2021 En Sıcak 5’inci Yıl Oldu

Avrupa Birliği (AB) Copernicus İklim Değişikliği Servisi’nin 2021 yılına dair sıcaklık raporu paylaşıldı. İklim bilimcisi olan Zeke Hausfather tarafından analiz edilen bulgulara göre, 2021 yılı tarihin en sıcak 5’inci yılı olarak kayıtlara geçti.

Geçen yıl, şimdiye kadarki en yüksek Haziran-Ağustos arası ortalama kara sıcaklığının tespit edildiği belirtilirken, Pasifik Okyanusu’nda görülen bir soğuma örneği olan La Nina hava olayının Ekim ayında geldiği ve sıcaklıkların düşmesine neden olduğu aktarıldı. Copernicus, tarihte kayda geçen en sıcak 22 yılın 21’inin 2000 yılından bu yana meydana geldiğinin de altını çizdi.

2022 de sıcak geçecek

Aralık 2021’de Birleşik Krallık ulusal hava durumu servisi MetOffice tarafından yapılan araştırmanın sonuçlarına göre, 2022 sıcaklıklar endüstri öncesi ortalamalarının 1,09 santigrat derece üzerinde gerçekleşecek.

Ocak-Eylül 2021 verileri, Met Office’in 2021 tahmininin gerçek küresel ortalama sıcaklıktan yaklaşık 0,03 derece düştüğünü gösterdi. Ulusal hava durumu servisi, ortalama küresel sıcaklığın 2000-2020 yıllarında arasında 0,7 derece arttığını da kaydetti.

Araştırmanın sonuçlarına göre, 2022 yılının 1850-1900 ortalamalarının 1,96 derece üzerinde olsa da, hala Ocak-Eylül 2021’den daha soğuk olması bekleniyor.

Dünyada sıcaklık artışı

Dünya Meteoroloji Örgütü’nün (WMO) Kasım ayında yayımladığı “Küresel İklimin Durumu 2021” raporuna göre, yoğun sıcak hava dalgaları ve yıkıcı seller gibi aşırı hava olayları şu anda dünyanın “yeni normali” oldu.

Çalışmaya göre, 2002’den sonraki 20 yıllık sıcaklık ortalaması, sanayi devri öncesine kıyasla 1 dereceyi aşma yolunda. Küresel deniz seviyeleri ve atmosferdeki sera gazı birikimi de 2021’de rekor düzeylere çıktı.

Sera gazı yoğunluğunun küresel sıcaklık üzerindeki etkisiyle Ocak-Eylül 2021 döneminde küresel sıcaklık artışı 1850-1900 dönemindeki ortalama sıcaklığa göre 1,09 dereceyi buldu.

Rapora göre, artan sıcaklıkların gezegen üzerindeki etkisi de artarken, dünya daha önce görülmemiş bir yere doğru gidiyor. Rapor, 2021 dahil son 7 yılın büyük ihtimalle kayıtlara geçen en sıcak dönem olacağını söylüyor.

Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nın (UNEP) 12’ncisi yayımlanan Emisyon Raporu da sıcaklık ve emisyonlar konusunda diğer raporları destekliyor.

Rapor, karbon emisyonunun azaltılması yönündeki planların iklim krizinin tehlikeli boyutlarını önleyecek düzeyde olmadığını belirtirken bu yüzyıl sonunda küresel sıcaklık artışının 2,7 dereceyi bulabileceği ve bunun yıkıcı sonuçlar doğuracağı ifade ediliyor.

Sera gazları nasıl etkiliyor?

Paris Anlaşması hedeflerini karşılamak ve küresel ısıtmayı 1,5°C ile sınırlandırabilmek için, ülkelerin kolektif bir şekilde on yıl içinde sera gazı emisyonlarına neden olan fosil yakıt üretimini (kömür- yüzde 11, petrol- yüzde 4, doğalgaz-yüzde 3) küresel ölçekte yıllık yüzde 6 azaltması gerekiyor.

Ancak, 57 ülke ve AB’nin iklim değişikliği konusundaki performanslarını değerlendiren İklim Değişikliği Performans Endeksi 2021’e göre, ülkelerin hiçbiri, Paris Anlaşması hedefleriyle uyumlu bir yol izlemiyor.

Yine BM Çevre Programı ile IISD, Denizaşırı Kalkınma Enstitüsü, İklim Analitiği ve CICERO gibi diğer büyük araştırmacılar tarafından hazırlanan “Üretim Açığı Raporu”nun 2020 verilerine göre de dünyadaki toplam fosil yakıt üretimi küresel ısıtmayı 1,5°C sınırının altında tutmak için gereken seviyeye yakın değil.

Suudi Arabistan, Rusya ve ABD gibi önde gelen ihracatçıların üretimi daha da hızlı bir şekilde azaltması gerek. Ancak bunun yerine ülkeler, fosil yakıt üretiminde yıllık yüzde 2’lik bir artışa doğru ilerliyor.

Öte yandan, Leeds Üniversitesi’nde gerçekleştirilen bir çalışmaya göre, emisyon azaltımının hızla ve keskin şekilde gerçekleştirildiği senaryo, fosil yakıtlara bağımlı olan ve “ortalama” olarak değerlendirilebilecek gelecek senaryosuyla kıyaslandığında, yaşanan ısınma seviyesinden daha fazlasını yaşama riskini 13 kat azaltıyor. Fosil yakıtların yoğun şekilde sürdüğü gelecek senaryosu ise, önümüzdeki 20 yıl içerisinde sıcaklıkların 1 ila 1,5°C artabileceğini gösteriyor. Bu durum, Paris Anlaşması’nda belirlenen sıcaklık artışı sınırlandırmasının 2050 yılından çok önce aşılması anlamına geliyor.

(Kaynak: bianet)

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir