Diyarbakır Cezaevi Boşaltıldı: Dünyanın En Kötü Şöhretli 10 Cezaevi Arasındaydı

Diyarbakır Cezaevi, Diyarbakır Askeri Cezaevi  ya da Diyarbakır E Tipi Cezaevi, açıldıktan 42 yıl sonra boşaltıldı. Cezaevinde bulunan 270 tutuklu ve hükümlü çevredeki cezaevlerine nakledilirken, şimdi cezaevine akıbetinin ne olacağı tartışması başladı.

Haber Merkezi / Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır’a 9 Temmuz 2021’de yaptığı ziyarette Bağlar ilçesindeki Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi’ne yönelik, “Geçmişte uzunca bir dönem adı zulümle, işkenceyle, insanlık dışı muameleyle anılan Diyarbakır Cezaevi’ni yakında boşaltıyor, kültür merkezi olarak hizmete sunuyoruz. Adalet Bakanlığı, bu konuda gerekli hazırlığı yapıyor. Böylece Diyarbakır’ın hafızasındaki bir kötü anıyı ortadan kaldırmış oluyoruz” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sözlerinin ardından başlatılan çalışmalarda, sona gelindi. Bu kapsamda tutuklu ve hükümlüler başka cezaevlerine nakledilirken, kalan bazı eşyaların taşınma işlemleri sürüyor.

Diyarbakır Cezaevi

1972’de yapımına başlanan Diyarbakır Cezaevi, 4 Temmuz 1980’de açıldı. 12 Eylül Darbesi’nden sonra yaşanan işkenceler ile ön plana çıktı. The Times gazetesine göre, “Dünyanın en kötü şöhretli 10 cezaevi” arasında yer aldı. 1981 ve 1984 yılları arasında cezaevinde 34 kişi öldü ve onlarca kişi sakat kaldı. Cezaevi hakkında belgeseller çekildi ve kitaplar yazıldı.

Cezaevi 12 Eylül sonrası askeri yönetime devredilerek Sıkıyönetim Askerî Cezaevi olarak kullanıldı. 9 Mayıs 1988 tarihinde Adalet Bakanlığına devredildi. E Tipi Cezaevi yaklaşık 600 kapasitelidir ancak doluluk oranı zaman zaman 900’e kadar da yükselebilmektedir. Politik tutuklu ve hükümlülerin kaldığı D Tipi Cezaevi’nde ise kapasite 700-750 arasıdır.

İşkence olayları

1981-1989 yılları arasında işkenceye maruz kalan 34 kişi öldü, yüzlerce kişi sakat kaldı. Bu kişilerden 25’i aldığı ağır darbeler sonucu, 5’i açlık grevi sonucu öldü. Tutuklulardan 5’inin kendini asarak, 4’ünün kendini yakarak intihar ettiği cezaevindeki işkenceci görevlilerden hiçbiri ceza almadı. PKK’nın kurucu militanlarından Kemal Pir de ölüm orucu sonucunda öldü. PKK Merkez Komite Üyesi Mazlum Doğan da intihar edenler arasındadır.

Esat Oktay Yıldıran’ın, Kıbrıs Harekatı sonrası Diyarbakır Cezaevi’ne bizzat Kenan Evren tarafından yollandığı ve iç güvenlik komutanı olarak görev süresi boyunca işkence yaptığı iddia edilir.

Hapishanede o yıllarda kalmış olan kadınlar şöyle demiştir:

  • Elektrik dahil bütün işkence yöntemlerini yaşadık ama en ağırı cinsel işkenceydi.
  • Tecavüz ettikleri kadınları kanlı etekleriyle koğuş koğuş dolaştırdılar.
  • Etekleri başlarımıza geçiriyor, altımızın çıplak olmasını sağlıyor, “gez” diyorlardı.
  • Banyodan çıkıp bornozla karşımıza gelip ve bize baka baka mastürbasyon yaptılar.
  • En büyük işkence başka kadınların çığlıklarını dinlemekti.
  • 11 yaşında ikiz oğulları olan arkadaşımızın, oğullarına işkence yapıp sesini ona dinletmişlerdi.
  • Lağım sularının içine zorla kadınları soktular.
  • Çocuğum görüşe geliyor ama bana yapılan davranışlardan dolayı benden korkuyor o hiç sevmediğimiz gardiyanlara sarılıyordu. Çıktıktan sonra da bir süre kızım bana anne demedi.
  • Serbest bırakıldım ve eve gittim. Beni yıllarca görmeyen annemin bana ilk dediği şey, ‘Bunca yıl neredeydin?’ olup, kızlık muayenesine götürmek istediğini söyledi.
Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir