tüm teşkilat mensuplarımıza teşekkür ediyoruz” diye konuştu.

“Seçilen herkesi, hangi partiden olursa olsun, belediye başkanlarını, belediye meclis üyelerini, il genel meclisi üyelerini, muhtarları ve azaları tebrik ediyoruz” diyen Çelik, “Her seçim demokrasi şölenidir. Demokrasi bu seçimle daha da kökleşmiştir ve kazanan demokrasinin gerçek sahibi olan vatandaşlarımız olmuştur. Siyasetim sicil amiri vatandaşlarımızdır. Vatandaşlarımız siyaset kurumuna dönük takdir ve uyarılarını sandık yoluyla gerçekleştirirler” ifadelerini kullandı.

Halkın mesajını net şekilde ele alacakların söyleyen Çelik, “31 Mart seçimleri önümüzdeki dönem izleyeceğimiz siyaset ve izleyeceğimizi yol açısından bir dönüm noktası olacaktır. Bu çerçevede 31 Mart seçimlerinin partimize dönük mesajlarını en net, en derinlemesine şekilde okuyacağımızı, ele alacağımızı ifade ediyoruz. Bu seçimde yüksek teveccüh gösterilen yerlerde daha iyisini yapmak için elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Tabii arzu etmediğimiz sonuçların olduğu, arzu ettiğimiz sonuçları ulaşamadığımız yerler var. Bu yerlerle ilgili olarak da verilen mesajı bütün boyutlarıyla ele alacağız” dedi.

Halkın iradesine itirazın söz konusu olamayacağını belirten Çelik, “Milletimiz arzu ettiğimizi sonuçları alamadığımız yerlerde uyarıları, eleştirileri vardır. Bunların hepsi başımızın gözümüzün üstündedir. Bu mesajı bütün boyutlarıyla değerlendirmek boynumuzun borcudur. İlk sonuçlar geldiği andan itibaren bunu değerlendirmeye başladık.

Vatandaşımız irade gösterdiği zaman buna teslim oluruz, büyük bir hürmetle karşılarız, buna dönük herhangi bir itirazımı ya da eleştirimiz olamaz. İtiraz hakkı millete aittir. En iyi şekilde, kapsamlı şekilde kılcal damarlarına kadar değerlendirilecektir. İller, ilçeler, mahalleler… Vatandaşlarımızın talepleri AK Parti siyasetine yön vermeye devam edecektir. Milletin desteğine de eleştirisine de müteşekkiriz” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendilerine bir mesaj verdiğini söyleyen Ömer Çelik, şöyle devam etti: “Bu MYK’da genel başkanımızın, cumhurbaşkanımızın verdiği mesaj, milletin talebi doğrultusunda, millet eksenli siyaseti yeni dönemde daha da güçlendirmek için yapılması gerekenlerin hepsinin ele alınması, özeleştiriden başlayarak bütün bu mesajların doğru bir şekilde değerlendirilmesi şeklindedir.

Türkiye seçim sürecini tamamladı. 4.5 yıldan fazla önümüzde seçim yok. Bu süreyi değerlendirmek için gayret göstereceğiz. Demokratik reformalar her zaman gündemimizde olacak. Sistemde aksayan yerlerin düzeltilmesi için bu reformlar yapılacak. Yeni anayasa gelecek nesillere borcumuzdur. Bununla ilgili çalışmalar yapılacak.”

Van açıklaması: Yasal mevzuatla ilgili bir konu

Van Büyükşehir Belediyesi seçimini kazanan DEM Partili Abdullah Zeydan’ın başkanlığının düşürülmesine değinen Çelik, “Bu konu il seçim kurulunun takdirinde olan bir konu yani yasal mevzuatla ilgili bir konu. Memnu hakların iadesi konusunda gereken şartların yerine gelmemesi sebebiyle il seçim kurulu böyle bir karar almış. Bu hükümetin müdahale edebileceği bir alan değil. Onlar böyle bir şey ifade ediyorlar ama doğrudan memnu hakların iadesiyle ilgili şartların yerine gelmemesi konusu.

Burada il seçim kurulu daha sonra da Yüksek Seçim Kurulu yetkili. Konu, hukuki bir konu. İtiraz edeceklerse, itiraz mekanizmaları bellidir. Hukuken haklılarsa zaten sonuç onların istediği gibi olacaktır. ‘Demokratik tepkimizi gösteriyoruz’ deniyor ama sokaklar yakılıp yıkılıyor, polise saldırı oluyor. Demokratik tepkiyi göstermek herkesin hakkıdır. Ama bunu şiddet olaylarına dönüştürmenin demokrasiyle bir bağı yoktur. Herkes itirazını yapar son kararı da YSK verir” dedi.

Paylaşın

AK Parti’de Seçim Yenilgisi Nasıl Yorumlanıyor?

31 Mart günü yapılan yerel seçimlerde Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) oy oranı yüzde 35,49 oldu. AK Parti 12 büyükşehir belediyesi, 12 il belediyesi kazandı. İktidar partisi, toplamda 24 kenti alabildi.

AK Parti, 2019’daki yerel seçimlerde 15’i büyükşehir olmak üzere 39 kent, 535 ilçe, 202 belde belediyesini kazanmıştı. İktidar partisi, 2014 yerel seçimlerinde ise 18’i büyükşehir olmak üzere 48 yerde belediye başkanlığını almıştı.

Parti içinde seçimde alınan sonucu etkileyen faktörler de 31 Mart gecesinden itibaren tartışılmaya başlandı.

Millyet’ten Ayşegül Kahvecioğlu‘nun haberine göre, AK Parti kulislerinde öncelikle emeklilerin maaş artışı beklentisinin seçim öncesinde karşılanamamış olmasının sonuçlara doğrudan etkisi olduğu düşünülse de, partili seçmeninin sandığa gitmekte isteksiz kalması, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti’nin iktidar gücünü koruduğu düşüncesiyle tabanın Yeniden Refah Partisi’ne oyunu kaydırmakta sakınca görmemesi de diğer nedenler olarak sayılıyor.

Yeniden Refah Partisi: Mayıs 2023 seçimlerine Cumhur İttifakı ortağı olarak giren YRP, 31 Mart seçimlerinde “müstakil aday” formülü ile oylarını yüzde 6’nın üzerine taşıdı. AK Parti’nin, henüz ilk yerel seçim deneyimini yaşayan YRP’ye iki önemli kalesi olan Şanlıurfa ve Yozgat’ı kaptırdığı, muhafazakâr seçmenin yoğun olarak yaşadığı Konya’da YRP’nin AKP’den yüzde 23, Elazığ’da 21, Kayseri’de yüzde 19 oranında oy kopardığı değerlendiriliyor.

Küskün seçmen: Enflasyon, kira ve gıda fiyatlarındaki artışlar ve hayat pahalılığı gibi başlıkların da seçmenin AKP’ye oy verme eğilimini olumsuz etkilediği yorumları yapılıyor.

Aday stratejisi: AK Parti’nin bazı illerde anketler, temayül ve saha yoklamalarına rağmen mevcut başkanlarda ısrar ettiği, bazı sevilen isimlerin ise Genel Merkez tarafından uygun bulunmadığı için aday gösterilmediği; bunun da seçim sonuçlarını etkilediği ifade ediliyor.

Bu stratejinin parti içinde bir küskünler grubu oluşturduğu ve bu grubun başka partilere geçerek oyların bölünmesine neden olduğu belirtiliyor.

Paylaşın

Erdoğan: Seçimlerden İstediğimiz Sonuçları Alamadık

Seçim sonuçlarına ilişkin açıklamalarda bulunan Erdoğan, “Millet, sözünü sandık yoluyla söyler. Millet, siyasetçiye mesajını sandık yoluyla iletir. Milletin kararının hiçbir baskıyla karşılaşmadan tebarüz etmesi büyük bir kazançtır. 31 Mart bizim için bir bitiş değil, bir dönüm noktasıdır” ifadesini kullandı.

Erdoğan, konuşmasının devamında, “Sonuçlardan bağımsız olarak kazanan öncelikle demokrasimizdir, milli iradedir. Kazanan, adaylardan önce demokrasimiz olmuştur.” diyen Erdoğan, “31 Mart seçimleri, son 22 yılda girdiğimiz 18’inci imtihanımızdır. 14-28 Mayıs seçimlerindeki zaferimizden 9 ay sonra maalesef yerel seçim imtihanından istediğimiz sonucu alamadık. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak daha öncekiler gibi bu seçim sınavına yoğun bir şekilde hazırlandık Netice böyle oldu. Her olanda bir hayır vardır” ifadelerini kullandı.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin genel merkezinde vatandaşlara hitap etti. Erdoğan, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

“Aziz milletim, sevgili Ankaralılar, kıymetli yol ve dava arkadaşlarım, değerli genç kardeşlerim, sizleri en kalbi duygularımla, hasretle, muhabbetle selamlıyorum. Buradan AK Parti Genel Merkezi’nden tüm Türkiye’yi saygıyla selamlıyorum. Desteğiniz, kadirşinaslığınız için ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. Şahsıma sizler gibi vefakar yol arkadaşları, dava arkadaşları veren Rabbime hamdediyorum.

11 ayın sultanı Ramazan-ı Şerif’i idrak ediyoruz. Sizlerle birlikte tüm Müslümanların Ramazan-ı Şerif’ini tebrik ediyorum. Bu mübarek günleri bombaların altında geçiren Gazzeli kardeşlerimizin Mevlam yâr ve yardımcısı olsun diyorum.

31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerini demokrasimize yakışır bir olgunlukla hamdolsun tamamladık. Münferit bazı vakalar haricinde seçim atmosferine gölge düşürecek müessif hiçbir hadise yaşanmadı. Doğu ve Güneydoğu bölgemizde bölücü örgütün kölelerinin baskı ve hakaretlerine şahit olduk.

Ama emniyet birimlerimizin etkili müdahaleleriyle ciddi sorun çıkmadı. Vatandaşlarımızın sağduyusu sayesinde Türk demokrasisi rüştünü bir kez daha ispat etmiş oldu. Seçimler bildiğiniz gibi demokrasilerin en kritik günleridir. Milletin iradesi sandıkta tecelli eder. Millet sözünü sandık yoluyla söyler. Millet siyasetçiye mesajını sandık vasıtasıyla iletir. Millet uyarısını ve takdirini sandık aracılığı ile ifade eder. Milletin kararının baskı, dayatma, yönlendirme ile karşılaşmadan sandıkta tebarüz etmesi demokrasimiz için büyük kazançtır.

31 Mart bizim için bir bitiş değil; aslında bir dönüm noktasıdır. 31 Mart mahalli idareler seçimlerinde de Türk milleti yine sandığı vesile kılarak mesajlarını siyasetçilere ulaştırmıştır. Sonuçlardan bağımsız olarak bu seçimin galibi öncelikle demokrasimiz, milli iradededir. Hangi siyasi görüşe mensup olursa olsun 85 milyonun tamamıdır. Seçim maratonunda kazanan adaylardan önce Türkiye olmuştur, milletimiz olmuştur. Uğruna ağır bedeller ödediğimiz demokrasimiz olmuştur. Bugün AK Parti ve Cumhur İttifakı’na oy verenlerle birlikte demokratik haklarını kullanarak sandığın gücüne güç katan herkes kazanmıştır.

Buradan siyasi parti fark etmeksizin iradesini sandığa yansıtan tüm vatandaşlarıma içtenlikle teşekkür ediyorum. Mesai harcayan seçim kurullarımıza, sandık görevlilerimize, emniyet mensuplarımıza samimi teşekkürlerimi iletiyorum. Gecenin bu saatinde sandık kurullarında görevlerini yaparak siz değerli kardeşlerime ayrıca şükranlarımı ifade ediyorum.

Belki de şimdi sahura kadar evde dertleşeceksiniz, hasbıhal edeceksiniz, ondan sonra sahur, yarın okullar tatil. Seçim sonuçlarının ülkemize, milletimize, şehirlerimize, mahallelerimize, köylerimize hayırlı olmasını diliyorum. 31 Mart seçimleri son 22 yılda girdiğimiz 18. sandık imtihanımız oldu. Hep başardık, başararak geldik. Evelallah bundan sonra da başararak yola revan olacağız.

Bu yolda sizlerle inşallah bizler kazanarak yine devam edeceğiz. 14-28 Mayıs seçimlerindeki zaferimizden 9 ay sonra maalesef yerel seçim imtihanından istediğimiz, umduğumuz neticeyi alamadık. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak bu seçim sınavına da yoğun hazırlandık. Seçim takvimi işlemeye başladığı günden itibaren AK Parti kadroları sahadaydı. Teşkilat mensuplarımız, ittifak ortaklarımız uyum içerisinde olağanüstü özveriyle çalıştı, emek verdi.

Biz de son 2 aylık dönemde şahsım, 52 farklı şehrimizi ziyaret ettim. Oralarda mitingler yaptım. Halkımla bütünleştim. Kucaklaştım. Netice böyle oldu. Her olanda bir hayır vardır. Öyle diyor büyüklerimiz.

Teşkilatımızla birlikte son 2 ayı dolu dolu geçirdik. Buradan bizi muhabbetle bağrına basan tüm illerimize teşekkür ediyorum. Genel merkezimizden, il başkanlıkları, ilçe başkanlılarına, sandık görevlilerimizin her birini ayrı ayrı tebrik ediyorum. Cumhur İttifakı’nda beraber hareket ettiğimiz MHP Genel Başkanı sayın Devlet Bahçeli’ye tüm MHP’li kardeşlerime aynı şekilde şükranlarımı sunuyorum.

İttifakımıza desteğini beyan eden diğer siyasi partilerin genel başkanları ve mensuplarına minnettarlığımı ifade ediyorum. Rabbim herkesten, partimizin, ittifakımızın, tüm emektarlarından razı olsun diyorum. Biz siyasi hayatımız boyunca milletle yol yürümüş, milletin çizdiği istikametten ayrılmamış bir kadroyuz. Burada olduğu gibi.

Bugüne kadar hep sağduyunun, sabrın ve vakarın yanında olduk. Her zaman demokrasinin, milli iradenin, sandığın tarafında yer aldık. Bugün de aynı sorumluluk duygusuyla hareket ediyoruz. Milletin muazzez iradesinin üstünde hiçbir güç tanımıyoruz. Milletimizin takdirini baş tacı etmekten, tebrik etmekten, kabul etmekten, millettin iradesine boyun eğmekten geri durmadık. Bugün de milletimiz tarafından seçilen büyükşehir, il, ilçe, belde belediye başkanlarını, meclis üyelerini, muhtarları ve azalarını ayrı ayrı kutluyorum.

Görev sürelerince atalete kapılmadan temsil ettikleri şehrin taleplerini yerine getirmeye gayret edeceklerine bütün kalbimle inanıyorum. Biz de hükümet olarak şimdiye kadar olduğu gibi milletimizin oyuyla seçilmiş şehirlerin hayrına yapacakları işlerde desteklemeye devam edeceğiz. Millet sözünü söylemiş, kararını vermiştir.

YSK önümüzdeki günlerde kesin sonuçları açıklayacaktır. Her siyasi parti seçim sonuçlarını analiz edecektir. Biz de partimizin organlarını açık yüreklilikle değerlendireceğiz, öz eleştirimizi cesaretle yapacağız. Sandık sonuçları bize ülkemiz genelinde mahalli idarelerde irtifa kaybı yaşadığımızı gösteriyor. Elbette yerel bazda yaşanan bu gerilemenin sebeplerini ayrıca masaya yatıracağız. Kaybettiğimiz her yerde seçim sonuçlarını değerlendireceğiz.

“Eksikliklerimizi tamamlayacağız”

Milletimizin teveccühüne mazhar olduğumuz yerlerde bu güveni boşa çıkarmamak için her zamankinden daha fazla çalışacağız. Ama hiçbir surette milletimizin kararına hürmetsizlik etmeyeceğiz. Milletin takdirini sorgulamaktan bugüne kadar olduğu gibi yine uzak duracağız. Milletin sandıkta verdiği mesajları objektif şekilde akıl ve vicdan terazimizde tartarak gerekli adımları atacağız. Önümüzde 4-4,5 yıllık süre var. Bu süre zarfında yanlışlarımızı düzelteceğiz, eksikliklerimizi tamamlayacağız. Bir sonraki seçimlere olan dönemi kendimizi yenilediğimiz, hatalarımızı telafi edeceğiz.

Geçen sene bu zamanlar başlayan genel ve yerel seçim maratonu bugün artık tamamlanmıştır. Son 1 yıldır ülkemizi milletimizi ve ekonomimizi yoran seçim defterini bugün itibariyle kapanması büyük kazançtır. Türkiye’nin önünde hazine değerinde 4 yıldan fazla süre var. Bu zamanı değerlendirmemiz önemlidir. Milletin ve ülkenin vaktini çalacak tartışmalarla bu dönemi heba edemeyiz.

Hem hükümette hem de yerel yönetimlerde mesuliyetlerimizin farkındayız. Deprem bölgesinin yeniden ihyası, ekonomik sıkıntılarımızın giderilmesi başta olmak üzere ülkemizin acil meselelerine daha fazla eğileceğiz. Ekonomide orta vadeli program ve 12. kalkınma programımızı kararlılıkla uyguladık bugüne kadar. Ülkemize, milletimize ve gelecek nesillere bedel ödetecek popülist adımlardan uzak durduk.

Enflasyon başta olmak üzere uyguladığımız ekonomik programımızın olumlu sonuçlarını yılın ikinci yarısında görmeye başlayacağız. İş dünyası, bürokrasi, tüccar, esnaf, işçi, öğrencilerimize kadar herkes k endi asıl gündemine odaklanabilecektir. İyice köşeye sıkıştırdığımız bölücü terör örgütüne ölümcül darbeyi mutlaka indireceğiz.

Güney sınırlarımızın ötesinde bir teröristan kurulmasına izin vermeyeceğiz. 15 Temmuz darbe girişiminin faili FETÖ’nün son kalıntılarını da temizlemekte kararlıyız. Seçim sürecinin geri plana ittiği konuları süratle gündemimize alarak gerekli adımları atacağız. Türkiye’nin sözünün ağırlığını, küresel barıştaki anahtar konumu hamlelerini devam ettireceğiz.

Buradan bir kez daha milletimize ve tüm Türkiye’ye söz veriyoruz. 85 milyonun her ferdinin refah, huzur ve güvenliği, umutlarını artırmak için dinlenmeden koşuşturacağız. Mazlumlara sahip çıkacak, nerede zulüm varsa zalimlerin karşısında dimdik duracağız.

Bundan sonra da eser ve hizmet siyasetimizle farkımızı ortaya koyacağız. Milletimizin yetki verdiği ellerde gerçek belediyecilik vizyonumuzu başarıyla hayata geçireceğiz. Milletimizin farklı tasarrufta bulunduğu yerlerde gönülleri fethetmenin yollarını arayacağız. 31 Mart mahalli idareler seçim sonuçlarının bir kez daha ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.”

Paylaşın

Erdoğan, İmamoğlu’nu Hedef Aldı: Ya Sen Nasıl Bir Belediye Başkanısın?

Sultanbeyli’de halka seslenen Erdoğan, “İstanbul’da 30 yıl önce başlattığımız yerel yönetim hamlesi maalesef son 5 yıldır durmuş, hatta ibre tersine dönmüştür. Şehri yönetenler İstanbul’dan başka her şeyle uğraştıkları için devraldıkları sorumlulukları yönetememişlerdir. Büyükşehir Belediyesi’nden ne diyor “tam ileri”, sen tam gaz geri gidiyorsun” dedi ve ekledi:

“Sultanbeyli’yi hiçbir zaman sahiplenmedin ki. Ulaşımıyla, depreme hazırlığıyla İstanbul içler acısı hale gelmiştir. Lazım olduğunda ya tatilde ya cumhurbaşkanı yardımcılığı peşinde ya büyükelçilerle Sarıyer’de balıkta. İstanbul’un yönetimi yarı zamanlı işle olacak değil.  Bu şehir hiç kimsenin atlama taşı, şahsi ihtirasları, oyuncağı, finans kaynağı haline getirilemez.”

Erdoğan, konuşmasının devamında, “İstanbul’a böyle bir zulüm yapılmasına müsaade edemeyiz. Bunun için Yeniden İstanbul diyoruz. Bu şehrin beklentisi ve ihtiyacı çoktur. Ama bazı öncelikleri vardır. Birinci önceliği depreme hazırlıktır. Son dönemde bu konuda bir çaba, proje gördünüz mü? Hayır. Çünkü depreme hazırlık için kullanılması gereken kaynaklar bavul bavul dolar oldu ve bir yere götürülüyor. Depreme hazırlık için gereken vakit DEM’le pazarlıkta, kazanma değil kaybettirme hırsıyla hareket edenleri yemlemekle harcanıyor” ifadelerini kullandı.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yerel seçimler kapsamında partisinin Sultanbeyli Kent Meydanı’nda düzenlenen mitingde halka hitap etti. Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şu şekilde: “İlçe belediyemiz hayata geçirdiği projeler, yaptığı eser ve hizmetlerle Sultanbeyli’yi her geçen gün daha da güzelleştirdi ve güzelleştiriyor. Bizim hikayemiz de Sultanbeyli’nin durumuyla farklı değil.

Emperyalistlerin uzantısı vesayetçilere ve darbecilere eyvallah etmediğimiz için üzerimize tuzak üzerine tuzak kuruldu. One Minute diyerek masumlara uygulanan zulme karşı koyduğumuz tavır için ayrımcılığa maruz kaldık. Dünya 5’ten büyüktür diyerek küresel yönetim ve güvenlik sisteminin çarpıklıklarına itiraz ettiğimiz için ambargolara uğradık.

Önce Allah’ın yardımı sonra da Sultanbeyli’den, İstanbul’dan, milletimizden aldığımız güçle hepsinin üstesinden geldik, geliyoruz. Şu anda İstanbul’u yöneten büyükşehir belediye başkanının acaba Sultanbeyli’ye en ufak bir yatırımı oldu mu? Büyükşehir belediyesinden ne diyor? Tam ileri… Ne tam ileri ya? Sen tam gaz geri gidiyorsun. Sultanbeyli’yi bir defa hiçbir zaman kalkıp da sahiplenmedin ki…

Bilim insanları her gün insanları depreme hazırlayın diye ikaz ediyor. Biz işte bu sebeple afet bölgelerindeki gayretli çalışmalarıyla milletimizin gayretini toplayan Murat Kurum kardeşimizi büyükşehir adayı olarak belirledik.

İstanbul’un 2. gündemi artık hayatı çekilmez hale getiren trafiktir. Ya şuraya doğru dürüst otobüs geliyor mu? Devamlı otobüsler ya yanıyor, buradaki ulaşım ne yazık ki yapılmıyor şimdi bütün bunlara karşı inşallah otobüslerimiz, metrobüsler olarak otobüsler olarak, Sultanbeyli yeni bir döneme geçecek. Mevcut yönetim bizden devraldığı metro hatlarını bile yapamadı, trafiği rahatlatacak başka projeler de geliştiremediği için şehir adeta kilitlendi.

Ya bu öyle bir belediye başkanı ki şurada Sancaktepe’de orada metro ile ilgili açış yaptırmadı. Orayı geldi toprakla doldurdu. Ya sen nasıl bir belediye başkanısın? Bunu biliyorsunuz değil mi? Ha ne diyor bir de akıllı belediyecilik tam ileri. Nasıl bir tam ileri? Sabah işe gitmek, akşam işten eve dönmek, bir yerden bir yere seyahat etmek, kayak yapmak. İstanbul sizin bu zevkinizi çekmeye layık mı?

İstanbul tam bir çile şehri haline geldi. Çekmeköy, Sancaktepe, Sultanbeyli metro hattını durak sayılarını yarıya düşürerek sırf açmış olmak için açtılar. Sultanbeyli’ye kadar ilerlemedikleri gibi uyduruk sebeplerle hastane önünden geçecek durakları iptal ettiler.

İstanbul’un diğer bir önemli ihtiyacı vizyonla çalışılmasıdır. Haliç’i biz temizledik. Ayasofya’yı ibadete açtık. İstanbul Havalimanını faaliyete geçirerek Çamlıca Kulesini ve camiini yaparak her iki tarafta pek çok abide eseri şehre kazandırarak bunun ilk adımlarını attık.

Bir de İstanbul’dan uzak tutulması gerekenler var. Yönetimi üzerinde yapılan her türlü kirli pazarlık bu şehri kirletir. İstanbul’u kirli pazarlıklardan uzak tutmak gerekir. Şehir halkına hizmet için tahsis edilen kaynakları yağmalayıp başka amaçlar için deste deste savurmak bu şehri üzer. İstanbul’u üzmemek gerekir. Her semtini sevmeye bir Ömer vakfedilen İstanbul’u işporta pazarına düşürmek bu şehre ihanettir.

Artık bu şehirde belediyecilik, sosyal medyada değil bizzat hayatın içinde yapılacak. Artık bu şehrin insanları, ihtiyaç duyduklarında belediye başkanlarının nerede olduğunu merak etmeyecekler. İşinin başında olduğunu bilecekler. Bir dönem bizim yanımızda oldukları halde şimdi sadece AKP’ye kaybettirerek CHP’ye seçim kazandırmaya çalışanların söylemlerine itibar etmeyeceğiz. Hiçbir iddiası, elle tutulur hiçbir projesi olmayanlarla oyumuzu ziyan etmeyeceğiz.”

“Vatandaşımıza İstanbul’da yaşamanın eziyetini değil mutluluğunu tattırdık”

Erdoğan daha sonra, partisinin Sancaktepe mitingine katıldı. Burada konuşan Erdoğan’ın açıklamalrından satır başları şöyle: Fakir fukarayı daha fazla kollamamız gereken mübarek günlerden geçiyoruz. Dünyanın birçok yerinde kardeşlerimiz sıkıntı çekiyor. İsrail’in zalim hükümeti Gazze’deki kardeşlerimizi vahşice katlediyor. Ellerimizi semayı Gazeli mazlumlar için de açıyoruz. Şimdiye kadar toplam 40 bin tondan fazla yardım malzemesi gönderdik.

Dün de 8. yardım gemimizi Mısır’a sevk ettik. İsrail üzerindeki baskının artırılması için yoğun çaba harcıyoruz. Canilerin hukuk önünde hesap vermesi için ne gerekiyorsa yapıyoruz. Biz Filistin’in yanında dimdik duruyoruz. Türkiye, tüm kurumları ile Filistin halkının yanındadır. AFAD ve Kızılay başkanımız ile görüştüm ve yoğun şekilde bu yardımları ulaştırma gayretinde olduklarını öğrendim.

Erdoğan’ın her türlü bedeli göze alarak verdiği mücadelenin şahidi Filistinli kardeşlerimizin kendileridir. Türkiye Suriye, Somali, Karabağ imtihanını nasıl alnının akı ile verdi ise Gazze imtihanını da verecektir. Filistinliler özgürlüklerine, bağımsız devletine kavuşana kadar durmayacağız. Gazzeli yiğitlere terörist iftirası atanların bize söyleyecekleri tek kelamı olamaz.

Önümüzde yine kritik bir seçim var. Vaatleri unutacak değil verdiği sözü tutacak başkanları seçeceğiz. İlimizin ilçemizin hangi zihniyet tarafından yönetileceğine sandıkta karar vereceğiz. Bir tarafta taş üstüne taş koymayanlar bir tarafta hayalleri gerçeklere dönüştürenler var. Bir tarafta temiz siyasetin temsilcileri diğer tarafta kaynağı karanlık deste deste dolarlarla eurolarla para kulesi üretenler var. Bir tarafta gerçek belediyecilik, diğer tarafta algı belediyeciliği var. Neymiş tam gaz ileri. Tam gaz ileri değil tam aksine tam gaz geri. Bir tarafta milletine hizmet edenler diğer tarafta şehrin sorunlarına çözüm geliştirenler var.

Kırgınlıkla ve öfke ile değil sağduyu ile meseleye yakalayacağız. Oyumuzun gelecek 5 yılı etkileyeceğini aklımızdan çıkarmayacağız. İstanbul’un bir 5 yıl daha kaybetme lüksünün olmadığını biliyoruz. Sancaktepe metro kuyularını dolduranlara yürüyün demeyecek. Sancaktepeli kardeşlerimiz eser ve hizmet siyaseti ile yola devam edilecek. Biz bu aziz şehrin emanetini 30 yıl önce devraldık.

Büyükşehir başkanı olarak 4 buçuk yıl şehrimize hizmet ettik. Dağ gibi birikmiş sorunlara çözüm bulduk. İstanbul’u çöp çamur çukur belasından biz kurtardık. Vatandaşımıza İstanbul’da yaşamanın eziyetini değil mutluluğunu tattırdık. Son 21 yılımız cumhuriyet tarihinin altın devri olarak kayıtlara geçti. Avrasya tünelini, Marmara’yı, Yavuz Selim Köprüsü’nü, Kuzey Marmara’yı kim yaptı.”

Paylaşın

AK Parti’de Murat Kurum Ve Turgut Altınok Sorunu

31 Mart Pazar günü yapılacak yerel seçimlere saatler kalırken, iktidarın var gücüyle yüklendiği İstanbul’da, adayları Murat Kurum’la ilgili sempati yaratma sorunu yaşandığı belirtiliyor.

Murat Kurum’un bakanlık geçmişi ve deprem çalışmalarındaki deneyiminin avantaj olacağı hesabı, tam tersine o dönem yapılmayan işlerin veya yanlış verilen kararların ondan sorulmasına dönüştü.

Ankara başka bir hikaye. Zaten AKP adayı Turgut Altınok’un kazanma şansı olmadığı, partide ilk günlerden satın alındı. Ancak Altınok’un tartışmalı kişiliği partiye sadece Ankara’da değil, Türkiye genelinde zarar verdi.

Altınok’un ‘Mülk Allah’ın’ sözünün ardından ortaya çıkan serveti, tüm AKP’li adaylarla ilgili imaj oluşturdu. Siyasi kulislerde, ‘Mülk Allah’ın değil, AKP’lilerinmiş’ göndermelerine neden oldu.

Gazete Pencere yazarı Nuray Babacan, 31 Mart günü gerçekleşecek yerel seçim öncesi kulislere yansıyanları bugünkü köşe yazısına taşıdı. Babacan, seçime sayılı saatler kala iktidarın masasındaki anket sonuçlarına değindi, AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Adayı Murat Kurum’un ‘sempati yaratma’ sorunu yaşadığı değerlendirmesi yapıldığını dile getirdi.

Babacan’ın “Son 48 saatin ruh hali’ başlıklı” yazısının ilgili bölümü şöyle: “Son günlerde, iktidar partisinde anket sonuçlarını paylaşma konusundaki heyecanın söndüğünü görürsünüz. AKP’yle çalışan profesyoneller, ‘henüz sonuçlanmadı’ geçiştirmesi içinde. Bunu moral bozukluğuna yoranlar var.

“Murat Kurum’un İstanbul’daki ibresi, yükselmedi”

İktidarın var gücüyle yüklendiği İstanbul’da, adayları Murat Kurum’la ilgili sempati yaratma sorunu yaşandığı belirtiliyor. Bakanlık geçmişi ve deprem çalışmalarındaki deneyiminin avantaj olacağı hesabı, tam tersine o dönem yapılmayan işlerin veya yanlış verilen kararların ondan sorulmasına dönüştü.

Her ne kadar Kurum, ‘yapacaklarıyla’ gündeme gelmeye çalıştıysa da 2009’da Emlak Konut yöneticiliğiyle başlayan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’yla devam eden 15 yıllık kariyeri boyunca alt yapı ve depremle ilgili sorumluluklarından kaçamadı. Kurum’un İstanbul’daki ibresi, tüm hükümetin desteğine rağmen yükselmedi.

“Turgut Altınok’un kazanma şansı olmadığı…”

Ankara başka bir hikaye. Zaten AKP adayı Turgut Altınok’un kazanma şansı olmadığı, partide ilk günlerden satın alındı. Ancak Altınok’un tartışmalı kişiliği partiye sadece Ankara’da değil, Türkiye genelinde zarar verdi. Altınok’un ‘Mülk Allah’ın’ sözünün ardından ortaya çıkan serveti, tüm AKP’li adaylarla ilgili imaj oluşturdu. Siyasi kulislerde, ‘Mülk Allah’ın değil, AKP’lilerinmiş’ göndermelerine neden oldu.

Bu süreçten sonra AKP yönetiminin CHP adayı Mansur Yavaş’la olan farkı kapatma düşleri de suya düştü. Mal varlığı tartışmalarından önce partide yapılan ilk anketlerde, Yavaş ile Altınok arasında 15 puan olduğu belirtilmiş, birkaç hafta sonra da bu farkın, 11 puana düşürüldüğü savunulmuştu. AKP’liler, bundan daha iyisini düşünemez oldu.

Anadolu illerinin durumu da her sohbetin konusu. Tekrar tekrar iller masaya yatırılıyor. AKP’nin alması banko görülen Anadolu illerinde bile oy kaybının yaşanacağı kabul ediliyor. Anadolu’daki oy kayıplarının AKP’nin oylarını yüzde 30-32 bandına çekeceğini iddia edenler var. ‘Seçmen bize ders verecek’ değerlendirmesi yapan AKP’liler bulunuyor.”

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

Erdoğan: Temmuz’da Emekli Maaşlarını Masaya Yatıracağız

Bursa’da halka seslenen Erdoğan, “Emeklilerimizin bayram ikramiyelerini artırdık. Ayrıca 5 bin lira ödemede bulunduk. Temmuzda yılın ilk 6 ayındaki enflasyona göre emekli maaşlarını masaya yatıracağız” dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yerel seçimler kapsamında partisinin Bursa mitinginde açıklamalarda bulundu. Erdoğan’ın konuşmasının satırbaşları şöyle:

“Bu şehir ecdadımızın medeniyet anlayışımızın bir örneğidir. Bursa bu vasfını hiç yitirmedi. Bir ayağımızı ülkemize sabitleyip, diğeriyle tüm dünyaya sesimizi taşıyoruz. Bursa nasıl Balkanlardan Kafkaslara kucak açmışsa, biz de bu coğrafyalarla bağlarımızı daima güçlendiriyoruz.

Bursa nasıl sanayi ve tarımla dünyaya nam saldıysa biz de ekonomi ve diplomaside aynı kucaklayıcılığı sergiliyoruz. 14-28 Mayıs seçimlerinde milletvekilliğinde yüzde 52, Cumhurbaşkanlığında yüzde 55 oranındaki desteğiniz için şükranlarımı sunuyorum.

Türkiye Yüzyılı şehirlerimizin inşasını Bursa’nın yol arkadaşlığıyla yapmak istiyoruz. Bursa emeğin, alınterinin, üretimin şehridir. Bursa yatırıma bakar, esere bakar, hizmete bakar, projeye bakar. Bursa icraata bakar. Türkiye Yüzyılı yolculuğumuzda bizi en iyi anlayacak olan Bursa’dır.

Bursa sadece sahip olduğu maddi imkanların değil, özgürlüğün kıymetini de çok iyi bilir. Çanakkale’de tarihi istiklal mücadelemizde en büyük desteği veren şehir yine bu şehirdir. Milletimiz işgal altında kalan Bursa için karalar bağlamıştır.

Gazze’de oluk oluk akan Müslüman kanı karşısında kör, sağır kesilenler, yarın bizim başımıza benzer bir felaket gelse aynısını yapacaklar. Rusya’yla aramızın açıldığı, terör örgütlerinin sınırlarımıza dayandığı dönemde Batılı devletler hava savunma sistemlerini alıp götürmüşlerdi.

“Her dönemde yeni araçlar, yeni argümanlar, taktikler devreye giriyor”

Güven ve istikrar iklimimizi bozmak için yıllardır ülkemizde etki edebildikleri her kesimi hareketlendirmeye çalıştılar. Her seçim döneminde aynı senaryoyu devreye soktular. Milletimizle bir olup tüm bu oyunları bozduk. Kimi tuzakları sandıkta hüsrana uğrattık, kimi tuzakları sokakta bertaraf ettik, kimi tuzakları askeri harekâtlarımızla durdurduk. Her dönemde yeni araçlar, yeni argümanlar, taktikler devreye giriyor.

Önümüzde bizi yine zorlu bir süreç bekliyor. Bu toprakları vatan yapmak için verdiğimiz uğraşları, vatanımızı elde tutmak için de sürdürmek zorundayız. Ülkemiz muhalefetinin anlamadığı hakikat budur. Ülkenin ve milletin uzun vadeli çıkarlarının altına dinamit döşemekten çekinmiyorlar. PKK’ya, FETÖ’ye göz kırpıyorlar. Her türlü hırsızlığa, arsızlığa yol veriyorlar. Siyasi vizyon, proje, icraat yok. Her türlü istismar, entrika, kirli pazarlık kol geziyor.

“CHP’li faşist yöneticiler…”

CHP, DEM’le neyin karşılığı karanlık ittifaklar kuruyor. Saklamak için kırk takla atıyorlar. CHP’li faşist yöneticiler ‘Kapıdan giremezsiniz’ diye bunları her gün tokatlıyor. Ortada hak, hukuk, değer, prensip namına bir şey kalmadı. Bize karşı ortalığı ayağa kaldıranlar, CHP’nin yanında uslu kediye döndü. CHP’nin içine düştüğü tutarsızlık, kirlenmişlik hali utanç verici. Valiz, çantalar dolusu dolarlar, eurolar. Darbe güzellemelerini saymıyorum.

Avrupa’sından, ABD’sine herkesin kontrol altına almaya çalıştığı enflasyonla biz de mücadele ediyoruz. Emeklilerimizin bayram ikramiyelerini artırdık. Ayrıca 5 bin lira ödemede bulunduk. Temmuzda yılın ilk 6 ayındaki enflasyona göre emekli maaşlarını masaya yatıracağız. Memurlara ek gösterge uygulamasını genişleterek düzenlemenin hazırlıkları tamamlandı. Küçük esnafların prim gün sayısı için de çalışıyoruz.”

Paylaşın