Akalazya Nedir, Belirtileri Ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Akalazya (Achalasia), yeme işlemi sırasında yemek borusunun kasılamaması ile ortaya çıkan hastalıktır. Bu hastalık ortalama olarak 2-3 yıl içerisinde gelişmektedir.

Akalazyalı hastalar yutma sırasında yemek borusu ile mide arasındaki kapağın  açılamaması nedeniyle lokmanın takıldığını hissederler. Yutulan lokmalar yemek borusunda birikir, miktarı ve ağırlığı artınca kapağı zorla açarak mideye geçer. Bolca su içerek yutmaya çalışırlar. Hastalık genellikle yavaş ilerler, belirtiler başlangıçta hafiftir. Hastalar zaman geçtikçe yavaş yavaş bu durumlarına alışırlar,  bu hallerini normal zannedebilirler. Çoğunlukla doktora gecikmeli başvururlar. Akalazya ilerlediğinde yemek borusunun yapısını bozarak genişlemesine neden olur.

Akalazya hastalığının belirtileri:

Yutma güçlüğü (disfaji, dysphagia) akalazyanın en önemli belirtisidir. Regürjitasyon ikinci sıklıkta karşılaşılan belirtidir. Mideye geçemeyip yemek borusunda birikmiş gıda artıkları ve sıvılar geriye ağıza doğru gelir. Reflü hastalığında da benzer bir şey olduğu için akalazya hastaları yanlışlıkla reflü hastası zannedilebilir. Regürjitasyon gece olursa geri  kaçan şeyler uyurken nefes borusuna kaçabilir. Göğüs ağrısı akalazyada sık görülen bir başka önemli belirtidir. Daha çok genç akalazyalı hastalarda görülür. Çoğu hastada zamanla kendiliğinden azalıp kaybolur. Bazılarında bir kaç yıl devam edebilir. Yemek borusunda uzun süre bekleyen besin artıkları bakterilerin etkisiyle bozularak kokuşmaya, mukozada tahrişe ve reflü hastalığındakine benzer şekilde yanma hissine yol açabilir.

Akalazyanın Nedenleri Nedir?

Akalazya, yemek borusunda (özofagus) bulunan kasların sinirlerinde meydana gelen hasarla ortaya çıkmaktadır. Çeşitli hastalıklarla veya ortada sebep yokken bile yemek borusundaki kapakçığı besleyen sinirlerin ölmesiyle hastalık ortaya çıkmaktadır. Hastalıkta genetik yatkınlığında etkili olduğu düşünülmektedir.

Akalazyanın Risk Faktörleri Nedir?

Genetik yatkınlık, mide rahatsızlıkları, 20-30 yaşlar ve kadınlar akalazyada risk oluşturmaktadır.

Yemek yerken oldukça fazla zorlanan akalazya hastaları toplum içinde yemek yemekten çekinirler. Bir süre sonra hastalarda utangaçlık ve depresyon baş göstermektedir. Bunun yanında yemek borusunda kanamalar meydana gelmektedir. Yemek borusunda tahriş ve yırtılmalar söz konusudur.

Akalazya için Doktor Randevusu Öncesi Neler Yapılmalıdır?

Yutma zorluğu, göğüste tıkanma ve geğirme belirtilerinde vakit kaybetmeden doktor randevusu oluşturmalısınız. İlk evrelerde belirti vermeyen akalazyada hastalığa karşı düzenli olarak doktor kontrolüne gitmenizde fayda var. Randevu öncesinde belirtileri ve süresini not edebilirsiniz.

Akalazyanın Tetkik Yöntemleri Nelerdir?

Akalazya hastalığında vakaların pek çoğu ileri evrelerde doktora gitmekteler. Akalazya hastalığında, çekilen filmlerle yemek borusundaki genişleme incelenmektedir. Tanı koymak için ne yazık ki yeterli bir yöntem bulunmamaktadır. Bu yüzden hasta radyolojik, endoskopik ve manometrik olarak incelenmektedir. Bu testlerde özofagusun yapısı incelenerek tanı konulmaktadır.

Akalazyanın Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Akalazyada yutma işlevini kolaylaştırmak için tedaviler uygulanmaktadır. Ölen ve hasar gören sinirler ne yazık ki tedavi edilememektedir. Buna bağlı olarak ilaç tedavisi, botoks enjeksiyonu, dilatasyon ve miyotomi olarak farklı tedavi seçenekleri uygulanmaktadır. İlaç tedavisinde kasları gevşeten ve basıncı düşüren nitrat ve kalsiyum bazlı ilaçlar kullanılmaktadır. Dilatasyon yönteminde balon dilatörler kullanılarak genişletme işlevi yapılmaktadır. Bu tedavi yönteminden sonra hastaların 5 yıl sonra tekrar dilatasyon yaptırması gerekmektedir ve işlem tekrarı arttıkça başarı oranı düşmektedir. Bunun yanında yemek borusunda delinme, kanama, sırt ve göğüs ağrısı gibi komplikasyonların ortaya çıkmasına neden olmaktadır.

Akalazya Hastaları için Yaşam Stili Önerileri

Akalazya hastalarının yemeklerini yavaş yemeleri, iyice çiğnemeleri ve su ile tüketmeleri faydalı olacaktır. Bunun yanında çikolata, asitli gıdalar, sos ve alkol gibi reflüyü artıran gıdalardan uzak durmaları gerekmektedir.

Not: Sunulan bilgilerin amacı herhangi bir hastalığı teşhis veya tedavi etmek, iyileştirmek veya önlemek değildir. Tüm bilgiler yalnızca genel bilginize yöneliktir, tıbbi tavsiye veya belirli tıbbi durumların tedavisinin yerine geçmez. Uygulamadan önce bu bilgileri doktorunuzla görüşün.

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir