İmamoğlu Ve Yavaş’tan Gençlere Mesaj: Sizlere Güveniyoruz

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı (ABB) Mansur Yavaş, sosyal medya hesaplarından eş zamanlı olarak, “Gençler, sizlere güveniyoruz. Aramızda kalsın, sizlerle birlikte kazanıyoruz” başlıklı bir video paylaştı.

İBB Başkanı İmamoğlu, “Ankara’dayız, Mansur Başkanımızla birlikteyiz, sizi konuşuyoruz sevgili gençler” diyerek başladığı videoda, bu seçimin anahtarının gençlerin elinde olduğunu, ülkenin bugününe ve yarınına gençlerin karar vereceğini belirtti.

14 Mayıs’ta gençleri sandığa çağıran İmamoğlu, “Biz geleceği sizlerle birlikte hayal edecek, birlikte çalışacağız. Yeter ki siz bize inanın, bize güvenin” dedi.

ABB Başkanı Yavaş da, 5 milyon gencin ilk kez bu seçimde oy kullanacağına dikkat çekerek, “Değişimi onların enerjisiyle, gücüyle sağlayacağız. Ben gençlere güveniyorum. Onların kaygılarını, şüphelerini anlıyorum. Hepsini de konuşur çözeriz, biz buradayız” ifadelerini kullandı.

Ülkenin gençlerinin sahipsiz olmadığını belirten Yavaş, seçimin ilk turda bitirilmesini gençlerden istedi.

Videonun sonunda ise Yavaş’ın İmamoğlu’na hitaben, “Her mitingde söylediğiniz gibi, ülkemizde herşey çok çok güzel olacak inşallah” demesi üzerine, İmamoğlu “Allah’ın izniyle Başkanım. Gençler tarih yazacak. Bu arada Başkanım aramızda kalsın kazanıyoruz, gençler bilsin” karşılığını verdi.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu: Be Gafiller, Be Şerefsizler, Be Akılsızlar, Be Müptezeller, Be Çakallar…

Sosyal medya hesabından yeni bir video yayınlayan Kılıçdaroğlu, “Ve artık son aşamaya geldik. Silah ve suikast tehditleri. Son uyarılarını yapıyorlar akıllarınca. Be gafiller, be şerefsizler, be akılsızlar, be müptezeller, be çakallar. Siz mi beni korkutacaksınız? Sizin önünüze diz çöküp yaşamaktansa ayakta ölmeyi tercih ederim” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Hodri meydan, gelin görüşelim. Allah nasip eder de yaşarsak hayatınız boyunca görüp göreceğiniz en büyük kabus olmaya devam edeceğim. Eğer bana bir şey olursa halkıma emanetimdir. O 418 milyar doları siz tahsil edeceksiniz. Her kuruşunu tahsil edeceksiniz. 85 milyona tahsil edeceksiniz o parayı. Benim size vasiyetim budur.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı ve Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından yeni bir video paylaştı. Kılıçdaroğlu yayınladığı videoda şunları söyledi:

“Silahlı insanların olduğu reklamla güya beni tehdit ediyorlar. O resimdeki mesaj net. Sizin için geleceğiz diyorlar. Bu paramiliter artıklar daha büyük bir resmin sadece bir parçası. Her şeyin temelinde aslında tek bir şey var. Para, çok para, doymayacakları kadar para.

Halkımızdan çalınan bu para ve bu parayı çalan beşli çeteler var. Bunların kod ismi beşli. Aslında bunların sayısı binlerce. Bu iktidar döneminde çetelerin çaldı. Mafya arttıkların çaldı. Uyuşturucu baronların çaldı. 418 milyar dolar.

Sonra çıktım çok açık ve net bir şekilde söyledim. Defterinize yazın, sizden 418 milyar doları iktidarımızda tahsil edeceğiz ve alacağız. Önce benimle konuşmak istediler. Anlaşmak istediler. Kapıyı yüzlerine kapattım. Her türlü operasyona başvurdular.

Ve artık son aşamaya geldik. Silah ve suikast tehditleri. Son uyarılarını yapıyorlar akıllarınca. Be gafiller, be şerefsizler, be akılsızlar, be müptezeller, be çakallar. Siz mi beni korkutacaksınız? Sizin önünüze diz çöküp yaşamaktansa ayakta ölmeyi tercih ederim.

Hodri meydan, gelin görüşelim. Allah nasip eder de yaşarsak hayatınız boyunca görüp göreceğiniz en büyük kabus olmaya devam edeceğim. Eğer bana bir şey olursa halkıma emanetimdir. O 418 milyar doları siz tahsil edeceksiniz. Her kuruşunu tahsil edeceksiniz. 85 milyona tahsil edeceksiniz o parayı. Benim size vasiyetim budur.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan 15 Temmuz vurgusu

Cumhur İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan, sosyal medya hesabından, “Hangi saldırılarla karşılaşırsak karşılaşalım, milletin iradesine ve demokrasimize gölge düşürmeyiz. Gerektiğinde 15 Temmuz gecesi olduğu gibi, hayatımız pahasına istiklâl ve istikbalimize sahip çıkarız” demişti.

Paylaşın

Burcu Esmersoy Olay Oldu: Bikinisini Giyip Yağlandı

Sosyal medyayı aktif ve cesur kullanan isimlerden Burcu Esmersoy, son paylaşımıyla yine olay oldu. Esmersoy, yağlandığı anları sosyal medya hesabından paylaşarak dikkatleri üzerine çekti.

Haber Merkezi / Esmersoy, paylaşımına ‘bana paylaşacak fotoğraf bırakmadılar diye’ notunu düştü. Esmersoy’un paylaşımı kısa süre içerisinde takipçileri tarafından beğeni ve yorum yağmuruna tutuldu.

Burcu Esmersoy

2 Ekim 1976 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Burcu Esmersoy , İstanbul Üniversitesinde Turizm İşletmeciliği okudu, ardından New York Üniversitesinden Hospitality, Tourism and Sports Management eğitimi aldı.

1997 yılında katıldığı güzellik yarışmasında Miss International seçilen Esmersoy, Dialog Spikerlik ve Sunuculuk Okulu’nda eğitim gördü ve derece ile bitirdi.

İyi derecede İngilizce ve İtalyanca bilen Esmersoy; muhabirlik, haber editörlüğü ve spor spikerliği yapmaktadır. Yazıları Evo Otomobil ve NYC dergilerinde yayınlanan Esmersoy, birçok televizyon programında sunucu olmuştur.

Konuk oyuncu olarak dizilerde yer alan Burcu Esmersoy, Yok Böyle Dans adlı yarışma programında sergilediği başarılı performansla dikkatleri üzerine çekti.

2011 yılında ise Yok Böyle Dans yarışmasında sunuculuk yapan Esmersoy, 2017 yılında Dünya Güzellerim adlı programda ve çeşitli reklam filmlerinde yer aldı.

Esmersoy, kariyerini bu alanlarda yaptığı çalışmalarla devam ettirmektedir.

Paylaşın

Hadise, Dansıyla Sosyal Medyayı Salladı

Son dönemlerde magazin basınını en çok meşgul eden isimlerden Hadise, iddialı kıyafetiyle dans ettiği anları sosyal medya hesabında yayınladı. Hadise’nin dans görüntüleri kısa sürede binlerce beğeni ve yorum aldı.

Haber Merkezi / Takipçileri Hadise için, “Olay bi kadın, Türkiye’nin en zarif ve sexy kadını harika görünüyorsun muhteşemsin giyinişinle duruşunla her zamanki gibi göz kamaştırıyorsun Aman nazar değmesin, Heran kalp krizi geçirebilirim güzelliğinden, Sen nesin böyle ya…” gibi yorumlarda bulundu.

Hadise Açıkgöz

22 Ekim 1985 tarihinde Belçika’da dünyaya gelmiş olan Hadise Açıkgöz, aslen Sivaslı olan bir Türk söz yazarı ve şarkıcıdır. Idool 2003 yarışmasına katılmasının ardından yarışmayı kazanamamış olmasına rağmen albüm teklifi almayı başarmıştır.

2005 yılında ise ilk albümü olan Sweat’te bulunan Stir Me Up şarkısıyla hem Türkiye’de hem de Belçika’da önemli bir popülarite kazanmıştır. Daha sonra Türkiye’ye yerleşerek ikinci albüm olarak Hadise’yi dinleyiciyle buluşturmuştur.

Bu albümde yer alan ‘Deli Oğlan’ isimli şarkısıyla ülkede tanınmıştır. Hemen ardından 2009 yılında Eurovision yarışmasında ülkemizi temsil edip önemli başarılara imza atmıştır. Tüm albümleri ve şarkılarıyla dünya çapında tanınan bir isim olan Hadise, 169 cm boyundadır.

Paylaşın

NASA’dan Çarpıcı “Kara Delik” Animasyonu

NASA, kara delikler hakkında bir animasyon yayınladı. Kara delikler çekim alanı her türlü maddesel oluşumun ve ışınımın kendisinden kaçmasına izin vermeyecek derecede güçlü olan, büyük kütleli gök cisimleri şeklinde tanımlanmakta.

Evrende bilinen en büyük kara deliklerden biriyse TON-618 adlı dev cisim. Bilim insanlarının “canavar” diye nitelediği bu cismin kütlesi 2004’te ölçülmüştü. Ölçümler, TON-618’in kütlesinin Güneş’in 66 milyar katı olduğunu göstermişti.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi NASA, süper kütleli kara deliklerin ulaşabildiği korkutucu boyutları gözler önüne seren bir animasyon yayımladı.

Animasyonda Güneş’ten giderek uzaklaştıkça rastlanabilecek devasa kara deliklerin konumları, tahmini görünüşleri ve isimleri yer alıyor.

Evrenin dev cisimleri olan bu kara delikler, Güneş’in kütlesinin yaklaşık 100 bin katından başlıyor ve milyarlarca katı kütleye ulaşabiliyor.

Süper kütleli kara delikler, galaksilerin merkezlerinde yer alıyor. Örneğin Güneş Sistemi’ni ve dolayısıyla Dünya’yı barındıran Samanyolu Galaksisi’nin merkezinde de Sagittarius A* adlı bir süper kütleli kara delik var.

Bu kara delik de Güneş’in yaklaşık 4 milyon katı kütleye sahip ve Dünya’dan sadece 26 bin ışıkyılı uzaklıkta.

Ancak bundan çok daha büyük kara delikler olduğu biliniyor. Örneğin görüntülenen ilk kara delik unvanını taşıyan M87’nin kütlesi Güneş’in 5,37 milyar katı.

NASA’nın Goddard Uzay Uçuş Merkezi’nden teorik astrofizikçi Jeremy Schnittman, “Çoğu Hubble Uzay Teleskobu’nun yardımıyla yapılan doğrudan ölçümler, 100’den fazla süper kütleli kara deliğin varlığını doğruluyor” ifadelerini kullanıyor.

Bilim insanı, “Peki nasıl bu kadar büyüyorlar? Galaksiler çarpıştığında merkezlerindekideki kara delikler de sonunda birleşebiliyor” diye de ekliyor.

Öte yandan evrendeki tüm kara delikler süper kütleli cisimler değil. Zira bilinen en küçük kara delikler, Güneş’in yaklaşık beş katı kütleye sahip.

Yıldız kütleli kara delik adı verilen bu cisimler, yaşamının sonuna gelmiş iri bir yıldızın kendi içine çöken çekirdeğinden oluşuyor.

Yıldız kütleli karadeliklerin üst sınırı da Güneş’in kütlesinin yaklaşık 65 katı kadar.

Evrende bilinen en büyük kara deliklerden biriyse TON-618 adlı dev cisim. Bilim insanlarının “canavar” diye nitelediği bu cismin kütlesi 2004’te ölçülmüştü.

Ölçümler, TON-618’in kütlesinin Güneş’in 66 milyar katı olduğunu göstermişti.

Astrofizikçilerin kara delikler için belirlediği teorik üst kütle sınırı ise Güneş’in yaklaşık 50 milyar katı.

Bu yüzden bilim insanları, evrenin ve kara deliklerin teorik tahminlere meydan okumakta çok iyi olduğunu vurguluyor.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

Millet İttifakı Adayı Kılıçdaroğlu’ndan Sığınmacılar Videosu

Sosyal medya hesabından “Sığınmacılar. Kaçaklar.” başlığıyla bir video yayınlayan Kılıçdaroğlu, “Sığınmacı konusu, asla ama asla ırkçı bir zemine taşınmayacak. Sorun zaten, bir ırk sorunu değil. Bizim sığınmacı sorunumuz, temelde bir kaynak sorunu. Açık söylemek gerekiyor ki; Türkiye, geniş Akdeniz Havzası ve tüm Avrupa için bambaşka bir vizyon çizmek zorundadır” dedi.

Haber Merkezi / Akdeniz Havzası’nın, iklim krizinin en şiddetli şekilde yaşandığı bölge olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Bu havza, tüm dünyadan yüzde 20 daha fazla ısınıyor. Aynı ekosistemi paylaşan 500 milyon insandan bahsediyoruz. Bu yüzden Akdeniz Havzası ülkelerine liderlik etmek zorundayız. Sığınmacı, kaçak sorununu da bu büyük meselenin parçası olarak okumalıyız. Hep beraber oturup, bu sorunu çözeceğiz” ifadelerini kullandı.

Sığınmacılar hakkında seçimlerden önce son kez konuştuğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, “Bu işi çözeceğiz demek için bu videoyu çekiyorum. Kimseyi korkutmak değil amacım, ancak açık konuşmam gerekiyor. Bütün analizler gösteriyor ki, önlem almazsak Fırat ve Dicle önümüzdeki 20 yıl içinde kuruma riski ile karşı karşıya kalacak” dedi.

Bu durumun sadece Türkiye’nin Güney Doğu Bölgesi’nde tarımın zarar görmesi, hidroelektrik santrallerinin işlevini kaybetmesi ve ciddi bir susuzluk yaşanması anlamına gelmediğini, aynı zamanda hem Türkiye hem güney komşuları Suriye ve Irak’ta yaşayan toplam 60 milyondan fazla insanın kıtlık ve susuzlukla karşı karşıya kalması anlamına geldiğini vurgulayan Kemal Kılıçdaroğlu, “Önlem alınmaması durumunda Suriye ve Irak’tan aç mültecilerin Türkiye’ye akın edeceğini” belirtti.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından, “Sığınmacılar. Kaçaklar.” başlığıyla bir video yayınladı. Kılıçdaroğlu, videoda şu ifadeleri kullandı:

“Sevgili halkım,

Seçime çok az kaldı. Sığınmacılar ile ilgili son kez karşınızdayım. Bu işi çözeceğiz demek için bu videoyu çekiyorum. Sığınmacı konusu, asla ama asla ırkçı bir zemine taşınmayacak. Sorun zaten, bir ırk sorunu değil. Bizim sığınmacı sorunumuz, temelde bir kaynak sorunu.

Kimseyi korkutmak değil amacım, ancak açık konuşmam gerekiyor. Bütün analizler gösteriyor ki, önlem almazsak Fırat ve Dicle önümüzdeki 20 yıl içinde kuruma riski ile karşı karşıya kalacak. Bu durum, sadece Türkiye’nin Güneydoğu Bölgesi’nde tarımın zarar görmesi, hidroelektrik santrallerimizin işlevini kaybetmesi ve ciddi bir susuzluk yaşanması anlamına gelmiyor. Hem Türkiye hem güney komşularımız, Suriye ve Irak’ta yaşayan toplam 60 milyondan fazla insanın kıtlık ve susuzlukla karşı karşıya kalması demek. Önlem almazsak Suriye ve Irak’tan aç mültecilerin Türkiye’ye akın etmesi demek.

Türkiye’nin suyu, enerjisi, alt yapıları kendi insanlarının ihtiyaçlarını yanıt verebilecek durumda değil. Tüm bunların üzerinde ülkemiz böyle bir yükü daha fazla kaldıramaz. İnanın mümkün değil. Bunu çözmek zorundayız. Eğer Türkiye kendi altyapısını, suyunu kaybederse Avrupa şunu anlamak zorundadır ki, bırakın bu sığınmacıları ve kaçakları barındırmayı, Türkiye’nin vatandaşlarını dahi tutamayız. Avrupa Birliği, rüşveti verdim kurtuldum kafasından çıkmak zorundadır. Açık söylemek gerekiyor ki; Türkiye, geniş Akdeniz Havzası ve tüm Avrupa için bambaşka bir vizyon çizmek zorundadır.

Bakın, Akdeniz Havzası iklim krizini en şiddetli yaşayan bir bölge. Bu havza, tüm dünyadan yüzde 20 daha fazla ısınıyor. Aynı ekosistemi paylaşan 500 milyon insandan bahsediyoruz. Bu yüzden Akdeniz Havzası ülkelerine liderlik etmek zorundayız. Sığınmacı, kaçak sorununu da bu büyük meselenin parçası olarak okumalıyız.

Hep beraber oturup, bu sorunu çözeceğiz. Önce, Suriyelileri en geç iki yıl içinde Türkiye, Avrupa Birliği ve Akdeniz bölgesi ülkeleri olarak vatanlarına kavuşturmak için birlikte çalışacağız. Suriye yönetimi ile görüşeceğiz. Buradan gidenlerin, can ve mal güvenliği için meşru hükümetle protokol yapacağız ve Avrupa Birliği ile Birleşmiş Milletler bu protokole dahil olacak.

Avrupa Birliğine: “Ya çözüm için birlikte çalışacağız ya da birlikte mahvolacağız

Suriye’ye gidecek sığınmacıların; evlerini, okullarını, yollarını, kreşlerini bu iş birliğinden çıkan fonlarla Türk müteahhitler yapacak. Hem ülkemiz hem Suriyeliler kazanacak. Ama bu fonların bir kısmı ile de Türkiye’nin iklim direncini arttıracağız. Buna zorunluyuz, buna dahil olmayı mecburlar. Yoksa ne Irak ne Suriye kalacak. Herkes Avrupa’nın kapılarına dayanacak. Türkiye’nin iklim mültecilerine bir tampon olma ihtimali yok. Türkiye kendi insanını durduramaz.

Bu yüzden başlatacağımız bu dönüşümle Akdeniz havzası ülkelerine vizyonumuz ile liderlik edeceğiz. Avrupa Birliği ile birlikte bu sorunu çözeceğiz. Hem iklim direncimiz artırılacak hem bölge tarımı ayağa kaldırılacak hem ticaret gelişecek hem de herkes kendi toprağında huzur içinde yaşayacak. Dediğim gibi yoksa ne Suriye ne Irak ne de Avrupa Birliği kalır. Ben şimdi Avrupa Birliği’ne sesleniyorum, Akdeniz Havzası ülkelerine sesleniyorum; ya birlikte çalışmayı, iş birliği yapmayı öğreneceğiz ya da hep birlikte yok olacağız. Hepsi bizim elimizde.”

Paylaşın

Millet İttifakı Adayı Kılıçdaroğlu’ndan “Kirli İşler” Paylaşımı

Sosyal medya hesabından, “Kirli işler” başlığı ile video yayımlayan Kılıçdaroğlu, “Bu seçimi, manipüle etmek için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Çünkü bu onlar için hayat memat meselesi. Ya bitecekler, ya kalacaklar. Düşünün, kendinizi bir an için onların yerine koyun. Şu ana kadar başarılı oldukları şeyler de yok değil” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Mesela, halktan çalınan 418 milyar doları geri alacağım dediğim kampanya filmimizin televizyonlarda yayınlanmasını engellemeyi başardılar. Eyvallah, ben de defalarca kendilerine sert olacağımı söylemiştim. Dolayısıyla yiğide savaş, bayramdır, unutmayın. Yiğide savaş bayramdır. Böyle gelsinler, hepsi gelsin.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından, “Kirli işler” başlığı ile video yayımladı.

Kılıçdaroğlu yayımladığı videoda şu ifadeleri kullandı:

“Sevgili halkım; bundan aylar önce ‘önümüzde uzun bir mücadele, ıstırap dolu bir süreç ve korkunç kara propagandalar var’ demiştim. Tam da beklediğim gibi oluyor. Büyük çaplı ve bol kaynaklı iftira kampanyaları. Ve muhalefeti engelleme çabalarıyla karşı karşıyayız.

Hileciler, yalancılar, düzenbazlar, kışkırtıcılar, troller, sabotajcılar, lüks hayat yaşayan çete patronlarının parasıyla bir araya getirildi. Ayrıca Erdoğan’ın prens ve prenseslerini, milyar dolarlık vakıfları, kirli kampanya merkezlerine dönüştürüldü. Şimdi bu çeteler ve kirli vakıfların himayesinde çok tehlikeli oyunlar oynuyorlar. Türk milletini birbirine düşürüyorlar.

Bu seçimi, manipüle etmek için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Çünkü bu onlar için hayat memat meselesi. Ya bitecekler, ya kalacaklar. Düşünün, kendinizi bir an için onların yerine koyun. Şu ana kadar başarılı oldukları şeyler de yok değil.

Mesela, halktan çalınan 418 milyar doları geri alacağım dediğim kampanya filmimizin televizyonlarda yayınlanmasını engellemeyi başardılar. Eyvallah, ben de defalarca kendilerine sert olacağımı söylemiştim. Dolayısıyla yiğide savaş, bayramdır, unutmayın. Yiğide savaş bayramdır. Böyle gelsinler, hepsi gelsin.”

Paylaşın

Kılıçdaroğlu, Mansur Yavaş Ve Ekrem İmamoğlu’nun Görevlerini Açıkladı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı ve Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükeşehir Belediye Başkanı (ABB) Mansur Yavaş ile beraber sosyal medyadan halka seslendi.

‘Yiğitlerim’ başlıklı videoda, 14 Mayıs seçimlerinin kazanılması durumunda iki belediye başkanının alacağı görevler de paylaşıldı.

Kılıçdaroğlu, İmamoğlu’nun görevinin, “Türkiye’yi afetlere hazırlayarak kentlerin dirençliliğini artırmak”; Yavaş’ın görevinin ise “Sosyal politikalarla hane ekonomisini hızla güçlendirerek ve aile destekleri sigortasından kadın istihdamına kadar yoksullukla mücadele ederek, Türkiye’yi geliştirecek ve güçlendirecek teknolojik atılımlarla tarımsal kalkınmayı hayata geçirmek” olacağını söyledi.

Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

“Sevgili milletim bugün size cumhurbaşkanı yardımcılarım ile sesleniyorum. Ekrem Başkanım solumda, Mansur Başkanım da sağımda. Son günlerde olan olayları lütfen artık boş verelim. Biz işimize bakıyoruz, siz bakmayın onlara. Bu ülkenin gündemi provokasyonlar olamaz. Halkımızın gündeminde ne var biliyor musunuz? Ekonomik sıkıntılar, mutfaklarda yangın var. Kira derdi var. Dahası depremler, seller var. Ülkemizde olan ve olması muhtemel afetler var… Bu yüzden doğru şehirleşmeye doğru konut politikalarıyla kentlerimizi güçlendirmeye güçlü yapılara ihtiyacımız var. Türkiye’yi afetlere hazırlamak ve kentlerimizin dirençliliğini artırmak istiyorum. Bu görevi en iyi kim yapar? Tabii Ekrem Başkan yapar. İstanbul’da ve dünya tarihinde 10 metroyu aynı anda yapan bir kişi var, bu görevi ona vereceğiz. Bu berbat şehirleşmeyi bitirecek olan yiğit odur.

Gündemimizdeki diğer konu ne? Sosyal politikalar. Hane ekonomisini hızla güçlendirmemiz gerekiyor. Aile destekleri sigortasından kadın istihdamına kadar yoksullukla mücadelede yapacak çok işimiz var. Bunun yanında Türkiye’yi geliştirecek ve güçlendirecek teknolojik atılımları tarımsal kalkınmayı hayata geçirmemiz lazım. Bu görevi hangi yiğit yapar? Doğal olarak onu da Mansur Başkanımız yapar. Bu konuda Ankara’da devraldığı kötü yönetimi halkçı politikalarla hızla bambaşka bir yere taşıyan peşi sıra etkili projelere imza atan Mansur Başkanıma güvenirim. Ülkenin teknolojileri konusunda da ona güveneceğim.”

Kılıçdaroğlu’nun ardından iki belediye başkanı da söz aldı. Ekrem İmamoğlu şöyle konuştu:

“Bu güzel ülke son 20 yıl içinde en büyük yıkımı ne yazık ki kentlerde yaşadı. Çoklu kanun, kurum ve yönetmelikle, partizanlık ve ayrımcılıkla kentlerimiz ne yazık ki çağdaş dünyanın çok gerisinde kaldı. Belediyecilik ve dünyanın en büyük kenti İstanbul’da elde ettiğim deneyimle ikinci yüzyılda kentleri en çağdaş seviyeye taşıma ve özellikle plansız otobanlarla değil birbirine bağlı raylı sistemlerden hava yolu kara yolu entegre bir ağ olarak Türkiye’yi dünyanın en önemli lojistik merkezlerinden birine dönüştürmeyi bütün kentlerimizi bütün yerleşim yerlerimizi depreme dayanıklı ve uygar bir sürece kavuşturmayı ülkenin mutluluğu için hazırız.”

Mansur Yavaş da şu ifadeleri kullandı:

“Sosyal devlet anlayışını yeniden yapılandırarak hiç kimsenin yatağa aç girmediği açıkta kalmadığı eğitimden ve protein hakkından mahrum kalmadığı bir yapıyı yeniden inşallah inşa edeceğiz. Çiftçinin sırtından döviz yükünü kaldırmak suretiyle kırsal kalkınma desteklerimizle çalışan üreten kendi ülkesine yeten bir modeli mutlaka kavuşturacağız. Karada havada mavi vatanda ve siber uzayda yedi bölgede 81 ilde önemli stratejik ve milli teknolojik çalışmalarına liyakatlı kadrolar ve ülkemizin pırıl pırıl gençleriyle mutlaka başarılara imza atacağız”

Paylaşın

Davutoğlu’ndan “Sünni” Paylaşımı: Kemal Bey’i Çok İyi Anlıyorum

Davutoğlu, Kılıçdaroğlu’nun “Alevi” notuyla paylaştığı videonun ardından paylaştığı “Sünni” başlıklı videosunda, “Bir Sünni olarak Kemal Bey’i çok iyi anlıyorum. Çünkü ben de bir Sünni olarak dışlandığımı fark ettim” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “28 Şubat’ta eşim, kızlarım başörtüsü dolayısıyla Sünni olarak dışlandılar. Ben de akademisyen olarak ideolojik gerekçeler dolayısıyla Türkiye’nin özgür bilinen üniversitelerine akademisyen olarak kabul edilmedim.”

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı ve Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Alevi” notuyla paylaştığı videonun ardından “Sünni” başlığıyla bir video yayımladı.

Davutoğlu’nun videodaki açıklamaları şöyle:

“Kemal Bey’in videosunu izlediğimde medeniyetlerin kültürlerin harmanlandığı Anadolu tarihi geldi aklıma. Ben de Torosların zirvesinde bir Sünni Yörük Türkmen obasında doğdum. Horasan’ı Anadolu’ya taşıyan bir oba. Babaannem öyle derdi; Horasan’dır bizim ilimiz, İsfahan’dan geçti yolumuz, kalktık göçtük bu diyarlara. Köyümüzün adı bugün Taşkent ilçe. Ama aslı Pirlerkondu’udu. Pir’di köyün adı.

Karşı cephedeki kayanın adı kıble kayası, parkın adı mihrap, parkın sırtını verdiği tepenin adı Erenler tepesiydi, çeşmenin adı da Sultan Alaaddin Keykubat’a atfen Sultan çeşmesi. Yani Selçuklu Devleti’nin ve Anadolu’daki Horasan izlerinin yaşadığı bir ortamda doğdum. Ve Cumhuriyetimizin verdiği imkanlarla ben de nice makamlara geldim

Kemal Bey bir Alevi olarak samimi olarak hislerini ifade ederken ben de bir Sünni olarak ifade edeyim. Sünniler ve Aleviler için Pir-i Türkistan, Hoca Ahmet Yesevi’ydi benim adımı aldığım Hoca Ahmet Yesevi.

Kim böldü bizi kim ayırdı? Ve nasıl bu nehirleri birleştireceğiz? Evet ben bir Sünniyim ama Alevi vatandaşların haklarını savunmak önce benim görevim.

Hacı Bektaşi Veli benim de pirimdir Mevlana gibi. Onun için Alevi vatandaşlarımız Hacı Bektaşi Veli’nin huzuruna dergahına müze olduğu için ücretle giriyoruz bunu kaldırsanız sayın başbakanım dediklerinde, Ankara’ya döner dönmez yaptığım ilk işim o olmuştu.

Alevi dedelerimiz bana ‘can Ahmet’ derler. Çünkü bilirler ki ben hiç fark gözetmedim.

Ben bir Sünni olarak Kemal Bey’i çok iyi anlıyorum. Çünkü ben de bir Sünni olarak dışlandığımı fark ettim. 28 Şubat’ta eşim, kızlarım başörtüsü dolayısıyla Sünni olarak dışlandılar. Ben de akademisyen olarak ideolojik gerekçeler dolayısıyla Türkiye’nin özgür bilinen üniversitelerine akademisyen olarak kabul edilmedim.”

Paylaşın

Millet İttifakı Adayı Kılıçdaroğlu’ndan “Alevi” Paylaşımı

Sosyal medya hesabından “Alevi” notuyla videolu bir paylaşım yapan Kılıçdaroğlu, “İlk oyunu verecek olan sevgili evlatlarım. Ben Aleviyim; Hak, Muhammet, Ali inancıyla yetişmiş samimi bir Müslümanım” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Allah’ın verdiği bir canım var; kul hakkı yemem, harama beytülmale el uzatmam. Atatürk’ün bize armağan ettiği bu güzel ülkede her şeyden uzak ve yoksul bir evde doğdum. Cumhuriyetin bize verdiği fırsatlar sayesinde okudum. Mesleğim oldu, ailemi kurdum. Kimliklerimiz bizi biz eden varlığımızdır ve elbette onurla sahip çıkmamız gerekir.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı ve Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından “Alevi” notuyla videolu paylaşım yaptı.

Gençlere seslenen Kılıçdaroğlu, videoda şu ifadeleri kullandı:

“Bu gece sizinle çok hassas bir konuyu konuşmanın vakti geldi. Görüyor musunuz gençler, duyuyor musunuz Türkiye’de başlamak üzere olan yeni hayatın sesleri bunlar. Dünyanın hemen kıyısında duruyoruz. Ya bu eşiği aşarak hak ettiğimiz yere kavuşacağız ya da özlemle baktığımız dünyayı sadece izlemekle yetineceğiz.

İlk oyunu verecek olan sevgili evlatlarım. Ben Aleviyim; Hak, Muhammet, Ali inancıyla yetişmiş samimi bir Müslümanım. Allah’ın verdiği bir canım var; kul hakkı yemem, harama beytülmale el uzatmam. Atatürk’ün bize armağan ettiği bu güzel ülkede her şeyden uzak ve yoksul bir evde doğdum.

Cumhuriyetin bize verdiği fırsatlar sayesinde okudum. Mesleğim oldu, ailemi kurdum. Kimliklerimiz bizi biz eden varlığımızdır ve elbette onurla sahip çıkmamız gerekir. Onları seçemez, onlarla doğar, yaşar ve ölürüz. Ancak hayatta seçebileceğimiz çok önemli şeyler var. İyi bir insan olmayı, dürüst, ahlaklı , vicdanlı, erdemli olmayı ve adil olmayı seçebiliriz. Ve bu seçimler hem bizi hem de içinde bulunduğumuz toplumu hızla değiştirebilir.

Sevgili genç arkadaşlarım önümüzde ülke olarak bir eşik var ve bu eşiği hep birlikte aşabilmek için sana ihtiyacımız var. Unutma tek bir oyunla sen bu can yakan mezhep, bataklığına dönüştürülen Orta Doğu’dan çekip çıkaracaksın.

Artık kimlikleri değil, başarıları konuşacağız. Artık ayrışmaları ve farklılıkları konuşmayacağız. Ortaklıklarımızı ve ortak hayallerimizi konuşacağız. Bu değişim seferimize katılacak mısın? Bu değişimde benimle birlikte duracak mısın? Alevi olmaz diyen bu sisteme, doğru olan, dürüst olan, ahlaklı olan olur, diyecek misin?

Son bir el verecek misin? Bu ayrıştırıcı sistemi kökünden yıkmaya hazır mısın? Gelin gençler, gelin bu eşiği hep birlikte aşalım. Böylesine hayati bir eşikte tek bir oyu bile ziyan.”

Paylaşın