Gazze’de İsrail Saldırılarında Can Kaybı 33 Bin 360’a Yükseldi

Hamas’ın başlattığı Filistin – İsrail savaşının 186. günü geride kalırken Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında yaşamını yitirenlerin sayısı son 24 saatte 153 artarak 33 bin 360’a yükseldi. 

Haber Merkezi / Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında yaralananların sayısı ise son 24 saatte 60 artarak 75 bin 993’e çıktı.

Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Öte yandan Mısır, Fransa ve Ürdün liderleri adına çeşitli gazetelerde yayınlanan ortak bir makalede İsrail’i Gazze’nin güneyindeki Refah kentine yönelik bir saldırının tehlikeli sonuçları olacağı konusunda uyardı. Üç ülke lideri Refah’a saldırının daha fazla ölüm ve acı getireceğini ve bölgedeki gerilimi arttıracağını savunan ortak bir yazı kaleme aldı.

Yazıda ayrıca, acil ateşkes ve Hamas’ın tüm İsrailli rehineleri serbest bırakmasını talep eden ilgili BM Güvenlik Konseyi kararına atıfta bulunuldu ve iki devletli çözüm çağrısı yapıldı.

ABD de 1,5 milyondan fazla Filistinli’nin barındığı Refah’a yönelik herhangi bir saldırıya karşı olduğunu açıkladı.

Ayrıca İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, Gazze Şeridinin güneyindeki Refah’a yapılacak askeri operasyonun tarihinin belli olduğunu duyurdu. Açıklamasında, “Zafer için Refah’ı ele geçirmek ve oradaki terör taburunu yok etmek gerekiyor” ifadelerini kullanan Netanyahu, “Bu olacak ve tarihi de belli” dedi.

Netanyahu’nun başında olduğu koalisyon hükümetinde yer alan aşırı sağcı koalisyon ortakları ise, operasyonun bir an önce yapılması için Başbakan’a baskı yapıyor.

ABD’den yeni müzakere girişimi

ABD, Gazze savaşının sona ermesine yönelik girişimlerini de sürdürüyor. ABD basınında çıkan haberlere göre, Washington yeni bir uzlaşma önerisiyle dolaylı ateşkes müzakerelerinin olumlu sonuçlanmasına katkıda bulunmak istiyor.

Wall Street Journal’ın Arap arabuluculara dayandırdığı haberine göre, CIA Direktörü William Burns tarafından Pazar akşamı Kahire’de sunulan öneri, altı haftalık bir ateşkes çerçevesinde Hamas’ın Gazze Şeridi’nde elinde tuttuğu 100’den fazla rehineden 40’ını serbest bırakmasını, buna karşılık 100’ü İsraillileri öldürmekten ömür boyu hapse mahkûm edilmiş 900 Filistinli mahkûmun serbest bırakılmasını öngörüyor.

Wall Street Journal’in haberine göre Mısırlı ve Katarlı arabulucular Hamas ve İsrail’in yeni öneriye Salı akşamına kadar yanıt vermesini bekliyor.

Axios portalında yayınlanan bir haberde ise, önerinin kabul edilmesi halinde İsrail’in yerlerinden edilmiş Filistinli sivillerin Gazze Şeridi’nin kuzeyine dönüşü konusunda taviz vermek zorunda kalacağına işaret edildi. Haberde, anlaşmanın ilk aşamasında kadınlar, kadın askerler, 50 yaş üstü erkekler ve ciddi sağlık sorunları olan 50 yaş altı erkeklerin serbest bırakılmasının ABD’nin önerdiği anlaşma metninde yer aldığı belirtildi.

AFP haber ajansı ise Hamas çevrelerine dayandırdığı haberinde Hamas’ın halihazırda üç aşamalı bir arabuluculuk önerisini incelediğini duyurdu.

Buna göre önerinin ilk aşaması Gazze Şeridi’nde altı haftalık bir ateşkes öngörüyor. İlk aşamada Gazze Şeridi’nde kaçırılan ve aralarında yaşlı, kadın ve çocukların da bulunduğu toplam 42 rehine serbest bırakılacak. Buna karşılık İsrail de 100 kadarı uzun ya da ömür boyu hapis cezasına çarptırılmış 900 kadar Filistinliyi serbest bırakacak.

Müzakereleri yakından takip eden bir kaynak ise AFP’ye yaptığı açıklamada, teklifin ilk aşamasının, yerinden edilmiş Filistinli sivillerin Gazze Şeridi’nin kuzeyine geri dönmesini ve Filistin topraklarına her gün 400 ila 500 TIR’lık yardım sevkiyatı yapılmasını da öngördüğünü söyledi.

İkinci aşama ise önümüzdeki günlerde belirlenecek sayıda Filistinli mülteci karşılığında asker ve subaylar da dâhil olmak üzere tüm İsrailli rehinelerin serbest bırakılmasını içeriyor. Ajansa konuşan Hamas kaynağı, bu aşamada Gazze Şeridi’nin batısındaki El-Raşit sahil yolu ve doğusundaki Salah al-Din yolu üzerindeki İsrail askeri kontrol noktalarının da kaldırılmasının öngörüldüğünü ifade etti.

Anlaşmanın üçüncü bölümü ise kalıcı bir ateşkesi ve İsrail’in Gazze Şeridi’nden tamamen çekilmesini içeriyor.

Paylaşın

Gazze’de İsrail Saldırılarında Ölü Sayısı 33 Bin 207’ye Yükseldi

Filistin – İsrail savaşının 185. günü geride kalırken Gazze’de İsrail saldırılarında yaşamını yitirenlerin sayısı son 24 saatte 32 artarak 33 bin 207’ye yükseldi. Yaralananların sayısı ise son 24 saatte 47 artarak 75 bin 933’e çıktı.

Haber Merkezi / Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Birleşik Krallık merkezli haber ajansı Reuters’a konuşan bir Hamas yetkilisi, Kahire’de İsrail, Katar ve ABD heyetlerinin katıldığı yeni tur Gazze ateşkes görüşmelerinde herhangi bir ilerleme kaydedilmediğini söyledi.

İsminin açıklanmasını istemeyen Hamas yetkilisi haber ajansına yaptığı açıklamada, “İşgalin tutumunda bir değişiklik yok ve bu nedenle Kahire görüşmelerinde yeni bir şey yok. Henüz bir ilerleme yok” dedi.

Mısır’ın resmi haber kanalı El Kahera ise bu sabah üst düzey Mısırlı bir kaynağa dayandırdığı haberinde, müzakerelerde ilerleme kaydedildiğini bildirmişti.

CIA Direktörü William Burns Cumartesi Mısır’ı ziyaret etmiş, onun hemen ardından da İsrail ve Hamas’a görüşmeler için Kahire’ye gitmişti. ABD İsrail’e bir süredir Gazze’de tutulan rehineleri serbest bırakacak ve Gazze’deki insani krizi hafifletecek bir anlaşmaya varılması için baskı yapıyor.

Ekim ayından bu yana Gazze Şeridi’nde devam eden savaşta taraflar şimdiye kadar bir anlaşmaya varamadı.

Hamas İsrail’in saldırılarına son vermesini ve bölgeden tamamen çekilmesini isterken, İsrail savaşı sona erdirme taahhüdü olmaksızın hapishanelerde tutulan bazı Filistinliler karşılığında Gazze’deki rehineleri serbest bırakacak bir anlaşma istiyor.

Gazze’de 6 ayın bilançosu

İsrail, resmi verilerine göre 1200 kişinin öldüğü 260 kişinin de rehin alındığı 7 Ekim Hamas saldırısına misilleme olarak başlattığı hava ve kara operasyonlarında 6. ayına girdi.

Birleşmiş Milletler (BM) kıtlık uyarısını yineledi ve Gazze’ye yardım ulaştırılması ve dağıtılması önündeki engelleri eleştirdi. Kıtlık tehlikesi ABD’nin de dikkat çektiği bir konu.

İsrailli yetkililer Gazze’ye yardım erişimini arttırdıklarını ve gecikmelerden sorumlu olmadıklarını söylüyor. Gazze içindeki yardım dağıtımını BM insani yardım kuruluşları sorumluluğunda olduğunu da savunuyor. İsrail Hamas’ı yardımları çalmakla suçluyor. Hamas bu suçlamaları reddediyor.

Gazze’de son olarak Amerika merkezli sivil toplum kuruluşu World Central Kitchen gönüllüsü 7 kişi hayatını kaybetti. Kurucu Amerikalı ünlü şef Jose Andres, İsrail saldırısının World Central Kitchen yardım kuruluşuna ait konvoyu sistematik bir şekilde “araç araç kasıtlı olarak hedef aldığını” söyledi.

Gönüllü kuruluşun konvoyunda hayatını kaybedenler arasında Avustralya, İngiltere ve ABD vatandaşları da bulunuyordu.

İsrail ordusu, konvoydaki araçların ayrıntılarını içeren mesajı gözden kaçırdıklarını, konvoydaki kişilerden birinde silah olduğu gerekçesiyle yanlışlıkla vurduklarını savundu. Ancak insan hakları grupları ve yardım çalışanları bunun sık rastlanılan bir durum olduğunu iddia ediyor.

İsrail’in 7 Ekim terör saldırılarının ardından Hamas’ı yok etme çabasında, ordunun neyi hedef aldığı ve kaç sivilin ölümüne izin vereceğini belirleme konusunda kendisine geniş bir hareket alanı tanıdığını söylüyor.

Hamas kontrolündeki Gazze Sağlık Bakanlığı’na göre İsrail saldırılarında üçte ikisi kadın ve çocuklardan oluşan 33 binden fazla Filistinli öldürüldü. Bu sayı siviller ve Hamas mensupları arasında ayrım yapılmadığını ortaya koyuyor.

İsrail’in gerçekleştirdiği binlerce saldırının yanısıra kara operasyonlarındaki bombardımanlarda hedefin yanlış tespit edilip edilmediğini bilmek imkansız.

Neredeyse her gün, içinde Filistinli ailelerin bulunduğu binalar vuruluyor, kadınlar erkekler ve çocuklar öldürülüyor. Hedefle ilgili hiçbir açıklama yapılmıyor ya da saldırının orantısız olup olmadığı konusunda bağımsız bir hesap sorma mekanizması yok.

İsrailli insan hakları grubu B’Tselam sözcüsü, World Central Kitchen saldırısının sadece yabancılar öldürüldüğü için dünyanın dikkatini çektiğini söyledi.

Filistinli tanıklar aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu kişilerin beyaz bayrak taşırken İsrail’in hedef olduğunu anlatıyor. El Cezire haber kanalı tarafından Mart ayında yayınlanan görüntülerde Gazze sahilinde yürüyen ve ellerinde beyaz bayrak bulunan iki Filistinlinin öldüğü bir kişinin de yaralandığını saldırıyı İsrail ordusu kabul etmişti.

Aralık ayında Maghazi kampında en az 68 kişinin ölümüne neden olan saldırıda hedefin yakınlarındaki binaların da vurulduğunu ve muhtemelen sivillere de zarar verdiği İsrail Ordusu tarafından kabul edilmişti.

İsrail Ordusu ayrıca Gazze’de Hamas esaretinden kurtulan ve elinde beyaz bayrak sallayan üç İsrailli rehinenin de yanlışlıkla vurularak öldürüldüğünü kabul etti.

Sınır Tanımayan Doktorlar grubunun bombalandığı saldırının soruşturmasında yer alan eski İngiliz Ordusu mensubu Chris Cobb-Smith, İsrail ordusunun son derece pervasız davranışlardan oluşan tutarlı bir model izlediğini savundu.

Eski bir İngiliz istihbarat subayı olan Cristal Lincoln-Jones ise AP haber ajansına yaptığı açıklamada İsrail’in savaş kurallarına uymadığını şu sözlerle savundu: “Bunu bir NATO insansız hava aracı pilotunun yapmasına imkan yok. Bu eylem, yargılanma hatta hapis cezası ihtimali ile karşı karşıya kalmayı gerektirebilir.”

Paylaşın

Reuters: Gazze’de Ateşkes Görüşmelerinde İlerleme Yok

Hamas’ın başlattığı Filistin – İsrail savaşının 185. günü geride kalırken, Birleşik Krallık merkezli haber ajansı Reuters’a konuşan bir Hamas yetkilisi, Kahire’de İsrail, Katar ve ABD heyetlerinin katıldığı yeni tur Gazze ateşkes görüşmelerinde herhangi bir ilerleme kaydedilmediğini söyledi.

İsminin açıklanmasını istemeyen Hamas yetkilisi haber ajansına yaptığı açıklamada, “İşgalin tutumunda bir değişiklik yok ve bu nedenle Kahire görüşmelerinde yeni bir şey yok. Henüz bir ilerleme yok” dedi.

Mısır’ın resmi haber kanalı El Kahera ise bu sabah üst düzey Mısırlı bir kaynağa dayandırdığı haberinde, müzakerelerde ilerleme kaydedildiğini bildirmişti.

CIA Direktörü William Burns Cumartesi Mısır’ı ziyaret etmiş, onun hemen ardından da İsrail ve Hamas’a görüşmeler için Kahire’ye gitmişti. ABD İsrail’e bir süredir Gazze’de tutulan rehineleri serbest bırakacak ve Gazze’deki insani krizi hafifletecek bir anlaşmaya varılması için baskı yapıyor.

Ekim ayından bu yana Gazze Şeridi’nde devam eden savaşta taraflar şimdiye kadar bir anlaşmaya varamadı.

Hamas İsrail’in saldırılarına son vermesini ve bölgeden tamamen çekilmesini isterken, İsrail savaşı sona erdirme taahhüdü olmaksızın hapishanelerde tutulan bazı Filistinliler karşılığında Gazze’deki rehineleri serbest bırakacak bir anlaşma istiyor.

Gazze’de İsrail saldırılarında ölü sayısı 33 bin 175’e yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralı sayısı ise 75 bin 886’ya ulaştı.

Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Gazze’de 6 ayın bilançosu

İsrail, resmi verilerine göre 1200 kişinin öldüğü 260 kişinin de rehin alındığı 7 Ekim Hamas saldırısına misilleme olarak başlattığı hava ve kara operasyonlarında 6. ayına girdi.

Birleşmiş Milletler (BM) kıtlık uyarısını yineledi ve Gazze’ye yardım ulaştırılması ve dağıtılması önündeki engelleri eleştirdi. Kıtlık tehlikesi ABD’nin de dikkat çektiği bir konu.

İsrailli yetkililer Gazze’ye yardım erişimini arttırdıklarını ve gecikmelerden sorumlu olmadıklarını söylüyor. Gazze içindeki yardım dağıtımını BM insani yardım kuruluşları sorumluluğunda olduğunu da savunuyor. İsrail Hamas’ı yardımları çalmakla suçluyor. Hamas bu suçlamaları reddediyor.

Gazze’de son olarak Amerika merkezli sivil toplum kuruluşu World Central Kitchen gönüllüsü 7 kişi hayatını kaybetti. Kurucu Amerikalı ünlü şef Jose Andres, İsrail saldırısının World Central Kitchen yardım kuruluşuna ait konvoyu sistematik bir şekilde “araç araç kasıtlı olarak hedef aldığını” söyledi.

Gönüllü kuruluşun konvoyunda hayatını kaybedenler arasında Avustralya, İngiltere ve ABD vatandaşları da bulunuyordu.

İsrail ordusu, konvoydaki araçların ayrıntılarını içeren mesajı gözden kaçırdıklarını, konvoydaki kişilerden birinde silah olduğu gerekçesiyle yanlışlıkla vurduklarını savundu. Ancak insan hakları grupları ve yardım çalışanları bunun sık rastlanılan bir durum olduğunu iddia ediyor.

İsrail’in 7 Ekim terör saldırılarının ardından Hamas’ı yok etme çabasında, ordunun neyi hedef aldığı ve kaç sivilin ölümüne izin vereceğini belirleme konusunda kendisine geniş bir hareket alanı tanıdığını söylüyor.

Hamas kontrolündeki Gazze Sağlık Bakanlığı’na göre İsrail saldırılarında üçte ikisi kadın ve çocuklardan oluşan 33 binden fazla Filistinli öldürüldü. Bu sayı siviller ve Hamas mensupları arasında ayrım yapılmadığını ortaya koyuyor.

İsrail’in gerçekleştirdiği binlerce saldırının yanısıra kara operasyonlarındaki bombardımanlarda hedefin yanlış tespit edilip edilmediğini bilmek imkansız.

Neredeyse her gün, içinde Filistinli ailelerin bulunduğu binalar vuruluyor, kadınlar erkekler ve çocuklar öldürülüyor. Hedefle ilgili hiçbir açıklama yapılmıyor ya da saldırının orantısız olup olmadığı konusunda bağımsız bir hesap sorma mekanizması yok.

İsrailli insan hakları grubu B’Tselam sözcüsü, World Central Kitchen saldırısının sadece yabancılar öldürüldüğü için dünyanın dikkatini çektiğini söyledi.

Filistinli tanıklar aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu kişilerin beyaz bayrak taşırken İsrail’in hedef olduğunu anlatıyor. El Cezire haber kanalı tarafından Mart ayında yayınlanan görüntülerde Gazze sahilinde yürüyen ve ellerinde beyaz bayrak bulunan iki Filistinlinin öldüğü bir kişinin de yaralandığını saldırıyı İsrail ordusu kabul etmişti.

Aralık ayında Maghazi kampında en az 68 kişinin ölümüne neden olan saldırıda hedefin yakınlarındaki binaların da vurulduğunu ve muhtemelen sivillere de zarar verdiği İsrail Ordusu tarafından kabul edilmişti.

İsrail Ordusu ayrıca Gazze’de Hamas esaretinden kurtulan ve elinde beyaz bayrak sallayan üç İsrailli rehinenin de yanlışlıkla vurularak öldürüldüğünü kabul etti.

Sınır Tanımayan Doktorlar grubunun bombalandığı saldırının soruşturmasında yer alan eski İngiliz Ordusu mensubu Chris Cobb-Smith, İsrail ordusunun son derece pervasız davranışlardan oluşan tutarlı bir model izlediğini savundu.

Eski bir İngiliz istihbarat subayı olan Cristal Lincoln-Jones ise AP haber ajansına yaptığı açıklamada İsrail’in savaş kurallarına uymadığını şu sözlerle savundu: “Bunu bir NATO insansız hava aracı pilotunun yapmasına imkan yok. Bu eylem, yargılanma hatta hapis cezası ihtimali ile karşı karşıya kalmayı gerektirebilir.”

Paylaşın

Gazze’de İsrail Saldırılarında Can Kaybı 33 Bin 175’e Yükseldi

Hamas’ın başlattığı Filistin – İsrail savaşının 184. günü geride kalırken, Gazze’de İsrail saldırılarında ölü sayısı 33 bin 175’e yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralı sayısı ise 75 bin 886’ya ulaştı.

Haber Merkezi / Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Öte yandan İsrail, bir tugay hariç tüm kara birliklerini Gazze Şeridi’nin güneyinden çektiğini duyurdu. İsrail ordu sözcüsü yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi’nin güney kısmında bulunan asker sayısının azaltıldığını söyledi. Sözcü, bir tugay hariç bütün askeri birliklerin güneyden çekildiğini söyledi.

Birkaç bin kişiden oluşan bir tugay bölgede kalırken Refah kentine İsrail’in yapmayı planladığı saldırının gecikip gecikmeyeceği belli değil. Çekilmenin nedenine dair detay verilmedi.

Ayrıca İsrail’in ağır saldırıları Gazze’de büyük yıkıma neden olmaya devam ederken, Mısır’ın başkenti Kahire’de ateşkes görüşmeleri sürüyor.

Hamas, İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nden tamamen çekilmesini ve askeri operasyonları sonlandırmasını istiyor. Örgüt ayrıca bombardımanlar nedeniyle Gazze’nin güneyine kaçan Filistinlilerin özgür şekilde tekrar kuzeye dönmelerini talep ediyor.

Tel Aviv yönetimiyse Gazze’den tamamen çekilme seçeneğine yanaşmazken, kuzeye dönecek Filistinlilerin detaylı aramalardan geçirilmesi gerektiğini savunuyor.

ABD Başkanı Joe Biden, Mısır Devlet Başkanı Abdulfettah Sisi ve Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani’ye dün mektup göndererek, ateşkes görüşmelerinde Hamas’a baskı yapmalarını istemişti.

Biden ayrıca perşembe günü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yla yaptığı telefon görüşmesinde de “Gazze’de gerekli adımların atılmaması durumunda politikamızda değişikliğe gideceğiz” demişti.

Gazze’de 6 ayın bilançosu

İsrail, resmi verilerine göre 1200 kişinin öldüğü 260 kişinin de rehin alındığı 7 Ekim Hamas saldırısına misilleme olarak başlattığı hava ve kara operasyonlarında 6. ayına girdi.

Birleşmiş Milletler (BM) kıtlık uyarısını yineledi ve Gazze’ye yardım ulaştırılması ve dağıtılması önündeki engelleri eleştirdi. Kıtlık tehlikesi ABD’nin de dikkat çektiği bir konu.

İsrailli yetkililer Gazze’ye yardım erişimini arttırdıklarını ve gecikmelerden sorumlu olmadıklarını söylüyor. Gazze içindeki yardım dağıtımını BM insani yardım kuruluşları sorumluluğunda olduğunu da savunuyor. İsrail Hamas’ı yardımları çalmakla suçluyor. Hamas bu suçlamaları reddediyor.

Gazze’de son olarak Amerika merkezli sivil toplum kuruluşu World Central Kitchen gönüllüsü 7 kişi hayatını kaybetti. Kurucu Amerikalı ünlü şef Jose Andres, İsrail saldırısının World Central Kitchen yardım kuruluşuna ait konvoyu sistematik bir şekilde “araç araç kasıtlı olarak hedef aldığını” söyledi.

Gönüllü kuruluşun konvoyunda hayatını kaybedenler arasında Avustralya, İngiltere ve ABD vatandaşları da bulunuyordu.

İsrail ordusu, konvoydaki araçların ayrıntılarını içeren mesajı gözden kaçırdıklarını, konvoydaki kişilerden birinde silah olduğu gerekçesiyle yanlışlıkla vurduklarını savundu. Ancak insan hakları grupları ve yardım çalışanları bunun sık rastlanılan bir durum olduğunu iddia ediyor.

İsrail’in 7 Ekim terör saldırılarının ardından Hamas’ı yok etme çabasında, ordunun neyi hedef aldığı ve kaç sivilin ölümüne izin vereceğini belirleme konusunda kendisine geniş bir hareket alanı tanıdığını söylüyor.

Hamas kontrolündeki Gazze Sağlık Bakanlığı’na göre İsrail saldırılarında üçte ikisi kadın ve çocuklardan oluşan 33 binden fazla Filistinli öldürüldü. Bu sayı siviller ve Hamas mensupları arasında ayrım yapılmadığını ortaya koyuyor.

İsrail’in gerçekleştirdiği binlerce saldırının yanısıra kara operasyonlarındaki bombardımanlarda hedefin yanlış tespit edilip edilmediğini bilmek imkansız.

Neredeyse her gün, içinde Filistinli ailelerin bulunduğu binalar vuruluyor, kadınlar erkekler ve çocuklar öldürülüyor. Hedefle ilgili hiçbir açıklama yapılmıyor ya da saldırının orantısız olup olmadığı konusunda bağımsız bir hesap sorma mekanizması yok.

İsrailli insan hakları grubu B’Tselam sözcüsü, World Central Kitchen saldırısının sadece yabancılar öldürüldüğü için dünyanın dikkatini çektiğini söyledi.

Filistinli tanıklar aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu kişilerin beyaz bayrak taşırken İsrail’in hedef olduğunu anlatıyor. El Cezire haber kanalı tarafından Mart ayında yayınlanan görüntülerde Gazze sahilinde yürüyen ve ellerinde beyaz bayrak bulunan iki Filistinlinin öldüğü bir kişinin de yaralandığını saldırıyı İsrail ordusu kabul etmişti.

Aralık ayında Maghazi kampında en az 68 kişinin ölümüne neden olan saldırıda hedefin yakınlarındaki binaların da vurulduğunu ve muhtemelen sivillere de zarar verdiği İsrail Ordusu tarafından kabul edilmişti.

İsrail Ordusu ayrıca Gazze’de Hamas esaretinden kurtulan ve elinde beyaz bayrak sallayan üç İsrailli rehinenin de yanlışlıkla vurularak öldürüldüğünü kabul etti.

Sınır Tanımayan Doktorlar grubunun bombalandığı saldırının soruşturmasında yer alan eski İngiliz Ordusu mensubu Chris Cobb-Smith, İsrail ordusunun son derece pervasız davranışlardan oluşan tutarlı bir model izlediğini savundu.

Eski bir İngiliz istihbarat subayı olan Cristal Lincoln-Jones ise AP haber ajansına yaptığı açıklamada İsrail’in savaş kurallarına uymadığını şu sözlerle savundu: “Bunu bir NATO insansız hava aracı pilotunun yapmasına imkan yok. Bu eylem, yargılanma hatta hapis cezası ihtimali ile karşı karşıya kalmayı gerektirebilir.”

Paylaşın

İran’dan İsrail’e Tehdit: Siyonist Rejimin…

İran’ın ruhani lideri Ali Hamaney’in  “Siyonist rejimin elçilikleri bundan böyle güvende değil” diyerek, İsrail’in “korktuğu için Cumartesi günü 27 büyükelçiliğini kapattığını” öne sürdü. Safavi, İsrail’in elçiliğini kapattığı ülkeler arasında Ürdün, Mısır, Bahreyn ve Türkiye’yi saydı.

Gazze Savaşı’nın başlamasından bu yana geçen altı ay içinde İsrail pek çok kez Suriye ve Lübnan’daki İran’a ve Tahran’ın müttefiklerine ait birçok hedefi vurdu.

İran, Suriye’nin başkenti Şam’daki konsolosluk binasına saldırıdan sorumlu tuttuğu İsrail’in yurt dışı temsilciliklerini tehdit eden bir açıklamada bulundu.

İranlı Öğrenciler Haber Ajansı’nın (ISNA) bildirdiğine göre, ülkenin ruhani lideri Ali Hamaney’in üst düzey danışmanlarından Yahya Rahim Safavi yaptığı açıklamada, “Siyonist rejimin elçilikleri bundan böyle güvende değil” diyerek, İsrail’in “korktuğu için Cumartesi günü 27 büyükelçiliğini kapattığını” öne sürdü. Hamaney’in danışmanı Safavi, İsrail’in elçiliğini kapattığı ülkeler arasında Ürdün, Mısır, Bahreyn ve Türkiye’yi saydı.

“Direniş cephesi hazır, (cevabın) nasıl olacağını beklemek zorundayız” ifadelerini kullanan Safavi, İsrail’i kastederek, “Bu zalim rejimle yüzleşmenin yasal ve meşru bir hak olduğunu” savundu.

Ne olmuştu?

İsrail, İran’ın Şam’daki büyükelçilik yerleşkesinde yer alan konsolosluk binasına 1 Nisan’da hava saldırısı düzenlemişti. Saldırıda, İran Devrim Muhafızları Ordusu’na bağlı Kudüs Gücü’nün üst düzey komutanlarından Tuğgeneral Muhammed Rıza Zahidi ile Tuğgeneral Muhammed Hadi Hac Rahimi dâhil 7 askeri yetkili ile 6 Suriye vatandaşı hayatını kaybetmişti.

Saldırıya hızlıca misillemede bulunacağını duyuran İran, olaydan ABD’yi de sorumlu tutmuştu. İran, Suriye’deki saldırı sonrası 2 Nisan’da ABD’nin İran’daki çıkarlarını temsil eden İsviçre’nin Tahran Büyükelçisi’ni Dışişleri Bakanlığı’na çağırarak ABD’ye mesaj ilettiğini açıklamıştı.

İran basınında, Tahran yönetiminin İsviçre aracılığıyla ABD’ye “İsrail hedeflerini vuracağına” dair bilgi verdiği iddia edilmişti. İsrail ise bugüne dek konuyla ilgili herhangi bir açıklamada bulunmadı.

Gazze Savaşı’nın başlamasından bu yana geçen altı ay içinde İsrail pek çok kez Suriye ve Lübnan’daki İran’a ve Tahran’ın müttefiklerine ait birçok hedefi vurdu.

Paylaşın

Gazze’de İsrail Saldırılarında Ölü Sayısı 33 Bin 91’e Yükseldi

Filistin – İsrail savaşının 182. günü geride kalırken, Gazze’de İsrail saldırılarında ölü sayısı33 bin 91’e yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralı sayısı ise 75 bin 750’ye ulaştı.

Haber Merkezi / Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Öte yandan Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi’nde İsrail’e silah satışının durdurulması ve İsrail’in Gazze Şeridi’nde işlenmiş olası savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardan sorumlu tutulması çağrılarının yapıldığı bir karar tasarısı kabul edildi.

Kararda, “İşgal Altındaki Filistin topraklarında, olası savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar da dâhil olmak üzere, ciddi insan hakları ihlalleri ve uluslararası insani hukukun ağır ihlallerine ilişkin raporlardan ciddi endişe duyulduğu” ifade ediliyor.

BM İnsan Hakları Konseyi kararında ayrıca “Gazze Şeridi’nde olası bir soykırım tehlikesi” nedeniyle İsrail’e yapılan tüm silah ve mühimmat sevkiyatlarının durdurulması talep ediliyor, “Cezasızlığa son vermek için tüm uluslararası insani hukuk ihlalleri ile ilgili hesap verilebilirliğinin güvence altına alınması gerekliliğine” vurgu yapılıyor.

İsrail’in Gazze’nin güneyindeki Refah’a askeri harekatının “yıkıcı insani sonuçları olabileceği” uyarısının yapıldığı kararda, “Gazze’deki sivillerin aç bırakılmasının da İsrail tarafından bir savaş yöntemi olarak kullanılması” kınanıyor.

Türkiye’nin de ortak sunucuları arasında yer aldığı ve İslam İşbirliği Teşkilatı tarafından sunulan karar tasarısı bugün Cenevre’de, 47 üyeli konseyde yapılan oylamada, 28 ülkenin lehte oy kullanmasıyla kabul edildi. Aralarında ABD ve Almanya’nın da bulunduğu altı ülke aleyhte oy kullanırken, 13 ülke çekimser kaldı.

Ayrıca, aralarında Çocukları Kurtarın Vakfı (Save the Children) Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) örgütü ve Oxfam’ın da bulunduğu 13 uluslararası insani yardım kuruluşu, Gazze Şeridi’ne yardım girişini kısıtladığı için İsrail’i ağır biçimde eleştirdi.

Keza ABD merkezli gıda yardımı kuruluşu çalışanı 7 kişinin İsrail saldırısı sonucu ölmesi, diğer yabancı STK’ları da alarma geçirdi.

İsrail’e silah sağlayan ülkeleri “soykırıma karşılık gelen” bu duruma ortak olmakla suçlayan MSF Fransa Misyonu Başkanı İsabelle Defourny, “ABD, İngiltere, Fransa ve diğer ülkeler İsrail’e askeri destek sağlayarak bizim gözümüzde soykırım anlamına gelen bu olaya ahlaki ve siyasi olarak ortak oluyorlar.” dedi.

Ortak açıklama yapan yardım kuruluşları ayrıca İsrail’in bir milyondan fazla sivilin barındığı Gazze’nin güneyindeki Refah’a yönelik kara harekâtı planlarından vazgeçmesini talep etti.

İsrail’den insani yardım için “geçici” adım

İsrail, ülkenin kuzey sınırı üzerinden Gazze’ye daha fazla insani yardım ulaştırılmasını kolaylaştıracak “geçici” adımlar atacağını duyurdu. Buna göre, Gazze’nin kuzeyindeki Erez Sınır Kapısı savaşın başlamasından bu yana ilk kez geçici olarak yeniden açılacak ve Aşdod Limanı da insani yardım sevkiyatı için kullanılacak.

Ayrıca, Ürdün’den daha fazla yardımın Kerem Şalom Geçidi üzerinden girişine izin verilecek. İsrail Başbakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Artan yardım, insani bir krizi önleyecektir. Çatışmaların devamını sağlamak ve savaşın hedeflerine ulaşmak için gereklidir” ifadesine yer verildi.

İsrail’den gelen açıklama, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ile ABD Başkanı Joe Biden arasındaki gergin telefon görüşmenin ardından geldi.

Paylaşın

HTŞ Liderlerinden Ebu Maria Kahtani Öldürüldü

Heyet Tahrir Şam’ın (HTŞ) örgütünün önde gelen isimlerinden Ebu Maria Kahtani’nin Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) düzenlediği canlı bomba saldırısı sonucu öldüğü duyuruldu.

Gerçek adı Maysa Ali Musa Abdullah Cuburi olan Kahtani, El Kaide örgütünden ayrılan militanların oluşturduğu El Nusra Cephesi’nin kurucuları arasındaydı.

2012’de ABD’nin yaptırım listesine aldığı HTŞ Şura Meclisi üyesi Kahtani, 2003-2011’de Irak Savaşı’nda Amerikan ordusuna karşı çatışmalara girmişti.

Heyet Tahrir Şam’ın (HTŞ) medya organı Amjad’dan dün yapılan açıklamada, Iraklı Kahtani’nin IŞİD’in düzenlediği canlı bomba saldırısı sonucu öldüğü duyuruldu. Birleşik Krallık merkezli muhalif Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) de canlı bombanın saldırısında Kahtani’nin öldürüldüğünü, yanındaki iki kişinin de ağır yaralandığını aktardı.

SOHR’un açıklamasında canlı bombanın kimliği paylaşılmazken, olayın İdlib’deki Türkiye sınırına yakın Sarmada kasabasında gerçekleştiği belirtildi. IŞİD veya herhangi bir örgüt saldırıyı henüz üstlenmedi.

Fransız haber ajansı AFP’nin aktardığına göre, gerçek adı Maysa Ali Musa Abdullah Cuburi olan Kahtani, El Kaide örgütünden ayrılan militanların oluşturduğu El Nusra Cephesi’nin kurucuları arasındaydı.

Suriye iç savaşında Devlet Başkanı Beşar Esad yönetimine karşı savaşan El Nusra, 2017’de farklı örgütlerin de katılımıyla HTŞ adı altında faaliyet göstermeye başladı. İdlib’in yarısına ek olarak Hama, Halep ve Lazkiye’nin bir kısmı HTŞ’nin kontrolünde.

2012’de ABD’nin yaptırım listesine aldığı HTŞ Şura Meclisi üyesi Kahtani, 2003-2011’de Irak Savaşı’nda Amerikan ordusuna karşı çatışmalara girmişti.

Öte yandan HTŞ yönetimi, rakip örgütlerle bağlantı kurduğu gerekçesiyle 47 yaşında olduğu tahmin edilen Kahtani’yi ağustosta hapse atmıştı. Militan, daha sonra suçsuz olduğuna karar verilmesiyle 7 Mart’ta serbest bırakılmıştı. SOHR, saldırının Kahtani serbest bırakıldıktan kısa süre sonra gerçekleştiğini aktardı.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

İran İle İsrail Arasında Gerilim Tırmanıyor: Misilleme Uyarısı

Güvenlik kabinesi toplantısı öncesinde açıklama yapan İsrail Başbakanı Netanyahu, “Her kim bize zarar verir ya da zarar vermeyi planlarsa biz de ona zarar veririz” diyerek İran’ın ülkesine saldırması halinde bunun sonuçlarına katlanması gerekeceğini söyledi.

İran, 1 Nisan’da Şam’daki İran büyükelçilik yerleşkesinde yer alan konsolosluk binasına düzenlenen saldırı sonrasında misilleme tehdidinde bulunmuştu. İran’ın dini lideri Ali Hamaney, İsrail’den intikam alınacağını, “İsrail buna pişman olacak” açıklamasıyla duyurmuştu.

İran ile İsrail arasında gerilim tırmanıyor. İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, “Her kim bize zarar verir ya da zarar vermeyi planlarsa biz de ona zarar veririz” diyerek İran’ın ülkesine saldırması halinde bunun sonuçlarına katlanması gerekeceğini söyledi.

Güvenlik kabinesi toplantısı öncesinde açıklama yapan Netanyahu, İran’ın yıllardır doğrudan veya vekilleri aracılığıyla İsrail’e karşı faaliyetler yürüttüğünü kaydetti, “İsrail bu nedenle İran ve vekillerine karşı, savunma ve saldırı amaçlı olarak eyleme geçiyor” diye konuştu.

DW Türkçe’nin aktardığına göre; İsrail’in olası saldırılar karşısında kendisini savunacağını söyleyen Netanyahu, “Basit bir ilke uyarınca hareket edeceğiz: Her kim bize zarar verir ya da zarar vermeyi planlarsa biz de ona zarar veririz” dedi.

İran, 1 Nisan’da Şam’daki İran büyükelçilik yerleşkesinde yer alan konsolosluk binasına düzenlenen saldırı sonrasında misilleme tehdidinde bulunmuştu. İran’ın dini lideri Ali Hamaney, İsrail’den intikam alınacağını, “İsrail buna pişman olacak” açıklamasıyla duyurmuştu.

İsrail’in resmi olarak üstlenmediği saldırıda İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun ikisi general rütbesinde toplam yedi mensubu hayatını kaybetmişti.

ABD’den İsrail’e destek açıklaması

Bu arada İran’ın misilleme tehdidinin dün Netanyahu’nun ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı telefon görüşmesinde de ele alındığı açıklandı. Beyaz Saray, bu tehditlerle ilgili olarak Biden’ın ABD’nin desteğini Netanyahu’ya ilettiğini duyurdu.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik İletişim Danışmanı John Kirby, ABD’nin İsrail’e bir dizi tehdide karşı kendisini savunması için verdiği desteğin “sarsılmaz” olduğunu söyledi.

Axios haber portalının İsrailli yetkililere dayandırdığı habere göre, İsrail gelişmeleri müttefiki ABD ile görüştü, İran’ın Suriye’deki saldırıya misilleme olarak kendi topraklarından İsrail’e bir saldırı düzenlemesi halinde İsrail’in güçlü bir yanıtıyla karşılaşacağını ve bunun mevcut ihtilafı başka bir boyuta taşıyacağını iletti.

İran ile gerilimin tırmanması üzerine hava savunmasını güçlendirmek amacıyla önlemler alan İsrail’in muharip birliklerinin ev izinlerini askıya aldığı, yedek askerlerini de göreve çağırdığı bildiriliyor.

İsrail ordu sözcüsü Daniel Hagari , ülkedeki GPS konumlandırma sisteminin “tehditleri etkisiz hale getirmek” amacıyla kasıtlı olarak devre dışı bırakıldığını doğruladı. İsrail medyası bunun sebebinin İran’dan gelen tehditler olduğunu öne sürdü.

Bu arada Hagari, sosyal medya hesabı üzerinde yaptığı paylaşımda jeneratör satın almaya, gıda stoklamaya ve ATM’lerden para çekmeye gerek olmadığını yazdı.

Paylaşın

Gazze’de İsrail Saldırılarında Can Kaybı 33 Bini Aştı

Hamas’ın başlattığı Filistin – İsrail savaşının 178. günü geride kalırken, Gazze’de İsrail saldırılarında can kaybı 33 bin 037’ye yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralı sayısı ise 75 bin 668’e ulaştı.

Haber Merkezi / Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Öte yandan İsrail’in 1 Nisan’da Gazze’de 7 çalışanını öldürdüğü uluslararası gıda yardım kuruluşu World Central Kitchen’ın (WCK) kurucusu İspanyol şef Jose Andres, bu saldırıların “talihsiz bir hata” değil “doğrudan ve sistematik bir saldırı” olduğunu söyledi.

Saldırıdan nasıl haberdar olduğunu anlatan Andres, önce grubun Gazze’deki ekibiyle irtibatı kaybettiğini ve cesetlerin görüntülerini görene kadar ne olduğunu anlamadığını söyledi. Andres, İsrail ordusunun ilk zırhlı araca saldırmasının ardından ekibin kaçmayı başardığını ve ikinci bir araca geçtiğini, bu aracın da saldırıya uğradığını, bunun üzerine üçüncü araca geçmek zorunda kaldıklarını aktardı.

“Ardından üçüncü araç vuruldu.” diyen Andres, ve “bunun sonuçlarını gördük.” şeklinde konuştu.  Yardım görevlilerinin kim olduklarını belirtmek için (İsrail ordusu ile) iletişim kurmaya çalıştıklarını söyleyen yetkili, ordunun, kendi kontrol ettiği bölgede olduklarını bildiğini de sözlerine ekledi.

Öte yandan Andres, kuruluşun yardım faaliyetlerine yeniden başlamayı düşündüğünü bunun için Gazze’deki güvenlik durumunu incelemeye devam ettiğini söyledi.

World Central Kitchen’ın Deyr el Balah’taki deposundan çıkarken öldürülen yedi yardım görevlisi arasında Avustralya, İngiliz, Kanada, Polonya, Filistin ve Amerikan vatandaşları bulunuyordu. Birleşmiş Milletler’e göre ekim ayından bu yana Gazze’de en az 196 insani yardım çalışanı İsrail saldırılarında öldürüldü. Keza İsrail, gıda dağıtım tesisleri bombalamakla da suçlanıyor.

“İran Batı Şeria’da kaos yaymaya çalışıyor”

Ayrıca Batı Şeria’daki Filistin grubu El Fetih, İran’ı topraklarında kaos yaymaya çalışmakla suçladı. El Fetih, Filistin davasıyla hiçbir ilgisi olmayan dışarıdan yapılacak bu yöndeki operasyonlara karşı çıkacağını söyledi.

Filistin yönetimini kontrol eden hareket olan El Fetih, “Kutsal davamızın ve halkımızın kanının sömürülmesine izin vermeyeceğiz” dedi. Güvenlik güçlerine veya ulusal kurumlara zarar vermeyi amaçlayan ve dışarıdan gelebilecek her türlü müdahaleye karşı harekete geçeceğini açıkladı.

İsrail de uzun süredir İran’ı, 7 Ekim’de İsrail’e düzenlenen saldırıya öncülük eden ve son yıllarda Batı Şeria’da güçlenen Gazze’de yönetimdeki Hamas da dahil olmak üzere Filistinli silahlı gruplara yardım etmekle suçluyor.

Geçtiğimiz ay İsrail ordusu, güvenlik güçlerinin, anti-tank mayınları da dahil olmak üzere gelişmiş silahların Batı Şeria’ya kaçırılmasını engellediğini söyledi. İran geçmişte silahlı gruplara destek sağladığını inkar etmemiş verdiği desteğin, Filistinlilerin talebi olduğunu söylemişti.

El Fetih’in açıklaması, Filistin Yönetimi’nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden kendisini BM’ye tam üye yapmak için bu ay oy vermesini istemesi üzerine geldi; bu, İsrail ile iki devletli bir çözüm için artan küresel baskıya katkıda bulunacak bir hamle olarak yorumlanıyor.

1967 Ortadoğu savaşından sonra İsrail tarafından işgal edilen Batı Şeria, bölgenin Gazze’yi de içerecek ve başkenti Doğu Kudüs olan gelecekteki bağımsız bir devletin merkezi olmasını isteyen Filistinlilerle onlarca yıldır süren çatışmaların merkezinde yer alıyor.

Paylaşın

Radikal İslamcı Örgütten İran’da Çifte Saldırı: 5 ölü

2012 yılında kurulan ve Beluc azınlığın haklarını savunduğunu iddia eden radikal sünni örgüt Ceyş el-Adil’in İran’da düzenlediği saldırılarda en az beş asker ve bir polis hayatını kaybetti.

İran’ın en yoksul eyaletlerinden olan Sistan – Beluçistan, Şiilerin çoğunluğu oluşturduğu İran’da az sayıdaki Sünni bölgeden biri. Eyalet, Beluç azınlıktan militanlar ve Sünni Müslüman aşırılıkçı örgütlerin karıştığı çatışmalara sahne oluyor.

İran’ın Pakistan sınırındaki Sistan – Beluçistan eyaletinde güvenlik güçlerine düzenlenen iki ayrı saldırıda en az beş asker ve polisin öldüğü bildirildi.

İran İçişleri Bakan Yardımcısı Mecid Mirahmadi, devlet televizyonuna yaptığı açıklamada “İslami Devrim Muhafızları Ordusu ve polis teşkilatının beş mensubu, Rask’taki askeri üs ve Çabahar’daki polis karakoluna gece saatlerinde düzenlenen iki terör saldırısında şehit olmuştur” açıklaması yaptı. Mirahmadi, saldırılarda 10’dan fazla güvenlik görevlisinin de yaralandığını kaydetti.

Resmi haber ajansı IRNA da ölenlerden birinin asker, birinin güvenlik görevlisi, birinin Besic Direniş Gücü gönüllüsü ve ikisinin polis memuru olduğunu duyurdu. Devrim Muhafızları Kara Kuvvetleri Komutanı Muhammed Pakpur da yaptığı açıklamada, güvenlik güçleriyle çıkan çatışmada 15 saldırganın öldürüldüğünü bildirdi.

Ceyş el-Adil (Adalet Ordusu) örgütü Telegram kanalından saldırıları üstlenen bir mesaj yayımladı. Örgütün Aralık ayında Rask kentindeki bir polis karakoluna düzenlediği saldırıda 11 polis memuru, Ocak ayında yine Rask’taki bir karakola düzenlediği saldırıda da bir polis memuru hayatını kaybetmişti. 2012’de kurulan ve Beluc azınlığın haklarını savunma iddiasındaki örgüt, İran’ın yanı sıra ABD’nin de terör örgütleri listesinde yer alıyor.

İran’ın güneydoğusundaki Sistan – Beluçistan eyaleti yıllardır uyuşturucu kaçakçısı çeteler, Beluç azınlıktan militanlar ve Sünni Müslüman aşırılıkçı örgütlerin karıştığı çatışmalara sahne oluyor. Ülkenin en yoksul eyaletlerinden olan Sistan – Beluçistan, Şiilerin çoğunluğu oluşturduğu İran’da az sayıdaki Sünni bölgeden biri.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın