Hijyen Hipotezi Ve Otoimmün Bozukluklar

Hijyen hipotezi, alerjik ve otoimmün bozuklukların artan insidansının, sanayileşen ülkelerdeki sanitasyon standartları ve uygulamalarında meydana gelen değişikliklerle bağlantılı olduğunu öne süren bir hipotezdir.

Haber Merkezi / 19. yüzyıl boyunca, Tip 1 diyabet ve multipl skleroz gibi otoimmün hastalıkların insidansında çarpıcı artışlar görülmüştür. Aynısı atopik dermatit, alerjik rinit ve astım gibi alerjik durumlar için de geçerlidir.

Genetik ve diğer tetikleyicilerde dahil olmak üzere birçok faktörün dahil olması muhtemel olsa da, değişikliklerin hızı, çevresel faktörleri göstermektedir.

Bu, otoimmün hastalık insidansının düşük olduğu bir ülkeden, bu tür hastalıkların insidansının yüksek olduğu bir ülkeye göçenlerin, ilk nesilde yüksek insidansını edindiği bulgusu ile desteklenmektedir.

Özellikle belirli bakterilerin, insan bağışıklık sisteminin işleyişi üzerinde iyileştirici bir etkiye sahip olduğu düşünülmektedir. Sanayi devrimi boyunca, sanitasyon standartlarındaki köklü değişiklikler, bu hayati bakterilere maruz kalmanın azalmasına neden olmuştur.

Sonuç olarak, bağışıklık sisteminin işlevi tehlikeye girmiş ve alerjik ve otoimmün hastalık insidansı artmaya başlamıştır.

Sanitasyon ve otoimmün bozukluklar arasındaki ilişkiye dair bazı gözlemler daha önce belirtilmiş olmasına rağmen, Strachan hijyen hipotezini ilk olarak 1989’da önermiştir.

1966’daki bir çalışma, sanitasyon ile multipl skleroz prevalansı arasında ilişki bulmuştur. Ancak bu bulgular daha sonra astım ve otoimmün hastalıkları kapsayacak şekilde genişletilmiştir. 2003 yılında Graham Rook, hijyen hipotezini geliştirmiştir.

Tip 1 Diyabet

Tip 1 diyabet veya insüline bağımlı diyabetes mellitus (IDDM), hem sanayileşmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde giderek daha yaygın hale gelmektedir.

Multipl skleroz

1966’da Leibowitz, multipl skleroz prevalansı ile sanitasyon seviyesi arasında pozitif bir ilişki gözlemleyen bir epidemiyolojik çalışma yayınladı. Farklı araştırmalar bu ilişkiyi desteklenmiştir.

İltihaplı bağırsak hastalıkları

Crohn hastalığı, ülseratif kolit ve primer biliyer siroz insidansı da artmaktadır. Bu artış kısmen gelişmiş tıbbi erişim ve teşhis tekniklerinden kaynaklanıyor olabilir, ancak yalnızca bu açıklamalarla ilişkilendirilemez. Bu nedenle çevresel bir bağlantı ve hijyen hipotezinin de söz konusu olduğu düşünülmektedir.

Dikkat: Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır.

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir