Homozigot OSMED Nedir? Bilinmesi Gereken Her Şey

Homozigot OSMED (oto-spondilo-megaepifizeal displazi), belirli kemiklerin malformasyonu (displazisi), işitme kaybı ve farklı yüz özellikleriyle karakterize edilen son derece nadir bir genetik hastalıktır.

Haber Merkezi / İskelet bozuklukları kol, bacak ve omurga kemiklerini etkileyerek orantısız boy kısalığına neden olur. İşitme kaybı genellikle şiddetlidir. Zeka normaldir. Homozigot OSMED, COL11A2 genindeki bozulmalar veya değişiklikler (mutasyonlar) nedeniyle oluşur ve otozomal resesif bir özellik olarak miras alınır.

İki ek bozukluk, Weissenbacher-Zweymuller sendromu ve daha yaygın olarak oküler olmayan Stickler sendromu olarak bilinen Stickler sendromu III de bu gendeki mutasyonlardan (alelik bozukluklar) kaynaklanır. Bazı klinik araştırmacılar bu üç bozukluğun her birinin ayrı ve ayrı bir varlık olduğuna inanmaktadır. Diğerleri, üçünün bir sendromun ciddiyet aralığını temsil ettiğine inanıyor.

Ne olursa olsun, bu bozukluklar kollajen geni COL11A2’deki değişiklikleri (mutasyonları) içerir. Bazı araştırmacılar, OSMED isminin, Weissenbacher-Zweymuller sendromu ve Stickler sendromu tip III’ü kapsayan ve otozomal dominant bir özellik olarak kalıtsal olan “heterozigot OSMED” ve aşağıdakileri kapsayan “homozigot OSMED”den oluşacak şekilde genel bir başlık olarak kullanılmasını önermişlerdir. otozomal resesif oto-spondilomegaepifizeal displazi vakaları.

Homozigot OSMED ile ilişkili semptomlar vakadan vakaya değişir. Etkilenen bireylerde ilerleyici, ciddi işitme kaybı, iskelet bozuklukları ve belirgin yüz özellikleri bulunur.

Homozigot OSMED’li bireylerde işitme kaybı ilerleyici ve şiddetli olabilir ve işitsel sinirlerin duyusal girdiyi beyne iletme yeteneğinin bozulması nedeniyle ortaya çıkar (sensorinöral işitme kaybı). Bebeklik döneminde, etkilenen bireylerde ayrıca beslenme güçlükleri, tekrarlayan akciğer enfeksiyonları ve akciğere giden ana hava yollarında (bronşçuklar) iltihaplanma (bronşit) ve zatürre görülebilir.

Homozigot OSMED ile ilişkili iskelet anormallikleri, kolların (humeri) ve bacakların (femora) uzun kemiklerindeki malformasyonu (displazi) içerir. Uzun kemiklerin “büyüyen kısmı” veya başı (epifizler) anormal derecede büyük ve geniştir ve uzun kemiklerin gövdesinin uç kısmı anormal şekilde genişler (metafizyal genişleme) ve bu da dambıl şekline neden olur. Etkilenen bireylerde ayrıca eklem kontraktürleri, ayak bileğinde anormal derecede büyük kemikler (tarsal kemikler) ve kısa eller ve kısa parmaklar bulunabilir.

Bazı durumlarda, uyluk kemiğinin kalçayla buluştuğu üst kısmı (başkent) (başkent femur epifizleri) anormal derecede küçüktür veya yoktur. Etkilenen bireyler yaşlandıkça, omurgada ilerleyici önden arkaya eğrilik (lordoz) ve hareket kabiliyeti azalmış büyük, ağrılı eklemler gelişebilir. Homozigot OSMED ile ilişkili iskelet anormallikleri sonuçta orantısız derecede kısa uzuvlarla birlikte kısa boyla sonuçlanır.

Etkilenen bireylerde ayrıca kıkırdak parçalanması ve ağrı, dejenerasyon ve etkilenen eklemlerin sertliği ile karakterize bir durum olan osteoartrit de gelişebilir. Homozigot OSMED’li bireylerde ayrıca omurgadaki kemiklerin merkezi bölgelerinde düzleşme (platispondi olarak) ve bileklerdeki sekiz küçük kemiğin (karpal kemikler) ilerleyici füzyonu vardır.

Homozigot OSMED ile ilişkili ayırt edici yüz özellikleri arasında az gelişmiş bir çene kemiği (mandibular hipoplazi), öne doğru genişleyen burun delikleri olan yuvarlak (soğanlı) kalkık bir burun (anteverted burun delikleri) ve yüzün ortasındaki kemiklerin az gelişmişliği (orta yüz hipoplazisi) yer alır. düz bir yüz görünümüne neden olur.

Etkilenen bireyler ayrıca, ayrı bir sendrom olarak veya altta yatan başka bir bozukluğun parçası olarak ortaya çıkabilen bir dizi anormallik olan Pierre-Robin dizisine de sahip olabilir. Pierre-Robin dizisi alışılmadık derecede küçük bir çene (mikrognati), dilin aşağı doğru yer değiştirmesi veya geri çekilmesi (glossoptoz) ve ağız tavanının tam olarak kapanmaması (yarık damak) ile karakterize edilir. Yarık damak da izole bir bulgu olarak ortaya çıkabilir.

Homozigot OSMED, otozomal resesif bir özellik olarak kalıtsaldır. Genetik hastalıklar, anne ve babadan alınan kromozomlarda bulunan belirli bir özelliğe ait genlerin birleşimiyle belirlenir.

Resesif genetik bozukluklar, bir bireyin her bir ebeveynden aynı özellik için aynı anormal geni miras almasıyla ortaya çıkar. Bir kişi hastalık için bir normal gen ve bir de hastalık geni alırsa, kişi hastalığın taşıyıcısı olacaktır, ancak genellikle semptom göstermeyecektir.

Taşıyıcı olan iki ebeveynin her ikisinin de kusurlu geni geçirme ve dolayısıyla etkilenmiş bir çocuğa sahip olma riski her hamilelikte %25’tir. Anne-baba gibi taşıyıcı olan bir çocuğa sahip olma riski her gebelikte %50’dir. Bir çocuğun her iki ebeveynden de normal genler alma ve söz konusu özellik açısından genetik olarak normal olma şansı %25’tir. Risk erkekler ve kadınlar için aynıdır.

Homozigot OSMED’li bazı bireylerin yakın akraba olan ebeveynleri vardır. Tüm bireyler 4-5 anormal gen taşır. Yakın akraba (akraba) olan ebeveynlerin her ikisinin de aynı anormal geni taşıma şansı, akraba olmayan ebeveynlere göre daha yüksektir, bu da resesif genetik bozukluğu olan çocuk sahibi olma riskini artırır.

Homozigot OSMED’in, kromozom 6’nın (6p21.3) kısa kolunda (p) yer alan kollajen XI, afa-2 polipeptit (COL11A2) genindeki değişiklikler veya bozulmalar (mutasyonlar) sonucu ortaya çıktığı görülmektedir. İnsan hücrelerinin çekirdeğinde bulunan kromozomlar, her bireyin genetik bilgisini taşır. İnsan vücut hücrelerinde normalde 46 kromozom bulunur. İnsan kromozom çiftleri 1’den 22’ye kadar numaralandırılır ve cinsiyet kromozomları X ve Y olarak adlandırılır.

Erkeklerde bir X ve bir Y kromozomu, kadınlarda ise iki X kromozomu bulunur. Her kromozomun “p” ile gösterilen kısa bir kolu ve “q” ile gösterilen uzun bir kolu vardır. Kromozomlar ayrıca numaralandırılmış birçok banda bölünmüştür. Örneğin “kromozom 6p21.3”, 6. kromozomun kısa kolundaki 21.3 bandını ifade eder. Numaralandırılmış bantlar, her bir kromozom üzerinde bulunan binlerce genin yerini belirtir.

COL11A2 geni, kolajenin, özellikle de tip XI kolajenin oluşumunda (sentezinde) rol oynar. Kollajen, bağ dokularının önemli bir bölümünü oluşturan vücudun ana yapısal proteinidir ve bağların, tendonların ve kıkırdakların ana bileşenidir. Kolajen kemikte de bulunur.

Tip XI kollajen genellikle eklemlerdeki kemikler için tampon veya yastık görevi gören özel doku olan kıkırdakta bulunur. COL11A2 geni, tip XI kolajenin gelişimi ve işlevi için gerekli olan proteinleri kodlar. Bu gendeki mutasyonlar kollajen XI üretiminde anormalliklere neden olur ve bu da kıkırdak ve kemiğin uygun oluşumunu ve gelişimini etkiler.

Homozigot OSMED tanısı, kapsamlı bir klinik değerlendirmeye, ayrıntılı hasta geçmişine, karakteristik semptomların tanımlanmasına ve röntgen dahil çeşitli özel testlere dayanarak konur. X-ışını çalışmaları, homozigot OSMED ile ilişkili karakteristik iskelet malformasyonlarını ortaya koymaktadır. Kollajen XI’i kodlayan genlerdeki mutasyonları taramak için genetik testler de mevcuttur.

Homozigot OSMED’in tedavisi, her bireyde belirgin olan spesifik semptomlara yöneliktir. Tedavi, uzmanlardan oluşan bir ekibin koordineli çabalarını gerektirebilir. Çocuk doktorları, iskelet, eklemler, kaslar ve ilgili dokulardaki anormallikleri teşhis ve tedavi eden doktorlar (ortopedistler), ortopedi cerrahları, işitme sorunlarını değerlendiren ve tedavi eden uzmanlar (odyologlar) ve diğer sağlık profesyonellerinin bir etkiyi sistematik ve kapsamlı bir şekilde planlaması gerekebilir. çocuğun tedavisi.

İşitme kaybının tedavisinde işitme cihazları kullanılabilir. Bazı iskelet malformasyonlarını ve yarık damak gibi anormallikleri düzeltmek için ameliyat gerekli olabilir. Genetik danışmanlık etkilenen bireyler ve aileleri için faydalı olabilir. Diğer tedaviler semptomatik ve destekleyicidir.

Paylaşın

İYİ Parti’de Kopuşları Engellemek İçin Yeni Formül Arayışı

31 Mart’ta yapılan yerel seçimlere “hür ve müstakil” giren ve büyük bir hezimet yaşayan İYİ Parti’de kongrede yarışacak adaylar netleşirken gözler partinin ağır toplarından İstanbul milletvekili Cihan Paçacı’ya çevrildi.

Partinin geçiş sürecine ihtiyacı olduğunu kaydeden kurmaylar, partiyi “Cihan abi” formülünün toparlayacağını ifade ediyor.

TBMM Grup Başkanı Koray Aydın, TBMM Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, İYİ Parti Göç Politikaları Başkanı Mehmet Tolga Akalın, İYİ PArti Kurucular Kurulu üyesi Günay Kodaz ve İstanbul teşkilatı kurucu üyesi Kemal Orkun Yekdeş adaylığını açıklarken kulislerde başka isimler de konuşulmaya başlandı. Akşener’in Dervişoğlu’nu desteklediği kulislerde konuşulurken kongrenin Dervişoğlu ve Aydın arasında kıran kırana bir yarış içinde geçeceği ileri sürülüyor.

Cumhuriyet’ten Merve Kılıç’ın haberine göre; Kongrede yarışacak adaylar netleşirken gözler partinin ağır toplarından İstanbul milletvekili Cihan Paçacı’ya çevrildi. “İstişare kurulu”nda da yer alan Paçacı’nın kongrenin önemli isimlerinden biri olacağı, parti kulislerinde konuşuluyor. Parti yönetiminde kongre takviminin kısıtlı olduğu ve genel başkan adaylarının kendilerini delegeye anlatacak zamanlarının olmadığı görüşünün hâkim olduğu belirtiliyor.

Partinin geçiş sürecine ihtiyacı olduğunu kaydeden kurmaylar, partiyi “Cihan abi” formülünün toparlayacağını ifade ediyor. Parti kaynakları; Paçacı’nın hem ülkücü-milliyetçi, hem de merkez sağdan gelen kanat tarafından sevildiğini ve olağan kongreye dek partiden kopuşları engelleyeceğini öne sürüyor. Paçacı’nın olağanüstü kongreden olağan kongreye dek partiye “abilik” yapmasıyla küskünlerin tekrar partiye kazandırılacağı ve olağan kongrede de eşit ve adaletli bir sistemle genel başkan seçimine olanak sağlanacağı ifade ediliyor.

Meclis grubu veya il başkanları gibi delege gruplarının ilerleyen günlerde Paçacı’nın adaylığının takdimine yönelik bir açıklama yapması bekleniyor. Paçacı’nın delegelerden gelen bu formülü görev olarak kabul edeceği de konuşulanlar arasında.

Paylaşın

Kamuda Tasarruf ‘Kağıt’ Üzerinde

Bütçe giderlerine yönelik veriler, israf harcamaları arasında gösterilen kiralama işlemlerinin tam gaz devam ettiğini ortaya koydu. Kamunun mart ayı kiralama giderlerinin 1 milyar 813 milyon 445 bin TL olduğu bildirildi.

Kamunun faiz giderinde de çarpıcı artış yaşandı. Merkezi yönetimin Ocak-Mart 2023 döneminde 100 milyar TL olan faiz gideri, Ocak-Mart 2024 döneminde yüzde 150’lik artış ile 250 milyar TL ile ifade edildi.

Ocak ayında 18,8 milyon TL, şubat ayında 92,2 milyon TL olan temsil ve tanıtma gideri, mart ayında 714,4 milyon TL’te fırladı. Temsil ve tanıtma giderindeki artış akıllara 31 Mart’ta gerçekleştirilen yerel seçim döneminde bakanlıklar eliyle yürütülen seçim propagandasını getirdi.

Birgün’den Mustafa Bildirici’nin haberine göre; Türkiye’de on milyonlarca yurttaşı yoksulluğa mahkum eden ekonomik kriz, iktidarın kaynakları kullanma tercihini değiştirmedi. Hemen her dönem olduğu gibi 2024 yılının ocak-mart döneminde de kaynaklar adeta savruldu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kullanımına sunulan ve hesabı sorulamayan gizli hizmet gideri harcamasının yanı sıra temsil ve tanıtma harcaması, faiz harcaması ve kiralama harcamalarının büyüklüğü de dudak uçuklattı.

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın verilerine göre, merkezi yönetimin bütçe geliri Mart 2024’te, Mart 2023’e oranla yüzde 68,7 artarak 483 milyar 842 milyon TL olarak gerçekleşti. Mart 2024’teki bütçe giderleri ise Mart 2023’e oranla yüzde 107,4 artış ile 692 milyar 807 milyon TL olarak kaydedildi. Merkezi yönetimin üç aylık bütçe açığı ise kayıtlara, 513 milyar 482 milyon TL olarak geçti.

İktidarın bütçe kullanım tercihleri de dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan döneminde tarihi rekorlar kıran Gizli Hizmet Giderleri, Ocak-Mart 2024 döneminde de kesmedi. Cumhurbaşkanı tarafından harcanabilen ve hesabı sorulamayan kalemden mart ayında yapılan harcama 322 milyon 263 bin TL, 2024’ün ilk üç ayında yapılan toplam harcama ise 2 milyar 504 milyon 301 bin TL oldu.

Tasarruf kağıt üzerinde

Bütçe giderlerine yönelik veriler, israf harcamaları arasında gösterilen kiralama işlemlerinin de tam gaz devam ettiğini ortaya koydu. Kamunun mart ayı kiralama giderlerinin 1 milyar 813 milyon 445 bin TL olduğu bildirildi. Toplam kiralama giderleri içinde 970 milyon 799 bin TL’lik harcama ile personel servisi kiralama gideri büyük yer tuttu.

Kiralama giderlerinin mart ayına yönelik ayrıntıları, bakanlığın raporunda şöyle sıralandı:

Taşıt kiralama: 373 milyon 424 bin TL
Hizmet binası kiralama: 192 milyon 64 bin TL
Hava taşıtı kiralama: 198 milyon 412 bin TL
Lojman kiralama: 36 milyon 423 bin TL

Kamunun faiz giderinde de çarpıcı artış yaşandı. Merkezi yönetimin Ocak-Mart 2023 döneminde 100 milyar TL olan faiz gideri, Ocak-Mart 2024 döneminde yüzde 150’lik artış ile 250 milyar TL ile ifade edildi.

Bakanlığın verilerine göre, temsil ve tanıtma harcamasında rekor kırıldı. Ocak ayında 18,8 milyon TL, şubat ayında 92,2 milyon TL olan temsil ve tanıtma gideri, mart ayında 714,4 milyon TL’te fırladı. Temsil ve tanıtma giderindeki artış akıllara 31 Mart’ta gerçekleştirilen yerel seçim döneminde bakanlıklar eliyle yürütülen seçim propagandasını getirdi.

Kamunun müteahhitlik giderindeki çarpıcı artış da verilere yansıdı. Buna göre, ocak-mart dönemi müteahhitlik gideri 56 milyar TL’ye dayandı. Müteahhitlik giderinde aylara göre gerçekleşmeye, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın verilerinde şöyle yer verildi:

Ocak: 1,2 milyar TL
Şubat: 23,4 milyar TL
Mart: 31,3 milyar TL

Paylaşın

Bahçeli’den Yerel Seçimler Açıklaması: Milli İrade Sandığa Yansımadı

Partisinin grup toplantısında konuşan MHP Lideri Devlet Bahçeli, “31 Mart seçimlerine katılım oranı çarpıcı şekilde düşüktür. 2019 seçimlerinde yüzde 84 olan katılım oranı 2024’te yüzde 78’e inmiştir. 31 Mart’ta yaklaşık 13 milyon 300 bin vatandaşımızın sandığa gitmediği anlaşılmaktadır” dedi ve ekledi:

“Bundan dolayı milli irade tam ve eksiksiz olarak sandığa yansımamıştır.  CHP genel başkanının yüzde 25’lik cam tavanı çatlatma masalını anlatmasının dayanağı da budur. Tavanı çatlamış bir partinin ayağı yere basmayacaktır.”

Bahçeli, konuşmasının devamında “31 Mart seçimlerine tesir eden olgulardan birisi ekonomik sıkıntılar ve emeklilerimizin yaşadığı sorunlar; diğeri ise mahalli özellik ve şartlara muhafık adayların tespitindeki bazı açmazlardır. Parti olarak milletimizin mesajını aldık ve gerekli çalışmaları başlattık. MHP ile Cumhur İttifakı’nın çok güçlü bir şekilde millete hizmet yolculuğunu sürdüreceğinden herkesin emin olması başlıca arzumdur” ifadelerini kullandı.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Toplantımızı takip eden aziz vatandaşlarımıza en kalbi selamlarımı iletiyorum. Tüm iyi niyetimle ülkemizin ve partimizin bahtının açık olmasını diliyorum. İnsanından kopan siyasetçinin kaderi suya nakışlar çizmek sonunda ise dibe çakılmaktır. Siyasetin ekseni akıl, enerjisi ahlak, edası da hürmet ve muhabbettir. Bizim siyasetten anladığımız elbet de bunlardır.

Hiç kuşkusunuz egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Millet ne diyorsa, ne istiyorsa, nasıl karar veriyorsa saygımız ve sadakatimiz tamdır ve tartışmasızdır. Bizim demokrasiye bağlılığımız sözde değil özdedir. MHP, Türkiye ve Türk milletine varlığını adamıştır. Siyasetçinin değil seçmenin mutluluğunu her zaman gaye edinmiştir.

Hem partimiz hem ülkemiz adına 2 mühim demokratik etap geçirmiş, Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerimize ulaşma mücadelemiz kamçılanmıştır. Biz görevimizin farkındayız. Yapacaklarımızın şuurundayız. Vizyonu yetmeyenlerin umutsuzluk çarkına kapılması bundan sonra da muhtemeldir. Türkiyemizi hak ettiği gelişmişlik statüsüne mutlaka çıkarmalıyız. Bizim milliyetçiliğimiz çağın birikimi olan gelişmeleri birlikte yaşatmayı, beraberce değerlendirmeyi esas almaktadır.

İstanbul’un fethinin 600. Yıl dönümü olan 2053’te bu ideal gerçekleşecektir. İstikbalin ve istiklalin güvencesi Cumhur İttifakı’dır ve varlığını kararlılıkla devam ettirecektir.

Değerli milletvekillerim son bir aylık zaman diliminde geçtiğimiz ikinci demokratik etap 31 Mart seçimleridir. Türk milleti hükmünü vermiştir nümüzdeki beş yılın yerel yöneticileri seçilmiştir. Geldiğimiz bu aşamada MHP’nin 31 Mart seçimleriyle ilgili görüş ve değerlendirmeleri üç madde halinde şunlardır:

1) 14 Mayıs ve 28 Mayıs 2023 tarihlerinde yapılan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinden yaklaşık 10 ay sonra milletimiz bu defa da yerel seçim için sandık başına gitmiştir. Milletimizin hür iradesiyle verdiği demokratik karara saygılıyız seçim sonuçlarının ülkemize milletimize ve siyasi partilere hayırlı olması da temennimizdir. Yerel seçimlerin doğası ile genel seçimlerin doğası farklıdır. İkisini de birbirine karıştırmak fahiş bir yanlıştır. Yerel seçimlerde özne ve öncelik adaylar olduğu halde genel seçimlerde partilerdir.

31 Mart yerel seçimlerinden sonra el değiştiren birisinin çıkıp diğerinin indiği bir iktidar yapısı yoktur. 31 Mart yerel seçimlerinden sonra rota değiştiren, hedeflerinden sapan, iddialarından cayan yerinde sayan bir Türkiye yoktur. Yerel iktidar olduk diyenler hayal alemindedir. Türkiye’de iktidar tektir ve o da cumhurbaşkanlığı kabinesidir. Fazladan üç beş belediye başkanlığı kazanmakla yerel iktidar tantanası koparanların siyasetin nesnel gerçeklerine vakıf olmadıkları ayan beyan ortadadır. Bugün şımaranların harın milletten şamarı yemeleri mukadderdir

2) 31 Mart seçimlerine katılım oranı çarpıcı şekilde düşüktür. 2019 seçimlerinde yüzde 84 olan katılım oranı 2024’te yüzde 78’e inmiştir. 31 Mart’ta yaklaşık13 milyon 300 bin vatandaşımızın sandığa gitmediği anlaşılmaktadır. Bundan dolayı milli irade tam ve eksiksiz olarak sandığa yansımamıştır. CHP genel başkanının yüzde 25’lik cam tavanı çatlatma masalını anlatmasının dayanağı da budur. Tavanı çatlamış bir partinin ayağı yere basmayacaktır.

3) 31 Mart seçimlerine tesir eden olgulardan birisi ekonomik sıkıntılar ve emeklilerimizin yaşadığı sorunlar; diğeri ise mahalli özellik ve şartlara muhafık adayların tespitindeki bazı açmazlardır. Parti olarak milletimizin mesajını aldık ve gerekli çalışmaları başlattık. MHP ile Cumhur İttifakı’nın çok güçlü bir şekilde millete hizmet yolculuğunu sürdüreceğinden herkesin emin olması başlıca arzumdur.

Yerel seçimlerde parti oylarının doğru ve sağlıklı anlaşılması için il genel meclisi seçim sonuçlarına bakmak kaçınılmazdır. 51 ili kapsamına alan il genel meclis seçimlerinde Milliyetçi Hareket Partisi’nin oy oranı yüzde 16,62’dir. Şimdi televizyon bülbülü olan bir profesöre sesleniyorum, hani nerede yüzde 5’in altına inen oy oranımız? Hani nerede zayıflayan seçmen desteğimiz?

” Yeni bir dünya savaşı cinayettir”

Rusya ile Ukrayna, İsrail ile Filistin arasındaki savaş ve çatışmalar önce ateşkes, sonra barış ve siyasi çözümle düğümlenmelidir. Kiev ile Moskova, İstanbul’da el sıkışmalı, üçüncü dünya savaşı senaryosunu tedavüle sokan, nükleer savaştan bahseden zalimlerin tezgahı boşa çıkartılmalıdır. Yeni bir dünya savaşı cinayettir, Allah muhafaza beşeriyetin sonunu hazırlayacaktır. Rusya ile NATO’yu çatıştırma, Fransa’nın Ukrayna’ya asker yollama ihtimalleri ateşe benzin dökmektir. Barış herkesin yararına, her ülke ve millet için hayat memat konusudur.

İsrail ile İran arasındaki yoğunlaşan gerilimin, karşılıklı çatışma ve silaha sarılma tercihinin son bulması, Ortadoğu’ya barış, sağduyu ve sükûnetin hakim olması dileğimizdir. Bölgesel bir savaşın patlak vermesi zincirleme felaketleri tetikleyecektir. Buna hiç kimsenin, hiçbir devletin hakkı yoktur.

İsrail’in 1 Nisan’da İran’ın Şam diplomatik misyonunu hedef alması, İran’ın da 13 Nisan’ı 14 Nisan’a bağlayan gece yarısı 100 balistik füze, 30 seyir füzesi, 170 İHA ile misilleme de bulunması herkesin gözü önünde cereyan etmiştir. ABD ve Batı Avrupa ülkeleri İsrail’e destek vererek ikiyüzlü siyasetlerini teyit etmişlerdir. İran’ın, operasyonun başarıyla tamamlandığı açıklaması, dahası bu operasyonda fırlatılan füze ve uçurulan İHA’ların tamamıyla etkisiz hale getirilmesi, tek bir kişinin dahi burnunun kanamaması başka bir tartışma konusudur.

Adeta Gazze katliamının perdelenmesi ve dikkatlerin farklı yöne çekilmesi için iki devletin ön planda olduğu bir tiyatro gösterisi sahnelenmiştir. İsrail’in Gazze’deki soykırım suçuna tahammül etmek, sabır göstermek, alttan almak hiçbir vicdan sahibinin yapacağı bir şey de değildir. Netenyahu canidir, istifa etmelidir, hesap vermelidir, barış yanlısı bir hükümet kurulmalıdır.

Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Kabinesinin Filistin ve Gazze gerçeğini dünyaya anlatan insani, vicdani, ahlaki tutarlılığı olan politikaları kesintisiz devam etmelidir. İsrail ile Filistin arasındaki barış arayışlarına sonuna kadar destek verilmelidir. Bunun yanı sıra iki devletli çözüm ortamı derhal teessüs etmelidir. Başkenti Doğu Kudüs olan, 1967 sınırlarına haiz, egemen, bağımsız, siyasi ve toprak bütünlüğünü sağlamış bir Filistin devleti kurulmadan ne Ortadoğu’da ne de dünya çapında sular durulmayacak, barış ve çözüm iklimi yeşermeyecektir.

Başta TBMM İçtüzüğü olmak üzere, yürürlükteki hukuk mevzuatı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle uyumlaştırılmalı, bu alanda reformist adımlar atılmalıdır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin aksayan yönleri tamir edilerek bütün kurum ve kurallarıyla kalıcı hale getirilmesi, yönetim hayatımızdaki istikrarın elbirliğiyle kökleştirilmesi önceliğimizdir.

Tavsayan ve kasten uzatılan HDP’nin kapatma davası sonuçlanmalı, arkasından sıra DEM’e gelmeli, nitekim bölücü partilerin kapısı kilitlenmeli, başka isimlerle açılmaları anayasal çerçevede engellenmelidir… İttifak sistemi gözden geçirilerek siyasi ve demokratik istikrarı zaafa uğratan ve uygulamada şahit olunan bazı çarpıklıklar ilerleyen süreçte giderilmelidir.

Önümüzdeki sıcak gündemlerden birisi de sivil, demokratik ve kapsayıcı yeni anayasa hazırlığı olmalıdır. Milliyetçi Hareket Partisi, 100 maddelik anayasa teklifiyle mezkur hazırlığa katkı vermek için samimi çağrısını yineleyerek herkesi sorumluluk bilinciyle hareket etmeye davet etmektedir. Biz hazırız, darbe anayasasını rafa kaldırmanın sadece zaman, emek, sabır, sağduyu ve ahlaki uzlaşma gerektirdiğine inanıyoruz.”

Paylaşın

AK Parti’de İktidarda Kalmak İçin Hangi Formüller Konuşuluyor?

31 Mart’ta yapılan yerel seçimlerde büyük bir hezimet yaşayan Adalet ve Kalkınma Partisi’nde (AK Parti), iktidarda kalabilmek için hangi formüllerin konuşulduğu ortaya çıktı.

İlk akla gelen de yeni Anayasa çalışmalarının içine neler konulacağı. Bir dönem nabız yoklanan Cumhurbaşkanının 50+1 yerine 40+1 oyla seçilmesi yeniden gündem olacak.

Gazete Pencere yazarı Nuray Babacan, 31 Mart yerel seçimlerinin ardından AKP kulislerinde yaşananları yazdı. Babacan, “Meclis açılıyor gündemde yeni anayasa çalışmaları var; Kulislerde Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 40+1 formülü tartışılıyor” başlıklı yazısında, AKP’nin iktidarda kalmak için hangi formülleri düşündüğünü aktardı.

Babacan’ın yazısında ilgili kısım şöyle: “İlk akla gelen de yeni Anayasa çalışmalarının içine neler konulacağı. Bir dönem nabız yoklanan Cumhurbaşkanının 50+1 yerine 40+1 oyla seçilmesi yeniden gündem olacak.

Bu konunun en az bir yıllık bir geçmişi var. AKP içerisinde bazı isimlerin seslendirdiği Cumhurbaşkanı seçilmeyi kolaylaştırma, ittifaklara duyulan ihtiyacı azaltma, devredilen yüzlerce yetkiye rağmen halkın yarısından daha azının onayını alan bir cumhurbaşkanı seçtirme planları, yerel seçim yenilgisinin ardından yeniden tartışılacak.

Bu konudaki çalışmalara geçmeden önce, AKP içinde 40+1’e neden ihtiyaç duyulduğunu anlatan ‘eski planlara’ dönelim. Parti kurmayları, bunu gerekçelendirirken ilginç bir plandan söz ediyorlardı… Onlara göre aslında buna Tayyip Erdoğan sonrasında ihtiyaç duyulacak. Muhafazakar milliyetçi tabanın tek başına iktidarda kalabilmesi için 40+1’e ihtiyaç var.

İktidarda kalmak için

AKP’nin başına kim gelirse gelsin Erdoğan gibi olamayacak. Partideki erime de göz önüne alınınca, bu ideolojinin iktidarda kalmasının yolu bu. Muhafazakar tabanın yüzde 16 ile başlayan yolculuğunun, AKP iktidarları döneminde yüzde 35’lere yükseldiği biliniyor. Partideki milliyetçi evrilmenin de payıyla yüzde 40’lık bir ivmenin yakalanabileceği yorumları yapılıyordu…

Bu plan, kulislerde dillendirildikten bir süre sonra geçen yılın kasım ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a soruldu. Kamuoyunu bu fikre alıştırmak için atılan ilk adımlardan biriydi. Erdoğan, Almanya dönüşü uçakta gazetecilere cumhurbaşkanlığı seçimi için yüzde 50+1 şartının değişmesinin “isabetli olacağını” söylemişti.

Erdoğan, “50+1 şartının değişmesi konusunda aynı fikirdeyim, isabetli olur. Çoğunluğu alan adayın seçilmesi usulüne geçilmesi halinde Cumhurbaşkanlığı seçimi de seri olur, uğraştırmaz ve yanlış yollara da sevk etmez. Mevcutta 50+1 mecburiyeti partileri yanlış yollara sevk ediyor. Kimin eli, kimin cebinde belli değil. Yok altılı, yok on altılı masa… Ama oy sayısı itibarıyla ‘en fazla oyu alan aday seçilir’ denildiği zaman seçim hızlıca tamamlanır” ifadelerini kullanmıştı.

Aynı dönemde Cumhurbaşkanlığı Sarayına yakınlığı ile tanınan AKP Milletvekili Ali Özkaya, “14 ve 28 Mayıs’ta yaptığımız seçimlerde görüldü ki, 50+1’i almak için bütün benzemezlerin bir araya gelmesine ve siyasal sistemin mayasının bozulmasına da sebep olabiliyor. Çok iyi niyetle getirilmiş bir kural daha çok siyasal bölünmeye ve küçük partilerin siyasal şantajına da açık hale geliyor.

“Başkanlık Seçimlerinde Mutlak Çoğunluk Bulunmayan Ülkeler” incelememizi paylaşıyoruz. Ülkeler kendi siyasal tecrübe ve birikimlerine göre kurallar geliştirmiştir. Şimdi bize düşen yeni anayasa hazırlama sürecinde bu kuralı siyasi tarihimizdeki birikimlere ve ihtiyaçlara uygun olarak yeniden düzenlemektir. Bunun yapılacağı yer TBMM, yöntemi ise yeni Anayasa’dır…”

Bütün bunlar alt alta yazılınca yavaş yavaş pişirilmeye çalışılan asıl konunun ne olduğu ortaya çıkıyor. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un süreci yerel seçimlerden sonra başlatacağını duyurmuştuk ki, ardından kendisi de açıkladı. Şimdi yeni Anayasa’ya neden ihtiyaç duyulduğu daha açık ortaya çıkıyor. Anti demokratik uygulamaları kaldırmak, bağımsız yargı, güçlü meclis gibi önceliklerin olmadığı da anlaşılıyor. Yeni dönemdeki yeni tartışmalara hazırlanırken, konuların geçmişlerini ve iktidarda kalmak için neler yapılabileceğini görmekte fayda var.

Bu arada, AKP’li Özkaya’nın TBMM’ye sunulan ve 40+1’le cumhurbaşkanı seçildiğini gösteren araştırmayı da aktaralım. Kostarika, Meksika, Nijerya, Panama, Paraguay, Tayvan yarı başkanlık sistemi uyguluyor ve 40+1’le başkan seçiyor. Avrupa ülkelerinin tamamı, ABD gibi gelişmiş ülkeler ise mutlak çoğunluk arıyor.”

Paylaşın

Şimşek’ten ‘Erdoğan’ Açıklaması: Yalan Haberlerle…

Erdoğan ile aralarındaki ilişkinin kopma derecesine geldiği iddialarına cevap veren Mehmet Şimşek, “Bir süredir yalan haberlerle kasıtlı bir şekilde gündem oluşturulmaya çalışılıyor” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Bizim derdimiz memlekete hizmet, gündemimiz yoğun. Bu zor coğrafyada ülkemizin sorunlarını çözmek, potansiyelini ve performansını artırmak için yapacak çok işimiz var. Enflasyonu düşürmek, cari açığı azaltmak, bütçe disiplini tesis etmek ve yapısal sorunları çözmek konusunda kararlıyız.”

Şimşek, açıklamasının devamında “Cumhurbaşkanımızın başından beri tam destek verdiği programımızı daha da güçlendireceğiz. Programımız hedeflerine ulaştığında, vatandaşlarımızın refahı da kalıcı olarak artacaktır” ifadelerini kullandı.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sosyal medya hesabından hakkında çıkan iddialara yanıt verdi. Şimşek’in yalan haberlere karşı uyarıda bulunduğu açıklaması şu şekilde:

Bir süredir yalan haberlerle kasıtlı bir şekilde gündem oluşturulmaya çalışılıyor. Bizim derdimiz memlekete hizmet, gündemimiz yoğun. Bu zor coğrafyada ülkemizin sorunlarını çözmek, potansiyelini ve performansını artırmak için yapacak çok işimiz var.

Enflasyonu düşürmek, cari açığı azaltmak, bütçe disiplini tesis etmek ve yapısal sorunları çözmek konusunda kararlıyız. Cumhurbaşkanımızın başından beri tam destek verdiği programımızı daha da güçlendireceğiz.

Programımız hedeflerine ulaştığında, vatandaşlarımızın refahı da kalıcı olarak artacaktır. Vatandaşlarımızdan istirhamım; üretilen dedikodulara itibar etmeyiniz ve politikalarımız ile ilgili bizden duymadığınız hiçbir haber veya söylentiye lütfen inanmayınız.”

Öte yandan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek arasında kriz ortaya çıktığı iddiasının doğru olmadığını bildirdi.

DMM’den yapılan açıklamada, şunlar kaydedildi: “Bazı basın yayın organlarında yer alan, ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Bakan Şimşek arasında kriz ortaya çıktı ve kriz küresel sistemin devreye girmesiyle çözüldü’ iddiası doğru değildir.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek arasında iddia edildiği gibi herhangi bir gerginlik yaşanmamıştır. Ülkemiz ekonomisinde yol haritasını belirleyen Orta Vadeli Program ve 12’nci Kalkınma Planı, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kararlılıkla sürdürülmeye devam edecektir.”

Paylaşın

TÜİK Duyurdu: Tarım Üretici Enflasyonu Yüzde 61,87

Tarım üretici enflasyonu mart ayında bir önceki aya göre yüzde 5.57, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 17.51, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 61.87 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 59,98 arttı.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi (Tarım-ÜFE) Mart 2024 verilerini açıkladı.

Buna göre; Tarım üretici enflasyonu mart ayında bir önceki aya göre yüzde 5.57, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 17.51, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 61.87 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 59,98 arttı.

Sektörlerde bir önceki aya göre, tarım ve avcılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde yüzde 5,84, ormancılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde yüzde 3,52 arttı. Balık ve diğer balıkçılık ürünleri; su ürünleri; balıkçılık için destekleyici hizmetlerde yüzde 1,18 azaldı.

Ana gruplarda bir önceki aya göre, tek yıllık (uzun ömürlü olmayan) bitkisel ürünlerde yüzde 3,27, çok yıllık (uzun ömürlü) bitkisel ürünlerde yüzde 7,60 ve canlı hayvanlar ve hayvansal ürünlerde yüzde 7,12 arttı.

Yıllık değişimin en yüksek olduğu alt grup yüzde 170,17 ile yağlı meyveler, aylık değişimin en yüksek olduğu alt grup yüzde 13,54 ile koyun ve keçi, canlı; bunların işlenmemiş süt ve yapağıları oldu.

Paylaşın

İsrail – İran Gerilimi: İsrail’den Karşılık Verme Kararı

İsrail, İran’a yönelik muhtemel bir saldırı için yürütülen hazırlıkların tamamladığını açıklarken, İran ise, İsrail’in muhtemel saldırısına saniyeler içinde karşılık vereceğini duyurdu.

Haber Merkezi / İsrail devlet televizyonu KAN, İsrail’in İran’a, bölgeyi kapsamlı bir savaşa sürüklemeyeceği, İran’ın cevap veremeyeceği sınırlı bir saldırı planladığını duyurdu.

İran ile gerginliğini tırmandırılmasıyla Gazze’nin ikincil duruma düşmesinin istenmediğine dikkat çekilen yayında, İsrailli yetkililerin İran’ın ilk kez kendi topraklarından doğrudan bir saldırı gerçekleştirildiği için kırmızı çizginin aşıldığını ve buna karşılık vermenin zorunlu olduğu görüşünü taşıdığı belirtildi.

İsrail Hava Kuvvetlerinin İran’a yönelik olası bir saldırı için yürüttüğü hazırlıkları tamamladığına işaret edilen yayında, saldırının ne şekilde olacağına dair bilgi verilmezken, İran’da suikast operasyonları ya da geniş çaplı bir elektronik saldırının da uzak görülmediği ifade edildi.

Yayında bilgisine başvurulan bir İsrailli yetkili, ülkesinin İran’a yönelik planlanan bir saldırı öncesinde Amerika Birleşik Devletleri’ne bildirimde bulunmak konusunda Washington’a söz verdiğinin altını çizdi.

İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Ali Bakıri, İsrail’in İran’ın Şam’daki konsolosluğuna saldırarak “stratejik hata” yaptığını ifade etti.

İran’ın bu sayede meşru müdafaa çerçevesinde askeri ve savunma kapasitesini ortaya koyduğunu söyleyen Bakıri, “Siyonist rejimin, başka bir hata yapması durumunda 12 gününün kalmayacağını ve cevabın günler veya saatler değil saniyeler içinde verileceğini bilmesi gerekiyor” dedi.

İran’ın her türlü ihtimale hazır olduğunu belirten Bakıri, “Siyonistler ikinci hatayı yapmamalı çünkü İran’ın tepkisi daha sert, daha güçlü ve daha hızlı olacaktır” dedi.

İran – İsrail gerilimi

İran ile İsrail arasındaki ilişkiler aslında 1979’daki İslami Devrim’e kadar barışçıldı. Bunun yanında Filistin’in bölünmesine yönelik planlara karşı çıkmasına rağmen, 1948’de kurulan İsrail Devleti’ni tanıyan ikinci İslami devleti, Mısır’dan sonra İran olmuştu.

O dönemde monarşiyle yönetilen ülkenin başında Pehlevi hanedanlığı vardı ve ülke, Orta Doğu’da ABD’nin en büyük müttefiklerinden biriydi. Bu nedenle İsrail Devleti’ni kuran ilk hükümet lideri David Ben-Gurion, yeni Yahudi devletinin Arap komşuları tarafından dışarı itilmemesini sağlamak amacıyla İran’ın dostluğunu kazanmaya çalıştı.

Ancak 1979’da Ayetullah Ruhullah Humeyni’nin öncülüğündeki İslam Devrimi ile Şahlar tahttan indirildi; yeni yönetim, ABD ve müttefiki İsrail’in “emperyalizmini” reddeden, baskı altındaki toprakları savunma üzerine kurulu olduğunu söylediği bir kimlik inşa etmeye çalıştı.

Ayetullah Humeyni yönetiminde ülke, İsrail’le olan köprüleri yıktı ve İsrail vatandaşlarının pasaportlarını tanımamaya başladı. Tahran’daki İsrail Büyükelçiliği’ni ele geçirerek, kontrolünü bir Filistin devleti kurulması amacıyla İsrail hükümetine karşı mücadele veren Filistin Kurtuluş Örgütü’ne devretti.

Nitekim Humeyni Filistin davasını kendi davası olarak göstermeye başladı ve büyük çaplı Filistin destekçisi yürüyüşler Tahran’da yaygınlaştı. Öte yandan bu dönemde İsrail’de İran’a yönelik düşmanlık 1990’lı yıllara kadar baş göstermedi çünkü Irak’taki Saddam Hüseyin’in varlığı, o dönemde daha büyük bir bölgesel tehdit olarak görülüyordu.

1980-1988 yılları arasında ABD’nin İran’ın komşusu Irak’a yönelik savaşta kullanılan silahları gizli bir şekilde İran’a yönlendirdiği ortaya çıktı ve bu skandalla bağdaştırılan “İran-Kontra” isimli yapılanmada İsrail hükümeti bir aracıydı. Zaman içinde İsrail ve İran arasındaki sözlü rekabet açık bir düşmanlığa dönüştü.

Paylaşın

İYİ Parti’de Genel Başkanlık Yarışında Gözler Delegelere Çevrildi

İYİ Parti’deki genel başkanlık yarışındaki isimlerden kimlerin resmen aday olacağı konusunda artık gözler delegelere çevrildi. İYİ Parti Tüzüğü’nün 42’nci maddesi uyarınca genel başkan seçimi için, “Her parti üyesi, Kurultay delegelerinin tam sayısının yirmide birinin yazılı teklifi ile genel başkanlığa aday olabilir” şartı mevcut.

Son olarak geçtiğimiz yıl 24 Haziran’daki İYİ Parti 3. Olağan Kurultayı’nda delege sayısı 1381 olarak açıklanmıştı. Şimdi kurultay delegesi sayısı, kurucular, Genel İdare Kurulu (GİK) üyeleri ile milletvekilleri gibi doğal delegeler dışında il ve ilçe teşkilatlarına bağlı olarak kesinleşecek.

VOA Türkçe’den Yıldız Yazıcıoğlu’nun haberine göre; İYİ Parti’de genel başkan adayı Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, AK Parti iktidarına karşı tutumunu vurgulayarak, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin partisine yönelik sözlerine “İYİ Parti’ye hiç kimse istikamet çizemez” yanıtını verdi.

14 Mayıs 2023’teki genel seçimlerin sonucunda TBMM’de beşinci siyasi parti konumuna ulaşan İYİ Parti, Meral Akşener liderliğinde izlediği “hür ve müstakil siyaset” iddiasıyla muhalefet cephesinde ittifaksız girdiği 31 Mart’taki yerel seçimler sonucunda oy kaybına uğradı.

CHP’yle birlikte 31 Mart 2019’daki yerel seçimler öncesinde kurduğu Millet İttifakı işbirliğini yeniden kurmayı kabul etmeyen Akşener ise, 1 Nisan günkü açıklamasıyla İYİ Parti’de seçimli olağanüstü kurultay yapılacağını açıkladı. Ardından Akşener, Ekim 2017’den bugüne kurultay süreçlerinde de tek aday olduğu genel başkanlık için yeniden aday olmayacağını paylaşarak, 28 Nisan’da kurultay yapılacağını ilan etti.

Liderlik yarışındaki adaylardan birisi olan Dervişoğlu, Pazartesi günü beraberinde İYİ Parti’nin Meral Akşener’e yakınlığıyla tanınmış bazı kurucuları, milletvekilleri ve Genel İdare Kurulu (GİK) üyeleriyle kameralar karşısına geçti. Beraberindeki isimlerle parti üst yönetiminde güçlü desteği olduğu mesajını vurgulayan Dervişoğlu, Akşener’in destek verdiği aday olduğu iddiasıyla ilgili soru üzerine, “İYİ Parti’nin kuruluş harcındaki en fazla emek Sayın Akşener’indir. Onun o harcı, teriyle suladığına da şahidiz. Sayın genel başkanımızın gönlü benden yanaysa bundan gurur ve onur duyarım” yanıtını verdi.

İYİ Parti’deki genel başkanlık yarışındaki isimlerden kimlerin resmen aday olacağı konusunda artık gözler delegelere çevrildi. İYİ Parti Tüzüğü’nün 42’nci maddesi uyarınca genel başkan seçimi için, “Her parti üyesi, Kurultay delegelerinin tam sayısının yirmide birinin yazılı teklifi ile genel başkanlığa aday olabilir” şartı mevcut. Son olarak geçtiğimiz yıl 24 Haziran’daki İYİ Parti 3. Olağan Kurultayı’nda delege sayısı 1381 olarak açıklanmıştı. Şimdi kurultay delegesi sayısı, kurucular, GİK üyeleri ile milletvekilleri gibi doğal delegeler dışında il ve ilçe teşkilatlarına bağlı olarak kesinleşecek.

Ayrıca İYİ Parti Tüzüğü’nün 37’nci maddesi uyarınca Akşener’in seçimli olağanüstü kurultay yapılması için tek imzalı yetkisi mevcut. Dolayısıyla kurultayla ilgili erteleme olacağı ya da yapılamayacağı yönündeki iddialar partide “dayanaksız” olarak değerlendirildi.

İYİ Parti’deki genel başkanlık yarışı, kuruluş sürecinde MHP’den ayrılan kadrodaki, ülkü ocakları kökenli isimlerden birisi olan Dervişoğlu’nun yanısıra rakipleri Koray Aydın ve Mehmet Tolga Akalın da benzer özgeçmişlere sahip isimler olması nedeniyle dikkat çekici. İYİ Parti’nin kurucu teşkilatlanmasını yürüten şimdiki grup başkanı ve MHP’nin geçmişteki genel sekreteri Koray Aydın ile göç ve milli güvenlik politikaları gibi alanlarda genel başkan yardımcısı Mehmet Tolga Akalın da ülkücü kimliğiyle tanınmış siyasi aktörler.

Müsavat Dervişoğlu, kameralar karşısında verdiği görüntü itibariyle parti içinde doğal delegeler ve Akşener’in desteği nedeniyle “en güçlü aday” olarak yorumlanıyor.

Koray Aydın ise, yazılı açıklamasıyla adaylığını duyurdu. Aydın il, ilçe teşkilatlarıyla temaslar kurarak genel başkanlığı için gerekli delege desteğini sağlama çalışmasını yürütüyor. Koray Aydın’ın, geçmişteki ülkü ocağı başkanlığı ve sert milliyetçi kimliğiyle teşkilat desteğine sahip olduğu öne sürülmekle birlikte Akşener’in teşkilatta etkili olduğu dile getiriliyor.

Mehmet Tolga Akalın ise, 10 Nisan’da kameralar karşısına yalnız geçerek adaylığını ilan ettikten sonra 68 yaşındaki Aydın ve 64 yaşındaki Dervişoğlu’na kıyasla gençliğini vurguluyor. Milliyetçi çizgide, Atatürk ilkelerine dayalı olarak İYİ Parti’yi yöneteceğini anlatan Akalın, MHP’yi Erdoğan’a kaptırdıklarını söyleyerek, İYİ Parti’nin kesinlikle muhalefet çizgisinde kalacağı iddiasında.

Yarıştaki tek kadın aday Avukat Günay Kodaz ise, İYİ Parti’nin kurucularından birisi. Kodaz, Meral Akşener’in parti kuruluşunda yola çıktığı liderlik özelliklerini artık korumadığı iddiasıyla partisinden ihraç edilmesi talebiyle karşı karşıya kalmıştı ancak şimdi genel başkan adaylığı için delegelerden destek arayışında. Kodaz, son olarak Akşener’in kendisini X platformunda engellediğini açıkladı.

Meral Akşener’in, Koray Aydın ile Tolga Akalın’ın adaylıklarına tepkili olduğu ve onları da sosyal medyada engellediği aktarıldı.

“Tek adam rejimine karşıyız, uydu değiliz”

İYİ Parti’de kurultay için geri sayım sürecinde en dikkat çekici açıklama ise, MHP Lideri Devlet Bahçeli tarafından yapıldı. Bahçeli, “Önümüzdeki siyasi istikrarı, siyasi partilerdeki istikrarla ilişkilendirerek Sayın Meral Akşener’in ayrışma kararından vazgeçerek partinin başında, devamında onunla beraber aday olmak isteyen insanların etrafında kenetlenerek Türkiye’nin etrafında kenetlenmesi gerektiğini düşünmekteyim” demişti.

Oysa Bahçeli’nin, Millet İttifakı’ndan ayrılmadan önce İYİ Parti’den söz ederken “İP” diyerek MHP’den ayrılanları ihanetle suçladığı belirtiliyordu.

Bahçeli’nin yorumunu siyasi etik ve nezakete aykırı olarak değerlendirdiğini açıklayan Dervişoğlu, “İYİ Parti’ye hiç kimse istikamet çizemez. Siyasi ikbalini partimizin dışındaki siyaset merkezlerinden gelecek kuvvetlere bağlayanlar iyi bilsinler ki bu çatı altında İYİ Parti’nin kendi iradesinin üzerinde bir irade yoktur. Partimizi o ya da bu siyasi partinin uydusu haline getirmeye çalışanlara karşı en doğru cevabı partinin kendisi verecektir. Birbirimizle hesaplaşmak yerine ülke ve partimize yön verecek bakış açılarını geliştirmeliyiz. Bu kurultay yeni yaraların açılması için değil, mevcut yaraları birbirimize sarılarak ve kucaklaşarak saracağız” ifadesini kullandı.

MHP’yle birlikte Cumhur İttifakı’nı yürüten AK Parti’yle ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la ilişkiler içinse Dervişoğlu, “Türkiye Cumhuriyeti bir kişinin aklına ve heveslerine asla emanet edilemez. Bir milletin kaderi bir faninin şahsi ihtiraslarına kurban edilemez. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi atılması gereken bir yük, sona ermesi gereken bir kabus haline gelmiştir. AK Parti hükümetleri refah ve zenginliği üretip hakla paylaştırmak yerine yoksulluğu ve fukaralığı yönetmektedir” dedi.

Bu noktada TBMM’de olası anayasa değişikliği teklifi gündemi içinse Dervişoğlu, “İYİ Parti olarak tek adam rejimini tahkim edecek hiçbir düzenlemeye izin vermeyeceğiz” yanıtını verdi.

İYİ Parti açısından üye ve seçmen desteği nasıl azaldı?

İYİ Parti, 14 Mayıs 2023’te parlamento seçimlerinde, 5 milyon 275 bin 981 seçmen desteğiyle yüzde 9,69 oy oranıyla 43 milletvekili çıkardı. Ancak Millet İttifakı gerekçesiyle İstanbul Milletvekili Ahmet Ersagun Yücel, CHP listesinden seçilerek TBMM’ye girdi. Dolayısıyla seçim sonucunda İYİ Parti’nin TBMM’deki sandalye sayısı 44 olarak ortaya çıktı.

İYİ Parti, Meclis’teki sandalye sayısını ise kısa sürede istifalarla kaybetmeye başladı. Eskişehir Milletvekili Nebi Hatipoğlu AK Parti’ye geçti, bazı isimler ise bağımsız kalmayı tercih etti. Böylece İYİ Parti’nin TBMM’deki sandalye sayısı 38’e düştü. İYİ Parti’nin, 31 Mart’taki yerel seçimlerde henüz kesinleşmeyen sonuçlar itibariyle oyu 1 milyon 735 bin 924 ile oy oranı yüzde 3,37’ye geriledi.

Bu arada Akşener’in, Millet İttifakı kapsamında 3 Mart 2023’te cumhurbaşkanı adaylığında Kemal Kılıçdaroğlu’nu desteklemekten vazgeçmesi ancak 6 Mart 2023’te yeniden Altılı Masa toplantısına katılmasıyla birlikte İYİ Parti’nin üye kaybı da sürdü. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın verilerine göre; İYİ Parti’nin 3 Mart 2023’teki üye sayısı 617 bin 513’ken, istifalarla birlikte bugün itibariyle 508 bin 578’e düşmüş görünüyor.

Paylaşın

Galatasaray Rahat Kazandı

Süper Lig’in 32. hafta karşılaşmasında Alanyaspor ile Galatasaray, Alanya Stadyumu’nda karşı karşıya geldi. Hakem Cihan Aydın’ın yönettiği karşılaşmadan Galatasaray, 4-0 galip ayrıldı.

Haber Merkezi / Galatasaray’a galibiyeti getiren golleri 56. ve 72. dakikalarda Barış Alper Yılmaz, 61. dakikada Hakim Ziyech ve 84. dakikada Icardi kaydetti.

Galatasaray, bu galibiyet ile puanını 87’ye çıkardı. Alanyaspor ise 42 puanda kaldı.

Karşılaşmadan dakikalar

14. dakikada Oğuz Aydın’ın ceza sahası dışından şutunda top üstten auta çıktı. 19. dakikada Alanyaspor Teknik Direktörü Fatih Tekke, yardımcı hakeme itirazları sonrası maçın hakemi Cihan Aydın tarafından kırmızı kartla saha kenarından gönderildi.

25. dakikada Kerem Demirbay’ın pasında ceza alanı sağ çaprazda topla buluşan Abdülkerim Bardakcı’nın kafayla meşin yuvarlağı ağlara gönderdiği pozisyonun öncesinde bu futbolcunun Balkovec’e faul yaptığına karar veren hakem Aydın, golün geçerli olmadığına işaret etti.

34. dakikada Oğuz Aydın’ın sağ kanattan ortasında araya giren Nelsson’un müdahalesinde top az farkla kornere gitti. 41. dakikada Mertens’in ceza sahası sağ çaprazdan şutunda meşin yuvarlak üst direğe çarpıp oyun alanına döndü.

55. dakikada sol kanattan gelişen atakta ceza sahasına sol çaprazdan giren Barış Alper’in yerden sert şutunda top uzak köşeden ağlara gitti (0-1). 61. dakikada Hakim Ziyech’in ceza sahası dışından sol ayağıyla sert vuruşunda top ağlarla buluştu (0-2).

64. dakikada Leroy Fer’in Barış Alper’e yaptığı müdahalenin ardından hakem Cihan Aydın, ikinci sarı karttan kırmızı kart göstererek Fer’i oyun dışına gönderdi. 72. dakikada sol kanatta hareketlenen Köhn’ün pasıyla ceza sahası içinde giren Barış Alper’in sağ ayağıyla yerden şutunda top ağlara gitti (0-3).

83. dakikada sağ kanatta gelişen atakta Kaan Ayhan’ın pasında topla buluşan Icardi kale sahası içinde topu boş kaleye gönderdi (0-4).

Stat: Alanya

Hakemler: Cihan Aydın, Caner Özaral, Hakan Yemişken,

Alanyaspor: Ertuğrul Taşkıran, Hadergjonaj, Furkan Bayır, Aliti, Balkovec, Richard (Ui-jo Hwang dk. 62), Fer, Oğuz Aydın, Efecan Karaca (Janvier dk. 69), Yusuf Özdemir (Sisto dk. 77), Ahmed Hassan (Novais dk. 62)

Galatasaray: Muslera, Aurier (Kaan Ayhan dk. 46), Nelsson (Sanchez dk. 77), Abdülkerim, Köhn, Kerem Demirbay (Zaha dk. 77), Torreira (Ndombele dk. 84), Kerem Aktürkoğlu (Ziyech dk. 46), Barış Alper, Mertens, Icardi

Goller: Barış Alper (dk. 56 ve 72), Ziyech (dk. 61), Icardi (dk. 83) (Galatasaray)

Kırmızı kartlar: Fatih Tekke (dk. 19) (Teknik Direktör) (Alanyaspor), Leroy Fer (dk. 64) (Alanyaspor)

Paylaşın