Obsesif Kompulsif Bozukluk hakkında bilmek istediğiniz her şey

Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB), tekrarlayan, istenmeyen düşünceler (obsesyonlar) ve belirli eylemleri (kompulsiyonlar) yapmaya yönelik irrasyonel, aşırı dürtülerle karakterize durum. OKB’si olan insanlar düşüncelerinin ve davranışlarının mantıklı olmadığını bilseler de, genellikle onları durduramaz ve tekrarlar.

Obsesif kompulsif bozukluk, takıntılı düşüncelerin günlük hayatı, hatta yaşamsal aktiviteleri etkileyecek düzeye gelmesi sonucu ortaya çıkan ruhsal bir hastalıktır. Takıntılı düşünce ve dürtüler anlamına gelen obsesyon ile yineleyici zihinsel eylemler ve davranışlar anlamına gelen kompulsiyon davranışları bir araya gelerek hastalığı oluşturur.

Obsesyon, yani kişinin zihninde uzaklaştıramadığı fikir, düşünce ve dürtüler, kişinin isteği dışında gelişir. Kişi bunları mantık dışı olarak değerlendirse de düşünmekten kendini alamadığı için yoğun sıkıntı yaşayarak huzursuzluğa ve dolayısıyla anksiyeteye sahip olur. Obsesyonların yarattığı huzursuzluğu ve sıkıntıyı ortadan kaldırmak amacıyla da yineleyici davranış ve zihinsel eylemler geliştirir.

Son yıllarda toplum içinde görülme oranı artış gösteren obsesif kompulsif bozukluk hastalığı her 100 kişiden iki ya da üçünde rastlanabilir. Genel olarak ergenlik dönemini ve 2-0-30’lu yaşları kapsayan hastalık çocukluk dönemi de dâhil her yaşta görülebilir. Kadınlarda daha sık olarak görülen obsesif bozukluk erkeklerde genellikle erken yaşlarda oluşur.

Nedenleri;

Obsesif kompulsif bozukluğun (OKB) nedeni tam olarak anlaşılmamasına rağmen, biyolojik ve çevresel faktörlerin etkili olduğu düşünülmektedir.

Biyolojik faktörler;

Vücudun normal işleyişinde devam edebilmesi için beyindeki milyarlarca nöronun (sinir hücresinin) birbirleriyle iletişim kurması gereklidir ve nöronlar elektriksel sinyallerle haberleşir. Nörotransmiterler adı verilen özel kimyasallar, bu elektriksel mesajların nörondan nöronlara taşınmasına yardımcı olur.

Obsesif kompulsif bozukluk durumunda, beynin belirli bölümlerinde aşırı aktivite bulunmaktadır. Hasta obsesif kompulsif bozukluk (OKB) semptomlarını yaşadığında ise beyin daha da aktif hale gelir.

Çevresel faktörler;

Obsesif kompulsif bozukluğu (OKB) olan bazı kişiler ise çevresel stres faktörlerinden etkilenmektedir. Kişinin yaşadığı bazı çevresel faktörler ve ciddi hayat değişiklikleri semptomların kötüleşmesine neden olabilir. Bu faktörler şunları içerir:

  • Taciz
  • Yaşam durumundaki değişiklikler
  • Hastalık
  • Sevilen birinin kaybı
  • İş veya okulla ilgili değişiklikler veya sorunlar
  • İlişki kaygıları

Belirtileri;

  • Kir veya mikrop bulaşmasından korkma; kapı kollarına, çöp tenekesine dokunamama (Elleri defalarca yıkama davranışı)
  • Giysilerine pis bir madde bulaşmış olabileceği kaygısından dolayı bunları sık sık değiştirme
  • Hata yapmaktan korkma
  • Abartılı biçimde düzen merakı, simetri takıntısı, kusursuzluk ihtiyacı, mükemmeliyetçilik
  • Başkasına isteyerek veya yanlışlıkla zarar vermekten korkma
  • Sosyal çevrede uygunsuz şekilde davranmaktan korkma
  • Cinsel veya dinsel konuları düşünmekten korkma
  • Tekrar tekrar bir şeyleri kontrol etme isteği (Ocak, kapı, prizler, şofben)
  • Rutin işleri sırasında yüksek sesli veya içinden sürekli sayı sayma
  • İşleri belirli bir sayıda yapma ihtiyacı
  • Eşyaları nesneleri sürekli bir biçimde düzenleme
  • Akıldan çıkmayan görüntülere veya düşüncelere takılıp kalma
  • Belirli kelimeleri cümleleri tekrarlama
  • Sıkıntıların, problemlerin artacağından endişe edilen durumlardan ve yerlerden kaçınma

Başkalarınca gereksiz görülen eşyaların ‘bir gün lazım olur’ düşüncesiyle biriktirildiği ve atılmadığı biçiminde bir davranış bozukluğu olarak nitelendirilen ‘istifleme hastalığı’ ayrı bir bozukluk olarak tanımlansa da obsesif kompulsif bozukluk ile bağlantısı vardır. ‘İstifleme hastalığı’ obsesif kompulsif bozukluğun bir görünümü olduğu gibi, OKB depresyon ve kaygı bozukluğu ile bir arada da görülebilir.

Teşhisi;

OKB için laboratuvar ortamında gerçekleştirilebilen bir test yoktur. Teşhis, hastanın semptomları ve hastanın genel davranışları üzerine uzman bir doktor tarafından konulabilir.

Psikiyatrist tarafından gerçekleştirilen psikolojik değerlendirme esnasında düşünceler, duygular, semptomlar ve davranış kalıpları incelenir.

OKB teşhis etmek bazen zordur, çünkü semptomlar obsesif-kompulsif kişilik bozukluğu, anksiyete bozuklukları, depresyon, şizofreni veya diğer mental sağlık bozukluklarına benzer olabilir.

Kişiler hem OKB hem de diğer mental bozukluklara sahip olabilir. Bu sebeple hastayı değerlendirecek olan psikiyatrın tüm etkenleri düşünmesi gereklidir.

Tedavisi;

Tedavinin başarısında erken teşhis son derece önemlidir. İlaç tedavisi ve bilişsel davranış terapisi birlikte uygulanır.

  • Bilişsel davranış terapisi; Terapi tedavisinin amacı hastaların ritüellerini gerçekleştirmesini önleyerek korkularıyla yüzleşmelerini sağlamak ve anksiyetelerini azaltmaktır. Obsesif kompülsif bozukluğu olan hastaların abartılmış felaket içeren düşüncelerini azaltmaya odaklanan bilişsel davranış terapisi ile hastanın gerçek gibi algıladığı düşüncelerden uzaklaştırılması sağlanır
  • İlaç tedavisi; Antidepresan ilaçlar ve beyindeki seratonin düzeyini dengelemeyi sağlayan ilaçlar hastalığın tedavisinde yaygın olarak kullanılır. İlaç ve bilişsel davranış tedavisine cevap vermeyen hastalarda beyin cerrahisi ya da elektrokonvulsif terapi uygulanır. Elektrokonvulsif terapi hastanın başına takılan elektrotlar yardımıyla nöbete sebep olan elektrik şoku verilir. Oluşturulan nöbetler sayesinde beyinde nörotransmitterlerin salınımı artar. Düzenli yapılan tedaviler ile hasta normal yaşantısına dönebilir
Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir