Her Gün 800 Kadın, Çocuk Doğururken Hayatını Kaybediyor

Dünya genelinde her gün yaklaşık 800 kadın, çocuk doğururken hayatını kaybediyor. Yine dünya genelindeki kadınların dörtte biri, cinsel ilişki talebinde bulunan eşine hayır deme hakkına sahip değil. Ayrıca her on kadından biri de doğum kontrolü konusunda kendi karar veremiyor.

Öte yandan Türkiye’de her 100 bin doğumda 17 kadının, çocuk doğururken yaşamını yitirdiği ifade ediliyor. 2004-2022 yılları arasındaki 18 senelik sürenin baz alındığı dönemde Türkiye’de nitelikli sağlık personelinin katıldığı doğumların ise yüzde 97 olduğu aktarılıyor.

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) tarafından hazırlanan bir rapora göre ırkçılık, cinsiyetçilik ve ayrımcılığın diğer türleri nedeniyle, dünya üzerinde milyonlarca kadın ve kızın cinsel ve üreme sağlığı hakkı zedeleniyor.

DW Türkçe’nin aktardığına göre; Siyasi karar alma organlarının büyük oranda erkeklerin hakimiyetinde olduğunu ifade eden UNFPA İcra Direktörü Natalia Kanem, kadınlara yeterince söz hakkı verilmediğini belirtti. Kadın bedeninin birçok kez siyasi çatışma alanı olarak suistimal edildiğini dile getiren Kanem, buna örnek olarak kürtaj hakkı ile ilgili tartışmalara işaret etti.

UNFPA raporuna göre, dünya genelinde her gün yaklaşık 800 kadın, çocuk doğururken hayatını kaybediyor. Yine dünya genelindeki kadınların dörtte biri, cinsel ilişki talebinde bulunan eşine hayır deme hakkına sahip değil. Ayrıca her on kadından biri de doğum kontrolü konusunda kendi karar veremiyor.

Rapor yoksulların toplumun en dezavantajlı kesimi olduğu gerçeğini bir kez daha ortaya koyuyor. Hamilelik, doğum ve doğum sonrası komplikasyonlar nedeniyle kadın ölümlerinin yarısı, insani kriz ve çatışmaların yaşandığı ülkelerde kayıtlara geçiyor. Bu da günde ortalama 500 ölüm vakasına tekabül ediyor. Diğer yandan tek tek ülkeler ele alındığında da, zengin kesimin yoksullara göre sağlık hizmetlerinden çok daha iyi yararlandığı görülüyor.

Dezavantajlı konumda bulunan kadınların durumunun iyileştirilmesine yönelik spesifik programlar uygulanmasını talep eden UNFPA, 79 milyar dolarlık bir yatırımla, düşük ve orta seviye gelirli ülkelerde, 2030 yılına dek yaklaşık 400 milyon planlanmamış gebeliğin önlenebileceğini ve bir milyon insanın hayatının kurtarılabileceğini ifade ediyor.

Türkiye’deki kadınların durumu

UNFPA raporu 2024 verileri, Türkiye’de yaşayan 15-49 yaş arası kadınların yüzde 48’inin herhangi bir gebelik önleyici yönteme başvurduğunu, bu oranın aynı yaş grubundaki evli ya da bir ilişki yaşayan kadınlarda yüzde 72 olduğunu ortaya koyuyor. Gebelik önleme için modern yöntemler kullanan kadınların oranı ise yine aynı yaş grubunda tüm kadınlarda yüzde 33, evli ve ilişkide olanlarda ise yüzde 50 olarak saptandı.

Raporda doğum esnasında anne ölümleri ile ilgili günümüze en yakın veriler 2020 yılından. Bu başlık altında Türkiye’de her 100 bin doğumda 17 kadının, çocuk doğururken yaşamını yitirdiği ifade ediliyor. 2004-2022 yılları arasındaki 18 senelik sürenin baz alındığı dönemde Türkiye’de nitelikli sağlık personelinin katıldığı doğumların ise yüzde 97 olduğu aktarılıyor.

Paylaşın

Mart Ayında 25 Kadın Öldürüldü: Kadınlar En Çok Evlerinde Öldürüldü

Mart ayı içerisinde 25 kadın erkekler tarafından öldürülürken, 21 kadın da şüpheli şekilde ölü bulundu. Kadınların 17’si evinde, 6’sı sokakta, 1’i ıssız yerde, 1’i işyerinde öldürüldü.

Mart ayında öldürülen 25 kadının 13’ü eşi, 3’ü eski sevgilisi, 2’si eski eşi, 2’si oğlu, 1’i babası, 1’i sevgilisi, 1’i kardeşi, 1’i tanımadığı biri, 1’i daha önce kadını kaçıran kişi tarafından öldürüldü.

“Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu”, Mart 2024 Raporu’nu açıkladı. Rapora göre; Mart ayı içerisinde 25 kadın cinayeti işlendi, 21 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulundu.

Öldürülen 25 kadından 3’ü boşanmayı istemek, barışmayı ve evlenmeyi reddetmek gibi bahanelerle, 1’i ekonomik bahanelerle öldürüldü. Caydırıcı cezaların verilmemesi, önleyici tedbirlerin uygulanmaması, cinayet bahanelerinin mahkemeler tarafından kabul edilmesi de şiddetin artarak sürmesine yol açıyor.

Mart ayında öldürülen 25 kadının 13’ü eşi, 3’ü eski sevgilisi, 2’si eski eşi, 2’si oğlu, 1’i babası, 1’i sevgilisi, 1’i kardeşi, 1’i tanımadığı biri, 1’i daha önce kadını kaçıran kişi tarafından öldürüldü. Bu ay kadınların yüzde 52’si eşi tarafından öldürüldü.

Kadınların 17’si evinde, 6’sı sokakta, 1’i ıssız yerde, 1’i işyerinde öldürülmüştür. Bu ay öldürülen kadınların yüzde 68’i evlerinde öldürüldü.

Bu ay öldürülen kadınların 15’i ateşli silahlarla, 10’u kesici aletle öldürüldü. Bu ay öldürülen kadınların yüzde 60’ı ateşli silah ile öldürüldü.

Son bir yılda failler hakkında şikayette bulunan 39 kadın öldürüldü

Son bir yılda 39 kadın failler hakkında polis veya savcılığa şikayette bulunmuş, korunmak için yetkili mercilere başvurmuş olmalarına rağmen öldürüldü. Bu ay öldürülen kadınların yüzde 20’sinin öldürüldükleri anda fail hakkında uzaklaştırma kararı olduğu biliniyor.

Geçen ay öldürülen Sevilay Karlı eski eşinin uzaklaştırma kararını ihlal ettiğine dair şikayette bulunmuştu. Karar tebliğ edilmeden Sevilay geçtiğimiz ay öldürüldü. Sevilay öldürüldükten bir ay sonra “Kovuşturmaya yer yoktur” kararı tebliğ edildi.

Raporda, “Yine bu ay gerçekleşen Hüsna Falay ve İrem Falay cinayetini işleyen failin cezaevinden izinli çıktığı bilgisi neden failin annesi Hüsna’ya verilmedi? Yasaları uygulamayanlar, görevlerini ihmal edenler kadın cinayetlerine ortaktır” denildi.

Kadınlar ve çocuklar cinsel şiddet tehdidiyle karşı karşıya yaşıyorlar. Bağcılarda 2009’da salıverilen fail Metin Şenay tarafından birden fazla çocuk sistematik bir biçimde istismara maruz bırakıldı.

En az 10 yıldır devam ettiği belirtilen bu istismarlar Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı gündemine daha yeni girebildi.

Şüpheli kadın ölümleri artıyor

Gaziantep’te vücudunun çeşitli yerlerinden silahla vurulmuş olarak yol kenarında bulunan kadının 32 yaşındaki Naciye Cengiz olduğu öğrenildi. Failin veya faillerin bulunması için soruşturma çalışmaları başlatıldı.

İstanbul’da 70 yaşındaki trans kadın Sanem evinde ölü bulundu.

İstanbul’da 48 yaşındaki Songül Kurt, Ensar Avuç’un evinde düşerek öldü. İddiaya göre Ensar Avuç korkudan cesedini poşete sarıp 10 gün boyunca sakladı.

Muş’ta eşi tarafından şiddete uğradıktan sonra evine gelen Ceylan Ö. ölü bulundu. Hastaneden darp raporu aldığı günün ertesi günü ölü bulunan Ceylan’ın intihar ettiği iddia ediliyor.

Trabzon’da 28 yaşındaki Elif A. 7. kattan düşerek hayatını kaybetti.

Trabzon’da 19 yaşındaki Rezzan Yel sahilde ölü olarak bulundu.

2024’te kadın cinayetleri artışta

Ocak ayında 31 kadın cinayeti işlendi, 21 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu. Kadınların yüzde 61’i evlerinde öldürüldü. 18 kadın eşi, eski eşi ya da boşanmak üzere olduğu kişi tarafından katledildi. Bu ay öldürülen kadınların 19’u, yüzde 61’i ateşli silahlarla, 9’u kesici aletle, 2’si boğularak öldürüldü. 1 kadının nasıl öldüğü tespit edilemedi.

Şubat ayında ise 36 kadın cinayeti işlendi, 17 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu. Kadınların yine en çok evlerinde öldürüldüğü tespit edildi. Bu ay öldürülen kadınların 25’i ateşli silahlarla, 9’u kesici aletle, 2’si boğularak öldürüldü. Bu ay öldürülen kadınların yüzde 69’u ateşli silah ile öldürüldü.

Türkiye’de 2023 yılında 300’den fazla kadının öldürüldüğü ortaya çıkmıştı. 2023’te öldürülen kadınların yüzde 35’i 19-35 yaş arası genç kadınlardı. Kadınlardan yüzde 65’i evlerinde öldürüldü. 2023 yılında en az 28 kadın koruma kararlarına rağmen öldürüldü. Devlet tarafından verilen koruma kararlarının uygulanmaması kadınların canına mal oldu. Öldürülen 291 kadının tedbir kararı durumu ise tespit edilemedi.

2023 yılında öldürülen kadınların yüzde 58’inin hangi bahaneyle öldürüldüğü tespit edilemedi. Bahanesi bilinen kadın cinayetleri arasında ise kadınların yaklaşık yüzde 70’i hayatlarına dair karar aldıkları için öldürüldü. Kadınlar en çok ayrılık, boşanma vb. gibi kendi özgür iradeleriyle hayatlarına dair aldıkları kararlar nedeniyle ölüme sürüklendi.

Paylaşın

Türkiye’de Kadınların Yüzde 80’den Fazlası Hijnenik Pede Erişemiyor

Derin Yoksulluk Ağı Girişimi’nin 2022 yılı araştırmasına göre Türkiye’de kadınların yüzde 82’si hijyenik pede erişemiyor. Kadın sağlığı açısından büyük önem taşıyan hijyenik ped yoksulluğu artık dar gelirli kişilere yardım kalemlerinden biri.

“Hijyenik ped erişimi her kadının hakkı” cümlesi ile duyurulan haber, Türkiye’de regl yoksulluğu ile mücadele için önemli bir adım olarak görülüyor. Daha önce de Kadın Savunma Ağı, hijyenik pedlerin ücretsiz olması talebiyle Hazine ve Maliye Bakanlığına dilekçe sunmuştu.

Regl yoksulluğu sadece Türkiye’de değildünya çapında bir sorun. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’nun (UNFPA) verilerine göre dünya genelinde yaklaşık 500 milyon kadın ve kız çocuğu, regl döneminde ihtiyaç duydukları hijyenik ürünlere ulaşamıyor ve ömürleri boyunca regl yoksulluğu ile mücadele ediyor.

Türkiye’de marketlerdeki ürün fiyatlarını tırmandıran ekonomik kriz, temel ihtiyaç ürünlerine ulaşılmasını giderek zorlaştırıyor. Ulaşılması zor ürünlerin başında da kadınların her ay regl olduklarında ihtiyaç duyduğu hijyenik ped geliyor.

Regl yoksulluğu ile mücadele amacıyla kurulan Konuşmamız Gerek Derneği’nin yaptığı pazar araştırmasına göre 24’lü hijyenik ped fiyatları Nisan 2024’te bir önceki yılın aynı dönemine göre 2,2 katına çıktı. Menstrüel ürünlerin fiyat artışını resmi rakamlara göre tespit etmek mümkün olmuyor. Nedeni ise Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) enflasyon hesaplamasının temelini oluşturan madde fiyat listesini Haziran 2022’den bu yana açıklamaması.

Ancak TÜİK’in 2022 tarihli verileri de hijyenik ped fiyatlarında son yıllardaki artışı gözler önüne seriyor. Buna göre hijyenik pede 2022 yılında bir önceki yıla kıyasla yüzde 51 zam gelmişti.

Mart 2022’de aralarında hijyenik pedin de bulunduğu temel ihtiyaç maddelerinin Katma Değer Vergisi (KDV) oranı yüzde 18’den yüzde 8’e indirilmiş, ancak bu ped fiyatlarındaki artışı önlemeye yetmemişti. Temmuz 2023’te ise aralarında hijyenik pedlerin de bulunduğu bir grup temel ihtiyaç ürününün KDV oranı yüzde 8’den yüzde 10’a çıkarıldı. 2023 yılında ise pede yaklaşık yüzde 186 oranında zam geldi.

Derin Yoksulluk Ağı Girişimi’nin 2022 yılı araştırmasına göre Türkiye’de kadınların yüzde 82’si hijyenik pede erişemiyor. Kadın sağlığı açısından büyük önem taşıyan hijyenik ped yoksulluğu artık dar gelirli kişilere yardım kalemlerinden biri. İlk kez bir belediye sınırları içerisinde yaşayan tüm kadınlara ücretsiz menstrüel ürün desteği uygulaması başlattı.

Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB), 31 Mart yerel seçimlerinin ardından ilk icraat olarak belediye bünyesindeki Kadın Danışma Merkezleri aracılığıyla ayda bir kez şehirde yaşayan tüm kadınlara hijyenik ped desteği sağlanacağını duyurdu.

“Hijyenik ped erişimi her kadının hakkı” cümlesi ile duyurulan haber, Türkiye’de regl yoksulluğu ile mücadele için önemli bir adım olarak görülüyor. Daha önce de Kadın Savunma Ağı, hijyenik pedlerin ücretsiz olması talebiyle Hazine ve Maliye Bakanlığına dilekçe sunmuştu.

Regl yoksulluğu sadece Türkiye’de değildünya çapında bir sorun. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’nun (UNFPA) verilerine göre dünya genelinde yaklaşık 500 milyon kadın ve kız çocuğu, regl döneminde ihtiyaç duydukları hijyenik ürünlere ulaşamıyor ve ömürleri boyunca regl yoksulluğu ile mücadele ediyor.

Regl yoksulluğu tam olarak nedir?

2016 yılından beri regl tabusu ve regl yoksulluğu ile mücadele eden Konuşmamız Gerek Derneği kurucularından İlayda Eskitaşçıoğlu, bu sorunu “Regl yoksulluğu, regl olan kişilerin bu dönemde ihtiyaç duydukları hijyenik ped, tampon gibi menstrüel ürünlere, temiz iç çamaşırı, temiz güvenli bir tuvalet ve temiz su kaynaklarına erişebilmesi problemi” olarak tanımlıyor.

DW Türkçe’den Ece Çelik‘in sorularını yanıtlayan Eskitaşçıoğlu, belli bir kesimin rahatça ulaşamadığı hijyenik koşulların yanı sıra regl hakkında açık bilgiye ulaşamamanın regl yoksulluğunun önemli bir boyutunu oluşturduğu görüşünde.

Toplumda büyük bir regl tabusu olduğunu ifade eden Eskitaşçığlu, “Bu tabu regl olmanın ve regl olan bedenler hakkında konuşmanın ayıp, günah ya da kirli sayıldığı regl deneyimlerini kamu politikalarından tamamen dışlayan sosyal norm haline gelmiş durumda” diye konuşuyor.

Menstrüel adaleti sağlayabilmek için çalıştıklarını vurgulayan Eskitaşçıoğlu, deprem döneminde bu adaletsizliğin zirve yaptığını vurguluyor. Şubat 2023’ten itibaren deprem sahasında aktif şekilde menstrüel bakım ihtiyaçlarını karşılayabilmek için çalıştıklarını söyleyen Eskitaşçıoğlu, menstrüel bakım kitleri oluşturarak depremden etkilenen bölgelere dağıttıklarını, regl olmakla ilgili açık ve doğru bilgiyi paylaşmak için güvenli alanlar oluşturduklarını anlatıyor.

Kadın çemberleri ve ergen oturumlarıyla deprem bölgesinde çalışmalar yürüttüklerini ifade eden Eskitaşçıoğlu yerel seçimlerin ardından ABB’nın bu uygulamasının tüm kadınlar açısından bir kazanım olduğunu söylüyor.

Konuşmamız Gerek Derneği’nin Türkiye’nin 81 ilinde 18 yaşından büyük 4108 kişiyle yaptığı Türkiye’de Regl Yoksulluğu Araştırması’na göre kadınların sadece yüzde 26,4’ü menstrüel ürünleri satın alırken hiçbir zaman zorluk yaşamadığını, yüzde 42,5’i nadiren zorluk yaşadığını, yüzde 22,6’sı sıklıkla zorluk yaşadığını ve yüzde 8,5’i her zaman zorluk yaşadığını belirtiyor.

Regl yoksulluğu dezavantajlı grupları daha çok etkiliyor. UNFPA’in 2022 yılında yayımladığı Türkiye’deki Mülteci Kadınlar ve Kız Çocuklarında Menstrüel Hijyen Yönetimi raporu Türkiye’de yaşayan her iki mülteci kadın ve kız çocuğundan birinin “çok pahalı” olduğu için hijyenik regl ürünlerine ulaşamadığını ortaya koyuyor.

Bu uygulamanın belediyelerin menstrüel adalet alanında oynayabilecekleri önemli bir rolün göstergesi olduğunu belirten Eskitaşçıoğlu, “Belediyenin menstrüel bakım ihtiyaçlarını temel ihtiyaç olarak görüp bütçesini buna göre planlıyor olması, herkese açık olması ve sadece belirli bir merkezden değil ilçelerde bulunan kadın lokallerinden alınabilecek olması çok değerli” diyor.

Yalnızca hijyenik ped dağıtmanın regl yoksulluğunu ortadan kaldırmayacağını hatırlatan Eskitaşçıoğlu, regl odaklı oturumları da kapsayan eğitim programlarıyla birlikte uygulamanın genişletebileceğini ve bu uygulamaların diğer belediyelere de yayılmasını umduklarını söylüyor.

Her ay ücretsiz hijyenik ped desteği İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da seçim vaatleri arasında yer alıyordu. İmamoğlu daha önce düzenli olmamakla birlikte yurtlarda ücretsiz ped dağıtmıştı.

31 Mart yerel seçimlerinden önce İmamoğlu, ücretsiz ped desteğinin yanı sıra kadınlara yönelik yılda bir kez ücretsiz ultrason hizmeti, jinekolojik sağlık kontrolü, SMEAR ve HPV testi gibi vaatlerde bulunmuştu.

Paylaşın

Türkiye’de Kadınların İstihdam Oranı Erkeklerin Yarısından Daha Az

2022 yılında 15 ve daha yukarı yaştaki nüfusun istihdam oranının yüzde 47,5 olurken, bu oran kadınlarda yüzde 30,4, erkeklerde ise yüzde 65,0 oldu. En yüksek kadın istihdam oranı, yüzde 37,4 ile Trabzon, Ordu, Giresun, Rize, Artvin ve Gümüşhane bölgesinde, en düşük kadın istihdam oranı ise ise 18,2 ile Mardin, Batman, Şırnak ve Siirt bölgesinde gerçekleşti.

Haber Merkezi / 2022 yılında 15 ve daha yukarı yaştaki nüfusun işgücüne katılma oranının yüzde 53,1 olurken, bu oran kadınlarda yüzde 35,1, erkeklerde ise yüzde 71,4 oldu. İşgücüne katılma oranı eğitim durumuna göre incelendiğinde, kadınların eğitim seviyesi yükseldikçe işgücüne daha fazla katıldıkları görüldü.

Okuryazar olmayan kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 13,9, lise altı eğitimli kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 27,1, lise mezunu kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 36,1, mesleki veya teknik lise mezunu kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 43,0 iken, yükseköğretim mezunu kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 68,8 oldu.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), İstatistiklerle Kadın 2023 verilerini açıkladı: Buna göre; Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre 31 Aralık 2023 tarihi itibarıyla, kadın nüfus 42 milyon 638 bin 306 kişi, erkek nüfus 42 milyon 734 bin 71 kişi oldu.

Diğer bir ifadeyle, toplam nüfusun yüzde 49,9’unu kadınlar, yüzde 50,1’ini ise erkekler oluşturdu. Kadınlar ile erkekler arasındaki bu oransal denge, kadınların daha uzun yaşaması nedeniyle, 60 ve daha yukarı yaş grubundan itibaren kadınların lehine değişti. Kadın nüfusun oranı, 60-74 yaş grubunda yüzde 52,1 iken 90 ve üzeri yaş grubunda yüzde 70,2 oldu.

Hayat Tabloları sonuçlarına göre, doğuşta beklenen yaşam süresi 2020-2022 döneminde Türkiye geneli için 77,5 yıl iken kadınlarda 80,3 yıl, erkeklerde 74,8 yıl oldu. Genel olarak kadınların erkeklerden daha uzun yaşadığı ve doğuşta beklenen yaşam süresi farkının 5,5 yıl olduğu görüldü.

Hayat Tabloları sonuçlarına göre, belirli bir yaştaki kişinin günlük hayattaki faaliyetlerini sınırlandıracak bir sağlık sorunu olmadan yaşaması beklenen yıl sayısını ifade eden sağlıklı yaşam süresi, 2020-2022 döneminde sıfır yaşında bulunan bir kişi için Türkiye genelinde 58,4 yıl iken kadınlarda 57,0 yıl, erkeklerde 59,7 yıl oldu. Buna göre, erkeklerin doğuşta sağlıklı yaşam süresinin kadınlardan 2,7 yıl daha uzun olduğu görüldü.

Türkiye Sağlık Araştırması sonuçlarına göre boy ve kilo değerleri kullanılarak hesaplanan vücut kitle indeksi incelendiğinde, 2022 yılında 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerin yüzde 20,2’sinin obez, yüzde 35,6’sının ise obez öncesi durumda olduğu görüldü. Obez bireylerin oranı cinsiyete göre incelendiğinde, kadınların yüzde 23,6’sının obez ve yüzde 30,9’unun obez öncesi durumda, erkeklerin yüzde 16,8’inin obez ve yüzde 40,4’ünün obez öncesi durumda olduğu görüldü.

Ulusal Eğitim İstatistiklerine göre, ortalama eğitim süresinin yıllara göre arttığı görüldü. Türkiye geneli için ortalama eğitim süresi 2011 yılında 7,3 yıl, kadınlarda 6,4 yıl, erkeklerde 8,3 yıl iken, 2022 yılında Türkiye genelinde 9,2 yıl, kadınlarda 8,5 yıl, erkeklerde 10,0 yıl oldu.

Ulusal Eğitim İstatistiklerine göre, en az bir eğitim düzeyini tamamlayan 25 ve daha yukarı yaştaki nüfusun toplam nüfus içindeki oranının 2008-2022 yılları arasında arttığı görüldü. En az bir eğitim düzeyini tamamlayan 25 ve daha yukarı yaştaki bireylerin toplam nüfus içindeki oranı, 2008 yılında yüzde 75,1 iken 2022 yılında yüzde 91,3 oldu. Bu oran cinsiyete göre incelendiğinde, 2008 yılında en az bir eğitim düzeyini tamamlayan 25 ve daha yukarı yaştaki kadınların oranı yüzde 67,5, erkeklerin oranı yüzde 82,8 iken, bu oran 2022 yılında kadınlarda yüzde 86,7, erkeklerde ise yüzde 96,1 oldu.

Ulusal Eğitim İstatistiklerine göre, yüksekokul ve fakülte, yüksek lisans ve doktora mezunu olan 25 ve daha yukarı yaştaki nüfusun toplam nüfus içindeki oranı, 2008 yılında yüzde 9,1 iken 2022 yılında yüzde 23,5 oldu. Bu oran cinsiyete göre incelendiğinde, 2008 yılında yükseköğretim mezunu olan 25 ve daha yukarı yaştaki kadınların oranı yüzde 7,1, erkeklerin oranı yüzde 11,2 iken bu oran 2022 yılında kadınlarda yüzde 21,6, erkeklerde ise yüzde 25,5 oldu.

Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre 2022 yılında 15 ve daha yukarı yaştaki nüfusun işgücüne katılma oranının yüzde 53,1 olduğu görüldü. Bu oran kadınlarda yüzde 35,1, erkeklerde ise yüzde 71,4 oldu.

İşgücüne katılma oranı eğitim durumuna göre incelendiğinde, kadınların eğitim seviyesi yükseldikçe işgücüne daha fazla katıldıkları görüldü. Okuryazar olmayan kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 13,9, lise altı eğitimli kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 27,1, lise mezunu kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 36,1, mesleki veya teknik lise mezunu kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 43,0 iken, yükseköğretim mezunu kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 68,8 oldu.

Kadınların istihdam oranının erkeklerin yarısından daha az

Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre 2022 yılında 15 ve daha yukarı yaştaki nüfusun istihdam oranının yüzde 47,5 olduğu görüldü. Bu oran kadınlarda yüzde 30,4, erkeklerde ise yüzde 65,0 oldu. En yüksek istihdam oranı yüzde 54,1 ile Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli bölgesinde, en düşük istihdam oranı ise yüzde 33,8 ile Mardin, Batman, Şırnak v e Siirt bölgesinde gerçekleşti.

En yüksek kadın istihdam oranı, yüzde 37,4 ile Trabzon, Ordu, Giresun, Rize, Artvin ve Gümüşhane bölgesinde, en düşük kadın istihdam oranı ise yüzde 18,2 ile Mardin, Batman, Şırnak ve Siirt bölgesinde gerçekleşti. En yüksek erkek istihdam oranı, yüzde 72,8 ile Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli bölgesinde, en düşük erkek istihdam oranı ise yüzde 50,8 ile Mardin, Batman, Şırnak ve Siirt bölgesinde gerçekleşti.

Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre yarı zamanlı çalışanların istihdam içindeki oranının 2022 yılında yüzde 9,8 olduğu görüldü. Bu oran kadınlarda yüzde 16,1, erkeklerde ise yüzde 6,7 oldu.

Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre hanesinde 3 yaşın altında çocuğu olan 25-49 yaş grubundaki bireylerin istihdam oranı, 2014 yılında yüzde 59,8 iken 2022 yılında yüzde 60,5 oldu. Bu oran cinsiyete göre incelendiğinde, 2022 yılında hanesinde 3 yaşın altında çocuğu olan 25-49 yaş grubundaki kadınların istihdam oranının yüzde 28,0, erkeklerin istihdam oranının ise yüzde 90,5 olduğu görüldü.

Cinsiyetler arası ücret veya kazanç farkı, erkek ve kadın arasındaki ücret veya kazanç farkının erkek ücret veya kazancına yüzdesel oranı olarak tanımlanmaktadır. Kazanç Yapısı İstatistiklerine göre, yıllık ortalama brüt ücret-maaş ile hesaplanan gösterge için en yüksek fark yüzde 17,1 ile yükseköğretim mezunlarında, en düşük fark yüzde 12,4 ile yine ilkokul ve altı mezunlarda gerçekleşti. Yıllık ortalama brüt kazanç ile hesaplanan gösterge için ise, en yüksek fark yüzde 19,6 ile lise mezunlarında, en düşük fark ise yüzde 14,5 ile ilkokul ve altı mezunlarda gerçekleşti.

Dışişleri Bakanlığı verilerine göre kadın büyükelçi oranı 2011 yılında yüzde 11,9 iken 2023 yılında yüzde 27,3 oldu. Erkek büyükelçi oranı ise 2011 yılında yüzde 88,1 iken 2023 yılında yüzde 72,7 oldu. Türkiye Büyük Millet Meclisi verilerine göre 2023 yıl sonu itibarıyla 599 milletvekili içerisinde kadın milletvekili sayısının 119, erkek milletvekili sayısının ise 480 olduğu görüldü. Meclisteki kadın milletvekili oranı 2007 yılında yüzde 9,1 iken, 2023 yılında yüzde 19,9 oldu.

Yükseköğretim İstatistiklerine göre yükseköğretimde görevli profesörler içerisindeki kadın profesör oranı 2010-2011 öğretim yılında yüzde 27,6 iken 2022-2023 öğretim yılında yüzde 33,9 oldu. Yükseköğretimde görevli doçentler içerisindeki kadın doçent oranı ise, 2010-2011 öğretim yılında yüzde 32,2 iken 2022-2023 öğretim yılında yüzde 40,8 oldu.

Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre şirketlerde üst ve orta düzey yönetici pozisyonundaki kadın oranı 2012 yılında yüzde 14,4 iken 2022 yılında yüzde 19,6 oldu.

Belirli bir dönemde (genellikle bir takvim yılı) bir kişi ya da grup tarafından Ar-Ge faaliyetleri için harcanan sürenin aynı dönemde çalışılan toplam süreye bölünmesi yoluyla hesaplanan Tam Zaman Eşdeğeri (TZE), 0 ile 1 arasında bir değer alarak uluslararası Ar-Ge personeli karşılaştırmalarında kullanılmaktadır.

Araştırma-Geliştirme Faaliyetleri Araştırması sonuçlarına göre, TZE cinsinden kadın Ar-Ge personel sayısı, 2022 yılında 93 bin 41 kişi ile toplam Ar-Ge personel sayısının yüzde 34,1’ini oluşturdu. Sektörler itibarıyla TZE cinsinden kadın Ar-Ge personel oranı, yükseköğretimde yüzde 47,5, kâr amacı olmayan kuruluşların da dâhil edildiği genel devlette yüzde 31,0, mali ve mali olmayan şirketlerde ise yüzde 27,3 oldu.

Ortalama ilk evlenme yaşı kadınlarda 25,7

Evlenme İstatistiklerine göre resmi olarak ilk evliliğini 2023 yılında yapmış olan kadınların ortalama evlenme yaşı 25,7 iken erkeklerin ortalama evlenme yaşı 28,3 oldu. Ortalama ilk evlenme yaşının en yüksek olduğu il, kadınlarda 29,0 yaş, erkeklerde 32,7 yaş ile Tunceli oldu. Ortalama ilk evlenme yaşının en düşük olduğu il ise kadınlarda 22,9 yaş ile Ağrı, erkeklerde 26,2 yaş ile Şanlıurfa oldu.

ADNKS sonuçlarına göre resmi evliliklerde eşler arasındaki eğitim farkı incelendiğinde, 2022 yılında kadınların yüzde 38,9’unun kendilerinden daha yüksek eğitimli erkeklerle evli olduğu görüldü. Eşlerinden daha yüksek eğitimli olan kadınların oranının yüzde 16,2, eğitim seviyeleri aynı olan eşlerin oranının ise yüzde 42,8 olduğu görüldü.

Boşanma İstatistiklerine göre 2023 yılında kesinleşen boşanma davaları sonucu çocukların velayetinin çoğunlukla anneye verildiği görüldü. Annenin velayetine verilen çocuk oranı yüzde 74,9 iken babanın velayetine verilen çocuk oranı ise yüzde 25,1 oldu.

Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması sonuçlarına göre 2023 yılında 16-74 yaş grubundaki bireylerin İnternet kullanım oranı yüzde 87,1 oldu. Bu oran kadınlarda yüzde 83,3 iken erkeklerde yüzde 90,9 oldu.

Yaşam Memnuniyeti Araştırması sonuçlarına göre 2023 yılında, yaşadıkları çevrede gece yalnız yürürken kendilerini güvensiz hissedenlerin oranı yüzde 18,9 iken bu oran kadınlarda yüzde 27,4, erkeklerde yüzde 10,2 oldu. Kadınların yüzde 56,3’ü, erkeklerin ise yüzde 75,8’i yaşadıkları çevrede gece yalnız yürürken kendilerini güvende hissetti.

Evde yalnız olduklarında kendilerini güvensiz hissedenlerin oranı 2023 yılında yüzde 4,6 iken bu oran kadınlarda yüzde 6,3, erkeklerde yüzde 2,7 oldu. Kadınların yüzde 83,4’ü, erkeklerin ise yüzde 90,8’i evde yalnız olduklarında kendilerini güvende hissetti.

Paylaşın

Türkiye’de Şubat Ayında En Az 36 Kadın Öldürüldü

Şubat ayında 36 kadın, erkekler tarafından öldürüldü. Öldürülen 36 kadının 10’u evli olduğu erkek, 7’si eskiden evli olduğu erkek, 7’si birlikte olduğu erkek, 4’ü babası, 3’ü oğlu, 2’si tanıdık biri, 1’i tanımadığı biri tarafından öldürüldü.

Haber Merkezi / Öldürülen 36 kadından 17’si boşanmak istediği için, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak istemesi bahanesi ile, 2’si ekonomik bahanelerle, 1’i failin evli olduğu kadınla arasını bozduğunu düşündüğü için, 1’i uyuşturucu parası vermediği, 1’i kötü yola düştüğü bahanesi, 2’si kızının ve kardeşinin kararını desteklediği bahanesiyle öldürüldü. 12’sinin ise hangi bahaneyle öldürüldüğü tespit edilemedi.

36 kadından 17’si evinde, 11’i sokakta, 2’si arabada, 2’si otelde, 1’i arazide, 1’i ıssız yerde, 1’i işyerinde, 1’i lojmanda öldürüldü. Kadınların 25’i ateşli silahlarla, 9’u kesici aletle, 2’si boğularak öldürüldü.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP), Şubat ayı kadın cinayetleri raporunu açıkladı. Rapora göre, Şubat ayında 36 kadın, erkekler tarafından öldürüldü. 17 kadın da şüpheli şekilde ölü bulundu.

Öldürülen 36 kadından 17’si boşanmak istediği için, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak istemesi bahanesi ile, 2’si ekonomik bahanelerle, 1’i failin evli olduğu kadınla arasını bozduğunu düşündüğü için, 1’i uyuşturucu parası vermediği, 1’i kötü yola düştüğü bahanesi, 2’si kızının ve kardeşinin kararını desteklediği bahanesiyle öldürüldü. 12’sinin ise hangi bahaneyle öldürüldüğü tespit edilemedi.

Öldürülen 36 kadının 10’u evli olduğu erkek, 7’si eskiden evli olduğu erkek, 7’si birlikte olduğu erkek, 4’ü babası, 3’ü oğlu, 2’si tanıdık biri, 1’i tanımadığı biri tarafından öldürülmüştür. 2 olayda ise failin yakınlığı tespit edilememiştir. Bu ay kadınların yüzde 28’i evli olduğu erkek tarafından öldürüldü.

Kadınların 17’si evinde, 11’i sokakta, 2’si arabada, 2’si otelde, 1’i arazide, 1’i ıssız yerde, 1’i işyerinde, 1’i lojmanda öldürülmüştür. Bu ay öldürülen kadınların yüzde 47’si evlerinde öldürüldü. Bu ay öldürülen kadınların 25’i ateşli silahlarla, 9’u kesici aletle, 2’si boğularak öldürüldü. Bu ay öldürülen kadınların yüzde 69’u ateşli silah ile öldürüldü.

Paylaşın

Türkiye’de 24 Saatte 8 Kadın Cinayeti

Dünyada kadın cinayeti sıralamasında ilk sıralarda yer alan Türkiye’de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne sayılı günler kala 8 kadın eşleri ya da boşandıkları kişiler tarafından katledildi.

Haber Merkezi / Türkiye’de basına yansıyan haberlere göre önceki gün en az 8 kadın cinayeti işlendi. Denizli’nin Pamukkale ilçesinde, Afganistanlı Nasim Gol Karımı adlı kadın evli olduğu Muhammet Esmail Habibi tarafından boğazından bıçaklanarak öldürüldü.

İzmir’in Aliağa ilçesinde Özlem Çankaya adlı kadın evli olduğu ve bir süredir ayrı yaşadığı Ahmet Çankaya tarafından iş görüşmesi çıkışında bıçaklanarak öldürüldü.

İstanbul Çekmeköy’de Emine Ülkü Araz adlı kadın kendisini rehin alan evli olduğu erkek tarafından vurularak öldürüldü.

Sakarya’nın Akyazı ilçesinde Hatun Ekrem Aslan adlı kadın boşanma aşamasında olduğu Ali Rıza Aslan, tarafından tabancayla vurarak öldürüldü. Ali Rıza Aslan cinayet sonrası intihar etti.

İstanbul Pendik’te yaşayan Sevilay Karlı, 5 ay önce boşandığı Ümit Karlı tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Ümit Karlı gözaltına alındı.

Adıyaman Samsat’ta Kasım A., evli olduğu Tuğba A.’yı, bacanağı Abidin A. ve 9 yaşındaki Mustafa A.’yı tabancayla vurarak öldürdü.

Adana’da Nurseli K. adlı kadın çalıştığı iş yerini basan ayrıldığı erkek Oktay D. tarafından tüfekle dizinden vuruldu. Ağır yaralanan Nurseli K. hastanede tedaviye alınırken, Oktay D. tutuklandı.

Erzurum’da cezaevinden firar eden boşanmak istediği Şafak Saydam’ın tabancayla vurduğu Elif Saydam bir haftalık yaşam savaşını kaybetti. Elif Saydam toprağa verildi.

Bursa’da, Tuba Ateşci adlı kadın bir yıl önce boşandığı Murat Demir tarafından kıskançlık bahanesiyle vurularak öldürüldü. Demir cinayet sonrası intihar etti.

“İşte AKP Türkiyesi, Türkiye Yüzyılı…”

Kadın Dayanışma Komiteleri (KDK) “İşte AKP Türkiyesi, Türkiye Yüzyılı…” başlığıyla konuya ilişkin yaptığı açıklamada öldürülen kadınların biri hariç hepsinin boşanma aşamasında olduğu veya boşandığı kişi tarafından öldürüldüğüne dikkat çekti.

Yapılan açıklamada devletin tüm olanaklarına sahip olan AKP’nin bu gücü kadın cinayetlerini önlemek için değil, kadınları daha da karanlığa boğmak için kullandığı vurgulanarak emekçi kadınlara “bu karanlıkta birbirimizin yoluna ışık olalım” çağrısı yapıldı.

KDK’nin açıklamasında şu ifadelere yer verildi: AKP ile daha da kararan bu sömürü düzeninde bizler Medeni Kanun’daki boşanma hakkımızı bile kullanamıyoruz. Hukuken boşansak bile gerçek hayatta bunun karşılığı olmuyor.

Bu da yetmiyor, devletin tüm olanaklarına sahip olan AKP bu gücü kadın cinayetlerini önlemek için değil, kadınları daha da karanlığa boğmak için kullanıyor. Aile hukukuna arabuluculuk getirmenin, nafaka hakkımızı tırpanlamanın tasarıları üzerinde çalışıyorlar.

Bu ülkede AKP cenahından biz kadınların haklarına dair açılan her tartışma, dinci gericilik uğruna atılan her bir adım, kadınlara dair söylenen her bir söz kadın cinayetlerinin artmasına sebep oluyor. Bu yüzden KDK olarak laik, eşitlikçi ve emekçilerin çıkarlarına işleyen bir ülkenin kurulması gerektiğini savunuyoruz. Böyle bir ülke de ancak biz işçilerin, emekçilerin iktidarıyla kurulur.

Mücadelemiz ve çağrımız tüm emekçi kadınlaradır. Gelin hem bu karanlık günlerde birbirimizin yoluna ışık olalım, hem de insanca yaşayacağımız bir ülke için birlikte mücadele edelim.

Paylaşın

Ocak Ayında Her Gün Bir Kadın Öldürüldü!

2024 yılının ilk atında 31 kadın öldürüldü. Öldürülen 31 kadının 11’i evli olduğu erkek, 5’i eskiden evli olduğu erkek, 3’ü birlikte olduğu erkek, 3’ü tanıdığı biri, 3’ü akrabası, 2’si eskiden birlikte olduğu erkek, 2’si babası, 1’i oğlu, 1’i tanımadığı biri tarafından öldürüldü.

Haber Merkezi / Kadınların 19’u evinde, 7’si sokakta, 2’si eğlence mekanında, 2’si kamusal alanda, 1’i arabada  öldürülürken, öldürülen kadınların 19’u ateşli silahlarla, 9’u kesici aletle, 2’si boğularak öldürüldü. 1 kadının nasıl öldüğü tespit edilemedi.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP), Ocak 2024 Raporu’nu yayımladı. Rapora göre, ocak ayında 31 kadın öldürüldü, 21 kadın şüpheli  şekilde ölü bulundu.

Öldürülen 31 kadından 6’sı boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak istemesi bahanesi ile, 1’i ekonomik bahanelerle, 1’i annesini koruduğu için öldürüldü. 23’ünün ise hangi bahaneyle öldürüldüğü tespit edilemedi.

Kadınların yüzde 35’i evli olduğu erkek tarafından öldürüldü: Ocak ayında 31 kadının 11’i evli olduğu erkek, 5’i eskiden evli olduğu erkek, 3’ü birlikte olduğu erkek, 3’ü tanıdığı biri, 3’ü akrabası, 2’si eskiden birlikte olduğu erkek, 2’si babası, 1’i oğlu, 1’i ise tanımadığı biri tarafından öldürüldü.

Kadınların yüzde 61’i evlerinde öldürüldü: Ocak ayında kadınların 19’u evinde, 7’si sokakta, 2’si eğlence mekanında, 2’si kamusal alanda, 1’i arabada öldürüldü.

Kadınların yüzde 61’i ateşli silah ile öldürüldü: Bu ay öldürülen kadınların 19’u ateşli silahlarla, 9’u kesici aletle, 2’si boğularak öldürüldü. 1 kadının nasıl öldüğü tespit edilemedi.

Ocak ayında gerçekleşen 31 kadın cinayetinin 11’inde öldürülen kadınların yanında failler başkasını öldürdü veya yaraladı.

Paylaşın

Nobel Barış Ödülü Sahibi Nergis Muhammedi’ye 15 Ay Daha Hapis Cezası

İran Devrim Mahkemesi, Nobel Barış Ödülü sahibi Nergis Muhammedi’yi İslam Cumhuriyeti’ne karşı kara propaganda yaptığı iddiasıyla 15 ay daha hapis cezasına çarptırdı:

Haber Merkezi / “15 ay hapis, iki yıl Tahran ve komşu iller dışına sürgün, iki yıl seyahat yasağı, iki yıl sosyal – siyasi gruplara katılma yasağı, ve iki yıl akıllı telefon kullanma yasağı.”

Hayatının son yirmi yılında birçok kez hapis cezası alan Nergis Muhammedi‘nin ailesi, cezanın 19 Aralık’ta verildiğini ve Muhammedi‘nin duruşmalara özellikle katılmamayı tercih ettiğini açıkladı.

Nergis Muhammedi, şu anda Tahran’da yer alan Evin Hapishanesi’nde iktidara karşı propaganda yapmak, hapishanede itaatsizlik ve yetkililere hakaret etmek suçlarından verilen 30 ay hapis cezasını çekiyor.

1972 doğumlu Nergis Safiye Muhammedi, insan hakları aktivisti ve gazeteci. Nobel Barış Ödülü sahibi Şirin Ebadi’nin başkanlığını yaptığı İnsan Hakları Savunucuları Merkezi’nin başkan yardımcısı.

Kendisi İran’da başörtüsüne karşı kitlesel feminist sivil itaatsizliğin sesli bir savunucusu ve 2023’te hazırlanan başörtüsü ve iffet programının sesli bir eleştirmeni.

Mayıs 2016’da Tahran’da “ölüm cezasının kaldırılması için kampanya yürüten bir insan hakları hareketi” kurmak ve yürütmek suçundan 16 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 2020’de serbest bırakıldı, ancak 2021’de hapishaneye geri gönderildi ve o zamandan beri tutuklu kadınlara yönelik tacize ilişkin raporlar verdi.

Ekim 2023’te hapishanedeyken, “İran’da kadınlara yönelik baskıya karşı ve herkes için insan hakları ve özgürlüğü destekleme mücadelesi nedeniyle” 2023 Nobel Barış Ödülü’ne layık görüldü. İran Dışişleri Bakanlığı Muhammedi’ye ödül verilmesi kararını kınadı.

Nergis Safiye Muhammedi, ayrıca, Alexander Langer Ödülü (2009) ve Andrei Sakharov Ödülü’ne de (2018) layık görüldü.

Paylaşın

Bir Yılda 385 Kadın Öldürüldü: Faillerin Yüzde 32’si Evli Olduğu Erkek

2023 yılında, 385 kadın öldürülürken, 310 kadın şüpheli bir şekilde hayatını yitirdi, 688 kadın şiddet / yaralamaya, 109 kadın tehdide, 46 kadın ağır yaralamaya, 57 kadın tacize, 26 kadın da cinsel saldırıya maruz kaldı.

Cinayetlerin yüzde 14,8’i İstanbul, yüzde 9,1’i İzmir, yüzde 5,7’si Ankara, cinsel saldırıya uğrayanların yüzde 34,6’sı İstanbul, yüzde 7,7’si Diyarbakır, yüzde 7,7’si Balıkesir’de olduğu kaydedildi.

Sosyo Politik Saha Araştırmaları Merkezi, 1 Ocak – 31 Aralık 2023 tarihleri arasında basına yansıyan kadına şiddet verilerine dair çetelesini yayınladı. Çetelenin, JINNEWS, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Bianet, Mezopotamya Ajansı, Anıt Sayaç ve birçok yerel ve ulusal basın ağından toplanan verilerin sonucunda hazırlandığı bilgisine yer verildi.

Raporda cinayetlerin yüzde 14,8’inin İstanbul, yüzde 9,1’inin İzmir, yüzde 5,7’sinin Ankara; cinsel saldırıya uğrayanların yüzde 34,6’sının İstanbul, yüzde 7,7’sinin Diyarbakır, yüzde 7,7’sinin Balıkesir’de; çocuğa dönük suçların yüzde 22,7’sinin İstanbul, yüzde 9,4’ünün Urfa, yüzde 9,8’inin Antalya’da yaşandığı bilgisine yer verildi.

Rapora göre; kadınların yüzde 39,3’ü şiddete maruz kaldı. Yüzde 22’si katledildi, yüzde 17,7’si şüpheli şekilde yaşamını yitirdi, yüzde 6,2’si tehdit edildi. Yüzde 3,3’ü tacize, yüzde 2,6’sı ağır yaralamayla sonuçlanan şiddete, yüzde 1,5’i cinsel saldırıya maruz kalırken, “çocuk istismarı” oranı ise yüzde 7,3 olarak kaydedildi. Raporda, “Mağdurlardan 688 kişi şiddet/yaralama, 385 kişi cinayet, 310 kişi şüpheli ölüm, 128 kişi çocuk istismarı, 109 kişi tehdit, 57 kişi taciz, 46 kişi ağır yaralama, 26 kişi cinsel saldırıya maruz bırakılmıştır” denildi.

Faillerin yüzde 32’si evli olduğu erkek

Raporda, faillerin yüzde 35,5’inin yakınlık derecesinin bilinmediği, yüzde 32’sinin evli olduğu erkek, yüzde 7,1’inin boşandığı erkek, yüzde 4,7’sinin sevgili, yüzde 4,2’sinin boşanma aşamasında olduğu erkek olduğu bilgisi yer aldı. Bunun sayısal dağılımına dair de şu bilgiler paylaşıldı: “621 failin yakınlık derecesi bilinmiyor, 560 kişinin eşi, 124 kişinin eski eşi, 83 kişinin eski sevgilisi, 74 kişinin boşanma aşamasındaki eşi olduğu belirtilmiştir.”

Raporda yer verilen “mağdurların yaş aralığı” ve “şiddet türünün” oransal karşılaştırmasının sonucu şu şekilde: “0-17 yaş aralığındaki çocukların maruz bırakıldığı şiddet türünün yüzde 7,6’sının cinayet, 76,2’si istismar, yüzde 6,7’si şiddet/yaralama, yüzde 9,5’si şüpheli ölüm.

18-24 yaş aralığındakilerin maruz bırakıldığı şiddet türünün yüzde 33,8’i cinayet, yüzde 2,3’ü ağır yaralama, yüzde 9’u cinsel saldırı, yüzde 24-1’i şiddet/yaralama, yüzde 27,1’i şüpheli ölüm, yüzde 3,8’i taciz. 25-34 yaş aralığındakilerin maruz bırakıldığı şiddet türünün yüzde 39,8’i cinayet, 0,6’sı tehdit, yüzde 3,3’ü ağır yaralama, yüzde 1,1’i cinsel saldırı, yüzde 30,9’u şiddet/yaralama, yüzde 23,8’i şüpheli ölüm, yüzde 0,6’sı taciz. 35-44 yaş aralığındakilerin maruz bırakıldığı şiddet türünün yüzde 48,4’ü cinayet, 0,6’sı tehdit, yüzde 2,5’i ağır yaralama, yüzde 1,9’u cinsel saldırı, yüzde 26,1’i şiddet/yaralama,

yüzde 16,1’i şüpheli ölüm, yüzde 4,3’ü taciz. 45-54 yaş aralığındakilerin maruz bırakıldığı şiddet türünün yüzde 39,8’i cinayet, yüzde 4,2’si ağır yaralama, yüzde 23,7’i şiddet/yaralama, yüzde 30,5’i şüpheli ölüm, yüzde 1,7’si taciz; 55-64 yaş aralığındakileri maruz bırakıldığı şiddet türünün yüzde 29,9’u cinayet, yüzde 14,9’u şiddet/yaralama, yüzde 55,2’si şüpheli ölüm. 65 yaş ve üzeri kişilerin maruz bırakıldığı şiddet türünün yüzde 21,2’si cinayet, yüzde 4,7’si ağır yaralama, yüzde 14,1’i şiddet/yaralama, yüzde 60’ı şüpheli ölüm olarak görülmüştür.”

Raporun tümüne erişmek için TIKLAYIN

(Kaynak: Mezopotamya Ajansı)

Paylaşın

KCDP Duyurdu: 2023 Yılında 315 Kadın Öldürüldü

2023 yılında 315 kadın öldürülürken, 248 kadının ölümü ise şüpheli olarak kayıtlara geçti. 2018 yılında 308, 2019 yılında 360, 2020 yılında 300, 2021 yılında 280, 2022 yılında 334 kadın öldürüldü.

Öldürülen kadınların yüzde 55’i bir ateşli silahla vurularak, yüzde 31’i bir kesici aletle bıçaklanarak öldürüldü.

2023 yılında öldürülen kadınların yüzde 41’i evli olduğu erkek tarafından öldürüldü. Bunun yanı sıra evli olduğu erkek tarafından öldürülen 30 kadının fail ile boşanma aşamasında olduğu belirlendi.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KDCP), “2023 Kadın Cinayeti ve Şüpheli Kadın Ölüm Gerçekleri Raporu”nu yayınladı. Rapora göre, 2018 yılında 308, 2019 yılında 360, 2020 yılında 300, 2021 yılında 280, 2022 yılında 334 kadın öldürüldü. 2018’te 131, 2019’da 115, 2020’de 170, 2021’de 217, 2022’de 245 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti.

2023 yılında 315 kadın erkekler tarafından öldürülürken, 248 kadın ölümünün şüpheli ölüm olarak kayıtlara geçti. 2023’te öldürülen kadınların yüzde 41’i evli oldukları erkekler tarafından öldürüldü. Kadınların yüzde 55’i ateşli silahlar, yüzde 31’i ise kesici aletlerle, yüzde 65’i evde, yüzde 18′ i sokakta öldürüldü.

Rapora göre, öldürülen kadınların yüzde 35’i 19-35 yaş arasındaki kadınlardan oluşuyor. Raporda 2023 yılındaki kadın cinayetlerinin yüzde 10’unda faillerin adli sicil kaydı olduğu bilgisi de yer alıyor. Platformun ulaştığı verilere göre raporda 2023’te öldürülen 315 kadının 155’inin evli, 72’sinin ise bekar olduğuna yer verildi.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KDCP) Genel Sekreteri Fidan Ataselim, “Hergün televizyonlardan, sosyal medyadan gördüğümüz üzere kadınlar erkekler tarafından vahşice öldürülmeye devam ediyor.

Bu yüzden bizler o gerçeklere bir nebze de olsa ulaşabilmek adına kendimiz kadın cinayetleri verilerini raporluyor durumdayız. Şiddet hep uzakta bir yabancı tarafından tanımadığı biri tarafından gelen bir mesele gibi ele alınır. Bu gördüğümüz veride aslında şiddetin öyle uzakta ve bir yabancıdan geldiğini görmüyoruz.

Tam tersine, şiddet tam içimizde ve en yakınlarımızdakilerden bize geliyor durumda. Kadınlar en yakınları tarafından ve silahla öldürülüyor. Büyük bir çoğunluğu silahla öldürülen kadınlar. Şimdi yarısından fazlası gibi bir oran varken neden hala insanlar, katiller, potansiyel failler bu silahlara çok kolayca erişebiliyor durumda.

İnternetten kolaylıkla sipariş ediyorlar ve kadınları öldürecekleri silahlar kargoyla adreslerine kadar teslim ediliyor durumda.6284 etkin uygulanırsa eğer şiddet ilk baş gösterdiğinde durdurmak mümkün. Sonu kadın cinayetleriyle bitmez o zaman.” dedi.

Paylaşın