2024’te Her Yerde Karşılaşacağınız 5 Cilt Bakımı Trendi

2024’e adım atmaya hazırlandığımız şu günlerde, cilt bakımı ve dermatoloji dünyası da gelişmeye devam ediyor. Önümüzdeki yıl sadece güzel görünmenin değil, aynı zamanda cilt sağlığının da iyileştirilmesini vaat eden yenilikçi trendlerin öne çıkacağı bir dönem olacak gibi görünüyor.

Haber Merkezi / 2024 yılında göreceğiniz veya karşılaşacağınız cilt bakımı trendlerini sizler için inceledik.

Kişiselleştirilmiş cilt bakımı: 2024 yılında geleneksel cilt bakımı dönemi sona eriyor. Bu yıl, gelişmiş teşhis araçları ve yapay zeka odaklı analizler sayesinde son derece kişiselleştirilmiş cilt bakımı standart hale geliyor.

Kişiye özel cilt bakımı, yalnızca doğru ürünleri kullanmaktan ibaret değil; cildin daha derinlemesine anlamakla ilgili.

Önleyici tedbir olarak kırışıklık gevşeticiler: 20’li ve 30’lu yaşlardakiler, yaşlanmanın erken belirtilerine karşı önleyici bir strateji olarak kırışıklık gidericilere yöneliyor.

Kırışıklık gidericiler, yakın zamanda oluşabilecek çizgileri ve kırışıklıkları önlerken doğal, parlak bir görünüm sağlıyor.

Akıllı ev cilt bakım cihazları: Yüksek teknolojili ev cilt bakım cihazları giderek daha popüler hale geliyor. LED terapi maskelerinden ultrasonik eksfoliyatörlere kadar bu cihazlar genellikle ev rutininize profesyonel cilt bakımı dokunuşu getirmeyi vaat ediyor.

Bu cihazlar cilt bakım rutininiz için uygun bir tamamlayıcı olsa da profesyonel tedavilerin yerini almadıklarını unutmamak önemli.

Dolgularla yüz dengeleme: Dolgu maddeleri kullanılarak yüz dengeleme uygulamaları ilgi kazanıyor. Bu yaklaşım geleneksel dolgu kullanımının ötesine geçerek yüz hatlarında uyum ve denge oluşturmaya odaklanıyor.

Cilt ve saç sağlığı: Topikal tedavilerin ötesinde, beslenme ve takviyelerin cilt ve saç sağlığını nasıl etkileyebileceğine dair artan bir farkındalık oluşuyor.

Kollajen takviyeleri, omega-3 yağ asitleri ve çeşitli antioksidanlar dahil olmak üzere nutrasötikler, kapsamlı cilt bakımı ve saç bakımı rutinlerinde giderek daha fazla temel malzeme haline geliyor.

Cilt için: Kolajen ve omega-3 yağ asitleri gibi nutrasötikler, cildin esnekliğini ve nemini korumada önemli bir rol oynayarak daha genç ve parlak bir cilde katkıda bulunur. Antioksidanlar, yaşlanma ve cilt hasarında önemli bir faktör olan oksidatif stresle mücadeleye yardımcı olur.

Saçlar için: Nutrafol gibi takviyeler, saç büyümesini ve sağlığını desteklemek için doğal bileşenlerin gücünden yararlanır. Hormonal dengesizlik, stres ve beslenme yetersizlikleri gibi saçların incelmesine ve dökülmesine katkıda bulunan çeşitli faktörleri hedef alarak çalışırlar.

Önemli not: Sağlıklı ve güvenli olduğundan emin olmak için yeni bir takviyeye başlamadan önce doktorunuzla konuşmanız her zaman önemlidir.

Paylaşın

Bu Altı Şey İlişkinizi Bitirebilir!

Bir ilişkinin derinliğini keşfetmek, keşfedilmemiş sularda yüzmeye benzer, değil mi? Sevginin ve bağlılığın gel – gitinde, ilişkiyi sessizce sallayabilecek alt akıntılar vardır. Derinlerde yer alan bu sessiz ilişki katilleri, göze çarpan bir şekilde belirgin olmayabilir, ancak en güçlü ilişkileri bile çözme potansiyeline sahip olabilirler.

Haber Merkezi / İlişkilerin köklerini sinsice etkileyen ve sessizce ilişkinin sonunu planlayan bu altı gizli düşmanları daha derinlemesine keşfetmeye ne dersiniz?

Çatışmadan kaçınma: Anlaşmazlıkları bastırmak uyumu sürdürmenin pragmatik bir yolu gibi görünebilir, ancak bu barış görünümünün altında çözülmemiş sorunlar yatar ve bu durum yavaş yavaş dile getirilmeyen gerilimlere dönüşebilir.

İstemeden de olsa çatışmalardan kaçınmayı seçmek, saatli bir duygu bombası oluşturur ve ilişkinin sağlamlığını alttan alttan yok edebilir. Bu sadece tartışmalardan kaçınmakla ilgili değil; çatışmaları ele almanın ilişkinin dokusunu yapıcı bir şekilde güçlendirdiğini ve daha derin bir bağlantıyı teşvik ettiğini anlamakla ilgilidir.

Temel değerlerde farklılık: İlişkide bulunanların farklı inançları veya hırsları olması, ilişkinin farklı yörüngelerini takip etmeye benzer. Bu farklılıklar, ilk başta önemsiz gibi görünse de, yavaş yavaş ağırlık kazanarak, karşılıklı anlayışın temelini sınayan fay hatları oluşturabilir.

İlişkideki bireylerin birbirlerinin bireysel değerlerine ve isteklerine saygı duyması çok önemli, bu farklılıklar uyumsuzluğa dönüştüğünde potansiyel olarak bir zamanlar sağlam olan ortak zemini aşındırabilir ve büyüyen bir duygusal mesafe yaratabilir.

Duyguların her iki taraf tarafından geçersiz kılınması: Duyguların reddedilmesi veya küçümsenmesi sessiz ama güçlü bir katildir ve ilişki içindeki taraflar arasındaki bağı sessizce koparabilir. Duygular bir kenara bırakıldığında veya kayıtsızlıkla karşılandığında, duyguların kabul edilmediği ve duyulmadığı duygusal bir uçurum oluşturabilir.

Değişim: Bireyler zaman içinde değiştikçe ve geliştikçe, kişisel gelişimleri onları istemeden farklı yollara yönlendirebilir. Bu dönüşüm, yaşamın ilerleyişinin doğal bir parçası olsa da, ilişkideki isteklerde, tercihlerde veya değerlerde farklılıklara yol açabilir.

İlişki içindeki taraflar, gelişen bu farklılıklar nedeniyle kendilerini uyumsuzluk içinde bulabilir ve bir kopukluk hissi yaşayabilirler.

Çözülmemiş travmanın etkileri: Geçmiş deneyimlerden kaynaklanan ve giderilmeyen yaralar çoğu zaman mevcut ilişkilere unutulmaz bir gölge düşürür. Görünüşte uykuda olan bu çözülmemiş duygusal yaralar, beklenmedik bir şekilde yeniden yüzeye çıkma, ilişkinin dinamiklerine ustaca sızan sıkıntı verici duygu ve davranışları tetikleme becerisine sahiptirler.

Bu durum gömülü iskeletlerin bulunduğu eski bir tavan arasına benziyor; mevcut etkileşimleri etkileyen, huzursuzluk ve duygusal gerginlik dalgaları yaratan bir dünya.

Egolar: Egolar, ilişki içindeki taraflar arasında görünmez engeller inşa edebilir. Kişisel gurur ve kendini beğenmişlik, empati ve anlayışın önüne geçtiğinde, bu soyut duvarlar yavaş yavaş ama kararlı bir şekilde yükselir ve duygusal bir bölünme yaratabilir.

Anlaşmazlıklar bir yana, birbirlerinin bakış açılarını kabul edip empati kuramamak, ilişkide gözle görülür bir mesafeye neden olabilir.

Paylaşın

Tekstil İşkolunda 10 Yılda 364 İşçi İş Kazasında Hayatını Kaybetti

Tekstil işkolunda son 10 yılda en az 364 işçinin çalışırken hayatını kaybetti: 2013 yılında 37, 2014 yılında 35, 2015 yılında 12, 2016 yılında 44, 2017 yılında 27, 2018 yılında 28, 2019 yılında 35, 2020 yılında 54, 2021 yılında 33, 2022 yılında 32 ve 2023 yılında 27 işçi.

Haber Merkezi / Son 10 yılda hayatını kaybeden işçilerden 81’i kadın 283’ü erkek. Tekstil işkolundaki kadın işçi ölümlerinin tüm işkolları baz alındığında Türkiye ortalamasının üç katı olduğu belirtildi.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi; Urfa’da BirTek-Sen üyesi Özak Tekstil işçilerinin direnişiyle dayanışmayı güçlendirmek ve işkolundaki mücadeleye katkı sağlamak için son 10 yılı kapsayan “Tekstil İşkolu İş Cinayetleri Raporu”nu paylaştı.

Öncesinde tekstil sermayesinin ucuz emek gücü üzerinde yükseldiğini belirten İSİG Meclisi, Türkiye’nin dünyanın en büyük beşinci tekstil üretici ve ihracatçısı olduğunu hatırlattı. 2021 verilerine göre tekstil sektöründe faaliyet gösteren 19 bin 256 şirkette 500 bin civarında işçinin çalıştığı bilgisini verdi.

Tekstil patronlarının ulusal ve uluslararası pazarda giriştikleri rekabette öne çıkmalarını sağlayanın daha çok ve daha ucuz üretimin öznesi olan işçileri gösteren İSİG Meclisi “Tekstil ve konfeksiyon sektöründe çalışan işçiler ne kadar uzun süre çalışıp daha az kazanırsa, tekstil patronları da o kadar kazançlı çıkarak yeni yatırımlar için sermaye biriktirebilecektir” eleştirisi yöneltti.

“Bu noktada görülen en çıplak gerçeklik ise çalışırken ölen işçiler, iş cinayetleri” dedi. Ardından tekstil işkolunda son 10 yılda en az 364 işçinin çalışırken hayatını kaybettiğini aktardı. Buna göre 2013’te 37, 2014’de 35, 2015’te 12, 2016’da 44, 2017’de 27, 2018’de 28, 2019’da 35, 2020’de 54, 2021’de 33, 2022’de 32 ve 2023’ün ilk 11 ayında 27 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi.

Son 10 yılda hayatını kaybeden işçilerden 81’i kadın 283’ü erkek. İSİG Meclisi bu noktada tekstil işkolundaki kadın işçi ölümlerinin tüm işkolları baz alındığında Türkiye ortalamasının üç katı olduğunu söyledi.

İSİG Meclisi iş cinayetlerinin yaş gruplarına göre dağılımını da verdi. Buna göre son 10 yılda, 14 yaş ve altı 5 çocuk, 15-17 yaş arası 11 çocuk/genç, 18-29 yaş arası 76, 30-49 yaş arası 199, 50-64 yaş arası 53, 65 yaş ve üstü 3 işçi hayatını kaybetti. İSİG Meclisi 37 işçinin ise yaşını belirleyemedi.

Ayrıca çlen işçilerin 49’u mülteci/göçmen işçilerdi. Tekstil işkolunda son 10 yılda 36 Suriyeli, 3 Özbekistanlı, 3 Türkmenistanlı, 2 Afganistanlı, 2 Gürcistanlı, 1 Iraklı, 1 İranlı ve 1 Nijeryalı göçmen işçi hayatını kaybetti.

İSİG Meclisi, tekstil işkolundaki iş cinayetlerinde ölenlerin yalnızca 9’unun (yüzde 2,47) sendikalı işçi olduğunu bilgisini paylaştı. 355 işçi ise (yüzde 97,53) sendikasızdı. Tekstil işkolunda iş cinayetlerinin nedenlerine göre dağılıma bakıldığında trafik ve servis kazaları ilk sırada yer aldı. Bu nedenle 86 işçi öldü. Trafik ve servis kazalarını 55 işçiyle patlama ve yanma izledi.

Ardından 48 işçiyle ezilme, göçük, 38 işçiyle yüksekten düşme, 31 işçiyle COVID-19, 16 işçiyle zehirlenme, boğulma ve 15 işçiyle silikozis geldi. İSİG Meclisi, kalp krizi, beyin kanamasını (15), şiddeti (14), elektrik çarpmasını (10), intiharı (9), kesilme, kopmayı (8), nesne çarpması, düşmesini (7) diğer işçi ölümlerinin nedenleri olarak sıraladı.

İSİG Meclisi bu noktada patlama ile yanmalara ve silikozis hastalığına dikkat çekti. Patlama ve yanmaların oransal olarak en fazla olduğu işkolunun tekstil olduğunu belirten İSİG Meclisi, silikozis için de “2000’li yılların başında kot kumlama atölyelerinde çalışan yüzlerce işçi silikozise yakalandı. Daha sonra kot kumlama yasaklansa da işçiler ölüm sıralarını bekledi. 2013 ve sonrasında en az 15 kot kumlama işçisi silikozis nedeniyle hayatını kaybetti” dedi.

Paylaşın

Cardi B: Artık Bekar Bir Kadınım

2017 yılında evlenen ve evlilikleri ile sık sık gündeme gelen Cardi B ve Offset çifti, evliliklerini bitirdiklerini duyurdu. Cardi B ve Offset çifti, 2020 yılında ayrılıp tekrar bir araya gelmişti.

Haber Merkezi / Abartılı lüks harcamaları, sahnedeki ve günlük hayattaki gösterişli kıyafetleriyle sık sık gündeme gelen ünlü rapçi Cardi B, sosyal medya hesabından yaptığı canlı yayında hayranlarına artık bekar bir kadın olduğunu açıkladı.

Canlı yayın öncesinde bir açıklama yayımlayan Cardi B, “İnsanların duygularını korumaktan yoruldum. Kendime öncelik vermek zorundayım” ifadelerini kullandı.

Cardi B, aldatılma söylentileri üzerine 2020 yılında Offset’e boşanma davası açmış, ancak daha sonra davadan vazgeçmişti.

Gerçek adı Belcalis Almanzar olan sanatçı 11 Ekim 1992 tarihinde doğdu. Sahne adı Cardi B olan ünlü isim Grammy ödüllü rapçi olarak tüm dünyada tanınır.

New York’ta doğan Cardi B, 19 yaşında striptiz yapmaya başlayarak sosyal medyada adını duyurdu. 2015 yılında kadrosuna dahil olduğu VH1 reality şovu Love & Hip Hop: New York ile popülerliğini arttırdı.

2016 yılında çıkarttığı ilk şarkı olan Gangsta Bitch Music, Vol. 1 ile müzik kariyerine adım attı. 2017 yılında dünyanın en büyük müzik şirketlerinden biriyle anlaşma imzaladı.

İlk single’ı “Bodak Yellow”un Billboard Hot 100 listesinde zirveye yerleşmesiyle başarısını ispat etti. Lauryn Hill’in (1998) ardından solo bir şarkıyla bunu başaran ikinci kadın rap sanatçısı olarak adını altın harflerle müzik dünyasına yazdırdı.

Aynı zamanda bu şarkı iki dalda Grammy Ödülü’ne aday gösterildi. 2018 yılının Nisan ayında Invasion of Privacy adını taşıyan ilk stüdyo albümünü yayınladı.

Paylaşın

Salma Hayek, Takipçilerini Yine Mest Etti

Sosyal medyayı aktif kullanan ünlülerden olan ve her paylaşımıyla olay olan Salma Hayek, son olarak, sarı rengin ağırlıklı olduğu bikinisiyle verdiği pozla sosyal medyayı bir kez daha salladı.

Haber Merkezi / Gün Batımından Şafağa, Vahşi Vahşi Batı, Desperado ve Dogma gibi filmlerle hafızalara kazınan Salma Hayek’in paylaşımına kısa sürede binlerce beğeni ve yorum yağdı.

26 milyondan fazla takipçisi bulunan Salma Hayek, geçtiğimiz aylarda görünümünü meditasyona borçlu olduğunu söyleyerek “Vücudumdaki pek çok şey ve sağlık sorunları nedeniyle, bir şekilde geliştirmeye devam ettiğim garip meditasyonu geliştirdim. Bunu saatlerce yapabiliyorum çünkü zamanı hissetmiyorsunuz ve çok eğlenceli. Bu aslında enerjiyi hissetmek. Hareket ediyor ve içinizde dans ediyor, farklı hisler ve duygular” açıklamasında bulunmuştu.

Salma Hayek kimdir?

2 Eylül 1966 tarihinde Meksika’nın Veracruz kentindeki Coatzacoalcos merkezinde dünyaya geldi. Babası Sami Hayek Lübnanlı iş insanı, annesi Diana Jimenez ise opera sanatçısıdır.

Genç yaşta oyuncu olmaya karar veren Salma Hayek, lise eğitimini tamamladıktan sonra 80’li yılların sonunda ‘Teresa’ adlı bir operada rol aldı.

Universidad Iberoamericana’da uluslararası ilişkiler öğrenimi görmeye başlayan Salma Hayek, 1991 yılında Meksika’dan ayrılıp ABD’nin Los Angeles kentine yerleşti. Hollywood’da Stella Adler’dan oyunculuk dersleri aldı.

1993 yılında yönetmen Robert Rodriguez tarafından keşfedildi. 1995 yılında Antonio Banderas’ın başrolde olduğu ‘Desperado’ filminde sergilediği performansla büyük başarı yakaladı.

Desperado’nun ardından bir vampiri canlandırdığı ‘From the Dusk Till Dawn’ filminde yer aldı. 1999 yılında, Kevin Smith’in ‘Dogma’ filminde ve Will Smith’in başrolde olduğu ‘Wild Wild West’ filminde yardımcı oyuncu olarak yer aldı.

2000 yılına gelinirken, kendi yapım şirketi olan ‘Ventanarosa’yı kurdu. Yapımcılığını ilk üstlendiği film ‘El Coronel No Tiene Quien Le Escriba’ oldu. Yönettiği ‘The Maldonado Miracle’ yapımıyla Emmy kazandı. Bu dönemde ABD’nin en çok fotoğrafı çekilen kadını oldu ve Avon firmasının reklam yüzü oldu.

2002 yılında, birçok ünlü isimin de yer aldığı ‘Frida’ filmiye, En İyi Kadın Oyuncu dalında Oscar’a aday gösterildi. Oscar Ödülleri tarihinde ikinci defa Latin Amerika asıllı bir aktris bu ödüle aday gösterildi.

Salma Hayek ayrıca üç ayrı filmde söylediği şarkılarla izleyici karşısına çıktı. Desperado’da Quedate Aquil’i, Frida’da Los Vega grubuyla birlikte bir Meksika folk şarkısı olan La Bruja’yı ve Once Upon a Time in Mexico filminde de Siente mi Amor şarkılarını seslendirdi. 2005 Cannes Film Festivali’nde jüri üyeliği yaptı.

Mart 2007’de milyarder Francois Pinault’un oğlu Henri Pinault ile nişanlandı. Eylül 2007’de kızları Valentina Paloma Pinault dünyaya geldi. Çift, 14 Şubat 2009 tarihinde evlendi.

Paylaşın

Aleyna Tilki İsyan Etti: Benim Ölmemi İstiyorlar

Tacize uğradığı mekânlarda sahneye çıkmasının dayatıldığını ve istediği mekânlarda da sahne almasının engellendiğini duyuran Aleyna Tilki, “Bu sektörü domine eden insanlar çok az sayıda. Bazıları işini gerçekten mükemmel yapıyor” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Bazıları da büyük bölümü omurgasız yani. Duygu diliyle konuşan bir insan yok tamam iş dünyasında her şey çetin olabilir ama. Benim ölmemi istemeleri normal mi mesela. İstiyorlar çünkü bunu, gerçekten yok olmamı istiyorlar. Mesela zamanında tacize uğradım ve psikolojimin neredeyse çöktüğü mekanlara yeniden çıkmamı istiyorlar.”

Aleyna Tilki, açıklamasının devamında, “Kendimi ifade edebileceğim sahnelere de çıkmama izin vermiyorlar, çünkü organizasyonları onlar yapıyor. Tamam seyircim istiyor ama organizasyonu onlar yapıyor. İstemiyorlar. Çünkü sektörü domine eden ve yaklaşık 20-30 yıldır beraber çalıştıkları insanların sözlerinden çıkamıyorlar ya da daha fazla para yapmak için beni ifade edebileceğim yerlere yazmak istemiyorlar, benim moralimi bozacak mekanlara beni yazmaya çalışıyorlar” ifadelerini kullandı.

Aleyna Tilki, sosyal medya hesabından dikkat çeken bir paylaşım yaptı. Tacize uğradığı mekânlarda sahneye çıkmasının dayatıldığını ve istediği mekânlarda da sahne almasının engellendiğini duyuran Tilki, paylaşımında şu ifadeleri kullandı:

“Varoluşumdan ve duruşumdan dolayı sahnelerimin iptal edildiğini, bazı yerlerden banlandığımı artık zaten biliyorsunuz. Bir de beni çocukluğumdan beri canım pahasına vicdansızca çalıştıran insanlar, bugün daha fazla para kazanmak için beni ait olduğum sahnelerden alıkoymaya çalışıyorlar.

Ve beni çalıştıranların yanındaki sektörü domine eden sanatçılar da, bu durumu en çok destekleyen insanlar. Hem de çok iyi bildiğiniz isimler bunlar. Benim hayatımda sizin hayalinizdeki paradan çok daha büyük bir konforum var o da ait olduğum yerde şarkı söylemek!

Şarkı söylemeyi çok özledim ve seyircim bu yılbaşında benden konser bekliyor! Bu olayı sadece beni dinlemek isteyenler çözebilir… Çünkü onlar yine benim çıkardığım şarkıları dinlemeye devam ediyorlar. Gerisini de canım Allah’ıma şikayet ediyorum. (Şu anda yüz yüze geldiğim kimse küfrümü üstüne alınmasın diğerlerinin zaten asla yüzüne bakmıyorum artık)”

Aleyna Tilki paylaştığı videoda ise şunları kaydetti: “Bu sektörü domine eden insanlar çok az sayıda. Bazıları işini gerçekten mükemmel yapıyor. Bazıları da büyük bölümü omurgasız yani. Duygu diliyle konuşan bir insan yok tamam iş dünyasında her şey çetin olabilir ama. Benim ölmemi istemeleri normal mi mesela. İstiyorlar çünkü bunu, gerçekten yok olmamı istiyorlar. Mesela zamanında tacize uğradım ve psikolojimin neredeyse çöktüğü mekanlara yeniden çıkmamı istiyorlar.

Kendimi ifade edebileceğim sahnelere de çıkmama izin vermiyorlar, çünkü organizasyonları onlar yapıyor. Tamam seyircim istiyor ama organizasyonu onlar yapıyor. İstemiyorlar. Çünkü sektörü domine eden ve yaklaşık 20-30 yıldır beraber çalıştıkları insanların sözlerinden çıkamıyorlar ya da daha fazla para yapmak için beni ifade edebileceğim yerlere yazmak istemiyorlar, benim moralimi bozacak mekanlara beni yazmaya çalışıyorlar.

Bu sektör beni o kadar çok gördü ki gerçekten şu anda. Bende o mekanlara çıkamıyorum. Ama ben şarkı söylemeyi çok özledim. Ve bu özlemi gideremediğim için gerçekten çok bu sektörün hepsini a. koyayım.”

Paylaşın

Taylor Swift, ‘Yılın Kişisi’ Seçildi

Dünyanın en saygın haber ve politika dergilerinden Time, aralarında 11 Grammy’nin de olduğu yaklaşık 500 ödülün sahibi pop yıldızı Taylor Swift, yılın kişisi seçti.

Haber Merkezi / Derginin Pazartesi günü açıkladığı yılın kişisi adaylarının kısa listesinde Şi Jinping, Vladimir Putin, Barbie ve greve çıkan Hollywood yazarları ve aktörleri de yer aldı.

Time derginin genel yayın yönetmeni Sam Jacobs, “Kendine ait bir dünya inşa ederek pek çok kişiye yer açtığı, hikayesini küresel bir efsaneye dönüştürdüğü ve umutsuzca ihtiyaç duyan bir topluma neşe getirdiği için Taylor Swift, Time’ın 2023 Yılın Kişisi oldu” şeklinde yazdı.

Taylor Swift, Time’a verdiği demeçte hayatının “en gururlu ve en mutlu” anını yaşadığını söyledi. Time ise, Taylor Swift’i, başta kadınlar olmak üzere insanların iç dünyalarının önemli olduğunu hissetmelerini sağlayan “olağanüstü bir anlatıcı” olarak niteledi.

Taylor Swift, demecinde “Kariyerimdeki dönüm noktası 33 yaşımda gerçekleşti gibi hissediyorum” dedi ve ekledi: Ve hayatımda ilk kez, bunun getireceklerini göğüsleyecek ruhsal sağlamlığa sahibim.

1989 yılında Pennsylvania’da doğan Swift, onlu yaşlarının başında gitarla country şarkıları yazmaya başladı.Babası, onun için finansal hizmetlerdeki işini country müziğin başkenti Nashville’e taşıdı.

İçe dönük country şarkılarıyla giderek artan bir ana akım dinleyici kitlesi kazanan Swift, adını doğum yılından alan beşinci stüdyo albümü “1989” ile ‘pop’a geçiş yaptı. 2010’da aralarında Yılın Albümü’nün de bulunduğu dört Grammy Ödülü kazandı. Bu ödülü kazanan en genç sanatçı oldu.

Sadece birkaç yıl içinde yaklaşık 500 ödül (11 Grammy Ödülü ve 32 Amerikan Müzik Ödülü dahil) toplayan Taylor Swift, 50 milyondan fazla albüm sattı. Şarkıcı, tarihin en çok satan sanatçılarından biri olarak kayıtlara geçti.

Paylaşın

Kiss, 50 Yıllık Müzik Kariyerini Noktalıyor

1972’te New York’ta Paul Stanley, Gene Simmons, Peter Criss ve Ace Frehley tarafından kurulan dünyaca ünlü hard rock grubu Kiss, 50 yıllık müzik kariyerini Cumartesi gecesi vereceği konserle noktalayacak.

Haber Merkezi / New York’taki ünlü Madison Square Garden salonunda düzenlenecek konser, grubun beş yıl süren veda turnesinin de son ayağı olacak. Grubun kariyeri, Ocak 1973’te yine New York kentinde sahne aldıkları bir kulüpte başlamıştı.

Amerikan Rock grubu Kiss, 1972’de New York’da, ritim gitar ve vokalde Paul Stanley (asıl adı Stanley Harvey Eisen, 20 Ocak 1952 doğumlu) ve bas gitar/vokalde Gene Simmons (asıl adı Chaim Witz, 25 Ağustos 1949 doğumlu) davulda Peter Criss (asıl adı Peter Crisscoula, 27 Aralık 1947 doğumlu) ve lead gitar/vokalde Ace Frehley (asıl adı Paul Frehley, 22 Nisan 1951 doğumlu) tarafından kurulmuştur. 1973’te Hotel Diplomat, Manhattan’da henüz ikinci gösterilerini yaparlarken yapımcı Bill Aucoin tarafından ilk kontratları önlerine sürüldü.

İki hafta sonra artık Kiss Neil Bogart’ın yeni kurmuş bulunduğu Casablanca Records ile anlaşmalıydı. Büyük bir hırs ve hız örneği göstererek bu anlaşmalı ilk yılda ilk üç albümünü çıkardı ancak istediği başarılara ulaşamadı. Ancak 1975 Yazında ilk 45’likleri “Alive!”ın çıkmasıyla şansları döndü. 45’likteki diğer parça ise Kasım’da Amerikan 45’likler listesinde 12 numaraya kadar yükselen “Rock And Roll All Night” idi. Kiss’in cazibesinde kuruluşundan bu yana hep konserlerinin payı büyük olmuştur.

Kostümler, makyajlar, sahne efektleri biraraya gelerek “The Greatest Rock ’n’ Roll Show On Earth” denen kavramı oluşturuyordu. Sahne şovları ile milyonları büyüleyen Kiss’in “Alive”, topluluğa platin plak getiren ilk albüm oldu. “Destroyer” da en az “Alive” kadar başarılıydı, üstelik bu ikincisinde onları Amerika’da ilk kez İlk On listesiyle tanıştıran, ve şarkı sözlerini yazan Peter Criss’e ödül kazandıran “Beth” parçası da bulunuyordu. Sonraki işler; “Rock And Roll Over”, “Love Gun” ve “Alive II”nin herbiri platin kazandı. Kiss’in müzik dünyasının vazgeçilmezlerinden olacağını müjdeleyen bu çalışmalar bir Kiss tarzı da oturtuyordu.

1977’de Kiss Gallup’un yaptığı araştırmalarda Amerika’nın en popüler hareketi olarak kabul gördü. Ticari bir rüya oluverdiler: Makyaj malzemelerinin, maskelerin, oyunların hatta tilt makinelerinin Kiss adı altında satışı patlayıverdi. Marvel Comics Kiss üzerine iki çizgiroman kitabı çıkardı. “Kiss Meet The Phantom Of The Park” isimli uzunmetrajlı bir bilim kurgu filmi çekildi.

Hayran Derneği “Kiss Army”nin üye sayısı hızla milyona yaklaşıyordu. 1978 Eylül’ünde grubun dört elemanı da solo albümlerini aynı günde çıkardılar. Bu da kayıtlı müzik tarihinde görülmüş en büyük talebi beraberinde getirdi. Ace Frehley 45’liğindeki “New York Groove” ile Amerika’da İlk 20’ye girdi. Çalışmasında Cher, Donna Summer, Bob Seger ve Janis Ian gibi isimlere yer veren Gene Simmons ise “Radioactive” ile İngiltere’de büyük bir başarı elde etti.

Dünya çapında bilinen “I Was Made For Lovin’ You” parçasını içeren “Dynasty” 1979’da çıktıktan sonra toplulukta çatırtılar duyulmaya başladı. Peter Criss’in yerine daha önce Frehley’le çalışmış olan Anton Fig geldi. Fig 1980’deki “Unmasked”ta da çaldı ancak daha sonra yerine ilk deneyimini aynı yıl bir turnede alacak olan Eric Carrgeldi (d. 12 Temmuz 1950, ö. 24 Kasım 1991). “Music From The Elder” albümünde Kiss tarzı müziğe çok güzel örnekler ve bir çok deneme bulunuyordu.

Orkestra ve koro da unutulmamıştı. Bu cesur deneme satışlarda pek de iyi bir rakama ulaşamadı. Frehley, 1982 Aralık’ında topluluğun müzik gidişatını beğenmediğinden ayrıldı. Zaten ayrılmasından önceki iki albümde onun yerine daha çok yabancı müzisyenler çalmıştı. Bruce Kulick ve Vincent Cusano (sonraki adıyla Vinnie Vincent) lead gitardaydılar 1982’deki “Creatures Of The Night” çalışmasında. 1983’e gelindiğinde Kiss’in tanınmışlığı, popülaritesi ve ünü azalıyordu.

Beklenmedik hareketlerle toparlanmaya çalışıyorlardı. MTV’de kurulduklarından beri onlara gizem katmış olan efsanevi makyajı sildiler. Vinnie Vincent’in ilk kez toplulukla çalıştığı “Lick It Up” ile İngiltere’de İlk On’daydılar. “Animalize” ile bu toparlanma çalışmaları devam etti. Mark St. John (b. Mark Norton), Vincent’in yerine geldi. Ancak grupla beraberliği kısa sürdü, BruceKulick ilk başta saklansa da 1984 Avrupa Tur’undan sonra St. John’un yerini aldı. “Asylum” ve “Crazy Nights” ile de gündemde kalmayı becerdiler. “Crazy Nights”ta İngiltere’deki en iyi 45’likleri olan, 1987 Ekim’inde 4 numaraya kadar yükselen ve ardından “Reason To Live”i listeye sokan “Crazy Crazy Nights” parçası da vardı. Çok geçmeden bir başka hit “Forever” piyasaya sürüldü.

Eric Carr kansere yakalandığından sonraki albümün çalışmaları ertelendi. 24 Kasım 1991’de, New York’ta, 41 yaşında hayata veda etti. Bu darbeye rağmen Kiss bir klasik olan “God Gave Rock ’N’ Roll To You II” parçasını yeniden yorumladı ve “Bill And Ted’s Bogus Journey” isimli filmin müziklerine ekledi. Eric Singer (önceden Black Sabbath; Badlands) davula getirildi. “Revenge” eski Kiss satışlarını tekrar yaşattı gruba, bu da kötü gidişe bir dur demek oluyordu.

1994’teki “Kiss My Ass” isimli teşekkür albümünde kimler yoktu ki? Faith No More, Lenny Kravitz, Stevie Wonder, Garth Brooks, Lemonheads, Dinosaur Jr, Rage Against The Machine ve daha bir sürü ünlü isim. Bu çalışmaya olan ilgi tarihi bir MTV Unplugged gösterisini de beraberinde getirdi. Topluluğa sonradan katılan Bruce Kulick ve Eric Singer, Simmons ve Stanley ile birlikte programda olacaklardı ama Frehley ve Criss bir birleşme turu için geri döndiler.

Tur o kadar başarılıydı ki Kulick ve Singer kızdılar ve ikisi birden Kiss’den ayrıldıklarını açıkladılar. Bu kızgınlık daha sonra, “Carnival Of Souls” albümünün çıkmasıyla iyice büyüdü, çünkü bu albümde hem Kulick hem de Singer çalıyordu, albümden önce topluluğu terketmelerine rağmen… 1997’de Vincent Kiss’e dava açtı. Bir yıl sonra “Psycho Circus” ile çekirdek kadronun tekrar bir araya geldiği duyurulmuş oluyordu.

Listelerde 3 numaraya yükselen bu albümün ismi ayrıca yeni dönem çizgiroman şirketlerinden çıkan çizgiroman dergisinin de adı oluyordu. Kiss’in aynı firma tarafından çıkarılan ödüllü oyuncaklarını internette bulabilirsiniz (www.mcfarlane.com). Dünyaca ünlü bir çok grubun kendilerine örnek aldıklarını hiç çekinmeden açıkladıkları Kiss’in ve otuzuncu yılına yaklaşan tarihinin bir neslin müzik tadındaki etkisi, özellikle de Amerika’da, rakipsiz denecek kadar büyüktür.

Albümleri: Kiss (1974), Hotter Than Hell (1974), Dressed to Kill (1975), Destroyer (1976), Rock and Roll Over (1976), Love Gun (1977), Dynasty (1979), Unmasked (1980), Music from “The Elder” (1981), Creatures of the Night (1982), Lick It Up (1983), Animalize (1984), Asylum (1985), Crazy Nights (1987), Hot in the Shade (1989), Revenge (1992), Carnival of Souls: The Final Sessions (1997), Psycho Circus (1998), Sonic Boom (2009), Monster (2012).

Paylaşın

Didem Soydan, 52 Bin Kişiyi Engelledi

Adından sık sık söz ettiren ünlü oyuncu ve manken Didem Soydan, sosyal medya hesabından 52 bin kişiyi engellediğini açıkladı: Millet o rakamı satın alıyor takipçi çoğaltmak için, biz gitsinler diye üstüne para vereceğiz neredeyse. Ama temizledik cühelaları.

Haber Merkezi / 700 binden fazla takipçisi bulunan ünlü oyuncu ve manken Didem Soydan, sosyal medya hesabında bir video yayınladı. Soydan’ın paylaşımına kısa sürede 9 binden fazla beğeni geldi.

Soydan, bir takipçisinden gelen, “Didem Hanım gerzeklerin neslini tüketmişsiniz, eleştiren güruh ortada yok. Elinize sağlık” yorumuna yanıt verdi. Soydan, 52 bine yakın hesabı engellediğini belirterek, “Çok uğraştık, sonunda bir minik meyvesini alıyoruz. Dünyada toplamda 52 bine yakın hesap engelleyen tek isim olduğumu biliyorum. Millet o rakamı satın alıyor takipçi çoğaltmak için, biz gitsinler diye üstüne para vereceğiz neredeyse. Ama temizledik cühelaları” dedi.

1984’te İstanbul’da dünyaya gelen Didem Soydan, üniversite dönemlerinde çalıştığı Diesel adlodacı Ümit Ünal tarafından modellik teklifi aldı. Soydan, bir ay sonra La Russie defilesinde boy gösterdi.

1984’te İstanbul’da dünyaya gelen Didem Soydan, üniversite dönemlerinde çalıştığı Diesel adlodacı Ümit Ünal tarafından modellik teklifi aldı. Soydan, bir ay sonra La Russie defilesinde boy gösterdi. Bu defilede birçok ünlü modacı ve fotoğrafçı tarafından beğenilen Didem Soydan, modellik kariyerinde hızlı adımlarla ilerledi.

Türkiye’nin birçok ünlü modacısıyla beraber çalışan Didem Soydan, İstanbul’da gerçekleştirilen moda haftaları kapsamındaki Fashion Week defilelerinde tasarımcıların en çok tercih ettiği modeller arasındadır.

Modellik yapmadan önce Diesel mağazasında ardından modacı olan Umut Eker ile beraber çalışan Didem Soydan, 1 Nisan 2014’te İtalya’nın Verona şehrinde gerçekleştirilen Uluslararası Calzedonia Summer Show’da podyuma çıktı. Didem Soydan, Calzedonia Summer Show’da podyuma çıkan ilk Türk manken olarak tarihe geçti.

Paylaşın

Kış İçin 5 Kolay Cilt Bakımı Tüyosu

Sert hava koşulları hassas ciltler için olumsuz sonuçlar oluşturabilir: Kuruluk, pullanma ve tahriş. Soğuk kış aylarda sağlıklı bir cilt için bu beş kolay cilt bakımı ipucunu rutininize dahil etmeyi deneyin ve cildinizde yarattığı farkı görün!

Haber Merkezi / Herkesin cildinin farklı olduğunu, dolayısıyla sizin için en uygun ürünleri ve bakım rutinleri için birkaç deneme gerektirebileceğini unutmayın. Belirli cilt endişeleriniz veya rahatsızlıklarınız varsa kişiselleştirilmiş tavsiyeler için bir dermatoloğa danışmanızı öneririz.

Hidrasyon: Gün boyu bol miktarda sıvı alın ve cildinizin dışarıdan nemlenmesini sağlamak için kaliteli bir nemlendirici kullanın. Soğuk ve kuru havaya karşı koruyucu bir bariyer sağlamak için daha zengin, daha kremsi bir nemlendiriciyi tercih edin. Daha iyi emilim için nemlendiriciyi duştan sonra nemli cildinize uygulayın.

Temizlik: Cildin doğal yağlarını yok eden sert ve kuruyan temizleyicilerden uzak durmaya özen gösterin. Cildin nem bariyerini bozmadan kirleri gidermeye yardımcı olan hafif bir temizleyiciyi tercih edin. Sıcak su kuruluğa daha fazla katkıda bulunabileceğinden yüzünüzü sıcak su yerine ılık suyla temizlemeyi tercih edin.

Eksfoliasyon: Eksfoliasyon, ölü cilt hücrelerini çıkarmak ve hücre yenilenmesini teşvik etmek için gerekli bir işlemdir. Kış aylarında cildin aşırı kurumasını önlemek için yumuşak bir eksfoliyatör seçmek çok önemlidir. Pürüzsüz bir cilt elde etmek için haftada bir veya iki kez hafif bir peeling veya alfa hidroksi asitler (AHA’lar) veya beta hidroksi asitler (BHA’lar) gibi bileşenler içeren kimyasal bir peeling kullanın.

Güneş koruyucuyla korunun: Kışın bile cildinizi güneşin zararlı UV ışınlarından korumak çok önemlidir. Cildinizin açıkta kalan bölgelerine, özellikle yüzünüze, en az SPF 30 içeren geniş spektrumlu bir güneş koruyucu uygulayın. Güneş kremi, erken yaşlanmaya ve kuruluğun kötüleşmesine neden olabilecek güneş hasarını önlemeye yardımcı olur.

İç mekanları nemlendirin: İç mekan ısıtma sistemleri, cildinizdeki nemi emerek kurumasına katkıda bulunabilir. Havaya nem katmak için evinizde veya ofisinizde ısıtma sisteminin kurutucu etkisine karşı bir nemlendirici kullanmayı düşünebilirsiniz.

Vitaminler ve antioksidanlar açısından zengin, dengeli bir beslenme, yeterli uyku ve stresi yönetmek de cildinizin sağlığını olumlu yönde etkileyebilir.

Paylaşın