Ticari Kredi Faizleri Yüzde 75’e Dayandı: Krediler Üst Yönetime Soruluyor

Bankacılık sektörü kaynaklarının verdiği bilgiye göre bazı bankalarda yüzde 52 seviyesinde olan ticari kredi faizi yeni haftaya yüzde 59 seviyesinden başladı. Bu 7 puanlık artış neredeyse bir haftada ticari kredi faizinin yüzde 13,5 artışa uğradığını gösteriyor.

Bazı bankaların internet sitelerinde yer alan bilgilere göre ise ticari kredi faizinde yüzde 75’e kadar çıkan oranlar göze çarpıyor. Bankacılık sektörü kaynakları ortalamada ise yüzde 59-65 arasında ticari kredi faizleri ağırlıklı.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) sürpriz faiz kararının piyasalara yansımaları sürüyor. Karar sonrası ihtiyaç ve ticari faizlerinde sert yükselişler yaşandı.

Ekonomi Gazetesi’nde yer alan habere göre, bankacılık sektörü yeni haftaya tüm kredi kanallarında faiz artışıyla başladı. Merkez Bankası’nın geçen haftaki 500 baz puanlık faiz artırımı kredi faiz oranlarına hemen yansıdı.

Bankalar ihtiyaç kredi faizlerini 40-200 baz puan arasında yükseltirken, ticari kredi faizlerinde de 700 baz puanlık artırımlar gerçekleşti. İhtiyaç kredisinde aylık yüzde 6 seviyeleri, ticari kredi faizinde ise yıllık yüzde 59-75 seviyeleri artık normalleşti.

Ticari kredi faizi 75’e çıkıyor

Bankacılık sektörü kaynaklarının verdiği bilgiye göre bazı bankalarda yüzde 52 seviyesinde olan ticari kredi faizi yeni haftaya yüzde 59 seviyesinden başladı. Bu 7 puanlık artış neredeyse bir haftada ticari kredi faizinin yüzde 13,5 artışa uğradığını gösteriyor.

Bazı bankaların internet sitelerinde yer alan bilgilere göre ise ticari kredi faizinde yüzde 75’e kadar çıkan oranlar göze çarpıyor. Bankacılık sektörü kaynakları ortalamada ise yüzde 59-65 arasında ticari kredi faizleri ağırlıklı.

Bankacılık sektörü kaynaklarının verdiği bilgiye göre bankalarda üst yönetimlerinin uyguladığı kısıtlar da bulunuyor. Bazı bankalarda 500 bin-1 milyon arası ticari kredi talepleri banka üst yönetimine sorulmadan onaylanamazken, en fazla 200-300 milyon lira seviyesinde kredilere şubeler karar verebiliyor.

Paylaşın

Merkez Bankası’nın Rezervlerinde Düşüş Devam Ediyor

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) toplam rezervleri geçen hafta yaklaşık 4.1 milyar dolar azalışla 123.8 milyar dolara geriledi. Bankanın swap hariç net rezervin ise 65 milyar dolar civarına geriledi.

Cumhuriyet’te yer alan habere göre; Reuters’ın hesaplamalarına başvurduğu dört bankacı bir önceki hafta 19.6 milyar dolar olarak açıklanan net rezervlerde 22 Mart haftasında 4.4-4.6 milyar dolar bandında düşüş gerçekleştiğini hesapladı. Buna göre net rezerv yaklaşık 15.1 milyar dolara gerilemiş olacak.

TCMB geçen hafta piyasalarda sürpriz etkisi yaratan 500 baz puan faiz artışına gitti. Bankacılar verilerin ayrıntılarına bakıldığında rezerv kayıplarının neredeyse tamamının haftanın ilk üç günü yani TCMB faiz kararı öncesi gerçekleştiğine dikkat çektiler.

Swap hariç net rezervler eksi 65 milyar dolar

Bankacıların hesaplamalarına göre TCMB toplam rezervleri geçen hafta yaklaşık 4.1 milyar dolar azalışla 123.8 milyar dolara geriledi. Hesaplamalar, swap hariç net rezervin ise geçen hafta yaklaşık 5.5 milyar dolar azalışla eksi 65 milyar dolar civarına gerilediğini gösteriyor.

TCMB, döviz rezervini ihracatçıların gelirlerinin yüzde 40’ını almak başta olmak üzere çeşitli düzenlemeler katkısıyla düzenli olarak artırıyor. İhracat döviz gelirleri yılda 100 milyar dolarlık rezerv katkısı sağlıyor. Kur korumalı mevduattan dövize geçenler ile ithalat ödemeleri kaynaklı döviz talebi ise TCMB rezervlerine düşüş yönlü etki yaratan ana unsurlar.

Bunlara ek olarak son haftalarda rezervlerde düşüş yönünde, lokal döviz talebi ve enerji ithalatı gibi ödemeler dengesi kaynaklı dönemsel etkiler de görülüyor. TCMB’nin ihracat döviz alımları, ithalatçılara yaptığı döviz ödemeleri, kur korumalı mevduat (KKM) için yaptığı döviz ödemeleri ve kamuya satışları haftalık döviz alım-satımı olarak özetleniyor.

Bu işlemler 8 Mart haftasında döviz rezervlerinde 8.5 milyar dolar düşüş yaratırken, 15 Mart haftasındaki etki ise 5.5 milyar dolar olmuştu. Bankacılar geçen haftaki döviz alım satım farkını ise yaklaşık 5 milyar dolar hesaplanıyor. Bu kalemler geçen yıl Haziran-Aralık döneminde belirgin rezerv katkısı yaratmıştı.

Bankacılar verileri TCMB bilanço ve sektöre ilişkin öncü verilerden hesaplıyor. Resmi veri bu hafta perşembe günü saat 1430’da açıklanacak. TCMB konuya ilişkin yorum yapmadı.

Paylaşın

Bireysel Kredi Kartı Borçları 6 Yılda 15 Kat Arttı

CHP Milletvekili Türker Ateş, “2018 yılında 87 milyar 538 milyon lira olan toplam kredi borcu son altı yılda yüzde 1396 artarak 15 katına çıktı. Toplam kredi kartı borcu 1 trilyon 309 milyar lirayı aştı” dedi ve ekledi:

“2018 yılında tüketici kredileri borç toplamı 403 milyar, taşıt kredilerinde 7 milyar, ihtiyaç kredilerinde 203 milyardı. Bu yılın 11’inci haftasında tüketici kredi borcu 1 trilyon 594 milyarı, taşıt kredi borcu 92 milyarı ve ihtiyaç kredi borcu 1 trilyon 60 milyarı aştı. Sadece konut kredilerindeki artış sınırlı kaldı. Konut kredi borcu 192 milyar liradan 441 milyara çıktı.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bolu Milletvekili ve Sanayi ve Enerji Komisyonu üyesi Türker Ateş, 2018 yılından beri hem bireysel kredilerde hem de kredi kartı borçlarında yaşanan astronomik artışlara dikkat çekti.

Sol Haber’in aktardığına göre; En yüksek artışın kredi kartlarında yaşandığına dikkat çeken Ateş, “Ekonomi uçacaktı, borçlar uçtu. 2018 yılından beri bireysel kredi kartı borçları 15 katına çıktı. 2024 yılında kredi kartı borçları 1 trilyon 309 milyar lirayı aştı” dedi.

İhtiyaç, taşıt ve konut kredilerinde de çok ciddi artışlar olduğuna dikkat çeken Ateş, “2018’den beri, borçlanma tüketici kredilerinde 4, ihtiyaç kredilerinde 5, taşıt kredilerinde 12 katına çıktı. Konut kredileri hariç, tüm kredi türlerinde astronomik artışlar var. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde gırtlağımıza kadar borca battık” diye konuştu.

“Reel geliri düşen vatandaş, geçinebilmek için mecburiyetten bankalara koştu” diyen Ateş, şöyle konuştu: “Borçlanmadaki vahim tablo, iktidarın emeklimizi, asgari ücretlimizi enflasyona ezdirmedik söylemini çürütüyor. Enflasyon karşısında maaşı pula dönen yurttaş, soluğu bankalarda aldı. Maaşı faize gider oldu. 2018 yılında 87 milyar 538 milyon lira olan toplam kredi borcu son altı yılda yüzde 1396 artarak 15 katına çıktı. Toplam kredi kartı borcu 1 trilyon 309 milyar lirayı aştı.

2018 yılında tüketici kredileri borç toplamı 403 milyar, taşıt kredilerinde 7 milyar, ihtiyaç kredilerinde 203 milyardı. Bu yılın 11’inci haftasında tüketici kredi borcu 1 trilyon 594 milyarı, taşıt kredi borcu 92 milyarı ve ihtiyaç kredi borcu 1 trilyon 60 milyarı aştı. Sadece konut kredilerindeki artış sınırlı kaldı. Konut kredi borcu 192 milyar liradan 441 milyara çıktı.

Deprem kuşağındaki ülkemizin kentsel dönüşüme olan ihtiyacı da göz önüne alındığında bu sınırlı artış da sorgulanmalıdır. Son faiz kararı ile, bu borçların vatandaşa maliyeti çok daha zarar verici olacak. Pula dönen maaşlar da faize gidecek. Geçim derdi gün geçtikçe daha da artacak.”

Paylaşın

Bireysel Kredi Ve Kredi Kartı Borçları 3 Trilyona Dayandı

Vatandaşın bireysel kredi ve kredi kartı borçları 8 -15 Mart haftasında 2 trilyon 973 milyar lira oldu. Söz konusu haftada bireysel kredi borçları 1 trilyon 642 milyar lira, kredi kartı borçları ise 1 trilyon 330 milyar lira oldu.

Bankaların, icra takibine aldığı alacakları 54.6 milyar liraya çıkarken, batık tüketici kredilerinde yılbaşından bu yana 9.3 milyar liralık artış gözlendi.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) haftalık ekonomi raporuna göre bankalara ve diğer tüketici finansman kuruluşlarına bireysel kredi borcu bulunan vatandaşların sayısı ocakta geçen yılın aynı ayına göre 739 bin kişi daha artarak 40 milyon 30 bine ulaştı.

Aynı dönemler itibarıyla bankalara kredi kartı borcu bulunan vatandaşların sayısı 2 milyon 636 bin kişi artarak 36 milyon 825’e çıkarken, kredili mevduat borcu bulunanların sayısı da 1 milyon 297 bin artarak 28 milyon 865 bine çıktı.

Raporda Merkez Bankası’nın kredi kartı ve kredili mevduat hesaplarının faizinin aylık yüzde 5’e kadar çıkarılmasına olanak tanındığı ve tüketici kredisi faizlerinin de yükseldiği hatırlatılarak, tüketicilerin bankalara olan borçlarının yılın başından bu yana 245 milyar lira arttığı kaydedildi.

Sözcü’de yer alan habere göre, vatandaşın bireysel kredi ve kredi kartı borçları 8 -15 Mart haftasında 2 trilyon 973 milyar lira oldu. Söz konusu haftada bireysel kredi borçları 1 trilyon 642 milyar lira, kredi kartı borçları ise 1 trilyon 330 milyar lira oldu.

CHP’nin raporuna göre bankaların, icra takibine aldığı alacakları 54.6 milyar liraya çıktı. Batık tüketici kredilerinde yılbaşından bu yana 9.3 milyar liralık artış gözlendi.

Varlık yönetim şirketlerinin kontrolünde ise 41 milyar liralık batık tüketici kredisi alacağı bulunduğu belirtilen raporda vatandaşların faiz ve icra masrafları hariç 86 milyar liraya yakın icralık borcu bulunduğu belirtildi.

Paylaşın

Goldman Sachs’tan Merkez Bankası Yorumu: Üçüncü Çeyrekten İtibaren…

ABD merkezli çok uluslu yatırım bankası Goldman Sachs, Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz artırımına ilişkin yaptığı değerlendirmede, faiz artırımının tek seferlik bir adım olduğunu, bir faiz artırımı döngüsünün başlangıcı olmadığını kaydetti.

Öte yandan dünyanın en büyük bankalarından Deutsche Bank, Merkez Bankası’nın (TCMB) 500 baz puanlık faiz artışının ardından yeniden TL uzun pozisyonuna girme konusunda güvenli hissettiklerini belirtti.

Goldman Sachs, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) gerçekleştirdiği 500 baz puan büyüklüğündeki faiz artırımının enflasyon ve para biriminde değer kaybı beklentilerine yönelik tek seferlik bir adım olduğunu, bir faiz artırımı döngüsünün başlangıcı olmadığını kaydetti.

Goldman Sachs, ayrıca kararın fiyatlarda istikrarı sağlama ve ortodoks para politikasına geçiş konularında Merkez Bankası’nın güvenilirliğini artıracağını da belirtti.

Değerlendirmede “Yıllık enflasyonun yılın ikinci yarısında keskin bir düşüşe geçerek yıl sonunda yüzde 33’e gerilemesini ve TCMB’nin üçüncü çeyrekten itibaren para politikasını gevşetmeye başlayarak 2024 sonunda yüzde 32,5’e ulaşmasını beklemeyi sürdürüyoruz” denildi.

Deutsche Bank’tan TL yorumu

Deutsche Bank, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) 500 baz puanlık faiz artışının ardından yeniden TL uzun pozisyonuna girme konusunda güvenli hissettiklerini belirtti. Deutsche Bank’tan Oliver Harvey, Christian Wietoska ve Yiğit Onay’ın hazırladığı 21 Mart tarihli raporda Türk lirasında uzun pozisyona yeniden güven duyulduğu belirtildi.

Raporda bankanın 10 gün önce, TCMB rezervlerinde yaşanan baskı dolayısıyla yaklaşan seçim ve enflasyonda yukarı yönlü sürpriz yaşanan bir ortamda uzun vadeli Türk lirası carry trade pozisyonlarında kâr alımı yaptığı, ancak TCMB’nin 500 baz puanlık faiz artışının ardından uzun pozisyonlara yeniden girme konusunda artan bir şekilde güven duyduğu belirtildi.

Yapılan son faiz artışının rezervler üzerindeki baskıları gevşeteceğini öngören banka Türkiye’nin dezenflasyon hedeflerinin gitgide daha gerçekçi göründüğüne vurgu yaptı. Bankanın raporunda cari dengenin daha iyi bir görünümde olduğu da ifade edildi.

Banka uzun vadeli TL pozisyonlarına yeniden girmek için daha güvenli olduğunu belirtse de seçimlerden sonra politik ekonomi tarafındaki risklerle ilgili de teyakkuzda kaldığını ifade etti. Türk lirasında yeniden iyimser tarafa geçtiğini açıklayan banka önümüzdeki aylarda toplam getiride önemli bir performans olabileceğini, içsel getirinin yüzde 10’a varabileceğini öngördü.

Fatih Karahan başkanlığında toplanan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizini yüzde 50 düzeyine yükseltti. Banka, şubat ayında politika faizini yüzde 45’te sabit tutmuştu.

Merkez Bankası’nın (TCMB) uzun süre faizlerin yüksek tutulacağına dair mesajlarına rağmen piyasada yıl sonuna doğru faiz indirimlerine başlanacağı beklentisi var. Politika faizinin yıl sonunda yüzde 37,5 seviyesinde olması bekleniyor. Merkez Bankası’nın (TCMB) düzenlediği ankete katılan ekonomistlerin yıl sonu politika faizi beklentilerinin medyanı ise yüzde 36,25 oldu.

Paylaşın

Bireysel Kredi Kartı Borçları 1 Trilyon 310 Milyar Lira

15 Mart haftası itibariyle bankaların bireysel kredi kartı alacakları da yüzde 0,8 azalışla 1 trilyon 309 milyar 721 milyon liraya yükseldi. Bireysel kredi kartı alacaklarının 581 milyar 626 milyon lirasını taksitli, 728 milyar 95 milyon lirasını taksitsiz borçlar oluşturdu.

Haber Merkezi / Öte yandan Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesapları aynı hafta itibariyle 8,11 milyar liralık düşüşle 2,29 trilyon liraya geriledi. Yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatları ise geçen hafta 1,7 milyar dolar artışla 182,8 milyar dolar oldu.

Merkez Bankası’nın (TCMB) brüt rezervleri, 15 Mart haftası itibariyle 130,5 milyar dolardan 127,9 milyar dolara geriledi. Net rezervler ise 20,8 milyar dolardan 19,6 milyar dolara düştü.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) 15 Mart ile biten haftaya ilişkin verileri açıkladı. Buna göre; Kur Korumalı Mevduat (KKM)hesapları 15 Mart haftası itibariyle 8,11 milyar liralık düşüşle 2,29 trilyon liraya geriledi. Böylelikle KKM’de eylül ayından bu yana en yavaş düşüş kaydedildi.

BDDK tarafından yayınlanan haftalık bültene göre, tüketici kredilerinin tutarı, 15 Mart itibarıyla 1 milyar 691 milyon lira azalışla 1 trilyon 594 milyar 241 milyon liraya geriledi. Söz konusu kredilerin 441 milyar 261 milyon lirası konut, 92 milyar 761 milyon lirası taşıt ve 1 trilyon 60 milyar 219 milyon lirası ihtiyaç kredilerinden oluştu.

Bu dönemde taksitli ticari kredilerin tutarı 15 milyar 23 milyon lira artarak 1 trilyon 574 milyar 46 milyon liraya çıktı.

Bankaların bireysel kredi kartı alacakları da yüzde 0,8 azalışla 1 trilyon 309 milyar 721 milyon liraya yükseldi. Bireysel kredi kartı alacaklarının 581 milyar 626 milyon lirasını taksitli, 728 milyar 95 milyon lirasını taksitsiz borçlar oluşturdu.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 15 Mart ile biten haftaya ilişkin para ve banka istatistiklerini açıkladı. Buna göre, ilgili haftada brüt rezervler 130,5 milyar dolardan 127,9 milyar dolara geriledi. Net rezervler ise 20,8 milyar dolardan 19,6 milyar dolara düştü.

Merkez Bankası’nın (TCMB) net döviz pozisyonundaki bozulma da sürdü. İlgili haftada swap hariç net rezervler eksi 59,7 milyar dolar oldu. Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatları geçen hafta 1,7 milyar dolar artışla 182,8 milyar dolar oldu.

Parite etkisinden arındırıldığında ise yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatı 2 milyar dolar arttı. Bu veri setine göre, gerçek kişilerde döviz mevduatları 1,5 milyar dolar, tüzel kişilerde ise 475 milyon dolar arttı.

Paylaşın

‘Kur Korumalı Mevduat’ 2,29 Trilyon Liraya Geriledi

15 Mart ile biten hafta itibariyle Kur Korumalı Mevduat (KKM)hesapları 15 Mart haftası itibariyle 8,11 milyar liralık düşüşle 2,29 trilyon liraya geriledi. Böylelikle KKM’de eylül ayından bu yana en yavaş düşüş kaydedildi.

Haber Merkezi / Öte yandan Merkez Bankası’nın (TCMB) brüt rezervleri, aynı hafta 130,5 milyar dolardan 127,9 milyar dolara geriledi. Net rezervler ise 20,8 milyar dolardan 19,6 milyar dolara düştü.

Ayrıca, bankaların bireysel kredi kartı alacakları da yüzde 0,8 azalışla 1 trilyon 309 milyar 721 milyon liraya yükseldi. Bireysel kredi kartı alacaklarının 581 milyar 626 milyon lirasını taksitli, 728 milyar 95 milyon lirasını taksitsiz borçlar oluşturdu.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) 15 Mart ile biten haftaya ilişkin verileri açıkladı. Buna göre; Kur Korumalı Mevduat (KKM)hesapları 15 Mart haftası itibariyle 8,11 milyar liralık düşüşle 2,29 trilyon liraya geriledi. Böylelikle KKM’de eylül ayından bu yana en yavaş düşüş kaydedildi.

BDDK tarafından yayınlanan haftalık bültene göre, tüketici kredilerinin tutarı, 15 Mart itibarıyla 1 milyar 691 milyon lira azalışla 1 trilyon 594 milyar 241 milyon liraya geriledi. Söz konusu kredilerin 441 milyar 261 milyon lirası konut, 92 milyar 761 milyon lirası taşıt ve 1 trilyon 60 milyar 219 milyon lirası ihtiyaç kredilerinden oluştu.

Bu dönemde taksitli ticari kredilerin tutarı 15 milyar 23 milyon lira artarak 1 trilyon 574 milyar 46 milyon liraya çıktı.

Bankaların bireysel kredi kartı alacakları da yüzde 0,8 azalışla 1 trilyon 309 milyar 721 milyon liraya yükseldi. Bireysel kredi kartı alacaklarının 581 milyar 626 milyon lirasını taksitli, 728 milyar 95 milyon lirasını taksitsiz borçlar oluşturdu.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 15 Mart ile biten haftaya ilişkin para ve banka istatistiklerini açıkladı. Buna göre, ilgili haftada brüt rezervler 130,5 milyar dolardan 127,9 milyar dolara geriledi. Net rezervler ise 20,8 milyar dolardan 19,6 milyar dolara düştü.

Merkez Bankası’nın (TCMB) net döviz pozisyonundaki bozulma da sürdü. İlgili haftada swap hariç net rezervler eksi 59,7 milyar dolar oldu. Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatları geçen hafta 1,7 milyar dolar artışla 182,8 milyar dolar oldu.

Parite etkisinden arındırıldığında ise yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatı 2 milyar dolar arttı. Bu veri setine göre, gerçek kişilerde döviz mevduatları 1,5 milyar dolar, tüzel kişilerde ise 475 milyon dolar arttı.

Paylaşın

Merkez Bankası, Politika Faizini Yüzde 50’ye Yükseltti

Fatih Karahan başkanlığında toplanan Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizini yüzde 50 düzeyine yükseltti. Banka, şubat ayında politika faizini yüzde 45’te sabit tutmuştu.

Haber Merkezi / Merkez Bankası’nın (TCMB) uzun süre faizlerin yüksek tutulacağına dair mesajlarına rağmen piyasada yıl sonuna doğru faiz indirimlerine başlanacağı beklentisi var. Politika faizinin yıl sonunda yüzde 37,5 seviyesinde olması bekleniyor. Merkez Bankası’nın (TCMB) düzenlediği ankete katılan ekonomistlerin yıl sonu politika faizi beklentilerinin medyanı ise yüzde 36,25 oldu.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) Fatih Karahan başkanlığında toplandı. Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 50 düzeyinde yükseltme kararı aldı.

Merkez Bankası (TCMB) tarafından karara ilişkin yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Para Politikası Kurulu (Kurul), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 45’ten yüzde 50 düzeyine yükseltilmesine karar vermiştir. Kurul ayrıca, operasyonel çerçevede değişikliğe giderek, Merkez Bankası gecelik vadede borçlanma ve borç verme oranlarının bir hafta vadeli repo ihale faiz oranına kıyasla -/+ 300 baz puanlık bir marj ile belirlenmesine karar vermiştir.

Şubat ayında aylık enflasyonun ana eğilimi, hizmet enflasyonu öncülüğünde, öngörülenden yüksek gerçekleşmiştir. Tüketim malı ve altın ithalatı yavaşlayarak cari dengedeki iyileşmeye katkı verirken, yakın döneme ilişkin diğer göstergeler yurt içi talepte dirençli seyrin sürdüğüne işaret etmektedir. Hizmet enflasyonundaki katılık, enflasyon beklentileri, jeopolitik riskler ve gıda fiyatları enflasyon baskılarını canlı tutmaktadır. Kurul, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının öngörüler ile uyumunu ve ücret artışlarının enflasyon üzerindeki etkilerini yakından takip etmektedir.

Kurul, enflasyon görünümündeki bozulmayı dikkate alarak politika faizinin artırılmasına karar vermiştir. Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır. Para politikasındaki kararlı duruş; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşürecek ve dezenflasyon 2024 yılının ikinci yarısında tesis edilecektir.

Kurul, makroihtiyati politikaları piyasa mekanizmasının işlevselliğini ve makro finansal istikrarı koruyacak nitelikte uygulamayı sürdürmektedir. Bu çerçevede, ay içinde yapılan düzenlemelerle finansal koşullar sıkılaştırılmış, para politikası aktarımı desteklenmiştir. Kredi büyümesi ve mevduat faizinde öngörülenin dışında gelişmeler olması durumunda parasal aktarım mekanizması desteklenmeye devam edilecektir. Likidite gelişmeleri yakından takip edilerek, gerektiğinde sterilizasyon araçlarının etkin şekilde kullanılması sürdürülecektir.

Kurul, politika kararlarını parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de dikkate alarak, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyecektir. Enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergeler yakından takip edilecek ve Kurul, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanacaktır.”

Paylaşın

Merkez Bankası’nın Swap Hariç Net Rezervleri Eksi 62.8 Milyar Dolar

Haftanın ilk iki günü Merkez Bankası’nın (TCMB) swap hariç net rezervlerde 1.7 ve 1.4 milyar dolarlık daha kayıp gözlendi. Böylece swap hariç net rezervler -62.8 milyar dolara gerileyerek 2 Haziran 2023’teki -61.2 milyar dolarlık tarihi zirvesini de geride bıraktı.

Bunun yanı sıra 22 Aralık’tan bu yana rezervlerdeki kayıp da 26 milyar 666 milyon dolara çıktı. Merkez Bankası yeni yönetiminin göreve geldiği ve ilk faiz artırımını yaptığı 23 Haziran haftasından 22 Aralık’a kadar 7 ayda topladığı 25 milyar 141 milyon dolar rezerv 12 hafta 1 günde kaybedildi.

Ekonomim’den Şebnem Turhan’ın haberine göre, yerel seçimler öncesi yükselen döviz talebi Merkez Bankası yeni yönetiminin göreve geldiğinden bu yana topladığı rezervlerin de erimesine yol açtı. Merkez Bankası verileri ve ekonomistlerin bu verilerden yaptığı hesaba göre haftanın ilk iki günü swap hariç net rezervlerde 1.7 ve 1.4 milyar dolarlık daha kayıp gözlendi. Böylece swap hariç net rezervler -62.8 milyar dolara gerileyerek 2 Haziran 2023’teki -61.2 milyar dolarlık tarihi zirvesini de geride bıraktı.

Bunun yanı sıra 22 Aralık’tan bu yana rezervlerdeki kayıp da 26 milyar 666 milyon dolara çıktı. Merkez Bankası yeni yönetiminin göreve geldiği ve ilk faiz artırımını yaptığı 23 Haziran haftasından 22 Aralık’a kadar 7 ayda topladığı 25 milyar 141 milyon dolar rezerv 12 hafta 1 günde kaybedildi.

Yurtiçi yerleşiklerin yoğun döviz talebi ve yabancıların çıkışı Merkez Bankası rezervlerini de olumsuz etkiliyor. Dolar/TL geçen yıl sonundan bu yana neredeyse 3 liralık yükseliş yaşarken, Euro/ TL 2.4 liraya yakın arttı. Dolar ve Euro’nun eşit ağırlığıyla oluşan döviz sepeti de aynı dönemde yüzde 10,98 yükseldi.

Döviz sepeti sadece mart ayında ise yüzde 6,12 yükselerek TL mevduat getirisini geride bıraktı. 20 günlük bu yükselişin TL mevduat getirisinin üzerinde olması ekonomistlere göre, yurtiçi yerleşiklerinin döviz talebinin devam etmesi riskini barındırıyor. Dolar yılbaşından bu yana yüzde 9,91, Euro/TL yüzde 7,26 yükseldi. Doların ve Euro’nun mart ayında TL karşısında yükselişi de yüzde 3,71 oldu.

Serbest piyasa ile fark 1 liraya dayandı

Döviz talebi özellikle fiziki döviz talebi serbest piyasa ile bankalararası piyasa arasındaki döviz fiyat farkının da açılmasına neden oldu. Dün neredeyse 1 liraya ulaştı bankalararası piyasa ile serbest piyasa arasındaki fiyat farkı. Bankalararası piyasada dolar 32.39 liradan satılırken serbest piyasada 33.12 liradan alıcı buldu. Euro ise bankalararası piyasada 35.12 liradan satıldı, serbest piyasada ise fiyat 35.90 lira oldu.

Tüm bu artan talep, kur korumalı mevduat dönüşleri bunun yanı sıra yabancının TL varlıklardan çıkışı Merkez Bankası rezervlerinde erimeyi hızlandırdı. Bankacılık uzmanlarının yaptığı hesaplamaya göre 15 Mart ile biten haftada ki Merkez Bankası bu verileri bugün açıklayacak, swap hariç net rezervlerde bir önceki haftaya göre 5.8 milyar dolar kayıp yaşandı. Böylece 15 Mart ile biten haftada swap hariç net rezervler -59.7 milyar dolara geriledi. Yeni hafta da yine ekonomistlerin hesaplamalarına göre kayıpla başladı.

Döviz talebi bugün toplanacak Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantısı öncesinde güçlü girdi haftaya ve yine ekonomistlerin hesaplamalarına göre sadece pazartesi günkü kayıp 1.7 milyar dolar oldu. Salı günü ise 1.4 milyar dolar daha eridi. Böylece yine bankacıların hesaplamalarına göre swap hariç net rezerv -62.8 miyar dolara gerilemesine yol açtı. Swap hariç net rezervlerde böylesi büyük negatif seyir en son yeren seçim sonrası 2 Haziran haftasında -61.2 miyar dolar ile yaşanmıştı. Salı günkü rakam geçen yıl haziran başındaki veriyi de geride bıraktı.

Merkez Bankası yeni yönetimi göreve geldiğinden bu yana rezerv biriktirme politikasına da sık sık dikkat çekti. Aslında 22 Aralık ile biten haftaya kadar da rezerv biriktirmeyi başardı Merkez Bankası. Swap hariç net rezervlerdeki değişime göre ilk faiz artırımının yapıldığı PPK toplantısının olduğu 23 Haziran ile biten haftadan 22 Aralık ile biten haftaya kadar Merkez Bankası 25 milyar 141 milyon dolarlık rezerv artışı sağladı. Yaklaşık 7 ayda sağlanan bu rezerv artırımının en güçlü haftaları ise 10 Kasım ile 22 Aralık dönemindeki 20 milyar dolarlık rezerv artışı oldu.

QNB Finansbank ekonomistlerinin TCMB’nin analitik bilançosundan yaptıkları hesaba göre dış varlıklar 15 Mart haftasında 2.6 milyar dolar azaldı. Ekonomistler brüt döviz rezervinin de benzer değişimle 127.9 milyar dolar olduğunu tahmin etti. Geçen hafta içerisinde bankaların TCMB’de zorunlu karşılık ve teminat depo çerçevesinde tuttukları döviz miktarının 1.4 milyar dolar azalmasının brüt rezervi olumsuz etkilediğini belirten ekonomistler bunu hariç tutan net rezervin ise 1.2 milyar dolar azalışla 19.6 milyar dolar olduğunu hesapladı. Swap hariç net rezerv de önceki haftaya göre 5.8 milyar dolar azalışla -59.7 milyar dolara geriledi.

Net rezerv içinde değerlendirilen yurtiçi bankalarla yapılan swap hacminin 15 Mart haftasında 4.6 milyar dolar artmasının net rezervi olumlu etkilediğini vurgulayan QNB Finansbank ekonomistleri kamunun döviz mevduatının ise incelenen hafta içerisinde 0.4 milyar dolar düştüğünü kaydetti.

Sonuç itibariyle, bu işlemlerin net rezervin geçen hafta 4.2 milyar dolar yükselmesine yol açtığını hesaplayan ekonomistler “Bu da bunun dışında kalan işlemlerle (ihracat döviz alımları, reeskont kredi ödemeleri, kamu kurumlarına ve piyasaya döviz satışları, yurtdışı bankalarla depo/swap işlemleri vs.) nette 5.4 milyar dolar döviz çıkışı olduğu anlamına gelmektedir” dedi.

22 Aralık’tan sonra ise işler karışmaya başladı. Hem kur korumalı mevduat hesapları dönüşü gelen talep hem de yerel seçim nedeniyle yurtiçi yerleşiklerin artan döviz talebi rezervlerde erimeyi hızlandırdı. 22 Aralık’tan 19 Mart gününe kadar yani 12 hafta 2 günde swap hariç net rezervlerden yapılan hesaplamaya göre Merkez Bankası 26 milyar 666 milyon dolar rezerv harcadı.

Sadece mart ayında 19 gündeki kayıp 16 milyar 593 milyon dolar oldu. Ekonomistler yeni haftanın çok güçlü döviz talebiyle başladığını son dönemde zaten Merkez Bankası’nın günlük ortalama 1.3 milyar dolar civarında döviz satışı gerçekleştirdiğini hatırlatarak bu hafta rezervlerdeki kaybın çok daha keskin olabileceğine dikkat çekti.

Paylaşın

Türkiye’nin Kredi Risk Priminde Bir Eşik Daha Aşıldı

Türkiye’nin 5 yıllık CDS (Credit Default Swap) puanı 341 seviyesine yükseldi. Böylelikle Türkiye’nin kredi risk primi 1 Aralık’tan bu yana en yüksek seviyeye çıktı.

BloombergHT’de yer alan habere göre; Son dönemde Türkiye’nin risk priminde görülen yukarı yönlü ivmede yeni bir eşik aşıldı.

Türkiye’nin 5 yıllık kredi temerrüt takası (CDS) günlük olarak 19 baz puan artışla 341 baz puana geldi. Böylelikle risk primi 1 Aralık’tan bu yana en yüksek seviyeye çıktı.

Türkiye’nin risk primi geçen sene yaşanan seçim sürecinin ardından düşüş ivmesi yaşamıştı. Seçim öncesinde 700 baz puanı test eden risk primi Aralık ayında 300 baz puanın altına kadar gerilemişti.

CDS primi nasıl hesaplanıyor?

Ülkelerin dış borçlanmalarına karşı CDS’leri genelde büyük uluslararası yatırım bankaları sağlıyor ve o ülkelerin borcunu çevirememesi halinde ödemeyi bu banka üstlenmiş oluyor. Bu bankalar da söz konusu ülkenin geri ödeme yeteneğini, makroekonomik koşullarını inceleyerek bir risk oranı belirliyor.

Bu oran belirlenirken uluslararası derecelendirme kuruluşlarının verdiği notlar önemli bir rol oynasa da bunun dışında da bir çok faktör göz önünde bulunduruluyor.

Ekonomisi sağlam ve geri ödeme sorunu yaşamayacağı düşünülen ülkelerin risk primi düşük olurken geri ödemekte sorun yaşayacağı düşünülen ülkelerin risk primi yüksek bir orandan belirleniyor.

Türkiye’nin CDS oranı neden yükseliyor?

Ekonomist Mahfi Eğilmez’e göre ülke CDS priminin yükselmesine iç ve dış nedenler olmak üzere iki etken grubu yol açıyor. Koronavirüs salgını ya da Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ve yükselen enerji fiyatları bu dış nedenlere örnek olarak verilebilir.

İç nedenler ise enflasyonun yükselmesi, dış borçların artması, kurların yükselmesi, sosyal çalkantılar ve afetler olarak sıralanabilir.

Dış nedenler konusunda yapılabilecek şeylerin sınırlı olmasına rağmen iç nedenleri yönetmenin mümkün olduğunu vurgulayan Eğilmez bu sayede dış nedenlerin de etkisinin azaltılabileceğini belirtiyor.

Türkiye’nin CDS primlerinin 2008 yılındaki küresel mali kriz sırasında yükseldikten sonra gerilediği görülüyor. Ülkenin makroekonomik dengelerinin bozulmaya başladığı 2018 yılından itibaren ise dalgalı bir seyirle de olsa yükseliş trendini sürdürdüğü görülüyor.

CDS priminin artmasının sonuçları ne olur?

Kamunun ve özel sektörün dış borçlanma maliyetleri CDS primine paralel olarak artar.

Burada kendini besleyen bir döngü oluşur. Borçlanma maliyetinin artması döviz girişini azalttığı için dış borcu ödemeyi zorlaştırır. Bu da riski daha da çok yükseltir.

Artan maliyetler, daha fazla kaynağın borç ödemesine ayrılması ve daha az harcanabilir gelir (yani refah kaybı) anlamına gelir.

Döviz girişinin azalması içerideki likidite krizini daha da derinleştirirken enflasyonist baskıları artırır.

Ulaşılabilecek en uç nokta, CDS ile sigortalanan temerrüt riskinin gerçekleşmesi durumudur. Dış borcun çevrilemez hale gelmesi ya da “iflas” durumu, başta enerji olmak üzere ithal ettiğimiz pek çok ürünü alamayacak hale gelmemiz, ithal ara malına dayalı üretim yapımızın durması anlamına gelir.

Paylaşın