Enis Akın Kimdir? Hayatı, Eserleri

9 Eylül 1964 yılında İstanbul Lâleli’de dünyaya gelen Enis Akın, ilk ve orta öğrenimini burada tamamladıktan sonra başladığı İngiliz Erkek Lisesini 1983’te bitirdi. İstanbul Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümünden mezun oldu. 1980’lerin son yıllarında “Edebiyat Dostları” Aylık Kültür Sanat Dergisine katıldı, 1990’ların başında “beyazmanto” adlı fanzini yayımladı, 2000’lerde çeşitli şiir simalarıyla söyleşiler düzenledi.

Haber Merkezi / Avusturya’da bulunan Swinburne Institute of Technology’de trafik ışık kontrol simülasyonu eğitimi gören Akın, 1996’da buradan mezun oldu. Çeşitli kuruluşlarda metin yazarı, çeviren ve veri tabanı danışmanı olarak çalıştı. 2013 yılından beri Natama dergisini çıkaranlar arasında yer alan Akın, hâlen Natama Yayınları’nın editörlüğünü yürütmektedir. Uluslararası PEN üyesi olan Enis Akın, İstanbul’da yaşamakta ve çalışmalarını burada sürdürmektedir.

Şiirle yazı hayatına başlayan Enis Akın 1988’den itibaren şiir, yazı ve çevirilerini; Edebiyat Dostları, Öteki-Siz, Öküz, Defter, kitap-lık, Varlık, Kavram Karmaşa, Hece, Atlılar, Ağır Ol Bay Düzyazı, Virgül, İmece, Açık Radyo, Politiken, Mizan ve Yasakmeyve gibi dergilerde yayımlamayı sürdürmüştür. İlk şiir kitabı Hiç Ama Birini (1989)’de şairin, ilk sayısı Mayıs 1987’de çıkan ve otuz üç sayı yayımlanan Edebiyat Dostları dergisinde yer alan şiirleri bir araya getirilmiştir.

Soycan, şairin 2002’de yayımlanan Puşt Ahali’ye kadar olan şiirleri ekseninde Enis Akın’ın Türk şiirindeki yerini şöyle tespit etmektedir: “Şiirimizin çokça görülen kötü örneklerinde temel estetik boyut yok sayıldığından toplumsal hayatın kırılma hattında söz alan şair, politik bir söylemin orta malı imgelerini, okunduğu anda tüketilen düz dilin kodlarıyla kırarak şıiri yabancı bir soylem içinde tökezletmiştir. Enis Akın’ın Türk şiirindeki yerini konuşmaya buradan başlamak gerekiyor. Yoğunlaştırılmış insanı faaliyet alanı olarak politik, olgun süreçleri ve sonuçlarıyla bütün bir toplumsal hayatın okunduğu levhadır. Enis Akın Puşt Ahali adlı uzun şiirini yayımladığı son kitabı bu levhanın bulanık işaretlerini onararak kendine yol kurmaya çalışıyor. Dilin basit bir iletişim aracı olmanın ötesinde, anlam kuruluşu boyutuyla nesne ve olguya müdahale ettiği bir tasavvur dünyasından konuşuyor. (…) Enis Akın, sosyalizmi ideolojik bir toplamdan ibaret kılan kabulleri ve buradan kalkarak bütün yakın tarihi yeniden hatırlatıyor. Bu farklı zamanların ve durumların tanımlanmış sözcük dağarı, imleri ve anlamları içinde yenibir bellek inşasıdır”.

Hiç Ama Birini (1989), Öyleyse Ayrılalım (1996) ve Puşt Ahali (2002); Taş (ilk şiirler) adıyla 2012’de toplu hâlde yayımlanmıştır. Topaloğlu Akın’ın şiirini şu cümlelerle değerlendirmiştir: “Enis Akın’ın şiirinin bir özelliği ‘tavır’dır. Onun şiir deneyimi ve birikimi daha çok bir ‘tavrının olması’, bir ‘tavır almasıyla’ dikkat çeker. Dilinin eleştirel, ironik ve hırçın oluşu da ‘tavrıyla’ alakalıdır. Samimiyet ve hakikate dayalı şiir anlayışıyla açığa çıkan ‘tavır’ da diyebiliriz buna. (…) Enis Akın dili kekelemenin yanında sesleri, heceleri, sözcükleri eko oluşturacak biçimde de kullanmasıyla bilinir. Bu tarz, derdini anlatamamanın dilsel temsili gibidir. (…) Hem şiirin hem de dilin yerleşik düzenini bozmak, duvarlarını yıkmak, sınırlarını aşmak, sözcük dağarcığını, imge kadrosunu ve yapısını değiştirmek, söze ve söyleme alışık olunmayan ve beklenmedik, aykırı denilecek boyutlar kazandıracak biçim vermek hakikatin dile getirilmesi için girişilmiş her çaba gibi üretken bir çabadır. Enis Akın’ın şiirleri de buna örnek gösterilebilir. Onun şiirlerinde de görüyoruz ki girişilmiş değişik biçimsel deneylerde hakikatin bir yere gittiği yok, yerli yerinde durmakta”.

Enis Akın 1980’lerin ikinci yarısında küçük İskender’den sonra “aşırı bir şair” olarak çıkmış, bazı eleştirmenler tarafından “kabına sığmayan şair” olarak değerlendirilmiş ve günümüze kadar aynı çizgide metinler yazmıştır. (Kaynak: teis.yesevi.edu.tr)

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir