Kırklareli: Sokollu Mehmet Paşa Camii

Sokollu Mehmet Paşa Camii; Kırklareli’nin Lüleburgaz İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. 

Cami, güneyde Sıbyan Mektebi, kuzeyde çarşı ve medresenin ortasına denk gelecek şekilde yerleştirilmiştir. Cami üç girişe sahiptir. Ana giriş, camiin kuzeyinde bulunan Merkezi Kubbenin altından olan giriştir. Diğer iki giriş ise, avlunun iki yanında son cemaat yerinin yakınında karşılıklı iki kapı ve uzun bir koridordan olmaktadır. Bu koridorlardan camiin avlusuna girilir. Koridorların bitiminde yayvan kemerli dik kapı, bunları üstünde kubbeli iki oda vardır. Bu odaların üzerleri, kasnaksız, sivri olarak biten kubbelerle örtülüdür. Avlu medrese ile ortaktır. Avlu revakları son cemaat yerine birleştirilmemiştir.

Çifte son cemaat yerinin ayrı bir varlığı vardır. Caminin önünde yanlara genişlemiş ve ileriye taşmış şekli ile ayrı bir kütle görünümündedir. Son cemaat yerinin sağda ve solda camiden yana taşan duvarlarında ve ileri taşan duvarlarında ikişer pencere açılmıştır. Bu pencerelerin tamamı sivri kemerli, dikdörtgen pencereler olup bronz korkuluklara sahiptirler. Bazı klasik son cemaat yerlerinde olduğu gibi iklim zorunluluğundan üç tarafı kapatılmış, çifte son cemaat yerlerinin bir benzeri durumundaki bu çifte son cemaat yerinin karanlık havası, yanlara ve ileri taşan duvarlarında açılan pencereler ile giderilmiş, ışık alması sağlanmıştır. İç son cemaat yeri skalaktif başlıklı 9 sivri kemer üzerine oturan 8 kubbe ve 1 tonozdan ibarettir. Tonoz tam ortada olup, cümle kapısının önüne denk gelmektedir. Bu kubbelerde ve tonozda 1983 yılı onarımında yapılmış kalem işi süslemeler vardır.

Cümle Kapısı: Kuzey cephenin tam ortasında cümle kapısı yer alır. Mermer olan kapı mukarnaslı kavsaraya sahiptir. Mukarnas yuvaları derin olup skalaktiflidir. İki yanda mukarnaslı birer mihrabiye yer alır. Cümle kapısının iki yanında dikdörtgen silmeli bronz şebekeli ikişer pencere, üst kısımları sivri kemerli silmeler içinde koyu zemin üzerine sarı yaldızla hattat İzzet tarafından yazılmış, Fatiha suresinden alınan yazılar okunmaktadır. Caminin duvarları yukarıda basamaklı birer alınlıkla sona ermektedir. Caminin üzerini örten kubbe onaltıgen kasnak üzerine oturur ve pencere açılmamıştır. Ancak dikkati çeken bir nokta; yapının kubbesinde geçmişte kullanılan tuğla malzeme kubbe kasnağında tekrar karşımıza çıkar ve başka da hiçbir yerde görülmez. Onaltıgen kasnağın her kenarında dikdörtgen bir çerçeve içinde sivri kemer taklidi yapan pencere şekilleri tuğladandır.

İç Mimari Özellikleri: Tek kubbeli camiler içinde özel yer tutan caminin içine girildiğinde, yapının sınırlarının genişletildiğine tanık olunmaktadır. Ortadaki büyük kubbe köşelerdeki dört ayak üzerinden 2.75 m. genişliğinde sivri kemerlerle oturmaktadır. Böylece mekan üç yönden (kuzey, batı, doğu) kemerler genişleyince 2.75 mt kadar genişletilmiş ve kemerler kalınlığında mahfiller için yararlanılmıştır. Bu mahfillerden doğu ve batı yandakiler üçer ince zarif sütun 4 sivri kemerle taşınmaktadır. Bu sivri kemerler kırmızı ve beyaz olmak üzere iki renklidir. Bu sütun başlıkları skalaktiflidir. Bu mahfillerin cami içinde kalan tarafları bu sütunlara otururken, duvar yanları ise duvara gömülmüş sivri kemerlerle duvara bağlanmışlardır. Yapının üçüncü mahfili ise kuzey duvarında yapılmış olup, kadınlar mahfili olarak kullanılmaktadır. Üç yönde kemerler genişliğince mahfillerin yapılmasıyla ortada kubbe çok hakim durumda tesir etmektedir. Kubbe kasnağının oturduğu geniş sivri kemerler dışarıya doğru çıkıntı teşkil eden 4 kalın köşe üzerine oturmaktadır. Kubbeye pandantiflerle geçilmektedir. Kubbenin genişliği, kemerlerin ağırlığı derhal hissedilir. Kemerleri taşıyan 4 kalın köşe dıştan 4 zarif kule ile belirtilmiştir. Bu kuleler klasik döneme uygun olup üzerleri kubbe ile örtülüdür. Cami içindeki yazılar Abbas Mursi ve Hasan Çelebi tarafından yazılmıştır. Kubbede açık mavi üzerine beyazla yazılmış yazı Hasan Celebi’ye ait olup, pandantiflerdeki koyu zemin üzerine sarı ile Kur’an’dan alınmış yazılar da yine aynı hattata aittir.

Mihrap: Giriş ile aynı eksende ve sade bir görünüşte olan mihrap nişi beş köşelidir. Üstü yedi sıra mukarnas frizi tam ortada istiridye şeklinde bitmektedir. İki yanında sonradan sarı yaldızla boyanmış gülçe motifi, daha üstte kitabe yer almıştır. Mihrabın üstündeki taç kısmında koyu yeşil üzerine sarı yaldızlarla yapılmış rûmi palmet frizi vardır ki, bu friz iki yanda bulunan yuvarlak sütunların üstünde de devam eder. Mihrabın sade bir görünüşü vardır. Klasik dönem mihrapları örneğinde yapılmıştır. Mihrabın sağında ve solundaki pencere alınlıklarında koyu yeşil zemin üzerine sarıyla yazılmış Kur’an’dan ayetler yer alır.

Minber: Mermerden yapılmıştır. Kaide kısmını bir sıra mukarnas frizi dolaşır. Giriş kısmının iki yanında birer zarif sütunca bulunur. Sivri kemerli bu giriş açıklığının sağında ve solunda kalan üçgen alanlarda rûmi-palmet motifleri yer alır. Korkuluğun giriş ile birleştiği yerde oluşan üçgen boşlukta mermer palmet motifi sağ ve solda iki tane ve çok güzeldir. Korkuluk ile süpürgeliğin birleştiği yerde üçgen kabartmanın ortasında mihraptaki gülçeleri tekrarlar biçimde, ancak daha küçük olarak sağ ve solda birer tane gülçe motifi bulunur. Mimber üçgeni içinde ortada yuvarlak madolyon ajurlu olup birbirine geçmiş üçgen, dörtgen ve altıgenlerden oluşmuştur.

Müezzin Mahfili: Caminin kuzey duvarında, kapının sağında kadınlar mahfilinin önünde yer alan müezzin mahfili mermerdir. Yapının hiç bir yerinde görülmeyen kaş kemer burada kullanılmış, taşıyıcı bir özelliği kalmamıştır. Bu kemerlerin üstünde iki sıra mukarnas frizi, daha üstte ajurlu mahfil korkulukları yapılmıştır.

Minare: Yapının sağında minare yükselmektedir. Eski şekline uygun biçimde 1937 yılında yapılmıştır. Kaide kısmı caminin orta kubbesini taşıyan kemerler boyunca yüksek tutulmuştur. Gövdesi pahlı olarak yüksektir. Şerefe altlığında mukarnas sarkıtlar bulunur. Petek ve külah kısımları klasik dönem cami minarelerine uygundur. Caminin avlusu, medresenin avlusu ile ortaktır. İşte bu ortak avlunun ortasında 12 kenarlı bir şadırvan bulunur. II. Mahmut devrine ait bir kitabesi vardır. Şadırvanın üstü ahşap saçakla örtülü olup, ahşap saçak sonradan yapılmıştır. Saçakların iç kısmındaki kalem işleri de bu dönemdendir. Muslukların bulunduğu kaideler mermerdir. Cephelerde çiçek desenli motifler alçak kabartma olarak yapılmıştır. Bir cephede mermer, diğer cephelerde bronz şebekeler kullanılmıştır. Ancak bronz şebekelerden bir tanesi kaybolmuş, onun yerine demirden hiçbir değeri olmayan bir şebeke sonradan yapılmıştır.

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir