Serap Aslı Araklı kimdir? Hayatı, Eserleri

26 Temmuz 1987 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Serap Aslı Araklı’nın asıl adı Serap Alemdar Aydın’dır. Güllü Hanım ile şair Hüseyin Alemdar’ın kızı olan Serap Aslı Araklı, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü’nden 2009 yılında bölüm birincisi olarak mezun oldu.

Haber Merkezi / Öğretmenlik yapan Serap Aslı Araklı, İstanbul’da yaşıyor; evli, bir çocuk annesi. İlk şiiri “Çocuk ve Allah” 2009 yılında Akatalpa (Temmuz 2009) dergisinde yayımlandı. Şiirleri ve söyleşileri Akatalpa, Bahçivan, Edebiyat Ortamı, Eliz Edebiyat, Fora, Kıyı, Mor Taka, Mühür, Şiiri Özlüyorum, Varlık, Yedi İklim, Zalifre Yazıları vb. gibi dergi ve fanzinlerde yayımlandı.

Ödülleri; Arkadaş Z. Özger, Cemal Süreya ve 2010 yılı Memet Fuat Şiir Ödülleri’nde seçici kurul tarafından dosyası Yasemin Orhun, Ramazan Aydın, A. Orçun Can, Özgür Asan, Atacan Öztekin, Nüket Cansın Ünver’in dosyaları ile birlikte “övgüye değer” bulundu, “Aynalar” adlı dosyasıyla Server Vakfı 2011 Edebiyat Ortamı Şiir Ödülü Jüri Özel Ödülü’nü kazandı. “Hürmeten” adlı dosyasıyla 2013 Yaşar Nabi Nayır Gençlik Şiir Ödülü’ne değer görüldü. Karşıyaka Belediyesi tarafından düzenlenen 2015 Attila İlhan Şiir Ödülü’nü (Ödülü Hıdır Işık’la paylaştı) aldı.

Eserleri; Hürmeten

“Aşkın Karşılığı Yollar”

T. A.’ya

dökülen her mısra en beyaz sayfa yaşamında
aralık sabahı ardına bakmadan yürüdüğün yollar
ipe assan kuruyacak ümitlerin ortasında
içinden doğru bana uzanan faili meçhul yangınlar

bir el daha oynayalım kazanacak gibiyim
sarı kapaklı kitap mor terlik bu tekdüze yaşam
gitmekle bitiremediğimiz yalan konuşmalar
ellerin bilinmez bir gezegenin dağ kıvrımları

sen şimdi git ben yalnızlık okurum sensiz
bir kalk düdüğü iki postal bu yeşil cennet üstündeki
bakma bana hayatını anlamlı kılan her şey gibi
gözlerin bir ayrılığın en kesici nedeni

içimde uğuldayan yengeç yüzgeci
bilmezsin bir garip olurum şiirden
yüzyılın aşkı mı hani
çok şükür hâlâ sağlamım

“Barış Balkonu”

I

Hiç dinlemiyor beni annem
evimizin terası gündüzlü hangar
balkona asıyor çamaşırları bana inat
ipe her mandal takışında
ayaklarını incitiyor her birinin
adını barış ve özgürlük koyduğum
güvercinlerimin

II

Bin basamak merdivenmiş gökyüzü
trapez vahiy kuşlar her yere konarmış
bir güzel suç anneme sorsan
bir zarf iki bohça üç hayal
peltek vahiy babama kanmış
o gün bugündür kaderi kalbine dayak
hâlâ bilmiyor ki her tanrı bir tuzak

III

Böyle bir inat şiir benimki de
yan duvarını kırıp odamın
içimi tümden kuşlara açacağım
varsın çeyiz sandığımı kitaplarımı
sokağa döksün annem
barış balkonu koyacağım
balkonumun adını

IV

Ah, annem benim
hüzünkâr ilk şiirim!

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir