Gaziantep: İslahiye, Tilmen Höyüğü

Tilmen Höyüğü; Gaziantep’in İslahiye İlçesi, Yelliburun Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Tilmen Höyük Sit alanı,1958’de, İslahiye Bölgesi yüzey  araştırması çerçevesinde, Bahadır Alkım başkanlığındaki bir heyet  tarafından keşfedildi. Alkım’ın asistanı Refik Duru 1959’da sit alanında bir sondaj gerçekleştirildi; ardından 1960-1964 ve  1969-1972 yıllarında Alkım yönetiminde düzenli kazı çalışmaları sürdürüldü. Türk kazılarıyla aşağı kentte, kazematlı  geniş berkitme alanları, büyük bir kent kapısı (sur boyunca yanlarda iki kuleyle) ve daha küçük iki kapı gün ışına çıkarıldı.

Akropolis’le ilgili olarak, kuzey yanda bazı kazematlar, doğuda anıtsal bir giriş ve özellikle güney yan boyunca kamu alanı-krallık sarayı burada bulunuyordu-araştırıldı. Kamu alanı önünde derin bir sondaj da gerçekleştirildi; burada İÖ IV. bin tabakalarına ve Ana Toprak’a ulaşıldı.  Kazıları yapılan anıtların büyük ölçüde tahrip olduğunu gözlemleyen  Prof. R. Duru, Gaziantep Müzesi ile birlikte,2002’de,sit alanının korunması ve incelenmesi projesini başlattı.

Güneybatı Anadolu’nun önemli Neolitik sit alanlarında 1970’li yılardan  bu yana başarılı araştırmalar sürdüren Duru tarafından gerçekleştirilen  bu ilk restorasyon ve anastylosi s çalışmasından sonra,2003’te,Türk-İtalyan ortak kazı çalışmasına giçildi. Kazı, Nicolo Marchetti tarafından, Bologna Üniversitesi adına; İtalya, Eğitim, Üniversite ve Araştırma Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı’nın destekleriyle sürdürüldü. R. Duru, ortak heyetle bilimsel eşgüdüm çalışmasını sağlamaktadır. Gaziantep Valisi, Belediye Başkanı ve İslahiye Kaymakamı, heyetin çalışmalarını yoğun bir ilgiyle izlediler.

Sit alanı yaklaşık 5 hektarlık bir alanı kapsar ve sağlam bir  şekilde berkitilmiş bir aşağı kentle, berkitilmiş dış merkezli bir akropolis içerir; alan,tüm bölgenin en anıtsal sit alanlarından biri olarak belirir. Bunlar da ,İÖ II. binin çeşitli dönemlerine  tarihlendirilirler ve sit çevresinde bolca buluna bir taş olan iri bazalt bloklarından yapılmışlardır. Aşağı kent, küçük boyutlu iki girişin(K2 ve K3 olarak adlandırılırlar)ve ileri doğru gelişen bedenli anıtsal bir kapının (K6) açıldığı kesintisiz kazemat sistemiyle berkitilmiştir.

Bedenin sağında ve solunda, girişin yanlarına yontulmuş iki  aslanlı iki kule yer alır; giriş, merkezdeki bir boş alanı belirleyen iki büyük kuleden oluşan daha büyük bir kapıyla (K5) bağlantılıdır. K1’in iç yanı önünde anıtsal bir merdiven (K5) akropolise yükselir; akropolisin tepesinde taş döşeli bir yol güneye, anıtsal saray alanına doğru yönelir. Akropolisin kuzey yanındaysa, yükseklikleri 3 m’yi aşan dış duvarlarıyla kazematlar yer alır.Akropolis’in mer- kez alanı ile tüm aşağı kentte, bugüne kadar herhangi bir kazı  yapılmamıştır.

Olasıdır ki,Tilmen Höyük MÖ 1750-1375 arasında önce Yamhat (halep),daha sonra Mitanni  Krallıklarına bağımlı olan (vasal) bir krallığın başkenti idi. Bu krallılar Ön Asya’nın iki büyük gücü olan  Hammurabi’nin Babil’i ile Mısır Yeni Krallığının rakipleri idi. Tilmen Höyük, gerek mimari, gerekse keramik  alanlarında önemli Anadolu kültür ögeleri barındırsa da,Eski ve Osta-Suriye kültürüne aittir. Eski kentin adı Zalbar olabilir.  Sadece iki yıllık kazı çalışmasında sonra oldukça çok sayıda yeni veri elde edildi .Krallık sarayı (A),Akropolis’in  güneyindeki anıtsal kamu  alanında yükseliyordu.

Saray, İÖ yaklaşık 1750 yılında inşa edildi ve  olasılıkla, şiddetli bir yangınla yok olduğu İÖ 1375’e kadar kullanıldı. Binanın yapı tekniği, duvarların tabanındaki büyük ortostatları ve mobilyaların yerleştirildiği geniş salonlarıyla özgün bir Suriye saray yapısını yansıtır (en iyi örnek, ünlü antik Ebla’da belgelenmiştir).Taht salonundaki taht yeri, dip duvarından çıkıntı yapan güçlü bir destek duvarıyla belirlenmiştir. Zemin katı, temsil işlevini üstlenmişti; iki geniş merdiven, üst kattaki dairelere ulaşır. Kuruluşundan iki yüzyıl sonra, sarayın kuzey cephesi karşısına ikinci bağımsız yapı (C) inşa edildi.

Sarayın yanında ,büyük ,ancak geniş ölçüde tahrip olmuş durumda bir yapı (E) yer alır;yapının esas cephesindeki, birkaç kez yeniden yapılmış olan porticus’un planşmetre analizi, Anadolu tipi bir tapınağın söz konusu  olduğunu akla getirir(antik kaneş olan Kültepe’de yakın örnekleri vardır). Nitekim, Yakın  Doğu’da belli başlı kent tapınakları, İÖ II. binin birinci yarısında, sıkı bir topoğrafya ve ideoloji bağlantısı içinde, her zaman krallık sarayı yanında yer almışlardır. Tilmen Höyük, gerek eski bir başkentin kentsel yapısını kapsamlı bir şekilde araştırmak, gerekse İÖ II. binde Anadolu’yla Suriye arasındaki ilişkileri yeniden kurmak açısından temel sit alanlarından birini temsil eder. Sadece iki yeni kazı döneminin sonuçlarının zengin ürünleri, bu  amaçlarıyla, özellikle umut verici gözükmektedir.

2007 yılında resmi olarak kazı çalışmaları sonlandırılmış ve 2006 yılı kazı çalışmaları kapsamında yapılmaya başlanan “Arkeolojik Park” projesini uygulamalarla bitirilerek 24.10.2007 tarihinde törenle hizmete açılmıştır.

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir