“Kış Geliyor, Fiyatlar Yakıyor Ama Zamlar Donduruyor”

Meclis’te düzenlediği basın toplantısında gündemde ilişkin değerlendirmelerde bulunan HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, yaşanan ekonomik krize değinerek, “Gıda fiyatları, enflasyon bir de şu anda halkın en temel sorunlarından birisi de kış geliyor. Kışın nasıl ısınacaklar? Elektrik faturasını, doğalgaz artışlarını biliyoruz. Kış geliyor, yurttaş donma tehlikesi ile karşı karşıya. Şimdiden kara kara düşünüyorlar. Fiyatlar yakıyor ama zamlar donduruyor” dedi.

Haber Merkezi / Türkiye’nin en temel, yakıcı gündemi ekonomi olduğunu belirten HDP’li Beştaş, gündeme ilişkin yaptığı açıklamalardan öne çıkan bölümler şöyle;

“Türkiye tarihinde görülmemiş zamlarla, fahiş fiyatlarla halkı baş başa bırakmış durumda. Her fırsatta duyarsınız AKP sözcülerinden, yağ kuyruklarını örnek verirler. Şimdi AKP Genel Başkanı’na ve sözcülerine tanzim kuyruklarından, son yapılan LPG zamlarından sonra akaryakıt istasyonlarındaki otogaz kuyruklarına bakmalarını salık veriyoruz.

Erdoğan’ın “fiyatlar uygun” açıklamasını bütün Türkiye’nin merak ettiğini biliyorum. Bütün Türkiye yurttaşları adına soruyorum. “Peki fiyatlar uygunsa enflasyon neden bu kadar yüksek?”. Biz Erdoğan’ı ve AKP sözcülerini halk pazarına davet ediyoruz. Gelin halk pazarına gidin ve bir de oradaki fiyatlara bakalım hangisi uygun, onu herkesle paylaşın.

Halk mango yiyebiliyor mu ki kurutmasını yapsın? 

1 Milyon TL devlet desteği ile Emine Hanım bir yemek kitabı çıkardı. O kitaptaki yemekleri halk neyle yapacak. Geçtim 1 Milyon TL’lik devlet desteğini, halkın cebinden, vergilerimizden giden parayı geçtim, o yemekleri kim nasıl yapacak? Bizim Emine Erdoğan’a tavsiyemiz, halkın yoksulluğunun kitabını yazsınlar. Böyle şatafatlı yemek kitaplarıyla, devlet desteğiyle bir şeyler söylemek kolay tabi ki!

Şimdi bir tertiplenmiş market gezisi vardı. Sepetini Erdoğan abur cuburla doldurdu ve bütün Türkiye öğrendi bin 2 TL tutmuş hesabı. Peki bu sepette ne yok? Bu sepette abur cubur dışında hiçbir şey yok. Ayçiçek yağı yok, et yok, zeytin yok, tavuk yok, balık yok, pirinç yok, bulgur yok, mercimek yok, hiçbir şey yok! Herhalde kendi evlerinde yemek yemiyorlar, abur cuburla besleniyorlar. Eğer beslenmiyorlarsa çocuklara çok kötü örnek oluyorlar. Çünkü, bütün ebeveynler evlerde çocuklara abur cuburla karnınızı doyurmayın, yemek yiyin, yemek saatini bekleyin, atıştırmayın, tokluğunuz açlığınızı bastırır gibi sözler kurarız. Bunu hepiniz kendi evinizde yaşıyorsunuz. Bir de işin o boyutu var tabi ki.

Kış geliyor, fiyatlar yakıyor ama zamlar donduruyor 

Gıda fiyatları, enflasyon bir de şu anda halkın en temel sorunlarından birisi de kış geliyor. Kışın nasıl ısınacaklar? Elektrik faturasını, doğalgaz artışlarını biliyoruz. Kış geliyor, yurttaş donma tehlikesi ile karşı karşıya. Şimdiden kara kara düşünüyorlar. Fiyatlar yakıyor ama zamlar donduruyor.

Bugünlerde en çok tartışılan meselelerden biri yurt, barınma sorunu. Öğrenciler yurt bulamıyor, ev bulamıyor, buldukları evlerin kiralarını ödeyemeyecek durumda. Üniversitelerini bırakacak duruma geldiler iktidar ne yapıyor mağdurları hedef gösteriyor ve  sebep olduğu sorunları görünmez kılmaya çalışıyor. Yurt sorununun olmadığını, öğrencilerin bozguncu terörist olduklarını ilan edebiliyor.

Tabi şunu anlıyoruz yazlık, kışlık, uçan, yüzen saraylarda yaşayanlar barınamayan öğrencilerin, kiracıların, sokakta yaşayanların sorunlarını göremiyor. Bu da işin diğer boyutu. Bu meselede şunu özellikle söylemek istiyorum. Bu barınamama meselesi, aynı zamanda Türkiye’nin geldiğimiz dönemde ne kadar önemli bir sorunu olduğunu ve bu sorunun büyütülmemesi için, büyümemesi için çözüm aranması gerektiğini ifade etmek istiyorum.

Türkiye vergi kaçakçılarının cenneti olmuş durumda 

Pandora Papers belgeleri dünyanın her yerinde tartışılıyor, soruşturmalar açıldı fakat Türkiye’de bildiğiniz gibi hiçbir soruşturma açılmadığı gibi bu konu gündeme bile gelmiyor. Aslında Sayıştay papers raporları da çok farklı değil, buna da bakmalarını istiyoruz. Burada da Türkiye’den para kaçırıldığını, nasıl kaçırıldığını Man Adaları’ndan gayet iyi biliyoruz. Sermayeye her gün AKP sözcüleri, “Türkiye’ye gelin yatırım yapın” çağrıları yapıyor ama kendileri de ülkenin kaynaklarını çalarak, yolsuzlukla yurtdışına kaçırıyorlar.

Yolsuzluk ekonomisinin tesis edilmesi ve devam ettirilmesi böyle bir şey. Türkiye’de 220’den fazla isim var ve şu gerçeği bir kez daha gördük; AKP döneminde Türkiye, vergi kaçakçılarının cenneti olmuş durumda. Paradise ve Panama’dan sonra Pandora Pappers vergi kaçakçılarının offshore şirketleri üzerinden nasıl vergi kaçırdıklarını açıkça ortaya koyan bir belgeden söz ediyoruz. Vatan millet edebiyatı yapanların her fırsatta nasıl hırsızlık yaptıklarını bir kez daha bütün dünya da Türkiye de görmüş oldu.

Madem ‘Kürt sorunu yok’ diyorsunuz o zaman neyi konuşuyorsunuz? 

Diğer bir mesele; Kürt meselesi. Biliyorsunuz, Meclis açılalı bir hafta oldu. Bu bir hafta içinde de 2-3 kezdir “Kürt sorunu yoktur” diye inkar ile karşı karşıyayız. Garip, “herkes çözüm iradesi Meclis’tir” dediği için iktidardan panikle, garip bir hezeyanla Meclis’te peş peşe inkar açıklamaları yapılıyor. Olmadığını iddia ettikleri sorun hakkında konuşmaktan dillerinde tüy bitti. Madem “Kürt sorunu yok” diyorsunuz, o zaman neyi konuşuyorsunuz? O zaman neden nefes tüketiyorsunuz. Bir meselenin olmadığını kanıtlamaya çalışmak o meselenin varlığını kabul etmek anlamına geliyor. Bu kadar akli bir duruşla davet ediyoruz. Bir şey yoksa niye aksini ispat etmeye çalışıyorsunuz?

Kürt sorunu yok diyorlar. İnsanların doğduğu topraklarda aç ve işsiz kalması için can atanlar sorunu çözdük diyorlar. Bir sorunun farkında olmayanlar, fark etmeden tarihin çöplüğüne gitti. Türkiye’deki iktidar değişimlerinin sebeplerinin başında Kürt sorunu konusunda takındıkları tutum belirleyici oluyor. Başta da söylemiştim, ciddiyetsiz yaklaşanlar, en ciddiyetsiz şekilde hafızalarda kaybolup gittiler, sizin de gideceğiniz yer orasıdır. Unutulacaksınız! Başka bir seçeneğiniz yok. Bu iktidarı Kürt sorununu ciddiye alan çözüm iradesi gösteren, Türkiye’nin demokratikleşmesini savunanlar devralacak.

Şunu da söyleyeyim; işyerleri, esnaflar hedef yapılıyor en son kebapçılar hedef yapıldı. Sorun çok ciddi olduğu için mizahi bir değerlendirme yapmaktan özellikle kaçınıyorum; ama 90’ların iş dünyasını, iş insanlarını hedef yapanları unutmadık. Bunu da hatırlatmak istiyorum. Bu konu daha çok tartışılacak.

İnkar edilen sadece Kürt meselesi değildir 

Bugün aslında inkar edilen sadece Kürt meselesi değildir. Alevilerin, gençlerin, kadınların sorunları da inkar ediliyor. Türkiye’nin demokrasi sorunudur bu. Bu sebeple Kürt sorununun inkarının muhatabı sadece Kürtler değildir, 84 milyon Türkiye Cumhuriyeti yurttaşıdır. Bizler HDP olarak bu bilinçte Türkiye’nin demokratikleşmesi ve Kürt sorununun çözümünü esas alıyoruz. Partimizin bileşenleri ve üzerinde yükseldiği taban açısından bu sorunun hem taraflarından biridir hem de sorunun çözümüne ilişkin en birikimli ve donanımlı partilerin başında gelmektedir. Bu bize ağır bir tarihsel sorumluluk yüklüyor hem de Türkiye halklarının geleceği için çözümün acil ve ertelenemez bir görev olduğunu da önümüze koyuyor.

Meclis’te 40 yıllık savaşın ekonomi politiğine dair bütçe açıklandı. Açıkça soruyoruz burada; bu savaşın bitmesini istemeyenler kim? Bu savaştan beslenenler kim? En insani çözüm önerisini bile reddedip baskı ve şiddette ısrar edenler kim? Halkların geleceğini çalan, sofrasını fakirleştiren bu soruna çözüm isteyenler kimler? Şüphesiz bu rakamı açıklayıp dert yananlar. Halk tüm bu çıplaklığı ve samimiyetsizliği görmekte, er geç oylarıyla sandıkta, sokaklarda, alanlarda mahkum edecektir.

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir